21 Mayıs 2019 Salı

Galaksi Hanım'ın Uzay Dersler (Phil Roxbee Cox) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Galaksi Hanım ilk derse girdiğinde Berni sıranın üstünde neyi canlandırıyordu? 

A) Ödül kazanan uzay gemisini 
B) Galaksi Hanım’ın hareketlerini 
C) Uzayda yürüyen bir astronotu 
D) En yakın arkadaşını 

2. Kitaba göre “Dripping” diye hitap edilen öğrencinin gerçek adı nedir? 

A) Danny Ripping 
B) Derring Ripping 
C) Davis Ripping 
D) David Ripping

 3. Kitaba göre 5-B sınıfının “Resmi Şakacısı” kimdir? 

A) Berni 
B) Emili Nohut 
C) Dripping 
D) Çok Bilmiş Noel 

4. Kitaba göre, Güneş olmasaydı Dünya’nın ısısı yaklaşık kaç derece olurdu? 

A) -370 
B) -170 
C) -270 
D) -470 

5. “Gezegenlerle Tanışma” dersinde Mary-Jane’in gömleğinde ne lekesi vardı? 

A) Ketçap 
B) Fasulye 
C) Mayonez 
D) Vişne 

6. Güneş’ten sonra Dünya’ya en yakın yıldız hangisidir? 

A) Rigil Kentaurus 
B) Proxima Centauri 
C) Kaus Australis 
D) Gienah Ghurab 

7. Kitaba göre, güneşlerin patlayıp sönmesiyle oluşan şeylere ne denir? 

A) İnferno 
B) Fire Blade 
C) Meteor Fall 
D) Süpernova 

8. Aşağıdakilerden hangisi kitabın bölümlerinden birisi değildir? 

A) Uzayın Sonu 
B) İstikamet Ay 
C) Gezegenlerle Tanışma 
D) Muhteşem Final 

9. Amerikalı astronot Neil Armstrong kaç yılında Ay’a ilk ayak basan kişi oldu? 

A) 1967 
B) 1968 
C) 1969 
D) 1970 

10. Ay’a ilk ayak basan Amerikalı astronot Neil Armstrong’u Ay’a götüren uzay mekiğinin adı nedir? 

A) Apollo 9 
B) Apollo 10 
C) Apollo 11 
D) Apollo 12 

11. Uzaya ilk giden insan kimdir? 

A) Neil Armstrong 
B) Yuri Gagarin 
C) Edgar Mitchell 
D) Charles Duke 

12. Güneş tutulması sırasında Ay’ın kenarından Güneş ışığının görünmesine ne denir? 

A) Krater 
B) Kromosfer 
C) Fotosfer 
D) Korona 

13. Plüton gezegeninin Güneş’in etrafında yörüngesini tamamlaması kaç yıl sürer? 

A) 248 
B) 148 
C) 247 
D) 179 

14. Kitaba göre Merkür gezegeninin gündüz ve gece sıcaklığı ortalama kaç derecedir? 

A) 350/ -170 
B) 450/ -170 
C) 350/ -270 
D) 450/ -270 

15. Merkür gezegenini ziyaret eden insansız uzay aracının adı nedir? 

A) Apollo 10 
B) Viking 1 
C) Mariner 10 
D) Viking 2 

16. Merkür gezegenini ziyaret eden insansız uzay aracı kaç yılında bu ziyaretini gerçekleştirmiştir? 

A) 1948 
B) 1951 
C) 1963 
D) 1974 

17. Mars’ta bulunan ve Güneş Sistemi’nin en büyük volkanı olan dağın adı nedir? 

A) Olimpus Dağı 
B) Parnassos Dağı 
C) Parvata Dağı 
D) Chaiten Yanardağı 

18. Satürn’ün halkaları ilk olarak kaç yılında gözlemlenmiştir? 

A) 1410 
B) 1510 
C) 1610 
D) 1710 

19. Satürn’ün halkalarını ilk gözlemleyen kişi kimdir? 

A) Albert Einstein 
B) Galile 
C) Edwin Hubble 
D) Stephen Hawking 

20. Aşağıdaki uzay araçlarından hangisi Satürn hakkında bilgi edinmek için kullanılmamıştır? 

A) Apollo 11 
B) Pioneer 11 
C) Voyager 1 
D) Voyager 2 

21. Uranüs gezegeni kaç yılında kim tarafından keşfedilmiştir? 

A) William Herşel - 1781 
B) Will Smith - 1915 
C) William Shakespeare - 1750 
D) Walter Scott – 1803 

22. Uranüs’ün en küçük uydusunun adı nedir? 

A) Melanie 
B) Melissa 
C) Megan 
D) Miranda 

23. Neptün gezegeni kaç yılında keşfedilmiştir? 

A) 1844 
B) 1845 
C) 1846 
D) 1847 

24. Plüton gezegeni kim tarafından keşfedilmiştir? 

A) Stephen Hawking 
B) Clyde Tombaught 
C) Neil Armstrong 
D) Galile 

25. Plüton gezegeni kaç yılında keşfedilmiştir? 

A) 1923 
B) 1938 
C) 1921 
D) 1930 

26. İnsan yapımı ilk uydu hangisidir? 

A) Sputnik 1 
B) KanopuB 
C) Object-D 
D) P1 10 

27. İnsan yapımı ilk uydu hangi tarihte uzaya fırlatılmıştır? 

A) 4 Ekim 1947 
B) 4 Ekim 1957 
C) 29 Ekim 1947 
D) 29 Ekim 1957

Cevap Anahtarı :

1. A       2. D       3. A       4. C       5. B 
6. B       7. D       8. A       9. C       10. C 
11. B    12. D     13. A     14. B     15. C 
16. D    17. A     18. C     19. B     20. A 
21. A    22. D     23. C     24. B     25. D 
26. A    27. B

Düşlerin Peşindeki Çocuk (Koray Avcı Çakman) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Ördekayak’ın köpeğinin ismi nedir? 

A) Geveze 
B) Suskun 
C) Karabaş 
D) Dilsiz 

2. Ördekayak ve büyükannesi tarlaya ne ekmiştir? 

A) Buğday 
B) Mısır 
C) Arpa 
D) Fasulye 

3. Ördekayak’ın bedensel engeli nedir? 

A) Sağ ayağı aksar 
B) Sol ayağı aksar 
C) Sağ eli tutmaz 
D) Sol gözü görmez 

4. Ördekayak’ın köpeğini diğer köpeklerden ayıran özellik nedir? 

A) Çok hızlı koşması 
B) Havlayamaması 
C) Gözlerinin görmemesi 
D) Sağ ayağının aksaması 

5. Ördekayak köpeğini nerede bulmuştur? 

A) Bir çöp kutusunun içinde 
B) Evlerinin önünde 
C) Bahçenin girişinde 
D) Bir çöp kutusunun kenarında 

6. Ördekayak’a takma adını kim vermiştir? 

A) Büyükannesi 
B) Kendisi 
C) Annesi 
D) Lokman Ana 

7. Ördekayak, yolculuğu boyunca sırasıyla kimlerin yanına gitmiştir? 

A) Sepetçi- çömlekçi-iplikçi-dokumacı- ahşap ustası 
B) Çömlekçi-sepetçi-iplikçi-ahşap ustası- dokumacı 
C) Sepetçi-çömlekçi-ahşap ustası- dokumacı-iplikçi 
D) Dokumacı-çömlekçi-ahşap ustası-iplikçisepetçi 

8. Hasta aslanı iyileştirmek için sırasıyla hangi hayvanlar gelmiştir? 

A) Panter-fil-kaplan-sincap 
B) Fil-panter-kaplan-sincap 
C) Kaplan-fil-panter- sincap 
D) Fil-kaplan-panter-sincap 

9. Lokman Ana’nın istediği Mori çiçeği ne renktir? 

A) Beyaz 
B) Kırmızı 
C) Sarı 
D) Mavi 

10. Aşağıdakilerden hangisi Ördekayak’ın evindeki eşyalardan değildir? 

A) Sedir 
B) Ahşap sandık 
C) Örgü sepet 
D) Çiçekli halı 

11. Ördekayak masal kitabının eksik sayfasını nerede buldu? 

A) Sedirin altında 
B) Sandığın içinde 
C) Kilimin altında 
D) Sepetin içine 

12. Altın Göl’de yüzen kaplumbağada nasıl bir değişiklik olmuştur? 

A) Kanatları çıkmıştır. 
B) Sırtındaki yumru, desenli bir kabuğa dönüşmüştür. 
C) Ayağı iyileşmiştir. 
D) Rengi altın sarısı olmuştur. 

13. Ördekayak masalı üst üste kaç kez okumuştur? 

A) Üç 
B) Beş 
C) İki 
D) Dört 

14. Ördekayak’ın karşılaştığı arabacı nereye gidiyordu? 

A) Kasabaya 
B) Şehre 
C) Bataklığa 
D) Köye 

15. Sepetçi, büyükannesine götürmesi için Ördekayak’a ne vermiştir? 

A) Taş gibi bir ekmek 
B) Büyük bir sepet 
C) Beş altın 
D) Desenli kilim 

16. Aşağıdakilerden hangisi Çömlekel’in anlattığı masalda geçen balıklardan değildir? 

A) Uskumru 
B) Çipura 
C) Palamut 
D) Lüfer 

17. Çömlekel büyükannesine götürmesi için Ördekayak’a ne vermiştir? 

A) Eski bir heybe 
B) Parlak bir testi 
C) Yırtık bir kilim 
D) Bir somun ekmek 

18. Büyükannesinin Ördekayak’a okuduğu son masalın adı nedir? 

A) Sihirli ipler 
B) Düşlerin masalı 
C) Eve dönüş 
D) Mori çiçeği 

19. Çömlekel özel tohumları niçin heybenin içine yerleştirmiştir? 

A) Çantanın içinde kaybolur gider diye 
B) Heybe güvenli diye 
C) Tohumları koyacak başka yer yok diye 
D) Cebinden düşer diye 

20. Ördekayak’ın ahşaptan oyduğu ilk şey neydi? 

A) Oyuncak araba 
B) Kadın motifi 
C) Köpeği Geveze 
D) Sandalye 

21. Ahşap ustası Ördekayak’a ne hediye etmiştir? 

A) Bir bıçak 
B) Bir testere 
C) Ucu oymalı bir çakı 
D) Ucu oymalı bir tornavida 

22. Ördekayak dokumacıya hangi masalı anlatmıştır? 

A) Güç Kimde 
B) Sarı göl 
C) Yağmursuz büyüyen tohumlar 
D) Yaban gülleri 

23. Dokumacı büyükannesine götürmesi için Ördekayak’a ne vermiştir? 

A) Altın 
B) Kilim 
C) Heybe 
D) Testi 

24. Falan Efendi’nin kızının hastalığı nedir? 

A) Kördür 
B) Sağırdır 
C) Dilsizdir 
D) Yürüyemez 

25. Ördekayak, Falan Efendi’nin evinden ayrılınca nereye gidiyor? 

A) Büyükannesinin yanına 
B) İplikçinin evine 
C) Ormana 
D) Kasabaya 

26. Ördekayak’ı ormanda soyan hırsızlar kendilerini kim olarak tanıttı? 

A) Köstebek 
B) Tilki 
C) Sansar 
D) Kurt 

27. İplikçinin Ördekayak’a hediyesi neydi? 

A) Taş gibi bir ekmek 
B) Büyük bir sepet 
C) Beş altın 
D) Bir yumak iplik

Cevap Anahtarı :

1. A       2. B       3. B       4. B       5. D 
6. B       7. C       8. B       9. D      10. D 
11. B    12. B    13. A     14. C      15. A 
16. D    17. A    18. B     19. A      20. C 
21. C    22. C     23. B     24. A      25. B 
26. A    27. D

20 Mayıs 2019 Pazartesi

İnsan Ne İle Yaşar (Lev Nikolayeviç Tolstoy) Kitabın Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : İnsan Ne İle Yaşar

Kitabın Yazarı : Lev Nikolayeviç Tolstoy

Kitap Hakkında Bilgi :

Anna Karenina ve Savaş ve Barış gibi dünya edebiyatına kazandırdığı başyapıtlarla tanınan Rus romancı Lev Nikolayeviç Tolstoy, yaşamının son otuz yılında din, devlet, toplum, birey, özgürlük gibi kavramlar üzerine yoğunlaşmış ve bu konularda eserler vermiştir. Bu döneme ait olan "İnsan Neyle Yaşar?" kitabında insan yaşamına dair hayati sorular sorarken, bu soruları iyilik-kötülük; yaşam-ölüm, harislik-kanaatkarlık benzeri karşıtlıkları temel aldığı ahlaki bir çerçevede yanıtlar. Bu ibret verici meselleri didaktik bir tarzda kaleme alan Tolstoy aynı zamanda kısa öykü yazma konusundaki becerisini de gözler önüne serer.

Zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Tolstoy, hayatını hakikati aramakla geçirdi. Bu arayış öyle güçlüydü ki ona yaklaşabilmek için sonunda yaşadığı refah dolu hayattan tamamen vazgeçip yoksul halkın arasına karıştı.

Yalnız bir sanatçı değil, bir hakikat arayıcısının en çarpıcı hikâyeleri bu kitapta bir araya geldi.

Bu kitap gerçekle ilişkinizde bir başlangıç olabilir.

Yüce yaratıcı, insanları birbirinden ayrı ayrı yaşamalarını değil de birlik halinde yaşamalarını istediğinden fert olarak kendi ihtiyaçlarını değil de birbirlerinin ihtiyaçlarını görebilecek güçler bahşetmiştir insanoğluna. Tanrı, görevi olmasına karşın yeni doğum yapmış bir annenin ruhunu, acıma duygusuna yenik düştüğü için alamadan dönen ölüm meleğini üç şey öğrenmesi için insan suretine büründürerek dünyaya gönderir:
İnsanın içinde ne barındırdığını öğren İnsana neyin verimediğini öğren İnsanın ne ile yaaşdığını öğren

Bu üç bilgiyi öğrendiğinde, yani insanı tanıdığında melek yaratıcısının sonsuz merhametini de öğrendiği için tekrar göğe yükselir.
Kitabın Özeti :

Simon adlı bir tüccar ailesiyle küçük bir kasabada yaşıyordu. Durumları pek de iyi değildi. Kış gelmişti ve ısınacak bir deriye ihtiyaçları vardı. Adam ayakkabı tamirciliği yapıyordu. Bunu alabilecek kadar parası yoktu. Adam borç verdiği köylülerden parasını alırsa deriyi alabileceğini düşündü. Fakat köydeki kişiler Simon'a paralarının olmadığını söylediler. Simon çok üzüldü. Elindeki parayla bir meyhaneye girdi ve şarap aldı. Meyhaneden çıkışta; kilisenin önünden geçerken, çıplak bir adam gördü. Adamın üstüne bir şeyler giydirdi, adamı alıp evine götürdü. Adamın karısı başta bu adama yakınlık göstermedi; ama sonra adama alıştı. Adam geldiğinden beri ilk kez gülümsemişti. Simon buna çok şaşırdı. Adam, Simon'la birlikte ayakkabıcıda çalışmaya başladı. Adamın adı Michael'di.

Bir gün dükkanlarına zengin bir adam geldi. Ayakkabı diktirmek istedi. Michael adama bakarak ikinci kez gülümsedi. Michael çok çalışkandı ve ustasını geçmeye başlamıştı; fakat bu adama, ayakkabı yerine terlik dikti. Simon bunu görünce çırağına çok kızdı. Biraz sonra zengin adamın yardımcısı geldi ve adamın öldüğünü, ayakkabı yerine terlik dikilmesi gerektiğini söyledi. Simon ve eşi buna şok oldular.

Başka gün ise Simon'un evine ikiz kızları olan bir kadın geldi. Michael bunu görünce üçüncü kez gülümsedi. Kadın, Simon'un eşine bu kızların kendi öz kızları olmadığını söyledi. Kızları için ayakkabı diktirmek istedi. Michael kadın gittiğinde birden melek şekline girdi. Simon ve eşi şok oldu. Michael aslında kendisinin bir melek olduğunu, tanrıya karşı geldiği için cezalandırıldığını söyledi. Tanrının gerçekleri görmesi için ve bazı soruların cevabını bulması için, dünyaya gönderdiğini söyledi. Ve artık kendisi o soruların cevaplarını bulmuştu.

Simon 'un eşinin kendisine merhametli davranmasıyla sevgiyi anladığını, zengin adam dükkana geldiğinde; arkadaşı ölüm meleğini yanında görüp gülümsediğini ve ikiz kızları gördüğündeyse insanın tek yaşayamayacağını anlamıştı. Bunlardan sonra artık gitmesi gerektiğini söyledi ve kayboldu...

ÜÇ SORU 

Bir zamanlar ülkenin birinde bir kral yaşıyordu. Aklına bir soru takılmıştı. Sürekli doğru zamanda işe başlamayı bilirse, kimin sözüne kulak verip, kimden uzak kalması gerektiğini bilirse başarısızlığa uğramayacağını düşünüyordu.

Bunların cevabını bulmak için ülkedeki tüm büyücüleri, âlimleri topladı, hepsine sordu ve aldığı cevaplar onu tatmin etmedi. Sonra başka köyde çok ünlü bir alimin yaşadığını duydu ve o köye gitti.

Kral, bilgeyi toprak kazırken gördü ve elindeki kazmayı alıp, ona yardım etmek istedi. Saatler geçti, bilge hiç sesini çıkarmadan oturuyordu. Kral buna sinirlenip’ ‘sorularıma cevap vermeyeceksen , sarayıma gideyim'' dedi.

O an karnından yaralanmış biri yoldan geçiyordu. Kral o kişiye yardım etti, adamın yaralarını temizledi. Bunun üzerine adam uyanıp, kraldan özür diledi. Aslında kralı öldürmek istediğini ama saraya gittiğinde kralı bulamayıp buraya geldiğini anlattı. Kral adamı affetti. Bunun üzerine bilge krala dönüp şunları söyledi '' hayatta en önemli an şimdidir, en gerekli olan kişiyse yanındaki kişidir ve en önemli uğraş ise iyiliktir.''

İNSANA NE KADAR TOPRAK LAZIM? 

Köylü bir adam olan Pahom, elindeki paraları toplayarak köyde arazi aldı. O günden sonra hırsı daha da büyüdü. Bir gün başka bir adam gelip az miktarda parayla, daha fazla toprak veren bir yer olduğunu söyledi. Pahom adamı dinleyerek, sözü edilen yere gitti. Oradaki adamlara hediyeler verdi.

Toprak sahipleri ona bir şartla toprak vereceklerini, o da tarlalarında belli bir işaret koyup, güneş batana kadar ne ölçüde yürürse, yürüdüğü kadar toprak alacaktı. Pahom adamın dediğine uyarak öğle zamanı yürüyüşe çıktı. Öğleden sonra Pahom çok zorlandı. Sıcaktan dolayı kendinden geçti, fakat hırsı yüzünden daha da kendini zorladı. Daha fazla toprak almak için kendini hırpaladı ve sonunda öldü. Hırsı yüzünden o kadar toprak alacağına, yüz seksen santimlik bir toprak alabildi.
TEK KIVILCIM TÜM EVİ KÜL EDER 

İvan durumu yerinde köyde yaşayan biriydi. Oğulları ve gelinleriyle yaşıyordu. Yanında baktığı bir de yaşlı bir babası vardı. İvan’ın gelini günün birinde komşularıyla kavga etti. Bunun üzerine aileler de kavgaya karıştı.

Komşusu Gabriel, İvan'ı mahkemeye verdi. İvan’ın babası artık bu konunun uzamaması, onların komşu olduğunu söyledi. İvan babasını dinlemedi. Gabriel, İvan'ın gelinine el kaldırınca, İvan'da Gabriel'i mahkemeye verdi. Gabriel dayak cezasına çarptırıldı.

Gabriel bunun intikamını almak istedi. İvan'ın evini ateşe vermek istedi .Ve sonunda evini ateşe verdi. Bu yangınla nerdeyse köydeki tüm evler yandı. İvan'ın babası da ölünce İvan artık bu kavgayı büyütmek istemedi.

Artık evleri yandı ve Gabriel'le İvan'ın ailesi birlik olup yeniden evlerini inşa ettiler, aile arasındaki kavga bitti ve sonuna kadar mutlu yaşadılar.

Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1) Postacı kılıklı adam eve niçin gelmiştir?

a) Osman’ı kaçırmak
b) Evi soymak
c) Emanet getirmek
d) Aile ziyareti

2) Abdullah Bey’in görevi nedir?

a) İşçi
b) Fabrikatör
c) Ustabaşı
d) Kapıcı

3) Osman’ı niçin kaçırılmıştır?

a) Fidye
b) Osman’ı çok sevdikleri için
c) Osman’ı başkasına satmak için
d) Dayısına götürmek için

4) Osman Romantik’e kimi hatırlatıyor?


a) Kardeşini
b) Köyündeki çocukları
c) Sokak çocuklarını
d) Kuzenini

5) Apo’nun köşke girmesinde Apo’ya kim yardım etmiş?

a) Zevzek
b) Gül Dede
c) Bahçıvan
d) Romantik

6) Çeteyi karakola şikayet eden kimdir?

a) Bahçıvan
b) Tophanelinin karısı
c) Ayşe Kadın
d) Romantik
7) Osman dağ başındaki eve terk edildikten sonra ne oldu?

a) Osman öldü
b) Ali ve Garip Osman’ı başka yere götürdü.
c) Osman’ı ailesi buldu
d) Osman’ı Komiser Mahmut Bey buldu.

8) Garip’in annesine ve babasına ne olmuş?


a) Depremde ölmüşler
b) Sel sularına kapılıp ölmüşler
c) Garip’i terk etmişler
d) Başka memlekete gitmişler

9) Garip ve Ali nereye yolculuk yapıyorlar?

a) Düzce
b) Ankara
c) Kayseri 
d) İstanbul

10) Ali Osman’ı kime verdi?

a) Çocuk Esirgeme Kurumuna
b) Romantik’e
c) Abdullah Bey’e
d) Şerife Hanım’a

11) Osman’a sonra hangi isim verildi?

a)Kemal
b)Hüseyin
c)Garip
d)Hasan

12) Şerife Hanım’ın İstanbul’a yerleşmesinin nedenlerinden değildir?

a) Babasının vefat etmesi ve Osman’ın Şerife Hanım’ın öz çocuğu olmadığın anlaşılmaması
b) Eşinin vefat etmesi
c) Garip’in evi terk etmesi
d) Evlerini satmaları

13) Ayşe Kadın köşke neden geri döndü?


a) Eşiyle problem yaşadığı için
b) Fatma Hanım’ın isteği
c) Kemal’in isteği
d) Köşkü özlediği için

14) Osman annesinin (Şerife Hanım’ın) öz olmadığını ne zaman öğreniyor?


a) Ortaokula başladığında
b) Hikayesinin gazeteye çıktığında
c) Üniversiteyi kazandığında
d) Garip’le Şerife Hanım’ı duyduğunda

15) Osman yarışmaya hangi hikâyeyle katıldı?


a) Osmancık Vardı
b) Meçhûle Giden Çocuk
c) Sevgili Anne
d) Kayıp Çocuk

16) Osman’ın gittiği okul müdiresinin, Abdullah Bey’le bağlantısı nedir?

a) Abdullah Bey dayısı
b) Herhangi bir kan bağı yok
c) İş arkadaşı
d) Müdire hanım Abdullah Bey’in kardeşi

17) Müdire Hanım Fatma Hanım’dan ne istiyor?

a) Anne sevgisiyle ilgili bir hikâye yazmasını
b) Okula gelmesini
c) Osman ‘ı eve davet etmesini
d) Fatma Hanım’ın dağ başındaki eve gelmesini

18) Romanın sonunda ne oldu?

a) Osman öldü
b) Ailesine kavuştu
c) Okulu bitirdi
d) Şerife Hanım öldü

19) Kitabın yazarı kimdir?

a) Hasan Ali CANAT
b) Nail Hasan CANAT
c) Hasan Nail KANAT
d) Hasan Nail CANAT

20) Postacı kılığıyla eve giren kimdir?


a) Zevzek
b) Apo
c) Romantik
d) Ayşe
Cevap Anahtarı :

1-B       2-B      3-A      4-B      5-B
6-B       7-B      8-A      9-C     10-D
11-B    12-C    13-A    14-D   15-B
16-A    17-A    18-B    19-D   20-B

Füreya (Ayşe Kulin) Kitabın Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Füreya

Kitabın Yazarı : Ayşe Kulin

Kitabın Özeti :

Savaşın çıktığı sıralar Mustafa Kemal İstanbul'da kalarak önemli işler başarmaya imkan olmayacağını anlamıştı. Atatürk silah arkadaşlarının evinde toplantı yaparak fikir alış verişinde bulunuyordu. 

Atatürk Füreya'nın babasının evinde yaptığı gizli toplantılar esnasında Füreya'yla tanışır. Füreya'nın babası Atatürk'ün yanında savaşır ve daha sonra ordu komutanı olarak atanır. Bir süre sonra Atatürk Füreya'nın annesi Hakkiye hanımın yakın arkadaşı Latife hanımla evlendi ve ertesi gün Füreya'ların evine geldiklerinde defterine şunları yazdı: 'Görüyorum ki çok çalışkan bir insansınız. Millet sizden çok şey bekliyor. Siz çalışıp birşeyler vermelisiniz memlekete.' Füreya defterini kutsal bir emanet gibi gögsünün üzerine bastırıp odasına çıktı.

Erken yaşta evlenen Füreya, eşinin kötü davranışları yüzünden çocuğunu kaybederek bunalıma girer. Tedavi ile bunalımı atlatan Füreya ilk evliliğini bitirir.

İkinci evliliğini, Atatürk'ün çok yakın arkadaşlarından olan Kılıç Ali ile ailesinin itirazlarına rağmen gerçekleştirir. Kılıç Ali yaşca kendisinden büyüktür. Bu evlilik onları protokol içerisine sokar. Atatürk'ün vefatı kocasını derinden etkiler.

Eşini motive etmek için büyük bir çaba gösteren Füreya, verem teşhisi ile hastahaneye yatırılır. Adadaki evde bir yıla yakın süre tedavi amaçlı kalır. Hastalığın ilerlemeye başlaması üzerine İsviçre'deki bir hastaneye yatar. Tedavi devam ederken ressam olan teyzesi Fahrünissa'nın yönlendirmesi ile kendisini seramiğin içerisinde bulur. Önceleri çamur ile olaya başlar.

Tedavi için Fransa'ya gönderildiğinde seramik ile iç içe olur. Bir sergi açar, artık o ünlü bir seramik sanatçısıdır. TC'nin ilk bayan seramik sanatçısı olur. Hayatının devam eden günlerinde hem hastalığı ile hem de seramik ile uğraşır. Dünya çapında ödüller, burslar alır.

Çok tehlikeli bir ameliyatla hasta ciğerlerinden birini aldırır. Erkek kardeşinin kızı olan Sara'yı gelinlerinin itirazına rağmen evlat edinir. Çocuklara duyduğu özlemi onunla gidermeye çalışır. Füreya yurdun çeşitli yerlerinde ölümsüz sanat eserleri yapar.

Bundan sonraki yaşantısı tamamen sanata ve seramiğe yönelik olur. Seramik adına Türkiye'deki bir çok ilki gerçekleştirir ve daha sonra 87 yaşında vefat eder.

Kitabın Karakterleri, Kişileri :

FÜREYA: Hayatının tamamını yakınını seramik sanatçılığına adamış, kurallara meydan okuyabilen, risk almayı seven, yapılmamışı yapmaya çalışan bir kişiliği vardır. Aynı zamanda ülkesine güzel hizmetlerde bulunmuş ve fiziksel olarak güzel ve çok alımlı bir yapıya sahiptir.

KILIÇ ALİ: Hayatının büyük bir bölümünü Atatürk'e adamış ve zamanla daha üst makamlara yükselmiş bir askerdir. Füreya ile aralarındaki yaş farkının fazla olmasına rağmen ve onu sevmiş ve saygı duymuştur. Fedakarlığı seven bir yapısı vardır. Olgun kişiliği etrafını etkilemesine yardımcı olmuştur.

FAHRÜNİSSA: Füreya'nın seramiğe başlamasına neden olan en önemli kişidir. Sevecen ve canlı olması etrafınca beğenilmesine neden olmuştur. Ömrü boyunca Füreya'nın yanında yer almıştır.

HAKKİYE HANIM: Annesi. Ailesi tarafından zorla evlendirilmiştir.

Gelibolu - Uzun Beyaz Bulut (Buket UZUNER) Kitabın Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Gelibolu - Uzun Beyaz Bulut

Kitabın Yazarı : Buket UZUNER

Kitabın Konusu :

Çanakkale Savaşları'nda ölen büyük dedesinin kayıp mezarını aramak için Gelibolu'ya gelen Yeni Zelandalı genç bir kadın ve Çanakkale Milli Parkı'nda bastonuyla dolaşan Türk Nine'nin akıllara durgunluk veren seksen beş yıllık sırrı.

Osmanlı teğmeni Ali Osman Bey ile Anzak Er Alistair John Taylor'ın birlikte insanlığa verdiği dehşetengiz ders.

Henüz hiçbir milletin tarih kitaplarında yer almasına izin vermeye hazır olmadığı büyük insanlık sınavı. Aynı adam aynı savaşta iki düşman ülkede savaş kahramanı olur mu?

Kitabın Özeti:

Gelibolu kitabı; dedesinin Çanakkale savaşlarında ölmediğine inanan bir anzak torununun Gelibolu'ya gelmesiyle başlar. Kendisini oraya getiren rehbere Eceyaylası Köyü'ne gitmek istediğini söyler. Köye geldiğinde ise hem köyü hem de bütün dünyayı etkileyecek bir şeyler söyler. Söyledikleri ise büyük bir Türk Gazisinin aslında Anzak olduğu ve onun dedesi olduğudur. İlk başlarda köylüler bu teze gülüp geçerler.

Yeni Zelandalı kız ise Gazi Alican Çavuş'un herhangi bir akrabası olup olmadığını sorar. Onu Gazi Alican Çavuş'un kızı Beyaz'ın yanına götürürler. Beyaz Hala hiç evlenmemiş babasını çok seven fakat köylerinde meydana gelen yangından sonra hiç dışarıya çıkmamış ve kimseyle konuşmamış bir Türk köylüsüdür. Beyaz Hala hiç evinden çıkmadığı ve kimseyle konuşmadığı için bu kızıda kabul etmeyeceğini düşünen köylüler, kızın eve kabul edilmesiyle şaşırırlar.

Beyaz Hala adı Victoria olan bu kızı evinde bir süre misafir eder. Bu arada dış dünyada boş durmaz ve bu büyük haber fırsatını değerlendirmek için dünyanın çeşitli yerlerinden gazeteciler ve televizyoncular köye akın ederler. Beyaz Hala ise içerde bütün gerçekleri bu kıza açıklar. 

Gerçek ise kabul edilemeyecek kadar zordur. Anzak eri Alistair John Taylor ailesine mektuplar yazarak Çanakkale Savaşı'nı ve burada savaşmanın anlamsızlığından bahsetmektedir. Son mektubunda ise burdan kaçmak istediğini ve eve dönmeyeceğini belirtir. Birgün gerçekten savaştan kaçar ve Türk siperlerine girer. Tam başından vurulacağı sırada ayağına bir yaralı takılır ve ölümden kurtulur. Ayağının takıldığı yaralı ise teğmen Ali Osman'dır. 2 gün beraber kalırlar orada. Ali Osman ile ölüm arasındaki savaşı ise ölüm kazanır. Ali Osman ölmeden önce Anzak erine kendi kıyafetini giymesini söyler.

Anzak eri bir köyün yakınında, Ali Osman'ın kıyafetiyle ve onun mezarı başında beklerken, bir Türk kızı, Meryem onu görüyor ve o anda ona aşık oluyor. Onu kendi köyüne götürüyor ve İngilizlere esir düşmüş bir Türk teğmeni olduğunu söylüyor. Onunla evleniyor ve dört çocukları oluyor.

İlk çocukları olan Ali Osman ölüyor. Diğer üç çocuğun adını ise Uzun, Beyaz, Bulut koyuyor. Uzun Beyaz Bulut, Yeni Zelandanın diğer adı. Anzak erin torunu Yeni Zelandalı kız gerçeği öğreniyor, fakat gerçeği kendisinde saklıyor.

İntibah (Namık Kemal) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : İntibah

Kitabın Yazarı : Namık Kemal

Kitap Hakkında Bilgi :

İntibah Namık Kemal'in (diğer adlarıyla Son Pişmanlık veya Sergüzeşt-i Ali Bey) 1876'da yayımlanan romanıdır.

Namık Kemal, İntibah romanını 1873-1876 yılları arasında sürgünde bulunduğu Kıbrıs'taki Magosa Kalesi'nde kaleme almıştır. Amacı, Osmanlıca'nın roman yazımına uygun olduğunu göstermektir. Namık Kemal bunu yapmak istemiş ama; özellikle de psikolojik tahliller kısmında dili iyi kullanamamıştır. Yazar, romana "Son Pişmanlık" adını koymuştur.

Dönemde yapılan yayınları denetleyen Maarif Vekâleti, romanın başlığını yazara danışmaksızın "İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey" (Uyanış: Ali Bey'in Macerası) olarak değiştirmiş, bazı kısımları sansürlemiştir. Romanın özgün metni bu nedenle günümüze ulaşmamıştır.

İntibah, Türk Edebiyatı tarihinde ilk edebi roman olarak değerlendirilir. Romanda romantizm akımının etkisi görünür. Özellikle romanın başında yer alan uzun Çamlıca tasviri, romantizm etkisinin örneklerindendir.

Bununla birlikte, roman boyunca Osmanlı kültürüne de sıkça atıf yapılır, her bölümün başında Divan edebiyatı şairlerinden bir beyitin yer alması bu durumun örneklerindendir. Romanın konusu, Türk halk edebiyatının eski meddah hikâyelerinden "Hançerli Hanım"ın öyküsünden esinlenmiştir.

Kitabın Özeti :

Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Ali Bey, yirmi iki yaşlarında iyi bir eğitim ve öğrenim görmüş bir gençtir. Yalnız hayat tecrübesinden yoksundur. 19. yy'ın seçkin gezinti yerlerinden biri olan Çamlıca'da dolaşırken çok güzel bir kadınla tanışır. Kadının adı Mahpeyker'dir.

Genç adam, ilk karşılaşmada ilgi duyduğu bu kadını derin bir aşkla sevmeye başlar. Bu ilk tanışmadan sonra hemen her hafta Mahpeyker'le buluşmak üzere Çamlıca'ya gider. Oysa kadının kirli bir geçmişi vardır ve Ali Bey'in sevgisine layık değildir. 

Bu durumun farkında olmayan ve onu da kendisi gibi temiz bir sevda içinde hayal kuran genç adam, kısa zamanda evini ve işini ihmal etmeye başlar. Zamanla geceleri bile evine uğramadığı olur. Bir süre sonra ailesi, Ali Bey'in durumunu öğrenirler. Onu, zor kullanarak, bu durumdan kurtarmaktan çek, başka çarelere başvururlar. 

Delikanlının annesi oğlunu dış etki ve bağlardan kurtarmak için eve genç ve çok güzel bir cariye alır. Cariyenin adı Dilaşub'dur. Bu cariye temiz, saf, iyi ahlaklı bir gencecik bir kızdır. Annenin amacı, Ali Bey'in Dilaşub'u sevmesi, böylelikle yakasını sokak kadını Mahpeyker'den kurtarmaktır. 

Ne var ki, iyi düşünülmüş bu çare umulanı vermez; Ali Bey, Dilaşub'un farkında bile değildir. Her geçen gün çoğalan bir sevdayı Çamlıca'ya, Mahpeyker'e taşımaya devam eder. 

Aradan bir süre geçmiştir. Bir seferinde yine sevgilisine gidip onu evinde bulamayan Ali Bey, bir tesadüf ve küçücük bir inceleme sonucu, onun nasıl bir kadın olduğunu öğrenir. Büyük bir sarsıntı geçirir. O, bu sarsıntılarla bocalarken, annesi ustalıkla Dilaşub'u yeniden karşısına çıkarır. 

Avunmak ihtiyacı ile yanan genç adam bu sefer genç, güzel cariye ile ilgilenir. Dilaşub da zaten çoktan beri Ali Bey'i sevmektedir. Evlenmeleri kararlaştırılır. Öte yandan Ali Bey'in kendisine uğramadığını gören ve sebebini araştıran Mahpeyker, durumu öğrenince büyük bir öfkeye kapılır; iki gençten intikam almaya karar verir. Birçok tanıdıkları aracılığı ile hazırladıkları iftiraları yağdırmaya başlar. Bu iftiraların ağırlık noktası, Dilaşub'un da, kendisi gibi, iffetsiz bir kadın olduğu şeklindedir. 

Ali Bey, kısa zamanda bu iftiraların etkisinde kalır. Onun karısına olan sevgisi zaten bir tesellinin ucuna bağlanmış bir düğümden ibaret olduğu için, çabucak kine ve düşmanlığa döner. Nihayet bir gün karısını adam akıllı azarlar, döver. Bununla da yetinmez, genelevlerden birine kapatılmak üzere zavallıyı bir esirci tellalına satar. Esirci tellalı aslında Mahpeyker'in adamlarındandır. Dilaşub'u alıp doğru Mahpeyker'e götürür. Mahpeyker, paralı ve genç sevgilisini elinden almış olan mazlum kadını, kendisine bağlı evlerden birinde sermaye olarak kullanmaya başlar.

Üst üste uğradığı gönül kırıklıkları ve yaşadığı düzensiz hayat Ali Bey'in sağlığını sarsmıştır. Bunun sonucu olarak hastalanır. Oğlunun kötü bir sona gittiğini sezinleyen annenin de hastalığı artar; sonunda bu kahırlara dayanamayarak ölür. 

Ali Bey'e karşı olan kini bir türlü sönmeyen Mahpeyker, Dilaşub gibi onuda büsbütün mahvetmek kararındadır. Bu kararını gerçekleştirmek üzere bir plan düzenler. Ali Bey'i bir eğlenti evine çağıracak ve orada bir yolunu bulup öldürecektir. Kocasını her zaman sevmiş olan, hala da seven Dilaşub, bu planı öğrenir. Büyük zorluklarla, gizli yollardan ona haber salar, hakkındaki kötü hazırlığı kendisine bildirir. Bu habere önce inanmayan Ali Bey, gittiği evde durumun gerçekten de böyle olduğunu öğrenince bir yolunu bulup kaçar ve kurtulur. 

Eşinin kurtuluşundan dolayı büyük bir mutluluk içine düşen Dilaşub, onun kaçarken bıraktığı paltosuna sarılır ve yatağına girer. Biraz sonra genç adamı öldürmekle görevli kiralık katil odaya girer. Karanlık odada göz yordamı ile aranırken, köşede paltolu birinin uyuduğunu görür; usulca yanına sokulup elindeki bıçağı kalbine saplar, kadıncağızı öldürür. 

Bu arada Ali Bey, karakola gitmiş birkaç emniyet görevlisi alarak yeniden eve dönmüştür. İçeri girip de Dilaşub'un kanlar içinde yüzen cesedini görünce çılgına döner. Tam o sırada dudaklarında zalim bir tebessümle, içeriye Mahpeyker girmektedir. Kendini kaybeden Ali Bey, Dilaşub'u öldüren bıçağı kapıp Mahpeyker'i delik deşik eder ve yanındaki emniyet görevlilerine teslim olur. 

Ali Bey; artık herşeyi, sağlığını, sevdiği kadını, şeref ve onurunu, servetini yitirmiş zavallı bir insandır. Bu büyük elemlerin havası içinde bir süre hapishane köşelerinde sürünür ve hüsran içinde son nefesini verir.

Kitabın Karakterleri, Kişileri:

Ali Bey: Yirmi bir yaşında, İstanbullu bir genç adam. Babıâli'de kâtip olarak çalışmaktadır.

Mahpeyker: Hafifmeşrep bir genç kadın. Terbiye ve ahlak bakımından Ali Bey'e tamamen zıddır. Alçak ve namussuz bir aileden yetişmiş; daha on dört, on beş yaşına gelmeden rezaletin her çeşidini öğrenmiştir.

Dilâşûb : Genç, güzel, ahlaklı bir cariye. Ali Bey'le evlendikten sonra iftiraya uğraması sonucu satılmış ve Mahpeyker'in eline düştükten sonra bin bir sıkıntı ve işkenceye göğüs germiştir. Ali Bey'i gönülden sevmektedir.

Fatma Hanım: Ali Bey'in annesi. Kocasının ölümünden sonra iyice yaşlanmıştır. Ölmeden önce oğlunun mürüvvetini görmek ister.

Atıf Bey: Ali Bey'in çalışma arkadaşı. Fikirleri ve nasihatlarıyla Ali Bey'e yardımcı olmaya çalışmaktdır.

Mesut Bey: Atıf Bey'in dayısı. Kötülerin düşmanı iyilerin dostuydur.

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...