28 Mayıs 2018 Pazartesi

DragonflEye - Yusufçuk Böceklerini Uzaktan Kontrol Edebilen Cyborg Böcek Projesi




Bir drone ne kadar küçülürse, o kadar fazla alanda uçabilir hale geliyor. Pek çok araştırmacı, küçük böcekler gibi gözüken ve davranan drone'lar üretmek için çalışıyor. Ama yeni bir yaklaşım ile bazı mühendisler, var olan yaratıklara drone benzeri geliştirmeler ekleme peşinde.

Küçük drone'ların karşılaştıkları en büyük sorun kendilerine güç sağlamak. Küçük bir uçabilen araç sadece küçük bir batarya taşıyabiliyor ve bu da uçuş süresini ciddi bir şekilde kısaltmakta. Tabi küçük cihazların bu problemi, sizin üzerinizde yakıt yenilemeden önce saatlerce kulağınızın dibinde uçan sivrisinekler için geçerli değil.

Ancak elektronikleri henüz yeterince küçük yapamıyor olmamız, bir sivrisineğin kullanılmasını engellemekte. Buna rağmen yusufçuk (dragonfly) böcekleri Charles Stark Draper Laboratory ve Hoawrd Hughes Medical Institute araştırmacıları için yeterli boyuta sahip görünüyor. Araştırmacılar, DragonflEye adını verdikleri bir sistem geliştirerek, canlı bir yusufçuk üzerine inşa edilmiş uzaktan kumandalı bir drone'u tanıttı.

Yusufçuk, insanların gidemedikleri veya güvenli olmayan bölgelerde veri toplamasına veya okuma yapabilmesine imkan tanıyan küçük algılayıcılar ile donatılmış durumda. Üzerinde yer alan küçük güneş hücreleri DragonflEye'ın elektroniklerine enerji sunuyor ve bu elektronik sistemler arasında böceklerin nereye uçtuğunu kontrol eden eşsiz bir teknoloji de bulunmakta.

Burada kullanılan yusufçuk, omuriliğinde araştırmacıların "yönlendirme nöronları" olarak adlandırdıkları hücrelere sahip olması için genetik mühendisliği ile üretilmiş. Gözde var olanlara benzer ışığa hassas genlerin yerleştirilmesi ile DragonflEye, özel üretilmiş optik yapılar aracılığıyla iletilen ışık dalgaları kullanılarak kontrol edilebiliyor. Bu yaklaşımın avantajı, işlem sırasında yusufçuğun diğer nöronlarının etkilenmiyor (veya hasar almıyor) olması ve bu da kendisinin, en gelişmiş drone'larımızdan bile daha atik bir şekilde uçmasına imkan tanıyor.

chip.com.tr'nin haberine göre bu teknoloji, mükemmel casus aracını üretmenin yanı sıra, sinir sistemindeki bir problem sebebiyle düşük hareket kabiliyetine sahip olan insanlara yardımcı olmak için de kullanılabilir. Araştırmacılar, mucizevi bir şekilde insanları tekrar yürütebileceklerinin sözünü vermiyorlar ancak sinir sistemi sinyallerini taklit etmek için ışığın kullanılması, pek çok farklı medikal kullanım imkanını da beraberinde getiriyor.

Hürriyet

26 Mayıs 2018 Cumartesi

Lojik Yarım Karşılaştırıcı Devresi, Doğruluk Tablosu, Blok Şeması, Çıkış Fonksiyonları

Karşılaştırıcılar

Girişine uygulanan 2 sayıyı karşılaştırıp bu iki sayının birbirine eşit olup olmadığını veya hangisin büyük olduğunu belirleyen devrelerdir.

Karşılaştırıcının;

1- Yarım karşılaştırıcı,
3- Paralel karşılaştırıcı ve 
gibi çeşitleri olmakla birlikte, girilen 2 sayının kaç bitlik olduğuna göre de çeşitlendirilebilir.

Yarım karşılaştırıcı, tam karşılaştırıcı ve paralel karşılaştırıcı devreleri, karşılaştırıcılar konusunun temelini oluşturması açısından önemlidir. Fakat, esas önemli olan entegre devre karşılaştırıcıları, özelliklerini ve nasıl kullanıldığını öğrenmektir.

1. Yarım Karşılaştırıcı

a) Girişine uygulanan bir bitlik iki sayının, sadece birbirine eşit olup olmadığını belirler.

b) 2 girişi 2 çıkışı olan bir devredir.

c) Çıkışlardan biri “eşit” çıkışı diğeri “eşit değil” çıkışıdır.

d) Sayılardan hangisinin büyük olduğunu belirlemez.

Yarım karşılaştırıcı blok şeması

Yarım karşılaştırıcı lojik devresi


Yarım karşılaştırıcı doğruluk tablosu
Çıkış Fonksiyonları

Hoparlör Nedir? Çalışma Prensibi, Yapısı, Sembolü, Kullanıldığı Yerler, Çeşitleri, Hoparlör Seçimi


Hoparlör

Elektriksel sinyalleri ses sinyallerine çeviren devre elemanlarına “hoparlör” denir. Hoparlörler elektrik sinyalini insanların duyabileceği ses sinyallerine çeviren transdüserlerdir.

Hoparlör Sembolü

Yapısı:

Genel olarak hoporlörler mıknatıs ve mıknatıs etrafına yerleştirilen bir bobin ve hareketli diyaframdan oluşur.

Bas ses yayan hoparlörler: 16 - 600 Hz (düşük frekanslı sesler).

Medyum ses yayan hoparlörler: 400 - 6000 Hz (orta frekanslı sesler).

Tiz ses yayan hoparlörler: 4000 - 16.000 Hz lik yüksek frekanslı sesleri yayarlar.

Hoparlörlerde polarite (artı ve eksi uç)

Hoparlör bağlantı terminallerinde artı (+) ve eksi (-) işaretleri karşımıza çıkar. Aynı zamanda ses sinyali üreten cihazların çıkış uçlarında da artı (+) ve eksi (-) işaretleri vardır. Hoparlör bağlanırken bu işaretlere dikkat etmek gerekir. Bir tek hoparlörün devreye düz ya da ters bağlanmasının pratik olarak hiç bir sakıncası yoktur. Birden fazla hoparlörlü sistemlerde artı (+) ve eksi (-) işaretlerine uyulmadan bağlantı yapılırsa ses verimi düşer. 

Bunun nedeni; ters bağlantıda iki hoparlöre aynı anda elektrik sinyali gittiğinde diyaframın biri dışarıya doğru havayı titreşirken, öbürü içeri doğru titreşir. Bu da kulağımıza ses titreşimlerini taşıyan havanın titreşiminin dengesiz olmasına neden olarak ses verimini düşürür.

Hoparlör seçimi:

Ses sistemlerinde rastgele hoparlör seçimi yapıldığında maliyeti yüksek arızalar (anfi ya da hoparlör arızaları) olabilmektedir. Ses sisteminin empedans ve güç değerlerine dikkat edilmelidir. Ses sinyali yayan cihazın gücüne göre hoparlör kullanılmalıdır. Çok ses çıksın diye fazla hoparlör bağlama yoluna gidilmemelidir.

Hoparlörler çalışma prensiplerine göre çeşitlere ayrılırlar:

1. Dinamik (Hareketli Bobinli) Hoparlörler

Dinamik hoparlörler, bobin, mıknatıs, kon (diyafram) gibi elemanların birleşiminden oluşmuştur. 

Bu elemanlarda demirden yapılmış bir silindirin ortasına doğal mıknatıs yerleştirilmiştir. Mıknatısla yumuşak demir arasındaki hava aralığına ise hoparlör diyaframının uzantısı üzerine sarılmış bobin konmuştur. Bobinin sarıldığı diyaframın alt kısmı bir süspansiyon (esnek taşıyıcı) ile gövdeye tutturulmuştur. Bobin, süspansiyonlar sayesinde hava aralığında rahatça hareket edebilmektedir. Hoparlörlerde kon iki tanedir. Geniş çaplı olan dışarıda, küçük çaplı
olan ortadadır. Büyük kon kalın (bas) sesleri, küçük kon ise ince (tiz) sesleri oluşturur.

2. Piezoelektrik (Kristal) Hoparlörler

Piezoelektrik hoparlörler çizgi biçiminde, birbirine karşı polarize edilmiş, bükülgen piezooksit (kurşun, elmas, titan karışımı) maddeden yapılmışdır.

Şeritlere akım uygulandığında, boyut uzayıp kısalır ve karşıdakini itip çeker. Bu titreşim ise esnek membranı hareket ettirerek ses oluşur. 

Piezoelektrik hoparlörler daha çok yüksek frekanslı seslerin elde edilmesinde (kolonların tweeterlarında) ve kulaklıklarda kullanılmaktadır. Aynı zamanda dijital saatlerde kullanılan hoparlörlerde buzzer olarak piezoelektrik esasına göre çalışır.

Hoparlörlerin Kullanım Alanları:

Elektrik sinyallerinin sese çevrilmesinin istenildiği her yerde kullanılır. Televizyon ve radyolarda, alarm devrelerinde, elektronik devrelerde, sahne ve müzik sistemlerinde vs. yerlerde çoklukla kullanılır.
Sağlamlık Testi:

Avometre Ohm konumuna (200 ohm) alınarak yapılır. Yapılan ölçümde üzerinde yazılı olan direnç değeri (4,8,16 Ohm gibi) okunmalıdır. Bunun yanında ölçüm esnasında hoparlör bobini, membranı bir miktar titreştirmelidir. Çok küçük bir ses çıkarmalıdır.

24 Mayıs 2018 Perşembe

Sivas'ta Lise Öğrencileri İnsansız Hava Aracı (İHA) Yaptı


Sivas'ta lise öğrencileri, yaklaşık 20 dakika havada kalabilen İnsansız Hava Aracı (İHA) üretti.

Özel Bahçeşehir Fen Lisesi öğrencilerinin yerli malzemeler kullanarak ürettikleri İHA'nın test uçuşu, il protokolünün de katılımıyla okul bahçesinde gerçekleştirildi. İHA, yaklaşık 20 dakika havada kalabiliyor ve çektiği görüntüleri bir çipe kaydedebiliyor. Önden çekişli motor modelli İHA'nın uçuşunu başarıyla tamamlamasını, öğrenciler alkışlayarak kutladı.

Okulun müdürü Suat Demirer, gazetecilere yaptığı açıklamada, okul olarak daha önce de yerli drone ürettiklerini ifade etti.

Okul laboratuvarında yaptıkları İHA'nın ilk test uçuşunu yaptığını aktaran Demirer, "İbni Sina'nın bir sözü var, 'Bilim ve sanat, itibar görmediği yerde durmaz' diye. Bu sözden yola çıkarak, bilime ve sanata önem vererek yaptığımız çalışmalarla Sivas'a katkı sağlamış olduk." dedi.

İHA'nın yapılmasında okulun laboratuvarlarının kullanıldığını belirten Demirer, "Öğrencilerimiz robotik yazılım programlarını da kendileri yazdı. Hafif malzemeler kullanarak İHA'yı imal ettiler. Tamamen öğrencilerimizin çalışmasının sonucu oldu. Hedefimiz, daha gelişmiş ve daha uzun süre havada kalan İHA üretmek. Sivas'ta ilk defa İHA yaparak bunu uçuran okul olmanın gururunu yaşıyoruz." diye konuştu.

Programa, Sivas Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Özaydın, Cumhuriyet Başsavcısı Murat İrcal, Emniyet Müdürü Kenan Aydoğan, Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü Kadir Yırtar, Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı, Cumhuriyet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Taşkın, Milli Eğitim Şube Müdürleri Mehmet Başçıl ve Mehmet Darıcı ile diğer davetliler katıldı.

Kaynak: AA

22 Mayıs 2018 Salı

Karbon Mikrofon Nedir? Çalışma Prensibi ve Yapısı Nasıldır?

5. Karbon Tozlu Mikrofonlar



Karbon tozlu mikrofonlar Şekil 5.6’da görüldüğü gibi bir hazne içinde doldurulan karbon tozu zerrecikleri ve esnek diyaframdan oluşmuştur.

Ses dalgaları alüminyum diyaframa çarpınca titreşerek karbon zerreciklerinin sıkışıp gevşemesine yol açar. Tozlar sıkışınca akımın yolu kısalacağından direnç azalır. Tozlar gevşeyince ise akımın yolu uzayacağından direnç yükselir. İşte bu işlem esnasında sesin şiddetine göre karbon tozlarından geçen akım değişken özellik gösterir.

Karbon tozlu mikrofonların çalışabilmesi için bir Doğru Akım besleme kaynağına gereksinim vardır.

Bu tip mikrofonların empedansları 50 ohm dolayında olup çok küçüktür.

Kömür tozlarının zamanla tortulaşarak özelliklerini yitirmeleri nedeniyle de, bugün kullanımı tercih edilmemektedir.


Bununla beraber, birçok telefonun mikrofon kapsülü, halende karbonlu mikrofon yapısındadır.

Mikrofonların çalışma prensiplerine göre çeşitleri şunlardır:

1- Dinamik mikrofonlar için tıklayınız...

2- Kapasitif mikrofonlar için tıklayınız...

3- Şeritli (bantlı) mikrofonlar için tıklayınız...

4- Kristal mikrofonlar için tıklayınız...

5- Karbon tozlu mikrofonlar

Kristal Mikrofon Nedir? Çalışma Prensibi ve Yapısı Nasıldır?

4. Kristal Mikrofonlar


Kristal mikrofonlar, piezoelektrik olayından yararlanılarak yapılan mikrofonlardır.

Quartz ve Roşel (Rochell) tuz kistallerine basınç uygulandığında iki tarafına tutturulan elektrotlar arasında bir gerilim oluşmaktadır.


Kristal mikrofonlar başlıca şu özelliklere sahiptir:

a-) Sağlam yapılıdırlar.

b-) Hassasiyetleri oldukça iyidir.

c-) Frekans karakteristiği çok geniş sayılmaz. 50-10.000 Hz arasındadır.

d-) Ürettikleri gerilim yeterli büyüklükte olmadığı için mikrofon içi yükselteç ile kullanılır.

Şeritli (Bantlı) Mikrofon Nedir? Çalışma Prensibi ve Yapısı Nasıldır?

3. Şeritli (Bantlı) Mikrofonlar



Şerit mikrofonlar çok hassas yapılıdırlar, sarsıntıdan, hava akımından, etkilenirler ve gürültülü çıkış verirler. Bu nedenle, kullanırken fazla sarsmamaya dikkat etmek gerekir.

Rüzgarlı havalarda da, açık havada kullanılmamalıdır. Hassas olması nedeniyle, düşük frekanslı sesleri (bas) dahi rahat alır ve frekans karakteristiği geniştir.


Çalışmaları dinamik mikrofonlar gibi manyetik alan esasına dayalı mikrofonlardır.


Manyetik alan içine yerleştirilmiş ince bir alüminyum ya da kalay levhaya ses sinyalleri çarpınca, manyetik alan içinde hareket eden levhada ses frekanslı akım oluşur. Şeritli mikrofonların empedeansı çok düşük, kaliteleri yüksektir. Sarsıntıdan, rüzgârdan olumsuz etkilendiklerinden kapalı ortamlarda kullanılır.

Mikrofonların çalışma prensiplerine göre çeşitleri şunlardır:



3- Şeritli (bantlı) mikrofonlar


Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...