Elektrik elektronik eğitimi ile ilgili bilgiler, kitap özetleri, kitap sınav soruları ve eğitime dair her şey
Sayfalar
▼
29 Şubat 2020 Cumartesi
Yine De Sevdik (Miraç Çağrı Aktaş) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Yine de Sevdik
Kitabın Yazarı : Miraç Çağrı Aktaş
Kitap Hakkında Bilgi :
Miraç Çağrı Aktaş'ın deneme tarzında kısa ve daha çok aşkı konu alan yazılardan oluşan kitabıdır. Miraç Çağrı Aktaş, deneme türünde kısa yazıları ile oldukça popüler olmuş bir yazardır. Günümüzde aşk açısı çektiğini düşünenler ya da gerçekten çekenler için sığınacak bir limandır.
“Biz bittik.” demişsin. Fakat sen, bitmenin ne demek olduğunu bilememişsin. Bitmek değildi bizimkisi, başlayamamaktı. Bitmek için başlamak gerekirdi biriciğim. Biz hiç başlamadık ki… Sen beni güzel sevmedin.
Sana her adım attığımda beni biraz daha sensizliğe ittin. Ben seni her şeyim diye sevmiştim.
Meğer sende koca bir hiçmişim. İnsanlara “Ben ondan çoktan gittim.” deme, sen bana hiç gelmedin. Ben senin varlığını hiçbir zaman hissetmedim. Fakat bir gün olsun vazgeçeyim de demedim.
Şunu unutma; bizden ben vazgeçmedim, senin tarafından vazgeçirildim.
Ama rahat olsun için çünkü sensiz daha rahat artık benim de içim!
Kabul olacak dua olsan, açılmayacak uğruna ellerim…
"Belki başka insanlarda, belki başka duygularda, belki de başka aşklarda ama mutlaka bir yerlerde papatya kalpli insanlar vardı. Ve hiç şüphesiz en güzel seven mutlaka ama mutlaka papatya kalpli insanlardı."
Kitabın Özeti :
Miraç, İstanbul'da iki yıl yaşadıktan sonra Antalya'ya geri dönüş yapar. Yeni evine taşındıktan sonra, yeni okuluna da başlar. Taşındıktan sonra dedesinin hastalık belirtilerinin artmasıyla lenfoma kanseri teşhisi koyulur. Dedesi hastalığı ilerleyince iyice yatağa bağlanır ve kemoterapiye başlar.
Yağmurlu bir günde dedesinin yattığı hastanenin, sekizinci katında o kızı ağlarken görür. Yavaşça yanına giderek neyi olduğunu sorar. Kız, ona yalnız kalmak istediğini söyler. Miraç bir şey demeden kızın yanından uzaklaşır. Miraç, kızı dedesinin yan odasında görmüştür.
Sonra bir gün dedesi gazete okumayı sevdiği için kafeteryadan gazete alır. O kızı tekrar görür ama bir şey demeden asansörün bulunduğu yere gider. Asansör beklerken kız da gelir. Sekizinci kata geldiklerinde kız, "sağol" diyerek çıkar. Miraç şaşırsa da bir şey demeden dedesinin yanına gider. Dedesi gazeteyi görünce çok sevinir. Miraç, dedesinden bir gün olsun dedelik görmese de torunluk görevini yapmaktadır.
Odanın önüne çıktığında kızı aynı yerde görür. Kız özür dileyerek çay içmeyi teklif eder. Miraç çay sevmediğini söyleyince; kahve teklif eder. Kafeteryada kahve eşliğinde bayağı sohbet ederler. Kızın adı Cemre'dir ve babası için hastanede bulunmaktadır. Cemre'nin babası da kanserdir. Aslında varlıklı bir aile olsalar da babasının içki ve kumarı yüzünden durumları bozulmuştur. Babası her şeyini kaybedince eve dönmüş, annesi ve Cemre zor ikna olsa da kabul etmiştir. O gün Cemre konuşur, Miraç da onu dinler. Böylece Cemre'yi daha çok tanımış olur. Onları birleştiren vicdanlarıdır. Cemre babası için, Miraç ise dedesi için ellerinden geleni yapmaktadır. Cemre'nin babası bir süre sonra taburcu olur. Cemre yine de onu ve dedesini ziyaret etmeye devam eder. Hatta bir gün gelirken gazete getirmesi onu çok mutlu eder. Bu düşünceli haliyle Miraç'ın kalbinde yerini alır.
Bir iki gün sonra teyzeleri dinlensin diye hastanede Miraç kalır. Sabahında Cemre piknik sepetiyle odalarına gelir. Miraç için hayatında yaptığı en güzel kahvaltı olur. Onkoloji bölümünde olmaları hiç umurumda değildir. Hastaneden çıktıktan sonra, bir gün o da Cemre'yi kahvaltıya götürmek ister. Sabah papatya alarak evlerinin oraya gider. Fakat olumsuz bir yanıt alır. Sonra kalbi kırık eve döner ve uyur. Uyandığında Cemre'den özür dileyen bir mesaj vardır. Önemli olmadığını söylese de kalbi kırılmıştır.
Bu sıralarda bir de annesinin ikinci evliliğini bitirmek üzere olduğunu öğrenir. Başta kardeşi için barıştırmak ister. Fakat davalar çoktan açılmıştır. Sonra da öğrenir, annesinin aldatıldığını. Miraç, kardeşi Yiğit için üzülmektedir. Onun yaşadığı şeyleri kardeşinin yaşamasını istememektedir. Onun abisi olmasa da o Yiğit için gereken abiliği yapacaktır.
Miraç ve Cemre zaman geçtikçe birbirine daha çok alışır. Miraç'ın işleri üzerine bir aya yakın görüşemezler. Geldiğinde ise birbirlerini çok özlediklerini fark ederler. Konyalaltı sahilinde buluşurlar. Hava soğuk olduğu için Miraç kahve alır. Üstüne de bir ömür aşka yazdırır. Yazıyı görünce Cemre çok mutlu olur ve ilk defa ona sımsıkı sarılır. Cemre ile artık her gün konuşmakta ve fırsat buldukça buluşmaktadırlar. Cemre'nin ısrarı ile Galata'ya gitme kararı alırlar. Ama uzun yolculuğu sevdikleri için, uçak yerine otobüs ile giderler. Sabah İstanbul'a gelince önce kahvaltı yaparlar. Sonra cumartesi olduğu için Galata Kulesine çıkmak için sıraya girerler. Galata Kulesi'ne çıkınca orada bir abi Cemre'ye toparlanıp, toparlanamadığını sorar. Miraç merak etse de belli etmez. Zaten Cemre'de geldiklerinden beri soğuk davranmaktadır. Galata'dan sonra aşağısında ki çay bahçesinde, çay içmek ister Cemre. Miraç da zorla kabul eder. Çünkü orası Zümra ile gittiği yerdir. Yine de ona belli etmez. Antalya'ya dönerken de Cemre oldukça soğuktur.
Doktorlar dedesinin sayılı zamanının kaldığını söyleyerek taburcu eder. Ev ve hastane arasında gidip gelmektedirler. Bu sıralarda Cemre'de belirli gün ve saatlerde ortalıktan kaybolmaktadır. Miraç bir gün Cemre'yi takip eder. Cemre bir mezarın başında ağlayarak konuşmaktadır. Sevdiği adama içini dökmektedir. Miraç'ın aldığı papatyalar ise mezarın üstündedir. Miraç'ı sevmeye çalışmış, ama bir türlü sevememiştir. Miraç o gün duydukları ile yıkılarak eve gelir. Kimi sevse sevilmediğini düşünür. İlerleyen günlerde Cemre'den bir mail gelir. Ondan özür dileyerek üç fotoğraf atmıştır. Birincisi ölen sevgilisi, ikincisi Miraç üçüncüsü ise şimdi ki sözlüsü. Fotoğrafları atarak aslında ölen sevgilisine çok benzediğini belirtmek istemiştir. İzmir'e taşınmış ve orada yine ona benzeyen birisiyle sözlenmiştir. Cemre eski sevgilisi ile gittiği her yere Miraç ile gitmiş onu sevmeye çalışmış ama yapamamıştır. Miraç ise bunları sonradan öğrenmektedir.
Miraç'ın, İstanbul'da kitap fuarında imza günü vardır. İmza günü, imza sırasında Zümra'yı görür. Yanında sevgilisi vardır. Masanın önüne geldiğinde alaycı bir şekilde, onlara da papatya olup olmadığını sorar. Miraç ise hak edenlere verdiğini söyler. Sonra Zümra, "Bana Seni Seviyorum Deme Evlen Benimle" kitabını "Zümra'dan Can'a aşkla" diye imzalatır. İki papatya alarak birini sevgilisine verir ve uzaklaşırlar. Onca zaman sonra karşısına bu şekilde çıkmasına anlam veremez. Miraç ahını alanlarında yaptıklarını yaşamaları için dua etmektedir.
"Yanlış insanlar yüzünden üzdüğünüz doğru insanların ahı da bir ömür yakanızı bırakmasın."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder