Elektrik elektronik eğitimi ile ilgili bilgiler, kitap özetleri, kitap sınav soruları ve eğitime dair her şey
Sayfalar
▼
19 Kasım 2019 Salı
Dracula (Bram Stoker) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Dracula
Kitabın Yazarı : Bram Stoker
Kitap Hakkında Bilgi :
Bram Stoker, vampirler ve Drakula hakkındaki bilgilerini İngiliz gezgin Emily Gerard tarafından yazılan Ormanın Ötesindeki Topraklarından isimli gezi kitabından almıştır. Aslında Stoker, kitabın adının "Kont Wampyr" olmasını ve Avusturya'nın Steirmark bölgesinde geçmesini planlamıştı. Bu hikaye'nin taslakları Dracula'nın bazı baskılarının başına eklenir. Fakat Gerard'ın (III. Vlad), Romanya ve Transilvanya hakkındaki notlarını okuduktan sonra romanının adını "Dracula" olarak değiştirir. Stoker ayrıca orjinal romanın başında kullanmak istediği fakat sonradan ayrı olarak yayınladığı Dracula'nın Konuğu isimli bir öykü de yazmıştır.
Gerçek tarihi olaylarda Voyvoda Osmanlılara esir düşmüş, sonraki yıllarda ülkesi Eflak beyliğinin valisi olarak atanmayı başarmıştır. İlk yıllarda Osmanlılara vergisini düzenli ödemeye devam etse de sonraki yıllarda Avrupa ittifakına katılıp Osmanlı'ya baş kaldırmış ve tutsak ettiği askerleri türlü işkencelerle öldürmüştür. En tanınmış işkencesi kazıklara oturtmasıdır. Kazıkları makattan sokup sırt kısmından çıkartır. Ve kazıkladığı kişileri öldürmez, bunlar bir gün içerisinde kan kaybından, açlıktan yahut susuzluktan ölürler. Dracula bu yaptıklarından sonra Osmanlı İmparatoru, tarafından başı kesilerek idam edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet ile Enderunda beraber eğitim aldığı da söylenir.
Drakula adlı kitap vampirleri konu almaktadır. Bazı yerlerde Transilvanya canavarı olarak da geçmektedir. Transilvanya'da yaşayan Drakula Şatosu'nun lordu olan ölümsüz Kont Drakula'yı yok etmeye çalışan bir grup insanın öyküsünü konu alır. Drakula adlı vampir, beyaz tenli, kırmızı gözlü, 20 insan gücünde, tırnakları uçlara doğru sivrilen, dudakları kırmızı ve beyaz,sivri köpek dişleriyle korkutucu görünüme sahiptir. Drakula adlı karakter bunun dışında tabutta uyuyan, gece dışarıda avlanıp, gündüz tabutunda saklanan bir gece canavarı olarak tasvir edilmiştir. Diğer özelliklerinden biri ise ölümsüz olmasıdır. Kurt, yarasa ve sıçan kılığına girebilmekte ve bu hayvanlara hükmedebilmenin yanında, bir delikten içeri sızabilmektedir. Ayrıca aynada görünmeme gibi bir özelliği de vardır. Yalnız modern kültürünün söylediğinin aksine güneş ışığıyla ölmez ve gündüzleri de dolaşabilir. Ama gündüz saatlerinde gücü azdır.Yine de şafak, öğle vakti ve gün batımında biçim değiştirme gücü vardır.
İngiliz yazar ve akademisyen Sir Malcolm Stanley Bradbury'nin, "şimdiye kadar yazılmış en güçlü korku hikâyelerinden biri" diye tanımladığı Dracula, hukukçu Jonathan Harker'ın Kont Dracula adında bir alıcının Londra'da satın almak istediği evin işlemlerini yapmak üzere Transilvanya'ya gidişiyle başlar. Jonathan, müşterisinin şatosunda dehşet uyandıran keşiflerde bulunur. Kısa bir süre sonra Londra'da da huzur kaçıran birtakım olaylar başlar. İçinde kimse olmayan bir tekne batar; genç bir kadının alnında gizemli bir işaret belirir, tımarhanedeki bir ruh hastası "Efendi"sinin gelmek üzere olduğundan dem vurmaya başlar. Olaylar, uğursuz kont ve onunla savaşmayı göze alan bir grup genç arasında çatışmaya dek gidecektir.
İrlandalı yazar Bram Stoker'ın, iki taraf arasındaki bu irade ve güç çatışmasını işlediği ve korku edebiyatının başyapıtlarından biri sayılan Dracula, yayımlanmasının üzerinden yüz yılı aşkın süre geçmesine karşın, bugün de aynı ilgiyle okunuyor.
Kitabın Özeti :
Avukat kâtibi Jonathan Harker, patronu Peter Hawkins’in rahatsızlığı nedeniyle onun yerine Kont Dracula’nın Londra’da satın aldığı mülklerin satış işlemlerini tamamlamak için Transilvanya’ya gider. Giderken nişanlısı Wilhelmina (Mina) Murray’ı Whitby’daki arkadaşı Lucy Westenra’nın yanında bırakmıştır. Uzun bir yolculuktan sonra Karpat Dağlarına ulaşan Harker’ı yerel halk özellikle de 5 Mayıs Aziz George Gününde Kontun şatosuna gitmemesi konusunda uyarır. Genç kâtibin kararlılığı üzerine yaşlı bir kadın ona boynundaki haçı verir.
Borgo Geçidinden şatoya kadar garip bir yolculuk geçiren Jonathan’ı şatoda uzun boylu, yaşlı, gür, beyaz bıyıklı, simsiyah giyinmiş olan Kont Dracula karşılar. Geç bir saat olması nedeniyle hizmetkarlarının evde olmadığını, konuğunun rahatını bizzat kendisinin sağlayacağını söyler. Kontun nazik tavırlarına karşın Harker, onun hiç yemek yememesi, aynada yansımasının olmaması, şatodaki tüm kapıların kilitli ve sürgülü olması, şatoda başka hiç kimseye rastlamaması gibi nedenlerle durumdan şüphelenir ve orada tutsak olduğunu anlar. Bu düşüncesini Konttan saklamaya çalışarak onun hakkında olabildiğince çok şey öğrenmeye çalışır. Kontun ataları Sekellere, ejder soyundan anlamına gelen Dracula’ya, III. Vlad Tepeş’e (Kazıklı Voyvada) dayanmaktadır ve Kont bundan büyük bir gurur duymaktadır.
Dracula, Harker’e şatoda bir ay süresince kalmasını nazik ama net bir ifadeyle belirtir. Ayrıca posta servisinin güvenilmezliğini bahane ederek dostlarına, sırasıyla 12 Haziran tarihli işinin neredeyse bitmek üzere olduğu, 19 Haziran tarihli birkaç gün sonra yola çıkacağı ve 29 Haziran tarihli şatodan ayrılıp Bistrata’ya vardığı bilgilerini içeren üç mektup yazıp hazırlamasını rica eder. Harker bu sayede kalan ömrünü öğrenir ve oradan kurtulmak için kaçış yolu aramaya başlar. Bir merdivenin tepesinde kilitli ancak biraz zorlamayla açılabilen bir oda kapısı bulur. Bu odada uykuya yenik düşer ve uykuyla uyanıklık arasında kendisini, üç kız kardeşin kanını emmesinden Kontun kurtardığını görür. Sabah olduğunda Harker kendisini odasında bulur. Kont, bunun bir rüya olduğunu ispatlamak amacıyla Harker’i kendi yatağına yatırmış ve eşyalarını onun bırakacağı şekilde düzenlemiştir. Başka bir gece de Harker, Dracula’nın şatonun uçuruma bakan duvarından bir kertenkele misali yürüyerek ayrıldığını görür.
Günler geçmektedir, 29 Haziran’ın bitmesine çok az bir süre kalmıştır. Harker kaçış yolu ararken şatoda yer alan eski bir şapelde, toprak dolu sandıkta uyuyan Dracula’yı görür.
30 Haziran’da Kont, bir sandık içinde, Transilvanya’dan Whitby’e gidecek Rus bandıralı Demeter Gemisiyle şatodan ayrılır ve Harker’i üç kız kardeşe bırakır. Harker’in oradan kurtulmak için tek yolu Kont gibi duvardan yürüyerek kaçmaktır.
Mina, Jonathan’dan aylarca haber alamamıştır. Arkadaşı Lucy, Arthur Holmwood’la nişanlanmıştır ve çok mutludur ancak uyurgezerliği Mina’yı kaygılandırmaktadır. Dracula’nın satın aldığı Whitby’deki mülkün yanında yer alan akıl hastanesinin yöneticisi olan Dr. John Seward da 59 yaşındaki hastası R. M. Renfield’de birtakım değişiklikler olduğunu fark eder. Adam, kibirli bir edayla efendisinin gelmek üzere olduğunu söylemektedir.
9 Ağustos gecesi Demeter, Whitby’deki Tate Hill Rıhtımına varır. Avucu içindeki bir haçla geminin dümenine bağlanmış kaptanın cesedi halkı dehşete sürükler. Gemiden canlı olarak inen sadece köpek kılığındaki Dracula’dır. Dracula, Renfield’in yardımıyla evine yerleşir ve Lucy’yi hipnotize ederek onun kanından beslenmeye başlar. Dr. Seward, gün geçtikçe halsizleşerek sararıp solan Lucy’yi tedavi edemeyince Amsterdamlı dostu Profesör Abraham Van Helsing’den yardım ister. Van Helsing durumu anlar ancak çok geç kalınmıştır. Lucy bu dünyadan bir Ölü Olmayan, bir vampir olarak ayrılmıştır. Yapılacak tek şey, bir dua eşliğinde Lucy’nin kalbine kazık çakılması, başının kesilmesi ve ağzının içinin sarımsakla doldurulmasıdır. Van Helsing, Türkolog dostu Arminius Vámbéry’dan Dracula’nın III. Vlad Tepeş’in ta kendisi olduğunu ve 400 yılı aşkın süredir yaşadığını da öğrenmiştir.
Çok geçmeden Dracula, besin kaynağı olarak Mina’yı seçer. Mina’nın kurtulması ve Dracula’nın daha fazla kişiye zarar vermeden bu dünyadan ayrılması için Jonathan, Mina, Dr. Seward, Van Helsing, Holmwood ve onun Texaslı arkadaşı Quincy P. Morris güçlerini birleştirirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder