Sayfalar

27 Mart 2020 Cuma

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları 7. Ünite Tiyatro, Cumhiriyet Dönemi, Dünyada Tiyatro, Tiyatro Terimleri

11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 7. ÜNİTE: TİYATRO DERS NOTLARI

Ünite İçeriği

* Cumhuriyet Dönemi’nde tiyatro (1923-1950)
* Cumhuriyet Dönemi’nde tiyatro (1950-1980)
* Dünya edebiyatında tiyatro

Tiyatro : Sahne üzerinde ve bir seyirci topluluğu önünde, sanatçılar tarafından, hareketli olarak canlandırılacak nitelikte yazılan edebi türdür.

Başka bir tanımla ifade edilecek olursa; herhangi bir olay, durum veya tasarının sahnede canlandırılması amacı ile yazılmış eserlere “dramatik metinler” denir. Bu metinlerin sahnede canlandırılması ile ortaya çıkan sanat da tiyatro olarak adlandırılır.

TÜRK TİYATROSUNUN GELİŞİMİ

Türk edebiyatında sözlü gelenek içinde ortaya çıkıp gelişen geleneksel Türk tiyatrosu (Karagöz, orta oyunu, meddah, seyirlik köy oyunları, kukla vb.) yüzyıllarca varlığını sürdürmüştür.

* Modern tiyatro, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde Batı’dan gelmiştir. Bu dönemde Şinasi ilk yerli oyun olan Şair Evlenmesi’ni yazmış; Ahmet Vefik Paşa, Fransız sanatçı Moliére’den uyarlamalar yapmıştır. Modern tiyatro kurulurken kimi zaman geleneksel tiyatroya ait unsurlardan da yararlanılmıştır.

* 1877-1908 arasında II. Abdülhamit’in “istibdat” adı verilen baskıcı dönemi, sanatçılar üzerinde etkili olduğu için Türk tiyatrosunda bir gelişme olmamıştır.

* Millî Edebiyat Dönemi’nde tiyatro yeniden canlanmıştır. İlk Müslüman kadın oyuncu Afife Jale bu dönemde sahneye çıkmıştır. Musahipzade Celal bu dönemin en önemli tiyatro yazarlarındandır.

* Milli Edebiyat tiyatrosunda görülen gelişme; Cumhuriyet Dönemi’nde devlet konservatuvarlarının, devlet tiyatrolarının, şehir tiyatrolarının açılması ve özel tiyatro gruplarının oluşması ile güçlenerek devam etmiştir.

* Çağdaş tiyatro anlayışı, modern tiyatro salonları, yeni eserler (çeviri, uyarlama, telif), profesyonel oyuncu, yönetmen, sahne tekniği, makyaj, kostüm vb. ile tiyatro artık kurumsallaşmıştır.

* Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda tiyatro türünün Batı edebiyatındaki tiyatro geleneği ile ilişkisi güçlüdür. Bu dönemde Batı tiyatrosu örnek alınarak trajedi, komedi ve dram türlerinde eserler yazılmış; müzikli, danslı; benzetmeci, göstermeci, epik tiyatro örnekleri verilmiştir.

TÜRK TİYATROSUNDA İLKLER

Modern tiyatro öncesinde Anadolu'da geleneksel Türk tiyatrosu egemendi. Karagöz, Meddah, orta oyunu ve köy seyirlik oyunları...

* Bizde Batılı anlamda tiyatro ilk kez Tanzimat Dönemi'nde görülmüştür. Bu dönemde Tanzimat sanatçıları Batı'dan tiyatro çevirileri yapmıştır. (Örneğin Ahmet Vefik Paşa'nın Moliere'den yaptığı çeviriler)

* Modern anlamda ilk yerli tiyatro Şinasi'nin Şair Evlenmesi'dir. Bir töre komedisi olan oyunda görücü üsulüyle evlenmenin sakıncaları işlenmiştir.

* Sahnelenen ilk yerli tiyatro Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre adlı oyunudur.

* Türk edebiyatında ilk dram örneği Recaizade Mahmut Ekrem’in Afife Anjelik adlı eseridir.

* Modern anlamda Türk tiyatrosunun asıl kurucusu Muhsin Ertuğrul’dur.

* Cumhuriyet Dönemi’nde heceyle yazılan ilk tiyatro Yusuf Ziya Ortaç’ın Binnaz adlı oyunudur.

* Epik tiyatronun kurucusu Cumhuriyet Dönemi sanatçısı Haldun Taner’dir. (Keşanlı Ali Destanı)

* İlk Müslüman kadın tiyatrocu Afife Jale’dir.

* İstanbul’da temsil vermek üzere kurulan ilk tiyatro Gedik Paşa Tiyatrosu’dur.

* Güngör Dilmen; Canlı Maymun Lokantası eseriyle absürt (saçma) tiyatronun önemli temsilcisidir.

CUMHURİYET DÖNEMİ'NDE TİYATRO (1923-1950)

Millî Edebiyat Dönemi’nde tiyatroda görülen gelişme; Cumhuriyet Dönemi’nde devlet konservatuvarlarının, devlet tiyatrolarının, şehir tiyatrolarının açılması ve özel tiyatro gruplarının oluşması ile güçlenerek devam etmiştir.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda Batı tiyatrosu örnek alınarak trajedi, komedi ve dram türlerinde eserler yazılmış; müzikli, danslı; benzetmeci, göstermeci, epik tiyatro örnekleri verilmiştir. Çağdaş tiyatro anlayışı, modern tiyatro salonları, yeni eserler (çeviri, uyarlama, telif), profesyonel oyuncu, yönetmen, sahne tekniği, makyaj, kostüm vb. ile tiyatro artık kurumsallaşmıştır.
Bu dönemde Muhsin Ertuğrul, modern Türk tiyatrosunun oluşmasında önemli katkılar sağlamıştır.

1923-1950 yılları arasında tiyatro, daha çok, Cumhuriyet değerlerinin halka aktarılmasında bir araç olarak kullanılmıştır.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında tiyatro yazarları daha çok Türk tarihi, efsaneler ve masallara yönelmiş, bu yolla ulusal bilinci pekiştirmek istemişlerdir. Özellikle 1930'lu yıllarda Atatürk'ün belirlediği amaç doğrultusunda konusunu Türk tarih ve uygarlıklarından, destan ve efsanelerden, Cumhuriyet kazanımlarından, devrimlerinden alan birçok oyun yazılmıştır. Bu yıllarda Yaşar Nabi'nin Mete; Behçet Kemal'in Çoban ve Atilla, Necip Fazıl'ın Sabır Taşı adlı oyunları Türk'lerin erdemleri ve uygarlığını yansıtmak amacını taşırlar.

1940'lı yıllarda değer yargılarının değişmesi ve ekonomik koşulların aile üzerinde etkisi durulmuş, ayrıca bu yıllarda geleneksel Türk tiyatrosunun izleri görülmüştür.

1950'li yıllarda tiyatromuzda hem nicelik hem nitelik bakımından büyük bir gelişme görülür. Devlet ve şehir tiyatrolarının, özel tiyatroların, oyun yazarlarının ve tiyatro türündeki eserlerin sayısında da ciddi bir artış görülür. Bu dönemde yerli oyunlar Devlet Tiyatrolarında sahnelenerek seyirciyle buluşur.

Konular ve Temalar Anadolu’ya yönelimin yoğunlaştığı bu dönem tiyatrosunda Kurtuluş Savaşı yılları, Atatürk'ün fikirleri, Cumhuriyet düzeninin olumlu yönleri, mitoloji, efsaneler ve masalları, Türk tarihi, Türk milliyetçiliği, Batılılaşma, toplumsal değerlerdeki değişimler, eski ve yeni yaşam biçimlerinin çatışması vb. sıkça işlenen temalardır.

Musahipzade Celal, Milli Edebiyat Dönemi oyun yazarıdır. Teknik bakımından zayıf ama gözlem, tarihi ayrıntı ve yergi bakımlarından başarılı komediler yazmıştır. Konularını Osmanlı İmparatorluğu’ndan, kendi deyişiyle “tarihin gölgesi altında hayal-meyal seçilen halk hayatından” almıştır. Köprülüler, Türk Kızı, Fermanlı Deli Hazretleri, Bir Kavuk Devrildi, Aynaroz Kadısı eserlerinden bazılarıdır.

1950-1980 ARASI CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU

1950 sonrasında tiyatro teknik açıdan ilerlemiş, tiyatroda işlenen konular çeşitlenmiştir.

Bu dönemde hem çeviri oyunların hem de nitelikli yerli oyunların sayısı artmış, bir yandan da çoğu uyarlama olan müzikli oyun türlerinde eserler verilmiştir.
Sahne tekniğine uygun, yalın bir dil kullanılmıştır.

Bireysel ve toplumsal konuların işlendiği bu dönemde yurt sorunları, kadının toplum yaşamındaki yeri; köy, töre, kuşak çatışması, değer yargıları vb. temalara yönelim artmıştır.

Bu dönemde eğitim ve sorunları ön plana çıkar. Kuşaklar arası ve kentli köylü arası eğitim farkından doğan çatışmalar işlenir. Ebeveyn-çocuk, kadın-erkek, ağaç-köylü, imam-muhtar-öğretmen ilişkileri işlenir.

Sosyal değişimlerin birey ve toplum yaşamındaki etkileri siyasal, sosyal ve psikolojik yaklaşımlarla yansıtılmıştır.

1970'ten sonra 12 Mart olayı buna bağlı olarak Türk tarihini yeniden gözden geçirme, işçi sorunları, Almanya'ya gidenlerin kültür çatışmaları, Almanya'da yetişmekte olan birinci, ikinci kuşak sorunları işlenir.

1950 - 1980 ARASI ÖNEMLİ TİYATRO YAZARLARI VE ESERLERİ 

Ahmet Kutsi Tecer - Koçyiğit Köroğlu
Adalet Ağaoğlu - Çatıdaki Çatlak
Başar Sabuncu - Şerefiye
Cahit Atay - Gültepe Oyunları
Cevat Fehmi Başkut - Buzlar Çözülmeden
Güngör Dilmen - Midas’ın Kulakları
Haldun Taner - Keşanlı Ali Destanı
Necati Cumalı - Boş Beşik
Nezihe Meriç - Sular Aydınlanıyordu
Oktay Arayıcı - Dışarda Yağmur Var
Orhan Asena - Hurrem Sultan
Recep Bilginer - Sarı Naciye
Refik Erduran - Karayar Köprüsü
Selahattin Batu - Oğuzata
Tuncer Cücenoğlu - Kördövüşü
Turan Oflazoğlu - IV. Murat
Turgut Özakman - Töre
adlı eserleri bu dönemde türün tanınmış örneklerindendir.

DÜNYA EDEBİYATI’NDA TİYATRO

İlk yetkin örnekleri Eski Yunan’da görülen tiyatro, yüzyıllar içinde farklı türlere ayrılarak gelişimini sürdürmüştür.

Eski Yunan edebiyatında:
Aiskhylos - Zincire Vurulmuş Prometheus,
Sophokles - Kral Oidipus

İngiliz edebiyatında:
Shakespeare - Romeo ve Juliet,
George Bernard Shaw - Kırgınlar Evi
Samuel Beckett - Mutlu Günler

Fransız edebiyatında:
Racine’in (Rasin) - Andromaque (Andromak),
Corneille’in (Korney) - Le Cid (Lö Sid),
Moliére (Molyer) - Cimri,
Victor Hugo - Hernani

Alman edebiyatında:
Schiller - Wilhelm Tell (Vilhelm Tel),
Goethe - Faust (Faust),
Bertolt Brecht (Bertolt Bireşt) - Evet Diyen Hayır Diyen

Norveç edebiyatında:
Henrik İbsen - Bir Bebek Evi, Yaban Ördeği;

Rus edebiyatında:
Gogol - Müfettiş,
Çehov - Üç Kız Kardeş, Vanya Dayı
adlı oyunları dünya edebiyatının tanınmış tiyatro eserlerindendir…

Andromak, beş perdelik bir trajedidir. Fransız sanatçı Racine, Andromak’ı Eski Latin edebiyatında trajedileriyle tanınan Vergilius’un (Vircilyus) Aeneis (Eneis) adlı eserinden esinlenerek yazmıştır. Racine, kahramanlarının ruh hâllerini başarıyla vermiş, Andromak’ın oğlunun ölmesine veya yaşamasına sebep olacak kararı verme ikilemini gerçekçi bir şekilde yansıtmıştır.

TEMEL TİYATRO TERİMLERİ

Adapte: Yabancı bir eseri yer adları, şahıs adları, deyimleri, gelenek ve görenekleriyle yerli hayata uygulayarak çevirme; uyarlama.
Adaptasyon: Adapte etme. uyarlama.
Aksesuar: Tiyatro sahnesinde kullanılan eşya.
Aktör: Erkek tiyatro sanatçısı.
Aktris: Kadın tiyatro sanatçısı.
Akustik: Tiyatro, konser salonu ve benzeri kapalı yerlerin, sesleri bozmadan yansıtabilme özelliği.
Antik tiyatro: Eski Yunan - Latin tiyatrosu.
Darülbedayi: İstanbul Şehir Tiyatrosunun eski ismi. 1914'te kurulmuştur.
Dekor: Tiyatroda, sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın toplu adı. Üç çeşit dekor vardır: realist dekor, şairane dekor, stilize dekor.
Diksiyon: Tiyatro ve benzeri edebiyat türlerinde dilin müzik karakterini başarı ile yaşatabilme yeteneği. Tiyatro okullarında ders olarak okutulmaktadır.
Diyalog: Oyundaki iki ya da daha çok kişi arasındaki karşılıklı konuşmalar
Dramatize etmek: Bir olayı, duyguyu, düşünceyi canlandırarak anlatmak; bir vakayı olduğundan daha acıklı bir şekle sokmak.
Entrik unsur, Entrika: Roman, hikâye ve tiyatro türlerinde, olayların okuyucuda ya da seyircide merak uyandıracak şekilde birbirine dolanması.
Figüran: Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse.
Epizot: Bir hikâyede asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir olay. (Bugünkü perde karşılığı.)
Fars (Farce): Komedinin, sanat yönü az, kaba bir türü. Çok eskiden tiyatrolarda perde arası gösterisiydi, sonra bağımsız olmuştur.
Fasıl: Bölüm. Tiyatroda perde karşılığı kullanılmıştır. Karagöz oyununda belli bir vakanın geçtiği bölüm.
Feeri: Masalların tiyatro sahnesinde dramatize edilmesinden doğma, cinlerin perilerin de rol aldığı bir tiyatro türü.
Grotesk: Gülünç, güldürücü.
Jest: Tiyatro sahnesinde, sanatçıların bütün el, kol, ayak ve benzeri beden hareketleri.
Kabare tiyatrosu: Daha çok güncel konuları iğneleyici, taşlayıcı biçimde ele alan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro.
Kanto: Tanzimat Dönemi'nde Türk sahnesinde azınlık aktrislerce başlatılan oyunlu ve neşeli şarkılar.
Koro: Eski Yunan tiyatrosunda bir grup erkek ve kadından kurulu şarkıcılar topluluğu. Oynanan eserin konusuna da katılırlar ve eserdeki olaya karşı, toplumun duygu ve düşüncelerini temsil ederlerdi. Hayvanlar, ağaçlar, bulutlar yerine sembol olarak kullanıldıkları da olmuştur.
Kostüm: Tiyatroda sanatçıların giydiği oyuna uygun kıyafet.
Kulis: Tiyatroda, sahnenin arkasında bulunan kısım; sahne arkası.
Makyaj: Tiyatro ve sinemada sanatçıların yüzlerinde boya ve başka maddelerle yapılan değişiklikler.
Mimik: Bir duygu veya düşüncenin kaş, göz, ağız, yüz hareketleriyle anlatılması.
Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye konması, sahneye göre düzenlenip uygulanması.
Monolog: Tek kişinin konuşması. Tek kişilik taklitli bir komedya türü. İnsanın içinden kendisiyle konuşması.
Muhavere: Konuşma. Tiyatro, roman, hikâye, fabl, röportaj ve benzeri türlerde kahramanların konuşmaları.
Pandomim: Sessiz hareket. Sessiz hareketler, jestler, yüz ifadeleri ve kostümler yoluyla duyguları, düşünceleri, tutkuları anlatmaya yarayan tiyatro çeşidi.
Perde: Tiyatro eserinde bir perdenin açılmasından, kapanmasına kadar geçen bölüm.
Piyes: Tiyatro eseri.
Reji: Sahneye koyma ve yönetme işi.
Rejisör: Sinema ve tiyatroda, eserin sahneleninceye veya seyirci önüne çıkıncaya kadar geçirdiği her anı yöneten kimse; yönetmen.
Replik: 1. Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz. 2. Oyunda karşısındakinin sözüne karşılık, karşılama sözü.
Repertuvar: Opera, operet ve tiyatro topluluklarının bir oyun mevsiminde gösterecekleri eserlerin listesi.
Rol: Opera, operet, tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında, oyuncuların, eser kişilerini sahnede canlandırmaları.
Revü: Tiyatroda, eserden önce gösterilen müzikli ve danslı oyun.
Sahne: Tiyatro. Tiyatro sahnesi. Tiyatro eserinde bir perdelik bölümün, dekor bakımından değişik olan küçük kısımları. Bir perdelik bölüm içinde, kişilerin girip çıkmasıyla değişen topluluk, meclis. Yapılarına göre tiyatro sahneleri şunlardır: sabit sahne, döner sahne, asansörlü sahne.
Sahne eseri: Tiyatro eseri, piyes.
Senaryo: Tiyatroda yazılı metin. Sinemada filmin konusunun yazılı şekli.
Suflör: Tiyatroda, kuliste durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı.
Temaşa: Tiyatro.
Temsil: Bir tiyatro eserinin oynanması.
Tirat: Sahnede kişilerin birbirlerine karşı söyledikleri uzun sözler .
Trajik: Korku, sıkıntı, heyecan veren veya korkunç, kötü, sonu ölümle neticelenen.
Trajikomik: Hem acı, hem gülünç olayların anlatıldığı tiyatro. Olaylar gülünç ama olay kahramanları acınacak hâlde verilir.
Tuluat: Tiyatro türlerinden biri. Sanatçılar, oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söylerler. Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur. Perdeli orta oyunu da denir.
Virtüöz: Üstün bir tekniği, yorum gücü ile ustalık düzeyine erişmiş oyuncu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder