11 Kasım 2019 Pazartesi

Kitaplardan Korkan Çocuk (Susanna Tomaro) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1- Leopold sekizinci yaş gününde ailesinden hangi hediyeyi beklemiştir?

A- Bon bon şekeri
B- Koşu ayakkabısı
C- Bilgisayar
D- Kitap

2- Ailesi Leopold’a doğum gününde hediye olarak ne almıştır?

A- Koşu ayakkabısı
B- Çalışma masası
C- Şemsiye
D- İki tane kitap

3- Ailesi Leopold’u doktora götürdüğünde, doktor hangi teşhisi koymuştur?

A- Kitap korkusu
B- Heyecan
C- Depresyon
D- Havale

4- Leopold evden neden kaçmıştır?

A- Ailesinden dayak yediği için
B- Şehri merak ettiği için
C- Ailesi kitap okumaya zorladığı için
D- Ailesi istediği hediyeyi almadığı için

5- Leopold evden kaçıp nereye gitmiştir?

A- Okula
B- Parka
C- Arkadaşının evine
D- Sahile

6- Leopold evden kaçınca kiminle tanışmıştır?

A- Yaşlı bir teyzeyle
B- Küçük bir çocukla
C- İhtiyar bir adamla
D- Dilenciyle

7- Leopold’un kitap okuyamamasının asıl nedeni nedir?
A- İçinden gelmediği için
B- Kitapları sevmediği için
C- Kitaplar kalın olduğu için
D- Gözleri bozuk olduğu için

8- Doktor, Leopold'un kitap okumama sebebi olarak neyi gösterir?

A- Çok televizyon seyredip oyun oynaması
B- Kitap alacak parası olmaması
C- Ailesinin kitap almaması
D- Kitap okuyacak vaktinin olmaması

Cevap Anahtarı :

1-B      2-D      3-A      4-C
5-B      6-C      7-D      8-A

Kitaplardan Korkan Çocuk (Susanna Tamaro) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Kitaplardan Korkan Çocuk

Kitabın Yazarı : Susanna Tamaro

Kitap Hakkında Bilgi :

Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı kitabıyla ülkemizde çok sevilen Susanna Tamaro, çocuklar için de kitaplar yazdı. Kitaplardan Korkan Çocuk, onun en sevilen çocuk kitabıdır.

Küçük Leopold, daha sekiz yaşındadır, gerçekten de kitaplardan çok korkmaktadır. Her yıl olduğu gibi sekizinci doğum gününde de, annesiyle babasının getirdikler armağan paketini heyecanla açar, ne yazık ki, o çok sevdiği, sahip olmak için can attığı bir çift koşu ayakkabısı yerine parlak kaplı iki kitapla burun buruna gelir. Hıçkırarak ağlamaya başlar. Kitapları öfkeyle yere fırlatır, gider odasına kapanır. Annenin babanın üzüntüsü büyüktür. Leopold de kendince haklıdır. Çünkü hangi kitabı açsa kara kara harfler, kara kara lekeler havalarda uçuşmakta, çocuğun başı dönmektedir. Oğullarının bu kitap korkusu hastalığını yenmek için annesi babası çareler ararlar, onu doktora götürürler, cezalandırma yoluna başvururlar. Sonunda Leopold, çareyi evden kaçmakta bulur. Kitap okumayı seven çocuklar ona kızmasınlar. Çünkü Leopold de haklı. Ama zaten bu kitabın büyüleyici yanı, onun evden kaçmasıyla başlıyor.

Kitaplardan Korkan Çocuk, gözlerinde bozukluk olduğu için kitap okuyamayan bir çocuğun hikayesini konu alır. Her yaştan, büyük bir okur kitlesine hitap eder. Özellikle anne ve babalar için güzel mesajlar içerir.

Kitabın Özeti :

Leopoldo sekiz yaşında bir çocuktur ve kitaplarla arası hiç iyi değildir. O her defasında doğum gününde hediye olarak, doyasıya koşabilmek için bir çift koşu ayakkabısı ister ama her defasında bir kitapla karşılaşır. Annesi ve babası ise onun aksine kitaplara çok düşkündürler. Bu nedenle Leopoldo'nun kendileri gibi bolca kitap okumasını isterler. Böylece ona, her doğum gününde hediye olarak kitap alırlar. Sekiz yaşına gelen Leopoldo'nun odası bu kitaplarla doludur. Ama Leopoldo bu kitapların hiçbirini okuyamaz. Çünkü hangi kitabı eline alırsa alsın, beyaz sayfadaki siyah harfler birbirine girer. Onun için kitap okumak tam bir işkenceye dönüşmüştür.

Leopoldo'nun ailesi Leopoldo'nun kitap okuması için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Hatta bu konuda bazen aşırıya da kaçarlar. Sonunda Leopoldo'nun notları da çok kötü gelince annesi onu bir ruh hekimine götürür. Doktor, anneye oğlunun çocuklar arasında dünyada hızla yayılan kitaplardan korkma hastalığına yakalandığını söyler. Bu hastalığın sebepleri olarak ise televizyon ve video oyunlarını gösterir.

Leopoldo çok fazla televizyon izlemeyen ve video oyunu oynamayan bir çocuktur. Bu yüzden annesiyle bu konuda konuşur ama bu konuşmanın hiçbir faydası olmaz. Çünkü annesi onun söylediklerini değil doktorun söylediklerini dikkate alır. Böylece Leopoldo'nun bu hastalıktan kurtulması için tedaviye başlarlar. Evde babası durumu öğrenince, oğluna bir reçete yazmaya karar verir. Leopoldo her gün belirli ağırlıklarda kitap okuyacaktır. Zamanla ağırlığı kadar kitap okumuş seviyeye gelmiş olacaktır. O günkü hedefini doldurmazsa oyun oynaması da yasaktır.

Leopoldo'nun babası tedavi için, dozajı her gün artacak bir kitap okuma planı hazırlar. Ve bu planı büyük bir hassasiyetle uygular. Ama Leopoldo bu tedavi yönteminden hiç fayda görmez. Hatta bu tedavi yüzünden kabuslar görerek çok daha kötü bir duruma düşer. Leopoldo'nun annesi oğlunun ne kadar kötüleştiğini görünce eşiyle konuşup bu tedaviden vazgeçmesini ister. Ama Leopoldo'nun babası tedavinin fayda sağlayacağından emindir. Bu yüzden de eşinin söylediklerini önemsemez.

Bir gün Leopoldo, anne ve babasına kitap okumanın neden gerekli olduğunu sorar. Leopoldo'nun anne ve babası bu soru karşısında epey şaşırırlar. Şaşkınlıkları geçtikten sonra ise kitap okumanın öneminden bahsederler. Kitap okumanın, bilgi edinmek ve mutlu olmak için zorunlu olduğunu söylerler.

Leopoldo bu cevaplara hiç inanmayarak düşünmeye başlar. En çok da mutlu olmak için kitap okumanın zorunlu olması üzerine düşünür. Böylece daha önce evlerine gittiği bir arkadaşıyla ailesinin evlerinde hiç kitap olmamasına rağmen ne kadar mutlu olduklarını hatırlar.

Ertesi sabah çantasına biraz fazla yiyecek koyarak evden çıkar. Bir süre her zamanki yolda ilerledikten sonra okul yoluna dönmek yerine önüne çıkan ilk otobüse biner. Otobüs son durağa gelince otobüsten iner ve bir mağazaya girer. Mağazada koşu ayakkabılarını inceler ama kısa süre sonra mağazadan çıkmak zorunda kalır.

Mağazadan çıkınca parka gidip biraz oynar. Ama evden kaçtığı için park hiç eğlenceli gelmez. Böylece boş bir bank bularak bir şeyler atıştırmaya karar verir. Boş bir bank bulamayınca yaşlı ve görme engelli bir adamın yanına oturur. Az sonra yaşlı adam Leopoldo'yu fark eder ve onunla konuşmaya başlar. Adam onun evden kaçtığını anlar ve ona kendi hikayesini anlatmaya başlar. Yaşadığı maceraları anlatır. Sözde o da evinden kaçmış, diyar diyar dolaşmış, adalardan adalara geçmiş, ülkeler gezmiş, sonunda Moğolistan’da ajan zannedilerek gözleri oyulmuş ve kör olmuştur. Leopoldo adamın hayat hikayesini dinler ve çok etkilenir. Daha sonra bir lokantaya gidip beraber öğle yemeği yerler. Yemeğin sonunda yaşlı adam, en büyük arzusunun görme yetisini kaybetmeden önce en son okuduğu kitabın son kısmını tamamlamak olduğunu söyler. Bunu duyan Leopoldo yaşlı adamın haline üzülerek ona kitabın devamını okuyabileceğini söyler. Yaşlı adama bir kitapçıya gitmeyi o kitabın sonunu orada ona okumayı tavsiye eder. Yaşlı adam da memnuniyetle kabul eder ve beraber kitapçıya giderler.

Böylece bir kitapçıya giderek yarım kalan kitabı bulurlar. Leopoldo kitabı okumak için açtığında her zamanki gibi harfler birbirine girer. O sırada mağaza çalışanı Leopoldo’nun o halini fark eder. Yaşlı adamı Leopoldo’nun torunu zannedip, onun gözlüklerini unutmuş olabileceğini söyler. Yaşlı adam Leopoldo’ya gözlüğüne sorar fakat zaten gözlüğü yoktur. Böylece yaşlı adam Leopoldo'nun gözlerinin bozuk olduğunu fark eder. Sonra kitabı alıp oradan ayrılırlar.

Bunun üzerine yaşlı adam Leopoldo'yu evine götürerek anne ve babasına teslim eder. Bu sırada Leopoldo'nun anne ve babasıyla konuşarak çocuğun göz bozukluğu yüzünden kitap okuyamadığını onlara anlatır. Bunu duyan Leopoldo annesinin ve babasının kızarmış ve morarmış yüzlerini görünce zevkten dört köşe olur. Kitap okuyamaması onun suçu değildir.

Böylece göz doktoruna giden Leopoldo, kalın camlı bir gözlük takmaya başlar. Gözlüğü ile bir sürü kitap okur. Okuduğu kitapları haftada bir aynı parka giderek yaşlı dostuna anlatır. Yaşlı adam da ona bir itirafta bulunur. Kendisi aslında o maceraların hiçbirini yaşamamıştır. Aslında o bir bekçidir. Geceleri sıkılmamak için, vakit geçsin diye kitap okumuştur. Gözleri bu sebeple görmez olmuştur. Hayatında hiç deniz görmese de kendisini dünyanın etrafını defalarca dolaşmış gibi hissettiğini söylemiştir.

9 Kasım 2019 Cumartesi

Çizgili Pijamalı Çocuk (John Boyne) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Çizgili Pijamalı Çocuk

Kitabın Yazarı : John Boyne

Kitap Hakkında Bilgi :

Bu kitabı okumaya başladığınızda, kendinizi Bruno adında dokuz yaşında bir çocukla yolculuğa çıkmış bulacaksınız (ama bu kitap dokuz yaşındakiler için değil, her yaş grubunun okuması gereken bir kitap). Ve er geç kendinizi Bruno ile birlikte bir tel örgüde bulacaksınız. Umarız, hayatınız boyunca böyle bir tel örgünün öbür ucuna geçmek zorunda kalmazsınız.

"Derinden etkileyen, çok güzel ve tane tane kaleme alınmış"
Wall Street Journal

"Heyecan verici ve sarsıcı"
USA Today

"Olağanüstü bir kitap!"
Irish Examiner

"Arkadaşlık ve savaşın korkunçluğunu işleyen olağanüstü bir roman."
Irish Independent

"Derinden etkileyen, çok güzel ve tane tane kaleme alınmış."
Wall Street Journal

"Heyecan verici ve sarsıcı!"
USA Today

"Olağanüstü bir kitap!"
Irish Examiner

"Arkadaşlık ve savaşın korkunçluğunu işleyen olağanüstü bir roman!"
Irish Independent

"Kesinlikle çok iyi yazılmış, dokunaklı bir öykü. Okuduklarım çok çok uzun süre aklımdan çıkmayacak!"
The Star

"Yazar, kitap boyunca okurun hep bir adım önündeki konumunu korurken, öldürücü darbeyi son sayfalarda indiriyor."
The Independent

Çizgili Pijamalı Çocuk, İrlandalı çocuk kitapları yazarı John Boyne'in ilk kez 2007 yılında yayımlanmış olan kitabıdır. Kitap bir çocuk kitabı niteliği taşısa da, yayınlandığı yıldan itibaren her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başarmıştır. Yazar, kitabın ilk taslağını çok az uyuyarak iki buçuk günde yazmıştır. Kitap tüm dünyada 5 milyondan fazla satmış, dünyanın birçok ülkesinde uzun zaman en çok satan kitap olarak kalmıştır.

Kitabın Özeti :

Bruno II. Dünya Savaşı sırasında büyümeye çalışan, ailesi ile Berlin’de, büyük bir evde yaşayan bir çocuktur. Umutsuz Vaka adını verdiği, on iki yaşında bir ablası vardır. Bruno’nun babası bir Nazi subayıdır ve bir gün Führer (Bruno onun adını Fury zannetmektedir) yanında çok güzel kadınla evlerini ziyarete gelir. Anne ve babası çok heyecanlıdır, çünkü görünüşe göre Fury önemli biridir. Ziyaretin ardından Bruno’nun babası terfi eder, karagah komutanı olur ve aile Bruno’nun adını Out-With (Auschwitz) diye anladığı bir yere taşınırlar. Buna çok üzülür, çünkü oturdukları çevreyi ve arkadaşlarını çok sevmektedir.

Out-With denilen yerde Bruno kendini çok yalnız hisseder. Etrafta kendilerininkinden başka bir ev ve dolayısıyla da başka çocuk yoktur. Bütün sevdiği arkadaşları Berlin’de kalmıştır. Çocuk yoktur ama eve çok sayıda asker girip çıkmaktadır. Bruno bundan oldukça rahatsız olmaktadır çünkü askerleri hiçbir zaman sevmemiştir. Bruno’nun babasının ofisi de evin içindedir ve içeri girilmesi kesinlikle yasaktır. Bir gün Bruno pencereden bakarken dışarıda bir grup tek tip pijama giymiş, saçları kazınmış insanlar görürür. Bruno tüm bunları odasındaki pencereden görmüştür. Bu kişilerin kimler olduğunu sorduğunda babasından onların gerçek insan olmadığını, sadece Yahudi olduklarını öğrenir.

Her gün bir öğretmen evlerine gelmekte, ablası ve Bruno'ya bazı dersler vermektedir. Öğretmenleri tarih dersine önem verse ve sanat ile okumayı zaman kaybı olarak görse de, Bruno macera kitapları okumayı çok sevmekte ve tarihten nefret etmektedir. Bu sırada ablası Gretel, öğretmeninin etkisi ile normal bir genç kızdan koyu bir Nazi’ye dönüşmektedir.

Macera hikayelerinin tutkunu olan Bruno, merakının ve can sıkıntısının bir araya gelmesiyle etrafta keşif yapmaya karar verir. Tel örgülerin yanı boyunca epey bir yol aldıktan sonra, tel örgünün diğer tarafında yere çökmüş oturan çizgili pijamalı ve kafası tıraş edilmiş bir çocuk görür. Çocuk çok zayıf ve hayli üzgün görünüşlüdür. Keşif gezisi sırasında tel örgülerin diğer tarafında kendisiyle aynı yaştaki karşılaştığı çocuğun adı Schmuel'dir. Schmuel de Bruno gibi yalnızdır. Bruno da tel örgülerin kendi tarafına aynı diğer çocuk gibi oturur ve çocukla sohbet etmeye başlarlar. Kampta yanında sadece babası vardır, annesi ve kardeşlerinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Schmuel babasını kamp içinde kaybetmiştir ve bulamamaktadır. Bruno ve Schmuel her gün tel örgünün biri bir tarafında, öbürü diğer tarafında buluşmaya başlarlar.

Kısa sürede çok iyi iki arkadaş olurlar. Kısa bir süre sonra Bruno'nun her öğleden sonra tel örgü boyunca yürüyüp yere oturarak Schmuel ile sohbet etmesi bir rutine dönüşmüş, ikisi çok iyi iki arkadaş olmuşlardır. Bazen mutfaktan alıp cebine sıkıştırdığı yiyecekleri Schmuel'e götürmektedir. Çocuğun yüzündeki mutluluğu gördükçe kendisi de mutlu olmaktadır. Bruno Out-With'e taşınmadan önceki en iyi arkadaşlarını artık o kadar da özlemiyor ve hatta isimlerini bile hatırlayamıyordur. Artık en iyi ve tek arkadaşı Schmuel'dir.

Out-with’de mutsuz olan sadece Bruno değildir. Oraya gidişlerinden yaklaşık bir yıl sonra annesi sonunda çocuklarla kendisinin Berlin’e dönmesi konusunda Bruno’nun babasını ikna etmeye çalışır. Zaman geçtikçe çevrelerinde askerlerden başka hiç kimse bulunmadığından yakınmaya başlayan ve böyle bir çevrede iki çocuk yetiştirilemeyeceğini söyleyen Bruno'nun annesi, babasına Berlin'e geri dönmek istediğini söyler. Babası ilk duyduğunda bunu kabul etmez. Sonraları bunun mantıklı bir fikir olduğunu, herkesin orada daha mutlu olduğunu kabul eder. Böylece yeniden taşınma hazırlıklarına başlarlar. Fakat Bruno Berlin'e geri dönmeye o kadar da hevesli değildir. Schmuel'den ayrılmak istememektedir.

Taşınmadan bir gün önce, Bruno Schmuel'i görmeye gittiğinde, onu olduğundan daha da üzgün bir halde bulur. Söylediğine göre babası çalışmaya götürülmüş, sonra da geri dönmemiştir. Bunun üzerine Bruno'nun da o çizgili pijamalardan giyerek beraber Schmuel'in babasını aramaya karar verirler. Fakat saatlerce araştırmalarına rağmen babasından bir iz bulamazlar. Tam Bruno'nun eve geri döneceği sırada askerler etraflarını sarar ve yürüyüşe götürüleceklerini söylerler. İkisinin de yürüyüşün ne olduğu konusunda bir fikri yoktur. Fakat Bruno da Schmuel de o yürüyüşten bir daha geri dönmezler.

555 Entegreli Elektronik Sıvı Seviye Kontrol Devresi Bağlantı Şeması

Devrenin Çalışması :

Devrede A ve B uçları su seviyesi kontrol edilecek yere konulur. Su seviyesi A ve B uçlarına değdiği zaman devre çalışır ve buzzer ses vermeye başlar. Devrede suyun iletkenliği kullanılarak anahtarlama yapılır. Devrenin çalışması için saf su iletken olmadığı içim musluk suyu gibi normal bir su kullanılmalıdır.

Malzeme Listesi :

1 adet 555 entegresi ve soketi
1 adet 1 Kohm direnç
1 adet 100 Kohm direnç
1 adet Buzzer
1 adet 2,2 mikrofarad kondansatör

7812 Regüle Entegreli Tam Dalga Doğrultma Devresi Bağlantı Şeması

Malzeme Listesi :

1 adet 220/12 volt transformatör
1 adet 1000 mikrofarad kondansatör
1 adet 7812 regüle entegresi
4 adet 1N4001 diyot
1 adet 1 Kohm direnç
1 adet LED

Doğrultma Devrelerinde Kullanılan Negatif ve Pozitif Entegre (IC) Gerilim Regülatörleri için tıklayınız...

555 Entegreli ve UM66 ile Elektronik Melodi Devresi Bağlantı Şeması BC338 Bacak Bağlantısı

Malzeme Listesi :

1 adet 555 entegresi ve soketi
1 adet UM66 melodi entegresi
1 adet BC338 transistör
1 adet 3,3 Kohm direnç
1 adet 180 ohm direnç
1 adet 39 Kohm direnç
1 adet 10 Kohm direnç
1 adet 10 nanofarad kondansatör
1 adet 100 nanofarad kondansatör
1 adet 220 mikrofarad kondansatör
1 adet LED
1 adet buton
1 adet 0,5 watt hoparlör

BC338 transistör ve UM66 bacak bağlantıları yukarıdaki şekilde verilmiştir.


555 Entegreli Sesli Elektronik Alarm Devresi ve Bağlantı Şeması

Malzeme Listesi :

1 adet 555 entegresi ve soketi
1 adet 2,2 mikrofarad kondansatör
1 adet 1 Kohm direnç
1 adet 100 Kohm direnç
1 adet Buzzer

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...