Elektrik elektronik eğitimi ile ilgili bilgiler, kitap özetleri, kitap sınav soruları ve eğitime dair her şey
Sayfalar
▼
16 Ekim 2019 Çarşamba
Filler Sultanı İle Kımızı Sakallı Topal Karınca (Yaşar Kemal) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Filler Sultanı İle Kımızı Sakallı Topal Karınca
Kitabın Yazarı : Yaşar Kemal
Kitap Hakkında Bilgi :
Filler Sultanı'nda bir halk masalından yola çıkılarak güç ve haklılık arasındaki ilişki ele alınır. Filler Sultanı gücüne güvenerek karıncalara savaş açar. Haklı ya da haksız olmak onun için önemli değildir. Gücünü kendinden milyonlarca kez küçük karıncalar üzerinde denemektir niyeti. Ancak karıncalar birleşir ve haksızlığa boyun eğmeden filler sultanlığını devirirler.
"Eğer insan soyunun bu en zaliminin simgesini, benzerini hayvanlar arasında arayacak olsaydım, belki timsahları bulurdum, boa yılanlarını bulurdum. Yok yok, sanmıyorum ki yeryüzünde bu zalimleri simgeleyecek korkunçlukta bir hayvan türü bulabilelim..."
- Yaşar Kemal-
"Korkusuz bir toplum eleştiricisidir Yaşar Kemal. Ve eşsiz bir şair. Onu okuyan herkes büyüleyici, güçlü anlatım yeteneğine hayran kalır."
- Dagens Nyheter,
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, kocaman cüsseli filler ve çalışkanlıklarıyla nam salmış karıncalar arasındaki savaştan bahsetmektedir. Filler karıncalar ülkesine savaş açar ve güzelim karınca şehirlerini koca ayaklarıyla yerle bir edip milyonlarca karıncayı da telef ederler. Filler karıncalara savaş sizin yüzünüzden başladı, sizin canınızı bağışlamam için bana köle olmak zorundasınız der. Kırmızı sakallı topal karınca köleliği kabul etmeyip küçücük cüssesine bakmadan karşı gelir filler sultanına...
Kitabın Özeti :
Günlerden bir gün, fil ülkesinin sultanı, baş yaveri hüdhüdler başı Ulukepez'in getirdiği haberi alır. Ulukepez, filler sultanının kara kara düşündüğü kıtlığa çare bulmak amacıyla karıncalar ülkesinden getirdiği bolluk bereket haberlerini sultana iletir. Ulukepez hem fil dili hem karınca dili bilir. Bunun üzerine sultan fil askerlerine emir verir ve hep beraber karıncalar ülkesine saldırıya geçerler.
Saldırıda milyarlarca karınca fillerin ayakları altında ezilir. Karıncalar nesli tükenmek üzereyken filler sultanına yalvarır yakarır, savaşı durdurmasını, aksi halde bir tane bile karınca kalmayacağını söylerler. Filler de karıncaların bundan böyle sadece ve sadece filler için çalışması şartıyla savaşı durdurur; bir yıl içinde karıncalardan kendisine devasa bir saray inşa etmelerini, içine dünyanın merkezinde bulunan mavi elmastan bir taht yapmalarını, bütün fillere yüz yıl yetecek kadar da yiyecek doldurulmasını ister.
Karıncalar ise aynen kabul ederler. Bu esnada savaşı durdurması için filler sultanının yanına gelen, karıncaların en bilgini, en ulusu kırmızı sakallı topal demirci karınca, bütün bunların bedelini filler sultanının ödeyeceğini söyleyerek kaçar ve uzaklaşır.
Savaşın bitmesiyle beraber karıncalar derhal sarayın ve tahtın yapımına başlar. Şart koşulduğu üzere bir yıl içinde devasa bir saray yapılır, mavi elmastan parlak bir taht da yapılıp bitirilir.
Bu arada filler sultanı, Ulukepez'in de yardımıyla, hem karıncaların bu çalışkanlığından yararlanmak hem de manevi olarak onları kendisine bağlamak için uzun uzun kafa yorar. Ulukepez gece gündüz demeden uçar karınca kentlerinin üzerinde sultana haber getirir. Yine de sultana yetmez bu tutsaklık, karıncalar karıncalıklarını unutsun kendilerini fil saysın ki öyle canla başla çalışsın fil ırkı için ister. İlkin karınca dilini yasaklar tüm karıncalara fil dili öğrenmelerini emreder. Fil olma okulları açar ve yeni doğan karıncaları bu okullarda fil gibi yetiştirir. Bu okullar sürekli olarak kendisini fil zanneden karıncalar mezun eder; gazeteler, televizyonlar, radyolar sürekli olarak dünyadaki en büyük ve kahraman yaratığın filler sultanı olduğunu, karıncaların da çok çalışarak bir gün fil olabileceğini söyler. Bütün bunlar karıncaların asla düşünmeye vakti kalmaması amacıyladır. Hatta filler sultanı karıncaların düşünmeye vakti kalmasın diye fillerin her biri için ayrı bir saray, mavi elmastan bir taht, kendisi için ise daha büyük bir saray ve taht yapılmasını emreder, istedikleri de aynen yapılır.
Fakat filler sultanı ilk andan itibaren kafasına takılan soru nedeniyle sürekli rahatsızlık duymaktadır; kırmızı sakallı topal demirci karınca ne durumdadır? Savaş esnasında zıplayıp kaçmıştır ancak öldü mü, kaldı mı kendisinden hiç haberi yoktur ve bu karıncadan çok korkmaktadır. Başına ödüller koyar, arkasından sayısız fil gönderir, bir hüdhüdler ordusu gönderir ancak bir türlü yaşayıp yaşamadığından emin olamaz.
Soğuklar bastırıp da etrafta yiyecek kalmayınca karıncalar kentlerine dönerler, orası da tamtakırdır ya. Filler sultanı kızdığından yemek vermez karıncalara, Ulukepez karıncaların açlıktan kırıldığını görünce bir fikir sunar filler sultanına; isyancı kırmızı sakallı karıncaların kellesi karşılığında yemek vereceğini söylemesini ister. Karıncalar da casus sarıca karıncaları bir bir öldürüp sakallarını kırmızıya boyayıp kandırırlar filler sultanını da açlıktan ölmekten kurtulurlar. Sarıca karıncalar tembeldirler, çalışmaktan hoşlanmazlar. Filler sultanına casusluk yapmaları da bu yüzdendir.
Filler sultanı karıncaların düşünmelerine engel olmanın yollarını arar. Yine baş danışman Ulukepez, yardımına koşar filler sultanının. Ülkenin dört bir yanına fillerin barışçıl olduğunu karıncalar ülkesine eşitlik ve adalet getirdiğini karıncalara özgürlüğü getirdiğini karıncaların ezelden beridir cezalandırılmış filler olduğunu fil ulusu için çalışıp tekrar gerçek bir fil olabileceklerini bas bas bağıran borazanlar koyarlar. Diziler, filmler, dergiler ve gazeteler yayınlarlar. Karıncalar adeta düşünemez hale gelir. Sadece çalışırlar daha çok çalışırlar filler sultanı için.
Bir gün yine çalıştıkları bir sırada bir türkü duyarlar karıncaların özgürlük türküsüdür bu. Özgürlüğe çağrıdır, içten ve acıklıdır. Kulak verir karıncalar bu türküye. “Bizler birer karıncayız.” diye bağırmaya başlar. Baş kaldırır karıncalar, filler sultanına; bunu duyan bazı kırmızı karıncalar dağlardan kentlere inmeye karar verir. Topal demirci karınca, inmeyin hepiniz telef olacaksınız der de dinletemez karıncalarına. Amansız bir savaş başlar tekrar, filler sultanı en acımasız fillerini yollar kentlerin üzerine karıncalar ne yol denediyse üstesinden gelir filler. Yine yüzlerce binlerce karınca telef olur. Karıncalar bin beter esir düşmüştür bu sefer. Yeni bir saray yaparlar, yeni bir de taht daha görkemli daha büyük.
Kırmızı sakallı usta ise dağlarda sadece üç tane yaveri ile beraber yıllarca kitap okumuş, filleri nasıl alt edebileceklerini düşünmüştür. Karıncalar sayısız fillere savaş açma teşebbüsünde bulunmuş ancak hepsinde de mağlup olmuşlar, filler sultanının gazabı yüzünden daha fazla sömürülmüşlerdir. Kırmızı sakallı ise bir plan yapar: tüm karıncaları bir araya getirir. Gündüz çalışırlarken gece filler sultanının sarayının etrafını ve altını sürekli olarak oyarlar. Sürekli zeminin altındaki toprağı boşaltırlar. Bitirdikleri gün ise kırmızı sakallı topal karınca filler sultanına giderek onu dışarı çıkması için kışkırtır. Filler dışarıya çıktıklarında ise hepsi oyulan toprağa düşerek helak olurlar.
Yaşar Kemal’in kelimelerle anlatılamayacak ustalığıyla anlattığı bu efsanenin içeriği derinlemesine düşünüldüğünde siyasal ve sosyolojik analizleri de içinde barındırmaktadır. Kitap, ormandaki filler ile karıncalar arası iktidar mücadelesini, fillerin karıncaları sürekli olarak sömürmesini, bir ideoloji yaratıp onların zihinlerini sürekli olarak meşgul etmelerini, bilgi-iktidar ilişkilerini, sınıfsal yapıyı, iktidar-muhalefet ilişkilerini, istihbarat-bilgi-siyaset ekseninde vuku bulan gelişmeleri konu edinmektedir. Kitap boyunca Yaşar Kemal’in siyasal eğilimi olan sosyalist bir toplum tasavvurunun izlerini görmek de mümkündür. Kısacası kitap, fillerle karıncalar arasındaki mücadeleyi anlatırken açıkça güncel siyasi eleştirileri de içinde barındırmakta, bu yönüyle siyasal edebiyat alanının eşsiz örneklerinden birini teşkil etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder