Sayfalar

10 Aralık 2019 Salı

Sadık Bey (Pınar Kür) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Sadık Bey

Kitabın Yazarı : Pınar Kür

Kitap Hakkında Bilgi :

Sadık Bey, ellili yaşların sonlarında, büyük bir şirketin küçük hissedarı, boşanmış, bir kız çocuk ve bir torun sahibi...

Sadık Bey ertelediklerinin yerine koyduklarıyla yaşıyor ve özellikle anılması gereken bir sorunu da yok. Enikonu yolunda bir yaşam.

Ama Sadık Bey bir gün, değişirken farkına bile varmadığı şeyleri kurcalamaya kalkıyor...

Usta yazar Pınar Kür, Sadık Bey'le okurlarına sadece bir roman değil, her gün çeşitli benzerleriyle karşılaştıkları orta halli, orta sınıflı ve orta yaşlı efendi insanların karanlık dünyalarını da sunuyor.

"Merdivenleri ağır ağır çıkıyordu. Ve şiiri kendi kendine mırıldanıyordu: Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden... Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak... OLMAYACAK... Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak. Başını kaldırıp yukarı baktı. Yaşadığı apartmanın dar merdivenlerinin tepesinde sema falan yoktu - ya da işte görünmüyordu. Şiirin gerisini hatırlayamadı. Epey uzun sürdü beşinci kata varması. Daireyi gençliğinde alıyorsun, merdiven, yokuş gibi şeyleri tehditkâr bulmadığın yıllarda... Sonra günü geldiğinde... soluk soluğa kalıyorsun."
Kitabın Özeti :

Sadık Bey, küçüklüğünden beri en yakın arkadaşı olan Ertuğrul ile aynı şirkette çalışmaktadır. Ertuğrul gençliğinde okul ve dersler konusunda zorlanır. Sadık Bey’in yardımları ile okulu bitirir. Ertuğrul’un babası dükkan sahibi bir esnaftır. Sadık Bey ise öğretmen bir baba ve hemşire bir annenin çocuğudur. Okul bittikten sonra aynı yerde çalışmaya başlarlar. Sadık Bey işlerde geri planda kalırken Ertuğrul daha önde gözükmektedir. Aynı şirkette Ertuğrul patron olurken Sadık Bey muhasebe müdürü olur.

Sadık Bey otuz birli yaşlardayken Ertuğrul’un önerisi ile iş başvurusuna gelen yirmi yaşında Nuriye adlı bayanın işe alınmasına karar verir. Nuriye ile evlenirler. Nurcan adında bir kızları olur. Sadık ve Nuriye anlaşamayıp bir süre sonra boşanırlar. Kızı Nurcan genç yaşında söz dinlemeyip serseri bir adamla evlenir. Caner adında bir oğlu olur. Nurcan sürekli oğlu Caner’in hastalığını bahane ederek babasından para ister.

Yine bir gün babasından oğlunun ameliyatı için para isteyen kızı, babasının efkarlanıp meyhaneye gitmesine sebep olur. Her zaman gittiği meyhaneye giden Sadık Bey, salonun tıklım tıklım dolu olduğunu görünce tek başına oturan bir adamın karşısına oturmak zorunda kalır. Sadık Bey’den sonra biraz daha oturan adam masadan kalkar. Meyhaneden ayrılmak üzere arabasına giden Sadık Bey, masada karşısında oturan adamın kendisini beklediğini ve Taksim’e gideceğini öğrenir. Adamı Taksim’e bırakıp evine geçen Sadık Bey kitap okurken uyuyakalır.

Ertuğrul ve Sadık Bey bir gün yemeğe çıkarlar. Ertuğrul bir şirketten ortaklık teklifi aldıklarını ve bu sebeple bazı işçileri işten çıkarmayı düşündüklerini bu görevi de şirkette çalışan Perim Hanım ve Sadık’a verdiğini açıklar. Sadık dosyaları alarak inceler. Yıllardır şirkete emek veren, çocuğu olan insanların işten çıkarılacak olmasına çok üzülür. Nasıl karar vereceğini bilemez. İnsanların işe başlama tarihlerine bakmak ister.

Ertuğrul’un haberi olmadan bazı insanları koruyacak kararlar almak ister. Bunu öğrenen Ertuğrul Bey, Sadık’ı çağırır. Ertuğrul, Sadık çalışanların bilgilerini kendi şahsi bilgisayarına kopyaladığı için tazminatsız ve ikramiyesiz işine son verir. Bu karar karşısında yıkılan Sadık hiçbir şey söylemeden iş yerini terk edip eve gider. Hayatını gözden geçirir. Pişmanlıkları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer. Bu şirketi büyütmek için sevdiği kızın yanına Paris’e gitmekten vazgeçtiğini hatırlayarak büyük pişmanlık duyar. Sadık Bey evinde ölü bulunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder