Sayfalar

29 Aralık 2019 Pazar

Piraye (Canan Tan) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Piraye

Kitabın Yazarı : Canan Tan

Kitap Hakkında Bilgi :

Okudukça, dizelerin anısına dalıp kendimden geçtikçe, tehlikeli bir biçimde özdeşleşiyordum Piraye'yle.
Tiyatro sahnemde, bundan sonraki rolüm belliydi artık. Nâzım Hikmet'in Piraye'si rolünü oynamak...
Peki bana eşlik edecek oyuncu kim olacaktı?
Bunu düşünmek bile anlamsızdı; karşımda Sazım vardı ya...
Şiir Yüzlü Piraye... kendi yazdığı senaryolarda yaşıyor.
... Kim olursa olsun; evleneceğim insan, benim varlığımı yok sayarak bir başkasıyla beraberlik yaşayacak ve ben buna seryirci kalacağım ha...
Yazgıymış! İnanmıyorum yazgıya falan... Onu yaratan da, şekillendiren de bizleriz. Benim yazgım kendi çizeceğim yoldur! O yolda beraber yürümeyi kabullendiğim insanı da kimseyle paylaşamam ben...
Yazgıya bile kafa tutacak kadar yürekli... Özgürlüğe âşık!
Ancak, başkaları tarafından yerinden oynatılan kilometre taşlarının, gene başkalarınca gelişigüzel dizilmesiyle önüne serilen yolda yürümeye mecbur bırakılınca... İşler değişiyor.
... Hiç hayıflanma, o şiirsellikten uzak düştün diye. Gözlerini aç ve o günlerde göremediğin gerçeği gör artık...
Nâzım da o sevda yüklü dizelerini eliyle bir kenara itip, daha sıcak bulduğu kollara koşmamış mıydı?
Haşim'in yaptığı, onunkinden çok mu farklı?
... Kendince tanrılaştırdığın, tapınmaktan gurur duyduğun putların, gerçekte basit birer taş parçası olduğunu ne zaman kavrayacaksın?
Ama. gönlün gerilerde bir noktaya takılı kaldıysa eğer, sevinebileceğin bir gerçeklik duruyor orada.
İşte şimdi, Nâzım'm kızıl saçlı Piraye 'siyle tam olarak özdeşleştin.
Kutlu olsun.
Fırtına gibi bir yaşam öyküsünün başoyuncusu oluveriyor Piraye...

Kitabın Özeti :

Piraye’nin ismini Nazım Hikmet’in eşi Hatice Piraye’den esinlenen babası koymuştur. Piraye hiçbir zaman kendi istekleriyle hareket edememiştir. Her zaman etrafındaki kişilerin istediklerini yapmıştır. Üniversite tercihi yaparken de babasının isteğini yerine getirmiş Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini yazmıştır. Babasının tek hayali, kızının onunla birlikte muayenehanesinde diş doktoru olmasıdır.

Piraye aslında edebiyata ilgiliydi. Ablasının genç yaşta okulu bırakıp evlenmesinden dolayı bütün beklentiler Piraye’nin üzerindedir. Piraye’yi okulun ilk günü babası bırakmıştır. Çünkü babası da o üniversiteden mezundur.
Piraye’nin ilk karşılaştığı kişi kolejden arkadaşı Esin’dir. Aslında üniversite yıllarında hep birlikte dolaşacağı kişidir. Okulun ilk yılı derslerle geçer. Esin biraz uçarı, aşk ilişkilerine önem veren bir kızdır. Esin sayesinde Arif’le tanışır. Piraye, edebiyata düşkün olan Arif ile birbirlerine şiir vermeye başlarlar. Piraye ona bağlanmaktan korkmaktadır. Arif'in onu sahiplenmesinden rahatsızlık duyar ve arayı soğutur.

Bölümlerindeki Ömer adında çok aktif bir genç vardır. Bütün partiler, eğlenceler ve geziler ondan sorulmaktadır. Ömer, Piraye’ye âşıktır fakat ona söylemeye korkar. Çünkü Piraye’nin Arif’ten niçin ayrıldığını çok iyi bilmektedir. Ömer, Piraye’yi bir kızla kıskandırmaya çalışır, farklı yollar dener fakat Piraye bunların hiç birine aldırmaz. Yazın gelmesiyle, Piraye ailesiyle birlikte Çınarcık’taki yaz köşküne gider. Bir gün Piraye’nin sınıf arkadaşı Ömer, Piraye’yi görmeye Çınarcık’a gelir. Birlikte güzel vakit geçirirler. Annesi ve ablası Ömer’i Piraye’ye çok yakıştırsalar da Piraye onu yalnızca arkadaşı olarak görmektedir. Ömer en sonunda Piraye’ye olan duygularını açar. Ama Piraye ona hayır cevabını verir. Piraye birisine bağlanıp hayatının ablasınınki gibi olmasını istememektedir.

Piraye bir gün hiç ummadığı bir anda Mikrobiyoloji dersi asistanı, sınıftaki çoğu kızın ilgisini çeken Nevzat’tan bir evlilik teklifi alır. Ancak onu da reddeder.

Bu durumdan bir süre sonra üçüncü sınıfın ortalarına doğru, Piraye Diyarbakırlı, zengin bir aileye mensup, aynı bölümün beşinci sınıfında okumakta olan ve kendisinden yedi yaş büyük Haşim Ağa ile rastlaşır. Haşim yanında korumaları olan sürekli takım elbise giyen bir gençtir. Aslında Piraye’ye çok ters düşecek birisidir ama kader onların yollarını kesiştirmiştir.

Kısa bir süre sonra Haşim Ağa, Piraye’nin arkadaş grubu içine girer ve herşeyi birlikte yapmaya başlarlar. Aradan bir süre geçtikten sonra Haşim, Piraye’ye âşık olduğunu söyler ve sevgili olurlar. Piraye birisine bağlanmaktan korkarken, en ters karakter olarak gördüğü Haşim’e bağlanır. Artık bir yere giderken dahi önceden Haşim’e bildirip ondan izin aldıktan sonra gitmektedir. Piraye, Haşim’e ummadığı derecede bağlanmıştır. Onun her dediğini yapmaktadır. Artık hayatı o olmuştur.

Ardından aileler tanışır ve nişanlanırlar. Okul bittikten sonra düğün yapılır ve Diyarbakır’da Haşim’in ailesiyle birlikte konakta yaşamaya başlarlar. Planları orada bir süre kalıp istedikleri bir şehirde ayrı eve çıkmaktır. Ama bu gerçekleşmez. Piraye, Haşim’e bir yıl boyunca çocuğumuz olmayacak diye şart koşar. Haşim orda bir muayenehane açar fakat Piraye çalışmayacaktır. Önceleri sorun olmaz ama daha sonra evde oturmaktan sıkılır.

Ardından Haşim’in sekreteri olur. Birgün bir adam karısını getirir muayenehaneye fakat Haşim’in bakmasını istemez. Bunun üzerine Piraye ilgilenir. Haşim Ağa’ya dokunur ve aşağılar Piraye’yi. Ona rağmen susar Piraye. sonra o adam annesini de getirir. Ona da bakar Piraye. Birgün Hâşim’in dışarıda işi olduğunda o adam muayenehaneye gelir ve Piraye onla ilgilenir. Haşim elinde bir buket gülle muayenehaneye geldiğinde bu durumu görür ve sinirlenir.
Adam gittikten sonra Haşim, Piraye ile kavga eder. Haşim Ağa’nın karısı erkeklerin ağzına düşüyor dedirtmem ben der.

Piraye, Diyarbakır’dan gitmek ister ama bunu babasına yapamaz. Artık Haşim ile arası soğuktur ve onun karısı gibi davranmaz. Haşim yaptıklarından pişmandır ve artık her şeyi Piraye’nin istediği gibi yapar. Bir süre geçtikten sonra barışırlar ve Piraye çocuk yapmak ister. Doktora gider ama doktor umutlu konuşmaz hamile kalamazsın der. Sonunda Piraye hamile kalır. Piraye’nin hamileliği devam ederken, ayrı eve çıkarlar. Bebek kız olur ve ismini Dicle koyarlar. Artukoğlu ailesi hayal kırıklığına uğrar ve erkek çocuk için ısrar ederler. Dicle ile gerçekleştirdiği bir yaz tatili dönüşü, Piraye erkek çocuk doğurmaya karar verir. Hâşim’in ailesi ise ondan bir erkek torun beklemektedir.

Bir gün babasının yoğun bakıma alındığını duyar. Piraye İstanbul’a gider ve orda kontrole girer. Doktor bundan sonra doğuramayacağını Piraye’nin kız kısırı olduğunu söyler. Piraye, Diyarbakır’a döndüğünde doktorun söylediklerini Haşim’e anlatır. Haşim bunun önemli olmadığını kendisinin ve kızının ömür boyu yeteceğini söyler. Hâşim’in ailesi buna karşı Haşim’e bir kadın bulurlar…

Piraye, Haşim’in kuma aldığını, düğün yaptığını ve onunla köydeki evde kaldıklarını öğrenir ve boşanma kararı alır. Kuma Zühre sakat bir kız çocuk doğurur.

Piraye İstanbul’a dönmüştür. Bir akşam kasıklarında bir sancı yaşayarak doktora gider. Doktor onu tedavi eder ve kız kısırı saçmalığının olmadığını söyler. O günden sonra Piraye, yalnızca eşyalarını toplamak için Diyarbakır’a döner. Diyarbakır’a döndüklerinde, Haşim onları yemeğe çıkarır ve birlikte tatile gitmeye karar verirler. İskenderun’da geçirdikleri tatilde Piraye, Haşim’le birlikte olur.

Piraye babasının ölüm haberini alır almaz İstanbul’a kesin dönüş yapar. Tüm olanlardan sonra Piraye babasının hatırasını yaşatmak için, onun muayenehanesinde çalışır. Aylar sonra Haşim, Piraye’siz yapamayacağını anlatmaya İstanbul’a gelir ve Piraye’nin ondan bir erkek bebeğe hamile olduğunu öğrenir. Ne kadar yalvarsa da Piraye’yi yeniden beraberliğe ikna edemez. Piraye bir gün Haşim’in ölüm haberini alır. Piraye bu haberle perişan olur ve oğlunun doğmasını sabırsızlıkla beklemektedir.

Piraye (Canan Tan) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder