1 Nisan 2018 Pazar

Elektronikte Lehim Yapmak İçin Kullanılan Havya Nedir? Çeşitleri ve Özellikleri Nelerdir?


Lehimlemede kullanılan en önemli eleman havyadır. Elektrik ve elektronik devrelerde elemanlarını birbirine lehimlemeyebilmek için yüksek ve hızlı bir ısı kaynağına ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere bu alanda elektrikle çalışan “havyalar” kullanılmıştır. Havyalar 200 ile 500 derece arasında ısı yayabilecek şekilde üretilebilirler.



Havyaların güçleri ise 5 ile 300 watt arasında değişebilmektedir. Firmaların üretimine göre bu oranlar değişiklik gösterebilir.

Havyalarda aranan özellikler arasında; çok çabuk ısınabilmesi, lehimleme esnasında herhangi bir ısı kaybının olmaması ve gövdesinin içeriden gelen ısının yalıtımlı olması sayılabilir. 

Havya Çeşitleri:


Havyalar, görünüş ve ısıtılma şekillerine göre üçe ayrılırlar:

1. Kalem (Rezistanslı) Havyalar


Rezistanslı havya olarak da isimlendirilirler. Ancak, tabanca havyaya benzer modelleri de vardır. Isının havyada oluşturulması rezistansla sağlanmaktadır. Rezistans, krom-nikel telden silindirik şeklinde sarılarak elde edilir. Bu havyalar küçük güçlü olarak üretilirler. Böylece küçük akımlı büyük dirençli olarak çalışırlar. 

Rezistanslı havyalar, enerji kablosu, tutma sapı ve havya ucu olmak üzere üç ana parçadan oluşmaktadır.

2. İstasyonlu Kalem Havyalar


Bu tip havyalar ısı ayarlı veya gerilim ayarlı olarak kullanılabilmesi için çeşitli düzenekler kullanılır. Böylece havya ucundaki ısı sabit tutulur. Güvenli bir çalışma ortamı için böyle düzenekler kullanılabilir. Ancak, her yerde kullanılmaları mümkün olmayabilir.

Bir istasyon modeli olarak kabul ettiğimiz bu tip havyalar daha çok seri üretim yapan firmalarda kullanılır.

3. Tabanca (Transformatörlü) Havyalar



Tabanca havyalar güçlü havyalar olup daha çok elektrikçilikte ve kalın iletkenlerin lehimlenmesinde kullanılırlar. Tabanca havyaların içinde bir transformatör mevcut olup havya ucu sekonder sargısının uzantısıdır. 

Sekonder sargısı primer sargısına göre çok az sipirlidir. Bu sebeple sekonderde çok düşük gerilim ve çok yüksek akım vardır. Bu yüksek akım sekonder sargısının dolayısıyla havya uçunun çok ısınmasına sebep olur. 

Primer devresinde seri bir anahtar vardır ve bu anahtar tetik biçimindedir. Anahtara basıldığında primerden ve dolayısıyla sekonderden akım geçer. Sekonderden geçen yüksek akım havya uçunu ısıtır. Anahtar bırakılırsa akım kesilir ve havya hızla soğur.

Daha önce de belirtildiği gibi tabanca havyalar yüksek güçlü ve dolayısıyla uçları çok ısınan havyalardır. Bu nedenle elektronik devrelerde lehimleme işlerinde tabanca havya kullanımından kaçınılmalıdır. 

4. Gazlı Havyalar

Bu tip havyalar, enerji kaynağının bulunmadığı ortamlarda kullanılır. Gazın yakılması yoluyla havya ucu ısıtılarak çalışmaktadır. Çalışmasında elektrik bulunmadığı için yanıcı bir gaz kullanılmaktadır. Çalışma sırasında havya ucu hem ısıyı alacak hem de lehimi eritecek şekilde kullanır.

Elektronikte Kullanılan Lehim Pastası Nedir? Nerelerde ve Niçin Kullanılır?


İletkenleri birbirine tutturabilmek için lehim pastası kullanılmalıdır. Lehim pastası kusursuz bir lehimleme için önemlidir. Lehim yapılırken metal yüzeyin temizlenmesi ve ısınmadan dolayı tekrar olaşabilecek oksitlenmeleri önlemek için lehim pastası kullanılır.

Lehim pastası, katı durumda satılmaktadır. Erime ısıları lehime göre daha düşüktür. Bu nedenle lehimleme işleminden önce çok çabuk olarak uçucu gaz haline dönüşmektedir.

Havayla temas halinde olan bütün madenlerin üzerinde bir pas tabakası oluşur, ilk zamanlar çok ince olan bu tabaka zamanla artar ve kalınlaşır. Havadaki nem ve hava sıcaklığı bu pasın oluşmasını hızlandırır. Gözle görünmese bile her metalin yüzeyi zamanla böyle bir tabaka ile kaplanır.

Üzeri paslı olan bir metal yüzeyine lehimi yapışması zordur. Lehimleme sırasında lehim, lehimlenecek yüzeyi tam olarak ıslatmalı ve en küçük gözeneklere kadar sızmalıdır. Lehim yapılacak eleman bacağının veya yüzeyinin pastan temizlenebilmesi için lehim pastası kullanılır.

Elektronikte Kullanılan Lehim Teli Nedir? Çeşitleri Nelerdir?


Elektronik devrelerde bir sistemi oluşturmak için; elamanları ve tellerini birbirine tutturmak amacıyla belirli sıcaklıklarda eriyebilen tellere “lehim” denir.

Elektrik ve elektronik sektöründe kullanılan lehim teli kalay (Sn) ve kurşun (Pb) metallerinin karışımından oluşturulmuştur. Lehim telinin içerisindeki kalay miktarı arttıkça kalite yükselmektedir. Çünkü erime sıcaklığı kalay çoğaldıkça azalmaktadır. Lehimin kalitesi kullanılacağı devrenin hassaslığına göre değişmektedir.



Lehim telini eriterek lehim yapabilmek için havya kullanılır. Yapılan lehim işlemini kolay ve düzgün yapabilmek için lehim pastası kullanılır. İçinde pasta bulunan pastalı lehimler de vardır. Pastalı lehim kullanmak lehim yapma işlemini kolaylaştırır.

Elektrik-elektronik devrelerin bağlantıların birbirine tutturulmasında yumuşak lehimleme kullanılır. Yumuşak lehimlerin kalay (Sn) oranı fazladır. Yumuşak lehimde direnç değerinin çok düşük olması, elektrik akımının iletilmesini önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır.

Lehim telleri kalınlıklarına göre de çeşitlendirilebilir. Buna göre 0,75mm2 - 1mm2 - 1,20mm2 - 1,60mm2 çaplarında üretilebilirler. Tüp veya makara olarak piyasada satılmaktadırlar.

Lehim tellerini elektronik parça satan dükkânlardan satın alırken üzerinde yazan işaretlerin ne anlama geldiğinin bilinmesi gerekir. Ambalaj üzerinde etikette yazılan kotlamalar malzemenin yapısı hakkında bilgi vermektedir. 

Örneğin; RS(RH), 63, 0.75 A  şeklinde olabilir.

Anlamı:

RS(RH): Cinsi (reçine nüveli lehim)

0,75: Lehim telinin dış çapı

63: Tipi ve kalay oranı

A: Özelliği

31 Mart 2018 Cumartesi

Çocuklarda Otizm Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir? Nasıl Anlaşılır? Otistik Ünlüler Kimlerdir?


Otizm nedir? Otizm belirtileri nelerdir? Otizm tedavi edilebilir mi?

Dr. Mutluer, bir yelpaze bozukluğu olarak tanımlanan otizmin, farklı şiddet ve bulguları olan birçok klinik tabloyu içerdiğine dikkat çekti

Otizm, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık nörogelişimsel bir bozukluk olduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Tuba Mutluer, belirtilerin genellikle ilk üç yıl içinde başladığını anlattı.

Dünya Otizm Farkındalık Günü kapsamında otizmde bilinmesi gerekenleri anlatan Dr. Mutluer, bir yelpaze bozukluğu olarak tanımlanan otizmin, farklı şiddet ve bulguları olan birçok klinik tabloyu içerdiğine dikkat çekti.

Otizmin belirtileri nelerdir?

Otizmde temel olarak iki alanda işlevsel bozulmaya yol açan sorunlar oluşmaktadır:

1. Sosyal iletişim ve etkileşimde bozulma

* Göz teması kurmama, kısa süreli kurma
* İsmi ile seslenildiği zaman bakmama
* Jest ve mimiklerin uygunsuz kullanımı
* Kendi halinde, kendi dünyasında görünme
* Yaşıtlarına ilgisizlik, uygun akran ilişkisi geliştirememe
* İnsanların yüzlerinden çok nesneler ve ayrıntılar ile ilgili görünme
* Duygusal karşılık verememe
* Taklit veya ¨mış gibi yapma¨ şeklindeki oyunları oynamakta zorlanma
* Duygularını ve ilgilerini kendiliğinden paylaşmama

2. Sınırlı ve yineleyici davranış örüntüleri ve ilgiler

* Basmakalıp davranışlar (sallanma, kollarını çırpma gibi)
* Dönen cisimlere aşırı ilgi
* Oyuncaklar ile amaç dışı oynama
* Tekrarlayıcı, kendine özgü, tekdüze konuşma
* Aynıcılıkta ısrarcılık
* Kısıtlı ve olağan dışı ilgi alanları
* Törensel davranışlar
* Bazı duyulara (koklama, işitme, dokunma gibi) aşırı duyarlılık veya duyarsızlık

Otizm sıklığı ne kadardır?

Otizm, günümüzde en sık rastlanan yaygın nörogelişimsel bozukluktur. Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi’nin (CDC) verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde Otizm görülürken, 2012 yılında her 88 çocuktan 1’i Otizm tanısı almaktadır. 2014 yılında verilen son bilgiye göre de, her 68 çocuktan 1’i Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı almaktadır. Bu durum hem çocuklara daha sık tanı konması hem de bir yelpaze bozukluğu olarak ele alındığı için daha sınırda olan olguları da kapsaması açısından artmış görünmektedir. Otizm erkek çocuklarda kızlara oranla 4 kat daha sık görülmektedir.

Otizm neden olur?


Güncel çalışmalar sonucunda otizmin çoğul genetik faktörler ve gen-çevre etkileşimi oluştuğunu göstermektedir. Erken dönemde beyinde oluşan nöral bağlantıların gelişimindeki bozukluğun otizme neden olduğu bilinmektedir. Görüntüleme çalışmaları beynin sosyal ipuçlarını anlama ile ilgili bölgelerde hacim azalması, yüz ve duygu okuma ile ilgili bölgelerde işlevsel azalmalar saptamıştır.

Otizmi erken fark edin!

Eğer bir çocuk;

* Göz teması kurmuyorsa veya gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
* İsmini söylediğinizde bakmıyor ve söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
* Konuşması yaşıtlarından gerisinde ise,
* Bazı sözleri tekrar tekrar ve ortama uyumsuz olarak söylüyorsa,
* Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyor ve sizin elinizi kullanıyorsa,
* Karşılıklı ilişki veya oyun başlatmıyor veya sürdüremiyorsa,
* Yaşıtlarının oynadığı oyunlara veya oyuncaklara ilgi göstermiyorsa,
* Hayali oyun oynamıyor ve hep aynı oyunu tekrar ediyorsa,
* Sallanmak, zıplamak, parmak ucunda yürümek, kolları çırpmak gibi farklı ve tekrarlayan hareketleri varsa,
* Aşırı hareketli, göz teması kurmadan, dinlemeden davranıyorsa,
* Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketleri yapıyorsa,
* Fiziksel temas, ses veya ışık gibi duyusal uyaranlara aşırı tepki veriyor veya hiç tepki vermiyorsa,
* Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa,
* Otizm açısından bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına getirilmesi önemlidir. 

Otizmde erken tanı hayat kalitesini olumlu yönde değiştirir.

Otizme eşlik eden diğer psikiyatrik durumlar nelerdir?

Otizmi olan çocuklar, diğer psikiyatrik hastalıklar için yüksek eş hastalanım riskine sahiptir. Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, tik bozukluğu, depresyon ve yeme bozukluğu sıklıkla binişik olarak görülmektedir.

Otizm tanısı nasıl konur?

Otizm tanısı, klinik değerlendirme ile davranışsal özelliklere dayalı olarak Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzmanlarınca konur. Otizmde tanısal süreçte ayrıntılı klinik öykü, belirti ve bulguların süreğenliği ve işlevsel bozulmanın şiddeti oldukça önemlidir. Uluslararası geçerliliği olan bazı tanısal gözlem ölçekleri de tanı koymada yardımcıdır.

Otizm tanısı kaç yaşında konulabilir?

Bir yaştan itibaren çocuğun aksayan alanları varsa en azından otizm veya diğer gelişimsel bozukluklar açısından “riskli çocuk” diye belirtmek ve müdahaleye başlamak gerekir. Yapılan çalışmalarda deneyimli uzmanlar tarafından 1-2 yaşta konan tanın güvenirliğinin yüksek olduğunu bildirilmektedir.
Otizmde erken tanı hayat kurtarıcı öneme sahip…

Otizmde tedavi nedir?

Otizmde tedavi çocuğun mümkün olan en kısa sürede uygun eğitsel programlara yönlendirilmesidir. Otizmli çocukların ihtiyaçları birbirlerinden farklı olduğu için, verilen tedavi ve eğitim çocuğa özgü hazırlanır. Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) çocuğun bireysel özelliklerine, gelişim düzeyine uygun olarak hedefler belirlenerek planlanır. Eğitim, çocukların başta yaşına uygun sosyal ve iletişimsel beceriler olmak üzere, özbakım ve bilişsel becerileri kazanmalarını hedefler. Davranışçı tedavilerden bilimsel çalışmalarda ön plana çıkan yöntem; Uygulamalı Davranış Analizi’ dir. Eğitim ancak sürekli ve yoğun olduğunda etkin olur. Aile bireylerinin eğitimde kullanılan yöntemleri öğrenmesi ve bunları gerektiği durumlarda kullanabilmesi çocuğun gelişimini olumlu yönde etkiler.

Otizmde gidiş nasıldır, nelere bağlıdır, iyileşmeden söz edebilir miyiz?

Otizmin çoğu zaman çocukluktan yetişkinliğe, yaşam boyu süren bir durum olduğu bilinse de son yıllarda otizmde iyileşmeden söz edilmektedir. Güncel çalışmalarda özellikle erken tanı alan alıp erken ve uygun müdahale edilen çocukların %5-20’ sinin tanıdan çıkabildiği gösterilmiştir.

İlk tanı yaşının erken olması, uygun eğitsel müdahalenin erken dönemde başlatılması, çocuğun zeka düzeyinin, dil gelişiminin iyi olması ve belirti şiddetinin hafif olmasının otizmde olumlu gidişi öngören faktörler olduğu gösterilmiştir.
HaberTürk

Otistik Ünlüler Kimlerdir? 

Dünyada bilinen bazı dahi bilim adamı, sanatçı ve ünlüler otistiktir.

1- STEPHEN WİLTSHİRE : Otistik ama mimar... İngiltere deki bir çok güzel bina onun çizimi sayesinde var.

2- LUDWİNG VAN BEETHOVEN : Her yüzyılda adından bahsettiren ünlü besteci de bir otistikti...

3- THOMAS EDİSON : Hayatımıza ışık tutan adamda bir otistikti...

4- ALBERT EİNSTEİN : Dünyanın en ünlü fizikçisi ve bilim adamı...

5- HENRY FORD : İlk otomobilin mucidi de bir otistikti.

6- WASİLY KANDİNSKY : Ünlü bir ressam ama o da bir otistik...

7- FRANZ KAFKA : Dünyaya bir çok eser bırakmış otistik ünlü bir yazar.

8- WOLFGANG AMADEUS MOZART : Avusturyalı ünlü bir besteci ama oda otistik...

9- ISAAC NEWTON : Yer çekimi kanunun bulan İngiliz matematiçi ve fizikçide bir otistik.

10- NİKOLA TESLA : Günümüzde kullandığımız bir çok elektrikli eşyanın icadına sebep olan elektrikli motorların mucidi Amerikalı bilim adamı da bir otistikti.

11- FRİEDRİCH NİETZSCHE : Ünlü Alman filozofu da bir otistikti.

30 Mart 2018 Cuma

Finlandiya’da Robot Öğretmen Elias ve OVObot Öğrencilere Yabancı Dil ve Matematik Derslerinde Yardımcı Oluyor


Bir ilköğretim okulunda başlanan pilot uygulama kapsamında görev alan minik robotlar, yabancı dil ve matematik eğitiminde öğrencilere ve öğretmenlere yardımcı oluyor.

Finlandiya’da eğitim ve öğretimde robot öğretmenlerin görev aldığı pilot uygulama başladı. Ülkenin güneyindeki Tampere şehrindeki bir ilköğretim okulunda başlanan uygulamada yabancı dil eğitimine destek veren "Elias" isimli robotlar, 23 dil konuşabiliyor ve öğrencilerin sorularına yanıt verebilecek gerekli yazılıma sahip. Ancak pilot uygulama sürecince Elias sadece Fince, İngilizce ve Almanca dillerinde iletişim kuracak.

Öğrencinin yeteneklerini ve seviyesini algılayabilen robot, dersle ilgili sorularını bu doğrultuda soruyor. Ayrıca öğrencinin öğrenmeye karşı cesaretini güçlendirecek sözler de sarf ediyor. Elias öğretmenlere de öğrencilerin derslerde yaşadığı zorluklar hakkında geri bildirimde bulunuyor.

Bu yeni teknolojiyle çalışma fırsatı bulan öğretmenler, Elias'ın çocukları derse çekme konusunda faydalı olduğunu söyledi. Yabancı dil öğretmeni Riika Kolunsarka, "Yeni müfredatta ana fikir zannedersem öğrencilerin derse katılımını ve motivasyonunu artırmak. Elias'ı farklı alıştırma yöntemleri ve farklı aktiviteler için önemli bir araç olarak görüyorum" dedi.

"Eğlenceli, ilginç ve heyecanlı. Birazcık şaşkınım" sözleri ise Elias'la ilgili düşencesi sorulan Abisha Jinia isimli bir öğrenciye ait.

Yaklaşık 30 cm uzunluğundaki Elias farklı hareketler yapabiliyor, danslarla da öğrencilerin ilgisini çekebiliyor. Elias'ın bir benzeri olan “OVObot” olarak bilinen bir başka model robot ise matematik derslerinde öğretmenlere ve öğrencilere yardımcı oluyor.

Pilot projenin amacı, robotların eğitimde kaliteyi artırıp artırmadığını tespit etmek. Her ne kadar yabancı dil ve matematikteki yetenekleri tartışma konusu olmasa da, robotların ilköğretim çağındaki çocuklarla dolu bir sınıfta disiplini sağlaması söz konusu değil. Bu nedenle en azından şimdilik öğretmenlerin işlerinin tehlikede olmadığı düşünülüyor.

Elektrik Elektronikte Kullanılan Rölelerin Görevi, Tanımı ve Çalışma Prensibi


Rölelerin Görevi ve Çalışma Prensibi

Röle, elektromanyetik prensiple çalışan bir devre elemanıdır. Yani üzerinden akım geçtiği zaman oluşan manyetik alan ile çalışan devre elemanıdır.

Röle; bobin, palet ve kontaklar olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Bobin kısmı rölenin giriş kısmıdır. Palet ve kontak kısmının bobin ile herhangi bir elektriksel bağlantısı yoktur. 

Röle çalıştığında bobin eloktromıknatıs görevi görerek paleti çeker. Böylece rölenin açık kontakları kapanır. Kapalı kontakları açılır. Rölenin enerjisi kesildiğinde palet geri gelir ve kontaklar eski konumuna geri döner.

Röle, başka bir elektrik devresinin açılıp kapanmasını sağlayan bir elektriksel anahtardır. Bu anahtar bir elektromıknatıs tarafından kontrol edilir. 1835'te Joseph Henry tarafından icat edilmiştir.

Rölenin kontakları normalde açık ("Normally Open - NO"), normalde kapalı ("Normally Closed - NC") veya kontakta değişen cinsten olabilir. 


Röleler transistör görevine benzer bir işlem görür. Örneğin, basit bir 3 bacaklı rölede akım verdiğiniz zaman şasedeki kol diğer taraftaki akımı açar yani kontrol için kullanılabilir. Transistörlerden farkı, direnç ile kullanma gereğinin olmamasıdır. Bobin iki kontağı mıknatısladığı zaman rölenin bir kontağı açılır bir kontağı kapanır.

Röleler düşük akımlar ile çalışan elektromanyetik bir anahtardır. 

Daha büyük akımlarla çalışan röle benzeri devre elemanlarına kontaktör denir.


Üzerinde bulunan elektromanyetik bobine rölenin türüne uygun olarak bir gerilim uygulandığında bobin mıknatıs özelliği kazanır ve karşısında duran metal bir paleti kendine doğru çekerek bir veya daha fazla kontağı birbirine irtibatlayarak bir anahtar görevi yapar.

Tristör ve triyakların imal edilmesinden sonra popülerliğini kaybeden röleler yine de birçok alanda hâlâ kullanılmaktadır. Tristör ve triyaklara göre tek avantajı, tek bir bünye içinde birden fazla anahtar kontağına sahip olabildiği için birden fazla yükü aynı anda açabilir veya kapatabilir hatta aynı anda bazı yükleri açıp bazıların kapatabilir olmasıdır. Bu işlem tamamen rölenin kontaklarının dizaynı ile ilişkilidir. 

Röleler hem A.C hem D.C‟de çalıştırmak üzere kullanılabilir. Genel olarak; röleler anahtar (switch) ve ölçen röleler olmak üzere ikiye ayrılır. Ayrıca röleler çalışma, kullanılış maksadı ve devreye bağlanış şekline göre de gruplandırılır.

Kaçak Akım Koruma Röleleri (Diferansiyel) Çeşitleri ve Çalışma Prensibi


Görevi

Gerilimli bir iletkenin bir gövdeye yalıtım hatası sonucu temas etmesi ile toprağa akan akıma “toprak kaçak akımı” denir.

Kaçak akım koruma rölesinin görevi bir yalıtım hatasından kaynaklanan I∆n hata akımı olduğu anda devreyi kesip o hata akımına maruz kalabilecek bir insanın hayatını kurtarmaktır. 

30 mA hassasiyetindeki kaçak akım koruma rölesi insan hayatını korumaya yönelik kullanılır. 

300 mA hassasiyetindeki kaçak akım koruma rölesi büyük ölçüdeki bir yalıtım hatasının oluşturduğu yangın riskini engellemeye yönelik kullanılır.

Yapılan deneyler sonucu 300 mA‟lık bir toprak kaçak akımının kısa bir süre içerisinde çevresindeki malzemeleri tutuşma sıcaklığına getirerek yangına sebebiyet verdiği gözlenmiştir. Medyada ve haberlerde elektrik kökenli yangınlar konu edildiğinde genelde “elektrik kontağından çıkan yangın” diye belirtilir ve aklımıza kısa devre gelir. Oysaki gerçek daha farklıdır, zira kısa devre söz konusu olsa sigortalar ve kesiciler bunu kısa bir sürede ortadan kaldırabilir. Bu yangınların asıl sebebi, kısa devre değil izolasyon hataları ve kablolardaki deformasyondan kaynaklanan “toprak kaçak akımı”dır.

Çalışma Prensibi

Toprak kaçak akım koruma rölesinin temel yapısı aşağıdaki şekilde gözükmektedir. Akım taşıyan iletkenler bir toroidal yapı içerisinde geçirilerek faz ile nötr iletkenleri arasındaki denge ölçülür. Tek fazlı dağıtımda faz ile nötr arasında aritmetik toplam, faz sayısı birden fazla olduğu dağıtımda ise vektörel toplam alınır. Normal hâllerde bu toplam sıfıra eşittir, yani toroide giren ve çıkan akımlar eşittir. Bu sebepten dolayı toroid üzerinde bir manyetik akı oluşmaz ve e.m.k (elektro motor kuvveti) sıfırdır.

Herhangi bir toprak kaçağı oluştuğu anda Ifaz ≠ Inötr eşitsizliği oluşur ve böylece toroid üzerindeki denge bozulur. Oluşan “fark akımı” nedeniyle bir e.m.k indüklenir. Bu sayede toroid üzerinde bir akı oluşur, bu akı da algılama sargısı üzerinde akıma dönüşür ve ölçme tarafındaki mıknatısı açacak manyetik güce ulaştığında kaçak akım koruma rölesinin kontakları açılmış olur, devrenin enerjisi kesilir.

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...