Elektrik elektronik eğitimi ile ilgili bilgiler, kitap özetleri, kitap sınav soruları ve eğitime dair her şey
Sayfalar
▼
25 Kasım 2019 Pazartesi
Sekizinci Renk (Gülten Dayıoğlu) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri
Kitabın Adı : Sekizinci Renk
Kitabın Yazarı : Gülten Dayıoğlu
Kitap Hakkında Bilgi :
Ela, sıradan öğüt ve eleştirilere uyarak yaşama yumuşak iniş yapmak istemiyordu. Hayatı deneyerek, kalıplaşmış kuralları aşan özgür ve sıradışı bir kimlik edinmeyi amaçlıyordu.
O, çok renkli düşler kuruyordu. Örneğin; gökkuşağının sadece yedi renk olduğuna inanmıyordu. İnsanoğlunun gözlerini bürüyen bağnazlık perdesi yırtıldığında, yepyeni renklerin ortaya çıkacağına yürekten inanıyordu.
Ortaokul ve lise yıllarında, bu amaç ve inançlar doğrultusunda yanlış ya da doğru, acıklı veya gülünç pek çok serüvene atıldı. Ailesi ve arkadaşlarıyla sürtüşmelere girdi. Acı, korku, kaygı ve düşkırıklığıyla birlikte sevincin, coşkunun, aşkın ve mutluluğun doruklarında yaşadı.
Kitabın Özeti :
Ülev psikoloji dalında eğitim görmüş, yüksek lisans öğrencisidir. Hayali olan Amerika'ya gidebilmek için tez hazırlamaya çalışan, başarılı bir öğrencidir. Yapacağı çalışmanın sıra dışı çarpıcı bir nitelikte olması için aylarca uğraşıp durur. Gazete okurken Ela’nın resmini görür. Resmin altında kolej sınavları birincisi yazar. Küçük Ela’yla yapacağı çalışmaların teze ilginç ve önemli bir bölüm kazandıracağın düşünür. Bunun üzerine Ela’yı bulmaya kara verir. Ela’nın okuduğu okula giderek onu bulur. Ela ile tanışır. Ela bu tanışmadan annesine bahseder. Annesi Tiraje Hanım, Ülev’i evlerine davet eder.
Muhteşem Tiraje bunu kabul eder, çünkü Ela artık onların öğütlerini, sözlerini dinlemeyen, isteklerini yerine getirmeyen, asi bir kıza dönüşmüştür. ve aralarında sürekli kavgalar, tartışmalar çıkmaktadır. Ülev ile arkadaşlıkları böylece başlamış olur. Gittikçe yakınlaşırlar aralarında ki ilişki abla-kardeş ilişkisine dönmeye başlar. Ela artık olan her şeyden annesini sorumlu tutmaya başlar. Arkadaş edinememesi, argo sözcükler bilmemesi ve bunun gibi birçok şeyi annesinin onu koruyarak yetiştirmesine bağlar. Annesiyle sürekli kavga eder. Ela sırf arkadaş edinebilmek için kendisini önüne gelen herkesle sevgili olan biri olarak tanıtır. Bununla da kalmaz sigara içmeyi dener, bara gider, içki içmeyi dener... Bu süreç bir ay boyunca devam eder. Tiraje Hanım, Ülev’in Ela’yla konuşmasından mutluluk duyar. Ülev’in tezi bitmiş ve başarılı bulunmuştur, İngilizce’ye çevrilip Amerika’daki yüksek öğrenim kurumlarına başvuru yapar.
Tiraje Hanım, Ülev’in Ela’ya psikolojik terapi uygulamasını ister. Ülev bu isteği hiç düşünmeden kabul eder. Ela’yla oturumlara başladıklarında onu yavaş yavaş tanımaya başlar. Bir gün Tiraje Hanım, Akgün Beyle çok şiddetli bir kavgaya tutuşur. Ela bu kavgadan çok etkilenir.
Ela’nın bir sorunu da arkadaş edinememektir. Bu konuda Ülev’den devamlı öğütler alır. Ama annesinin öğütlerini istemez. Ela normal yaşam biçiminin dışında başka bir şekilde yaşamak ister. Rahatlamak için babası ile birlikte sömestre tatilinde Kartalkaya’ya giderler. Burada baba kız sabahtan akşama kadar eğlenir, geçen yarıyılın stresini üstlerinden atarlar. Bu tatil sırasında Tiraje Hanım’la Ülev bir restoranda buluşur. Hem Ela hem de kendi haklarında konuşurlar. Tiraje Hanım, Rum asıllı bir aileden gelmiştir. Bozcaada’da bir halası yaşamaktadır. Tatil bitmiş yeni dönem başlamıştır. Ela bu dönem boyu ailesiyle fazla sorun yaşamamış, bir üst sınıfa geçmiştir. Ela bu sene daha da hırçınlaşmıştır. Annesiyle daha çok sorunlar yaşamaya başlamıştır. Bu sırada Ülev’in çalıştığı şirket onu Diyarbakır’a gönderme kararı almıştır. Burada Ülev Psikolojik Danışmanlık birimi kuracaktır.
Ülev’in yokluğunda Ela tiyatroda ilk aşkı ile tanışır. İlk aşkının adı Efe’dir. Efe tiyatroda Ela’ya bir kartvizit verir ve kendisini buradan aramasını ister. Bu olayı hemen Ülev’e yazar. Ülev, Ela’ya bu konuda dikkatli olmasını yazar. Tiraje Hanım bir araştırmadan sonra kartın sahibini bulur. Ela tatsız bir olaydan sonra Efe’den ayrılmak zorunda kalır.
Bu arada yaz tatili yaklaşır. Yaz tatilinde Ela, Bozcaada’daki kampa gitmek ister. Ela o gün iki sürprizle karşılaşır. Annesi onu kampa kayıt ettirir. Ülev Diyarbakır’dan döner ve kampa hareket etme günü gelir. Ela ilk kez tek başına seyahat etme heyecanıyla Bozcaada’ya gider. Kamp hayatı ilk başta ona zor gelir ama sonradan alışır. Kampta bir hafta kaldıktan sonra İrini Hala’yı ziyarete gider. İrini Hala’nın evinin çatı katı ailenin geçmişiyle ilgili sırları taşımaktadır. Ela bu katta annesinin eski sevgilisini öğrenir. Bir de annesinin sır sandığını bulur. Ela’nın halasına yaptığı ziyareti biter. Tekrar kampa döner. Kampta bir süre kaldıktan sonra yine İrini Halayı ziyarete gider. Bu sefer uzun uğraşlar sonunda İrini Halayı ikna ederek sandığı açtırır. Sandığın içinde annesinin hatıra defterini bulur. Hatıra defterinin içinde ELA uyaklı bir şiir bulur. Bu şiiri gizlice yanına alır ve çantasına koyar. Bir süre sonra Tiraje Hanım şiiri bulur. Annesiyle zaten arası açık olan Ela’nın annesiyle arasında uçurumlar oluşur.
Bu sıralarda Ülev’in Amerika’ya gitme olayı çıkar. Ela ve Tiraje Hanım, Ülev’in gitmesini istemezler ama bunun üstesinden gelerek ayrılırlar. Daha kolay haberleşmek için Ülev, Ela’ya bilgisayarını internete bağlamasını söyler. Ela babasına bunu söyleyerek bilgisayarını internete bağlatır. Sık sık birbirlerine mesaj atarlar. Ela liseye başladığı için yeni arkadaşlar edinir. Alp adında bir çocuk onu çok etkiler. Ondan çok hoşlanmaya başlar. En sonunda Ela’nın istediği olur ve Alp ona çıkma teklif eder. Ela bu teklifi istekli bir şekilde kabul eder. Alp ile birlikte sınıftan bir arkadaşının doğum günü partisine giderler. Ama parti herkes tarafından bilinen ve kötü olarak nitelendirilen bir yerde yapılır. Bu partide çok kötü bir olay yaşanır. Bir kişi yüksek dozda eroin alarak hayatını kaybeder ve Alp’te rahatsızlanır. Bu haberi ve kızının fotoğrafını gazetede gören Tiraje Hanım bunlara çok sinirlenir.
Ela hem rahatlamak hem de dil eğitimi almak için Amerika’ya gitmeye karar verir. Babası Ela’yı yatılı bir dil kursuna yazdırır. Ülev’le hafta sonları görüşüp geziyor ve konuşuyorlardı. Ülev kendine yeni bir sevgili bulur. Zülfikar adında Pakistanlı birisidir. Genellikle Ela, Ülev’e Alp’ten, Ülev Ela’ya Zülfikar’dan bahseder. Bu sıralarda Ela’nın kurs süresi dolmak üzeredir. Ama daha çok New York’ta kalmak istiyordu. Bunun nedeni Alp’ti. Alp geçirdiği rahatsızlıktan dolayı New York’a tedavi olmaya gelir. Ela babasından izin almayı başarır ama babasından para almayarak kendi parasının yeteceğini düşünür. Bunun üzerine New York’ta bir süre daha kalır. Bu süre içinde Alp’le buluşarak New York’un her tarafını dolaşırlar. Ama bir süre sonra Ela’nın dil kursundaki dolabı soyulur. Bütün seyahat çeklerini paraya dönüştürdüğü için hırsız paraların hepsini alır. Bu olayın üzerine Ela çalışarak para kazanmaya karar verir. Bir restoranda piyanist olarak iş bulur. Piyanistlik yaptığı sırada Alp’ten haber alamaz.
Bir süre sonra Ela İstanbul’a döner. Ama onu İstanbul’da acı bir sürpriz karşılar. Annesinden Alp’in öldüğünü öğrenir. Yaz tatili biter. Okulda Alp için bir tören yapılır ve Alp’in anısına bir ağaç dikilir. Ela bazen ağacın yanına gelerek Alp’le konuşur. En sonunda birinci dönem biter. Ela bu yarıyıl tatilinde Erciyes’e kayak yapmaya gider. Burada acılarını biraz da olsa dindirir. İkinci dönem başladığında Amerika’dan okula yeni bir felsefe öğretmeni gelir. Bu öğretmenin adı Bay Çarli’dir. Bay Çarli, Ela ile iyi ilişkiler kurar. İkisi de birbirlerine ısınırlar. Yaz tatili geldiğinde Ela arkadaşlarıyla birlikte yurtdışına kampa gider. Kamp çok eğlenceli geçer. Yaz tatili bitip okul başladığında Ela son sınıftadır. Son sınıfta bir tane proje yarışması vardır. Bu projenin konusu “Yirmibirinci Yüzyılda Barış” tır. Ela bu yarışmaya katılır, okul ve ülke barajını geçerek Amerika’ya gitmeye hak kazanır. Amerika’dan geldikten sonra çeşitli ülkelerde konferanslar verir.
En sonunda diplomalar verilir ve yaz tatili gelir. Akgün Bey bu yaz tatilinde iş için Japonya’ya gidecektir. Ailesinin de onunla gelmesini ister. Ela’nın üniversite sınavı yaklaştığı halde Tiraje Hanım ve Akgün Beyle birlikte Japonya’ya gider. Burada gezinin keyfine varamaz. Bir süre sonra tekrar İstanbul’a dönerler. Ela geldiğinde üniversite sınavlarına girer ve iki kötü haberle karşılaşır. Ülev Zülfikar’dan ayrılmış İrini Hala ölmüştür. İrini Hala vasiyetinde tüm varlığını Ela’ya bırakır. Bu arada üniversite sınavlarının sonuçları açıklanır. Ela felsefe bölümünü kazanır. Ela bu aralar evde yalnız kalmıştır. Akgün Bey Japonya’ya gidip geliyordu. Tiraje Hanım da Amerika’ya gitmişti. Üniversiteye başladığında onu bir sürpriz bekler. Birisi her gün Ela’nın defterine aşk ile ilgili yazılar yazıyordu. Ela bunları düzenli olarak Ülev’e yazar. Ülev’de Ela’yı bu konuda uyarır. Bir gün Ela yazıları yazan kişi ile tanışma fırsatı bulur. Karlı bir havada Ela yolda yürürken bir buzun üstüne basarak kayar. Ela’yı birisi yerden kaldırmak ister işte bu kişi “o” dur. O kişinin adı Can’dır. Ela, Can ile buluşarak biraz sohbet eder. Ondan sonra eve giderek olanları Ülev’e yazar.
Ela ve Can birbirlerine büyük bir aşk ile bağlanırlar. Sınavlar bitip haziran ayı geldiğinde Ela ile Can nişanlanmaya karar verirler. Bunun için önce aile tanışmaları gerekir. Ama Tiraje Hanım tanışma iznini Akgün Beyin Japon ortaklarla yaptığı tersanenin açılışından sonraya verir. Ela Can’ı tersanenin açılışına getirir. Burada ailesiyle tanıştırır. Ela, Can’ın ailesiyle daha iyi bir şekilde tanışmasını ister. Bunun için Ela Can’ı evine davet eder. Burada Tiraje Hanım ve Akgün Bey kızlarının sevgilisi hakkında daha detaylı bir şekilde bilgi edinir. Bu tanışmadan sonra Can’da Ela’yı evine davet etmeye karar verir. Bu görüşmede Ela, Can’ın annesi Şarlot Hanım ve babası Yılmaz Bey ile tanışır.
Bu süreç devam ederken proje yarışması da devam etmektedir. Ela bu yarışmada ülkesinde birincilik kazanır. Bu birincilikten sonra Ela Amerika’ya davet edilir. Amerika’da bir eleme daha yapılır ve Ela bu elemeyi de aşıp finale kalır. Ela finale kaldıktan sonra ülkesine dönerek Bozcaada’ya dönerek oradaki yalıya gider. Yalının sırlarla dolu olan çatı katına çıkar ve orada bulunan annesinin sır sandığını açar. Bu sandığın içinde çok özel şeyler bulur. Bunları dikkatle inceler.
Bu arada Can’da kendine barda yeni bir iş bulur. Bu işte yeterince çalışıp para kazandıktan sonra üniversitenin açılmasına bir hafta kala Can işini bırakır. Ama Can işi bırakmadan önce bir dergide röportaj yapmıştır. Bu röportajın konusu hem çalışıp hem okuyan üniversiteli gençlerdir. Tiraje Hanım’da bir dergiden bu röportajı okuyup Can’ın çalıştığını öğrenir. Buna çok sinirlenir. Bu olaydan sonra yaz gelinceye kadar ailede bir sorun yaşanmaz. Ela da Can’dan özenerek bir işe girmeye karar verir. Can’da bu arada özel bir TV kanalında kameramanlık yapmaya başlar. Bu sıralarda Ela’da işini bulur. Küçük çocuklara solfej dersi verir. Yaz tatili bitip fakülte başlayınca Ela işini bırakmak zorunda kalır. Ama Can işini bırakmak istemez. Ela’da Can okula düzenli gelemediği için onun yerine not alır.
Bu sıralarda Tiraje Hanım anılarının yer aldığı bir kitap yazar. Aradan bir ay geçtikten sonra Ela Ülev’e ortalığı sarsacak bir haber yollar. Ela İstanbul’un ucuz sentlerinde Can’la oturacağı evi aramaya başlar. Bir süre ev aradıktan sonra uygun ev bulamayınca İrini Hala’nın Büyükdere’deki evlerine yerleşirler. Ela ile Can evliliklerinin başlarında çok mutlu olurlar. Ama sonradan tatsız olaylar yaşamaya başlarlar. Bu tasız olaylardan biri Can’ın okulu bırakmak istemesidir. Sonunda yaz tatili gelir. Ela bu yaz tatilinde Can ile birlikte Bozcaada’ya gitmek ister. Ama Can’ın Nemrut Dağı’nda olan çekimleri yüzünden Bozcaada’ya gidemezler. Ela bunun üzerine Nemrut Dağı’na giderek, Can’a sürpriz yapmaya karar verir. Nemrut Dağı’nda çok kötü bir sürprizle karşılaşır. Can, Ela’yı aldatıyordur. Ela bu olayın ardından sinirli bir şekilde İstanbul’a döner. İstanbul’a döndüğünde yaz tatili biter. Ela bu sene son sınıfa başlar. Can bu sene okula devam etmez. Çünkü Can Fransa’ya gitmiştir. Bunu öğrenen Ela bunalıma girmiştir. Bu bunalım nedeniyle Ela çok hastalanır. Hemen hastaneye kaldırılır. Ela hastanede bazı testler yapılır bu testlerin sonucunda Ela’nın (A) tipi sarılık ve bağırsak iltihaplanması geçirdiği anlaşılır. Doktor Ela’ya evde 2 ay hiç kalkmadan yatmasını söyler. Ela bu talimatlara uyarak 2 ay dinlenir ve sağlığına kavuşur.
Bu arada Tiraje Hanım orta yaş bunalımına girmiş gibi davranır. Sürekli Amerika’ya gider gelir. Bu olay dikkatini çeker. Ela ilk olarak bunun nedenini annesinin eski sevgilisi Aleksandır sanar. Ela’da eski evine giderek anlarını tazelemeye karar verir. Ama eski evine gittiğinde kötü bir sürpriz karşılar. Kapıcı dairesindeki tüpte patlama olur. Ela zorda olsa kendini evden dışarı atarak kurtarır. Bu olayın üzerine zaten depresyonda olan Ela daha çok depresyona girer. Sonra Ela hem Ülev’in yanına gidip rahatlamak için hem de annesini takip etmek için Amerika’ya gitmeye karar verir. Babası da Ela’nın bu isteğini hoş karşılayarak onu Amerika’ya gönderir.
Ela Amerika’ya gittiğinde ilk olarak Ülev’e annesi hakkında olan saplantılarından bahseder. Ülev, Ela’ya psikolojik terapi uygulayarak onu rahatlattıktan sonra Ela, Tiraje Hanım’ı bulmaya karar verir. Kısa bir araştırmadan sonra Ela annesinin izini bulur. Annesinin yanına gittiğinde annesini saçları dökülmüş bitkin olarak bulur. Tiraje Hanım kanser olmuştur. Ela annesiyle uzun uzun konuşur ve İrini Halanın çok eskiden bir sevgilisi olduğunu öğrenir. Bu kişi balıkçılık yapıyordu ve adı Yani’ydi. Bu ilginç konuşmadan sonra Tiraje Hanım İstanbul’dan bir tiyatro teklifi alır. Bu teklifin ardından Tiraje Hanım, Ela ile birlikte İstanbul’a gelir. Ela İstanbul’da iyi bir haberle karşılaşır. Ela’nın “Yirmibirinci Yüzyılda Barış” adlı projesi birinci seçilmiştir. Ela bu haberden sonra çok mutlu olur. Sonunda Ela gökkuşağının sekizinci rengine ulaşmıştır.
Kitabın Kahramanları, Kişileri :
Ela An : Özgürlüğüne fazlasıyla düşkün, dik başlı, başarılı, kendi kimliğini bulma çabası içerisinde olan bir genç kızdır.
Tiraje An : Ela'nın annesidir. Kendisi çok başarılı bir tiyatro sanatçısıdır. Türkiye de muhteşem Tiraje olarak anılır.
Akgün An : Ela'nın babasıdır. Gemi mühendisidir. Çok başarılı uluslararası bir gemi şirketi var.
Ülev : An ailesinin psikoloğu aynı zamanda Ela'nın manevi ablasıdır.
Can : Ela'nın kocasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder