Sayfalar

9 Kasım 2019 Cumartesi

Çizgili Pijamalı Çocuk (John Boyne) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Çizgili Pijamalı Çocuk

Kitabın Yazarı : John Boyne

Kitap Hakkında Bilgi :

Bu kitabı okumaya başladığınızda, kendinizi Bruno adında dokuz yaşında bir çocukla yolculuğa çıkmış bulacaksınız (ama bu kitap dokuz yaşındakiler için değil, her yaş grubunun okuması gereken bir kitap). Ve er geç kendinizi Bruno ile birlikte bir tel örgüde bulacaksınız. Umarız, hayatınız boyunca böyle bir tel örgünün öbür ucuna geçmek zorunda kalmazsınız.

"Derinden etkileyen, çok güzel ve tane tane kaleme alınmış"
Wall Street Journal

"Heyecan verici ve sarsıcı"
USA Today

"Olağanüstü bir kitap!"
Irish Examiner

"Arkadaşlık ve savaşın korkunçluğunu işleyen olağanüstü bir roman."
Irish Independent

"Derinden etkileyen, çok güzel ve tane tane kaleme alınmış."
Wall Street Journal

"Heyecan verici ve sarsıcı!"
USA Today

"Olağanüstü bir kitap!"
Irish Examiner

"Arkadaşlık ve savaşın korkunçluğunu işleyen olağanüstü bir roman!"
Irish Independent

"Kesinlikle çok iyi yazılmış, dokunaklı bir öykü. Okuduklarım çok çok uzun süre aklımdan çıkmayacak!"
The Star

"Yazar, kitap boyunca okurun hep bir adım önündeki konumunu korurken, öldürücü darbeyi son sayfalarda indiriyor."
The Independent

Çizgili Pijamalı Çocuk, İrlandalı çocuk kitapları yazarı John Boyne'in ilk kez 2007 yılında yayımlanmış olan kitabıdır. Kitap bir çocuk kitabı niteliği taşısa da, yayınlandığı yıldan itibaren her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başarmıştır. Yazar, kitabın ilk taslağını çok az uyuyarak iki buçuk günde yazmıştır. Kitap tüm dünyada 5 milyondan fazla satmış, dünyanın birçok ülkesinde uzun zaman en çok satan kitap olarak kalmıştır.

Kitabın Özeti :

Bruno II. Dünya Savaşı sırasında büyümeye çalışan, ailesi ile Berlin’de, büyük bir evde yaşayan bir çocuktur. Umutsuz Vaka adını verdiği, on iki yaşında bir ablası vardır. Bruno’nun babası bir Nazi subayıdır ve bir gün Führer (Bruno onun adını Fury zannetmektedir) yanında çok güzel kadınla evlerini ziyarete gelir. Anne ve babası çok heyecanlıdır, çünkü görünüşe göre Fury önemli biridir. Ziyaretin ardından Bruno’nun babası terfi eder, karagah komutanı olur ve aile Bruno’nun adını Out-With (Auschwitz) diye anladığı bir yere taşınırlar. Buna çok üzülür, çünkü oturdukları çevreyi ve arkadaşlarını çok sevmektedir.

Out-With denilen yerde Bruno kendini çok yalnız hisseder. Etrafta kendilerininkinden başka bir ev ve dolayısıyla da başka çocuk yoktur. Bütün sevdiği arkadaşları Berlin’de kalmıştır. Çocuk yoktur ama eve çok sayıda asker girip çıkmaktadır. Bruno bundan oldukça rahatsız olmaktadır çünkü askerleri hiçbir zaman sevmemiştir. Bruno’nun babasının ofisi de evin içindedir ve içeri girilmesi kesinlikle yasaktır. Bir gün Bruno pencereden bakarken dışarıda bir grup tek tip pijama giymiş, saçları kazınmış insanlar görürür. Bruno tüm bunları odasındaki pencereden görmüştür. Bu kişilerin kimler olduğunu sorduğunda babasından onların gerçek insan olmadığını, sadece Yahudi olduklarını öğrenir.

Her gün bir öğretmen evlerine gelmekte, ablası ve Bruno'ya bazı dersler vermektedir. Öğretmenleri tarih dersine önem verse ve sanat ile okumayı zaman kaybı olarak görse de, Bruno macera kitapları okumayı çok sevmekte ve tarihten nefret etmektedir. Bu sırada ablası Gretel, öğretmeninin etkisi ile normal bir genç kızdan koyu bir Nazi’ye dönüşmektedir.

Macera hikayelerinin tutkunu olan Bruno, merakının ve can sıkıntısının bir araya gelmesiyle etrafta keşif yapmaya karar verir. Tel örgülerin yanı boyunca epey bir yol aldıktan sonra, tel örgünün diğer tarafında yere çökmüş oturan çizgili pijamalı ve kafası tıraş edilmiş bir çocuk görür. Çocuk çok zayıf ve hayli üzgün görünüşlüdür. Keşif gezisi sırasında tel örgülerin diğer tarafında kendisiyle aynı yaştaki karşılaştığı çocuğun adı Schmuel'dir. Schmuel de Bruno gibi yalnızdır. Bruno da tel örgülerin kendi tarafına aynı diğer çocuk gibi oturur ve çocukla sohbet etmeye başlarlar. Kampta yanında sadece babası vardır, annesi ve kardeşlerinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Schmuel babasını kamp içinde kaybetmiştir ve bulamamaktadır. Bruno ve Schmuel her gün tel örgünün biri bir tarafında, öbürü diğer tarafında buluşmaya başlarlar.

Kısa sürede çok iyi iki arkadaş olurlar. Kısa bir süre sonra Bruno'nun her öğleden sonra tel örgü boyunca yürüyüp yere oturarak Schmuel ile sohbet etmesi bir rutine dönüşmüş, ikisi çok iyi iki arkadaş olmuşlardır. Bazen mutfaktan alıp cebine sıkıştırdığı yiyecekleri Schmuel'e götürmektedir. Çocuğun yüzündeki mutluluğu gördükçe kendisi de mutlu olmaktadır. Bruno Out-With'e taşınmadan önceki en iyi arkadaşlarını artık o kadar da özlemiyor ve hatta isimlerini bile hatırlayamıyordur. Artık en iyi ve tek arkadaşı Schmuel'dir.

Out-with’de mutsuz olan sadece Bruno değildir. Oraya gidişlerinden yaklaşık bir yıl sonra annesi sonunda çocuklarla kendisinin Berlin’e dönmesi konusunda Bruno’nun babasını ikna etmeye çalışır. Zaman geçtikçe çevrelerinde askerlerden başka hiç kimse bulunmadığından yakınmaya başlayan ve böyle bir çevrede iki çocuk yetiştirilemeyeceğini söyleyen Bruno'nun annesi, babasına Berlin'e geri dönmek istediğini söyler. Babası ilk duyduğunda bunu kabul etmez. Sonraları bunun mantıklı bir fikir olduğunu, herkesin orada daha mutlu olduğunu kabul eder. Böylece yeniden taşınma hazırlıklarına başlarlar. Fakat Bruno Berlin'e geri dönmeye o kadar da hevesli değildir. Schmuel'den ayrılmak istememektedir.

Taşınmadan bir gün önce, Bruno Schmuel'i görmeye gittiğinde, onu olduğundan daha da üzgün bir halde bulur. Söylediğine göre babası çalışmaya götürülmüş, sonra da geri dönmemiştir. Bunun üzerine Bruno'nun da o çizgili pijamalardan giyerek beraber Schmuel'in babasını aramaya karar verirler. Fakat saatlerce araştırmalarına rağmen babasından bir iz bulamazlar. Tam Bruno'nun eve geri döneceği sırada askerler etraflarını sarar ve yürüyüşe götürüleceklerini söylerler. İkisinin de yürüyüşün ne olduğu konusunda bir fikri yoktur. Fakat Bruno da Schmuel de o yürüyüşten bir daha geri dönmezler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder