İrem Uşar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İrem Uşar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Kasım 2020 Pazar

Lata Şiba - İki Kent Arasında (İrem Uşar) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



Kitabın Adı : LataŞiba

Kitabın Yazarı : İrem Uşar

Kitap Hakkında Bilgi:

Çocuk edebiyatının dikkati çeken genç yazarlarından İrem Uşar, birbirine zıt kentlerde yaşayan ve yasak olanı keşfetmek için benzer duygularla yola çıkan iki çocuğun, tehlikeli olduğu kadar eğlenceli hikâyesini anlatıyor. Herkesin zayıf, her yerin dapdar ve eğlenceli her şeyin yasak olduğu Şiba'da yaşayan Dara da; hayatın yemek, eğlence ve tembellik üzerine kurulu olduğu Lata'da yaşayan Şlopgen de, günün birinde kentlerini çevreleyen yüksek duvarların ardında ne olduğunu merak ederler. Katı kurallarla tektipleştirilmiş toplumlarda birbirinden habersiz büyüyen iki kahramanın yıllar önce bir belediye başkanının kaprisi sonucu ikiye bölünen Lataşiba'yı bir araya getirme girişimlerini etkileyici bir kurguyla aktaran roman, Bilge Yarasa ve Ressamlar adlı ressam gibi renkli karakterlerle bezeli. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) Yılın En İyi Çocuk Öyküleri Kitabı 2011 Jüri Özel Ödülü sahibi yazarın, yalın bir dille kaleme aldığı kitaba, Sadi Güran'ın özgün desenleri hayat katıyor. Hem çocukları hem de yetişkinleri tektipleştiren ve ötekileştiren kurallar üzerine düşünmeye davet eden modern bir masal.

Bir yanda Genişler'in kenti Lata'da yaşayan Şlopgen; diğer yanda Darlar'ın kenti Şiba'da yaşayan Dara. Birbirinden habersiz iki çocuk. Genişler'in Lata'sında hayat yirmi top dondurma gibi; Darlar'ın Şiba'sındaysa her şey solucan gibi ince ve uzun. Eski bir kitap ve festivalde kendini gösteren bir gölge, Şlopgen'le Dara'nın dikkatini çekince olan olur! Yaşamlarının ve kentlerinin sınırını belirleyen yüksek duvarın ardında ne vardır acaba?...
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Özeti:

İnsan, dilediği her şeye sahip olabillir. Derde, tasaya yabancı olarak sonsuz bir keyif diyarında yaşayabilir. Geniş soluklar alabilir, ağız dolusu gülebilir. Ya da istediklerini bulamayabilir yamacında. Tükenmez kurallar arasında sıkışıp soluksuz kalabilir; kocaman gölgeler altında bunalıp gülümsemeyi unutabilir. İnsan hep aynı kalabilir ya da her an değişebilir. Bambaşka yerlerde, bambaşka şartlarda yaşayan insanları bulutların üzerine çıkarabilen tek birşey vardır: Hayallerinin peşinden gidip, maceraya atılmaktan çekinmemek.

Darlar Kenti Şiba’da insanlar, göğe yaklaşan ince uzun binaların daracık pencerelerinden izliyorlar dünyayı. Nehri fanustan akıtıyorlar, sokak hayvanları bu şehrin kaldırımlarına yabancı. Şiba Kenti, kurallar ve tükenmez yasaklardan inşa edilmiş upuzun bir anıt sanki. Herkes incecik burada; yemek yiyip kilo almak yasak, bağırarak şarkı söylemek de. Gülmeye pek ihtiyaç duymuyorlar, ağaçlara da öyle… Öylesine ezbere ve ağır bir hayat ki bu; saatlerde yelkovan yok. Bu kentte yaşayan herkes gibi incecik olan kahramanımız Dara’nın okulu da şehrine uygun; sınıflar, kağıtlar herşey ince ve uzun. Öğrenciler okuldan sonra topluca kütüphaneye gidip, yaşadıkları yer dışında fazlasını bilmeye ihtiyaç duymamaları salık veren kitaplar okuyorlar. Dara, kütüphanenin beş yüzüncü katına çıkmayı seviyor en çok, çünkü yasaklardan bir nebze olsun uzaklaşabildiği tek yer burası. Hayalleri, merakları, kalbi küt küt atsa da yasakları çiğnemenin verdiği mutlulukla Dara “geniş” diyebiliyor burada. Geniş kelimesini kullanmak, bu kentteki, en büyük yasak. Halkın belki de başka türlüsünü bilmediğinden huzurla devindiği bu düzen; ilginç, gülümseten şeylerin ancak rüyalarda çıkageldiği bu kent Dara’yı sıkıyor aslında, ardında yeni bir şeyin olmadığı söylenen surların öbür yanını görebilmeyi, rüzgarı hissetmeyi, bu uyuşukluğa son vermeyi istiyor içten içe. Sandığı kadar yalnız olmadığını, ceza almaktan pek de çekinmeyen arkadaşı Darfıl’ın da aynı kata konuk olmasıyla anlıyor. Darfıl’ın elinde daha önce karşılaşmadıkları “yasak kitap”tan bir sayfa, Dara’nın elindeyse surların diğer tarafına ait olduğunu düşündüğü bir baca resmi. Bu iki sıradışı şey muhakkak ki bağlantılı onlara göre. Yasak kitabın sayfasında, çok eskiden yaşamış gezgin bir Şiban’ın kehaneti:

“İki çocuk göbekten bağlanacak

Tırtıllar kelebek olacak,

Gündüz geceyi,

Gece gündüzü tanıyacak

Çilingir göründüğünde

Denge yatıya kalacak”

Bu hayret ve merak kokan ortama bir de fanusla kaplı nehirden nasıl çıktığı anlaşılamayan cam kurbağası konuk olunca maceraya atılmak kaçınılmaz oluyor haliyle. Cezaları göze alıp kurulan tehlikeli planlar mı dersiniz; bilgece yanıtlar alınan ziyaretlerle dizginlenemeyen meraklarını tepeye tırmandırmak mı… Dara ve Darfıl, arkadaşları hayatlarına çizgilere basmadan devam ederken, maceraya doğru koşuyorlar. Ve gözleri o güne dek gördükleri en büyüleyici görüntüyü armağan ediyor onlara: “Ötekiler”in şehrini, surların öte yanını. Geniş çayırlar, sınırsız gülümsemeler, hesapsız uykularla bezenen; Şiba’nın bilgesi Kör Yarasa’nın “Ahhh, güzeller güzeli Lata” diye yad ettiği kenti; Genişler’in kentini yani..Şlopgen, bu güzel kentteki neşeli ve geniş kahramanımız; kocaman sınıfında yüzlerce arkadaşıyla birlikte kahkahalar atarak şarkılar söylüyor. Herkesin hep güldüğü, çok güldüğü, bol bol yemek yediği, amaçsızca gezindiği, dilediğince uyuduğu, yüzdüğü, özgürce keyif çatılan bir kent Lata. Yemyeşil çayırlara yayılan geniş ve kısa evlerde yaşayan Latanlar, ağaçlarda cıvıldayan kuşlarla, kentte dolanan türlü çeşit hayvanla haşır neşir; aceleye getirmeden yaşıyorlar hayatlarını. Hızlı harekete lüzum yok, çalışmak çok da gerekli değil. Kural yok, ceza yok, yasak yok. Her nefeste sanki “İçinden geleni yap, bolca gül; ye, iç genişle,geniş giyin, geniş zamanlarda yaşa” diyor bu kentin sakinleri. Lata’da darlık yasak değil ama makbul da değil elbet. Şiba ne kadar darsa, Lata her açıdan o kadar geniş.

İki kentin belki de benzeşen tek özelliği, zaman kavramının bir hayli karışmış olması. Lata’lılar bu karışıklığın Ay’ın kentlerini uzun zamandır ziyaret etmemesine neden olduğunu düşünüp, onu karşılamak için şenlik düzenliyor ve Şlopgen’e oluyorsa işte o şenlikte oluyor. Kentin bilgesi Ressamlar (çoğul, evet) şenlik için yaptığı harikulade resmin üzerine, surların ardındaki “öteki” kentin ince uzun gölgesinin düşeceğini bilmiyor, elbette. Şlopgen’le onu buluşturan da bu ortak şaşkınlık işte. Gölgenin görülmesinin ardından gelen inkarlar ve kentte o güne dek adı geçmeyen yasakları, ikisi dışında herkesin anında kabullenmesine duydukları kırgınlık bir de. Şaşkınlık, merak ve Ressamlar’ın ağzından dökülen müthiş sırlar Şlopgen’e cesaret kuşandırıyor. Yardım istediği arkadaşı Yumgen; eğlenceden uzaklaşmaya pek yanaşmayınca, gölgenin sırrını çözmeyi kafaya takan kahramanımız ne yasaklardan çekiniyor, ne keyifli hayatının cazibesine kanıyor. Sonrası öyle bir macera ki...

Şiba’nın anlatıldığı bölümde, resmi ideolojinin nasıl kök salıp güçlendiği hikâyeye ustalıkla yerleştirilmiş. Fantastik bir evrende çok tanıdık unsurlarla karşılaşıyoruz. Tabiri caizse, doğru belletilen tüm saçmalıkların mantıklı bir açıklaması yapılmış; kent kütüphanesi ideolojiyi besleyen kitaplarla donatılmış. En önemlisi de Dara’nın bütün bu tuhaflıkları normalleştirmiş olması. Kentini öyle tatlı anlatıyor ki, “Güneş o zararlı ışınlarıyla evlerimizde gezemez,” ya da “Tüm yollara beton döktük, artık kimsenin ayakkabısı yağmurda çamurlanmıyor,” diyor mesela. Elbette hiç şaşırmıyoruz çünkü Dara içine doğduğu doğrulardan başka bir hayatın mümkün olduğunu bilmiyor. Fakat çocuk her yerde çocuk işte. Yasakları delmek hoşuna gidiyor, merak ediyor, bildiğiyle yetinmiyor, öğrenmek istiyor, değişimden korkmuyor.

Lata’nın anlatıldığı bölümde ise başka metaforlar saklı. Orası adeta düşlerden kopmuş bir kent. Her şey tozpembe, her şey çok güzel! Önce Lata’nın bir hayal diyarı olduğunu düşünüyoruz. Derken hikâyenin sonuna doğru oranın da ideal olmadığı anlaşılıyor. Genişler sadece kendilerini sevip kendilerini önemseyen bir halka dönüşmüş, tıpkı Darların yaptığı gibi anlamsız yasaklar koymuş, kendi normlarının dışına çıkan şeyleri yasaklamışlar. İki kent biçimsel olarak farklı ama aslında birbirine çok benzer: İkisi de insanlara kendi dayattığından başka bir yaşam şansı tanımıyor. Onları pek çok anlamda hapsediyor ve kendine benzemeyenlere sırt çeviriyor. 

Son bölümün başlangıcı sayabileceğimiz sayfalarda, iki kentin birbirine sırt çevirmesine neden olan olayları, hikâyenin önemli bir karakterinden, Ressamlar’ın ağzından dinliyoruz.

Kitabın Yazarı Hakkında Bilgi :

İrem Uşar, 1975’te İstanbul’da doğdu. Notre Dame de Sion Lisesi’nin ardından Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon, Sinema Bölümü’nden mezun oldu. Muhabirlik, editörlük ve metin yazarlığı yaptı. İlk romanı Ayrıkotu (2008) konusu kadar, genç üslubuyla da ilgi çekti. 2010’da PEN’in davetiyle Belçika’nın Antwerp kentinde katıldığı yazarlık atölyesinde, Günışığı Kitaplığı’nın, Assos yakınlarındaki Sivrice Deniz Feneri için özel projelendirdiği çocuk kitabı Fenerden Taşınan Işık’ı (1. baskı: 2011, 4. baskı: 2013) yazdı. Bu resimli ilk çocuk kitabını, gülümseten aile öykülerini içtenlikle kaleme aldığı Kuuzu ve Lunapark Ailesi (1. baskı: 2011, 2. baskı: 2013) izledi. Bu öykü kitabıyla, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) Yılın En İyi Çocuk Öyküleri Kitabı 2011 Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen Uşar, yıllardır tai chi çalışıyor ve İstanbul’da yaşıyor.

24 Ekim 2020 Cumartesi

Lata Şiba - İki Kent Arasında (İrem Uşar) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1. Şiba’da yaşayanlar niçin yaptıkları işten heyecanlanamıyorlar? 

A) Katı kuralları olduğundan 
B) Birbirilerini sevmediklerinden 
C) Her gün aynı şeyleri yaptıklarından 
D) Çok zayıf olduklarından 

2. Aşağıdakilerden hangisi Şiba’nın özelliklerinden değildir? 

A) Saatlerinde yelkovan yoktur 
B) Etrafı surlarla çevrilidir 
C) Katı kuralları vardır 
D) Her şey çok eğlencelidir 

3. Dara kendini neden yalnız hissediyor? 

A) Hiç arkadaşı olmadığı için 
B) Herkes düzene uyduğu için 
C) Arkadaşlarını sevmediği için 
D) Arkadaşları onunla konuşmadığı için 

4. Dara’nın kendini güvende ve mutlu hissettiği yer neresidir? 

A) Veloserin tepesi 
B) Annesinin yanı 
C) Coğrafya dersi 
D) Kütüphane 

5. Şiba’da yasak olan kelime nedir? 

A) Hayal 
B) Geniş 
C) Kütüphane 
D) Kitap 

6. Dara’nın 500. kata çıkmasının sebeplerinden biri değildir? 

A) Rahat ve dilediğince hayal kurmak 
B) Çılgınca dans etmek 
C) Kendini özgürce ifade etmek 
D) Herkesten saklanmak 

7. Yasak sayfadaki kehanet (bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme) kime aittir? 

A) Darfıl 
B) Darliya 
C) Darkof 
D) Dara 

8. İki ağacın arasına asılacak resmin adı nedir? 

A) Gece gölgesi 
B) Ay kuşu 
C) Kuş bakışı 
D) Ayın parıltısı 

9. Birçok dostluğun, yepyeni renklerin ve tüm kilitlerin açılması için ne gerekir? 

A) Bencil olmamak 
B) Cesur olmak 
C) Kendine hiç benzemeyen biriyle arkadaş olmak 
D) Her zaman konulan kurallara uymak 

10. Veloser planları tutmayan Dara ve Darfıl kimden yardım almaya gittiler? 

A) Darkof 
B) Darbua 
C) Yarasa 
D) Darliya 

11. Darfıl sorgulamada neden eleştirel cümleler kuruyor? 

A) Müdürü sevmediği için 
B) Kuralların onları özgür bırakmadığı için 
C) Şiba’da kalmak istemediği için 
D) Veloser kazasında suçu olmadığı için 

12. Şiba’nın dışındakileri nasıl görüyorlar? 

A) Kütüphanenin 500. katında 
B) Karoları dizerken 
C) Cam kurbağasının gözünde 
D) Yarasanın yanında 

13. “Lata’da her gün ………………. başlar.” Noktalı yere aşağıdakilerden hangisi gelmez? 

A) Her gün kıkır mıkır başlar 
B) Her sabah ‘Mutlu Dişler Senfonisi’ ile başlar. 
C) Her sabaha gülerek başlar. 
D) Şarkıyı yanlış söyleyen cezalandırılır. 

14. Aşağıdakilerden hangisi Lata ve Şiba’yı ayıran sebeplerden biri değildir? 

A) İnsanların hep kendini düşünmeleri 
B) Ayrılığın iki ülkeyi geliştireceğini düşünmeleri 
C) Hep bana hep bana demeleri 
D) Sadece kendilerini sevip önemsemeleri 

15. Aşağıdakilerden hangisi Latanların özelliklerinden değildir? 

A) Sıkıntıya gelemezler 
B) Düşünüp araştırmayı çok severler 
C) Yemeye, içmeye hayranlar 
D) Herkes çok rahattır 

16. Çarşafın üzerine düşen gölgede Şlopgen, hiç kimsenin fark etmediği neyi görüyor? 

A) Surların üzerinden bakmaya çalışan Dara’yı 
B) Dev surları 
C) Yüksek ve dar binaları 
D) Hayalet bir şehri 

17. Şlopgen çarşaftaki gölge oyunundan sonra yanına nasıl birini arıyor? 

A) Hiçbir şey düşünmeyen bir kişi 
B) Kendisini (Şlopgen) araştırmadan vazgeçirtecek bir kişi 
C) Kendisi gibi şüphe eden bir kişi 
D) Hiçbir şeye kafa yormayan bir kişi 

18. Şlopgen’in kendinde olmasını istediği en önemli özellik nedir? 

A) Cesaret 
B) Hayal kurmak 
C) Araştırmak 
D) Şüphe 

19. Ressam Bay Kuugen “ışığı alıp hapsedenlere’’ ne diyor? 

A) Korkak 
B) Bencil 
C) Şüpheci 
D) Hayalci 

20. Lata’da yaşayanların şikâyet dağarcığında aşağıdakilerden hangisi yoktur? 

A) Son dilimi o yedi 
B) Niye bana gülmüyor 
C) O çok kitap okudu 
D) On gündür benimle oynamıyor 

21. Aşağıdakilerden hangisi Latan Andı’nda geçen korunması gereken değerlerden değildir? 

A) Çalışmak 
B) Uyumak 
C) Kendini sevmek 
D) Dinlenmek 

22. Aşağıdakilerden hangisi “Balodoba’’nın modüllerinden biri değildir? 

A) Kahkaha odası 
B) Yatakhane 
C) Hastahane 
D) Kütüphane 

23. “İlim kesinliği sever, ispatı sever.” sözünü kim kullanmıştır? 

A) Yarasa 
B) Bay Darkof 
C) Bay Kuugen 
D) Çilingir 

24. Neşe çemberi neyin sembolüdür? 

A) Kenetlenerek bir arada kalmanın 
B) Her zaman kurallara uymanın 
C) Sadece kendini düşünmenin 
D) Yaşadığı yere sahip çıkmanın 

Şlopgen, çarşafa yansıyan gölgelerin gerçekliğini araştırmak istedi. Arkadaşlarından yardım istediyse de arkadaşları başına iş açmak istemedi. 
25. Bu durum Latanların hangi özelliğiyle alakalıdır? 

A) Kimsenin araştırmayı sevmemesiyle 
B) Herkesin korkak olmasıyla 
C) Herkesin bencil olmasıyla 
D) Her şey olduğu gibi kalsıncı olmasıyla 

26. Şlopgen’in çarşafın altından geçerek girdiği saklı kentte duyduğu ilk söz nedir? 

A) Şehrimize hoş geldin 
B) Kimsin sen 
C) Bana elini ver 
D) Yıllardır seni bekliyordum 

27. Yumgen, neden Şlopgen’e yardım etmekten vazgeçti? 

A) Korkak olduğu için 
B) Kafa yormak istemediği için 
C) Ailesi olaylara karışma dediği için 
D) Hasta olduğu için

Cevap Anahtarı :

1 C        2 D        3 B         4 D        5 B 
6 D        7 B        8 B         9 C       10 C 
11 B      12 C     13 D       14 B      15 B 
16 A      17 C     18 A       19 B      20 C 
21 A      22 C     23 B       24 A      25 D 
26 C      27 B

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...