Sayfalar

20 Aralık 2019 Cuma

Mahşer (Peyami Safa) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Mahşer

Kitabın Yazarı : Peyami Safa

Kitap Hakkında Bilgi :

Mahşer, cephede vatanı, milleti uğruna savaşıp gazi olan ve İstanbul'a döndükten sonra kendisini intiharın eşiğinde bulacak kadar hayal kırıklıkları yaşayan Nihat'ın romanıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın sebep olduğu çalkantıların, fakirlik ve ruhî bunalımların ferdî ve toplumsal ölçekte yol açtığı ahlakî çöküntüleri, gerçekçi bir atmosfer içinde sunan Peyami Safa, daha romanın ilk sayfalarından başlamak üzere, idealist bir insanın hayatta kalmak için ne gibi fenalıklarla yüzleşmesi gerektiğini okuyucuya gösterir. Nihat Çanakkale'de omzundan yaralandığı için gönderildiği İstanbul'da gördüğü manzara karşısında, artık Türkiye'nin "masumlar, temizler, alicenaplar, faziletkârlar, hasbiler, iyi niyet sahipleri ve büyük kalpli insanlarla reziller, çalıp çırpanlar, imansızlar, sonradan görmeler, seviyesizler, sütü bozuklar, hainler ve katillerin omuz omuza yaşadığı bir mahşer yeri" olduğuna inanmaya başlar.

Kitabın Özeti :

Kitapta; Nihad ve Muazzez'in, uyuşmayan hayatlarına rağmen çekişmeli geçen aşkları anlatılmaktadır. Nihad, on iki yaşında hem annesini hem babasını kaybetmiştir. Darüşşafaka'da edebiyat bölümünde okumuştur. Muallim olarak yaşamına devam ederken harp çıkar. Nihad önce Kafkas cephesine ardından Çanakkale cephesine götürülür. Üç defa taarruza katılır ve son taarruzda omzundan yaralanır. Artık orduya yaramayacağı için İstanbul'a tekrar gönderilir.

Aradan uzun zaman geçmiştir. Nihad vapurdan indiğinde cebinde beş parası yoktur. Eski mahallesine uzaktan akrabası olan teyzesinin yanına geçici süre kalmak için gider. Ancak teyzesinin vefat ettiğini öğrenince eski arkadaşı Faik'in yanına gider. Faik babasıyla beraber, harabe, tek yataklı, fare dolu bir evde yarı aç yarı tok yaşamaktadır. Faik tek yatağını da yanlarına gelen Nihad'a verir. Hatta son yemeklerini de. Nihad bunları duyunca Faik'e yük olmamak için mektup yazar ve evden ayrılır.

Gidecek bir yeri yoktur. Önce bir iş bulup sonra pansiyona yerleşmeyi düşünür. O gün mecali kalmayana kadar iş arar. Tam ümidini kesmiş iken son bit tüccar yazıhanesine girer. Burada Mahir Bey ona göre bir iş olmadığını söyler. Nihad tam kapıdan çıkarken eşi Seniha Hanım kızına ders verecek bir muallim aradığını eğer kabul ederse kızına özel ders vermesini ister. Nihad ertesi gün Mahir Bey ve Seniha Hanım'ın evine gider. Kızları Perizad'a ders vermeye başlar.

Perizad çok şımarık bir kızdır. Nihad onunla uğraşmaya pek gönüllü değildir. Perizad'ın Muazzez adında bir dadısı vardır. Nihad ve Muazzez arkadaş olurlar. Nihad bu aile ile ilgili gerçekleri Muazzez'den öğrenince hayrete düşer. Muazzez Hanım ve Mahir Bey uzaktan akrabalarmış. Muazzez'in annesi bir apartmana sahipmiş ve çok hasta bir kadınmış. Mahir Bey, Muazzez'in annesi ölmeden önce allem edip kallem edip apartmanı ve diğer mülklerini kendi üstüne geçirmiş. Muazzez'in annesi ölünce onu yanına almış ve beraber yaşamaya başlamışlardır. Ancak Muazzez annesinin bütün servetine konduğu için ona içten içe kin güder. Ancak kadın başıyla yapacak bir şeyi yoktur ve kaderine razı olur. Nihad Bey ve Muazzez Hanım'ın arasında dostluktan öte içlerinde küçük aşk kıvılcımları oluşur.

Bu arada Seniha Hanım da bu yakınlaşmayı sezer ve sürekli Nihad'ı bu konuda uyarır. Amacı Muazzez'i muharrir Alaaddin Bey ile evlendirip çıkar sağlamaktır. Ancak Muazzez bunu hiç istemez. Seniha Hanım ve Mahir Bey kaçak yollardan para kazanmaktadır. Nerede kötü bir iş varsa onlar oradadırlar. Çıkarları için herkesi harcayacak tipte insanlardır. Seniha Hanım, Nihad'ı karanlık işlerine alet etmek ister. Ancak Nihad bunu kabul etmez ve işinden istifa eder. Ancak aklı Muazzez'dedir. Onu kullanacaklarını düşündükçe mahvolur.

Muazzez ile gizli gizli buluşurlar ve aşkları gittikçe alevlenir. Seniha'nın Muazzez'i tekrardan Alaaddin Bey ile evlendirmek istemesi üzerine Nihad, Muazzez'i kaçırır. Faik'in evine sığınırlar. Muazzez bu yoksul hayata alışması çok zor olur. Daha sonraları Muazzez ve Nihad imam nikahı yaparak ayrı bir eve çıkarlar. Muazzez'in son takılarını da satarak eve birkaç eşya alırlar. Evin aylık kirasını, yiyecek yemeğin parasını bile zor bulurlar. Nihad çok iş arar ve tüm kapılar yüzüne kapanır. Nihad'ı bu yoksul hayata Muazzez'in katlanamayıp gideceği düşüncesi çok korkutur. Nihad zaman zaman kahvede bir grup arkadaşıyla buluşup halk arasındaki farkı, devlet düzenine, yoksul halkın ezilmesine başkaldırmaları, ihtilal yapmaları gerektiğini konuşurlar.

Bir gün Muazzez çok hastalanır ve ateşi yükselir. Zatürre olma ihtimali çok yüksektir. Nihad o gece hiç uyumaz ve Muazzez'in uyanmasını bekler. Ancak bu arada polisler Nihad'ın kapısına dayanarak onu ihtilal yapma girişiminden tutuklarlar. Nihad'ın aklı Muazzez'in hastalığındadır. Ölmüş olma ihtimali onu derinden sarsar. Nihayet üç günün sonunda komiser acır ve Nihad'ı serbest bırakır. Nihad eve döndüğünde Muazzez ile Seniha Hanım yan yanadır. Seniha Hanım, Muazzez'e doktor getirtip iyileştirmiştir. Ve ona bu soğuk evden ayrılmalarını ve yanlarına taşınmalarını ayrıca Nihad'a iş bulacağını söylemiştir. Muazzez bunu Nihad'a söyler ve o bunu kesin bir ifadeyle geri çevirir. O kötü insanların yanında bir dakika bile yaşamak istemez. Ancak Nihad'ın korktuğu başına gelmiştir ve Muazzez onu çok sevmesine rağmen bu şartlara artık dayanamayacağını söyleyip evi terk etmiştir.

Nihad çok büyük bir boşluğa düşer. Başka bir eve taşınır. Muazzez'siz yaşamak adeta haram olur. Nihad on gün sonra Muazzez'in apartmanına gittiğinde hizmetçi ona ailenin düğünde olduğunu söyler. Nihad düğüne gider ve uzaktan izler. Muazzez'in çok mutlu olduğunu görmek onu yıkar. Nihad bunu kaldıramaz ve beline bir taş bağlayarak denize atlar. Hızla denizin dibine doğru sürüklenirken yaptığına pişman olur ve olağanüstü bir yaşama arzusuyla yukarı çıkmak ister. Şans eseri belindeki taş kopar ve Nihad yavaşça yükselir. Ancak yüzme bilmediğinden sahile çıkana kadar birçok kez boğulma tehlikesi geçirir. Sonunda çabalayarak kurtulur. Nihad yaşama sevinciyle hayata tekrar tutunur.

Seniha Hanım ile çalışırken tanıştığı yazar Kerim Bey'in evine gider. Ona başından geçenleri anlatır. Kerim Bey, Muazzez'in on gündür onu aradığını ve çok korktuğunu söyler. Kerim Bey bankada ona bir iş ayarlayacağını ve buna karşın da onun yaşadıklarını roman yapacağını söyler. Nihad çok sevinir ve hemen Muazzez'in yanına gider. Muazzez'e var olan tüm gücüyle sımsıkı sarılır. Muazzez'i intihar ettiği sahile götürerek başından geçenleri anlatır. Muazzez çok üzülür. Nihad'ı kendine bağışladığı için Allah'a şükreder. Birbirlerine bir daha hiç ayrılmayacakları sözünü verirler.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

NİHAD : Çanakkale’de savaşmıs genç bir askerdir. İyi ve dürüst bir insandır. Yeterince onurlu ve gururlu bir insandır. Ayrıca Muazzez’i çok sevmektedir.

MUAZZEZ : Genç ve güzel, iyi bir aile terbiyesi almış, insanları seven ve onlara değer veren namuslu bir kızdır. Çok sabırlı bir insandır. Nihad’ın kendisini sevdiği gibi o da Nihad’ı çok sevmektedir.

SENİHA HANIM : Bir kaç kez evlenip boşanmış en sonunda kendi gibi sahtekar biriyle evlenmiş, zeki, işten pazarlıklı bir kadın. Çıkarları uğruna her şeyi yapan ahlaksız bir kadındır.

MAHİR BEY : Seniha’nın kocasıdır. Tüccardır ama gelirinin çoğunu devleti soyarak karşılayan namussuz bir kişidir. Mahir Bey ve Seniha Hanım tam birbirine uyumlu dolandırıcı bir çifttirler.

ALAADDIN BEY : Mebus ve ayrıca bir gazetenin sahibidir. Seniha’nın etkisinde kalan dalavereci bir şahıstır. Bu adamın da Seniha ve Mahir Beyden geri kalır yanı yoktur.

FAİK : Nihad’ın en yakın arkadaşıdır. İyi ve her zaman yardım sever biri olarak romanda görülür. Nihad’ı çok sevmektedir. Çok iyi kalpli, arkadaşları için yaşayan bir adam arkadaşları için her şeye katlanan iyimser bir insandır.

EMİNE HANIM : Faizci,sadece paraya deger veren , beş para etmez bir kadındır.

ŞÜKRİYE HANIM : Nihad’ın ev sahipliğini yapmış,ihtiyar ve oldukça iyi bir kadındır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder