Sayfalar

16 Kasım 2019 Cumartesi

Vakıf'ın Sınırı 4. Kitap (Isaac Asimov) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Vakıf'ın Sınırı

Kitabın Yazarı : Isaac Asimov

Kitap Hakkında Bilgi :

Asimov’un Vakıf Serisi tüm zamanların en iyi serilerinden biri hatta en iyisi kabul ediliyor. Bunun için Hugo ödülü de almıştır. Isaac Asimov’un “Vakıf'ın Sınırı” bilim kurgu somanı, Vakıf Serisi’nin dördüncü kitabıdır. Vakıf Serisi, 1950’lerde önce üçleme olarak yazılmış, daha sonra yoğun ilgi ve istek üzerine Asimov, üçlemeye dört kitap daha eklemiştir. Asimov, orijinal üçlemeden yaklaşık 30 yıl sonra iki devam ve iki de öncül eklemiştir seriye.

Eğer orijinal üçlemeyi okumadıysanız bu kitap size daha önce olan olayların kısa bir özetini sunacaktır. Ancak tabii ki her şeyi en baştan okumaya başlamak çok daha iyidir.

Bütün galaksiye hâkim olan bir Galaktik İmparatorluk vardı. Günün birinde psikotarihçi Hari Seldon ortaya çıkarak imparatorluğun çökeceğini söyler. Matematiksel hesaplamalar o kadar ileri girmiştir ki toplumların geleceğini hesaplamak mümkündür artık. Alanında en iyisi olan Seldon da yaptığı hesaplamalar sonucunda imparatorluğun çökeceğini ve 30 bin yıllık karanlık bir dönem yaşanacağını ileri sürer. Çözüm olarak da bu karanlık ve kaos dönemini 1,000 yıla indirmek için bir vakıf kurarak çalışmalar yapılmasını önerir.

Tabii, gücünün doruğunda olan imparatorluk Seldon’un söylediklerine inanmaz. Ancak yine de her ihtimale karşı, gözden ırak galaksinin en köşesinde bir gezegende Vakıf’ın kurulmasına izin verir. İmparatorluğun çöküşüyle oluşacak karalık çağı bin yıla indirmek için bir Seldon Planı yapılır ve Vakıf doğar.

Vakıf alanında uzman en iyi bilim adamlarından oluşuyor ve zamanla da gerçekten imparatorluk zayıflar ve çöker. Bunun yerini ise her alanda ve özellikle de bilim ile teknolojide çok ileri bir Vakıf alır. Ancak üçlemenin üçüncü kitabında Seldon’ın sadece bir değil iki vakıf kurduğunu öğreniriz. Biri görünürde olan ve teknolojik açıdan süper güç, diğeri ise zihin güçleri alanında ilerlemiş ve Seldon Planı’nın işlemesini garanti altına almak için gizliden çalışan İkinci Vakıf.
Kitabın Özeti :

İnsanlığın galaksiye yayıldığı gezegen "Arz" (Dünya)

Birinci ve İkinci Vakıf’ın varlığını öğrenmiştik. Bu kitap ise ortada daha güçlü ve gizemli bir aktörün olduğu ortaya koyar. Ancak onu ne birinci ne de ikinci vakıf biliyor. Bir de “Arz” diye bir gezegenden bahsediliyor. İngilizce metinde Arz, “Earth” yani Dünya olarak geçiyor. Birinci Vakıf’lı bir tarihçi olan Janov Pelorat, insanların galaksiye tek bir dünyadan yayıldığını ve bunun adının da Arz olduğunu söyler. Hayatını da bu dünyayı bulmaya adamıştır.

“Çıkan sonuç galaksideki bir dünyanın kalanlardan farklı olduğu. Galakside yaşam on milyonlarca —tam sayıyı kimse kesin olarak bilmiyor— dünyada gelişti. Basit, seyrek, zayıf —fazla farklılaşmamış, kolay hayatta kalamayan ve kolayca yayılamayan— bir yaşamdı. Bir dünya, yalnızca bir dünya, biz de dahil, bazısı son derece uzmanlaşmış, üst gelişkinlikte, çoğalmaya ve yayılmaya son derece yatkın milyonlarca —rahat rahat milyonlarca— türde yaşam geliştirdi. Bir uygarlık yaratmaya, üstuzay uçuşunu gerçekleştirmeye ve galaksiyi sömürgeleştirmeye yetecek kadar zekiydik, birbirlerine ve bize akraba birçok başka yaşam biçimini de yanımıza aldık.”

Ancak öyle görünüyor ki geçen yıllar, asırlar Arz’ı unutturmuş. Kimsenin bilmediği, hatırlamadığı ve sadece çok eski mitlerde adı geçen bir gezegendir. O kadar eski ki artık gerçek olup olmadığı konusunda çok büyük şüpheler var. Ancak Arz ile ilgili söylenenlerden biri şöyle:

“Yani Arz’da nükleer patlamalar olduğunu düşün.”

“Arz’ın yüzeyinde mi? Olanaksız. Galaksi tarihinde nükleer patlamaları savaş silahı olarak kullanacak kadar budala bir toplum görülmedi. Asla hayatta kalamazdık.”

Asimov, nükleer gücü savaş silahı olarak kullanan toplumu “budala” olarak adlandırıyor romanında. Ancak gel gör ki dünyada nükleer silah kullanan tek ülke de Asimov’un yaşadığı Amerika’dır.

Gizemli gezegen - Gaia

Birinci Vakıf’tan Encümen üyesi Golan Trevize, İkinci Vakıf’ın hala faal olduğunu iddia eder ve Arz’ı arama adı altında Pelorat ile uzay yolculuğunu çıkar. Bu ikisini bir yandan Birinci Vakıf, diğer yandan ise İkinci Vakıf izliyor. Her ikisinin de amaçları farklıdır. Trevize ise Arz bahanesiyle İkinci Vakfı ararken, Gaia isimli gizem dolu bir gezegen keşfeder. Hatta bu gezegenin insanlık dışı bir şey olduğunu bile düşünmeye başlarlar.

“Bunların hepsi de çok insanlık dışı. Uzaydaki insanoğlunun yirmi bin yılı aşan tarihi kesintisiz bir yayılma ve yayılma denemesi hikâyesidir. Yerleşilebilecek neredeyse her gezegene yerleşildi. Hemen hemen her gezegen, bu süreçte çekişmeye girdi ve hemen hemen her gezegen o ya da bu zamanda komşularını itip kaktı. Gaia, bu açıdan o kadar insanlık dışıysa, bunun nedeni gerçekten de insan olmaması olabilir.”

İşte bu noktada Asimov, bu roman ile diğer serileri arasında bir bağlantı kuruyor. Robotlardan bahsederek Robot Serisi ve Üç Robot Yasası’na gönderme yapıyor. Bir de insanların galakside yayılmasında rol alan “Sonsuzlar” çıkıyor karşımıza. İşte Gaia bütün bunlarla ilgilidir.

Gizemli gezegen Gaia nedir? Gaia’nın nasıl bir şey olduğu ile ilgili bu kısa ayrıntı size bir ipucu verecektir.

“Toprak. Şu ağaçlar. Şurada otların üzerindeki tavşan. Ağaçların arasından gördüğün adam. Tüm gezegen ve üzerindeki her şey Gaia’dır. Biz hepimiz bireyleriz —hepimiz ayrı organizmalarız— ama tümümüz kapsamlı bir bilinci paylaşırız. Cansız gezegen hepsinin arasında en az katkıyı sağlar, çeşitli yaşam biçimleri değişik düzeylerde verirler ve insanlarda en fazlasını verir… ama tümümüz paylaşırız.”

‘Gerçeğe ne kadar yakın olursa, yalan o kadar iyi olur ve gerçeğin kendisi de kullanılabildiğinde en iyi yalandır’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder