6 Kasım 2017 Pazartesi

3 Fazlı Asenkron Motorun Bir Yönde Sürekli Çalıştırılması Kumanda ve Güç Devresi, Devrenin Çalışması

Devrenin Çalışması:

3 fazlı asenkron motorun start butonuna bastığımızda sürekli olarak çalıştığı, elimizi start butonundan çektiğimizde çalışmaya devam ettiği devredir.

Kumanda devresinde kullanılan start butonu yaylıdır.

Start butonuna bastığımızda açık olan kontağı kapanır, elimizi çektiğimizde kontakları tekrar açılır.

Start butonundan elimizi çektiğimizde sürekli çalışma olması için mühürleme yapılır. Start butonuna basıldığında kontaktör çalışır.

Start butonuna paralel bağlı kontaktörün açık kontağı kapanır ve start butonunu kısa devre eder. Buna mühürleme denir.

Start butonundan elimizi çeksek bile kontaktörün kapanan açık kontağı üzerinden akım geçişi devam eder.

Güç devresinde kontaktörün açık olan kontakları kapanır ve asenkron motorun enerjilenerek çalışması sağlanır.

Asenkron motoru durdurmak için stop butonuna bastığımızda kontaktörün enerjisi kesilir ve kontakları açılarak motorun enerjisini keser, motor durur.

3 Fazlı Asenkron Motorun Bir Yönde Kesik Çalıştırılması Kumanda ve Güç Devresi, Devrenin Çalışması

Devrenin Çalışması:

3 fazlı asenkron motorun start butonuna bastığımızda çalıştığı, elimizi start butonundan çektiğimizde durduğu devreye kesik çalıştırma devresi denir.

Kumanda devresinde kullanılan start butonu yaylıdır.

Start butonuna bastığımızda açık olan kontağı kapanır, elimizi çektiğimizde kontakları tekrar açılır.

Start butonuna basıldığında kontaktör çalışır.

Güç devresinde kontaktörün açık olan kontakları kapanır ve asenkron motorun enerjilenerek çalışması sağlanır.

Elimizi start butonundan çektiğimizde kontaktörün enerjisi kesilir ve kontakları açılırak motorun enerjisini keser ve motor durur.


Asenkron Motor Kumanda Devre Elemanlarının Sembolleri Nelerdir?

Asenkron motor kumanda ve güç devrelerinde çeşitli normlarda semboller kullanılmaktadır. Bu normlar makina üreticisi ülkelerin oluşturduğu veya benimsediği sembollerdir.

En çok kullanılan  TSE (Türk), Amerikan, Alman ve Rus sembolleri aşağıda verilmiştir.




Asenkron Motorun Tanımı ve Çalışma Prensibi Nasıldır? Yapısı ve Parçaları Nelerdir?

Asenkron Motorun Tanımı: 

Statordaki sargılarına uygulanan alternatif akım ile oluşan döner manyetik alan sonucu rotoru dönen elektrik motorlarıdır. Rotorun dönüş devir sayısı döner manyetik alan devir sayısından az olduğu için asenkron (senkron olmayan) motorlar denilir.

Çalışma Prensibi: 

İdükleme prensibine göre çalışırlar. Statorda oluşan manyetik alan rotorda elektrik akımı indüklenmesini (oluşmasını) sağlar. Bunun sonucunda statorda oluşan döner manyetik alan rotorda oluşan manyetik alan ile itme-çekme yaparak rotorun dönmesini sağlar.

Asenkron Motorun Parçaları:

1. Stator:

Alternatif gerilimle çalışan motorlarda döner manyetik alan oluşturmak için sargıların bulunduğu kısımdır. Stator, 0,35–0,8 mm‟lik silisyum katkılı birer tarafları yalıtılmış ve iç yüzeyine oluklar açılmış sacların pres edilerek paketlenmesiyle elde edilir.

2. Rotor:

Alternatif gerilimle çalışan motorlarda statorun meydana getirdiği döner manyetik alanın içinde dönen ve mekanik enerjinin alındığı kısımdır. İki şekilde üretilirler.

a- Sincap Kafesine Benzeyen Kısa Devre Çubuklu Rotor Rotorun dış yüzeyine açılmış oluklara alüminyum veya bakır çubuklar yerleştirilerek çubukların her iki tarafı kısa devre edilir. Ayrıca soğutucu görevi için her iki tarafa kanatçıklar konmuştur.

b- Sargılı (Bilezikli) Rotor: Rotor dış yüzeyine açılan oluklara 1200 faz farklı üç fazlı alternatif akım sargısı yerleştirilen rotorlardır. Sargı uçları, yıldız ve üçgen bağlandıktan sonra üç uç rotor mili üzerinde bulunan milden yalıtılmış üç adet pirinç bronzdan yapılmış bileziklere bağlanır. Sargılara akım, bu bileziklere basan fırçalar ile sağlanır.

3. Gövde ve Kapaklar:

Dış etkilere karşı alüminyum, demir ya da demir alaşımından üretilir. Rotorun stator içinde merkezi olarak yataklanması görevini kapaklar yapar.

4. Yatak ve Rulmanlar:
Rotorun kolayca dönmesini sağlayan mekanik yapılı parçalardır. Küçük güçlü motorlarda pirinç vb. madenler kullanılarak yapılmış bilezik biçimli, yağlanmış yataklar (burç) kullanılır. Büyük güçlü motor yataklarında ise rulman kullanılır.

5. Soğutma Pervanesi:

0–20 kW güce sahip motorlarda hava ile soğutulur. Motorun dönen miline bağlanan plastik ya da metal pervane gövdenin sıcaklığını kolayca atmasını ve soğumayı sağlar.



6. Klemens Tablosu:

Statora yerleştirilen sargıların bağlantı uçları, klemens tablosuna çıkarılır. Üç fazlı motorların klemensinde altı adet bağlantı noktası vardır. Giriş uçları U-V-W, çıkış uçları X-Y-Z‟dır.

7. Motor Etiketi:

Motorların özelliklerini belirtmek amacıyla motorun üzerine alüminyum etiketler monte edilir.

4 Kasım 2017 Cumartesi

Türkiye'nin İlk İnsansı Robot Fabrikası AkınRobotics Konya'da Açıldı


Konya'da, Akınsoft isimli yazılım firmasınca kurulan Türkiye'nin ilk insansı robot fabrikası AkınRobotics düzenlenen törenle açıldı.

Akınsoft Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Akın, açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2 bin 700 metrekaresi kapalı toplam 11 bin metrekare alanda kurdukları Türkiye'nin ilk insansı robot fabrikası olan "AkınRobotics"te seri üretime geçtiklerini söyledi.

Fabrikanın 1,5 yılda tamamlandığını belirten Akın, "Dünyada birçok kurum ve kuruluş insansı robotlar için AR-GE çalışması yapmakta. Ancak hiçbir kurum henüz seri ya da yalın üretime geçmemiştir. Bugün burada 'AkınRobotics'in seri ve yalın üretim bantlarını göreceksiniz." dedi.

Yeni üretilen Ada GH5 serisinin bir çocuk tarafından bile çok rahat biçimde programlanabileceğini ifade eden Akın, şöyle konuştu:

"Bu model robotlara, alışveriş merkezlerinde ürün tanıtma, fuarlarda broşür dağıtma, otogar ya da havalimanlarında yol gösterme, mağazalarda tezgahtarlık gibi işlevler yaptırabilirsiniz. Hastanelerde hasta bakıcılık bile yapabilecek bu robotlar, ev hanımlarına kısmen de olsa yardımcı olabilecek şekilde programlanmıştır. 22 yılda tamamlanan yeni nesil Ada GH5 isimli robotumuz, milletimize ve insanlığa hayırlı olsun.

4 Kasım'da resmi açılışı yapılan fabrikayı tanıtan Akınsoft Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Özgür Akın, yapay zekaya sahip insansı robotlara en çok ilgiyi ev hanımlarının gösterdiğini, kendilerine ulaşan kadınların ev işlerini yapacak robotların ne zaman piyasaya çıkacağını sorduklarını söyledi.

İHA'nın haberine göre, 1995 yılından bu yana ticari program ile adını duyuran Akınsoft firması 2009 yılında yapay zekaya sahip ilk insansı robot "Akıncı-1"i üretti. 4 yıl sonra mobil robot "Akıncı 2"yi tanıtan firma, hemen ardından insansı yapıya daha yakın olarak üretilen yapay zekasıyla öğrenebilme kabiliyetine, jest mimiklere sahip "Akıncı 3" ile adından söz ettirdi.

Robot üretimini geliştiren firma bir fabrika ortamına geçerek seri üretime başladı. Temellerini 2 yıl önce attıkları Akın Robotix fabrikasının yaklaşık 11 bin metrelik alana kurulduğunu, 2 bin 700 metrekare kapalı alanda çalışan Türkiye'nin ilk insansı robot fabrikasında seri üretime geçtiklerini kaydeden Özgür Akın, farklı şekillerde hizmet veren 16 çeşit robotları olduğunu dile getirdi.

Ürettikleri ve tamamı milli olan robotların hizmet sektöründe birçok alanda çalışacağını ifade eden Özgür Akın, "Robotlarımızın bütün parçaları laboratuvarlarımızda üretildi. Devre tasarımları, yazılımları, mekanik tüm aksamları tarafımızdan geliştirildi. Bu anlamda yüzde 100 yerli bir robot diyebiliriz. Yapay zeka donanımı ile tamamen birleştirilmiş ve insansı hareketler yapabiliyor, koku, görme sağlayabiliyor, insan tanıyabiliyor, hatta insanla tanışabiliyor.

Sizi bir kez tanıdıktan sonra bir daha geldiğinizde size isminizle hitap edebiliyor. Robotlarımız interneti çok aktif kullanabiliyor. Dokunma hissi oluşturan çeşitli sensörler var, dokunduğu nesneyi algılayabiliyor. Onun dışında her insanın programlayabileceği şekilde geliştirdik, yani basit bir arayüzle, kullanışlı bir arayüzle rahatlıkla bir insanın bir işe adayıp programlayabileceği şekilde geliştirdik" dedi.

"EV HANIMLARINDAN ROBOTA İLGİ"

Sosyal medyadan kendilerine ulaşan ev hanımlarının robotların temizlik işlerinde çalışıp çalışmayacağı yönünde bilgi istediğini aktardı.

Akın, "Robotları satış yada kiralama seçenekleri olacak. Birçok talep alıyoruz aslına bakarsanız sekiz senedir teknoloji üretiyoruz ülkemizde. Bugün buraya geçmekle sadece kapasitemizi, üretim bandımızı genişletmiş olduk. Burası yaklaşık 200 kişilik bir çalışma kapasitesine sahip şu anda 22 tane yalın üretim bandımız var. Aynı zamanda seri üretim bantlarımız var. Genişletmenin vermiş olduğu bir gururla daha geniş bir kitleye hitap etmiş olacağız.

Ama bugüne kadar çok olumlu güzel sonuçlar aldık kamuoyundan ciddi anlamda bir destek görüyoruz. Özellikle ev hanımları evlere ne zaman girecek bu robotlar? Evlerde hizmet vermeye başlayacak mı? gibi sosyal medyadan talepler geliyor. Robot şu anda ev hanımlarına hizmet edebilecek düzeye kadar geldi.

Ya da hastanelerde hasta bakıcı olarak hem su hem yemek gibi benzeri şeyleri getirmek, götürmek gibi aynı zamanda ilaç zamanlaması, ilaç planlaması ya da hastayla bir şekilde diyalog kurma hastanın sadece ses iletişimiyle bilgisayar kullanabilmesini sağlama, internet kullanabilmesini sağlamak, aynı zamanda önünde bir ekran var akıllı olduğu için ellerini kullanamayan uzuvlarını kullanamayan hastalar için bilgisayar kullanma imkanı sağlama, hastayı arkadaşlık etme görevlerini yapabilecek.

Güvenlik görevlisi olarak çalışabilecek bununla ilgili hem Türkiye'den hem dünyadan birçok noktada sipariş ya da ön talep alıyoruz. Robotlarımızın genel olarak talepleri doğrultusunda öncelikle AVM'ler söz konusu bizim için. AVM'lerde bir tezgahtar olarak çalışabilecek, bir tekstil sektörüne girdiği zaman sizi önceden tanımış bir müşterisi olduğunu kabul edersek, sizinle 'Merhaba', 'Hoşgeldiniz' geçen hafta almış olduğunuz bu üründen memnun musunuz? gibi bir ön diyalog anket yoklaması ardından da yeni sezon ürünlerini tanıtacak tezgahtar olarak çalışabilecek robotlarımız şu anda mevcut.

"HİÇBİR ZAMAN TEKNOLOJİ İŞSİZLİK GETİRMEZ"

Milli robotun yabancı robotlara oranla çok uygun fiyata üretildiğini açıklayan Özgür Akın, günlük yaşamımızda endüstriyel alanda ve hizmet sektöründe robotların çoğalmasıyla işsizlik oranının artacağı yönündeki düşüncelerin doğru olmadığını söyledi. Akın, "Dışarıdan alınan bir ürünün üçte biri fiyatlarına ülkemizde robotları üreteceğiz ve bu ödeyeceğiniz miktar yine ülkemizde kalacak. Milli sermayemizde kalacak para kendi mühendislerimizin maaş olarak bize geri dönecek.

Dolayısıyla üretim konusunda da yaptığımız araştırmalardan bir tanesini söyleyeyim. Sadece bir parçanın maliyeti yani robotun bir uzvunun maliyeti 10 bin ile 15 bin lira arasında dünya piyasasında satılırken, biz onu 500- 600 TL gibi çok uygun maliyetlere üretmeye başladık. Zaten yaptığımız AR-GE de bunun üzerineydi. Umut ediyorum bu da tüketiciye yani son kullanıcıya bu caziplikte sunulacak.

Kiralama modelimizde istediğiniz kadar robotumuzu günlük kiralayabileceksiniz. Bu ilk planda son kullanıcılarımız için uygun bir model olacaktır. Öncelikle kiralayacaklardır, robotun kabiliyetlerini kendileri görebilecek, yaptıklarını ve aynı zamanda kurumuna kattıklarını görecektir, sonrasında satın almak isterse tabi satın alabilecektir.

Hiçbir zaman teknolojik işsizlik getirmemiştir, öncelikle onu söyleyeyim. Bugün tarım ülkesi olduğumuzu söylüyoruz. Tarımda bile maalesef teknolojiyi kullanmadığımız için çok geri kalıyoruz ve işsizlik oranımız hızla artıyor. Yüksek teknoloji kullanarak insanları işsizlik değil, daha nitelikli iş sahaları oluşturmuş oluyoruz" diye konuştu.

Özgür Akın, bundan sonraki hedeflerinin Yüksek Teknoloji Üniversitesini ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitisünü kurmak olduğunu sözlerine ekledi.

30 Ekim 2017 Pazartesi

Sanayi Devrimleri Nelerdir ve Endüstri 4.0 Nedir?


Dördüncü sanayi devrimi olarak da adlandırılan Endüstri 4.0’a değinmeden önce ilk üç sanayi devriminden kısaca bahsetmemiz gerekir.

Endüstri devriminin ilk aşamasında buhar, kömür ve demirin birleşimi önemli siyasal, ekonomik ve toplumsal sonuçlarıyla birlikte demiryolu çağını da açmıştır. Kömür yalnızca demiryolunda haraket eden araçlara güç sağlamakla kalmamış, aynı zamanda demiryolları da kömürü çok uzak ve eskiden taşınamayan yerlere götürmüştür. Böylece Avrupa'da kömürle çalışan makinaları barındıran fabrikalar hem büyümüş hem de en uzak noktalara kadar yayılmıştır. Sanayinin, el işçiliğinden buhar gücü ve makine kullanımına geçmesiyle birinci sanayi devrimi yaşandı.

Ardından elektriğin yaygınlaşması ve seri üretime geçiş sonucunda ikinci sanayi devrimi gerçekleşti. 

Sonrasında bilgisayar ve otomasyon ile gelen üçüncü sanayi devrimi yaşandı. 

Şimdilerde ise siber sistemlere, yapay zekaya dayalı dördüncü sanayi devrimi olan Endüstri 4.0

İlk kez 2011 yılında gerçekleştirilen Hannover Fuarı’nda adı duyulan Endüstri 4.0, Alman Federal Hükümeti’nin sağladığı desteklerle günümüz sanayisinde yerini aldı. İleri gelen teknoloji devleri ABD ve Japonya gibi ülkeler bu endüstriyi desteklediler ve gelecek hedeflerini Endüstri 4.0’a uygun bir şekilde planladılar.

Endüstri 4.0 genel hatlarıyla; robotların üretimi tamamen devralması, yapay zekanın gelişimi, üç boyutlu yazıcılarla üretimin fabrikalardan evlere inmesi, devasa miktarda ki bilgi yığınını veri analizleriyle ayıklanıp değerlendirilmesi ve daha birçok yeniliklerle incelenebilir.

Endüstri 4.0, tamamen teknoloji odaklı olup, işletme içerisindeki tüm fiziksel sistemlerin otomatikleştirilmesi ve uzaktan takip edilebilir hale getirilmesidir. Bir başka deyişle de, akıllı fabrikaların devreye girmesi anlamına gelmektedir.

Üretim sistemi içerisinde endüstriyel robotların görev alması ve bu robotların kusursuz çalışarak çevre ile etkili bir iletişimlerinin olması. Bunun neticesinde bu devrim ile birlikte kullanılacak üç boyutlu yazıcılar, yapay zeka ve makine öğrenmesi, büyük veri yönetimi, bulut bilişim sistemleri ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler…

İşletmelerde tam otomasyon anlamına gelen bu sanayi devriminin getireceği en büyük faydalar; yüksek verimlilik, üretimde esnekliğin artması, maliyetin azaltılması, sistemin izlenebilir olması ve arıza tespitinin kolaylıkla yapılabilmesidir.

Dördüncü sanayi devriminin, 10-20 yıl içinde entegrasyonunu tamamlayarak firmalar tarafından uygulanabilir hale gelmesi beklenmektedir. Ülkemizde endüstri 4.0 konusunda toplantılar, kongreler ve seminerler yapılıyor olmasına rağmen altyapıların oluşturulması ve hayata geçilmesi konusunda herhangi bir ciddi adım gözükmemektedir. Unutulmamalıdır ki; bu devrime en hızlı bir şekilde uyum sağlayan ve üretim süreçlerini adapte eden ülkeler, ekonomik anlamda büyük avantaj sağlayacaktır.

Endüstri 4.0’a geçişten sonra, birçok fabrika tamamen insansız olarak çalışacak, bütün fiziki işleri akıllı makineler ve robotlar yapacak, hatta üretim sonrasında bile sürücüsüz kamyonlara yükleyip gidecekleri yerlere sevk edecekler. Peki bunların neticesinde işsizlik mi ortaya çıkacak? Bunca insanın yaptığı işleri robotlar yaptığında bu çalışalar ne olacak?

Fiziki güç gerektiren işleri akıllı makinelerin yapması sonucunda sanayi devrimi ile birlikte yeni meslekler, yeni iş alanları doğacaktır. Örnek verecek olursak; fiziki işleri yapacak olan bu robotların artması, bu robotları kullanan koordinatörlerin de artması demektir. Bu robot koordinatörlerinin, robotların düzenli ve düzensiz bakımlarını yapabilecek, yeni robot ihtiyaçlarını belirleyerek, servis dışı kalan robotlar yerine yedeğini devreye sokabilecek ve robotlara yeni yetenekler kazandırabilecek.

Robotların üretimi devralmasıyla insan gücüne duyulan ihtiyaç azalacak ve robotlar bir anlamda insanları işlerinden kovacaktır. Bu durum sadece fabrikalardaki mavi yakalılar için değil beyaz yakalılar içinde bir risktir çünkü yapay zeka ile robotları kodlayabilen robotlar ve tasarım yapabilen robotlar, üretimi devralacaktır.

Endüstri 4.0 devrimiyle birlikte, şüphesiz en fazla ihtiyaç duyulacak meslek grubu Mühendislik olacaktır. Günümüzde popülerliğini koruyan Endüstri Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği gibi mühendislik dallarına ilerleyen yıllarda da ihtiyaç duyulacağı gibi bu mühendislik dallarına ilave olarak Endüstri 4.0’ın getirdikleri süreçlere dayalı farklı Mühendislik dalları kaçınılmaz olacaktır. Bunlar; 3-D Yazıcı Mühendisliği, Şebeke Geliştirme Mühendisliği, Endüstriyel Bilgisayar Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği.

Endüstri 4.0’ın en büyük amacı, birbirleriyle haberleşen, sensörlerle ortamı algılayabilen ve veri analizi yaparak ihtiyaçları fark edebilen robotların üretimi devralıp; daha kaliteli, daha ucuz, daha hızlı ve daha az israf yapan bir üretim yapmaktır.

4. Sanayi Devrimi daha çok fabrikaları etkileyecek gibi görünse de aslında gelecekteki sosyal hayatımızı bile etkileyebilecek bir yeniliktir. Üç boyutlu yazıcıları sadece sanayide değil, evlerimizde dahi kullanabilecek konuma geleceğiz. Kendi ihtiyaçlarımızı başkaları tarafından yapılan ürünlerle karşılamak yerine, kendi hayal gücümüzü kullanarak istediğimiz ürünü evimizde üretebilecek ve evimizi minik bir fabrikaya dönüştürebileceğiz.

Günümüzde yaygın olan marka bağımlılığı gelecekte yerini fayda bağımlılığına bırakacaktır. Gelecekte hangi marka kıyafeti giydiğimiz değil yerine hangi faydalı kıyafeti giydiğimiz önem kazanacaktır ve bu faydalı kıyafetleri kendimiz evimizde üretebilir konuma geleceğiz.

Endüstri 4.0’ın gelişmesiyle artan üretim hızı ve ürünün kalitesi rekabet için yeterli olmayacak ve en çok üreten değil müşterinin isteğini en çok karşılayan galip gelecektir. Apple’ın dünyanın en büyük şirketi olması ve eski dünya devi Nokia’yı piyasadan silmesi bu duruma en güzel örnektir.

Müşterinin isteğini en güzel belirleme yolu ise veri analizidir. İnternetin hayatımıza girmesiyle oluşan devasa bilgi yığınını analiz edip en iyi şekilde yorumlayan gelecekte galip gelecek olanlardır. Endüstri 4.0 aynı zamanda Google ve Facebook gibi şirketlerinde üretime girmesini sağlayacak ve endüstride zorlu bir rekabetin başlamasına neden olacaktır.

4.Sanayi Devrimi aynı zamanda ülkeler arasındaki rekabeti arttıracak ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi hem insan gücü bakımından hem de sahip olduğu akıllı fabrikalarla gelecekte tahtı devralacaktır. Artan üretim hızının yanında Çin, üretim kalitesini da arttırarak, günümüzde herkesin kalitesiz olarak gördüğü ürünleri, gelecekte en kaliteli ürünlerin başını çekecektir.

Türkiye, dünyanın önde gelen üretim merkezlerinden biridir ve üretim kapasitesi Türkiye endüstrisini cazip kılsa bile gelecekte robotların üretimi devralmasıyla insan gücüne olan ihtiyaç azalacak ve yabancı şirketlerin yatırımlarını kendi ülkelerine yapmalarını sağlayacaktır. Bu nedenle ülkemizin üretim merkezi yerine, inovasyon merkezi olarak gelişen global pazarda kendine yer bulması gerekmektedir.

Bu nedenle Türkiye’nin önünde zorlu bir süreç mevcuttur. 2. ve 3. Sanayi Devrimi arasında bir evrede bulunan ülkemizin, 10 ila 15 yıl içerisinde tamamen Endüstri 4.0 girileceği düşünüldüğünde gelişen teknolojiyi yakalayıp rekabet edebilecek konuma gelmelidir. Bu anlamda Türkiye’nin mühendisliği kız istemek için bir araç olarak kullananlara değil, ülkesini gelişen teknolojiye ayak uyduracak mühendislere ihtiyacı vardır.

Sonuç olarak, Endüstri 4.0 geleceğimizi iyi ve kötü yönleriyle doğrudan etkileyecektir. Gelecekte içerisinde insan olmayan ve ışığa ihtiyaç duymayan robotlarla çalışan fabrikalar bizi beklemekte ve insanoğlu artık robotlarla yarış içine girmeye hazırlanmalıdır. Yapmamız gereken Endüstri 4.0’dan kaçmak değil ona en iyi şekilde uyum sağlamaktır. Bazı masalların sonunu bilemezsiniz ve yenilik sonu bilinmeyen bir masaldır.
Endüstri 4.0’ı anlayacağımız dilde tanımlarsak, tamamen makineleşme yani sistemden insanı çekme diyebiliriz.

Mühendisbeyinler

26 Ekim 2017 Perşembe

Enerji Sistemleri Mühendisliği Nedir? Nerelerde Çalışabilir?


Enerji sistemleri mühendisliği bölümü ilk defa 2008 yılında Yalova Üniversitesi bünyesinde açılmıştır. Şuan 45 üniversite bünyesinde enerji sitemleri mühendisliği bölümü mevcuttur. İlk açıldığı yıllarda gerek reklamının iyi yapılmaması gerek bölümün yeni oluşundan herhangi bir mezunu olmadığı için belli tecrübesizlikler yaşandı. Bu yüzden bu bölüm Türkiye’de üniversite ve piyasa bazında 2012 yılından itibaren yaygınlaştı. Her geçen yıl mezun vermesiyle de piyasada artık tanınan bir mühendislik konumuna geldi. 2011 yılında bölümde sadece 6 devlet üniversitesinde mevcuttu. Gerek devlet kurumlarında gerek özel kurumlarda bu bölüm için istihdam her geçen gün artmaktadır. Piyasanın bu tarz spesifik mühendislik dallarına ihtiyacı var.

Enerji Sistemleri Mühendisi Kimdir?

Enerji sistemleri mühendisliği kendi tanımıma göre dünya üzerinde bulunan enerji kaynaklarının kullanılabilir (elektrik veya mekanik) hale getirilene kadar bilgi toplama, hesaplama, tasarım, simülasyon, raporlama, uygulama ve kalite-kontrol süreçlerinde yer alan ayrıca halihazırda enerji üreten sistemlerin verimini arttırma ve maliyeti düşürme yollarını arayan tüm bunları yaparken de çevresel etkileri de göz önünde bulunduran enerji uzmanı kişidir. Enerji sistemleri mühendisliği sadece makine mühendisliğinin enerji alanında uzmanlaşmış dalı olarak düşünülmemelidir. Makine mühendisliğinin müfredatında yer alan enerjiyle alakalı tüm dersleri ve ayrıca elektrik mühendisliğinin de bazı derslerini müfredatında barındıran bir bölümdür. Kısacası enerji sistemleri mühendisliği, makine mühendisliği ile elektrik mühendisliğinin birleşimi şeklinde düşünülebilir.

Enerji Sistemleri Mühendisliği Dersleri

Enerji sistemleri mühendisliği müfredatında birçok disiplinde çok sayıda ders bulunur. Bunlar temel mühendislik derslerinin yanı sıra (matematik, fizik, kimya, termodinamik, akışkanlar mekaniği, mukavamet, makine elemanları, teknik resim, 3D modelleme, temel imalat, programlama) soğutma sistemleri, mekanik tesisat (binalarda doğal gaz, kalorifer ve sıhhi tesisat), yanma ve yakma teknolojileri, yenilenebilir enerji uygulamaları (güneş, rüzgar, jeotermal, biyogaz, hidroelektrik, hidrojen enerjisi…), nükleer enerji teknolojileri, yalıtım sistemleri, enerji iletim dağıtım ve dönüşümü (elektrik makineleri, güç elektroniği, elektromekanik enerji dönüşümü) gibi alanlarla alakalı birçok ders bulunur. Müfredat ayrıntılarına ise her üniversitenin bölüm sayfalarında müfredat bilgileri mevcuttur. Bu alanlar ve dersler genelde öğrenim göreceğiniz üniversitenin akademik kadrosuna göre şekillenir.

Örneğin, bir üniversitenin akademik kadrosu yenilenebilir enerji kaynakları üzerine uzmanlaşmışsa müfredat ve ders işlenme şekli de o branşa göre şekillenir. Bu yüzden tercih yapmadan önce üniversitelerdeki enerji sistemleri mühendisliği bölümü akademik kadrolarını da araştırmanızı tavsiye ederim. İlginizi çeken disiplinlerde uzmanlaşmış bir akademik kadroyla hem dersleri çok verimli bir şekilde alırsınız hem de araştırma-geliştirme yönünüz de bir o kadar artar.

Enerji Sistemleri Mühendisliğinin Gelecekteki Yeri ve Önemi

Enerji sistemleri mühendisliği bölümü ucu açık bir bölümdür. Bu bölümde birçok farklı disiplinde ders verildiği için kendinizi istediğiniz alanda geliştirebilirsiniz. Enerji alanındaki ihtiyacın ve istihdamın artmasıyla enerji üretimi konusunda uzmanlaşmış kişilere hem ülke bazında hem de dünya bazında ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle de dünyanın enerji açığı nüfusun günden güne fazlalaşmasıyla beraber artmaktadır. Bu nedenle her ülke enerji konusunda yatırımlarını arttırmış ve bunun neticesinde ise bu sektörde çalışacak uzman personel açığı oluşmuştur. Bu bölümde her geçen sene mezun sayısının artmasıyla birlikte gerek devlet kurumlarında gerekse de özel kurumlarda bu bölüme istihdam artmaktadır. Kısacası enerji sistemleri mühendisleri geleceğin dünyasının şekillenmesinde önemli bir rol oynayacaktır. 2011 yılında İŞKUR enerji sistemleri mühendisliğini en popüler bölüm olarak seçti.

Peki, Bir Enerji Sistemleri Mühendisliği Adayı Hangi Alana Yönelmeli?

Bunun cevabı sizin ilgi alakanızda saklı pek tabi makul ve geleceği göz önünde bulundurarak karar vermelisiniz. Enerji sistemleri mühendisliğinin birçok disiplin barındırdığından bahsettik. Bu alanların birçoğunda çok sayıda istihdam mevcut ancak bu noktada sizin idealleriniz devreye giriyor. İlgi alanınıza bağlı işinizi zevkle yapabileceğiniz ve merak ettiğiniz alana yönelmelisiniz. Mühendisliğin püf noktası merak ve yaptığınız işi sevmektir. Merak da ilginizi çeken alanlarda şekillenir. Size bahsettiğim alanlarda en fazla istihdama sahip ve kazancıda en yüksek olan alan “soğutma ve havalandırma sanayisi” çok kolay iş bulabileceğiniz ve maaşı iyi olan bir alandır. İkinci sırada ise “mekanik tesisat” bulunur bu alanda çok kolay iş bulabilirsiniz ve yaptığınız tesisat projeleriyle tatmin edici kazançlar elde edebilirsiniz.

Hepinizin merak ettiği soru ve genellikle enerji sistemleri mühendisliği bölümüyle ilişkilendirilen yenilenebilir enerji sektöründe istihdam var mı? Bu yenilenebilir enerji alanlarının türüne göre değişebilir ancak genel olarak Türkiye için bu alanda artan bir istihdam söz konusudur. Özellikle de Rüzgar, Güneş ve Biyogaz alanlarında projelendirme ve santral tasarımında önemli bir açık mevcut tabi bu alanda çalışmak istiyorsanız teknik bilginizden çok enerji hukuku bilginizin de iyi olması gerekir. Yani bu alanda projelendirme kısmı enerji hukuku kurallarına göre yapılır. Bu alanda ise alacağınız maaş yer aldığınız projelere göre değişiklik gösterse de tatmin edici miktarlara ulaşmaktadır.

Diğer alanlarda da iş bulabilirsiniz ancak istihdam ve maaş olarak Soğutma ve havalandırma Sanayi, Mekanik Tesisat ve Rüzgar, Güneş ve Biyogaz enerji uygulamaları ilk üç sırayı alıyor. Size anlattığım alanları siz artık ilginize ve gelecek planlamanıza göre belirleyebilirsiniz. Ama benim tavsiyem gelecek bu bölümü okuyorsanız soğutma sistemleri ve yenilenebilir enerji teknolojileri üzerine şekillendirmelisiniz.

Enerji Sistemleri Mühendisi Nerelerde Çalışabilir?

Enerji üretimi, dönüşümü ve Ar-Ge’si olan tüm kurum ve kuruluşlarda bu bölümün istihdamı mevcuttur. Bu kurumlar aşağıda belirtildiği gibidir.

Özel sektörde enerji sistemleri ve teknolojileri ile ilgili tüm alanlar,
Mekanik-Tesisatçılık (Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Sıhhi Tesisat),
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK),
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM),
Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA),
Bor Enstitüsü,
Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE),
Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ),
Türkiye Elektrik İletim A.Ş.(TEİAŞ),
Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ),
Devlet Su İşleri (DSİ),
Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ),
Türkiye Petrolleri Arama Ortaklığı (TPAO),
Türkiye Boru Hatları Taşıma A.Ş. (BOTAŞ),
Türk Petrol Rafineleri A.Ş. (TÜPRAŞ),
Türkiye Atom Enerjisi Araştırma Kurumu (TAEK).
TEMSAN
BM Hidrojen Enstitüsü
Taş Kömürü İşletmeleri
TCDD
MEB’da Teknik Öğretmen

Piyasada bulunan çoğu sanayi kuruluşlarının enerji üretimiyle alakalı birimleri olduğu için iş alanı çok geniş bir bölümdür. Ayrıca “5627 sayılı enerji verimliliği kanunu ve bu kanuna bağlı Binalarda Enerji Performansı yönetmeliğinde tanımlanmış olarak 1 Ocak 2011 tarihi itibarı ile 50 m² üzerinde inşaat alanına sahip tüm binalara çıkarılması zorunlu hale gelmiştir.” Kanun maddesiyle de çoğu sanayi kuruluşu bünyesinde en az 1 tane de olsa enerji uzmanı bulundurmak zorundadır.

Mühendis Beyinler

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...