26 Mayıs 2020 Salı

Öykülerle Deyimler Uzun Lafın Kısası (Habib Bektaş) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Süslü hangi dersin branş öğretmeni olarak atanmıştır?

A- Almanca
B- İngilizce
C- Fransızca
D- İtalyanca

2. “Selam Verdik Borçlu Çıktık.” hikâyesinde aşağıdakilerden hangisi İhsan Dede’nin özelliklerinden biri değildir?

A- Dürüst olmak
B- İnsanlara iş buyurmak 
C- İnsanları kandırmaya çalışmak
D- Çıkarcı davranmak

3. “Fırıldak çevirmek” deyiminin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

A- Belirtilen yaşa yaklaşmak
B- Hileli yollara başvurmak, dalavere yapmak
C- Birinin konuşması bitmeden araya girip konuşmak
D- Konuşmanın seyrini isteğine göre çevirmek

4. Aşağıdakilerden hangisi “Kaşıkla Verip Kepçeyle Almak” adlı hikayede “Hasip” adlı karakterin özelliklerinden değildir?

A- Zengin
B- Katı yürekli
C- Vicdansız
D- Güler yüzlü

5. “Bileğinde altın bilezik” deyiminin anlamı nedir?

A- Kolunda altın bilezik olması
B- Çok altına sahip olmak
C- Her işe koşmak
D- Bir mesleğe sahip olmak

6. Öykülerle Deyimler Uzun Lafın Kısası kitabının yazarı kimdir?

A- Hande Birsay
B- Haluk Levent
C- Habib Bektaş
D- Halide Edip Adıvar


Cevap Anahtarı :

1-B

2-A

3-B

4-D

5-D

6-C

Kapiland’ın Kobayları (Miyase Sertbarut) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Kapiland’ın Kobayları adlı kitapta Anti Row şurubunu hangi yaş aralığındaki kişiler içmektedir?

A) 7-15
B) 7-17
C) 7-18
D) 7-19

2. Kapiland’ın Kobayları adlı kitapta Sevda Hanım’ın arkadaşı Dr. Bülent Cantürk hangi hastalıklar konusunda uzmandır?

A) Cildiye
B) Çocuk hastalıkları
C) Metabolizma hastalıkları
D) Kalp ve damar hastalıkları

3. Kapiland’ın Kobayları adlı kitapta büyük babanın kedisinin adı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Minnoş
B) Tekir
C) Tarçın
D) Kara kedi

4. Anti Row şurubunu kullanan çocukların aileleri aşağıdaki hangi iki alanda ekonomik anlamda zorlanmaya başlamıştır?

A) Ulaşım-Barınma
B) Eğitim-Gıda
C) Eğitim-Eğlence
D) Gıda-Giyim

5. Kapiland’ın Kobayları adlı kitabın ana karakteri Hayri’nin okul önünde kavga eden sınıf arkadaşı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Semih
B) Yiğit
C) Çağatay
D) Burhan

6. Kapiland’ın Kobayları adlı kitabın yazarı kimdir?

A) İskender Pala
B) İpek Ongun
C) Cemal Süreyya
D) Miyase Sertbarut

Cevap Anahtarı :

1-B

2-C

3-C

4-D

5-A

6-D

Cengiz Han’a Küsen Bulut (Cengiz Aytmatov) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Cengiz Han’a Küsen Bulut

Kitabın Yazarı :
Cengiz Aytmatov

Kitap Hakkında Bilgi :

Gün Olur Asra Bedel içerisinde yer alabilecek ancak Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra yayınlanabilen Stalinizmin ve totaliterliğin güçlü bir eleştirisi…

“Devletin çıkarlarından daha önemli ne olabilirdi? Bazıları insan hayatının önemli olduğunu sanıyorlardı... Ne laf ya! Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Yakılacak insan olmazsa soba söner. Sönen, yanmayan sobanın da hiçbir yararı yoktur. Ama öte yandan bu insanlar devlet olmadan yaşayamazlar: Sobayı tutuşturan, yakan onlardır. Sobayı yanar tutmakla görevli olanlar da ona yakıt temin etmeliydiler. Her şey buna bağlı.”

Ünlü yazar Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un bu son romanı, "Gün Olur Asra Bedel" adlı romanın içinde yer alması gereken ve onu tamamlayan uzunca bir bölümdür. On yıl kadar önce kaleme alınan o eserde, KGB'yi en çarpıcı örneklerle en ağır bir şekilde suçlayan bu bölüme izin verilmemiş veya Aytmatov bunu ayrı bir roman halinde yayınlamak için hürriyet günlerini beklemiştir.

Bu romanında Aytmatov, "Gün Olur Asra Bedel'in kahramanlarından biri olan öğretmen Kuttubayev'in nasıl öldüğünü anlatıyor. Oysa, sözünü ettiğimiz büyük romanda resmi makamlar onun kalp sektesinden öldüğünü bildirmişlerdi.

Kitabın Özeti :

Kuttubayev'i suçlayan savcı en önemli delil olarak onun, Cengiz Han'la ilgili bir efsaneyi kaleme almış olmasını gösteriyor. Bu efsane, Avrupa'yı fethe giden Cengiz Han'ın, Sarı- Özek'ten geçerken iki sevgiliyi idam ettirmesidir. Bu efsane, hem çok güzel bir aşk hikâyesi hem de "diktatör karşısında bireylerin durumu" gibi evrensel bir konunun işlendiği bir anlatıdır. Anlatan Aytmatov olunca, orada masal ve efsane aracılığıyla geçmişimizi, günümüzü hatta geleceğimizi apaçık görebiliyoruz.

Abutalip Kuttubayev sebebini bilmediği bir suçtan tutuklanır ve Almatı'da bir hapishane hücresine konularak suçunu itiraf etmesi için işkence edilmeye başlanır. O ise bir an önce eşine ve çocuklarına kavuşmayı düşlemektedir.

Sorgu yargıcı Tansıkbayev mesleğinde önemli bir başarı gösteremediği için bir türlü terfi edememiştir. Hayalinde oluşturduğu ve İkinci Dünya Savaşında Sovyet ordusunda savaşırken esir düşüp kurtulmayı başaran Abutalip Kuttubayev'in İngiliz-Yugoslav gizli servisleriyle ilişkileri ve Kazakistan'ın ücra yerlerindeki halk arasında yıkıcı, ideolojik fikirleri yayma davası' adını verdiği bu dava sayesinde terfi etmeyi planlamaktadır.

Tansıkbayev, Abutalip'in derlediği "Mankurt" hikâyesi ve " Sarı-Özek Kurbanları" adlı efsaneyi aynı konular dolayısıyla açılan diğer davalar da olduğu gibi burada da uzmanlara inceletip Abutalip'i suçlayacak deliller bulmaya çalışır.

"Sarı-Özek Kurbanları" adlı efsane şöyledir: Cengiz Han Avrupa'yı fethetmek amacıyla Batı seferine çıkar. Sefere çıkmadan önce bir kâhin bu sefer sırasında onun başı üzerinde küçük beyaz bir bulutun dolaşacağını ve onu küstürürse işlerinin rast gitmeyeceğini söyler. Seferin on yedinci gününde Cengiz Han bulutu görür ve Gök· Tengri'nin ona bir ayrıcalık gösterdiğini anlar.

Cengiz Han, Batı seferi sırasında kadınların çocuk doğurmasını, doğa kanunlarına ve Tanrı'nın gücüne gidecek şekilde yasaklar. Fakat nakışçı Togulan ile Yüzbaşı Erdene'nin bir çocukları olur ve adını Kulan koyarlar.

Cengiz Han yasağa uymayan Erdene ile Togulan'ı idam ettirir. Kendi seferine devam ederken küçük beyaz bulutun onu terk ettiğini görür. Gök-Tengri'nin ona yüz çevirdigini anlar ve ülkesine dönüp orada ölür.

Küçük beyaz bulut ise Kunan ve onu koruyan köle Altın'ı güneşten korumak için tekrar ortaya çıkar. Yaşlı köle Altın, bozkırda açlıktan ölecek durumdaki bebek Kulan’ı avutmak için emzirmeye kalkar. Hayatında hiç çocuk doğurmamış, yaşlı bir kadın olan Altın, sütünün geldiğini görür.

Tansıkbayev bu efsaneleri yazmakla Abutalip'in yararsız ata dilini canlandırmak, milletin asimile olmasını önlemeye çalışmak, iktidarı kötülemek ve bireylerin çıkarlarını devletin çıkarlarından üstün tutmaktan dolayı, onu tutuklar. İşbirlikçileri bulmak için onu Urenburg'a götürmek ister.

Savcı sorgu ilerlerken Abutalip'in dosyasını oluşturur. Mahkum trenle sevkiyata başlanır. Abutalip’inse son kez ailesini tren geçerken görmek isteği vardır. Savcı, Abutalip’in suçlamaları kabul edip istediği terfiyi alması için anlayış göstermeye çalışır. Abutalip trende iken tek düşüncesi Boranlı istasyonundan geçerken karısını ve çocuklarını son bir kez görmektir. Yedigey'i, Kazangap'ı, Zarife'yi ve çocuklarını son bir kez görür. Tren, Urenburg'a varınca kendini trenin altına atarak intihar eder.
Abutalip rejimin yaşaması için kurban edilir. Erdene ve Togulan'ı ise Cengiz Han, iktidarının zayıflayacağı, kudretinin azalacağı, halkın küstahlaşacağı ve saygısızlığının artacağı korkusuyla öldürtmüştür. Hem Stalin hem de Cengiz Han, hükümdarlıklarını sürdürebilmek için masum insanları öldürtürler. Arada zaman farkı olsa da zalimler ve onların zulümleri devam etmektedir.

Kitaptan;

“Bu aile, her gün Abutalip’in dönüşünü bekliyordu. Abutalip’in karısı Zarife, geceleri birkaç kez, petrol lambası fitilinin külleşen ucunu kesiyor, bu yüzden birdenbire aydınlık artınca, gözleri, encikler gibi yumulup uyuyan soluk tenli iki çocuğa takılıyordu. İşte o zaman içi soğuk bir ürperme ile doluyor, yumruklarını sıkıp göğsüne bastırıyor, onları rüyalarında babalarına doğru koşarken hayal ediyordu: Olanca hızlarıyla koşarak, yarışarak, kollarını açarak, ama bir türlü koştuklarına ulaşamadan… Gündüzleri, o küçük aktarma istasyonunda sadece otuz saniye duraklayan trenleri de gözden kaçırmıyorlardı. Vagonlar büyük bir gıcırtı ile durur durmaz fırlayıp koşmak için hep pencereye uzatıyorlardı başlarını. Ama günler gelip geçiyor, onlar babalarından hiçbir haber alamıyorlardı. Sanki babalarını bir çığ alıp götürmüştü ve bunun nerede, ne zaman olduğunu kimse söylemiyordu.

Yine o gecelerde, ışığı sabaha kadar hiç sönmeyen başka bir pencere daha vardı, ama bu, demir parmaklıklı bir pencere idi: Ülkenin öbür ucunda, Alma-Ata hapishanesinin bodrum katındaki hücrelerden birinin penceresi. Abutalip Kuttubayev, tam bir aydan beri burada, gece-gündüz, gözlerini kör edercesine kamaştıran bir ışığın altında tutuluyordu. Hücresinin tavanına asılan bu kör edici ışık gerçek bir işkence idi. Burgu gibi delen, bıçak gibi kesen o ışıktan yorgun gözlerini ve zavallı başını nasıl koruyacağını bilemiyor, bu yüzden de bir an için olsun niçin tutuklandığını, ondan ne istediklerini düşünmeden duramıyordu. Bazı geceler yüzünü duvara döner, gömleğinin eteğiyle yüzünü örtmeye çalışırdı. O zaman, onu gözleyen nöbetçi hemen içeri dalar, yakasından tutup yere çalar, küfürler savurarak basardı tekmeyi: ‘ Yüzünü duvara dönme pis köpek! Başını örtme alçak faşist!…’ Onun bağıra bağıra suçsuz olduğunu söylemesine kimse kulak asmazdı.

Bundan sonra yine sırtüstü, yüzü o korkunç elektrik ışığına dönük olarak yatardı. Gözkapaklarını kan çanağına dönmüş gözlerine indirir, kamaşan gözleri hiçbir şeyi göremez, bir mezar çukurundaymış gibi güçlükle nefes alır, beyni çalışmaz olurdu. Ne uykusuzluk, ne dayak, ille de bu keskin ve burgu gibi delen ışık! Hiçbir gözetici, hiçbir sorgu yargıcı bundan daha büyük işkence yapamazdı ona."

Cengiz Han’a Küsen Bulut (Cengiz Aytmatov) Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

Bir Şeftali Bin Şeftali (Samed Behrengi) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Bir Şeftali Bin Şeftali kitabının yazarı kimdir?

A) Samed Behrengi
B) Orhan Kemal
C) Cengiz Aytmatov
D) Orhan Pamuk

2. Kitaptaki köyün ağası elindekilerini dağıttıktan sonra neyi kendine ayırmıştır?

A) Tarlayı
B) Ova arazilerini
C) Pamuk tarlasını
D) Büyük meyve bahçeleri

3. Kitapta hikayeyi anlatan kimdir?

A) Kavak ağacı
B) Dut ağacı
C) Polat
D) Küçük şeftali ağacı

4. Kitapta güneşin kendine küseceğini düşünen kimdir?

A) Kayısı ağacı
B) Bahçıvan
C) Küçük şeftali ağacı
D) Şeftali ağacının annesi

5. Kitapta bahçıvan şeftali ağacını neden kesmek istiyor?

A) Çok büyüdüğü için
B) Şeftali vermediği için
C) Kuruduğu için
D) Canı sıkıldığı için

6. Kitapta bahçe duvarında atlayıp karınlarını meyve ile doyurmak isteyenler kimlerdir?

A) Sahipali ve Polat
B) Ali ve Mehmet
C) Ali ve Poyraz
D) Köyün çocukları

7. Kitapta hikayenin kahramanları şeftaliyi nerede bulmuşlardır?

A) Dalında
B) Tarlada
C) Bahçede
D) Köy meydanında

8. Kitapta şeftaliyi bulan çocuklar şeftaliyi nasıl yemeye karar verirler?

A) Havuzun başına gidip serinleterek
B) Buldukları yerde sıcak sıcak
C) Köy çeşmesinin başında
D) Evlerinde

9. Kitapta, Sahipali şeftaliyi iyice soğutunca kaç tümen edeceğini söyler?

A) Bir tümen
B) Bin tümen
C) İki bin tümen
D) Yüz tümen

10. Kitapta şeftaliyi yedikten sonra çekirdeğini ne yaparlar?

A) Kırıp yediler.
B) Suya attılar.
C) Çeşmenin başına bıraktılar.
D) Söğüt ağacının altına bıraktılar.

11. Kitapta çocuklar yılan avlamaya neden çıkarlar?

A) Şeftali ağacına gübre olsun diye
B) Şeftali ağacına zarar verdikleri için
C) Keçilerine zarar vermesin diye
D) Oyun oynamak için

12. Kitapta, Polat neden şeftali ağacının yanına tek başına gelir?

A) Sahipali’yi yılan soktuğu için
B) Sahipali hasta olduğu için
C) Babası Sahipali’yi cezalandırdığı için
D) Sahipali köyden taşındığı için

Cevap Anahtarı : 

1-A        2-D         3-D

4-C        5- B        6-A

7-C        8-A         9-B

10-D     11-A       12-A

Bir Şeftali Bin Şeftali (Samed Behrengi) Kitabının Özeti, Konusu, Tahliliiçin tıklayınız...

Osmanlı’da Astronominin Kurucusu Ali Kuşçu (Ayşenur GÖNEN) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı

1- Ali’nin öğretmeninin adı nedir?

A- Muhammed
B- Ali
C- Rıza
D- Seyyid Şerif Cüreani

2- Ali Kuşçu’nun gerçek adı nedir?

A- Alimar
B- Ahmet
C- Altay
D- Alaaddin Ali

3- Ali Kuşçu ve Hasan okuldan çıktıktan sonra hangi bahçeye gitmişlerdir?

A- Kalıp bahçesi
B- Kanuni bahçesi
C- Nakşi cihan bahçesi
D- Hatinin bahçesi

4- Ali’nin babasının adı nedir?

A- Muhammed
B- Zülküf
C- Davut
D- Mehmet

5- O dönemde kitapta bahsedilen en güzel şehir neresidir?

A- Semerkant
B- İstanbul
C- Horasan
D- Tebriz

6- Ali’nin kargasının adı nedir?

A- Tepegöz
B- Büyükgöz
C- Açıkgöz
D- Işıkgöz

7- Gözlem evinin bekçisi kimdir?

A- Barbaros
B- Cemal
C- Adem
D- Gıyas

8- Sık sık gözlemevini ziyaret eden kişi kimdir?

A- Mirza Uluğ Bey
B- Uzun Hasan
C- Fatih Sultan Mehmet Han
D- Tepegöz

Cevap Anahtarı :

1-D        2-D

3-C        4-A

5-A        6-A

7-D        8-A

Milli Elektrikli Yüksek Hızlı Trenin Teknik Özellikleri - 29 Mayıs 2020 Raylarda Test Edilecek


2020 Yatırım Planı’nda TÜVASAŞ, 56 hızlı tren seti üretecek.

Cer sistemleri, boji sistemlerinin bir kısmı ASELSAN tarafından yapılıyor.

Yaz-Kar firması trenin klimalarını üretiyor.

3 adet Elektrikli Yüksek Hızlı Tren Seti , 29 Mayıs’ta raylara indirilip test edilmeye başlanacak.

Testlere göre eylül ayında bu trenler vatandaşlarımızca kullanılmaya başlanacak.

TÜVASAŞ’ta üretilen Milli Tren alüminyum gövdeli olarak tasarlanmakta olup bu özellikte bir ilk olmayı hedeflemektedir.

Yüksek konfor özellikleri taşıyan 160 km/s hıza sahip 5 araçlı set, şehirler arası seyahate uygun olarak tasarlanmaktadır.

Ayrıca, Milli Tren, engelli yolcuların her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanmaktadır.

2023 yılından itibaren Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmesi hedeflenen Milli Elektrikli Tren Seti, TSI standartlarında tasarlanmaktadır ve hızı 160 km/s’ den 200 km/s’e çıkarılacaktır.

TEKNİK ÖZELLİKLER 


1- Maksimum Hızı: 160 km/s
2- Araç Gövdesi: Alüminyum
3- Ray Açıklığı1435 mm
4- Aks Yükü: ,<18 ton
5- Dış Kapılar: Elektromekanik Kapı
6- Alın Duvar Kapılar: Elektromekanik Kapı
7- Boji: Her araçta Tahrikli Boji ve Tahriksiz Boji
8- Kurp Yarıçapı150 m.Minimum
9- Gabari: EN 15273-2 G1
10- Tahrik Sistemi: AC/AC , IGBT/IGCT
11- Bilgilendirme: PA/ PIS , CCTVYolcu
12- Yolcu Sayısı322 + 2 PRM
13- Aydınlatma Sistemi: LED
14- İklimlendirme Sistemi: EN 50125-1 , T3 Sınıfı
15- Güç Kaynağı: 25kV , 50 Hz
16- Dış Ortam Sıcaklığı: 25 °C / + 45 °C
17- TSI Uygunluğu: TSI LOCErPAS – TSI PRM – TSI NOI
18- Tuvalet Sayısı: Vakumlu Tip Tuvalet Sistemi 4 Standart + 1 Universal (PRM) Tuvalet
19- Cer Paketi: Otomatik Kavrama (Tip 10) Yarı Otomatik Kavrama

Suyun Bize Öğrettikleri - Sufizm'de Su Felsefesi


Sufizm’de SU FELSEFESİ

Suyun doğası bir felsefe anlatır.

Mesela dağdan akan suyu düşünün. En az direnç gösteren yolu seçer akmak için. Yani önüne bir kaya çıkacak olursa onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya.

Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der Sufiler: “Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafından dolanıp devam et yoluna.”

Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. O zaman ne yapar, birikip üstünden aşar. Yok eğer bu da olmuyorsa sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki, damlaların sürekliliğidir. Buna da “sabır” derler.

Sabretmek hiçbir şey yapmadan oturmak değildir. “Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal edebilmektir.” der Şems-i Tebrizi. Suyun doğası imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olduğunu öğretir. Kayayı delen su elbette yine yoluna devam eder.

Su hep akar. Bilir ki aktıkça temizlenir. Bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur, akmayan su bulanır, çamurlaşmaya başlar. Üzerine pislik birikir ve Sufiler bu yüzden derler ki: “Sen su gibi ak. Her daim yenilen. Her gün yenilen. İki günün aynı olmasın. Dünü dünde bırak yeni şeyler öğren.”

Mesela su değişimden hiç korkmaz. Ama insanlar değişimi sevdiklerini söyleseler de aslında bundan çok korkarlar. Su değişimi ne güzel de anlatır. Bazen yağmur olur, bazen kar olur, bazen buz olur, bazen buhar olur. Buhar olduğunda çıkar gökyüzüne yağmur olup iner yine yere.

Ayrıca su uyumludur. Çay bardağına koyduğunda çay bardağının şeklini alır, kovaya koyduğunda kovanın. Sürekli bulunduğu yere uyumlanır ama doğası hiç değişmez. Her yere her şeye uyum sağlar.

Unutma ki dünyada her zaman doğaya uyum sağlayanlar hayatta kalır. Uyum sağlayanlar esnektir çünkü. Değişime direnenlerse katıdır. Fırtına en sert en güçlü ağaçları devirir ama esnek fidanlara, otlara hiçbir şey yapamaz. O yüzden esnek olanlar, uyum sağlayanlar hayatta kalır. Aynı zamanda akışa teslim olur. Teslimiyet içindedir. Çünkü bilir ki bütün dereler eninde sonunda büyük denizlere, okyanuslara akar.

Elinden geleni yaptıktan sonra hayatın akışına teslim olmaktır bu.

Su berraktır, şeffaftır. Olduğu gibidir yani. Paylaşımcıdır. Hep besleyicidir. İnsanları, hayvanları, doğayı besler. Hayatsuda başlar. Su olan her yerde bitkiler vardır, hayvanlar vardır, insanlar vardır.

İşte suyun bu yapısından dolayı sufiler birbirlerine “Su gibi ol Azizim” derler”...

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...