26 Ekim 2018 Cuma

Yol Yapımı Sırasında Keçi Çobanı Yörük İle Mühendislerin Başından Geçenler


Ödemişte yol yapımımı için uğraşan mühendisler Kel Dağda öyle bir yere gelmişlerki tıkanmışlar, yolu nereden devam ettirecekleri konusunda kararsız kalmışlar. Oralarda keçi otlatan bir Yörük bir haftadır hiç çalışma yapılmamasını merak etmiş ve Karayolları ekibinin yanına varmış;

-“Hayrola hemşerim. Bir haftadan kelli iş yürütmüyorsunuz?”

-“Yok çoban kardeş. Yolu nerden devam edeceğimiz konusunda teknik araştırma yapıyoruz. Toprak ve kaya örnekleri gönderdik. Tahlillerden sonra planı işleteceğiz.” 

Yörük yüzünde alaycı bir gülümseme ile,

-“Bundan kolay ne var? Toz kireç varsa, ben size hallederim!” 

Tahlil sonuçlarını beklemekten canları sıkılan mühendisler eğlence bulmanın sevinciyle,

-“Olmaz mı elbette var. Peki ne yapacaz?”

-“Şimdi bu kireç çuvalını benim eşeğe yüklücez. Dabanındanda delecez. Eşeğe deh’ dedinnen. Hayvan en sağlam, en güzel güzargahı bilir ordan gider. Eşek sağlam olmayan yere basmaz. Kireç ardından döküldükçe sizde yolu o ize göre yaparsınız!” 

Mühendisler Yörüğe kireç çuvalını vermiş ve onun çuvalı eşeğe yükleyip, Dehlemesini eğlenerek izlemişler. Lakin 3 gün sonra istedikleri tahlil sonuçları geldiğinde şaşırıp, kalmışlar. Çünkü sonuç Yörüğün eşeğinin izinin aynı istikametini vermiş. 

Birkaç gün sonra Yörüğün keçi sürüsünü telaşlı telaşlı sürdüğünü görmüşler.

-“Çoban emmi nedir bu telaş?”

-“3-4 saate varmaz şiddetli yağmur gelecek. Biran evvel kotaraya varmak dilerim. Sizinde çadırlar aynı yerdeyse onları hemen sökün aha şu yan bayıra kurun. Telef olmayın.” 

Mühendisler gülmüş.

-“Sen telaş etme emmi. Biz Meteorolojiden rapor aldık. Bir hafta yağış yok.” 

Yörük aynı telaşla hareket ederken,

-“Benden söylemesi arkadaşlar. Gayrısını siz bilirsiniz” 

Gerçektende 4 saat sonra öyle bir yağmur kopmuş ki? Seller sular olmuş, mühendisler canlarını zor kurtarmış. Çadırları, malzemelerini sel götürmüş. 

Sabah olduğunda ölümden dönen iki mühendis ortak kısacık istifa dilekçesi yazarak, vermişler;

“Eşeğin yol mühendisi, keçi çobanı yörüğün Meteoroloji mühendisi olduğu yerde bize lüzum yoktur!”

Ters Çaba Kuralı Nedir? Hayatımıza Etkileri Nelerdir? Nasıl Kurtuluruz?


Ters çaba kuralı, bir şey için ne kadar çok çaba harcarsak o şeyi gerçekleştirmek konusunda o kadar etkisiz hâle geldiğimizi söyler.

Ters çaba kuralı, herhangi bir şeyi yapmayı ya da o şeyden kaçınmayı çok istediğimiz durumlarda hepimizin başına gelen bir durumdur. 

Neyi çok istesek gerçekleşmez, neyden korksak bize doğru gelmeye başlar...

Bu duruma verilebilecek en iyi örneklerden bir tanesi uykusuzluktur. Uyku tamamen bilinçaltı tarafından yönetilen bir süreç olduğu için uyumak adına bilinçli bir şekilde çaba sarf etmek genellikle kendimizi daha ayık hissetmemize sebep olur ve uyumamız imkansız hâle gelir. Kısacası uyku hakkında ne kadar çok düşünürsek, uykuya dalmamız o kadar güçleşir.

Yüzerken suyun yüzeyinde kalmak için çok fazla çaba harcarsanız dibe batmaya başladığınızı fark etmişsinizdir. Öte yandan çabalamayıp kendinizi suya bıraktığınızda suyun üstünde kalırsınız. İşte ters çaba tam da bunu ifade eden bir kural.

Bunun yaşanmasının sebebi, bilinç ve bilinçdışı düzeylerin devamlı bir zıtlık hâlinde olmasıdır.

Ve kazanan devamlı bilinçdışı olmaktadır. Çünkü bilinçdışımız, mantıklı olan değil, bizi koruyan tarafımızdır. 

Fransız psikolog Émile Coué, ters çaba kuralıyla ilgili şunları söyler:

"Hayal gücü ve irade anlaşmazlık içinde olduğunda, istisnasız biçimde kazanan hep hayal gücü olur."

Yerde geniş bir tahta parçası olsa ve onun üzerinde yürümeniz istense bunu yapmakta güçlük çeker misiniz?

Elbette hayır. Tahta parçasının bir ucundan diğer ucuna zahmetsizce yürüyerek geçebilirsiniz. Peki aynı tahta parçası iki gökdelenin arasında bulunsa?

Yapmanız gereken ilkinde olduğu gibi yalnızca yürümektir; bunun zor bir tarafı yok. Ancak bu durumda bilinçdışınız sahip olduğu her şeyle size karşı koyacaktır. Korkacak, gerilecek, düştüğünüzü hayal edecek ve düşmemek için ne kadar çaba gösterirseniz işleri o kadar kötü bir hâle sokacaksınızdır. Kısacası zihniniz, sizi görevi tamamlamaktan alıkoyacaktır.

Peki bu kural gündelik hayatımızda nasıl işler?

Hepimiz hayatta pek çok arzuya sahibizdir ve bilinç düzeyinde kendimize istediğimiz her şeyi yapabileceğimizi, tüm hedeflerimize ulaşmak için yeterli potansiyele sahip olduğumuzu telkin ederiz. Peki gerçekten de tüm bunlar düşündüğümüz gibi sorunsuzca hallolur mu? Hayır! Çünkü biz arzu ettikçe aynı zamanda kendimize pek çok korku, endişe ve güvensizlik yaratmışızdır. Bu sebeple olumsuz hislerimiz, tam ihtiyacımız olduğu zamanlarda bilinç durumundan daha güçlü çıkarak bizi yenilgiye uğratmaya hazırdır.

Peki bu durumu nasıl çözeriz?

Öncelikle kendimizle savaşmayı bırakmamız gerekiyor. En son girdiğiniz sınavı hatırlayın: Tüm gece, belki de birkaç gün boyunca durmadan çalışmıştınız ve büyük gerginlik yaşamıştınız. Peki sonuçta ne olmuştu? Büyük ihtimalle sınava girdiğiniz anda bildiğiniz her şey zihninizden uçup gitmişti. Bilgileri hatırlamak için kendinizi zorladıkça daha çok unutmuş ve aradan bir saat geçtiğinde ve rahatladığınızda tekrar her şeyi hatırlamaya başlamıştınız. 

Negatif düşünceler genellikle pozitif olanlardan çok daha güçlüdür; çünkü negatif hislere daha fazla karmaşık duygu eşlik etmektedir.

Émile Coué, bu durumla baş etmenin yollarını şöyle açıklıyor:

"Hissettiğiniz korkunun sizi başarısızlığa sürüklemesini önlemek için rahatlamanız gerekiyor. Rahatlayın, sakince düşünün ve kendinize güvenin. Kendimizi zinde ve güvende hissettiğimiz zaman gözümüze korkutucu görünen her şeyin üstesinden gelebiliriz..."

25 Ekim 2018 Perşembe

Boston Dynamics Hayal Gibi Gelen Robot Teknolojilerinin Öncü Şirketinin Sahibi Kim? Hangi Robotları Üretiyor?


Daha bir iki yıl öncesine kadar hayal gibi gelen robot teknolojilerinin öncü şirketi Boston Dynamics.

Şirketin BigDog, Atlas ve SpotMini dışında Handle, Spot, LS3, WildCat, PETMAN, Cheetah, SandFlea, RHex, RiSE ve LittleDog adında robotları da bulunmakta.


Boston Dynamics'in Üstün Yetenekli 9 Robotunun Videosu


Boston Dynamics şirketi ürettiği robotlarda ilhamını hayvanlardan alan ve farklı fonksiyonlarda kullanılabilen robotlar üreten bir şirkettir.

Özellikle sergilediği parkur performansıyla görenleri hayrete düşüren insansı robot Atlas ya da dans eden robot köpek SpotMini en bilinen robotları.

Boston Dtnamics Atlas Robotun Videosu

Boston Dynamics tarafından uzun yıllardır üzerinde çalışılan robotların başında Spot Mini geliyor. Bu robot bir köpekten ilham alınarak tasarlandı ve esnek hareketleri ile YouTube üzerinde milyonlarca kişi tarafından izlendi. Kendiliğinden kapı açabilen, 3 boyutlu kamera ve otonom yazılımı ile kendi kendini kontrol edebilen robot üzerinde çalışmalar devam ediyor.

Savunma Sanayisinde de Varlar

1992 yılında, Massachusetts Institute of Technology'de görevli bir akademisyen tarafından kurulan Boston Dynamics, ticari amaçlı robot üretimi ve satışı yapmıyor. Bunun yerine Amerika Birleşik Devletleri'nin savunma teknolojilerine katkıda bulunmak için robotlar üretiyor. ABD ordusu ve savunma enstitüleri ile yapılan anlaşmalar, Google'a olan satıştan etkilenmeyecek ve şirket, kara operasyonlarında ve uzay araştırmalarında kullanılmak üzere robotlar yapmaya devam ediyor.
Boston Dynamics hakkında kısaca bahsetmek gerekirse, 1992 yılından bu yana insana benzetim amaçlı dinamik robot ve yazılımların tasarım ve inşasında uzmanlaşmış bir mühendislik şirketi.

Boston Dynamics BigDog Robotunun Videosu

Şirketin bundan tam 18 yıl önce tasarladığı BigDog isimli robot, dünyada şimdiye dek üretilmiş ilk asker robotu olma özelliğine sahip.

Yolda görseniz belki de korkup kaçacağınız bu robot, 100 cm uzunluğa, 70 cm boya ve 75 kilo ağırlığa sahip. Dört bacağı olan BigDog, 35 derece eğimli yerlere tırmanabilmekte ve koşabilmekte.

Boston Dynamics, ürettiği her bir robotun dayanıklı olmasın için BigDog'a ve diğer bütün robotlarına fiziksel şiddet uyguluyor.

Hatta bir keresinde sosyal medya kullanıcıları tarafından Atlas robotun hor görülüp dövüldüğü bile gündeme gelmişti.

Google, Boston Dynamics'i satın aldı

Ürettiği robotlarla artık yavaş yavaş dikkatleri üzerine çekmeyi başaran şirket, 2013 yılında Google tarafından satın alındı. Boston Dynamics, Google bünyesi altına katılarak teknoloji devinin satın aldığı 8. robot şirketi oldu.

24 Ekim 2018 Çarşamba

Cat5, Cat5e, Cat6, Cat6a, Cat7 Kabloların Özellikleri ve Birbirinden Farkları Nelerdir?


Kategori 5 Kablo (Cat5)

Megabayt hızında veri taşıyan bir kablodur. Yerel ağlarda en çok bu kablo çeşidi tercih edilir. Yoğun veri kullanılan işlemlerde tercih edilmez. 100mhz hızında veri taşıyan bir kablodur. Günümüzde yüksek hızlar söz konusu olduğundan bu kablonun kullanılmaması doğru olur.

Kategori 5 kablolarda 70 metreden sonra veri akışı yavaşlayabilir. Bu durum kategori 5 kablonun sakıncalarındandır.

Kategori 5 kablo 8 tellidir ve rj-45 adı verilen jack ile bağlantısı yapılır.

Cat5e

Sonraki standart, Cat5e’dir. e, “Geliştirilmiş” anlamına gelmektedir. Daha modern bir Cat5e kablosu, daha yüksek bir standartta üretilir. Telde istenmeyen sinyal aktarımı olayı olan çapraz karışmayı azaltmak için tasarlanmıştır. Bu karışma verimi azaltır. Cat5e, 1000 Mbps’lik bir hıza kadar sahip olabilir. Gigabit Ethernet için birçok konut ve ticari kablolu uygulamada kullanılmaktadır. Bir Ethernet kurulumu için herkesin kullanması gereken en yavaş kablodur ve birincil avantajı şu anda düşük maliyetidir.
Başka da avantajı yoktur.

Kategori 6 Kablo (Cat6)

Kategori 5 kablodan daha hızlı gigabayt hızında veri taşıyabilen bir kablo çeşididir. 

Performansı kategori 5 kabloya göre daha yüksektir. 250mhz hıza kadar ulaşabilir.

Kategori 6 kablo 4 çift tellidir. Kategori 6 kablo alüminyum folyo ve polyester ile kaplanmış, kalaylı bakır saç ile güçlendirilmiştir. Kategori 5 kabloya göre daha dayanıklıdır.

Cat6A

Bunlar daha kalın kablolardır ve daha fazla kablo korumalıdır, bu da önceki kablolama standartlarını sınırlayan çapraz karışma sorununu neredeyse ortadan kaldırır. Cat6A’nın hızları 10 Gbps’dir, bu hızlarının 100 metreye kadar daha uzun mesafelerde muhafaza eder. Daha iyi koruma özelliklerine sahip bu daha kalın kablolar, endüstriyel durumlar için idealdir, ancak bir yerleşim için sıklıkla ihtiyaç duyulan esneklikten yoksundur. 

Kategori 7 Kablo (Cat7)

Kategori 7 kablo 10 gigabayt hızında veri taşıyan bir kablo çeşididir. Kategori 6 kablodan daha yüksek veri akışına ve hıza sahiptir. 

Kategori 7 kablonun parazitlerden etkilenmemesi için kalınlığı diğer kablolara göre daha fazladır.

Kategori 7 kablo 10 gigabayt veri transfer hızına ve 600-900 mhz arası bant genişliğine sahptir. 

Kategori 7 kabloda her kablo çifti folyo ile kaplanmış ve dayanıklılığı diğer kablolara göre artırılmıştır. 

Kategori kablonun diğer kablolara göre bir başka avantajı elektromanyetik dalgalara karşı daha dayanıklı olmasıdır. Üzerindeki metalik yapı kabloyu topraklamaktadır.

Tam performans gösterebilmesi için metal uçlu rj-45 jack ile çakılması gerekir

Kategori 5-6-7 Kabloların Farkları

Kategori 5 kablonun kategori 6 kabloya göre telleri daha ince ve yumuşaktır ve kategori 6 ve 7 kabloya göre veri iletimi daha kısadır.

Kategori 6 kablo ise 5’e göre daha yüksek veri akışı sağlar ve parazitlerden daha az etkilenir.

Kategori 7 kablo 5 ve 6’ya göre daha yüksek veri akışı sağlar. Bu kablo diğerlerine göre daha sert ve kalındır bu yüzden parazitlerden daha az etkilenir, ayrıca çift folyo ile kaplı olduğu için diğerlerine göre daha güçlüdür.

Korumasız Bükümlü Kablo (UTP)

En çok kullanılan kablodur. Günümüzde fiber optik kablolar Korumasız Bükümlü Kablonun (UTP) yerini almaya başlamıştır. 

Kategori 5 6 ve 7 kablolar Korumasız Bükümlü Kablolar (UTP) türündedir. 

Bu kablo veri akışının sağlanmasında fiziksel olarak etkilidir. Kategori kabloların dış koruma unsurudur.

Duvarlar arasından kolayca geçebilen esnek bir kablodur bu nedenle kırılma gibi sorunlar daha aza inmiş olur.

Birden fazla hat aynı kablo üzerinde çalıştırılabilir.

Korumasız Bükümlü Kablonun metre başına düşen maliyeti diğer LAN kablolarına göre daha düşüktür.

RJ45 Jack ile Cat5, Cat6 veya Cat7 Bağlantısında Kablo Renkleri T568A ve T568B Sıralaması için tıklayınız...

RJ45 Jack ile Cat5, Cat6 veya Cat7 Bağlantısında Kablo Renkleri T568A ve T568B Sıralaması

T568A (TIA/EIA-568-A) ve T568B (TIA/EIA-568-B) Telekomünikasyon Endüstrisi Derneği tarafından belirlenmiş olna bir UTP kablo sonlandırma standardıdır.

T568B günümüzde T568A‘nın yerini almıştır. 

T568B (TIA/EIA-568-B) standartları ilk olarak 2001 yılında yayımlanmıştır. 

Genel olarak T 568 B standardı T 568 A’ya göre daha fazla tercih edilir.

Ayrıca bir ucu T 568 A ve diğer ucu T 568 B standardına göre sonlandırılan bir UTP Kablo Cross (Kros Kablo) adı verilmektedir. Cross kablolar switchler arasında veri aktarımı için kullanılmaktadır.

RJ45 Jack ile Cat5, Cat6 veya Cat7 bağlantısında kablo renkleri sıralaması olarak ülkemizde ve dünyada yaygın olarak T568B Standardı kullanılmaktadır.

T568A Standardı Renk Sıralaması

TIA/EIA-568-A ilk kullanılan UTP kablo sonlandırma standartlarından bir tanesidir. Günümüzde çok tercih edilmemektedir ve yerini TIA/EIA-568B’ya bırakmıştır. Genellikle cross kablo üretiminde T568B’nin tersi olduğu için kullanılmaktadır. Bu standartta Mavi ve Mavi Beyaz Telefon iletişimi için Kahverengi Beyaz ve Kahverengi yedek, diğer renkler ise network için kullanılır.
Yeşil Beyaz
Yeşil
Turuncu Beyaz
Mavi
Mavi Beyaz
Turuncu
Kahverengi Beyaz
Kahverengi

T568B Standardı Renk Sıralaması


Bu standartta Turuncu Beyaz, Turuncu, Yeşil Beyaz, Yeşil renkler data iletimi için, Mavi ve Mavi Beyaz renkler telefon iletişimi için Kahverengi Beyaz ve Kahverengi renkler ise yedek olarak kullanılır.
Turuncu Beyaz
Turuncu
Yeşil Beyaz
Mavi
Mavi Beyaz
Yeşil
Kahverengi Beyaz
Kahverengi

Yıldırım Nedir, Nasıl Oluşur? Yıldırımdan Korunmanın Yolları Nedir? Yıldırım Çarpması Durumunda Yapılacaklar


Yıldırım Nedir? 

Yıldırım atmosferde meydana gelen, canlılar ve yapılar için tehlikeli durumlara neden olan doğadaki en güçlü elektriksel boşalma olayıdır. 

Yıldırım Nasıl Oluşur?

Yıldırım oluşumu bulutun elektriksel yüklenmesi, boşalma süreci ve ana boşalma aşamalarından oluşur. Yıldırım, sağanak yağış ve gök gürültüsünün bir arada yaşandığı oraj olaylarında oluşur. 

Yıldırımdan Korunmanın Yolları 

İnsan hayatını ve yeryüzündeki bütün yapıları yıldırımın zararlı etkilerine karşı korumak amacıyla yıldırımdan korunma sistemleri kullanılır. 

Yıldırım, bugün bile hala doğanın en heyecan verici ve en şaşırtıcı olaylarından birisidir. Bu olay, insanlık tarihinin ve mitolojinin önemli bir parçası olmuştur. Dünyaya dakikada yaklaşık 1800 civarında yıldırım düşmektedir. Dünyanın değişik bölgelerine düşen yıldırım sayısı birbirinden farklıdır. Genel olarak, Kuzey ve Güney Kutuplarına hiç yıldırım düşmezken, Ekvator bölgesi yıldırım sayısı bakımından çok zengindir.(örneğin; Uganda, Kampala'da bir yıldaki yıldırımlı gün Sayısı 242 dir). 

Yıldırımdan Korunma Yöntemleri 

Gök gürlediği zaman, kapalı bir yere sığının. 

Gök gürültülü hava olayları başladığında, emniyetli bir yere gidilerek yıldırımdan korunmak mümkündür. 

Yapılan çalışmalarda, çok sayıda yıldırım mağduru, fırtınaya dışarıda iken yakalandıklarını ve emniyetli biryere sığınamadıklarını söylemektedir. Bazı mağdurlar ise; emniyetli bir yere 5- 10 dakika daha erken gidebilselerdi, yıldırım çarpmasından korunmuş olacaklardı. 

Bazı insanların çarpılmaları dışarıya çok erken çıkmaları yüzünden olmuştur. Son gök gürleme sesini işittikten sonra en az 30 dakika emniyetli bir bina ya da araç içinde kalınmalıdır. 

Bazı mağdurlar evlerinde ya da bina içindeyken herhangi bir elektrikli alet ya da kablolu telefon kullanırken yıldırıma çarpılmışlardır. 

Diğerleri su borusu sistemi, bir metal kapı ya da pencere çerçevesine temas etmişlerdir. Yakınınızda bir gök gürültülü fırtına olduğunda elektrik iletici yüzeylerle temastan kaçınılmalıdır. 

Yıldırım Hakkında Bilemediklerimiz 

-Tüm orajlar yıldırım üretir ve tehlikelidir. 

-Yıldırım sıklıkla şiddetli yağış alanının dışında çarpar, herhangi bir yağıştan 20 km kadar uzakta da çarpabilir. Çoğu yıldırım ölümleri fırtınaların önünde ya da geçtiği sanılan fırtınalardan sonra oluşur. 

-Eğer gök gürlemesini duyuyorsanız tehlikedesinizdir. Gök gürlemesini işitirseniz yıldırım tehlikesi bulunmaktadır. 

-Yıldırım çok sayıdaki mağdurda kalıcı bozukluklar bırakır. Bunların küçük bir yüzdesi ölürken, hayatta kalanların çoğu hayat boyu çok ciddi acılar ve sinirsel bozukluklar içerisinde yaşamaya mahkum olurlar.

Yıldırım Korkusunu Yenin 

-Bir yıldırım emniyet planına sahip olun. Emniyet için nereye gideceğinizi ve oraya gitmenizin ne kadar süreceğini bilin. 

-Faaliyetlerinizi erteleyin. Dışarıya çıkmadan önce oraj tahminlerini kontrol edin. Tehlikeli bir durumdan kaçınmak için faaliyetlerinizi ertelemeyi düşünün. 

-Hava durumunu takip edin. Gök yüzünün kararması, şimşek çakması ya da rüzgarların şiddetlenmesi gibi, gelişmekte olan bir fırtınanın işaretlerini arayın. 

-Emin bir yere sığının. Uzak bir mesafeden bile olsa gök gürlemesi işitirseniz derhal emniyetli bir yere girin. Tamame kapalı binalar, en iyi korumayı sağlar. Engeller, piknik gölgeleyicileri, çadırlar ve kapalı girişler sizi yıldırımdan korumaz. Eğer sağlam bir binadan uzaktaysanız bir araç içine girip tüm camlarını kapatın. Son gök gürlemesinden sonra 30 dakika kadar araç içinde kalın. 

-Gök gürlemesini işitirseniz acil bir durum dışında kablolu telefon kullanmayın.

-Kablosuz telefonları ya da cep telefonlarını kullanmak emniyetlidir. 

-Elektrikli aletler ve tellerden uzak durun. 

-Su boruları elektriği iletir. Banyo ya da duş almayın; ya da bir fırtına boyunca diğer su dağıtım sistemini kullanmayın. 

Bir Oraja Dışarıda Yakalandığınızda Neleri Bilmelisiniz 

Oraj anında dışarıda emniyetli yer yoktur. Dışarıda iseniz ve gök gürültüsünü işitirseniz, yıldırım riskini azaltmak için tek yol, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde, sağlam bir binanın ya da sağlam bir arabanın içine girmektir. Ayrıca yıldırım riskini artırabilecek aşağıdaki durumlardan kaçınmalısınız. Emniyetli bir yere ulaşmanın yerine geçecek başka bir yol olmadığı unutulmamalıdır. 

-Açık alanlardan kaçının. Bir alandaki en yüksek şey siz olmayın. 

-Tek başına yüksek ağaçlar, kuleler ya da elektrik direklerinden uzak durun. Yıldırım, alanda bulunan en yüksek nesnelere düşmeye meyillidir. 

- Metal iletkenlerden (elektrik hatları ya da metal çitler gibi) uzak durun. Metal yıldırımı çekmez, fakat yıldırım onun içinden uzun mesafeler kat edebilir. 

-Eğer bir grup insanla birlikteyseniz, ayrılın. Bu gerçekte bir kişinin çarpılma ihtimaline karşılık, çok sayıda insanın çarpılmasını önler ve eğer bir kişi çarpılırsa diğerlerinin yardım etme şansını artırır. 

Yıldırım Çarpması Durumunda Yapılacaklar 

-Yıldırım mağdurları elektrik yükü taşımazlar, dokunmak emniyetlidir ve acilen tıbbi müdahaleye ihtiyaç vardır. Bu şekildeki ani ölümlerin sebebi kalp krizidir. Eğer mağdur uygun ilk yardımı derhal alırsa bazı ölümler önlenebilir. 

-Yardım isteyin. 112'yi ya da özel ambulans servisinizi arayın. 

-İlk yardım hizmeti verin. 

-Mümkünse mağduru daha emniyetli bir yere taşıyın. Yıldırım ikinci kere çarpabilir. Siz de mağdur olmayın.

Kaynaklar ve İlgili Adresler 
https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/brosurler/yildirim.pdf
http://www.lightningsafety.noaa.gov 
http://www.weather.gov/nwr 
http://www.fema.gov 
http://www.redcross.org

22 Ekim 2018 Pazartesi

Balıkesir'de Lise Öğrencisi Hamam Böceği ve Bordan Radyasyon Zırhı Yaptı


Balıkesir Fen Lisesi 4'üncü sınıf öğrencisi olan ve üstün zekalı öğrencilerin eğitim gördüğü Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi'nde laboratuvar çalışmaları yürüten Alperen Berberoğlu, radyasyondan etkilenmeyen hamam böceklerinden esinlenerek radyasyon zırhlı yelek üretti. Bilim merkezinde görevli kimya öğretmeni Pınar Sabaz'ın da yardımıyla 2 yıldır sürdürdüğü çalışmalar sonrası yaptığı radyasyon yeleği ile TÜBİTAK projelerinde bölge birinciliği alan Berberoğlu, şimdi yeleği ürettiği maddenin patentini almak için çalışmalara başladı. Kurşundan üretilerek yapılan ve insan vücuduna zararı olduğu tespit edilen radyasyon yeleklerinin piyasada ortalama 600 liraya mal olduğunu ifade eden Berberoğlu, ürettiği yeleği ise 20 liraya mal ettiğini belirtti.

HAMAM BÖCEKLERİNDEN ESİNLENDİ: 

Rusya'nın Çernobil şehrinde yaşanan ve dünyanın en büyük radyoaktif felaketi olarak görülen Çernobil faciası sonrası yaşamayı sürdüren hamam böceklerinden esinlenerek böyle bir çalışmaya başladığını söyleyen Berberoğlu, iki yıldır bu proje üzerinde çalıştığını belirtti. Hamam böceklerini incelediğinde kabuklarında kitosan adlı bir madde olduğunu ve bu maddenin radyasyondan etkilenmediğini belirlediğini ifade eden Berberoğlu, şunları söyledi:

"Bundan yola çıkarak içinde kitosan ve ayrıca milli değerimiz olan bor bulunan bir polimer üretmek istedim. Ardından polimerle ne yapabileceğimizi düşündüm ve bununla hastanelerde röntgen cihazlarını kullanan radyoloji teknikerlerinin gördüğü zararı minimuma indirmek amacıyla üç farklı bor bileşiğini bulunduran yelek dolgusu tasarladık. Yaptığımız yeleğin içerisinde yapmış olduğumuz dolgu var. Ayrıca polimerleştirici malzeme olarak kitosan bulunuyor. Bu da asetik asitte çözünmüş biçimde. Bunun yanında bir de sıvı ürettik. Bunları da hastanelerde şu anda duvarlarda kurşun bloklar kullanılıyor. Onların yerine kullanmak amacıyla ve maliyeti minimum amacıyla bu sıvıları ürettik. Ayrıca kurşun yeleklerin maliyetine göre çok daha ucuz ve kurşun yeleklerin ağırlığına göre çok daha hafif bir materyal ürettik. Kurşun yeleklerin maliyeti yaklaşık 600 TL civarında. Ancak biz bu yeleği 20 TL'ye mal edebiliyoruz. Ayrıca kurşuna göre çok daha hafif olma avantajı var. Bu proje geliştirilerek ileride savunma sanayiinde ve sağlık sektöründe kullanılabilir."

YÜZDE 98,25 ORANINDA RADYASYONDAN KORUNMA SAĞLIYOR: 

Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi'nde kimya öğretmeni olarak görev yapan ve Alperen Berberoğlu'na projesinde danışmanlık yapan Pınar Sabaz da bor bileşikleri ve kitosan adı verilen malzemeyle birlikte radyasyondan koruyan kumaş dolgu malzemesi ve sıvı ürettiklerini söyledi. Yaptıkları test sonuçlarında üretilen maddenin radyasyona karşı yüzde 98.25 oranında koruma sağladığını tespit ettiklerini belirten Sabaz, "Dolayısıyla da bu çalışmayı geliştirerek patent noktasına getirdik ve patent başvurusunu gerçekleştirdik. Çalışmanın ilk aşamasında öğrencim hamam böceklerinin radyasyonun zararlı etkilerinden hiçbir şekilde olumsuz etkilenmediğini fark etmiş ve bununla ilgili ‘bunun nedeni ne olabilir’ diye araştırırken hamam böceğinin kabuğunda bulunan kitosan maddesinden kaynaklandığını keşfettik. Bu kitosanın içerisine de milli değerimiz olan, dünya rezervlerinin yüzde 72’sinin ülkemizde bulunduğu bor bileşiğini ekleyerek radyasyon zırhı üretmeyi başardık. Bu malzeme yüzde 98,25 oranında radyasyona karşı koruma sağlıyor" dedi.

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...