Sayfalar

29 Şubat 2020 Cumartesi

Aşkın Ölüm Hali (Pınar Çağlayan) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Aşkın Ölüm Hali

Kitabın Yazarı : Pınar Çağlayan

Kitap Hakkında Bilgi :

“Uykunun dindiremediği acı yokmuş; öyle demiş Balzac!

Ben de sana derim ki: Yanılıyorsun Balzac Efendi!

Hayat kendini düşünmek için çıktığın yolda, kendini bir yerde unutup kalabalık bir grupla geri dönmekmiş kendine. Bazılarının gülüşü, bazılarının ağlayışı güzelmiş. Gülüşler desteklenirmiş de ağlayışlar genelde örtbas edilirmiş. Susturularak desteklenirmiş bünyelerde...

Karar verdiğinde, istediğinde de olmuyormuş her zaman her şey. Yalnızca, zaman gerektiren bu meşakkatli yolda sabır denilen sınava tabi tutuluyormuş insan...

Bazen izine razı olacağın, uğruna yanacağın aşklar oluyormuş. Mesele göze alıp yanmakta değilmiş çünkü her ateş öldürmüyor; gözünün her gördüğünde değil, görmediğinde dahi varlığını bileceğin derin izler bırakıyormuş. Aşkın en büyük intikamı yüzüne düşen sıcak gözyaşları oluyormuş...

Ve sen şimdi yanılıyorsun Balzac! Uyuyunca geçer zannediyorsun ya! Uykunda bile geçmiyor, inan bana…”

Kitabın Özeti :

Kaan ve Nehir aşkı ilk görüşte aşk mıydı? İlk Kaan görmüştü Nehir'i.

Nehir'in öğretmenliğe başladığı ilk günlerdir. Kaan'ın gönlüne okulun bahçesinde çayıyla bir bankta otururken düşer. O günden sonra Kaan, Nehir'i ne izlemeyi bırakabilir ne de düşünmeyi. Kaan, psikoloji öğretmenliği yanı sıra, iyileştirme merkezlerinde danışmanlık yapmaktadır. Sonunda Nehir'den arkadaşlarına da bahseder. Fakat Nehir'le bir türlü konuşamaz. Sonunda konuşmaya karar verdiğinde hiç güzel karşılık alamaz. Aklına ilk gelen soru, kalemi olup olmadığıdır. Halbuki cebinde dört tane kalem vardır. Hepsinin suya düştüğünü söylese de Nehir inanmaz. Onun gibi popüler biri ya dalga geçmek için gelmişti ya da arkadaşları ile iddiaya girmiştir. Öfkeyle kalkıp uzaklaşır.

Uzun bir süre sonra o gün ikisinin de dersi yoktur ve aynı katta nöbetçidir. Bir anda bir bağırış ile arkadaşları tarafından tutulan bir genç kız getirilir. Kız intihar etmiştir. Kaan, hemen onu alarak revire götürür. Sonra da ambulans gelir. Kaan'ın bu kadar ilgili olması ve sonrasında bahçede ki konuşması, aslında bahsedildiği gibi biri olmadığını Nehir'in anlamasına sebep olur. Günler geçtikçe Kaan da Nehir'in içinde yer etmeye başlar.

O gün okulda Nehir, edebiyat sınavı yapacaktır. Sınav sırasında bayılır. Onu hastaneye götürürler. Uyandığında yanı başında Kaan vardır. O anda birbirlerine açılarak, sevgili olurlar. Ne güzel şey insanın sevdiği kişiden karşılık bulması. Ertesi gün Nehir, Kaan'dan ses çıkmayınca liseden yakın arkadaşı Burcu ile buluşur. Kaan arar ve nerede olduğunu sorar. Nehir sen ne yapıyorsun diyemeden, Kaan telefonu kapatır. Canı sıkılan Nehir eve gider. Eve gittiğinde Kaan'a yazar ama oldukça gergin bir cevap alır. Ertesi gün Kaan, Nehir'e mesaj atar. Bir saat sonra almaya geleceğini söyler. Nehir'de, kardeşi Deniz'i okuduğu şehir Ankara'ya yolcu ettikten sonra mesajı görür. Hemen hazırlanır ve buluşurlar. Sahil kenarında otururken Nehir ne kadar konuşkansa, Kaan o kadar içine kapanıktır. Nehir ona ailesini sorduğunda, ailesinin olmadığını öğrenir. Yol boyunca havadan sudan güzel bir sohbet etseler de eve gidince mesajlaşırken yine bir sıkıntı çıkar. Kaan sürekli Nehir mesaj yazmadı diye hiddetlenmektedir.

Zaman ilerledikçe Nehir ve Kaan'ın dengeleri de değişmeye başlar. Bazı günler birbirlerini görmüyor, bazen kısa konuşuyor, bazense tamamen susuyorlardır. Nehir, yaz tatili yaklaşırken plan yapmaya başlar. Kaan, tek başına gidemeyeceğini söyler. Nehir ise gideceğini inat etse de Cansu diye arkadaşı ve annesi ile Adaya gider. Kaan, Nehir'e fotoğraf atma, açık giyinme der. Üstüne bir de inşallah yağmur yağar der ve dediği tutar. Sadece ilk gün denize girdikten sonra üç gün aralıksız yağmur yağar. Hatlar çekmediği için Kaan'a yazamaz. Ertesi gün dönecekleri için o gece barda kız kıza eğlenip, sorunsuz eve gelirler. Ertesi gün de dönerler.

Nehir döndüğünü haber vermesine rağmen, Kaan'dan soğuk bir günaydın mesajı alır. Çalıştığı yere gittiğinde izinli olduğunu öğrenir. Arkadaşı Alp ile karşılaşınca ona sorar. O da Kaan'ın onu arayacağını söyler. Alp, arkadaşları Buğra ile Kaan'ın yanına gider. Kaan kapıyı bile açmadan iyi olduğunu söyler. Evde çalışmaktadır. Çalıştığı zamanlar ise telefonu kapatır. Ertesi gün Kaan'ın izninin bittiğini bildiği için yanına gider. Tatilde yazmadığı için Kaan onu kendinden uzaklaştırarak cezalandırmaktadır. Nehir aslında Kaan'ı çok sevmektedir. O gün oradan kapıyı çarpar, gider. Bir süre ise hiç konuşmazlar. Bir gün Can diye dostu arar. Çıktığı mekana gelmesini ister. Zor da olsa kabul ettirir. O akşam Can'a olayı anlattığında; Can ondan uzaklaşmasını ister. Çünkü arkadaşını kaybetmek istememektedir.

Ertesi gün Kaan, Nehir'in gönlünü almaya gider. Konuşmalarının ardından ilişkileri biraz daha normale döner. Müdür Bey, Nehir'in sosyal medya üstündeki yazılarını okumaktadır. Ona yeğenini önerir. Ahmet Bey ile iletişim kurduktan sonra onun fikirleri ile bir kitle oluşturmak için, internet sayfası açmak ister. Fakat Kaan'dan dolayı ne yapacağını bilemez. Yakın arkadaşı Burcu ile düşündükten sonra sayfayı açar. Ertesi gün Kaan ile buluşarak anlatır. Başta kızsa da sonra araları düzelir. Fakat Kaan paylaştığı her şeyi beğenen Ahmet'in farkındadır.

Eylül ayı geldiğinde Kaan, İngiltere'ye kabul edilir. Nehir'e de onunla gelmesini söyler ama Nehir ailesini bırakamaz. Kaan'ı ise orada Pelin diye bir kız karşılayacaktır. Nehir'de şimdiden o kızı araştırmıştır. Aralarına giren mesafe ile başta birbirlerine bağlanmış gibi gözükürler. Nehir, Kaan'ın gidişi ile kendini yazılarına verir. Bu arada Ahmet ile daha yakın arkadaş olurlar. Kaan ise gün geçtikçe daha da hırçınlaşır. Nehir alttan alsa da Kaan değişmeye başlar. Nehir'in bir yazı paylaşması ve Ahmet'in altına yazdığı yorum ile her şey değişir. Sabah uyandığında Kaan'dan mesaj gelmiştir. Mesajda hemen Ahmet ile sevgili olduğu gibi bir sürü kötü cümleler yazmaktadır. Kaan öfkesinin kurbanı, Nehir ise gururunun kurbanı olur. Bu olaydan sonra annesinin yanından ayrılarak yeni eve çıkar. Ahmet ile de ilişkisini keser. Bir ay kimseyle görüşmedikten sonra Burcu gelir ve yarışmadan bahseder. Nehir bir kez daha kalemi eline alır. Yarışma da ödül kazanmıştır. Ödüllerin verildiği gün Mert diye biriyle tanışır. Burcu numarasını alsa da aslında Nehir içindir. Can ve Burcu ikisini buluşturur. Yoğun ısrarları ile sonunda görüşmeyi kabul eder. Buluşma günü buluşacakları yere gittiğinde, burnu kanadığından evine çağırır Mert. Bunu yanlış anlayan Nehir; Mert, Can ve Burcu'ya çok sinirlenir. Fakat Mert'in mesajı ile ona yanlış yaptığını anlar. Sonunda Kaan ile hikayesini yazdığı kitabın sonunu getirir. Hatta bir yayınevi ile anlaşarak kitabı basılır. Bir kitabını Kaan'ın İngiltere'deki adresine yollar. Fakat kitap Pelin'in eline geçer. Kaan hiç görmez. Kitabın basılması ile güzel mesajların arasında, bir kötü mesaj vardır. Pelin'den gelmiştir. Kaan'ın peşini bırakmasını birlikte döneceklerini söyler. Nehir, Kaan'ı kalbinden atmak ister. Kaan sonunda ülkeye döndüğünde kitabı görür. Nehir'i arar ama numarasını değiştirmiştir.

Mert ise Nehir'e sürpriz doğum günü yapar. Orada da evlenme teklifi eder. Nehir de kabul eder. Gün geçtikçe Mert'e daha çok ısınır, daha çok sever. Nehir sonunda Kaan ile karşılaşır. İkisi de birbirlerine tüm kinlerini kusarlar. Kaan bu olaydan sonra Bursa'ya taşınır. Mert ile Ankara gezisinde uyaya kalması ile Kaan'ın öldüğünü görür rüyasında. Fakat rüyadır. Nehir, Mert'ten özür dileyerek hep yanında olacağını söyler.

"Bir bir gidenler senin sınavın olurken, en son gelecek olanda sonunda hak ettiğin, nasibin olacaktır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder