Behiç Ak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Behiç Ak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2024 Salı

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu

Kitabın Yazarı: Behiç Ak

Kitap Hakkında Bilgi:

Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?

“Gülümseten Öyküler” ve “Tombiş Kitaplar” dizileriyle çok sevilen mizah ustası, yazar Behiç Ak, teknolojinin gündelik yaşamlarımıza etkisini irdelediği Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği! kitabının ardından, yine gülümseten bir eleştiri yapıyor.Ânı yaşamak ve hissetmek yerine, o ânı teknolojik araçlarla kaydedip arşivleyen Sude’nin sanal dünyaya tutkusunu anlatan roman, ilginç karakterleriyle de dikkat çekiyor. Yazar, desenleriyle etkileyici bu romanında, bir yandan çocukların doğadan kopması üzerine, bir yandan da dijital ilişkiler nedeniyle değişen aile ve arkadaşlık ilişkileri üzerine düşündürüyor. Çocukların, içine doğdukları dijital ortamlara ilişkin farkındalık kazanmalarını sağlayan roman, günümüz dünyasını anlamaya ve gelecek için öngörülerde bulunmaya davet ediyor. Her yaştan okur için keyifli bir okuma ve mizah dolu desenleriyle keşif dolu bir yolculuk.

Pantomimci babasının ve avukat annesinin yoğun iş yaşamları, Sude’nin ailesiyle paylaştığı saatleri iyice azaltmıştır. Arkadaşının önerisiyle bir tablet bilgisayar edinen Sude, kısa bir süre içinde, sanal dünyanın parçası olup çıkar. Sıkılmadan oyalanıyor, üstelik her an ulaşılabiliyor diye, onun yeni ilgisini önce olumlu bulan ailesi, zamanla Sude’nin aşırı tutkusundan endişelenmeye başlar. Annesi kızını “kurtarma” operasyonuna girişir. Sude dijital labirentten kurtulabilecek midir?..
(Tanıtım Bülteninden)

Behiç Ak'ın yazıp resimlediği çocuk romanı olan Postayla Gelen Deniz Kabuğu yirmi iki bölümden oluşmaktadır.

Kitabın Konusu:

Kitap, günümüz problemlerinden teknolojiyi bilinçsizce kullanmanın zararlarını ve aile ilişkilerinin zayıflamasının sonuçlarını konu almaktadır.

Kitabın Özeti:

Sude, ülke ülke gezen pandomimci Rıfkı Bey ile işine sıkı sıkıya bağlı avukat Sevda Hanım'ın sevgili kızlarıdır. Sude, babası ve annesinin çok yoğun çalışmaları nedeniyle genellikle yalnız kalmaktadır. Aile sadece pazar günleri bir araya gelebilmektedir. Küçük bir kız çocuğu olan Sude anne ve baba ilgisinden uzak olarak büyümektedir. Sude, okul dışındaki vakitlerini sahilde yürüyerek ve deniz kabuğu toplayarak geçirmektedir. Diğer çocuklar da eskisi gibi sokakta vakit geçirmediği için Sude'nin yalnızlıktan canı çok sıkılmaktadır. 

Bir gün kapılarına gelen bir tablet bilgisayar satıcısından aldıkları tablet ile hayatları birden değişir ve olaylar başlar. Sude, tablet bilgisayarı ile yalnızlığını giderme yoluna girer. Sude, artık evden çıkmaz olmuştur. Sürekli olarak tabletiyle internette gezinmekte ve oyunlar oynamaktadır. Önceleri bu durum pek sorun teşkil etmez. Bir süre sonra Sude her şeyi tabletinin ekranına bakarak yapmaya başlar. 

Sude artık öğretmeninin de izniyle derslerini bile tabletine kaydederek izlemektedir. Okula veya başka bir yere giderken hep tabletindeki yol bulucuyu kullanır. Bir gün annesi Sevda Hanım, Sude'yle televizyon izlerken, Sude'nin televizyonu da tablet ekranından izlediğini fark eder. Sude'nin ekran bağımlılığının çok ciddi bir seviyeye çıktığını görerek bir şeyler yapmaya karar verir. Sude'yle bu durumu konuşur.

Aile artık Sude'yle daha fazla ilgilenmeleri gerektiğine karar vererek hep birlikte dışarıya çıkarlar. Sokaktaki herkesin ellerindeki tablet ya da telefon ekranlarına baktığını görünce çok şaşırırlar. Sude ise tabletinin yol bulucusuna bakarak ilerlediği için etrafında olan bitenin farkında bile değildir. Tiyatroya varırlar ama Sude tiyatroda bile tabletini bırakmayarak tüm gösteriyi kaydeder. Bu durum Sevda Hanım'ın iyice endişelenmesine ve harekete geçmesine neden olur.

Sevda Hanım, Sude'nin en çok vakit geçirdiği oyunun Gogoluku olduğunu öğrenir. Annesi Sude'ye Gogoluku oyunu hakkında sorular sorar. Ardından da kızı için bu oyuna katılması gerektiğine karar verir. Oyunda kızının dikkatini çekmesi için Tarator adında, kıvırcık saçlı Kanadalı bir çocuk karakter oluşturur.

Planını uygulamaya başlayan Sevda Hanım, işe bir tablet alarak başlar. Gerçek dünyanın aksine sanal dünyada ne kadar da kolay yalan söylediğini fark eder. Eşiyle kızlarının sanal dünyadaki kişiliği hakkında konuşurlar. Sude'nin gerçek dünyada ailesi yaşamak isteyip yaşayamadığı anıları, sanal dünyada sanki yaşamış gibi göstermesinden çok etkilenirler.

Sevda Hanım her geçen gün Sude'yle daha çok ilgilenir. Kızının iş yapmaktan nasıl kaçtığını ve ne kadar sakarlaştığını fark eder. Sevda Hanım artık Sude'nin tabletini elinden almayı düşünmektedir. Sude'yle bu konuyu konuşmaya başlar ama konuşmaları bir telefon görüşmesiyle yarım kalır. Telefonda ülkedeki en büyük iletişim şirketi olan Tokudo önemli bir iş için hemen Sevda Hanım'la görüşmek istemektedir.

Sevda Hanım apar topar şirkete giderek şirketin garip genel müdürüyle görüşür. Bu görüşme sırasında Gogoluku oyununun Tokudo şirketine ait olduğunu ve oyunun şirketin şifrelerini çalan korsanlar tarafından kontrol edildiğini öğrenir. Böylece, kendisini de bu durumla ilgilenmesi için çağıran Tokudo şirketiyle, korsana karşı mücadele etmek için anlaşır.

Sevda Hanım nihayet planını uygulamak için Gogoluku oyununa girer. Bazen zor bazen kolay sorularla birkaç saatini Gogoluku ile geçirir. Gogoluku oyunu hakkında bilgi ve fikir edinir. Sonunda çok zor bir soruyla karşılaşınca oyunu bırakmak zorunda kalır. Soru gerçekten zordur ve Sevda Hanım bu soruyu günlerce bulamaz.

Bir pazar günü, Sude için özel posta servisiyle bir paket gelir. Paketten Gogoluku oyununu üç boyutlu hale getiren bir gözlük çıkar. Sude, bu gözlüğe hemen alışır ve eskisinden de kötü bir duruma düşer. Günler böyle geçerken Sevda Hanım, kızını bu oyundan kurtarmak için sürekli çabalar ve Gogoluku macerası sürpriz bir şekilde sona erer.

25 Kasım 2019 Pazartesi

Galata’nın Tembel Martısı (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Galata’nın Tembel Martısı

Kitabın Yazarı : Behiç Ak

Kitap Hakkında Bilgi :

Her yaştan okurun belleğinde silinmez bir yer edinen sanatçı Behiç Ak, “Gülümseten Öyküler”inin yedincisinde, kentlerde insanların öteki canlılarla bir arada yaşayabilmeleri, onların yaşam hakkına saygı göstermeleri üzerine düşündürüyor. İstanbul’un tarihsel simgelerinden Galata Kulesi’ni merkez alan öykü, mahalle kültürünü yansıtırken, sosyal sorumluluğun küçük bir toplulukta nasıl filizlendiğini de anlatıyor. İletişimi kolaylaştıran teknolojik olanakların, bir yandan insanı nasıl yabancılaştırdığına, bilgi kirliliğine yol açtığına ve sosyal paylaşım ağlarının “sanallığına” da değinen öykü, eşsiz bir kent masalı.

Ağabeyi Emre’nin tersine, Hülya’nın internetle de teknolojiyle de işi yoktu. Hayvanların dilinden anlar, mesajlarını bile güvercinlerle iletirdi o. Komşu oldukları Galata Kulesi’nde onarım başlayacağını, kulenin çepeçevre bir inşaat perdesiyle kapatılacağını öğrenince, çok endişelendi. Çünkü, kulenin taşları arasında ebabil yuvaları vardı. Ebabil yavrularını kurtarmak için el ele veren iki kardeş, belediyeye dertlerini anlatabilmek için çeşitli yöntemler düşündüler. Peki ya mahallenin martısı Murteza, yavruları kurtarmak için yerinden kıpırdayacak mıydı acaba?..

Kitabın Özeti :

Galata'nın Tembel Martısı on yedi bölümden oluşur. Kitap konu olarak hayvan sevgisi, çevre duyarlılığı ve teknolojinin doğru kullanımı gibi pek çok konuya değinir.

Fizik öğretmeni Rafet Bey ve veteriner Sevgi Hanım evlidir. Baba Rafet Bey, gününün büyük bir bölümünü Galata Kulesi’ne bakan odasında kitap okuyarak geçirir. Anne Sevgi Hanım ise Tırmık adlı muayenehanesinde, şeker hastası kedileri, kanadı kırık yavru martıları, yaralı balıkları, kalbi kırılmış köpekleri tedavi eder. Emre adında bir oğulları ve Hülya adlı bir kızları vardır. Emre ile Hülya birbirlerinden oldukça farklıdır. Emre adeta teknoloji bağımlısı olan ve babasının fizik bilgisinden de yararlanarak icatlar yapan bir çocuktur. Hülya ise abisinin aksine teknolojiden uzak, hayvanlara yakın bir çocuktur. Bütün hayvanlarla özellikle de kuşlarla arası çok iyidir. Dört tane güvercini vardır ve gerektiğinde çeşitli yerlere, güvercinleriyle mektuplar yollar. Birbirinden çok farklı bireylerden oluşan bu aile Galata Kulesi'nin karşısında bir evde oturur.

Rafet Bey bir gün sevinçle çocuklarına, eski bir arabada yaşayan çiçekçi Oktay Bey'in Konya'ya gidip akrabalarıyla yaşayacağını söyler. Ama Hülya babasının aksine bu habere neredeyse hiç sevinmez. Çünkü Oktay Bey giderse, Oktay Bey'le yaşayan tembel martının yapayalnız kalacağını bilir. Rafet Bey ayrıca Galata Kulesi'nin onarılacağını ve bu onarım sırasında güvenlik için kulenin etrafına koruyucu tül gerileceğini de söyler. Durumdan zaten haberdar olan Hülya bu haberden de hiç hoşlanmaz. Çünkü bu tül Galata Kulesi'ne yuva yapan ebabil kuşlarının yuvada kalan yavrularını beslemesine engel olacaktır. Böylece aç kalan yavru ebabil kuşları bir iki gün içinde ölecektir. Bu duruma engel olmak için ise tülün kaldırılması gerekir. Tülün kaldırılmasını sağlamak için hep birlikte onarım çalışmasında görevli mimarla görüşürler. Ama ilk işinin heyecanı içinde olan mimar, bu durumu pek ciddiye almaz.

Bunun üzerine Rafet Bey belediyeye gider. Ama saatlerce pek çok kişiyle görüşmesine rağmen tülün kaldırılmasını sağlayamaz. O, belediyede çözüm ararken Emre ve Hülya da internet yoluyla çözüm ararlar. Emre binlerce kişiyi bu durumdan haberdar eder. Ama bu da tülün kaldırılması için çözüm olmaz.

Ertesi gün açlığa ve susuzluğa dayanamayan ilk yavru ebabil kuşu kuleden düşerek ölür. O sırada üzüntüyle ölen kuşa bakan Hülya başka bir kuşun da düştüğüne şahit olur. Ama bu kez düşen kuş henüz yaşadığı için kuşu hemen annesinin veteriner kliniğine götürür. Ölü kuşu da yolda karşılaştığı mimarın avucuna koyar. Böylece mimar ne kadar büyük bir hata yaptığını anlayarak harekete geçer. Ama bu kez de yetkililer mimarı dikkate almaz. Böylece Hülya güvercinlerini çağırır ve ölü kuşu belediyedeki bir yetkilinin görmesini sağlar. Ölü kuşu gören yetkili durumun ciddiyetini anlar ve tülün kaldırılmasını sağlar. Böylece yavru ebabil kuşları kurtulur.

Hülya sevinçle normal hayatına dönünce Oktay Bey'in gidişi ve kim olduğu belli olmayan garip adamla ilgilenmeye başlar. Oktay Bey hakkında haddinden fazla şey bilen bu adam Hülya'yı çok meraklandırır. Sonunda Hülya, bu adamın Oktay Bey'in ta kendisi olduğunu anlayınca ona, neden kılık değiştirdiğini sorar. Böylece Oktay Bey'in küçük bir martıyı beslediğini ve bu yüzden martı ailesinin ona düşman olduğunu öğrenir. Oktay Bey'in aslında hiçbir yere gitmediğini, sadece kendisini nerede görse saldıran martılardan kurtulmak için sürekli kılık değiştirdiğini anlar. Bu yüzden de Oktay Bey'e yardım etmek ister.

Hülya, Oktay Bey'in martılardan kurtulması için artık uçmayı bile unutan tembel martının diğer martıların arasına karışması gerektiğini düşünür. Düşüncesini Oktay Bey'le ve abisi Emre'yle paylaşır. Emre bu sorunu çözebileceğinden emin olarak bir araç tasarlar. Uçak şeklindeki aracın alt kısmında iki tane kıskaç bulunur. Emre uzaktan kumanda ile yönettiği aracıyla tembel martıyı yakalar ve aracı biraz yükseltip martıyı bırakır. Her gün yeniden yakaladığı martıyı sürekli biraz daha yukarıdan bırakmaya başlar. Sonunda tembel martı eskisi gibi uçar ve diğer martıların arasına karışır. Tembel martı diğer martıların arasına girince Oktay Bey de martılardan kurtularak eski haline döner.

Vapurları Seven Çocuk (Behiç Ak) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1- Fırat aşağıdakilerden hangisiyle birlikte yaşamıyordu?

A) Annesi ile
B) Babası ile
C) Kardeşi Emre ile
D) Kedileri Tebeşir ile

2- Fırat tatil günlerinde ne yapardı?

A) Spor yapardı
B) Balık tutardı
C) Balon satardı
D) Gitar kursuna giderdi


3- Kardeşi Emre, Fırat’ı evde izleyerek annesine bilgi verirken ne kullanırdı?

A) Dedesinden kalan sahra dürbününü
B) Navigasyon aletini
C) Cep telefonunu
D) Bilgisayarı ve uyduyu

4- Fırat komşuları Meliha Hanım’a, yalılarını neden boyatmadıklarını sorduğunda aldığı yanıt ne olmuştur?

A) Paramız yok
B) Yaşlı olduğum için
C) “Zaman denen ressamın duvarlarımda oluşturduğu bu tabloları bozamam!”
D) Belediye izin vermiyor.

5- Meliha Hanım yalıdan ayrıldıktan sonra, yalının başına ne geldi?

A) Çok katlı bir bina oldu
B) Hemen boyandı ve tertemiz oldu
C) Bahçesi çöp ve toprak dolu bir mezbelelik oldu
D) Örnek bir yalı oldu

6- Vapur, ortadan kaybolduktan sonra ne oluyor?

A) Müze yapılıyor
B) Kuş evi yapılıyor
C) Odun yapılıyor
D) Hurdalığa bırakılıyor

7- Fırat, vapurun hurdalığa çekilmesinden sonra üzüntüsünü gidermek için ne yapıyor?

A) Hayata küsüyor
B) Yeni vapurlar arıyor
C) Arabalara alışıyor
D) Hurdalıktan topladığı parçalarla yeni bir gemi inşa ediyor

8- Fırat evin içinde yaptığı gemiyi dışarı çıkaramıyor, bu soruna nasıl bir çözüm buluyor?

A) Sihir yaparak
B) Belediyeden yardım alarak

C) Parçaları söküp, sahilde inşa ediyor
D) İtfaiye yardımı ile çıkarıyor

9- Aysel Hanım ve Emre tatilden dönünce ne görüyorlar?

A) Her şeyin eskisi gibi olduğunu
B) Evlerinin yandığını
C) Fırat’ın gemiyi çıkarırken duvarları yıktığını
D) Meydanda daha çok araba olduğunu

10- Hayati Bey nerede yaşamaktadır?

A) Yalıda
B) Çınar ağacında
C) Vapurda
D) Emre'nin evinde

Cevap Anahtarı :

1-B      2-C      3-A      4-C      5-C
6-D      7-D      8-C      9-A     10-B

Başka Bir Test

1- Vapur, bazı günler kıyıya çok yaklaşınca ne olurdu?

A) Pencereleri adeta yalıların pencerelerine değerdi.
B) Evleri rahatsız ederdi.
C) Yalıları yıkardı
D) Karaya otururdu.

2- Kıyıya yaklaşan vapurun yolcularıyla, yalı sahipleri arasında ne yaşanmazdı?

A) Vapur yolcuları ,aniden bir yalının kahvaltı masasına ortak olurdu.
B) Simit, peynir ve zeytinlerini birbirleriyle paylaşırlardı.
C) Yolcular bazen , okuyup bitirdikleri gazeteleri yalı pencerelerinde oturanlara verirlerdi.
D) Sık sık kavga çıkardı.

3- Fırat vapurun neresine otururdu?

A) Ön taraftaki bölmeye
B) Geminin kıç tarafına
C) Kaptan köşküne
D) Dümenin yanına

4- Fırat’ın annesi Aysel Hanım toplantılarda ne anlatırdı?

A) Anılarını
B) Fıkra
C) Hikayeler
D) Masal

5- Meliha Hanım’ın çatısında yaşayan kargaların en belirgin özelliği ne idi?

A) Papağana benziyorlardı
B) Gece uyumazlardı
C) Genceciklerdi
D) Çok yaşlıydı.

6- Aysel Hanım’ın uydurduğu, bütün sayfaları kapkara kitabın içeriğinde ne varmış?

A) Ünlü bir şairin şiirleri
B) Çizgi roman
C) Dini resimler
D) Yırtıcı hayvanlar

7- İskele yerine ne yapıldı?

A) Çocuk parkı
B) Lokanta
C) Şelale
D) Su fıskiyesi

8- Vapurların hurdalığında, vapuru terk etmeyenlerden birisi kimdir?

A) Geveze papağan
B) Kanarya Muhsin
C) Martı
D) Gak gak Karga

9- Fırat’ın gemisinin kaynak işini kim yaptı?

A) Meliha Hanım
B) Emre
C) Hayati Bey
D) Muhsin

10- Mahallenin eski haline dönmesine katkı sağlayan kimdir?

A) Cumhurbaşkanı
B) Vali
C) Belediye başkanı
D) Meliha Hanım

11- Meliha Hanım elinde şemsiyesi, bavulların üzerinde oturarak mahalleliye nereden el sallıyor?

A) Fırat’ın yaptığı küçük teknenin üzerinden
B) Şehir vapurundan
C) Fayton üzerinden
D) Üstü açık arabadan

Vapurları Seven Çocuk (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız....

Vapurları Seven Çocuk (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Vapurları Seven Çocuk

Kitabın Yazarı : Behiç Ak

Kitap Hakkında Bilgi :

Mizah ustası sanatçı Behiç Ak'tan kentsel değişim ve yitirilen değerler üzerine düşündürücü bir İstanbul öyküsü!

Güneşi Bile Tamir Eden Adam, Alaaddin'in Geveze Su Boruları, Kedilerin Kaybolma Mevsimi gibi öykü kitaplarını tüm çocukların severek okuduğu, ülkemizin tanınmış mizah sanatçısı Behiç Ak'ın bu öyküsü İstanbul'da, Boğaziçi'nde geçiyor! Sanatçı, yine günümüzün tartışılan sorunlarından birini, çarpıcı bir anlatımla kaleme aldı. "Gelişim" adına değişip metropolleşen kentte, betonlaşmanın insanlar üzerindeki etkilerini güçlü bir gözlemle kurgulayan Ak, insan ve yaşadığı çevre arasındaki ilişkiyi duru bir üslupla, gülümseten desenlerle anlatıyor. Sanatçının öteki kitapları gibi bu kitabını da, çocuklar kadar yetişkinler de severek okuyor.

Kardeşi Emre ve olağanüstü bir masal anlatıcısı olan annesiyle birlikte bir Boğaziçi mahallesinde yaşayan Fırat, tatil günlerinde o çok sevdiği minik Boğaz vapuruna binip karşıya geçer, balon satardı. Mahallede yüz yıllık ahşap bir yalıda oturan Meliha Hanım'sa, komşularını sık sık evine davet eder, hep birlikte gülüp söylerlerdi. Ama Meliha Hanım'ın bir gün yalıdan taşınmak zorunda kalmasıyla mahalle değişmeye, güzelliklerini teker teker yitirmeye başladı. Minik Boğaz vapuru da seferden kaldırılınca, Fırat kolları sıvaması gerektiğini anladı...

Kitabın Özeti :

Vapurları Seven Çocuk kitabı, babasını küçük yaşta kaybetmiş ve cesur bir çocuğun kentsel değişime karşı koyma öyküsünü konu alır. Kısa kısa on dokuz bölümden oluşur.

Fırat, annesi Aysel Hanım, küçük kardeşi Emre ve kedileri Tebeşir'le birlikte yaşamaktadır. Tatillerde boğaz vapuruyla karşıya yakaya geçip balon satmaktadır. Kardeşi Emre de boğazın karşısındaki evlerinden abisini izler. Azalan balonları gördükçe abisinin nerede kaç tane balon sattığını tahmin eder.

Fıratların yaşadığı Hamsi Apartmanı'nın karşısında çok eski bir yalı vardır. Yalının sahibesi Meliha Hanım, koca yalıda tek başına yaşamaktadır. Aile yadigarı bu eski evini çok sever. Bu evde komşularını misafir etmekten de mutluluk duymaktadır.

Fırat da vapurları çok sever. Bu yüzden çeşit çeşit vapur maketleri yapar. Yaptığı maketleri meydanda sergiler. Mahallelinin çay içip vakit geçirdiği bu meydanın ortasında koca bir çınar ağacı bulunur. Çınar ağacının üstünde ise Hayati Bey yaşar. Garip bir adam olan Hayati Bey'in, araba sileceğinden çekeceğe kadar birçok eşyası vardır. Hayati Bey bu eşyalarla meydandan gelip geçen insanlara yardım eder.

Fırat mahallesini çok sever. Kimi zaman Meliha Hanım'la kimi zamansa Hayati Bey'le vakit geçirir. Bazen de boğazın serin sularında yüzerek insanların denize attığı şeyleri keşfeder. Bir gün yine böyle serin sularda yüzerken büyük bir dosya bulur. Dosyanın içinde minik boğaz vapurunun planlarını görünce de sevinçten havalara uçar.

Günler geçtikçe Meliha Hanım rahatsızlanır. Bir süre çocukları, torunları ve komşularının desteğiyle yaşar. Ama bir gün mahallelinin hiç beklemediği bir şey olur. Meliha Hanım'ın çocukları ve torunları Meliha Hanım'ın eşyalarını bir tekneye yüklerler. En sonunda Meliha Hanım da tekneye binip gider.

Meliha Hanım gittikten sonra yalı çok bakımsız kalır. Bazı mahalle sakinleri de çöplerini yalının bahçesine atmaya başlar. Gün geçtikçe yalı çok kötü bir duruma düşer. Bir gece ise yalıda yangın çıkar. Böylece zaten çok kötü durumda olan yalı iyice harabeye döner.

Bazı insanlar yalının yıkılmasını isterler. Fırat ise bu korkunç fikre üzülerek karşı çıkar. Bu günlerde Aysel Hanım, Fırat ve Emre'ye yalının düştüğü durumu açıklayan bir masal anlatır. Annesinin anlattığı masal sayesinde durumu kavrayan Fırat, bir süre sonra da vapurlardan şikayetçi olan insanlarla karşılaşır.

Hem yalı hem de vapurlar hakkındaki şikayetler çeşitlenerek artar. Bu durum Fırat'ın üzüntüsünü arttırırken mahallenin ciddi bir biçimde değişmesine de sebep olur. Kıyıdaki mütevazı dükkanların yerini gösterişli lokantalar alır. Koca çınarın bulunduğu meydan arabalardan geçilemez hale gelir. Hayati Bey mahalleyi terk etmek zorunda kalır. Minik vapur iskeleden ayrılır ve iskele bir lokantaya dönüşür.

Fırat bir gün, mahalleyi terk ettikten sonra ortalıkta görünmeyen Hayati Bey'le karşılaşır. Çok sevinerek birlikte vakit geçirirler. Böylece Fırat, Hayati Bey sayesinde vapur hurdalığına ve orada bulunan minik boğaz vapuruna kavuşur.

O günden sonra Fırat her gün hurdalığa gider. Her gidişinde de çeşitli vapur parçaları toplayıp eve götürür. Nihayet bir gün evlerinin salonundaki vapur parçalarını, denizden çıkan vapur planına bakarak birleştirmeye başlar. Her gün vapur parçalarını birleştirerek minik vapuru tamamlar.

Vapur tamamlanınca Fırat ve ailesi vapuru evden nasıl çıkaracaklarını düşünürler ama bir çözüm bulamazlar. Böylece Aysel Hanım çocuklarını alıp, tatil için kız kardeşini ziyaret etmeye karar verir. Bu sayede vapur yüzünden daralan evden bir süreliğine kurtulmayı, sorunu ise dönünce çözmeyi düşünür. Ama Fırat sorunu çözmeden tatile çıkmak istemez. Bu yüzden kedileri Tebeşir'le birlikte evde kalır. Aysel Hanım ise Emre'yle birlikte uzunca bir tatile çıkar.

Aysel Hanım ve Emre eve döndüklerinde salondaki minik vapuru göremezler. Ama yalının onarıldığını ve Hayati Bey'in yeniden çınar ağacında yaşamaya başladığını görünce mahallenin neredeyse eski haline dönmüş olmasına çok sevinirler.

O sırada Fırat'ın yaptığı minik vapuru da görürler. Meliha Hanım'ı ve eşyalarını getiren bu vapur mutluluklarını arttırır. Artık iyileştiği için evine geri dönen Meliha Hanım'la birlikte mahalle de eski haline döner.

Eskisi gibi mutlu ve huzurlu hayatlarına döndükleri zaman Emre, abisine vapuru evden nasıl çıkardığını sorar. Fırat da tebeşirle vapurun parçalarını numaralandırıp söktüğünü, parçaları dışarı taşıdıktan sonra da kolayca yeniden birleştirdiğini söyler.

12 Kasım 2019 Salı

Pat Karikatür Okulu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Pat Karikatür Okulu

Kitabın Yazarı : Behiç Ak

Kitap Hakkında Bilgi :

Her çocuk kendini çizerek ifade etmeyi deneyebilir. Behiç Ak’ın yeni gülümseten öyküsünde sürpriz bir davet saklı olan kitabı 88 sayfadan oluşmaktadır.

Sayısız ödülün sahibi, çok yönlü sanatçı, yazar Behiç Ak, çocuklar için yazdığı altıncı “gülümseten öykü”sünde, isimlere ve görünüşe verdiğimiz öneme dikkat çekiyor. Dilin sosyal yönünü ve sözcüklerin kökeninin nelere dayanabileceğini neşeli bir öyküyle canlandırıyor. Çocukların hayalleri, korkuları ve beklentileri üzerine hem gülümseten hem de düşündüren Ak, okul, arkadaşlık ve sorunlarla baş etme gibi konuları etkili bir anlatımla işliyor. Yazarın özgün desenleriyle zenginleşen renkli kitabın, çocuklar için özgün bir de daveti var. Kitabın sonunda yer verilen ÇizeYaza Öyküler, Behiç Ak’ın küçük okurlarını kendilerini çizeyaza ifade etmeye davet eden yaratıcı bir proje.

Aydın’ın yeni sınıfında herkesin bir takma adı vardı. Hiç normal davranamayan Tuhaf, burnu kocaman Patates, atasözlerini bile tersyüz eden Ters, çevresindeki her şeyi kendine çeken Karadelik, sürekli saati soran Saat Kaç ve öbürleri...

Yalnızca öğrencilere değil, sınıflara, koridorlara, hatta tuvaletlere de ad takılmıştı. Kendisine ad takılmasından hiç hoşlanmayan Aydın, ilginç sıra arkadaşı Patates’in çizdiği “Patates’in Maceraları” adlı karikatürler sayesinde, sınıf arkadaşlarını anlamaya başladı. Patates’in beklenmedik bir karar vermek zorunda kalması, sınıfı karıştıracaktır...

Kitabın Özeti :

Aydın yeni sınıfına geldiğinde, gördüklerine ve duyduklarına çok şaşırıyor. Çünkü bu okulda hiçbir şeyin adı "gerçek" değil. Herkesin, her yerin, koridorların, sınıfların bir takma adı var. Sınıfa girdiği andan itibaren tuhaflıklar başlıyor. Çocukların her biri kendilerine ait bir özelliğe göre takma bir adla isimlendirimiş. Hiç normal davranamayan Tuhaf, burnu kocaman Patates, atasözlerini bile tersyüz eden Ters, çevresindeki her şeyi kendine çeken Karadelik, sürekli saati soran Saat Kaç ve öbür öğrenciler...

Hatta okuldaki herkes ve her yer çocukların ona yüklediği anlamlara göre takma adlarla isimlendirilmiş. Ancak Aydın bu durumdan ve kendisine de bir takma ad takılmasından pek hoşlanmıyor. Çünkü o bir doğrucu Davut. Her şeyin "olması gerektiği gibi olması gerektiğine" inanıyor. Kendince karşı koymaya çalıştığı bu tuhaf durum zamanla onu da içine alıyor ve Aydın artık onlardan biri olup çıkıyor.

Sıra arkadaşı Patates'in yazmaya ve çizmeye olan tutkusu olan bir öğrenci. Patatesin hayal dünyası, ona bambaşka bir dünyanın kapısını açıyor. Patates, Aydın'ı doğru bildiklerini sorgulamaya itiyor: "Doğru olan her şey güzel midir?" "Güzel olan her şey doğru mudur?" "Peki, her şey güzel ya da doğru olmak zorunda mıdır?"

Aydın, doğru davranmaya çalışırken aslında kırıcı olabileceğini, birinin faydalı olduğunu zannettiği bir şeyin başkasına zarar verebileceğini öğreniyor. Aynı zamanda tuhaf bulduğu bu çocukları aslında ne kadar sevdiğinin farkına varıyor. Bu sevimli arkadaşların okulda başlattığı karikatür atölyesi hala devam ediyor.

2 Eylül 2019 Pazartesi

Güneşi Bile Tamir Eden Adam (Behiç Ak) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. “Güneşi Bile Tamir Eden Adam” kitabının yazarı kimdir?

a) Meriç Ak
b) Behiç Ak
c) Sevim AK
d) Behiç AKKOR

2. Kitabın kapağında aşağıdakilerden hangisi yok?

a) Yazlık kıyafet giymiş her yaştan birçok insan
b) Güneşin üzerine oturmuş tamirci kılıklı bir adam
c) Tamir edilen buzdolapları, çamaşır makineleri
d) Neşe içerisinde bir kedi, gülümseyen bir güneş

3. Aşağıdaki bölümlerden hangisi kitabın bölümlerden biri değildir?

a) Tamirci Kadir Bey’i Sevmeyen Var mı?
b) Yaşasın! Artık İstediğimiz Her Şeyi Satın Alabiliriz.
c) Şahane Bir Yaz Tatili Nasıl Yapıldı?
d) Muammer Bey, Kadir Bey’e Neden Küsmüştü?

4. Aşağıdakilerin hangisinde kitabın çocuk kahramanları bir arada verilmiştir?

a) Semih - Ahmet – Süha
b) Ahmet- Melisa – Selo
c) Melisa – Selo – Mestan
d) Melisa – Zeliha –Musa

5. Aşağıdakilerden hangisi Muammer Bey için söylenebilir?

a) Adanın pasaklı insanlarından biridir.
b) Adanın en inatçı insanıdır.
c) Paylaşmayı çok seven biridir.
d) Adanın meşhur pilavcısıdır.

6. Aşağıdakilerden hangisi Tamirci Kadir Bey için söylenemez?

a) Böbürlenmeyi hiç sevmez.
b) Tamir ettiği bozuk makinelerle övünmez.
c) Dünyanın tartışmasız en sakar insanıdır.
d) Tüm zamanların en başarılı, en usta tamircisidir.

7. Tamirci Kadir Bey bozulup tamir edilen eşyaları neye benzetiyor?

a) Hayvanlar arasındaki ilişkilere
b) Öğrenciler arasındaki ilişkilere
c) İnsanlar arasındaki ilişkilere
d) Kitap kahramanları arasındaki ilişkilere

8. Çok Bilmiş Melisa, Tamirci Kadir Bey’e hangi lakabı takmıştır?

a) Tamirci
b) Sihirbaz
c) Büyücü
d) Bilgin


9. Tamirci Kadir Bey, insan ilişkileri konusunda etrafına nasıl fayda sağlamaktadır?

a) Arası bozulan çiftleri, arkadaşları barıştırır.
b) Hasta olan kişileri hastaneye götürür.
c) Çocuklar için oyun alanları düzenler.
d) Yaşlı kişilere alışverişte yardım eder.

10. Tamirci Kadir Bey’in paslanan insan ilişkileri için önerdiği pas çözücü nedir?

a) Hep beraber şarkı söylemek
b) Güzel yemek yemek, birkaç sevgi sözü
c) Kahve içip, kitap okumak
d) Bozulan eşyayı tamir ettirmek

11. Eşyaları onarılan insanlar Kadir Bey’den neden şikâyet ediyor?

a) Kadir Bey yüzünden evlerindeki hiçbir eşyayı atamıyorlar.
b) Kadir Bey, bozulan eşyaları çok pahalı tamir ediyor.
c) Kadir Bey’in onardığı eşyalar çok çabuk bozuluyor.
d) Kadir Bey, eşya tamiri için söz verdiği zamanda gelmiyor.

12. Mahalledeki bazı çocuklar koca bir deftere eşyaların neyini yazmaya başlamışlar?

a) Fiyatını
b) Özgeçmişini
c) Ağırlığını
d) Şeklini

13. Adalıların, belediyede Tamirci Kadir Bey için düzenledikleri toplantının adı nedir?

a) Tamirci Kadir Bey nasıl gider?
b) Adada ekonomi nasıl düzelir?
c) Tamirci Kadir Bey Sorunu
d) Muammer Bey ve Kadir Bey nasıl barışır?

14. Mobilyacı Süha Bey, modern hayat için nasıl bir açıklama yapıyor?

a) Eşyayı yenileyin ki kendinizi de yenileyin
b) Eskiyi getir, yeniyi götür
c) Hayatın için mobilya senin seçimin
d) Hayat kısa; o mobilyayı almalısın.

15. Adalılar ve Tamirci Kadir Bey’in gittikleri sahil kasabası hangi bölgededir?

a) Ege
b) Akdeniz
c) Karadeniz
d) Marmara

16. Aşağıdakilerin hangisinde kişi-meslek eşleştirilmesi yanlış verilmiştir?

a) Muammer Bey-ciğerci
b) İhsan Bey -beyaz eşya satıcısı
c) Musa Bey: nalbur
d) Nazım Bey-mobilyacı

17. Kitabın tamamını dikkate aldığımızda aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

a) Sadece eşyalar değil insan ilişkileri de tamire ihtiyaç duyabilir, onları tamir etmeyi öğrenmeliyiz.
b) İnsanların yenilenmeleri için eşyalarını yenilemeleri gerekmiyor, kendilerini yenilemeleri yenilenmek için yeterlidir.
c) Çocuklar, yetişkinlerden daha doğru düşünemezler; onları dikkate almak doğru değildir.
d) Tüketim çılgınlığı değerlerimizi yok etmektedir, bu konuda bilinçlenip gidişata engel olmalıyız.

18. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Adanın çocukları yetişkinlere karşı durarak Kadir Bey’in yanında dururlar.
b) Ada halkı yeni alacakları eşyaların eski eşyalardan daha kalitesiz ve çok pahalı olduğunu sonunda anlarlar.
c) Muammer Bey, kardeşinin tatile gidip gitmeyeceğiyle ilgili Nazım Bey ile girdiği iddiayı kazanır.
d) Kedi Mestan, adadaki tüketim çılgınlığına karşı durur ve ada halkına öğütler verir.

Cevap Anahtarı :

1-b      2-c      3-d      4-b      5-b
6-c      7-c      8-d      9-a      10-b
11-a   12-b    13-c    14-a     15-b
16-d   17-c    18-c

Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların sonuna “D” yanlış olanların sonuna “Y” yazınız.

Tamirci Kadir Bey, tatile özel arabasıyla gider.( Y)

Selo’ya göre Tamirci Kadir Bey, işini iyi yapan basit bir tamircidir. (D )

Kadir Bey, insanlara bir şeyler vermekten çok onlardan bir şeyler almayı seven biridir. ( Y )

Adanın çocukları “Eski Eserleri Koruma Kurulu” oluştururlar.( D )

Eşyaları kemirip bitiren kurtçuklara “Dedikoducu Sevimli Kurtcuklar Rock Orkestrası” adını veren Aysel Hanım’dır. ( Y )

Çöplüklerden mal toplayıp satanlar da Tamirci Kadir Bey’den şikâyetçidirler( D )

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...