Elektrik elektronik eğitimi ile ilgili bilgiler, kitap özetleri, kitap sınav soruları ve eğitime dair her şey
Sayfalar
▼
21 Temmuz 2019 Pazar
NUTUK (Mustafa Kemal ATATÜRK) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili 7. Bölüm
Kitabın Adı : NUTUK
Kitabın Yazarı : Mustafa Kemal ATATÜRK
Düzenleyen : Dr.Tuğrul BAYKENT
7. BÖLÜM: İLK ZAFER: DOĞU ANADOLU NUN KURTARILIŞI (Ana metin, s.: 54-56)
Efendiler, yüce kurulunuza Doğu cephemizden de biraz bilgi vereceğim: Büyük Millet Meclisi İkinci Başkanı ve Erzurum Milletvekili olan Celalettin Arif Bey, 15 Ağustos 1920 günü, sürekli başağrısı gerekçesiyle Meclis'ten iki ay izin aldı. Erzurum milletvekillerinden Hüseyin Avni Bey'in de kendisiyle birlikte gönderilmesini istiyordu. Hüseyin Avni Bey'in herhangi bir özrü yoktu; kendisini ben özel bir görevle gönderdim.
Erzurum'a varan Celalettin Arif Bey, bana, 10, 15 ve 16 Eylül günlerinde, Erzurum halkı arasında büyük kaynaşma olduğunu bildiren şifre telgraflar göndermeğe başladı. Doğudaki kolordumuzda korkunç bozulmalar ve yolsuzluklar varmış. Halk, kendisinin oraya gitmekte olduğunu öğrendiği için beklemeğe başlamış. Yakınmalar dikkate alınmazsa Ankara'ya olan güven ortadan kalkabilirmiş. Buna karşı halk ile görüşerek eski Adana valisi Nâzım Bey'in Erzurum valiliğine getirilmesine karar vermişler; bu hükümetçe onaylanıncaya kadar da vali vekilliğini kendi üzerine almış.
Doğrusu Efendiler, ben bu bildirilenlere hiç inanmadım. Celalettin Arif ve Hüseyin Avni Beylerin birer yol bulup Ankara'dan Erzurum'a gitmeyi sağlamış olmalarını anlamlı buldum ve şaştım.
Üstelik ayni günlerde Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa da, Celalettin Arif Bey'in Doğu İlleri Valiliğine atanmasını önermekteydi; bu kişinin, kendi komutasındaki ordunun büyük yolsuzluklara ve bozukluklara batmış olduğunu söyleyerek kendi tutumundan yakındığını bilmiyor görünüyordu.
Efendiler içinde bulunduğumuz durum çok önemli ve ağırdı. Durumu asıl ağırlaştıran neden, ayni günlerde Doğu Cephesinde Ermenilere karşı saldırıya geçmeğe karar vermiş ve hazırlığa geçmiş olmamızdı. Bunun için hazırlanmakta ve önlemler almakta idik. Doğu Cephesi Komutanına da gerekli buyruklar verilmişti. Hükümetin Adalet Bakanı ise, ileriye yürütülen bu ordunun sözde hırsızlığını, görevlilerinin yolsuzluklarını ortaya çıkarmak üzere ve yasadışı bir yolla vali-vekilliğini üstleniyordu!
Beraberinde götürdüğü Erzurum milletvekili Hüseyin Avni Bey ise, Milli Eğitim Bakanı Rıza Nur'a gönderdiği şifre telde şunları söylüyordu: "İslam halkına zulüm yapan Ermeniler karşısında ordunun yüreksizlik göstermesi ve yolsuzluklara meydan verilmesi, pek kötü etki yapmış ve her özveriye katlanan Erzurum halkını ayaklanmaya götürmüştür. Kâzım Paşa'da Doğu işlerini yönetebilecek güç bulunmamaktadır."
Efendiler, Celalettin Arif Bey, ancak Büyük Millet Meclisi ordusunun Ermenilerle yapılan savaşı kazandığını gözleriyle gördükten sonra, Hüseyin Avni Bey'le Erzurum'dan ayrılmıştır. Meclis'te de karşıt tutum takınarak ve Kâzım Karabekir Paşa'ya saldırılarda bulunarak Meclisi çok oyalamışlardır.
Efendiler, Ermeniler, 24 Eylül 1920 sabahı Bardiz cephesinden baskın biçiminde yaptıkları genel saldırıda başarı sağladılar. Doğu Cephesinin bu hoş olmayan raporunu okurken, Celalettin Arif Bey'in de ayni günlü ultimatomunu alıyordum! Ermeniler geri püskürtüldüler. Ordumuz 28 Eylül sabahı ileri yürüyüşe geçti. O gün de Erzurum'dan elli imzalı telgraf Ankara'ya saldırıyordu. Ne kötü rastlantı!.. Sanki bu baylar, bize karşı Ermenilerle sözleşmiş gibi!..
Ordu 29 Eylülde Sarıkamış'a girdi; Göle alındı. Ama bir ay burada kaldı. Buna Celalettin Arif Bey ve arkadaşlarının yarattığı durumun yol açtığını kestirebilirsiniz.
Nitekim Kâzım Karabekir Paşa, 30 Eylül günlü şifresinde, Celalettin Arif Bey'e aynen şunları yazacaktır: "Erzurum halkı adına kırk-elli imzayla çekilen açık telgraf, dış düşmanların milyonlar harcayarak elde edemeyeceği bir belgedir!"
Efendiler, savaş alanında buyruk bekleyen Doğu Ordumuz, 28 Ekim günü Kars üzerine yürüdü. Düşman direnmeksizin Kars'ı bıraktı.
7 Kasım'da birliklerimiz Arpaçay'a kadar olan bölgeyi ve Gümrü'yü aldı.
Ermeniler bir gün önce savaşı bırakmak ve barış yapmak için başvurmuşlardı. Görüşmeler sonunda Gümrü Andlaşması imzalandı. Bu, Ulusal Hükümet'in yaptığı ilk andlaşmadır. Ermenistan, Gümrü andlaşmasıyla, Osmanlı Devleti'nin 1877 savaşında yitirmiş olduğu yerleri de bize, ulusal hükümete bırakmış ve aradan çıkarılmıştır.
8 Şubat 1921 tarihinde de Türkiye - Gürcistan andlaşması için görüşmeler başladı ve verdiğimiz kesin bir ültimatom üzerine Ardahan ve Artvin'i geri aldık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder