Yeni aldığınız bir ürünün etiketini çıkarmadan tüm gün gezdiniz mi? Dişinizde kalan maydanoz parçasıyla çok önemli bir sunuma katıldınız mı? Lekeli bir gömlekle resmi bir ortama girdiniz mi? Peki fark edince ne hissettiniz? Gelin Spotlight Etkisi'ni daha detaylı inceleyelim!
İnsanlara rezil olduğunuzu, arkanızdan güldüklerini, içlerinden ne kadar da komik olduğunuzu söylediklerini düşündünüz mü? Aslında sandığınız kadar önemli değilsiniz. Sadece spotlight etkisindesiniz.
Sahne ışığı adı da verilen ‘Spotlight Etkisi’ en temel anlatımıyla sosyal hayatımızda diğer insanlar tarafından gerçekte olduğumuzdan daha fazla göz önünde olduğumuzu düşünmemiz durumudur. Yani diğer insanların davranışlarımızı, düşüncelerimizi veya görünüşümüzü daha çok incelediklerini, gözlemlediklerini, dikkat ettiklerini düşünmemiz, gözlerin sürekli üzerimizde olduğu fikrine kapılmamızdır. Sosyal psikologlara göre de ‘Başkalarının bizim hakkımızda ne kadar çok dikkat ettiğini abartmak zorunda olduğumuz eğilimimizdir.’
Elbette hepimizin hataları, kusurlu olduğu anları var. Ama gerçek yaşantımızda hiçbir zaman bir spot ışığı altında değiliz. Gerçek yaşantımız bir sahne değil. İnsanlar bizi, bizim sandığımız kadar önemsemiyorlar.
Birinin davranışlarımıza, düşüncelerimize veya görünüşümüze gerçekte olduğundan daha fazla dikkat ettiği yanılgımız bir süre sonra takıntı haline gelip sosyal anksiyeteye yol açabilir.
Peki Neden Spot Işığı Altındaymış Gibi Hissediyoruz?
Spotlight Etkisi, benmerkezci önyargı olarak da bilinen bilişsel bir yanılgıdır. Benmerkezci önyargı, kişinin kendi bakış açısına çok fazla güvenmesi ve kendisi hakkında gerçeklikten daha fazla bir görüşe sahip olma eğilimidir. Yani Sürekli başkalarının bize dikkat ettiğini düşünmemizin temelinde sürekli kendimize odaklanmak yatıyor. Diğer bir nedeni ise ‘Demirleme Etkisi’dir. Demirleme etkisi çok uzun zamandır kullanılan bir pazarlama yöntemi. 1974 yılında bilişsel psikologlar Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından ilk kez ‘demirleme etkisi’ olarak tanımlanıyor. O günden beri de birçok marka tarafından kullanılıyor. Demirleme etkisinin temelinde ise insan psikolojisinin en temel eğilimlerinden biri var. ‘İnsanlar, özellikle rakamlar konusunda, duydukları ilk bilginin doğru olduğuna inanmaya veya bu bilgiyi temel almaya daha meyillidirler.’ Yani öğrendiğimiz ilk bilgi aklımızda demirleniyor ve vereceğimiz kararları bu demirlenen bilgi doğrultusunda veriyoruz. Bu etkiden dolayı düşüncelerimizi, davranışlarımızı, görünüşümüzü değiştirmemiz gerektiğinde buna direnç gösteriyoruz.
Cornell Üniversite’sinde yapılan bir araştırma spotlight etkisinin en güzel örneklerinden. Bir grup psikolog, katılımcıların, üzerinde bir müzisyenin fotoğrafının basılı olduğu bir tişört giyerek diğer grubun yanına gitmesini istiyor. Öğrenciler bu tişörtü giymekten utanç duyarak salona gidiyorlar. Bir süre sonra salondan çıkarılan tişörtlü öğrenciler, herkesin onlara baktığını ve rezil olduklarını söylüyor. Ancak salondaki öğrencilere tişörtü fark edip etmedikleri sorulduğunda verilen cevaplar arasında büyük bir fark gözlemleniyor. Tahminler ve gerçek sayılar arasında iki kattan daha fazla fark bulunuyor. Tişört, aslında öğrencilerin tahmininden iki kat daha az fark edilmiş. Bu yapılan tek araştırma değil ve diğer araştırmalarının sonucunda da tahmin ettiğimizden daha az fark edildiğimizi gözlemleyebiliyoruz.
Spotlight Etkisinden Nasıl Kurtulabiliriz?
Kendinizi gereğinden fazla merkeze koyduğunuzu, bu durumun artık takıntıya dönüşmek üzere olduğunu fark ettiğinizde empati yapmayı deneyebilirsiniz. Karşınızdaki kişinin yerine kendinizi koyun. İçinde olduğunuz durumu gerçekten önemser miydiniz? Bir diğer yöntem, çalışma kağıtları doldurabilirsiniz. Çalışma kağıtlarına önce kendi düşüncelerinizi yazıp diğer bir tarafa da kendinizi daha iyi hissetmek için gerçeğe daha yakın olan düşünceyi yazmayı deneyebilirsiniz. Örneğin ‘dişimde maydanoz kaldığı için herkes komik ve rezil olduğumu düşünüyor’. Ve ‘dişimde maydanoz kaldığını görmüş olmalılar ama bunun onlar için önemli olduğunu düşünmüyorum.’ Elbette isterseniz spotlight etkisini aşmak için bir terapistten yardım alabilirsiniz.
Yapılan tüm araştırmaların da gösterdiği gibi, insanlar bizi, bizim düşündüğümüz kadar umursamıyor. Geceleri bizi uyutmayan, zihnimizde dönüp duran hatalarımız sadece zihnimizin büyüttüğü bir yanılgı. Kimsenin dikkat etmediği ayrıntılar için kurguladığımız olgular bizim tüm günü belki de daha fazlasını stres içinde geçirmemize neden oluyor. Aldığımız kararlarda düşündüğümüz varsayımlar etkili oluyor ve yanlış kararlar vermemize yol açıyor. Ufacık ayrıntılar silsilelerle çığ yaratıyor. Korkularımız, hatalarımız, kusurlarımız, eksiklerimiz elbette var. Ama bunları sadece biz önemsiyoruz. Diğer insanlar düşündüğümüz kadar yargılamıyor aslında bizi. Çoğu, bizim yıllarca hatırlayınca rezil olduğumuzu düşündüğümüz anıyı bir daha hatırlamıyor bile. Zihnimizin bu yanılgıları büyütüp bizi huzursuzluğa ve anksiyeteye sürüklemesine izin vermemeliyiz. Sizce de artık ışığı kapatmanın ve sahneden inmenin vakti gelmedi mi?