Sayfalar

13 Temmuz 2019 Cumartesi

Yeşil Yol (Stephen King) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Yeşil Yol

Kitabın Yazarı : Stephen King

Kitap Hakkında Bilgi :

Acımasız katillerin bulunduğu Could Mountain hapishanesinin E bloğuna hoş geldiniz. Buradaki mahkumlar Yaşlı Spark diye bilinen elektirikli sandalye için sıralarını beklerlerdi. Hapishane gardiyanlarından Paul Edgecombe için bütün katiller aynıydı. Ta ki John Coffey adındaki mahkumla tanışıncaya dek. Dev cüsseli, çocuk kalpli bu adam Edgecombe'un hayatını değiştirecekti.

Kitabın Özeti :

Kitabımız Yeşil Yol romanında hikaye 1932 yılında Amerika’da geçmektedir. Could Mountain hapishanesi katillerin tutulduğu E Bloğu ile ünlü bir yerdir. İdamlık mahkumların elektrikli sandalyeye giden son durakları bu hapishanedir.

Could Mountain hapishanesinde elektrikli sandalyeye giden yoldaki koridorun yerleri yeşildir. Bu yüzden mahkumlar ve gardiyanlar arasında burası yeşil yol olarak bilinir.

Baş gardiyan olan Paul Edgecombe diğer gardiyanlar ile birlikte işini çok ciddiye alır. Sürekli yapmalarına rağmen yine de her gün idam prosedürünü tekrar eden provalar yaparlar. Hapishanede tutulanlar acımasız katiller de olsa son yolculuklarına hiçbir sorun yaşanmadan gitmeleri gerektiğini düşünmektedirler.

Gardiyanların hayatları günlük olarak monoton geçerken hem onların hem de tüm hapishanenin kaderi John Coffey adında bir mahkumun gelmesi ile tamamen değişir. Dev cüssesi ile dikkat çeken bu adam iki küçük kız çocuğuna tecavüz ederek öldürmekten mahkum olmuştur. Bu yüzden herkes için ilk başta onun da diğer acımasız katillerden bir farkı yok gibidir. Fakat zamanla gardiyanların ve diğer mahkumların bu düşüncesi değişmeye başlar.

Gardiyanlar John’u tanıdıkça onun aslında bir çocuk kalbine sahip olduğunu anlamaya başlar. Yine de hakkında verilen hüküm kesindir. Tüm gardiyanlar arasında iki kız çocuğunu öldürenin o olmadığı ve masum olduğu düşüncesi oluşmaya başlar.

John’un şaşırtan bir tarafı ve şaşırtıcı güçleri vardır. Baş gardiyan Paul dindar bir adamdır. John ile tanışınca o da bir iç karmaşaya doğru sürüklenmeye başlar. Bunlardan en önemlisi ise John’un her türlü hastalığı iyileştirebilme özelliğidir. Paul'un geçmeyen ve çok sıkıntı veren idrar yolları iltihabı vardır. İmdadına John yetişir ve onu her zamankinden daha iyi olacak şekilde iyileştirir.

Percy Wetmore adında valinin karısının bir akrabası olan torpilli bir gardiyan daha vardır. Percy Wetmore sadist ruhlu ve insanların acı çekmesinden zevk alan ve öbür gardiyanlarla olan farkı hemen göze çarpan bir kişidir. Mahkumlardan Delacroix, John Coffey karşısında ki yatan mahkumdur ve evcil bir faresi vardır. Bu fare ile John Coffey de dost olmuştu. Kötü kalpli gardiyan Percy, Delacroix'in faresinin üzerine basıp onu öldür. Percy, John Coffey ve farenin sahibinin acı çekmesinden zevk alır.

John Coffey gözyaşları içinde ölü fareyi avuçlarının içine alarak, öbür gardiyanların hayret dolu bakışları arasında, fare dostuna imkansızı başararak, yeniden hayat verir. Herkes ölen farenin tekrar canlandığını görerek çok şaşırır.

Bu olay gardiyan Paul’un tüm bakış açısını değiştirmeye zorlar. Paul, Tanrı’nın ona gönderdiği bu mucizevi insanı öldürmek zorunda olduğunu kabullenemez. Bu yüzden kendi içinde bir çatışma yaşamaya başlar.

John’un yeteneğini gören gardiyanlar çok sevdikleri hapishane müdürünün karısının ölümcül hastalığını da iyileştirebileceğini düşünmeye başlarlar. Bunun üzerine onu hapishaneden gizlice çıkararak hapishane müdürünün evine götürürler. John kadının hastalığını içine çekerek onu tamamen iyileştirir. Paul ve arkadaşları bir gerçeği daha öğrenmiş olurlar. John aslında hastalığı iyileştirmiyor, onu birinden alıp kendi içinde tutuyordur. Bu yüzden John’un sağlığı kötüleşir. Gardiyanlar bu dev gibi adamı zor da olsa hapishaneye geri getirirler.

John tam hapishane odasına gireceği zaman kadından aldığı hastalığı nefret edilen gardiyan Percy'e verir ve onun tamamen kendini kaybetmesine neden olur. Bir anlamda kendi içinde adaleti sağlamış olur.

Günler ilerler ve artık John’un da idam günü gelir. Paul böyle birini öldüremeyeceğini düşünmektedir. Fakat görevini yapmak zorundadır. John ona son olarak bir şeyler gösterir. Gerçekte yaşananları yine kendine ait güç ile ona gösterir. İki kızı aslında kendisi öldürmemiştir, bu kötülüğü bir başkası yapmıştır. O kişi de o anda aynı hapishanededir.

Paul daha fazla dayanamaz ve John’a ne istediğini sorar. İsterse onu hapishaneden kaçıracağını da belirtir. Sadece istemesi yeterlidir. Fakat John bunu kabul etmez. Bu güçleri ile daha fazla yaşamak istemediğini belirterek şunları söyler:

"Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana yardım edecek, bana nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Asıl da acıdan. Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum."

Bunun üzerine gardiyanlar ve Paul son kez yeşil yolda ölüme doğru yürürler.

Filmi hemen herkes tarafından defalarca izlenen Yeşil Yol kitabı bir kerede okunacak kitaplardan bir tanesi. Stephen King, Yeşil Yol ile adeta bir başyapıta imza atmıştır.

Kitabın Kahramanları, Kişiler :

Paul Edgecomb: Roman onun ağzından anlatılır. İdamlıklar koğuşu olan E-Bloğunun gardiyanıdır. Kıdem olarak diğerlerinin üstünde olmasına rağmen bunu mesai arkadaşlarına pek hissettirmez. İnsancıl ve adil oluşu, sakin ve çocuksu kişiliğiyle romanın pozitif karakterlerinden biridir. Hiç geçmeyen süregen idrar yolu enfeksiyonu, mahkûm Coffey tarafından esrarengiz bir şekilde iyileştirilince inançlarında farklılıklar gelişir. Coffey'in sırlarını ilk öğrenen odur.

Brutus Howell : Bu iri yarı gardiyanın lakabı 'Brutal' gaddar anlamına gelir ama kendisi hiç de öyle değildir. Bu lakabı üniversiteden atılmadan önce oynadığı üniversite futbol takımındayken almıştır. Son derece yumuşak başlı, uyumlu, iyi kalpli ve insancıl bir adamdır. Paul Edgecomb'un yakın arkadaşıdır.

Percy Wetmore: Romanın en kötücül karakteri, aşağılık duygusuyla dolu ufak tefek bir gardiyandır. Rütbece en düşükleridir ama torpilli olduğu için oldukça rahat hareketleri vardır. Kendisi valinin eşinin bir akrabası olur. Zalim, acımasız, anlayışsız ve biraz da aptaldır. Aynı zamanda da bir korkaktır. Aşağılık duygusunun bir yansıması olarak mahkumlara işkence eder. Tüm koğuşun maskotu olan minik bir fareyi bile öldürürken büyük zevk alır. Hiç idam gerçekleştirmemiştir ve Edgecomb'a bir dahaki idamı kendisinin yönetmesi için baskı yapar, amacı mahkumu acı çektirerek yavaş yavaş öldürmektir.

John Coffey : 'Yeşil Yol'a en son getirilen mahkumdur. Romanın ikinci önemli karakteri olan bu uzun boylu, çok iri, ve kaslı siyahi adam neredeyse küçük bir dev görünümündedir. Çocuksu ve saf bir kişiliğe sahip olan bu talihsiz adam çalıştığı çiftliğin sahibinin iki küçük kızını öldürmekten yargılanıp idama mahkûm olmuştur. Ancak etrafa saçtığı sevgi ve olumlu hava gardiyanlarda onun suçsuz olabileceği kuşkusunu oluşturur. Bir de garip ve olağanüstü yeteneklere sahiptir. Ölü bir fareyi diriltir, ölümcül hastaları iyileştirir.

Delacroix : Diğer bir idam mahkumu. Bitkin bir görünümü ve tedirgin davranışarı var. Beyaz farenin sahibi.

Jan Edgecomb : Gardiyan Paul Edgecomb'un karısı

Hal Moores : Hapishanenin müdürü. İyi niyetli ve insancıl bir memurdur.
Karısı ölümcül bir hastalığa yakalandığı için yataktan kalkamamaktadır. Bu durum müdür Hal Moores'ı oldukça sarsmış ve nedereyse hayata küsmesine neden olmuştur. Coffey'in büyülü yetenekleriyle karısını tamamen sağlığına kavuşturması,Hal Moores'un inancını tekrar gözden geçirmesine neden olur.

Klaus-Detterick : Pamuk çiftliğinin sahibi. Öldürülen iki kızın babası.

Yeşil Yol (Stephen King) Kitabının Gerçek Hikayesi için tıklayınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder