21 Haziran 2019 Cuma

Dijital Kale (Dan Brown) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Dijital Kale

Kitabın Yazarı : Dan Brown

Kitabın Özeti :

Ulusal Güvenlik Teşkilatı (NSA), ABD istihbarat ağının belkemiğini oluşturan bir kuruluştur. Yörüngedeki casus uyduları, dünyanın her tarafındaki dinleme istasyonları ve ajanları aracılığıyla elektronik iletişim ortamlarını izlemektedir. ABD'nin düşmanı olan devletleri ve suç örgütlerini takip eden teşkilatın en büyük güvencesi TRNSLTR adlı şifre çözücü bilgisayardır. İletişimin artık e-posta ve internete dayandığı bir dünyada, mesajların şifrelerini hızla çözen, üç milyon işlemciye sahip ve koca bir binanın içine ancak sığan bu süper bilgisayar, en zor şifreleri bile dakikalar içinde çözerek Amerikan istihbaratına sürekli bilgi sağlamaktadır.

Susan, NSA da, şifre çözüm merkezi olan Kripto katının başında olan zeki ve çekici bir bayandır. Susan, David Becker adında bir dil profesörü ile birliktedir.

Susan'ın komutanı olan, kripto katının müdür yardımcısı Strathmore, o ana kadar kadar Susan'ı hep kollamış ve yükselmesinde ona yardımcı olmuştur.

Tankato, Hiroşima dan etkilenip sakat doğan insanlardan biridir. Annesi doğum sırasında ölür. Babası, bir utanç kaynağı olarak gördüğü özürlü oğlunu hastanede bıraktığı için Tankato kimsesiz çocuklar yurdunda büyür. Teknoloji dünyasına ilgi duyan Tankato bir yazılım uzmanı olur. Adını duyurduktan sonra NSA tarafından teklif edilen işi kabul eder ve NSA için çalışmaya başlar. NSA, 2 milyar dolara inşa ettiği, TRANSLTR olarak adlandırdığı dev bilgisayarla şifre çözümü gerçekleştirir. Ancak bu şifre çözümü kişilerin özel hayatlarını taciz ettiği görüşünde olan Tankato NSA dan ayrılır.

Tankato'nun E-maillerinin şifrelerini kırıp onları okuyan Strathmore, Tankato'nun çözülemeyen bir şifre sistemi geliştirdiğini öğrenir. Mutasyon dizgilerinden oluşan DİJİTAL KALE. Tankato imkansızı başarmış ve bunu internet üzerinden satışa çıkarmıştır.

Strathmore Dijital Kaleyi internetten indirip şifresini kırmaya çalışır. TRANSLTR en fazla 10 dakikada şifreyi çözebiliyordu. Ancak sistem Dijital Kaleyi kabul etmez. Çünkü Dijital Kale Mutasyon dizgilerinden oluşmaktadır. Mutasyon dizgileri virüslerin ana temelidir. Strathmore Dijital Kalenin şifresini çözmeyi kafasına koymuştur. Eğer Dijital Kalenin şifresini çözüp, bu yazılıma bir açık kapı ekleyebilrse bu NSA da bir devrim olacaktır. Bu sayede her bilgiye rahatca ulaşılabilecektir. Bundan dolayı Strathmore TRANSLTR nın virüs koruma programı olan Koridoru devre dışı bırakır. Dijital kalenin şifresinin kırılması için beklemeye başlar.

İspanya'ya giden Tankato kalp krizi geçirerek ölür. Strathmore Dijital kalenin geçiş anahtarını almak için bir ajan göndermek yerine, bir sivil olan David'i İspanya'ya gönderir. Bu sayede NSA zan altında kalmıyacaktır. David, Tankato'nun elbiselerini almaya gider ve Tankato'nun bir yüzüğü olduğunu anlar. Yüzüğü ister ama yüzük yoktur. Çünkü Tankato onu ölürken bir turiste vermiştir. David yüzüğün peşine düşer.

David'in işi beklediğinden uzun sürer. Yüzüğün peşine düşerek önce Kanada'lı turisti bulur. Kanadalı turistin yönlendirmesi ile bir Alman turistin peşine düşer. Alman turisti bulur ancak onunla birlikte olan kadın yüzüğü punkçu bir kıza verir. Becker Punkçu kızın peşine düşer ve sonunda şans eseri onu da bulur ve yüzüğü ondan alır. Bu olaylar sırasında Becker yanlız olmadığının farkında değildir. Bir katil David'i takip etmektedir. Görüştüğü her kişiyi de yok etmektedir. Şimdi sıra David'dedir. Katil verilen emir doğrultusunda yüzüğü alıp David Becker' ı yok edecektir. Ancak David çetin ceviz çıkar ve kurtuluD.

Strathmore, gizlilik içinde planını yürütürken bir teknisyen kripto katına gelir. Ekrandaki geçen süre onu şok eder. 16 saattir TRANSLTR bir dosya üzerinde çalışmaktadır. Bu imkansızdı. Sistemde virüz vardı! Ama Strathmore' u ikna edemez. Sistemi kapatmayı planladığı zaman öldürülür. Susan teknisyenin ölümünü o an kripto katında olan Greg Hale'nin yaptığını düşünür.

Müdür Fauntine, Strathmore'un projesi hakkında bilgi sahibidir ancak Strathmore işe bir kiralık katili karıştırması ileri gittiğinin bir göstergesiydi. Fauntine iki kişilik bir ekibi İspanya'ya gönderir ve katili izlettirir.

Çok geçmeden Susan ve Strathmore Dijital Kale diye bir şey olmadığının farkına varırlar. Tankato onlara bir oyun oynamıştır. Bir virüsü şifreleyerek onu açık arttırmaya çıkarmıştır. İzleneceğinin ve Strathmore'nun Dijital Kaleye sahip olmaya çalışacağının farkındaydı ve öyle olmuştu. Strathmore Digital Kaleyi çözmek için koridoru devre dışı bırakır ve bilgi bankası tehlike altına girer. Strathmore kaybetmektedir.

Susan, Greg Hale'nin Tankato ile olan maillerini ele geçirir ve onunla ortak olduğunu düşünür. Greg intahar eder, yanında da bir not. "Pişmanım. Dijital Kale ile ilgili olarak Tankato ile haberleşiyordum. Geçiş anahtarını elde etmek için bir kiralık katil tutup Tankato'yu öldürttüm. Ancak David Becker'ı da öldürtmek zorunda kaldım. Onun için üzgünüm."

Susan yıkılmıştır. Strathmore amacına yavaş yavaş yaklaşmaktadır. Dijital kale bir hüsran ile sonuçlanmış olabilirdi ancak Susan artık onun olacaktı. Kazanan yine o olacaktı.

Strathmore çeketini perişan haldeki Susan'a verir ve TRANSLTR'i kapatmaya gider. Bu arada ceketin cebinden bir ses gelir. Susan cebi kontrol eder. Bir skyper. Yeni bir mesaj vardır. David Becker : YOK EDİLDİ

Strathmore, Susan'ın elinde skyperı görür ve Susan'ın herşeyi öğrendiğini anlar. Ona "seni hep sevdim ve seveceğim. Sen benim tek Aşkımsın.." gibi itiraflarda bulunur. Ancak bu arada TRANSLTR patlar ve Strathmore ölür. Susan, Strathmore'un odasındaki gizli asansörün 5 hanelik şifresini düşünürken Strathmore'un ona olan aşkı aklına gelir ve şifreyi girer. S-U-S-A-N

Susan kripto bölümünden kurtulur ve yeraltı otoyolunda yürürken bir kurtarma ekibi onu almaya gelir. Ana bilgi bankasına götürür. Dijital kale bir virüs değildir. Bir solucandır ve sistemin güvenlik kalkanlarını yok etmek için programlanmıştır. Bu sayede isteyen herkes NSA bilgi bankasındaki gizli bilgilere hiç zorluk çekmeden ulaşabilecektir.

Susan hala perişan bir halde iken, Müdür Fauntin'in emri üzerine İspanya ile uydu bağlantısı gerçekleştirilir. İki ajan, kiralık katil ile David Becker'ı araçlarına almışlardır. Kiralık katil ölmüştür ancak David hala hayattadır. Bu Susan için muhteşem bir haberdir.

Yüzükte "bekçilere kim bekçilik edecek" yazıyordur ancak bu şifre değildir. Programı inceleyen 2. sorumlu teknisyen Soshi dörderli anlamsız dizeler bulur. Onlar için anlamsız olan bu grupların bir şifre olduğu anlaşılır ve Susan ile David'in ortak çalışması ile geçiş şifesi girilir. Böylece solucan durdurulur.
Kitabın sonunda bulunan şifre : we are watching you

2N3055 Transistörün Bacak Bağlantıları, Katalog Bilgileri ve Teknik Özellikleri Nelerdir?


2N3055 Transistörün Bacak Bağlantıları :

2N3055 transistörün 2 ucu gözükür. 2N3055 transistörü şekildeki gibi uçları aşağı doğru tuttuğumuzda soldaki ucu beyz, sağdaki ucu emiterdir. 2N3055 transistörün kollektör ucu ise gövdesidir. Yukarıdaki şekilde 1 nolu uç beyz, 2 nolu uç emiter ve gözde ise kollektördür..

2N3055 Transistörün Katalog Bilgileri ve Teknik Özellikleri :

2N3055 ; NPN tipi bir güç transistörüdür.

Kollektör Emiter arası maksimum gerilim değeri 60 volt'tur.

Kollektör Beyz arası maksimum gerilim değeri 100 volt'tur.

Emiter Beyz arası maksimum gerilim değeri 7 volt'tur.

Kollektör Emiter arasndan maksimum 15 amper akım geçebilir.

2N3055 transistörün hfe akım kazancı minimum 15, maksimum 120 dir.

2N3055 toplam güç değeri P=115 watt dır.

2N3055 NPN transistör, TO3 kılıfına sahiptir.

Güçlü ve fazla akım çeken bir transistör olduğu için 2N3055 soğutucu ile beraber kullanılmalıdır. Kollektör ucu gövdesi olduğu için 2N3055 kullanım sırasında kısa devre meydana getirmemek için metal bir gövdeye monte edilecek ise iyi yalıtım yapılmalıdır.

BC238 Transistörün Bacak Bağlantıları, Katalog Bilgileri ve Teknik Özellikleri,Muadili, Karşılığı Nelerdir?

BC238 Transistörün Bacak Bağlantıları :

BC238 transistörün düz kısmında yazısını okuyabilecek şekilde bacakları aşağı bakar tuttuğunuzda, soldaki ucu kollektör, ortadaki ucu beyz, sağdaki ucu emiterdir. Yukarıdaki şekilde 1 nolu uç kollektör, 2 nolu uç beyz, 3 nolu uç emiterdir.
BC238 Transistörün Katalog Bilgileri ve Teknik Özellikleri :

BC238 ; NPN tipi bir transistördür.

Kollektör Emiter arası maksimum gerilim değeri 30 volt'tur.

Kollektör Beyz arası maksimum gerilim değeri 25 volt'tur.

Emiter Beyz arası maksimum gerilim değeri 5 volt'tur.

Kollektör Emiter arasndan maksimum 100 miliamper=0,1 amper akım geçebilir.

BC238 transistörün hfe  akım kazancı 110 dur.

BC238 NPN transistör, TO92 kılıfına sahiptir.

BC238 Transistör Muadili, Karşılığı : 

BC108(3) , BC172(7) , BC208(8) , BC238(7) , BC383(7) , BC548(7) , BC583(7)


BC237 Transistörün Bacak Bağlantıları, Katalog Bilgileri ve Teknik Özellikleri,Muadili, Karşılığı Nelerdir?

BC237 Transistörün Bacak Bağlantıları :

BC237 transistörün düz kısmında yazısını okuyabilecek şekilde bacakları aşağı bakar tuttuğunuzda, soldaki ucu kollektör, ortadaki ucu beyz, sağdaki ucu emiterdir.
BC237 Transistörün Katalog Bilgileri ve Teknik Özellikleri :

BC237 ; NPN tipi bir transistördür.

Kollektör Emiter arası maksimum gerilim değeri 45 volt'tur.

Kollektör Beyz arası maksimum gerilim değeri 50 volt'tur.

Emiter Beyz arası maksimum gerilim değeri 6 volt'tur.

Kollektör Emiter arasndan maksimum 100 miliamper=0,1 amper akım geçebilir.

BC237 transistörün hfe  akım kazancı 110 dur.

BC237 NPN transistör, TO92 kılıfına sahiptir.

BC237 Transistör Muadili, Karşılığı : 

BC107(3) , BC171(7) , BC207(8) , BC237(7) , BC382(7) , BC547(7) , BC582(7)

 


20 Haziran 2019 Perşembe

Kaptan Grant'ın Çocukları (Jules Verne) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



Kitabın Adı : Kaptan Grant'ın Çocukları

Kitabın Yazarı : Jules Verne

Kitabın Özeti :

Cesur ve fedakâr Lord Glenarvan, sevgili eşi Lady Glenarvan ve dostlarıyla birlikte, Duncan adlı yatını denemek için denize açılırlar. Bu yürekli insanlar, denizde buldukları bir şişenin hayatlarına yeni bir yön vereceğinden habersizdirler. Şişeden çıkan belge sayesinde, ünlü İskoç denizci Kaptan Grant'la iki arkadaşının, batan gemilerinden sağ olarak kurtulduklarını ve başlarının tehlikede olduğunu öğrenirler. İngiliz Hükümeti bu konuda bir girişimde bulunmaya yanaşmamaktadır. Kaptan Grant'ın yapayalnız kalmış iki çocuğunu da tanıdıktan sonra, bu merhametli insanların önünde tek seçenek vardır. Kaptan Grant'ın izini sürmek ve onu bulmak.

Sağlam bir yat olan Duncan, bu yolculukları için biçilmiş kaftandır. Yanlışlıkla gemilerine binen Paganel adındaki Fransız coğrafya bilgini yolculuklarında onlara çok yardımcı olacaktır.

Güney Amerika kıyıları ve Arjantin pampalarında türlü tehlikelere göğüs gererler.

Jules Verne bu romanda coğrafi bilgilere de yer vermiştir. Yanlışlıkla gemilerine binen Paganel adındaki Fransız coğrafya bilgini yolculuklarında onlara çok yardımcı olacaktır. Jules Verne, Paganel'in ağzından Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Amerika hakkında coğrafi bilgiler verir.

1865 şubat ayında Amerikan iç savaşı devam ederken Kuzeyli General Grant, Richmont kentini kurtarmak isterken bir çok adamı ve subayı ile düşmana esir düşer.

Bunlardan beş tanesi esaretten kurtulmak için bir balona biner. 8 Mart 1865 yılında Pasifik Okyanusunda çıkan hortum içinde beş kişi olan bu balonu kapıp götürmüştür. Yolculardan biri olan Yüzbaşı Cyrus Smith, bir mühendis ve bilim adamıdır. Diğeri New York Herald gazetesinde muhabirlik yapan Gideon Spilet’tir. Diğer yolcu Cyrus Smith ile yanındaki zenci uşağı Nebukadnazar’dır. Cyrus Smith bu uşağını özgür bırakmış ama zenci uşak ondan ayrılmamıştır. Diğer bir yolcu ise denizci Pencroff’tur.

Balon denize yakındır. Yolcular ceplerindeki altın paralar dâhil balonda ne varsa denize atmışlardır. En onunda balonun sepetini de atarlar Bunun neticesinde balon yelkenli gibi sürüklenip yolcuları bir adaya kadar götürür.

Fakat beş kişiden Mühendis Smith köpeği ile kaybolmuş bu adaya dört kişi inmişlerdir. Denizci Pencroff bir adaya indiklerini anlar. Pencroff onlara bir mağara bulur. Dört kazazede bu mağaraya yerleşirler. Ertesi gün mühendis Smith’i ve köpeğini aramaya karar verirler. Ertesi gün Nebukadnazar efendisini çok arar ama kimseyi bulamaz.

Pencroff, granit kayalardan oluşan bir mağara keşfetmiştir. Yolcular bu mağarayı barınak olarak kullanmaya başlar. Ertesi gün yolcular havlama sesiyle uyanmışlar Cyrus Smith köpeği Top ile gelip onarı bulmuştur.

Keşif sonrasında Cyrus Simith uzun bir süre bu adada kalmak zorunda olacaklarını söyler. Bu adaya Lincon ismini verirler. Uzun bir süre bu adada kalmak zorunda olacaklarından adada buldukları nesnelerden kendileri için eşyalar yapmaya başlarlar. İlk yaptıkları şeylerden birisi de bir barınak yapmaktır. Bir gün yiyecek toplamaya çıkıp döndüklerinde barınaklarında birilerinin olduğunu görüp heyecanlanırlar. Fakat bunlar maymundur ve maymunların bir tanesi dışında hepsi onları görünce kaçar. Kaçamayan maymunu evcilleştirmeye karar verirler.

Mühendis Smith bulundukların yerin enlemini ve boylamını ölçerek 153 derece doğu ve 37 derece güney paraleli üzerinde olduklarını tespit eder. Ancak haritada bu ölçülerde en yakın yer Tabor Adası gözükmektedir. Uzun bir süre ve çabalar sonrasında bir de gemi yaparlar geminin adını da “Uğurlar Olsun” koyarlar.

Bu gemi ile Pencroff, Herbert ve Spilet Tabor adasına gidip o adada bir denizci bulurlar. Duncan gemisinin aradığı Kaptan Grant ve iki adamının izi de bu adada ortaya çıkmıştır.

Bir gün adadaki yanardağ hareketlenir. Mühendis Simith yanardağın patlayacağını haber verir. Mühendis Simith, teller yardımı ile bir telgraf yapmış diğer arkadaşlarına çabuk çiftliğe gelin yanardağ patlayacak diye uyarmıştır. Yolcular çiftlikte buluşmuş uzun bir mağaraya sığınmışlardır. Ertesi gün yanardağ patlar patlama esnasında da Duncan gemisini görürler.

Duncan gemisine kaptanlık yapan Kaptan Grant’ın oğlu Robert Kaptan Nemo’dan bir ileti almış ve kazazedeleri kurtarmak için bu adaya gelmiştir.

Duncan gemisi kazazedeleri kurtarıp Amerika’ya getirir. Yolcular orada bir çiftlik alıp çiftliğe yerleşirler ve hiç ayrılmazlar. Spilet de bir “ Yeni Lncoln Postası “ adında bir gazete çıkarmaya başlar.

Kaptan Grant'ın Çocukları Başka Bir Özeti :

Kaptan Grant'ın Çocukları, bolca macera ve genel kültür bilgisi içeren bir kitaptır. Gerek anlatımı gerek konusu ile sadece çocuklara değil yetişkinlere de hitap etmektedir.

Bay Glenarvan ve Dostları

Bay Glenarvan, eşi Bayan Helena ve kuzeni Binbaşı Mac Nabbs ile birlikte Duncan isimli yatıyla Glasgow'a dönmektedir. Onları takip eden bir çekiç balığının yakalanmasıyla hayvanın bağırsaklarından çıkarılan şişe uzun bir maceranın sebebi olur. Şişenin içinden çıkan üç dilde yazılmış ve epey yıpranmış notlardan çıkarılabilecek en önemli mesaj ise batan bir geminin kaptanı ve iki tayfasının yardım çağrısında bulunduğudur.

Malkolm Şatosu

Bay Glenarvan ile eşi bu çağrıya kayıtsız kalamazlar ve gazetelere ilan verip hemen işe koyulurlar. Batan geminin kaptanı olan Kaptan Grant'ın çocukları gazetedeki ilanı görerek Bay Glenarvan'ın şatosuna gelirler. Bay Glenarvan bu iş için kimseden yardım göremese de eşinin desteği ve kendi imkanlarıyla hazırlıkları tamamlar ve bir törenle yola çıkarlar.

Serüven Başlıyor

Yolculuğa Kaptan Grant'ın çocukları ve bineceği gemiyi şaşıran ünlü coğrafyacı bilim insanı Paganel de katılır.

Paganel

Şili'ye ulaştıklarında Bay Glenarvan ve Paganel karaya çıkıp biraz araştırırlar. Ama hiçbir bilgi edinemezler. Bunun üzerine hem denizden hem de karadan aramaları gerektiğine karar verirler.

Denizden ve Karadan Yolculuk

Hanımlar gemide kalır, beyler ise tayfadan birkaç kişiyle birlikte karaya çıkarlar. Kara yolculuğu rehber ve katırlarla sürdürülür. Fakat karşılarına katırlarla aşamayacakları bir duvar çıkınca rehber katırlarını da alarak gruptan ayrılır. Bay Glenarvan ve arkadaşları duvarı aşınca bir kulübe bulurlar.

Deprem

Geceyi kulübede geçirirlerken, karşılarına çıkan büyük duvarın oluşmasına sebep olan ve bölgede sıkça görülen şiddetli depremlerden olur. Kaptan Grant'ın oğlu Robert bu depremler yüzünden kaybolur ve bir yerli sayesinde bulunur.

Talkav

Bu kötü olay sayesinde aradıkları rehberi bulmuş olurlar ve ondan öğrendikleri bilgilerle bir hedef belirleyip yola birlikte devam ederler.

Fransız Kalesi

Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir kaleye ulaşırlar. Paganel ile kalenin komutanı birbirlerini tanımaktadır. Komutan sayesinde aradıklarını burada bulamayacaklarını anlayıp Duncan'a dönmeye karar verirler.

Sular Yükseliyor

Duncan'a dönmek için epey yol almaları gerekir ve bu yol da sıkıntılarla dolu olarak geçer. Paganel sürekli notlar üzerinde düşünür.

Avustralya

Sonunda yeni bir çağrışımla farklı bir hedef belirler. Binbir zorlukla okyanus kıyısına ulaşırlar ve Duncan'ı görürler.

Duncan

Yerli rehberleri olan Talkav'ın silahıyla işaret verirler. Gemidekiler işarete karşılık verip bir sandal gönderirler. Talkav'la vedalaşıp gemideki yaşamlarına dönerler.

"Denize Yağ Dökelim"

Yolculuklarına, bölgede bolca bulunan foklardan avlayıp yağ stoklayarak devam ederler. Hava bozulur ve çok tehlikeli bir hal alır. Kaptan John Mangles yağların denize dökülmesini ister. Böylece dalgalar diner ve kurtulup yola devam ederler.

Ayrton

Bir süre sonra ıssız bir kumsala çıkarlar ve bir çiftlik görürler. Çiftlik sahibi onları çok güzel bir şekilde ağırlar. Kaptan Grant hakkında bilgi almak için çiftlik sahibiyle konuşmaları üzerine uşaklardan biri olan Ayrton'un Kaptan Grant'ın tayfasından olduğunu öğrenirler. Ayrton'un da kendilerine katılması için çiftlik sahibinden izin alırlar. Öncekinden daha kalabalık bir grubun yolculuğa karadan devam etmesine, Duncan'ın onarılmasından sonra ise iki grubun yeniden bir araya gelmesine karar verirler.

Şüpheli Olaylar

Ayrton ile birlikte çıktıkları yolculuk çeşitli sıkıntılarla devam eder.

Ben Joyce

Bir süre sonra bir tren kazasına şahit olurlar. Kısa süre sonra bunun bir kaza değil cinayet olduğunu öğrenirler. Bu olay biraz tedirginlik yaşamalarına sebep olsa da bir otelde konaklayıp yeniden yola devam ederler.

Hain Bir Adam

Yol boyunca çeşitli sıkıntılar yaşarlar, garip bir şekilde atlar ve hanımların arabasını çeken öküzler ölür. Sonunda Ayrton adlı adamın tren kazasına sebep olan suçluların başı olduğu ortaya çıkar.

Mulrady Vuruluyor

Bu gerçeğin ortaya çıkması durumu epey kötüleştirir. Haydutların amacı Duncan'ı ele geçirmektir. Bunun için de her fırsatı değerlendirirler. Ama Bay Glenarvan ve arkadaşları her şeye rağmen çabalamaya devam ederler.

Maoriler

Kıyıya ulaştıklarında Duncan'dan haber almaya çalışırlar ama tüm çabaları boşa çıkar. Sonunda Kaptan Grant'ı bulma ümidini yitirerek Avrupa'ya dönmeye karar verirler. Bunun için bir gemiye binip yeniden yola çıkarlar. Ama hem gemi kötü durumdadır hem de kaptanı ve mürettebatı çok ilgisizdir. Bu durum geminin Yeni Zelanda'da karaya oturmasına sebep olur. Gece olunca kaptan ve mürettebat gemideki tek kayıkla gizlice kaçarlar.

Yeni Zelanda

Bay Glenarvan ve arkadaşları büyük zorluklarla karaya çıkarlar. Auckland'a ulaşmak için uzun süre yürümeye başlarlar.

Uzun Yürüyüş

Uzun yürüyüşün verdiği yorgunlukla nehre yakın bir yere kamp kurarak uykuya dalarlar. Sabah uyandıklarında kendilerini Maoriler'in arasında bir kayıkta bulurlar.

Kai-Kumu

Bay Glenarvan yerlilerin reisine kendilerine ne yapacaklarını sorar. Reis Kai-Kumu ise eğer İngilizler kabul ederse kendileriyle onların eline düşen Maorileri değiş tokuş yapacağını yoksa hepsini öldüreceğini söyler.

Tabu

Ertesi gün Kai-Kumu, Bay Glenarvan ile konuşur. Bu sırada Bay Glenarvan, Kara-Tete'yi öldürür. Tutsaklar yeniden kulübeye kapatılırlar ama Robert ve Paganel aralarında yoktur. Üç gün sonra cenaze töreni olacağı sırada İngilizler'in elindeki Tohonga'nın öldürüldüğü haberi gelir. Bunun üzerine Kai-Kumu yarın hepsinin öleceğini söyler.

Maorilerden Kaçış

Gece kulübenin duvarından tıkırtılar gelince tutsaklar meraklanırlar. Bunun nedenini öğrenmek için onlar da kazmaya başlarlar. Sonunda karşılarına Robert çıkar, kargaşada kaçıp saklandığını sonra da boş bir kulübeden ip ile bıçak bulduğunu anlatır. İp sayesinde hepsi kulübeden çıkarak dağlara doğru kaçarlar. Gün doğunca Maoriler tutsakların kaçtığını anlayıp peşlerine düşerler. Kara-Tete'nin mezarına kadar onları yakalamaya çalışırlar. Ama Kara-Tete'nin mezarı onların daha fazla ilerlemelerini engeller. Bay Glenarvan ve arkadaşları ise mezara giderler. Paganel'i de orada bulurlar. Maoiler'in mezara bıraktıkları eşyalar sayesinde kaçarlar. Uzun süre sonra Büyük Okyanus kıyısındaki bir köye varırlar. Ufukta bir gemi görürler, bu gemi Duncan'dır.

Kurtuluş

Bay Glenarvan ve arkadaşları Duncan'a çıkarlar. Kaptan Tom Austin'den ve gemide tutuklu olan Ayrton'dan her şeyi öğrenirler.

Kaptan Grant

Ayrton'dan öğrendikleri karşılığında onu ıssız bir adaya bırakacaklarına söz verdikleri için uygun bir ada ararlar. Buldukları ada onlara istediklerinden çok daha fazlasını sunar. Kaptan Grant ve tayfasını o adada bulurlar. Ayrton'u adaya bırakıp dönüş yoluna çıkarlar.

Eve Dönüş

Başlarına gelen her şeye rağmen İskoçya'ya döndüklerinde hepsi çok mutlu bir şekilde hayatlarına devam ederler.

Kayıp Sembol (Dan Brown) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Kayıp Sembol

Kitabın Yazarı : Dan Brown

Kitap Hakkında Bilgi :

Dan Brown; Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlardan sonra Kayıp Sembolde insanlığın yüzyıllardır beklediği bir gerçeğin peşinde… Harvard Simgebilim Profesörü Robert Langdon, Kongre Binasında konferans vermesi için yakın bir arkadaşından davet alır. Ancak, Washingtona varır varmaz oldukça garip bir durumla karşı karşıya kalan profesör, kendini korkunç bir oyunun ortasında bulur. Kongre Binasna bırakılmış olan bir sembolün -yakın arkadaşı Peter Solomonın kesik eli- varlığını haber veren bir telefon, Langdonı hiç de yabancısı olmadığı bir dünyaya davet etmektedir. Antikçağlarda kullanılan bu sembolik çağrı, daveti alan kişiyi ezoterik bilgeliğin hüküm sürdüğü, çok eskilerde kalmış kayıp bir dünyaya sürükleyecektir. Sonu belli olmayan bu mistik daveti arkadaşını kurtarmak için kabul eden Langdon, bir anda masonik sırların, saklı kalmış tarihin ve o güne dek görmediği yerlerin gizli dünyasında inanılmaz bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. Artık cevaplanmas? gereken sorular vardır: İnsanlığın Altın Çağı, açılmaması gereken bir kapının aralığından sırlarıyla birlikte yok mu olacak, yoksa hikmetin ışığında tüm soruların cevapları mı bulunacaktır?…

Kitabın Özeti :

Kayıp Sembol kitabı, tarihi ve dini öğeler ile kurguyu birleştirerek Amerika’nın başkenti olan Washington şehrinin kuruluşundaki gizemleri çözerek okurları gizemli bir maceranın içinde sürüklüyor.

Hikayenin başrolünde yine Robert Langdon var. Sabahın erkek saatinde telefon gelir. En yakın arkadaşlarından bir tanesinin sekreteri Langdon’u Wahington’daki konferansta konuşma yapması için çağırmaktadır. Yanında yıllar önce arkadaşının ona saklaması için verdiği paketi getirmesini de ister.

Langton konferans salonuna geldiğinde salonda kimseyi bulamaz. Telefonda ne olduğunu anlamaya çalışırken karşısında gizemli bir ses bulur. Giriş salonunun ortasında kesik bir el bulunmaktadır. Salondaki kesik el, Langdon’un en yakın arkadaşının elidir. Telefondaki ses arkadaşını tekrar görmek istiyorsa Washinton’daki gizlenmiş sırrı gece yarısına kadar bulmasını ister.

Langdon daha ne olduğunu anlamaya çalışırken işin içine CIA’de girer. Gizemli adama istediklerini vermemeleri dahilinde ulusal bir krizin yaşanacağını belirtir. Langdon tek bir adamın bir gizem ile nasıl kriz yaratacağını anlayamaz. Dahası gizemin tamamen palavra olduğunu düşünmektedir.

İnanılan gizlenmiş sır insanı Tanrı’ya dönüştürebilmektedir. İnanışa göre bu gizlenmiş sırrı bulmak için Washinton’da gizlenmiş olan piramitin bulunması gerekir. Piramit aslında bir haritadır ve sırrın nerede saklı olduğunu gösterir. Bunun üzerine Langdon ilk olarak piramiti bulmaya çalışır. Bunun için çok çaba sarfetmesine gerek yoktur. Fakat piramit tamamlanmamıştır. Pramitin üzerindeki mesaj çok basittir. Langdon daha sonra ona saklaması için verilen paketin piramiti tamamlayan parçası olduğunu anlar. Piramiti inceledikçe haritayı ortaya çıkartmanın ne kadar zor olduğunu anlar.

Kayıp Sembol'de Amerika devletinin kuruluş süreci, mason kurucuları, başkent Washington'da bulunan binaların Avrupa kıtasındaki çeşitli tapınaklarla benzerliği roman kurgusu ile beraber anlatılmaktadır. Kitap gizemli adamın yönlendirmesiyle heyecan ve merak ile ilginç sonuna ulaşır.

Da Vinci Şifresi (Dan Brown) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kitabın İddiaları Hakkında Bilgi



Kitabın Adı : Da Vinci Şifresi

Kitabın Yazarı : Dan Brown

Kitabın Özeti :

Paris Louvre Müzesi müdürü Jacques Sauniere, ünlü simgebilim profesörü Robert Langdon ile buluşacağı gece, müzede bir cinayete kurban gider. Otel odasında istirahat etmekte olan Langdon resepsiyondan gelen telefonla uyanır. Telefondaki görevli, polis teşkilatından Teğmen Collet’in kendisiyle görüşmek istediğini söyler. Teğmen Collet, müze müdürü Sauniere’nin cesedinin fotoğraflarını Langdon’a gösterir ve müzeye gelmesini ister.

Langdon’u müzede Yüzbaşı Fache karşılar ve cesedin bulunduğu yere götürür. Langdon, Müdür Sauniere’nin yerde kolları ve bacakları açık, çıplak bir vaziyette cesedini görür. Cesedin hemen yanında ise Sauniere’nin ölmeden hemen önce yazdığı bir mesaj vardır. Anlaşılan Sauniere birilerine bazı mesajlar vermek istiyordu.

Langdon mesajı çözmeye çalışırken müzeye kriptoloji ajanı Sophie Neveu gelir. Yüzbaşı Fache bir numaralı cinayet zanlısı olarak Profesör Langdon’u görmektedir. Sophie Langdon’a, Paris ABD Büyükelçisi ile temas kurması gerektiğini ve kendisine bir mesaj olduğunu söyler. Araması için kendi telefonunu Langdon’a uzatır. Longdon Amerikan Büyükelçiliğini aradığında karşısına telesekreter mesajı çıkar, mesajdaki ses ise Sophie’nin sesidir. Sophie mesajında profesöre tehlikede olduğunu, Fache’nin cinayet zanlısı olarak Langdon’u gördüğünü söylemektedir. Telefonu kapatan Langdon tuvalete gider. Bu arada Fache ve Sophie tartışıyorlardı. Fache Neveu’nun olay yerini terk etmesini ister.

Sophie olay yerinden uzaklaşır ama müzeyi terk etmez. Profesöre yardım etmek için gizlice tuvalete gider. Profesöre cebinden çıkardığı cesede ait bir fotoğrafı gösterir. Sauniere’nin yazdığı mesajın sonunda “P.S. Robert Langdon’u bul” yazıyordu. Yüzbaşı Fache bu cümleyi sildirmişti. Langdon, neden cinayet zanlısı olarak görüldüğünü şimdi anlamıştı. Eğer geri dönerse Fache tarafından tutuklanacaktı. Sophie, tek çarenin tuvaletteki küçük pencereden Amerikan Büyükelçiliğine kaçmak olduğunu söyledi. Profesör ise kaçarsa cinayeti kabulleneceğini düşünüyordu. Profesörün cebine yerleştirilen ve sinyal gönderen küçük bir aleti bir sabunun içine yerleştirdikten sonra camı kırarak kırmızı ışıkta bekleyen kamyonun üzerine fırlattılar.

Yüzbaşı Fache ise Langdon’un kaçtığını zannederek adamları ile birlikte sinyali takibe başlar. Bu sırada Ajan Neveu ve Profesör Langdon olay yerine dönerler. Sophie yerde yatan Sauniere’nin büyükbabası olduğunu söyler. Sophie ve Sauniere uzun süredir görüşmemektedirler. Mesajdaki “P.S.” ise Sauniere’nin torununa taktığı lakap olan Prenses Sophie kelimelerinin baş harfleridir. Sauniere arkasında bıraktığı sırların Profesör Langdon tarafından çözülebileceğini düşünerek torununa bu mesajı bırakmıştır.

Langdon ve Sophie, Sauniere’nin bıraktığı mesajın bir anagram yani şifre olduğunu keşfederler. Mesajda “Leonardo Da Vinci, Mona Lisa!” yazmaktadır. Müzedeki Mona Lisa tablosunun arkasında haçı andıran ve ortasında P.S. yazan bir anahtar bulurlar. Bu anahtarın Sauniere’in Zürih Emanet Bankası’ndaki kasasının anahtarı olduğunu anlarlar ve hemen bankaya doğru yola çıkarlar. Bu arada polis onların peşindedir, ABD Büyükelçiliği’ne giden yol kesilmiştir.

Zürih Emanet Bankası Müdürü Andre Vernet ile görüşen Langdon ve Sophie kasayı açarlar ve içinden çıkan kutuyu alırlar. Bu sırada Yüzbaşı Fache ve adamları bankaya gelmişlerdir. Sophie ve Langdon, Müdür Vernet ile birlikte bankanın arabalarından birine binerler. Vernet sayesinde polisleri atlatırlar. Fakat Vernet, Langdon ve Sophie’yi güvenli bir bölgeye getirdikten sonra silahını onlara doğrultur ve kutuyu ister. Langdon ve Sophie, Vernet’i atlatmayı başarır. Kutunun içinden şifreli bir kripteks çıkar. Şifreyi çözebilmek için Langdon’un arkadaşı Sir Leigh Teabing’e giderler.

Teobing hayatını Kutsal Kadehi bulmaya adamış, İngiliz Kraliyet ailesi tarafından kendisine Sir ünvanı verilmiş usta bir tarihçidir. Teabing, Langdon ve Sophie’ye kripteksin İsa Mesih’in “Kutsal Kase”sine ulaşmak için gerekli olan “Kilit Taşı”nın yerini gösteren bir şifre olduğunu belirtir ve Kutsal Kase ile Da Vinci arasındaki bağlantıyı anlatır: 1099 yılında kurulan Sion Tarikatı kardeşlik bağları çok güçlü olan bir tarikattır. Tarikatı yönetenler arasında Leonardo Da Vinci, Isaac Newton, Victor Hugo gibi önemli isimler vardı. Tarikata üye olmak ve güven kazanmak çok zordu. Sion Tarikatında, Hıristiyanlığın aksine kadın çok değerliydi. Tüm bilinenlerin aksine Hz. İsa evliydi ve çocukları vardı. Hz. İsa çarmıha gerilirken, karısı Magdalalı Meryem hamileydi. Hz. İsa’nın soyunu devam ettirmek için Fransa’ya kaçmıştı. Sion Tarikatı üyeleri kendilerini bu gerçekleri korumaya adamışlardı. Tarikatın simgeleri olan Gül ve Kutsal Kâse Magdalalı Meryem’i temsil etmektedir. Kilise yani Vatikan ise yüzyıllarca bu gerçeği saklamıştır ve belgelere ulaşmak için bir çok tarikat üyesini öldürmüştür. Sauniere ise bu tarikatın son büyük ustasıydı ve bu sırrı saklaması için torunu Sophie’yi seçmişti.

Kutsal Kase’nin peşinde olanlar sadece Langdon, Sophie ve Teabing değildi. Karanlık bir tarikat olan Opus Dei tarikatının başındaki Piskopos Manuel Aringorasa da gizli belgeleri ele geçirmek niyetindeydi. Belgeleri Vatikan’a vererek kiliseden bazı imtiyazlar ve yüklü miktarda para kazanmayı düşünüyordu. Kutsal Kâse’yi bulmak için Silas adındaki tarikat üyesi görevlendirilmişti. Silas ise talimatları “Öğretmen” lakaplı bir adamdan alıyordu. Müdür Sauniere’yi de Silas öldürmüştü ve şimdi de Langdon, Sophie ve Teabing’in peşine düşmüştü.

Langdon, Sophie ve Teabing çözdükleri şifrelerden yola çıkarak Kutsal Kasenin İngiltere’deki bir mezarda olduğunu tahmin ederler ve birlikte İngiltere’ye giderler. Fakat Sauniere’nin katili Silas onları bulur ve Sir Teabing ile birlikte kripteksi kaçırır. Langdon şifrelerden yola çıkarak mezarın Isaac Newton’a ait mezar olduğunu tespit eder ve kripteksi çalan kişinin de mezara geleceğini düşünür. Fakat mezara geldiklerinde onları büyük bir sürpriz beklemektedir. Karşılarında Sir Teabing durmaktadır. Öğretmen lakaplı kişinin aslında Teabing olduğunu öğrenirler. Langdon, Teabing’i etkisiz hale getirir ve kendilerini Londra’ya kadar takip eden Yüzbaşı Fache’ye teslim eder. Böylece Langdon ve Sophie de aklanmış olur.

Langdon ve Sophie, son şifreyi de çözerler ve Rosslyn Şapeli’ne giderler. Rosslyn’de Kutsal Kadehi ararlarken yanlarına genç bir adam gelir ve onları Rosslyn Vakfının başkanı ve büyükannesi olan Maria’nın yanına götürür. Maria Sophie’nin büyükanesidir ve Sophie’yi hemen tanır. Sophie (bilgi yelpazesi. com) büyükbabasının küçükken kendisini buraya birkaç kez getirdiğini hatırlar. Maria tüm gerçekleri Langdon ve Sophie’ye anlatır. Ailenin Hz. İsa’nin soyundan geldiğini, güvenlik amacıyla soyadlarını değiştirdiklerini söyler. Sophie’nin anne ve babası esrarengiz bir trafik kazasında ölmüşler ya da öldürülmüşlerdir. Sauniere de eşini, Sophie’yi ve kardeşini buraya yerleştirir.

Sophie, büyükannesi ve kardeşini bulmuştur. Ama Profesör Langdon ise hala Kutsal Kadehin yerini aramaktadır. Langdon şifreleri takip eder ve Kutsal Kasenin Louvre Müzesinde olduğunu anlar. Ama bu gerçek onunla saklı kalacaktır.

Da Vinci Şifresi Kitabının İddiaları Hakkında Bilgi :

Da Vinci Şifresi, Yahudi ve İngiliz asıllı ABD de ikamet eden Dan Brown tarafından yazılıp 18 Mart 2003 ‘ye satışa konulan ve son yılların en çok ses getiren romandır. Eserin özgün adı İngilzice The Da Vinci Code’dir. Eser dilimize Da Vinci Şifresi adı ile tercüme edilmiştir.

Da Vinci Şifresi , satışa çıktığı ilk haftadan sonra ABD de New York Times'ın ‘ın “en çok satanlar” listesinde “ 1 Numara ya yükseldi. Aynı zamanda Wall Street Journal, Publishers Weekly ve San Francisco Chronicle’nin “en çok satanlar” listesine de yükselen eser aylar boyunca ilk sıradaki yerini korumayı başarmış, 
Colombia Pictures da kitabın film haklarını satın almıştır.

Kitap, İsa ile ilgili tarihi sırlar ve Da Vinci'nin eserlerinde bu sırlarla ilgili verdiği ipuçları özellikle İsa'nın ölmediği, dirilmediğini; Galile Denizi'nin batısında, Tiberias ile Kefernaum yolu üstünde küçük bir balıkçı kasabası olan Magdala'dan Magdalalı Meryem ile evlenip Sara adında bir çocukları olduğunu iddia etmesi ile büyük yankı yaratmıştır.

Da Vinci Şifresi, temel olarak 1947 yılında Mısır'ın Nag Hammadi kentindeki çölün kayalıklarında Mısırlı çoban Muhammed Ali'nin bulduğu 13 adet papirüs  yazmalarona dayanmaktadır. Keklik Mağarası olarak bilinen bu mağara Eylül 1952'de tekrar araştırılmış, Ölüdeniz parşömenleri olarak adlandırılan bu tomarlar Kumran Yazıtları olarak da anılmış, deriye sarılmış halde bulunan bu papirüs el yazmaları 2000 yıl önce yazılmıştır. Bu yazıtlar bir kısmı İbranice, bir kısmı Aramice kâğıt, deri veya bakır plakalar üzerine kaydedilmiş kırk bin adet elyazması parçasından oluşmaktadır. Bu yazmalar Hristiyanlık âleminde büyük tartışmaların başlamasına sebep olduğu gibi Da Vinci Şifresi adlı eserin de temelini teşkil etmiştir. Bu belgelere göre, havarilerden biri Magdelalı Meryem diye anılan bir fahişeydi ve İsa Meryem'le evlenmiş, bu evlilikten bir çocukları dünyaya gelmişti.

El yazmalarını orijinalinin MS 120-150 yılları arasında Yunanca olarak yazıldığı, Filippos sureleri ve diğer yazıtların ise M.S. 350-400 yılları arasında Kıptice'ye çevrilmiş olduğu bu tomarların da bu çeviriler olduğu anlaşılmışt5ı.
Kumran Yazıtları olarak da adlandırılan bu belgeler Kahire'de ortaya çıkınca Mısır hükümeti bunların büyük bir bölümüne el koymuş, ama 13 kitabın bir kısmı ABD'ne kaçırılmıştı, belgelerin bir kısmı yanmış, bir kısmı da kaybolduğu halde Hristiyanlığın başlangıç dönemiyle ilgili 52 ayrı metin ortalıkta dolaşıyordu.

Dan Brown bu romanında Vinci'nin yaptığı resimlerinde de bu konuya değindiğini İsa ve Magdelalı Meryem resmi ve diğer resimlerinde de şifreli olarak bu iddiaları yansıttığını iddia etmektedir. İsa ve Magdelalı Meryem kalçaları birbirine değecek şekilde geriye doğru yaslanmış olarak oturmakta bu duruşları da kutsal kaseyi işaret eden bir açıyı göstermektedir. Yazar, Da Vinci o resmi yaptığı dönemde papaya ve kiliseye kızgın olduğunu bu yüzden Kilisenin ısmarladığı resimlere şifreli mesajlar koyarak kadın imgesini yerleştirerek papalık ve kiliseden intikam aldığını, böylece de Kumran Yazıtlarındaki anlatılanlar ile bu şifrelerin uyuştuğunu iddia etmektedir.

Yazarın diğer bir iddiası ise Da Vinci’nin gizli bir tarikat olan Sion Tarikatına üye olduğu şeklindedir. Tüm bu konular ve iddialar bu romanda bulmacalar ve kovalamacalar içinde oluşan bir kurmaca içinde anlatılmıştır.
“ Da Vinci Şifresi Katolik Hristiyanlar, yani Vatikan'daki Papalık için yenilir yutulur olmayan iddialar içermiş, bu yüzden roman Katolik ve Yahudi savaşını tetikleyen bir eser haline gelmiştir. İsa'nın Magdelalı Meryem ile evlenmiş olması ve İsa'nın çocuğunu taşıması İsa'yı ölümlü yaptığı için Katolik Hristiyanlığın inançlarını temelinden sarsacak bir etki yaratıyordu. Da Vinci Şifresi'ndeki tez ise İncil'in günümüzdeki halinin Allah tarafından gönderilen şekli olmadığı, İsa'nın insani boyutu yok edilerek İsa'ya Tanrısal bir misyonla anlaşıldığı tezine dayanmaktadır.

1099 yılında kurulmuş olan Sion tarikatı ise bu sırları saklayan bir tarikattır. 1975 yılında Paris’in Milli Kütaphanesi, Sir lsaac Newton, Batticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci de dahil olmak üzere, Sion Tarikatı’nın üyelerinin isimlerini içeren, Les Dossiers Secrets (Gizli Dosyalar) diye bilinen parşömenleri ortaya çıkarmıştır. Opus Dei, koyu dindar bir Katolik mezhebidir.

Dan Brown, Yahudi asıllı İngiliz kökenlibir yazar olarak bu konuları bu eserinde bir olay kurgusu içinde ele almıştır. Don Brown eşiyle birlikte halen ABD’nin New England’ kentinde yaşamaktadır. Dan Brown ortaya çıkan bu yankılara “ Hristiyan tarihini değiştirip değiştirmediğimi bilmiyorum, ama sanıyorum ki Hristiyanları İncil, kutsal yazıların doğruluğu ve tarihi konusunda tartışmaya teşvik ettim." şeklinde bir cevap vermiştir.

Dan Brown, eserinde anlattığı bu konular nedeni ile afaroz edilmiş, Vatikan’ın kara listesine de girmiştir. Dan Brown’un bu romanındaki iddialarının kimilerinin aksiispat edilmiş, kimi iddialarının ise gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkarılmıştır. Buna rağmen eser üzerinde yapılan spekülasyonlar devam etmektedir. Bu tartışmalar yazarın ününü arttırmış ve kitaplarının da çok satılmasına neden olmuştur.

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...