13 Mayıs 2019 Pazartesi

Büyük Yarış (John Reynolds Gardiner) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Küçük Willy büyükbabasıyla birlikte nerede yaşıyor? 

A) Buğday çiftliğinde 
B) Patates çiftliğinde 
C) At çiftliğinde 

2. Büyükbaba hangi müzik aletini çalma konusunda çok başarılıydı? 

A) Akordeon 
B) Mızıka 
C) Flüt 

3. Büyükbabanın çiftlik için ne kadar vergi borcu vardır? 

A) 500 Dolar 
B) 1500 Dolar 
C) 250 Dolar 

4. Çiftliğin vergi borcunun ödenmesi için Willy’ e verilen öğüt neydi? 

A) Bolca patates yetiştirip satması. 
B) Çiftliği satmaları 
C) Hayvancılık yapması 

5. Büyük Yarış isimli eserde Küçük Willy’nin “Nasılsınız” sorusuna en güçlü rakibi nasıl bir cevap vermiştir? 

A) Sessiz kalmıştır. 
B) Ona gülümsemiştir. 
C) Willy’le alay etmiştir. 

6. “Küçük Willy kasabadan çıkmak üzere kuzey yolunda ilerlerken köpeklerin havladığını işitti. Sesler okul binasının yakınlarındaki terk edilmiş……….geliyordu.” Boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? 

A) eski bir evden 
B) eski bir çiftlikten 
C) eski bir ahırdan 

7. Büyük Yarış isimli eserde yarıştan bir gece önce karşılaşan Küçük Willy ve en güçlü rakibi arasında aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmemiştir? 

A) Rakibi Willy’e başarılar dilemiştir. 
B) Rakibi Willy’e bir tokat atmıştır. 
C) İkimizde kazanamayacağımız için üzgünüm demiştir.

8. Büyük Yarış isimli eserde yapılan yarışın son anlarında aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmemiştir? 

A) Kızılderili tüfeğiyle ateş etmiştir. 
B) Yarış Kutup Yıldızı’nın öldüğü yerde bitmiştir. 
C) Kızılderili çarığıyla bir çizgi çizmiştir. 

9. Doktor Smith büyükbabayı muayene ettikten sonra durumu hakkında ne söyledi? 

A) Basit bir soğuk algınlığına yakalandığını 
B) Acilen hastaneye yatırılması gerektiğini 
C) Yaşama sevincini yitirip yaşamaktan vazgeçtiğini 

10. Küçük Willy büyükbabası hastalanınca onunla iletişim kurabilmek için nasıl bir yöntem buldu? 

A) Büyükbabasıyla yazılı olarak iletişim kurdu. 
B) El ve parmak hareketleriyle iletişim kurdular. 
C) Resimler yardımıyla iletişim kurdular. 

11. Büyükbabanın avucunun içi yukarı baktığında bu ne anlama geliyordu? 

A) Evet 
B) Hayır 
C) Susadım 

12. Küçük Willy bir sabah uyandığında büyükbabasını yatağında hareketsiz, üzgün üzgün tavana bakar halde görünce ne yaptı? 

A) Çaresizce oturup ağladı. 
B) Durumu Doktor Smith’e bildirip yardım istedi. 
C) Acilen ambulansa haber verdi. 

13.Willy’nin kızak yarışmasındaki en büyük rakibi kimdi? 

A) Çelik Bilek 
B) Çelik Yumruk 
C) Çevik Tilki

Cevap Anahtarı :


1-B    2-B    3-A    4-B    5-A    6-C 
7-A    8-B    9-C   10-B  11-A  12-B  13-C

Yavru Tavşan ile Yavru Sincap Yardımlaşmayı Öğreniyor (Fatma Beyza Tütüncüoğlu) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Yavru tavşan ile yavru sincabın öğretmeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bay havuz 
B) Bayan tavuk 
C) Bayan sincap 

2. Yavru sincap yavru tavşanla neyi paylaşmıştır? 

A) Silgi 
B) Beslenme 
C) Kalem 

3. Yavru sincaba annesi sürekli ne söylerdi? 

A) Yardımlaşmanın şekerlemeden daha tatlı olduğunu 
B) Arkadaşlarına iyi davranması gerektiği 
C) Öğretmenini iyi dinlemesi gerektiği 

4. Yavru tavşan çantasında ne olmadığını fark etti? 

A) Defteri 
B) Kalem kutusu 
C) Kitabı

5. “Yavru tavşan yavru sincaba kalemlerinden birini vermediğinde yavru tavşan çok......” 
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? 

A) Üzüldü 
B) Şaşırdı 
C) Sevindi 

6. Yavru sincap yavru tavşandan ne istedi? 

A) Eve geri dönmek 
B) Okula gitmemek 
C) Kalemlerinden birini 

7. Aşağıdakilerden hangisi masaldaki kahramanlardan değildir? 

A) Yavru tavşan 
B) Yavru köstebek 
C) Yavru sincap

8. Okula giderlerken yavru sincabın aklına ne geldi? 

A) Kalem kutusunu evde unuttuğu 
B) Beslenmesini evde unuttuğu 
C) Defterini evde unuttuğu

9. “Yavru sincap ile yavru tavşan..........gidiyorlardı.” 
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? 

A) Eve 
B) Okula 
C) Pikniğe

10. Yavru tavşan yavru sincaptan ne öğrendi? 

A) Yardımlaşmayı 
B) Arkadaşlığı 
C) Kurallara uymayı

Cevap Anahtarı :


1.B     2.C     3.A     4.B     5.A
6.C     7.B     8.A     9.B    10.A

Buzullar Eriyor (Jean Marie Defossez) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Aşağıdakilerden hangisi yavru kutup ayısı için söylenmez? 

A) Annesine kavuşmasa ölür 
B) Yavru ayı insanlara alışmamalı 
C) Yavru ayı annesini tanımadı 

2. Aşağıdakilerden hangisi Julien’in enerji tasarrufu için yaptığı önerilerden değildir? 

A) Az benzin harcayan otomobillere binmek 
B) Araba kullanmamak 
C) Güneş enerjisinden yararlanmak 

3. Mat’in mesleği aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Mühendis 
B) Doktor 
C) Zoolog 

4. Araştırma laboratuvarı aşağıdakilerden hangisine benziyordu? 

A) Uzay aracına 
B) Buz dağına 
C) Labirente 

5. Doğadostu Kardeşlerin gemiyle kuzey kutbuna gitme sebebi nedir? 

A) Kuzey kutbunu gezmek 
B) Buzulları incelemek 
C) Kutup ayılarının filmini çekmek 

6. Kitapta, “Belli bir bölgeyi belirlemeye ve işaretlemeye yarayan mekanik, ışıklı ya da sesli aygıt.” anlamında kullanılan kelime aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Şamandıra 
B) Falez 
C) Pusula 

7. Aşağıdakilerden hangisi Doğadostu Kardeşlerden birisidir? 

A) Polarstern 
B) Titanic 
C) Jülyen 

8. Aşağıda verilen insan davranışlarının hangisi doğal çevreyi olumsuz yönde etkilemektedir? 

A) Eğimli yamaçlarda ağaçlandırma çalışmalarının yapılması 
B) Fabrika atıklarının kontrolsüzce çevreye bırakılması 
C) Nesli tükenmekte olan hayvanların koruma altına alınması 

9. Doğadostu Kardeşlerin vazgeçilmez dostu olan Wifi, aşağıdaki hayvanların hangisindendir? 

A) Kutup ayısı 
B) Dağ gelinciği 
C) Kurt köpeği 

10. Yaklaşık dokuz gündür Kuzey Kutbu’na doğru yol alan gemi nereye gitmektedir? 

A) Maldiv Adaları 
B) Sverdrup Adaları 
C) Svalbard Adaları 

11. Doğadostu Kardeşler, boğulmaktan kurtarıp laboratuvara götürdükleri yavru ayıya hangi adı taktılar? 

A) Öksüz 
B) Yumoş 
C) Pamuk 

12. “Sera Etkisi” ne demektir? 

A) Küresel ısınma 
B) Bitki yetiştirmek 
C) Hayvan avlamak 

13. “Polastern” ne demektir? 

A) Çoban yıldızı 
B) Kutup yıldızı 
C) Kutup ayısı 

14. Buzdağlarının parçalanma nedeni nedir? 

A) Sera etkisi 
B) Aşırı avlanma 
C) Kışları soğuk olması 

15. Doğadostu Kardeşler ile Mat yavru ayıyı kendilerine zarar vermeden yakalamayı nasıl başarmıştır? 

A) Hep birlikte hareket edip üstüne atladılar 
B) Çırpınıp zorluk çıkarmaması için üzerine bir ağ attılar 
C) Küçük oklu bir tüfekle onu vurup bayılttılar.

Cevap Anahtarı :

1.C      2.B     3.C     4.A      5.C 
6.A      7.C     8.B     9.B     10.C 
11.B   12.A   13.B   14.A   15.C

Alacağınız Olsun (Dursun Ege Göçmen) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Kitapta Kaan ablasından nasıl intikam almıştır? 

A) Saç jölesine bal karıştırarak 
B) Telefonunu bozarak 
C) Yatağına böcek koyarak 

2. Kitapta şiir yazmaktan hoşlanan karakter kimdir? 

A) Ülken 
B) Elif 
C) İlhan 

3. Aşağıdakilerden hangisi kitapta öyküsünü anlatan çocuklardan değildir? 

A) Elif 
B) İlhan 
C) Cem 

4. Aşağıdakilerden hangisi bu kitaptaki çocukların özelliklerinden olamaz? 

A) Dürüst 
B) Korkak 
C) Merhametli 

5. Kitapta iştahlarıyla ünlü karakterler kimlerdir? 

A) Hazal – Elif 
B) Doğancan – Suatcan 
C) Kerem – Ülker 

6. Hikâyenin adı niçin “Alacağınız Olsun” olarak koyulmuştur? 

A) Sanat dergisinde yayımlanan şiirin adı olduğundan 
B) Ablasından intikam almak istediğinden 
C) Arkadaşlarına kızgın olduğundan 

7. Sedat Öğretmen’e göre insanı diğer canlılardan ayıran ve sadece insana ait olan şey nedir? 

A) Aile hayatı kurabilmesi
B) Aklı sayesinde düşünebilmesi
C) Konuşabilmesi 

8. Doktor Elif’e hangi teşhisi koymuştur? 

A) Kurs alerjisi 
B) Soğuk algınlığı 
C) Diz iltihabı 

9. Sedat Öğretmen’ in öğrencilerinden yapmalarını istediği ödev nedir? 

A) Çarpım tablosunu ezberlemek 
B) Kitap okumak ve özetlemek 
C) Öykü yazmak 

10. Anlatılan öyküye göre, birbirleriyle pek geçinemeyen ve birbirlerini biraz da kıskanan Recep ve Suat dedelerin asıl derdi nedir? 

A) Tavla maçı yapmak 
B) Torunlarının sevgisini kazanmak 
C) Televizyonda istediği kanalı seyretmek 

11. Okuduğunuz eserde çok sevdiği iki dedesinin öyküsünü anlatan öğrenci aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Kerem 
B) Deniz 
C) Ülken 

12. Annesinin gözünde yaramaz çocuk olan Kerem, anlattığı öyküde “intikam” duygusunu neye benzetmiştir? 

A) Soğuk ve tatlı bir dondurmaya 
B) Çifte kavrulmuş bir fındığa 
C) Ağızdan alev saçan bir ejderhaya 

13. Kerem’ in ailesi tarafından suçlandığı ve bu nedenle ceza aldığı konu nedir? 

A) Top oynarken komşunun camını kırması 
B) Okuldan kaçması 
C) Telefon faturasının yüksek gelmesi 

14. Hafta sonlarında gönderildiği fazlaca kurslardan dolayı yorgun ve hasta düşen öğrencinin asıl sorunu nedir? 

A) Kendine ait hiç boş vakti kalmamış olması 
B) Gönderildiği kursların hiçbirini sevmemesi 
C) Büyüyünce ne olmak istediğine karar vermemesi 

15. Kitapta Nazlı büyüyünce ne olmak istemektedir? 

A) Müzisyen 
B) Mimar 
C) Modacı

Cevap Anahtarı :

1. A     2. C    3. C    4. B     5. B 
6. A     7. B    8. A    9. C    10.A 
11.C   12.A   13.C   14.A    15.C

4 Mayıs 2019 Cumartesi

Falaka (Ahmet Rasim) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Falaka

Kitabın Yazarı : Ahmet Rasim

Kitabın Konusu :

Falaka, 1865 yılında doğan Ahmet Rasim’in çocukluk günleri ve okul hayatını anlattığı bir anı kitabıdır. Ayrıca kitap sayesinde Osmanlı Dönemi eğitim sistemi, eski İstanbul yaşamı, inanışları, çocuk oyunları, sosyal hayatı gibi farklı konularda bilgiler edinmek mümkündür.

Kitabın Özeti :

Ahmet Rasim’in hikâyesi, çocukların aslında saygıyla karışık sevgi beslemesi gereken hocalarına karşı bu yıllarda hissettikleri korku duygularının tanımlamalarıyla başlar. Bu korku yalnızca kendi hocalarına değil, hoca olduğu bilinen herkese karşı hissedilmektedir. Ahmet Rasim de (kitapta ismini Rasim olarak vermektedir) henüz okula başlamadan hocalardan ve okuldan korkmaktadır.

6-7 yaşlarındayken sokakta komşuları olan ve bayram günlerinde ziyaretine giderek elini öptüğü hocayla karşılaşır. Hoca da Rasim’i yanına alarak ders verdiği sınıfa götürür ve bir günlüğüne misafir eder. Evde annesine bu olayı anlatınca, okula başlamasına karar verilir. İlk günler korktuğu gibi geçmez. Ancak üçüncü günden itibaren hocanın olmasa da kalfanın sert tavırlarına şahit olmaya başlar. Kitaba ismini veren falakanın nasıl bir ceza aracı olduğunu da bu günlerde öğrenir.

Bir gün sınıftaki arkadaşlarından birinin okula getirdiği topu izinsiz almak isteyince kalfadan tokat yer. Bu olayın hemen ardından hastalanarak günler boyunca yatakta kalır. Hastalığının kötü ruhlardan meydana geldiğine hükmedilince başka yere taşınılır ve böylece okulu da değişir. Pehlivan lakaplı yeni hocası çocuklara karşı hoşgörülü biridir. Hastalığı yüzünden evdeyken oynamasına izin verilmediğinden, rahat biçimde hareket edebildiği okul bu günlerde kendisine daha eğlenceli bir yer olarak gelmeye başlar. Bu okuldayken bir gün gezi düzenlenir. Gezide oyunlar oynanır, yemekler yenir. Oyunlar ve söylenen tekerlemeler ile İstanbul yaşamı hakkında ayrıntılı tanımlamalar bu bölümde okuyucuya aktarılmaktadır.

Günün birinde evlerinin yakınlarında yangın çıkar. Evleri yanmaktan son anda kurtulsa da başka bir yere taşınılır ve okul bir kez daha değişir. Yeni okul bir su mahzeninin üzerinde yer almaktadır ve çocukların cezalandırıldıklarında gönderildikleri mahzen hakkında korkutucu hikâyeler anlatılmaktadır. Çukurçeşme’de olduğu söylenen bu okulda çalışkan bir öğrenci olması nedeniyle dayak yemez.

Halası gördüğü bir rüya üzerine Rasim ve annesinin kiralık olarak oturdukları evden çıkarak kendi konaklarının yanındaki boş eve taşınmasını ister. Halasının kocası olan Laz Mehmet bu olayın ardından Rasim ile ilgilenir ve eğitimini üstlenir. İlk olarak özel olarak ders veren Yakup Hoca kendisine dersler verir. Ardından yeni okulu olarak Hafızpaşa Mektebi’ne başlamadan önce kendilerini ziyaret eden komşuları, okulda eğitim veren Hafız İsmail Efendi’nin falakada 3 çocuğu öldürdüğünü söyler. Rasim de bu korkular içinde gittiği okulun henüz ilk gününde şahit olduğu falaka cezası nedeniyle korkarak kaçar ve eve gelince de bayılır. Olanları anlattığı eniştesi hocasıyla konuşarak Rasim’in böylesi bir cezayla karşılaşmasının önüne geçer. Kendisine karşı yumuşak davranan Hoca’nın yanında derslerine çalışır. Ancak okuldan kaçtığı bir gün kalfalardan biri tarafından yakalanır ve okulda falakaya yatırılır. Falaka sonucu ayaklarının kan içinde kaldığını gören annesi Rasim’i bir daha bu okula göndermez.

Falaka cezasından sonra okulun değiştirilmesine karar veren annesi Darüşşafaka’ya başvurur. Rasim babasız büyüdüğünden okula kabul edilir. Burada da farklı cezalandırma yöntemleri olmakla birlikte falaka yoktur. Yatılı olarak kalındığı için annesinden uzak geçirdiği ilk günler kendisine çok zor gelir. 2 ay sonunda kendisini ziyaret eden annesinin nasihati çok çalışıp başarılı olmasıdır. 8 yıllık eğitimin ardından başarılı biçimde okulunu tamamlayarak gururlu biçimde [kitapta yer etmemekle birlikte Ahmet Rasim okulu birincilikle bitirmiştir] annesinin yanına dönmesinin anlatımıyla da kitap sona erer.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Ali Çavuş: Eniştesinin yardımcısıdır. Beyaz pala bıyıklı biri olarak tanımlanır.

Arap Kalfa: Rasim’in ikinci okulundaki hocanın yardımcısı.

Dilfeza: Ahmet Rasim, annesi ve sütninesi ile birlikte aynı evi paylaşır. Ahmet Rasim’den büyük olduğu ve ona hediyeler getirdiği bilgisi haricinde kimliği hakkında ayrıntılı tanımlamalar yoktur.

Fevzi: Yazarın ilk devam ettiği okuldaki arkadaşlarından biri. Güzel sanatlara meraklı olması yanında diğer çocukların bulamadığı kırtasiye malzemelerini okula getirerek satan biri olarak tanımlanır. Yazarın ilk dayağını yemesinde de rolü vardır.

Hafız İsmail Efendi: Ahmet Rasim’in Darüşşafaka’dan önce devam ettiği son mahalle mektebindeki hocası. Özellikle verdiği cezalar nedeniyle kötü şöhret yapan biridir ve 3 çocuğun ölümüne neden olduğu da yazılıdır.

Falaka (Ahmet Rasim) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

Falaka (Ömer Seyfettin) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri

Kitabın Adı : Falaka

Kitabın Yazarı : Ömer Seyfettin

Kitabın Özeti :

Kahramanımız kırk arkadaşı ile birlikte bir kuran kursuna gitmektedir. Burada huysuz bir hoca bulunmaktadır. Bu hoca çocuklara iyi bir eğitim veremediği gibi onları da falakaya çekiyordur. Bir de bu hocanın her gün camiye gidip geldiği eşeği bulunmaktadır, çocuklar ona Abdurrahman Çelebi ismini takmışlardır.

Kahraman anlatıcı hikâyesine gittiği mektebi, mektepteki hoca ile yardımcısını, hocanın eşeğini ve falakayı tanıtarak başlar. Mektepte verimsiz bir eğitim verilmektedir. 40 çocuk ne öğrendiklerini bilmeden dersleri hep bir ağızdan bağırarak tekrar ederler.
Hocanın rahlesinin önünde ise onları korkutup caydıran falaka asılı durmaktadır. Bir gün okulu teftiş için Hakim Bey’le beraber Kaymakam gelir. Çocukları teker teker okutmak isterse de koro halinde tekrara alışık öğrenciler başarısız olur. Kaymakam bu durumdan hoşlanmaz ve gözü asılı duran falakaya ilişir. Hocayı dışarı çağırarak konuşur ve gider. 

Bu olaydan sonra falaka kaldırılır. Kaymakam Bey falakayı yasaklamıştır. Bunu fırsat bilen çocuklar dövülmeyeceklerini anlayınca zıvanadan çıkarlar. Onlarla dayaksız baş edemeyeceğini anlayan Hoca kaymakamı dinlemez ve falakayı tekrar çıkarıp minderinin arkasına saklar. Artık eskisinden daha fena dövmektedir. 

Bunun üzerine kırk çocuk hocaya karşı birlikte hareket etme kararı alırlar. Bahçede anlaşıp derste hep birlikte esnemeye başlarlar. Onları gören Hoca da esner ve uyuya kalır. Bunu fırsat bilen öğrenciler rahlenin üzerindeki enfiye (keyif verici olarak kullanılan toz halinde tütün mamulü) kutusunu alır ve burunlarına çekerler. Hepsi hapşırmaya başlar. Sesleri duyan hoca uyanır ve bunu kimin yaptığını sorar. Hepsi “bilmiyoruz” deyince kalfasını çağırır ve tüm sınıfı falakaya yatırarak döver. O kadar sinirlenir ki bu olaydan sonra her esneyen ve hapşıranı falakaya yatırıp döveceğine “şart olsun” diyerek yemin eder. 

Anlatıcı eve gidince “Şart olsun” yeminini annesine sorar ve bunun çok büyük bir yemin olduğunu, yerine getirilmezse eşinden boşanmış sayılmak manasına geldiğini öğrenir. Öğrendiklerini arkadaşlarına da anlatır ve çocuklar da evli adamlar gibi bu yemini etmeye başlarlar. 

Anlatıcı bir gün öğle paydosundan sonra sınıfa gelir. Sınıftaki uğultular içinde hoca rahlesinde uyuya kalmıştır. Sus işareti yaptırarak arkadaşlarını susturur. Sessizce yürüyerek hocanın rahlesi üzerinde açık duran enfiye kutusunu cüzünün içine boşaltır. Enfiye çekeceklerini zanneden arkadaşları etrafına toplanırsa da o başka bir planı olduğunu söyleyerek rahlesine geri döner. Çocuklar gülüşmeye başlayınca hoca uyanır ve kutunun boş olduğunu görür. Kimin aldığını sorsa da hep bir ağızdan “Bilmiyoruz” diyerek yemi ederler. Hoca alanın nasılsa hapşırarak meydana çıkacağını söyler ve onu falakaya yatıracağına “şart olsun” diye yemin eder. 

Hoca biri hapşırsın diye öfkeyle beklemektedir. Anlatıcı rahlesinin altında cüzünden iki yaprak koparıp boru gibi büker ve enfiyeleri içine doldurur. Akşam yaklaşınca da eşeği hazırlamak bahanesiyle arkadaşıyla beraber izin isteyerek sınıftan çıkar. Yatan eşeği tekmeleyerek ayağa kaldırırlar. Yularını semerini vurular ve sınıfın çıkmak üzere olduğunu anlayınca enfiyeleri eşeğin burnuna doğru üflerler. Hoca merdivenlerden inerken eşek şaha kalkmakta ve hapşırmaktadır. Bunu fırsat bilen anlatıcı eşeğin hocayla dalga geçtiğini ve falakaya yatırılması gerektiğini söyler. Bütün çocuklar “falaka” diye bağırmaya başlar. Onlardan cesaret alan anlatıcı hocaya ettiği yemini hatırlatır ve tutmazsa karısının boş düşeceğini söyler. Çocuklar bağırarak “boş düşer” diye tekrarlarlar ve elden ele falakayı hocaya getirirler. 


Ettiği yemin nedeniyle zor durumda kalan hoca eşeğin yıkılmasını emreder ve ayaklarını falakaya takıp dövmeye başlar. Eşeğin debelenmesiyle tüm çocuklar bağrışıp eğlenirken içlerinden biri “Kaymakam Bey!” diye bağırır. Teftişe gelen Kaymakam hocaya ne yaptığını sorar. Hoca şaşkın bir vaziyette durumu izah etmeye çalışsa da bunu başaramaz. Kaymakam hiddetli bir şekilde önce hapşıran ve gülüşen çocukları kovar sonra da hocayı arkasına alarak çıkar. 

O günden sonra çocuklar mektepte ne Hoca Efendi’yi ne de falakayı görürler. Anlatıcı bundan sonra kimi hapşırırken görse yaptığı muzipliği ve onun yüzünden işinden olan hocasını hatırlayıp vicdan azabı duyar. Son olarak da şunu sorar: “Bunun gibi hayattaki her gülünç şeyin altında görünmez bir facia yok mudur? ”

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Kahraman,  Anlatıcı: Hikayenin ana kahramanıdır. Mektebe gitmektedir. Sınıfın zeki kurnaz ve haşarı öğrencilerinden biridir. Hocayı gülünç durumlara düşürmeye uğraşır. Bunun için planlar kurar ve sınıf arkadaşlarını yönlendirir. En son yaptığı muziplik ise hocanın işten atılmasına sebep olur.


Hoca Efendi: Hikayenin ikinci kahramanıdır. Mektebin ihtiyar ak sakallı uzun boylu bağırtkan hocasıdır. Yaz kış kolları paçaları sıvalı vaziyette sınıfta oturur. Verdiği eğitim verimsizdir. Sınıfta disiplini sağlamak için falaka kullanır. Sınıfta öğrencileri önünde gülünç duruma düşürülünce büyük bir yemin eder ve ettiği bu yemin onu daha da gülünç hale getirerek işinden eder.

Abdurrahman Çelebi: Hocanın ihtiyar siyah huysuz inatçı eşeğidir. Çocuklar hocanın gelip gelmediğini ona bakarak anlarlar. Öğrencilerce getirilen yemlerle beslenir. Onu besleyip bakımını yapmak hocanın gözüne girmek için bir araç olarak kullanılır.

Kâhya: Hocanın ondan daha genç olan yardımcısıdır. Öğleden sonraları Çarşı Camii’ni süpürmeye ve müezzinlik yapmaya gider. Çocuklara öteberi satar.

Kaymakam: Siyah setre pantolonlu, kırmızı fesli, sakalsız, esmer, uzun boylu, gülmez ve ekşi suratlı, aksi bir adamdır. Hocayı iki kere teftişe gelir. İlk teftişte falakayı kaldırtır. İkinci teftişinde verdiği talimatın yerine getirilmediğini görünce hocayı işten atar.

Falaka (Ahmet Rasim) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri için tıklayınız...

Pinokyo (Carlo Collodi) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri

Kitabın Adı : Pinokyo

Kitabın Yazarı : Carlo Collodi

Kitabın Konusu :

Carlo Collodi'nin ilk kez 1883 yılında yayımlanan unutulmaz eseri Pinokyo, dünyanın en önemli çocuk klasiklerinden biridir. 

Geppetto Usta'nın bir odun parçasından oyarak hayat verdiği kuklası Pinokyo, tamamlandığında önce gülmeye, sonra da koşmaya başlar. Pinokyo artık Geppetto Usta'nın oğlu olmuştur. Babasına uslu olacağına dair söz verse de haylazlıktan, yaramazlıktan, her şeye karışmaktan vazgeçmez. En büyük hayali ise gerçek bir insan olmaktır.

Kitabın Özeti :

Bir ağaç parçası Geppetto Usta’nın ellerinde bir kuklaya dönüşür. Geppetto fakir bir ustadır. Ama Pinokyo için ekmekten bir şapka, kâğıttan bir elbise ve ceketi satıp bir alfabe alır. Pinokyo’nun okula gidip iyi bir çocuk olması tek isteğidir. Pinokyo ise keşfetmek arzusuyla insanların açgözlülüğü ve hırslarından fazlasıyla nasibini alacaktır. Gerçek bir çocuk olmak için ise iyi kalmak zorunda kalacaktır.

Pinokyo, Usta ona ayaklarını verdikten sonra koşmaya başlar. Okula gitmesi gerekirken yaramazlıklarının açtığı bir maceranın içerisinde kendisini bulur. Bu macera Pinokyo’yu aramaya çıkan Geppetto içinde durdurulmaz bir şekilde kendisini çeker.

Pinokyo Gepettoyu babası zannetmektedir. Bir gün Pinokyo bu sevgi dolu yuvasından ayrılıp, bir yolcuğa çıkar. Akşam oluca bir yer bulup içeri girer. Orada cırcır böceğine rastlar. Cırcır böceği “başı boş gezme yoksa mahvolursun” der ama Pinokyo onu dinlemez. “Buradalarda durmazsam beni okula gönderirler en sediğim şey başı boş gezmek , yemek içmek , eğlenmek der. Böcek “ Böylelerinin sonu ya pis sokaklar ya da hapishane.” der

Pinokyo sinirlenip cırcır böceğini öldürür. Aç kalıp eve gitmiş ateşin başında uyuya kalmış ayaklarını yakmıştır. Babası Gepetto ayaklarını tekrar yapması için Pinokyo’dan birdaha evden kaçmayacağına dair söz alır.. Pinokya okula giderken bir kukla gösterisi görür. Okul yerine son parasını da oraya vererek gösteriye gider. Kuklacı başı ona acır ve altın verir. Pinokya altını babsına götürüken kurnaz tilki ve kör kedi ile karşılaşır. Onlar da Pinokyo’ya beş altını beş bin altın yapacak bir yol bildiklerini söylerler.

Tilki ve kedi üzerine atlarlar ama pinokyo onlardan kurtulmayı başarır. Ormanda bir peri onu görür VE ona yardım eder. Ellerini çözüp yemek verir . Peri ona parası olup olmadığını sorar. Pinokyo’da yalan söyuleyerek parası olmadığın söyler. Ancak tilki ve kedi yine onu yakalar ve altınlarını çalarlar.

Pinokya , ağlaya ağlaya köye varıp, savcıya şikayet eder. Fakat “Enayiler Diyari’nm kanunları gereğince onu hapse atarlar. Üç ay sonra çıkar. Pinokya geceyi geçirmek için bir kümese gerer kümesin sahibi onu tavuk hırsızı zannederek bağlar. Birkaç fare gelip İplerini kemİrir ve ve Pinokyo kurtulur ve ormana gider.

Orman Perısi’nin evine geldiğinde kocaman beyaz bir kaya görüp ağlamaya başladı.Orman Perisi hiç söz dinlemediği için başına hep belalar geldiğini, hiç olmazsa bundan sonra söz dinlemesi gerektiğini söyler. Orman Perisi Pinokyo’nun annesi olur ve onu okula yazdırır.

Pinokyo, akıllı bir öğrenci olunca peri Pinokyo’ya artık insan olacağı müjdeler. Pinokyo arkadaşlarını davet edecekken bir arkadaşının kandırması ile oyuncaklar ülkesine gider. “Oyuncaklar Ülkesi”nde tembel tembel gezen Pinokyo, bir gün kulaklarının uzadığım gördü. Utancından, kimseye görünmeden ortadan kaybolup ormana geri gelir.

Ormanda karşılaştığı bir sincap, Pinokyo’nun “Eşek hastalığı”na yakalandığını anlatır. Bu hastalığın “Oyuna dalıp, haylazlık eden ve verdiği sözü tutmayan çocukların başına gelir.” der. Pinokyo, çok pişman olur. Onu ormanda onu gören bir çoban onu eşek sıpaların arasına koyar. Oradan bir sirke girer ancak sirkte ayağını kırmıştır. Onu sirkten atarlar. Bir davulcu onun derisini yüzüp davul yapar. Pinokyo’yu da denize atar. Pinokyo denizden yüzerek kurtulur. Ormanda tilkiyi ve kediyi görür ama bu defa onlara inanmaz. Sonra cırcır böceğinin evine gider. Cırcır böceği onu eve kabul eder ve nasihatlar verir. Pinokya artık akıllanmış, çalışkan ve uslu bir çocuk olmuştur.

Birgün orman perisinin çok hasta olduğunu öğrenir ve çalışarak kazndığı tüm parayı o periye yollar. Rüyasında orman perisinin ona “aferin” dediğini duyar. Sabahleyin kalktığında artık insan olmuştur ve ceplerinde altınlar vardır. Sevinçle babasının yanına gider Babası da ona:

“Yaramaz çocukların yerini uslu çocuklar aldıkça her şey güzelleşir, bütün olumsuzluklar da ortadan kalkar.” der.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Pinokyo : Yaramaz , haylaz , çalışmayan , tembel bir kukladır.

Geppetto : Pinokyonun babası, Pinokyo sürekli onu üzer ve kaçar sürekli ona yalan söyler.

Orman perisi : İyi kalpli peri Pinokya'ya yardım eder.

Cırcır böceği : Pinokyo'ya çok yardım eder aslında ancak Pinokyo dikkafalılık eder bunu anlamaz..

Tilki ve kör kedi : Yalancı , düzenbaz , hile yapıp Pinokyo'yu sürekli kandırırlar.


İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...