3 Ağustos 2019 Cumartesi

Monte Kristo Kontu (Alexander Dumas) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Monte Kristo Kontu

Kitabın Yazarı : Alexander Dumas

Kitap Hakkında Bilgi :

Kaptan Edmond Dantes, nişanlısı Mersedes ile evlenmeyi düşünürken dostlarının kurduğu bir tuzak sonucu Napolyon ajanı olduğu gerekçesi ile düğün günü Savcı Villefort tarafından tutuklanır.

Hapishanede Abbe Farya'yla tanışan Dantes, her şeyi daha berrak görmeye başlar ve intikam hırsıyla dolar. Farya, ona gizli kalmış bir hazineden de söz eder. 14 yıl sonra hapisten kaçarak kurtulan Dantes, hazineyi ele geçirir. Kendini Monte Kristo kontu olarak tanıtmaya başlayan Dantes, kendisini hapse attıranların, zaaflarını bulup cezalandırmaya başlar.

Monte Kristo Kontu, Türk edebiyatındaki ilk çeviri romanlarından birisi olma özelliği de taşır. Romanda Tepedelenli Ali Paşa’dan söz edilmiş olması da eseri bizim için önemli kılmaktadır.

Olaylar Tepedelenli Ali Paşa’nın Balkanlarda, Napolyon’un ise Fransa’ya hâkim olduğu yıllarda geçmektedir. Bu bakımdan romandaki olayların zamanının 1810- 1840 yılları arasında geçtiği tahmin edilebilir.


Kitabın Özeti :

Pierre Morrel’in sahibi olduğu gemide 2. kaptan olarak çalışan Edmond Dantès’in Firavun adlı gemisi Akdeniz'deki son seferinin geri dönüşündedir. Geminin I. Kaptanı hastalanıp ölünce Dantes, Firavun gemisinin I. Kaptanı olur.
Geminin kaptanı ölmeden önce Dantes’e eğer kendisine bir şey olursa, Elbe Adası'na uğramasını söyleyerek kendisi için bir takım işler yapmasını tembih eder. Kaptanın son isteğini karşılamakta tereddüt etmeyen Dantes, sürgünde olan ve Napoleon’a taraftar olduğu bilinen Elbe adasına giderek kaptanın isteklerini yerine getirir.

Tecrübesiz olmasına rağmen fırtınalı bir havada gemisini Marsilya limanına demirlemeyi de başarır. Dantes, kendisini büyük bir özlemle bekleyen babasına ve nişanlısı Mersedes’e kavuşmak için sabırsızlanmaktadır. Gemi sahibi Morrel olayları öğrenmiş, fırtınaya rağmen gemisini Marsilya’ya ulaştırabilen Dantes’e çok iyi bir iş teklif eder. Böylece yıllardır maddi sorunlar yaşayan Dantes ve nişanlısı Mersedes için bu haber büyük bir müjde olmuştur. Dantes ve Mersedes bu haber üzerine evlilik düşleri kurmaya başlamıştır. Dantes bir sonraki seferde geminin kaptanı olacaktır.

Dantes yıllardır, Katalan bir ailenin kızı olan Mercedes'i sevmekte, Mercedes de ilgisine karşılık vermektedir. Ancak kardeşi gibi sevdiği kuzeni Fernand onları kıskanmaktadır. Dantes’in gemisinde çalışan bir muhasebeci olan Danglars, yolda aralarında çıkan bir tartışma yüzünden Dantes'den nefret etmektedir. Elbe adasına çıkışlarının sebebini çok iyi bildiği halde, bunun arkasında başka şeyler varmış gibi patronu Morrel'e anlatır ve ona Dantes'in adadan Paris'e teslim etmek için aldığı bir mektuptan söz eder.

Dantes yıllardır beklediği düğününün olduğu akşam, çözemediği bir iftira ile, kendisini savcının karşısında bulmuştur. Dantes, düğün günü salondan alınarak savcının karşısına çıkartılır. Krala karşı Napoleoncularla işbirliği yapmakla suçlanmaktadır. Savcı, Elbe Adası'nda sürgünde olan imparatorun destekçilerinden Paris'e yolladıkları bir mektuptan söz etmektedir.

Tek suçunun kaptanının son isteğini yerine getirmek için Elbe'ye gitmek olduğunu söyleyen Dantes, savcıya tüm bildiklerini anlatır. Elbe'de bizzat Napoleon'la görüşmüş ve imparatorun adamlarından, Paris'teki arkadaşlarına teslim edilmek üzere, bir mektup almıştır. Mektubu aynen savcıya teslim eder.
Savcı, eski bir Napoleon destekçisinin oğlu olan Villefort'tur. Babasının bu durumu artık Kral'a hizmeti tercih eden savcı için çok kötü bir durum olacaktır. Gerard de Villefort daha da yükselmek babasını ve kendisini kurtarmak için bu mektubu yok etmek ister. Dantes'in Savcı Gerard de Villefort’a verdiği mektup, yakında Kral'a karşı ayaklanma başlatacak olan Napoleoncuların planlarını içermektedir. Savcı Gerard de Villefort babasına gönderilen bu mektubu yırtacak ama haberi gidip bizzat Kral'a söyleyerek Kralın güvenini kazanacaktır. Ve bu sayede mesleğinde ilerleme şansını yakalayacaktır.

Savci kendi babasının adı geçtiği için Dantes'den onu sorgulayacak olanlara asla bu mektuptan söz etmemesini ve yakında kendisini bu beladan kurtaracağına söz verir. Fakat kurtulmak umudunda olan Dantes, İf Şatosu denilen bir adaya mahkûm olarak yollanır.

Önceleri savcının kendisine vereceği sözü tutacağını ve İf’teki günlerinin kısa olduğunu düşünen Dantes, tam 14 yıl boyunca hapis kalacaktır. Napoleon üç aylık kısa bir dönemin ardından Kral'a karşı yaptığı savaşı kaybeder. Bu bakımdan da Dantes’in kurtulma umudu kalmamıştır.

İmparatorun kısa iktidarında da Dantes hapishaneden kurtulamaz. Babası imparatorun destekçisi olan Villefort, bu dönemde de gücünden bir şey kaybetmez. Dantes'e tüm bu olanlardan sonra bile destek vermeyi sürdüren patronu Morell ve Mercedes'te tüm çabalarına rağmen, onu hapsolduğu adadan kurtaramaz.

Dantes, hapishanede Abbe Farya adında İtalya kökenli bir rahiple tanışır. Rahip boş vakitlerinde Dantes’i eğitmektedir. Rahip ona Monte Kristo adasındaki bir hazineden söz etmektedir. Bu adadaki definenin yerini ve planlarını Dantes’e iyice açıklamıştır. Beraber kaçacak ve adadaki defineyi bulacaklardır.

Rahip yaptığı çalışmalar yanlış anlaşıldığı için İf Şatosu'na atılmıştır. Gardiyanlar onun hazine konusundaki saçmalıklarına gülmektedir. Abbe Farya, tünel kazarak kaçmayı düşünmektedir. Dantes, Monte Kristo Kontu kişiliğini onun sayesinde kazanmış ve her konuda eğitimli birisi olmuştur. Farya ile hücrede geçirdiği zamanlar saf, tecrübesiz Dantes için adeta bir okul olmuş, hayatı, onun gerçeklerini tanımasında mühim rol oynamıştır. Üstelik bu yıllar boyunca her şeyi düşünerek kendisine ihanet edenleri ve yaptıkları oyunları tek tek çözümlemiştir.

Dantes bu yaşlı ihtiyar ile hapishaneden kaçmak için tünel kazmaya devam eder. Tünelin bittiği gün ihtiyar ölür. Bir denizin ortasındaki şatoda ölen mahkûmlar torbaya konularak denize atılmaktadır. Farya'nın yerine torbaya giren Dantes , Farya zannedilerek denize atılır. Torbadan çıkan Dantes bir kaçakçı gemisi bulur ve gemiye binerek kurtulur.

Hapishaneden kurtulmayı başaran Dantes için yeni bir dönem başlamıştır.
Dantes’in nişanlısı Mersedes, savcıya götürülen Dantes gelmeyince kraliyet başsavcısı muavini Wilfor'la görüşerek nişanlısının akıbetini sormuştur. Wilfor ona yalan söyleyerek Dantes'in bir kraliyet düşmanı ve Bonapartçı olduğu için hapse atıldığını söyler. Mersedes de çaresiz bir şekilde evine döner. Bu arada Danglars’da Dantes'i kurtarmak için teşebbüse geçer fakat Savcı Wilfor Danglar'ı tehdit eder. Danglar da vicdan azabıyla hiç bir şey yapamadan durmak zorunda kalmıştır.

Dantes, kaçakçı gemisinde kendine güven duyulmasını sağlar ve gemidekilere sözünü dinletmeye başlar. Kendisini gemisi batmış bir kaptan olarak tanıtır. Zaten çok iyi olan denizcilik bilgileri gemidekilerin ona inanmalarının sebep olmaktadır. Dantes, gemidekilere hazineden ve Monte Kristo adasından söz eder. Definenin olduğuna inandırdığı gemicileri adaya götürmeye ikna eder.

Adaya geldiklerinde defineyi bulamazlar gemidekiler ona çok öfkelenmişlerdir. Dantes ayağı kırılmış gibi yaparak adada kalır gemiciler onu bırakarak giderler. Dantes, yaptığı araştırmalardan sonra hazinenin yerini bulur ve onu alır. Dantes artık bu hazine sayesinde, istediği her yere gidebilecek, her şeyi yapabilecektir. En önemlisi de onu bu duruma düşürenlerden öcünü alabilecektir. Dantes hazineyi elde edince, Monte Kristo kontu olur. 

Dantes ilk olarak babasının evine gider ama babası Louis Dantes, oğlu duruşmaya götürüldükten sonra uzun süre haber alamayınca kendini asarak intihar etmiştir.

Nişanlısı Mersedes ise ortada yoktur. Burada kendisini Lord Vilmor olarak tanıtır. Mercedes’in akıbetini soruşturan Dantes, Mercedes’in en yakın dostu olan Kuzeni Fernand de Morcef ile evlendiğini öğrenmiştir. Fernand de Morcef, Dantes hapse düştükten sonra evvelden beri sevdiği bir kadın olan Mercedes’i evlenmeye ikna etmiştir. Uzun süre Edmond'dan haber bekleyen ve umudunu kesen Mersedes, artık zengin bir adam olan Fernand'la evlenmiş Fernand’dan Albert de Morcef adlı bir oğlu olmuştur. Dantes, Monte Kristo Kontu kimliği ile Mercedes ile tanışır. Mercedes onu görünce tanır, fakat Dantes Mercedes’e kimliğini açıklamaz, Monte Kristo kontu olduğunu söyler.

Tepedelenli Ali Paşa'ya hizmet veren Fernand, Ali Paşa'ya ihanet ederek Tepedelenli Ali Paşanın yakalanmasını sağlamış ve bu ihanetinden dolayı da yüksek bir rüşvet alarak zengin olmuştur.

Daha sonra eski düşmanları Danglar, Fernand ve onu suçsuz olduğunu bile bile hapse attıran Kraliyet savcı muavini Wilfor'u bulup kazandığı hazine sayesinde onlardan öcünü almak için uğraşmaya başlar. Dantes, kuzeni Fernand ve Mersedes'ten intikam almak için önce Fernand’ın üzerine yürür.

Fernand ve Mercesdes’in oğulları olan Albert de Morcef’i, kendisine bağlı bir haydut olan Luigi Vampa'ya kaçırttırır. Sonra da bu haydutların elinden o çocuğu kurtararak Fernand ve Mercedes’in güvenini kazanır.

Tepedelenli Ali Paşa'nın kızı olan Haydee’yi Fernand de Morcef esir tüccarına satmış, kont ise onu bulup himayesine almıştır. Kont onu cariyesi olarak tanıtmaktadır. Haydee zamanla konta âşık olur ve Fernand’ın babasına yaptığı ihaneti Konta anlatır.

Savcı Villefort ile Hermine Danglars'ın oğlu olan Benedetto, evden kaçmış ve çeşitli suçlara bulaşmıştır. Kont Savcıyı güç duruma düşürmek için oğlu Benedetto’yu buldurup Paris'e Andre Kavalkanti adıyla getirtir. Kont, Savcı Vilefort’u tuzaklara düşürmüş, tüm kirli ilişkilerini birer birer açığa çıkarmıştır.
Kont, Fernand’ın Tepedelenli Ali Paşa’ya ihanet ederek servet edindiğini ve Fernand’ın savaş suçu işlediğini ortaya çıkartmaya başlar. Kendini soylu bir aileden gelmiş gibi göstermek için Morcefsoy adını alan Fernand vatana ihanet suçlaması ile karşı karşıya kalır. Tepedelenli Ali Paşa'nın kızı Haydee'nin tanıklığıyla suçlu bulunarak vatana ihanet suçlamasıyla idamına karar alınmıştır.

Kont iflas etmiş olan eski patronu Mösyö Morel’i iflastan kurtarır. Hapse girince ona yardımcı olmak için uğraşan eski patronuna yardım etmiş ama Morrel kendisini kurtaran kişinin kim olduğunu bir türlü öğrenemeyecektir.

Savcı Vilefort, Danglar, Mercedes ve Fernand teker teker cezalarını çekmişlerdir. Kont teker teker bütün düşmanlarından intikamını aldıktan sonra bir mektup bırakarak bir gemiye binip ortalıktan kaybolmuştur.

Dünyanın Ucundaki Fener (Jules Verne) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Dünyanın Ucundaki Fener

Kitabın Yazarı :
Jules Verne

Kitap Hakkında Bilgi :


Dünyanın Ucundaki Fener, Jules Verne'in (1828-1905) ölümünden sonra yayınlanan İngilizce adı “The Light at the Edge of the World“ olan bir macera romanıdır.

Dünyanın Ucundaki Fener adlı romanı macera türünde olmakla beraber bilimkurgu bir eser niteliği taşımaz. Jules Verne’nin ölümüne yakın günlerinde bitirdiği bu romanı, okuru bilgilendirmek amacını da ikinci plana atmış, bilim konulu da olamamış ama macera, heyecan ve gizemli tarafı canlı kalmış bir romanı olmaktadır.

Arjantin hükümeti, gemi kazalarını önlemek için bir fener inşa eder. Bu koyda azgın dalgalar ve korkunç kayalıklar yüzünden çok sık kaza olmaktadır. Hükümete ait bir savaş gemisi üç bekçiyi fenere görevli olarak getirmiştir. Bu koyda bulunan adacıkların ve kayaların kimsesiz olduğu sanılmaktadır.

Bir korsan gemisi kayalara çarpıp parçalanır. Kurtulmak için gördükleri tek şey bu fenerin ışığıdır. Bekçilerin sessiz geçen günleri adaya saklanan haydutların saldırısıyla kâbus dolu bir serüvene dönüşür.

Kitabın Özeti :

Azgın dalgalar ve korkunç kayalıkların yol açtığı gemi kazalarını önlemek için Arjantin hükümeti, Horn Burnu bölgesindeki Devletler Adası'nın Elgor Koyu'na bir fener inşa eder.

Bir Arjantin savaş gemisi bu kayalıklara ve adaya üç bekçi bırakıp gider. Bu üç bekçinin adı Vasquez, Felipe ve Moriz’dir. Hükümet bu adada hiç kimsenin olmadığını sanmaktadır. Ancak bu buruna çok yakın olan bir adada kaza yapmış korsanlar da bulunmaktadır.

Bu korsanların adı ise Kongre Çetesi’dir. Bu korsanların başındaki kişinin adı Kongre, yardımcısının adı ise Carcante’ dir. Kongre ve Carcante’ den başka bir düzine korsan daha bu adada yaşamaktadır. Bu çete Devletler Adasında bir mağara bulmuşlar ve bu mağarada yaşamaktadırlar. Kongre Çetesi bu mağaradan ülkelerine dönmek için fırsat aramaktadırlar. Gemileri ve sandalları kayalıklarda parçalanmıştır. Bu yüzden bu adaya sığınmak zorunda kalmışlar ve kaçmak için çıkacak fırsatı kollamaktadırlar. Adada kalmaya mahkûm olan bu korsanlar ele geçirmek için bir gemi gelmesini beklemektedirler.

Sonunda bir gün bir yelkenli gemi adanın kıyısına gelmiş ve kuma yapışıp kalmıştır. Bu yelkenliyi ele geçiren korsan çetesi yelkenliyi kumdan çıkarmak için birkaç gün gayret ederler ve en sonunda yelkenliyi kumdan çıkarırlar. Bu yelkenli Masue adındaki bir Şili yelkenli gemisidir.

Yelkenliyi kumdan çıkarmayı başaran korsanlar yelkenliye binerek yola koyulurlar. Fakat karşılarına Vasquez, Felipe ve Moriz’in bulunduğu Horn Burnundaki bu fener çıkar. Felipe ve Moriz aşağıda beklerken karaya çıkan haydutlar Moriz’in başını bir balta ile parçalarlar ve Felipe’yi de kurşunlarla öldürürler.

Bunun üzerine Vasquez silahını ve erzaklarını alıp kaçar. Bu sırada Horn Burnu’na giren bir gemi görülür. Haydutlar bu gemiye de saldır ve gemiyi batırırlar. Haydutların batırdığı bu gemiden John Davis adındaki kaptanları kurtulur. Kongre Çetesi haydutları da yelkenliye binip başka yöne giderler. Haydutların batırdığı geminin kaptanı kaçmaktan bitkin düşmüş olan Vasquez’i bulmuştur. Susuz kalmış olan Vasquez susuzluktan ölmek üzeredir. Bu sırada Vasquez çok bitkindir ve “Su su” diye bitkin bir şekilde bağırmaktadır.

Adada yalnız kalan Vasquez ve John Davis, kurtulmak için bir bekleyiş içindedir. Haydutlar da kayalıklarda beklemektedirler. Fener yanmadığı için kayalara çarparak batacak gemileri kollamaktadırlar.

Nihayet Santa–fe adlı gemi Vasquez ve John Davis'i almak için adaya yaklaşmaktadır. Haydutların da tuzak kurup bu gemiyi beklediklerini bilmektedirler.

Vasquez ve John Davis, acele ile fenere koşarlar, kapıyı kapatıp feneri yakarlar. Onları gören haydutlar Vasquez ve John Davis’in feneri yakmalarını önleyememişlerdir. Gemi yaklaşır, Vasquez ve John Davis, kendilerini almaya gelen Santa–fe’ye binip kurtulurlar.

Ölüm Diyeti (Robin Cook) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Ölüm Diyeti

Kitabın Yazarı : Robin Cook

Kitap Hakkında Bilgi :

Robin Cook; daha çok gerçek üstü bir anlayışla, tıp alanında aldığı eğitimi kullanarak, tıp konusundaki fantastik, fütürist konularda bilimkurgu kitapları yazan dünya çapında ünlü bir romancıdır.

Robin Cook, tıp bilgilerine dayanarak toplumdaki bastırılmış endişeleri ve korkuları şaşırtıcı bir şekilde romanlarına aktarmaktadır. Dünyanın geleceği hakkında insanları korku ve endişeye sevk eden romanları hayli okur bulmuştur.

Colombia Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan yazar, Harvard üniversitesinde de master yapmıştır. Romancılığa heves ettikten sonra doktorluktan ziyade romanları ile tanınmıştır. Daha ziyade tıbbı bilgileri ile alakalı gerçek üstü bilimkurgu romanlar yazan yazarın çok sayıda romanı bulunmaktadır.

Ölüm Diyeti kitabında; Bir hastahanede ardı ardına gele ölümler ortaya çıkmaktadır. Kitapta sağlık hizmetlerinin geri plana atılıp, para kazanmanın ön plana çıkmasının doğurduğu sonuçlar anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti :

Doktor Hodges Barlett Kent Hastanesi (BKH)’ni kurduktan sonra, işletmesini üstlenerek hastaneyi büyük ve tanınan bir kurum haline getirir. Ekonomik sıkıntıların patlak vermesiyle birlikte Barlett ilçesinde bulunan iki özel hastane maddi ihtiyaçları karşılamaktaki güçlüklerden dolayı kapanır. Dr. Hodges de bu ekonomik durumdan etkilenen hastanesini kurtarmak amacıyla ekonomiden anlayan Traynor’ı yönetim kurulu başkanlığına getirerek kendini emekliye ayırır. Traynor hastaneyi ayakta tutabilmek için bölgenin en önemli sağlık merkezlerinden biri olan Comprehensive Medical Vermont (CMV) ile sağlık antlaşması yapar.

CMV antlaşma gereği BKH’ye hem hasta hem de doktor yollayarak, karşılığında para ödemeyi taahhüt eder. CMV’nin asıl amacı BKH’ye parası ve sosyal güvencesi olmayan hastalarını göndererek, BKH’yi ekonomik açıdan zor duruma düşürmek ve hastanenin bu güç durumundan yararlanarak yönetimi ele geçirmektir.

BKH’de bir süre sonra hasta ölümlerinde artış görülmeye başlanır. Bu ölümlerin tümü eskiden ciddi bir hastalık geçirmiş ve bu hastalıkla mücadeleyi kazanmış fakat BKH’ye küçük vakalar için başvurup, tedavi olduktan sonra, hastanede ölenlerden oluşur. Bu olayların hastane üzerindeki etkisi de olumsuz yönde olmaktadır. Otoparkta hemşirelere cinsel taciz yapılıp diğer personelin de malına zarar verilmektedir.

Bu esnada hastanenin kurucusu olan emekli yönetim kurulu başkanı Dr. Hodges olayları inceler. Otoparktaki hemşire saldırılarını gerçekleştiren kişinin yine hastaneden birinin olduğu kanısına vardığını ve ölüm olaylarındaki artışların şüpheli olduğunu aktarır. Aynı günün akşamı öldürülür.

Dr. David, karısı Dr. Angela ve kızları Niki CMV’ye iş başvurusunda bulunarak kabul edilir. BKH’ye antlaşma gereği transfer olurlar. Bir süre sonra onlar da kendilerini olayların içinde bulurlar. Şüpheli ölüm olaylarını araştırmaya başlarlar. Ölen Dr. Hodges‘in evini satın alan çift, onu evinin bodrumunda örülmüş duvarın arkasında ölü olarak bulur.

Dr Hodges ile başlayan şüpheli ölümleri araştıran doktorlarda da ölüm vakaları yaşanmaya başlar. Dr. Rendall Portland bu doktorlardan biridir ve tabancasıyla intihar etmiş halde bulunur.

Dr. Angela olayların üzerine bir dedektif tutarak gitmeye devam eder. Dedektif ve Dr. Angela, Dr. Hodges’in yakınlarıyla konuşarak olayları incelemeye başlar. Bunun üzerine bilinmeyen bir kişi tarafından uyarılar almaya başlar. Bu uyarıdan kısa bir süre sonra Dr. Angela’da hemşirelere olduğu gibi saldırılıp öldürülmek istenir. Fakat kurtulmayı başarır. Bu olaylardan Dr. David huzursuzdur. Aile içindeki bu huzursuzluk kızları Niki’nin hastalanmasıyla doruğa ulaşır. Niki ile aynı hastalığa yakalanan arkadaşı bu hastalıktan ölür.

Bu arada CMV yönetimi de Dr. David’i hastalarıyla çok ilgilendiği ve masraflarının çok olmasından dolayı suçlar. Dr. David ise araştırmalarının sonucunu almaya başlar. Yönetim kurulu üyesi Werner Van Slyke ile tanışan Dr. David bu şahıstan şüphelenir ve araştırmalarını onun üzerinde yoğunlaştırır. Werner Van Slyke aslında eski çok iyi bir asker ve nükleer konuda bir uzman, aynı zamanda psikolojik sorunları olan birisidir.

Bu araştırmadan rahatsız olan Werner Van Slyke, Dr. David‘in evde bulunmadığı bir esnada evine giderek olay çıkartır. Dr. David ise araştırmalarını derinleştirmiştir. Dr. David, Werner Van Slyke’ın ölüm olaylarındaki rolünü fark etmiştir.

Dr. David, hastane kayıtlarında satıldığı gösterilen röntgen aletinin kobalt ünitesinin, küçük vakalarla hastaneye yatan hastaların yataklarının altına konularak, yüksek dozda radyasyon almaları ve ölmelerinin nedeni olduğunu kanıtlar.

Olayların asıl kaynağının toplantı yapmakta olan yönetim kurulu başkanının oyunu olduğunu, asıl amacının kötü gidişatı körükleyerek, hastanenin CMV’ye devrini gerçekleştirmek olduğunu anlar. Yönetim kuruluyla yüzleşmek için hastaneye gittiğinde psikolojik sorunları olan Werner’in kobaltı masanın ortasına koyduğu ve yüksek dozdan bütün yönetim kurulunun etkilendiğini fark eder. Yönetim kurulu üyeleri bir süre sonra ölürken Dr. David ve Angela kızları Niki ile başka bir şehirde mutlu bir hayata başlarlar.

Kitabın Şahısları, Kişileri :

Dr. Hodges : Barlett Kent Hastahane’sinin (BKH) kurucusudur.

Dr. David : BKH’ye iş başvurusunda bulunmuş, kabul edildikten sonra çalışmaya başlamıştır. Daha sonradan Dr. Hodges’in evini satın alır.

Dr. Angela : Dr. David’in eşidir. Aynı şekilde BKH’ye transfer olmuştur.

Nikki : Dr. David ve Dr. Angela’nın kızlarıdır.

Werner Van Slyke : Aslında eski çok iyi bir askerdir. Nükleer konuda bir uzman, aynı zamanda psikolojik sorunları olan birisidir.

2 Ağustos 2019 Cuma

Koçyiğit Köroğlu (Ahmet Kutsi Tecer) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1- Obabaşı niçin Köroğlu’nu suçlar?

A- Onları yalnız bıraktığı için
B- Bolu Beyi’nin kervanlarına saldırdığı için
C- Savaşmadığı için
D- Arslan’ı yanına almadığı için

2- Köroğlu’nu, Deliboranoğlu Batur diye kim çağırır?

A- Obabaşı
B- Ayvaz
C- Kaman
D- Arslan

3- Benli Nigar kiminle evlenecektir?

A- Ayvaz
B- Deli Kaman
C- Dizdar
D- Doğan Bey

4- Perizat Niçin kendini kuleden aşağıya atmıştır?

A- Çocukları öldüğü için
B- Bolu Beyi kocasını öldürdüğü için
C- Ayvaz yakalandığı için
D- Köroğlu kendisini istemediği için

5- Bolu Beyi niçin Ayvazı öldürmez?

A- Köroğlu’ndan korktuğu için
B- Ayvaz’ı sevdiği için
C- Onun karşılığında para, mal almak için
D- Kızıyla evlendirmek için

6- Köroğlu niçin Bolu Beyi’nin kapısına dayanmıştır?

A- Benli Nigar’ı almak için
B- Bolu Beyi’ni öldürmek için
C- Beyleri tutsak etmek için
D- Ayvazı kurtarmak için

7- Bolu Beyi Ayvazı salmak için karşılığında ne ister?

A- Köroğlu’nu
B- Yarımese’yi
C- Kır At’ı
D- Demircioğlu’nu

8- Bolu Beyi Oğuzları dağıtmak için kimlerden yardım ister?

A- Kardeşlerinden
B- Drahşan Beylerinden
C- Dizdar’dan
D- Arslan’dan

9- Köroğlu’ndan Kır At’ı istemeye kim gönüllü olmuştur?

Arslan
Doğan Bey
Ayvaz
Benli Nigar

10- Köroğlu yerine kimi bırakarak gitmiştir?

A- Demircioğlu
B- Arslan
C- Sarhoş Büke
D- Ayvaz


Cevap Anahtarı :

1-B      2-C     3-D     4-B     5-C
6-D     7-C     8-B     9-A     10-D

Peri Kızıyla Çoban Hikayesi (Orhan Seyfi Orhon) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1- Eğri Kılıç, Rumeli Hisarları, Atatürk’ün Ölümü, Harp İçinde Bahar şiirleri kitabın hangi şiir bölümündedir?

A) Ağıtlar
B) Memleket Şiirleri
C) Münacatlar
D) Türküler-Maniler

2- Peri Kızı nerede yaşarmış?

A) Dağlarda
B) Köyde
C) Sarayda
D) Şehirde

3- Peri Kızı hangi hükümdar zamanında yaşamıştır?

A) Atilla
B) Mete Han
C) Oğuz Han
D) Timur

4- Peri Kızı kime âşıktır?

A) Padişah’ın oğluna
B) Çobana
C) Ağanın oğluna
D) Değirmenciye

5- Peri Kızı sevdiği erkeği bulmak için ne yapıyor?

A) Sihirli bir sınava çeker
B) Ülke ülke gezer
C) Dua eder
D) Sabahtan akşama kadar gezer

6- Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi’nin yazarı kimdir?

A) Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
B) Cahit Sıtkı TARANCI
C) Sait Faik ABASIYANIK
D) Orhan Seyfi ORHON

7- Peri Kızı’nın sevdiği erkekle tekrar evlenmesi için kim ikna eder?

A) Anne-Babası
B) Hakan
C) Arkadaşı
D) Saray muhafızı

8- Hepsi seçmişler en güzel ölümü!
Haşredek nur içinde yatsınlar!
İhtiyarlıkta, pir olup bazı,
Bazı pek taze yaşta ölümler.
Ama, mutlak savaşta ölmüşler.’’

Yukarıdaki şiir kimler için yazılmıştır?

A) Akrabalarımıza
B) Şehitlerimize
C) Hastalıktan ölenlere
D) Çocuk yaşta ölenlere

9- Gidiyor, rast gelemez bir daha tarih eşine,
Gidiyor, on yedi milyon kişi takmış peşine!
Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla,
Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla!

Yukarıdaki dörtlükte ‘’gidiyor’’ diye bahsedilen şey nedir?

A) Ölüm
B) Geçmiş zaman
C) Atatürk’ün ölümü
D) İnsanlık tarihi

10- Sen kendine rehber ol da,
Nifak bitsin sağda, solda.
Birleşsinler aynı yolda:
İsa, Musa, Muhammed de! 

Yukarıdaki dörtlüğün teması nedir?

A) Sevgi
B) Ölüm
C) Yaşam
D) Münacaat


Cevap Anahtarı :

1-B     2-A     3-C     4-B     5-A
6-D     7-B     8-B     9-C     10-D

Barbaros Hayreddin Geliyor (Feridun Fazıl Tülbentçi) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1) Barbaros Hayreddin Geliyor adlı kitabın konusu aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir.

A- Oruç Reisin Cezayir hükümdarı olması
B- Hızır Reis’in korsan oluşundan Oruç Reis’in ölümüne kadarki süre
C- Hızır Reis’in korsan oluşundan Osmanlı Kaptanı-ı Deryası olması
D- Hızır Reis’in, Oruç Reis’in öcünü alması

2) Hızır Reis ve arkadaşları Naksos Adasında esir düştükten sonra onların kaçmasına yardım eden kişi kimdir?

A- Naksoslu Hasan
B- Oruç Reis
C- Danilo
D- Prenses Karolina

3) Hızır Reis ilk korsan ganimetlerini ele geçirdikten sonra abisi Oruç Reis'i beklemeye başladığı liman hangisidir?

A- Cebre Limanı
B- Malta Limanı
C- Argosteli Limanı
D- Tunus Limanı

4) Oruç Reisin Ele geçirmek isterken yaralandığı ve kolunu kaybettiği yer aşağıdakilerden hangisidir?

A- Trablusgarp
B- Cebre
C- Bayece
D- Tunus

5) Oruç Reisin ele geçirip daha sonra hükümdarı olduğu ülke aşağıdakilerden hangisidir?

A- Cezayir
B- Tunus
C- Libya
D- Fas

6) Oruç reisin çok az askerle savunduğu, Fas hükümdarından beklediği ama gelmeyince savunamayıp terk etmek zorunda kaldığı, İspanyollardan kaçarken düşman tarafından şehit edilmesine sebep olan kale aşağıdakilerden hangisidir?

A- Sicilya
B- Temelsen
C- Naksos
D- Tunus

7) Oruç Reis Hükümdar olduktan sonra önceki hükümdarın eşi olan Zafire Sultan'ı saraydan gitmesi konusunda baskı yapmamış hatta Zafire Sultan’a âşık olmuştur. Âşık olmasına rağmen Zafire Sultan'ı saraydan gitmesi için daha sonra zorlamıştır.

Bu durumun aşağıdakilerden hangisidir?

A- Zafire Sultan’ın ona âşık olmaması
B- Önceki hükümdarın eşi olası
C- Hızır Reis’inde Zafire Sultan’a âşık olması
D- Dedikodu ve söylentilerin halk arsında yayılması

8) İtalya’da esir düşen Hızır Reis’in arkadaşlarına yardım eden asilzade kimdir?

A- Moçeniko
B- Prenses İzabella
C- Peron
D- Dimitros

9) Karolina eski nişanlısı tarafında Hızır Reis’in konağından kaçırılması üzerine Hızır Reis nasıl bir plan yapmıştır?

A- Ordusu ile İtalya’ya saldırmıştır
B- En iyi adamlarını görevlendirip Karolina’yı geri kaçırmıştır
C- Fidye ödeyerek onu geri almıştır
D- Onu unutup bütün ilgisin fetihlere vermiştir

10) Oruç ve Hızır Reis’in Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim’den kaçma nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A- Yavuz'un çok acımasız bir hükümdar olması
B- Oruç ve Hızır reis’in onun hükümdarlığını tanımaması
C- Oruç Reis’in daha önce Yavuz'un kardeşine hizmet ediyor olması
D- Yavuz Barbaros kardeşleri suçlu ilan etmesi


Cevap Anahtarı :

1-B     2-D    3-A     4-C     5-A
6-B     7-D    8-C     9-B    10-C

Üç Silahşörler D'Artagnan (Alexander Dumas) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Üç Silahşörler romanında yaralanmalarda etkili olan merhemi D'artanyan’a kim verdi?

A- Annesi
B- Babası
C- Çingene
D- Hancı

2. D'artanya Mösyö Treville ile tanışmaya giderken ona ne götürmektedir?

A- Şarap
B- Mektup
C- Altın
D- Şatonun anahtarını

3. Dartanyan’ın arkadaşları kimlerdir?

A- Porthos, Aremis, Miller
B- Athos, Porthos, Aremis
C- Athos, Porthos, Alice
D- Athos, Porthos, Petro

4. D'artanyan, yaralı Athos’a çarpınca özür diledi. Ancak Athos özrü kabul etmedi. Athos ve D'artanyan bu olay sonucunda nerede ve ne zaman düello etmeye karar verdiler?

A- Tam saat birde Lüksenburg’ un arkasında
B- Tam saat ikide, Treville Konağı’ nın arkasında
C- Tam saat on ikide, Karmes yakınlarında
D- Tam saat üçte, şatonun arkasında

5. Üç Silahşörler romanının kahramanı D'artanyan nerelidir?

A- Gaskonyalı
B- Saksonyalı
C- Lüksenburglu
D- Normandiyalı

6. D'artanyan ve üç silahşor arkadaşlar düello yaparken muhafızların gelmesiyle düello yarıda kalır.Düellonun yasak olduğunu bildiren kardinalin adamları tutuklanıp cezalandıracaklarını söylerler.Buna karşılık Dartanyan ve arkadaşları muhafızlarla savaşmaya başlarlar.

Bu mücadele sırasında Dartanyan’ ın yaraladığı ve aynı zamanda muhafızların komutanı olan kişi kimdir ?

A- Mileydi
B- Jusak
C- Bonaşi
D- Kardinal

7. Athos nasıl biridir?

A- Kaba saba, bağırarak konuşan, gösterişe düşkün, kendisinden fazla söz etmeyen biri
B- Bayanlardan ve sevgiden bahsetmeyen dinine bağlı biri
C- Kibar, kırıcı konuşmayan, arkadaşlarına bağlı, parayı seven biri
D- Son derece kibar yaratılışlı, düzenli bir evi ve değerli eşyaları olan biri

8. D'artanyan’ın Mösyö Treville’nin yanından ayrılırken eldivenimi unuttum diyerek niçin hizmetçiden izin alarak içeri girdi ?

A- Eldivenini aldı ve mektup bıraktı.
B- M.Treville’ nin günlüğünü aldı.
C- M.Treville’ nin masasına yanındaki pusulayı bıraktı.
D- Geri aldığı saati düzeltti.

9. Üç Silahşorlar romanında kardinalin fiziksel görünüşü nasıl tarif ediliyor?

A- Otuz beş, otuz altı yaşlarında gösteren saçı sakalı ağarmış biriydi.
B- Kırk ,kırk beş yaşlarında gösteren beş parmağı olmayan biriydi.
C- Kırk beş, elli yaşlarında gösteren sakalı ağarmış,uzun boylu biriydi
D- Elli eli beş yaşlarında gösteren,ilginç bir kasketi olan biriydi.

10. Madam Bonaşi’nin yardımıyla saraya giren Dük, kraliçe ile görüştü. Bu görüşmenin hatırası olarak kraliçe, Düke hangi hediyeyi verdi?

A- İçinde elmas yaka iğneleri olan gül ağacından yapılmış üzerinde kendi adı yazılı olan bir kutu verdi.
B- İçinde elmas küpeler olan gül ağacından yapılmış üzerinde kendi adı yazılı olan ipek bir kese verdi.
C- Kendi adı yazılı işlemeli bir mendil verdi.
D- Üzerinde Kraliyet mührü olan ceylan derisi verdi.

11. Kraliçe ve Dükün buluşmasını kardinale kim haber verdi?

A- Vitray
B- Kont Rişali
C- Mösyö Bonaşi
D- Mileydi

12. Kardinal, Mileydi’ye yazdığı mektubu yerine ulaştırması için kimi görevlendirdi? Bunun karşılığı olarak ne verdi?

A- Planşet’i görevlendirdi, yüz altın verdi.
B- Patrik’i görevlendirdi, üç yüz altın verdi.
C- Vitray’ı görevlendirdi, iki yüz altın verdi.
D- Kont Rişali’yi görevlendirdi, beş yüz altın verdi.

13. Kardinal, kralın isteğiyle kraliçenin odasını aradı ve kraliçe üzerinde gizlediği mektubu kendisi, kardinale verdi. Bu mektup kime yazılmıştı?

A- Burmingam Düküne
B- Mösyö Treville’ye
C- Kraliçenin İngiltere’de olan kız kardeşine
D- Kraliçenin kardeşine, Avusturya İmparatoruna

14. Kardinal, yanında yer alması için D'artanyan’a ne teklif etti?

A- İşleyebileceği kadar toprak
B- Teğmenlik rütbesi
C- Üç kese altın
D- Dartanyan ve arkadaşları için muhafızlık görevi

15. D'artanyan’ı öldürmek isteyen Mileydi nerede idam edildi?

A- Kardinalin şatosunda
B- Şehrin pazarında
C- Bir nehir kenarında
D- Sarayın bahçesinde

16. D'artanyan, Meung kasabasına neden gitmiştir?

A- Yeteneklerini insanlara göstermek için
B- Gezmek için
C- Babasının ona bıraktığı mektubun içindekileri gerçekleştirmek için
D- Bir akrabasını ziyaret etmek için

17. Kraliçe D'artanya’a ne hediye etmiştir?

A- Yüzük
B- Kitap
C- Bileklik
D- At

18. Aşağıdakilerden hangisi D'artanyan’ın arkadaşı değildir?

A- Athos
B- Porthos
C- Miladi
D- Aramis

19. Üç Silahşörler kitabının yazarı kimdir?

A- Micheal ENDE
B- Jack London
C- Daniel Daefo
D- Alexander Dumas

20.Üç Silahşorlar romanında geçen olaylar hangi yüzyılda geçmiştir?

A- 16.yy
B- 17.yy
C- 18.yy
D- 19.yy

21. Üç Silahşorlar romanında D'artanyan, silahşor olmak için evden ayrılırken annesi ona aşağıdakilerden hangisini hediye etmiştir?

A- On beş altın
B- At
C- Merhem
D- Mektup


22. Üç Silahşorlar romanında dine önem vermesiyle anlatılan kahraman hangisidir?

A- D'artanyan
B- Athos
C- Porthos
D- Aramis

23. Üç Silahşorlar romanının son bölümlerinde Kardinal’in adamı olup D'artanyan’ı öldürtmek isteyen kimdi?

A- Mösyö Bonaşi
B- Mösyö Treville
C- Mileydi
D- Planşet


Cevap Anahtarı :

1-A     2-B     3-B      4-C      5-A
6-B     7-D     8-D      9-A     10-A
11-B   12-C   13-D   14-B    15-C
16-C   17-A   18-C   19-D    20-B
21-C   22-D   23-C

Üç Silahşörler D'Artagnan (Alexander Dumas) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...