Sayfalar

2 Kasım 2019 Cumartesi

Oyuncu Anne (Şermin Çarkacı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Oyuncu Anne

Kitabın Yazarı : Şermin Çarkacı

Kitap Hakkında Bilgi :

Ah be annesi, Çocuğunu al spora götür, oradan çık baleye git, oradan çık tenise, dönüşte oyuncakçıya uğra, alabildiğini al, çeşit çeşit oyun gruplarına üye ol, odasına pahalı oyuncakları yığ, eve gelince aç televizyonu sen de elinde cep telefonun yanında otur. Aaaa noldu, o kadar koşturdun ama çocuğun yine mi mutsuz? Ev işleri, hayat telaşı, o kurs bu kurs derken büyüyüverdi çocuklar değil mi?

Gel, gerçek nitelikli zamanın peşinde ol ve onunla oyna. Yeterince yaratıcı değilim ve ne yapacağımı bilmiyorum diyorsan, senin için yüzlerce oyun fikri paylaştım. Hepsi çok kolay, çok eğlenceli ve verimli. Hepsi üç çocukla bizzat denendi. Hadi sıva kollarını, birlikte mutlu çocuklar büyüteceğiz...

Eğer siz de Şermin Çarkacı gibi düşünüyorsanız yani çocuğunuzla güzel ve verimli zaman geçirmenin tek yolunun şu yukarıda sayılanlar olmadığına inanıyorsanız, işte bu kitap tam size göre…

Buza saklanmış penguenleri, bulgurdan yapılmış çölleri ve mavi çarşaftan denizleri çocuğunuzla paylaşmak istiyorsanız Oyuncu Anne ile tanışmanın tam zamanı…

Şermin Çarkacı‘nın Oyuncu Anne kitabı 160 sayfadan oluşmaktadır.

Oyuncu Anne kitabının gelirleri Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na bağışlanmaktadır.

Kitabın Özeti :

Yazar; üç çocuk annesi ve  yoğunda bir iş kadınıdır. "Her oyuncağın kırılmaya hakkı vardır ama çocukların asla.’’ düşüncesiyle kitabın ilk sayfasında kendini belirtmiştir. Onları dinleyerek, izleyerek, nelerden daha çok hoşlandıklarını kestirmeye çalışarak oyunlar hazırlamakla işe başlamıştır. Bu dünyada daha mutlu, daha yaratıcı, daha sorgulayıcı çocuklar yetiştirmek için çalışan, araştıran, birilerine ulaşan, çaba harcayan ebeveynleri hedef aldığını belirtmiştir.

‘’Hangi eşya insanın çocuğundan daha değerli olabilir ki?’’ der. Yaşadığınız evin onunda evi olduğuna dikkat çekerek, sınırların, kuralların elbette olması gerektiğini ama ‘’ne kadar ve neden?’’ olacağını sorgulamamızı ister. İş çığırından çıkmadan hangi düzenlemelerle evi kontrol altına alacağımız konusunda fikirler vermektedir. Aynı zamanda oyuncakları kategorize edip, bunları saklama kabına koyma, kutuları şeffaf almak ve böylece aramada da kolaylık sağlayacağı üzerine fikirler sunar.

Ev işleri vakit alır, doğru. Ama ‘’şu işimi de yapayım çocuklarımla öyle ilgilenirim,’’ demek yerine ‘’çocuklarımla ilgileneyim de, işimi öyle yaparım,’’ denmesi gerektiğine dikkat çeker. Televizyon vakit alır, misafirler vakit alır, misafirliğe gitmek vakit alır… Ama en önemlisi çocuklar için zaman yaratmaktır.

Bizim zamanlarımızda ki onlarca oynadığımız sokak oyunlarını hatırlatır bize. Ne yazık ki artık sokak oyunlarının kalmadığını da! Yetinmemeyi, yaşadığımız şehrin en güzel parkını bulmayı, en çok ağaçlı, en aktiviteli, en kalabalık parkını bulmayı önerir. Çocuklardan birer doğa kaşifi ya da küçük çevreciler yaratma konusunda yol gösterir; hatta çocukların rozet, sertifika gibi ödül işlerini çok sevdiğini ve bunları bile kendimizin nasıl hazırlayabileceği konusuna değinir. Ve en önemlisi ağaç ve çiçek dikmenin önemini hatırlatır. Böceklerden korkmamayı, ağaçlarla konuşmayı, en güzel malzemenin doğa olup dışarıda resim yapabilmenin zevkini anlatır.

Sayfalarda ara ara oyun hikayeleri ile karşılarız. Oyunları için gerekli malzemeler anlatılır, kısaca yapımına geçilir. Her şey tamamlandığında oyun zamanı gelir. Bu zevkli zaman bittiğinde ise bu oyunun faydaları nelerdir, ‘’ sor bakalım ne diyecek?’’ kısmı ile de eğitim zamanı gelir.

Mesela suyun insanlar üzerindeki rahatlatıcı etkisini hepimiz biliriz. İşte yetişkinler kadar çocuklarda da yarattığı etkileri örneklerle anlatır. Hatta birlikte yapabileceğiniz onlarca ‘’Su Oyunu’’ fikrini sunar.

‘’Kıyafetlerin üzerindeki lekeler, aslında birlikte geçirdiğiniz zamanın izleridir. Ve ne güzeldir ki birlikte oynanan bir oyunun, çocuğun ruhunda bıraktığı izleri hiçbir leke çıkarıcı silemeyecektir,’’ deyip hem fikrini hem duygusunu katarak oyundan oyuna koşuyor.

Aslında oynadıkları her oyunla bizleri onların anına götüren anne yazar; zaman zaman esprili bir dille kendi çocukluğuna da dönmeden edemez. Hayatında edindiği en hayırlı, en değerli davranışının kitap okumak olduğunu söyler ve çocuğunun okumadığından dert yanan anneleri ‘’ Peki sen okuyor musun?’’ diyerek dürter.

Her anne için en büyük problemlerden birine de değinir: Yemek Yeme! Daha doğrusu yedirememe diyelim. Oysa bu yazarımız için oldukça kolaydır hatta nispet yapar gibi keyif aldığından bile bahseder. Nasıl mı? Özel yemek tabakları, servis altlıkları, renkli bardaklar… Gibi bir sürü fikre değinir. Mesela omletten yüz, peynirden bulut yaptınız mı? Peki, birlikte yaptığınız yemekleri alıp, herhangi bir odada piknik yapmaya kalktınız mı? Ya da dolma biberin öyküsünü duydunuz mu? Bunlar gibi fikirler…

Herkes yaratıcı çocuklar istiyor. ‘’İyi de siz evde çocuğunuzun hayal dünyasını genişletmek için neler yapıyorsunuz?’’ diye soruyor yine yazar ve deneyebileceğiniz yollar ve örneklerden bahsediyor. Tabii Hababam Sınıfı’ nın kimya deneyi gibi sonu patlamayla bitecek denemeler yapmamaya da dikkat çekiyor. Sınırlara akılı kalmamayı resmin illa resim kağıdına yapılmayacağını söylüyor. ‘’Özgürlük tanı, her şeyden önce sen; inan, hayal et, araştır,’’ diyerek sesleniyor.

Çocuklara iyi bakmanın, doyurmanın, korumanın annelik olmadığının mesele; onların ruhlarını, kalplerini, zihinlerini doyurup korumak olduğunun altını çiziyor. Çocuğunun nelerden hoşlandığını, nelere nasıl tepki verdiğini en iyi anne babanın bilmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Hastalanmış çocuklarla oyun oynamanın, hiçbir şey yokken varmış gibi hayal kumanın sınırının olmadığının, oyuncağın sadece oyuncakçıdan alınmayacağının, korkuları yenebilmenin oyun haline getirilmesinin, klasik oyunlara yaratıcılıkla dokunmanın ve aslında çocuklardan öğrenecek çok şey olduğunun konularını ayrı başlıklar altında anlatıyor.

Bu enerji yüklü, macera dolu yazar anne, bir de üşenmeyip kitabın sonunda gün gün, ay ay uygulanacak birde yıllık tablo hazırlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder