12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
1940 SONRASI TÜRK EDEBİYATI
1929 ekonomik bunalımı birçok ülkede ekonomik bunalıma neden oldu. 1940’lı yıllara gelinene kadar dünya ülkeleri çok güç günler yaşadı. Derken 2. Dünya Savaşı başladı.
Sanatçılar savaş karşıtı yapıtlar verdiler. Bu zorlu günler, yoksul Türkiye’yi de vurdu. Sanatçılar yoksulluğu, ezilmişliği, barışı, birdenbire zenginleşenleri, yoksul ile zengin arasında yükselen ekonomik ve sosyal uçurumu anlattılar yapıtlarında. Köy ve köylü, Adana’daki pamuk tarlaları, gündelikçi işçiler, varoşlarda oluşan yoksulluk, fabrikalar, fabrika işçileri, memurlar, devlet yönetiminde görülen aksaklıklar... son dönem edebiyatçılarının en çok işledikleri konular oldu.
Bu arada Cumhuriyet’in temel ilkeleri doğrusunda da yapıtlar verilmeye devam edildi.
1941 yılında tercüme bürosu kuruldu. Bu sayede çok sayıda Doğu ve Batı klasiği dilimize çevrildi. Böylece dünya edebiyatı daha yakından takip edilebildi. Bu durum da etkileşimleri güçlendirdi. Artık Türk edebiyatı da dünya edebiyatının rüzgârına kapılabilmektedir. Çok yönlü olarak gelişebilmektedir. Konular uçsuzlaşmaktadır.
Bu dönemde dil, köyde köylünün dili, kasabada kasaba dili, İstanbul’da İstanbul dili yapıtların dili oldu.
Deneme ve eleştiri türü gelişti. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç önemli isimlerdir.
1940 SONRASI ORTAYA ÇIKAN GRUPLAR
1. Garipçiler
2. Toplumcular
3. Köy gerçeklerini dile getirenler
4. Varoluşçular
5. Hisarcılar
6. İkinci Yeniler
7. Bağımsızlar
8. Maviciler
HİSAR GRUBU (1950)
* Mehmet Çınarlı
* İlhan Geçer
* Munis Faik Ozansoy
* Yahya Benekay
* Gültekin Samanoğlu
* Talat Sait Halman
1940 sonrasında Garip şiirine ilk tepki 1950 yılında çıkmaya başlayan Hisar dergisi etrafında toplanan bir grup şair tarafından ortaya konmuştur.
Onlara göre başka ulusları taklit ederek ulusal bir sanat oluşturulamaz.
Yeni bir sanat oluşturmak için mutlaka eskisini reddetmek gerekmez.
Yenilik eskisinin içinden doğmalıdır.
Sanat ideolojinin baskısı altında olmamalı, belli bir dünya görüşünün propagandasını yapmamalıdır.
Şiirde öztürkçeci ve tasfiyeci olmamalıdır.
Hisar şairlerini memleketçi şiirin takipçisi görebiliriz. Geleneği reddeden Garip Akımına ve ideolojik şiire yönelen Nazım Hikmet’e karşı çıkmışlardır.
MAVİCİLER (1952 - 1956)
* Attila İLHAN
* Özdemir Nutku
* Yılmaz Gruda
* Ahmet Oktay
* Demirtaş Ceyhun
* Demir Özlü
* Ece Ayhan
*Tahsin Yücel
1952 - 1956 yılları arasında ünlü şair Attila İlhan’ın önderliğinde toplumcu gerçekçi sanatçıların “Mavi” adlı dergide yazmaya başlamalarıyla oluşan bir edebiyat akımıdır.
Garipçilerin sanat anlayışına karşı çıktılar.
Bu hareketi destekleyen şairlere “Maviciler” denmiştir.
GARİP AKIMI - GARİPÇİLER
BİRİNCİ YENİ AKIMI
* Orhan Veli Kanık
* Melih Cevdet Anday
* Oktay Rifat Horozcu
Garipçiler, şiirlerini; Garip adlı kitapta yayımlamışlardır.
Bu kitabın önsözünde şiir hakkındaki düşüncelerini yayımlamışlardır. Böylece şiire yeni bir bakış açısı getirmişler ve şiirin etrafındaki duvarları yıkmıştır.
Garip Akımının şiir anlayışı:
* Ölçüyü ve uyağı önemsemeden serbestçe yazmak,
* Şairanelikten uzak durmak, süslü sanatlı söyleyişleri benimsememek,
* Şiiri gerçek yaşama, sokağa çıkarmak,
* Yapmacıksız bir söyleyişle günlük yaşamın içinde halktan insanları yakalamak,
* Her sıradan insanları ve en basit konuları şiire konu edinebilmek,
* Halk deyişlerinden yararlanıp, halkın dilini kullanmak,
* Toplumda görülen aksaklıkları, yer yer toplumsal yergilere başvurmak
İKİNCİ YENİ AKIMI: 1950 - 1955
* Cemal Süreyya
* İlhan Berk
* Edip Cansever
* Ece Ayhan
* Turgut Uyar
* Sezai Karakoç
* Ülkü Tamer
* I. Yeni’ye tepki olarak ortaya çıkmışlardır.
* İnsanın bilinçaltına inerler,
* Doğayı, insanı ve gözlemlediklerini kendilerine özgü bir anlayışla verirler.
* Garipçilerden Oktay Rifat ve Melih Cevdet de daha sonra II. Yeni’ye katılmışlardır.
İlkeleri:
* Şiirde öykücü anlatım yolu terk edilmelidir,
* Anlatım kapalı ve soyut olmalıdır,
* Söyleyiş anlamdan daha önemlidir,
* Şiir konuşma dilinden uzak, özgün, mantık dokusundan arındırılmış olmalıdır,
* Şiir toplumsal sorunlara çözüm bulma aracı olmalıdır.
* Şiirin amacı toplumu eğitmek değildir,
* Şiirde ahenk; ölçü ve uyak ile değil musiki ve anlatım zenginliğiyle sağlanmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder