25 Ekim 2023 Çarşamba

İlk Elektrikli Araba Ne Zaman İcat Edilmiştir?



İlk Elektrikli Araba Ne Zaman İcat Edilmiştir?

Elektrikli araçlar üzerine yapılan çalışmalar 1830’lara uzanmaktadır. En kullanılabilir elekrikli arabalar 1900’lü yıllar civarında yapılmaya başladı. New York’ta elektrikli ticari taksiler bile kullanılmaya başladı. Bir dönem ABD’de üretilen 4.000’den fazla aracın yüzde 28’i elektrikle çalışıyordu. New York, Boston ve Chicago gibi büyük şehirlerdeki arabaların üçte ikisi elektrikli arabalardan oluşmaktaydı. 

İlk elektrikli araba 1835 yılında yapıldı. Thomas Davenport tarafından Amerika’da yapılan araba, iki elektromıknatıs, bir pivot ve bir pil kullanılarak yapılmış küçük bir lokomotiftir. İskoçya’da da Robert Anderson elektrikli araba üretmeyi başardı. İskoçyalı Anderson’ın arabansının şarj etme işlevi olmadığı için başarısız oldu.

1894 yılında Salom ve Morris ilk elektrikli araçlarının prototipini yapmayı başardı. 31 Ağustos 1894 tarihinde yaptıkları elektrikli arabanın patentini aldılar. Ürettikleri bu ilk elektrikli otomobil, 725 kilogram ağırlığında kurşun asitli bir bataryaya sahipti. Arabada ağırlığından dolayı çelik lastikler kullandılar. İlk denemede problem yaşanmaması için güvenlik önlemleri alındı. Electrobat arabalarına verdikleri isimdi.

1895 yılında Morris and Salom Electric Wagon and Carriage Company adında ilk elektrikli otomobil üretim firmasını kurdular. Böylece Electrobat’ın seri üretimine başlanmış oldu.

Seri üretimde Electrobat havalı lastikler ile üretildi. Tam dolu batarya ile saatte 32 km/h hıza ve 40 km mezile sahipti. Electrobat'da 1,5 beygir gücünde çift motor bulunmaktaydı. Electrobat; Philadelphia, Boston ve New York’ta ticari taksi olarak da kullanıldı. Zamanına göre iyi bir teknoloji sunmaktaydı. Petrol yakıtlı araçların ucuz maliyetli ve daha hızlı üretilmeye başlaması ile elektrikli araç üretimleri zamanla azaldı ve yerlerini petrol yakıtlı araçlara bıraktı.

24 Ekim 2023 Salı

Apartman ve Site Ortak Alanlarına Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurmak



Apartman ve Site Ortak Alanlarına Elektrikli Araba Şarj İstasyonu Kurmak

Ülkemizde elektrikli araç sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye'de elektrikli araç kullanımı son iki yılda ciddi şekilde yaygınlaşmıştır. Normal bir arabaya bütçesi yetmeyen pek çok kişi düşük fiyatlı küçük elektrikli araçlar da satın almaktadır. Artan araç sayısıyla beraber araçların şarj sorunu ortaya çıkmaktadır. Elektrikli araç sahiplerinin ilk aklına seçeneklerin başında oturdukları apartmanın girişine veya sitenin otoparkına kendilerine ait bir şarj ünitesi kurmak gelmektedir.

Pek çok apartman ve sitede araçlarını kendi imkanları ile şarj etmek isteyen araç sahipleri apartman sakinleri ve site yönetimleri ile karşı karşıya gelmektedir. 

Apartman ve sitelerin ortak kullanım alanlarına şarj istasyonu kurulumu elektrikli araç kullanıcılarına daha fazla şarj hizmeti sunmak için büyük önem arz etmektedir.

Araç sahiplerinin kendilerine ait şarj ünitesi montajını onay almadan yaptıramamaları gerekmektdir. Ayrıca kontrolsüzce yapılan şarj ünitelerinden dolayı elektrik güvenliği riskleri de ortaya çıkmaktadır. 

Elektrikli araç şarj ihtiyacının izinsiz şekilde, bireysel kullanılan ünitelerle sağlamak, apartman ve sitelerin elektrik altyapılarına çok fazla yük getirmekte ve çok ciddi güvenlik riskleri meydana getirmektedir. 

Bireysel şarj istasyonu kurmak yerine, EPDK'nin Şarj Hizmet Yönetmeliği uyarınca şarj istasyonlarının, apartman ve sitelerin ortak alanlarında şarj ağı işletmecilerince ödenebilir şekilde kurulumlarının sağlanması gerekmektedir. Ortak alanlara yapılacak kurulumlar, mutlaka Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği'ne uygun bir mühendislik çalışmasıyla kurulmalıdır. 

Bireysel şarj istasyonu kurmak isteyen kişiler apartman ve sitelerin ortak kullanım alanlarına kat maliklerinden izin almadan şarj istasyonu kurduklarında komşuları tarafından şikayet edilme durumlarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Hiçbir kat maliki, kendi aracını şarj edebilmek için şarj ünitesi montajı yaptıramaz. Kat Mülkiyeti Kanunu göre kendi otopark alanına elektrikli araç şarj istasyonu kurmak isteyen kişiler kat maliklerinin 5'te 4'ünün yazılı iznini alması gerekmektedir. Bu izinlerin alınması sonucunda kendi otopark alanınıza bir elektrikli araç şarj istasyonu kurulabilir. Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre izinsiz şarj istasyonu kurulduğunda, kat maliklerinden biri tarafından dava edilerek hakim müdahalesi sonunda şarj istasyonunu sökmek durumuyla karşılaşılır.

Sitelerde herkesin kullanımına açık bir şarj istasyonu kurulacaksa, Kat Mülkiyeti Kanunu göre kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğunun aranması gerekmektedir. Elektrik araç şarj istasyonu kurulumu için site yönetim planında karar varsa, genel kurul yapılması gerekmeden gerekli kurulum işlemleri yapılabilir. Yoksa genel kuruldan yetki alınması gerekmektedir. Kiracıların kanundan doğan hakkı bulunmamaktadır. Sadece kat malikleri elektrikli şarj istasyonu kurma konusunda karar alabilmektedir.

Kanun gereği, yapılacak yenilik ve ilave, tüm malikleri ilgilendiriyor ve onların tümünün yararına ise yapım ve giderine herkes katılır. Herkesi ilgilendirmiyorsa, mesela 4 bloklu bir sitede 2 blokun yararlanacağı bir yenilik ve ilave yapılırsa bundan faydalanan o 2 bloktaki malikler ödeme yapar. 

Kanuna göre, yapılacak yenilik çok masraflı veya lüks nitelik taşıyorsa veya tüm kat maliklerini ilgilendirmiyorsa, bunlardan faydalanmak istemeyen malikler giderlere katılmak zorunda değillerdir. 

Bir sitede 250 araç varsa ve sadece yüzde 10'u elektrikli ise sadece 25 araç sahibinin yaralanacağı şarj istasyonunun kurulum giderini de bu 25 aracın sahibinin karşılaşması gerekir. Sadece bir kişinin elektrikli aracı varsa o bir kişi bu maliyetin tümünü kendisi üstlenmek zorundadır.

Pek çok elektrikli araç sahibi, kendi saatinden elektrik çekerek, izinsiz şekilde aracını şarj etmektedir. Bu durum binanın elektrik gücünün yetmediği durumda yangına sebebiyet verebiliyor. Böyle örnekler yaşandı. Elektrikli araçlar için izinsiz şeklide şarj ünitesi kurulamaz. Böyle bir durumda diğer kat malikleri, şarj mekanizmasının sökülmesi için dava açma hakkına sahiptir. Binanın kurulu elektrik gücüne göre hareket edilmelidir. Ortak alan elektriğinin izinsiz kullanılması halinde ise komşular ve yönetim birlikte görsellerin de yer aldığı tutanak tutarak, savcılığa suç duyurusunda bulunma hakkına sahiptir.

23 Ekim 2023 Pazartesi

Barış Çocuk - Atatürk'le Kurtuluş Savaşı'nda (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili

Kitabın Adı: Barış Çocuk - Atatürk'le Kurtuluş Savaşı'nda

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

Kurtuluş Savaşı'nı bir de Bilgin Amca'dan dinle!

Çocukların Bilgin Amca'sından hem eğlenceli hem öğretici bir tarih anlatısı: Hazırlayacağı ödev için internette Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafları arayan Barış, birdenbire karşısına çıkan bir fotoğrafın içinde bulur kendini: Tarih 16 Mayıs 1919'dur; Barış, Mustafa Kemal'le birlikte Samsun'a doğru yola çıkar. 10 Eylül 1922 günü İzmir'de son bulan bu yolculuk boyunca, Kurtuluş Savaşı'nı adım adım izler, başından geçenleri de Paşa'nın armağanı olan kırmızı deftere yazar.
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitap, Kurtuluş Savaşı'nı çocuklara anlatacak ve sevdirecek bir dille anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Barış, öğretmeninin verdiği ödevi yapmak için bilgisayarın başına oturur. 19 Mayıs tarihine birkaç gün vardır. Barış, Atatürk hakkında fotoğraflar bulmaya çalışır. Bilgisayarda internette araştırırken Atatürk'ü Yaşamak adlı bir internet sitesine girer. Sitedeki fotoğrafları incelerken Atatürk'le yaşamaya davet eden ışıklı bir yazıya tıklar. Barış'ın yazıya tıklamasıyla bilgisayar ekranında farklı şeyler olmaya başar. Barış bu durum karşısında endişeye kapılır. Bilgisayarı kapatmaya çalışırken ekranda Mustafa Kemal Paşa'nın görüntüsü, Barış'ı Bandırma Vapuru'yla Samsun'a yolculuğa çağırır. Barış bir anda kendisini Mustafa Kemal Paşa'nın yanında bulur.

Barış, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarıyla Bandırma Vapuru'na binip yola çıkmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Barış'a çocukluğunu anlatır. Yurdumuzun güzelliklerinden ve birlik olan Türk halkı karşısında hiçbir düşmanın başarılı olamayacağından bahseder. 

Mustafa Kemal Paşa gemi kaptanı İsmail Hakkı Bey'den bir kalemle defter isteyerek Barış'a verir. Barış'tan yolculuk boyunca günlük tutmasını ister. Barış hemen ilk izlenimlerini yazmaya başlar.

Bandırma Vapuru ilk olarak Sinop'ta kısa bir mola verir. Mustafa Kemal Paşa kıyıya gelen halkı selamlar.  Sinop'taki yetkililerle toplantı yapılır. Bandırma Vapuru yeniden yola koyulup Samsun'a varır.

Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da çeşitli görüşmeler yapar. Bu sırada Barış, Yusuf adında bir arkadaş edinir ve Samsun'u gezmer. 

Yolculuk Samsun'dan Havza'ya, Havza'dan da Amasya'ya uzanır. Barış, Amasya vardıklarında Kerim adında bir arkadaş edinir. Kerim'in mahallesindeki çocuklarla çetecilik oyunu oynarlar. Barış, günlüğüne oyun sırasında kimsenin düşman askeri olmak istemediğini yazar. Rauf Orbay Bey ile Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın Amasya'ya geleceklerini de günlüğüne yazar.

Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler önce Sivas'a gider. Sivas'taki çalışmaları tamamladıktan sonra zor ve uzun bir yolculuk yaparak Erzurum'a varılır. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'dayken Dokuzuncu Kolordu Müfettişliği görevinden alınır. Mustafa Kemal Paşa, askerlik görevinden istifa eder. Barış gelişmeleri günlüğüne yazmaya devam eder ve Erzurum'u gezip şehrin güzelliklerini keşfeder. Erzurum Kongresi 23 Temmuz'da başlar ve 7 Ağustos'ta sona erer. Barış, bu kongrede alınan kararları günlüğüne yazar. 

Yeni bir kongre için Sivas'a geçilir. Sivas Kongresi 4 Eylül'de başlar ve 11 Eylül'de sona erer. Barış, Sivas'ta Cemil adında bir arkadaş edinir.  Cemi'le birlikte Sivas'ı gezerler. 

Sivas'taki çalışmalar bitince Ankara'ya yolculuk başlar. Ankara'ya 27 Aralık'ta tarihinde varılır. Ankara merkez olarak belirlenir ve Millet Meclisi burada kurulur. Meclisin kurulmasının ardından İnönü Meydan Savaşları ve Sakarya Savaşı gibi önemli olay gerçekleşir.

Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler 10 Eylül'de İzmir'e giderler. Barış, İzmir'de Mustafa Kemal Paşa ile konuşurken annesinin sesini duymaya başlar. Bbilgisayar ekranı kararmaya başlar. Barış bir rüya gördüğünü sanmaktadır. Kendi yazdığı anılarla dolu olan kırmızı kaplı defteri masasında görünce fikri değişir. Yaşadıklarını anlatmak üzere heyecanla annesinin yanına koşar. Barış kırmızı kaplı defteri annesinin aldığını öğrenir.

Atlantis'in Çocukları 1 (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



Kitabın Adı: Atlantis'in Çocukları 1

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

Denizin dibindeki benzersiz dünya

Yaşadığı yere fabrika kurulunca çevre kirliliği ile tanışan Tekin, fabrikanın atıksularına kapılınca kendini Atlantis'te bulur. Tekin, Atlantis'tekilerin teknik donanımı ve arkadaşlarının yardımıyla doğaya zehir saçanlara karşı bir savaş açar.
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:


Kitap, macera dolu fantastik bir hikaye ile özellikle deniz temizliği ve çevre konusunda çocukları bilgilendirmektedir.

Kitabın Özeti:

Tekin, Nergislidere'nin yakınlarında yaşamaktadır. Fabrikanın boşalttığı atık sular okuldan dönerken Tekin'in dereye düşmesine neden olur. Tekin düştüğü dereden kendi çabalarıyla kurtulmayı başaramaz. Kendini bir anda şeffaf bir balonun içinde bulur. Tekin şeffaf balonla Karadeniz'e uçar ve denizin derinlerindeki Atlantis'e iner. 

Tekin bu yolculuk sırasında bayılır. Kendine geldiğinde Atlantis'te Enki, Sunku ve Atamya adlı bilge Atlantislilerle tanışır. Atlantisliler çevre kirliliği ve küresel ısınma sorunlarıyla mücadele etmektedir. Bunun için Tekin'den yardım isterler. Tekin bunun zor bir görev olduğunu düşünür. Atlantisliler yardımcı olursa Tekin'i üstün teknolojileriyle donatacaklarını ve eğiteceklerini söylerler. Tekin yardımcı olmayı kabul eder.

Tekin'in ilk görevi, dereye düşmesine neden olan atık suların akıtan fabrikanın borusunu kapatmak olur. Nergislidere'yi kirleten fabrika, atık sular nedeniyle çalışmaz hale gelir ve kapatılır. Atlantislilerin teknolojisi sayesinde bu görev kolayca gerçekleştirilir.  

Tekin, Atamya'nın yönlendirmesiyle güvendiği arkadaşlarından oluşan bir ekip kurar. Tekin'in ekibi yakın arkadaşları olan Barış, Emre, Elif ve Aslıhandan oluşmaktadır. Beş arkadaş dünyayı kurtarmak için birlikte mücadele etmeye başlar. Ekibin adı Çevre Kardeşliği Takımı'dır. Ekip, Karadeniz'den Boğaz'a doğru yol alan çok eski olduğu için tehlike arz eden bir petrol tankerinin durumunu yetkililere bildirip büyük bir felaketin engellenmesini sağlar. 

Beş arkadaş daha sonra  Güllük'teki yüzeyde biriken ölü balıkları ve denizin dibinde oluşan balçık tabakasını temizleyip Sibirya'daki ölü bölgeye taşırlar. 

Daha sonra Tuna Nehrinden Karadenize doğru giden ve zehirli madde taşıyan bir gemiyi durdururlar. Bu görev çok zor bir şekilde tamamlanır. Çevre Kardeşliği Takımı artık Sahil Güvenlik yetkilileri tarafından tanınmaya başlar. 

Dördüncü görev, Yortanlı Barajı yüzünden sular altında kalacak olan Allianoi Antik Kenti'ni kurtarmak olur. 

Beşinci görev, fabrika atıkları yüzünden eski güzelliğini kaybeden Nergislidere'yi yeniden güzelleştirmektir. Atlantislilerin yanı sıra Sahil Güvenlik'in ve Deniz Temiz Derneğinin de yardımıyla Nergislidere eski güzel günlerine kavuşur. 

Altıncı görev, Karadenizdeki bulanık akıntıların kaynağını bulup buna son vermektir. Dayanışma içinde hareket eden beş arkadaş denizden kum çıkaran Cornelis Zanen adlı geminin sebep problemi Sahil Güvenlik, Deniz Temiz Derneği ve Balıkçılar Kooperatifi sayesinde giderir.

Son görev, Trabzon ile Japonya tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bir projeyi desteklemek olur. Proje Karadeniz'deki kalkan balığı stokunu yeniden arttırmayı amaçlamaktadır. Atlantis'ten gönderilen özel yemler ve kalkan balığı yavrularıyla proje desteklenir. 

Son görevlerinin ardından yaz tatilinin de başlamasıyla beş arkadaş ödül olarak Atlantis'e giderler. Beş arkadaş hem Atlantis'i gezerler hem de kendi yaşıtları olan Atlantislilerle tanışma fırsatı bularak güzel bir tatil geçirirler.

22 Ekim 2023 Pazar

Genlerin Şifresi (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Genlerin Şifresi

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

İlke, kendi halinde bir kızdır. Bir gün,bir rastlantı sonucu geçmişin kilidiniaçar ve tarihin en eski çağlarından bu yana,atalarının yaşamış olduğu şeyleri,rüyaları yoluyla anımsamaya başlar...Okurlarını her kitabında başka bir serüvene sürükleyen Bilgin Adalı, Genlerin Şifresi'nde de, yepyeni ve gizemli bir dünyanın penceresini aralıyor. Heyecanla okuyacaksınız...

Kitabın Konusu:

Kitap, ışınlara maruz kalan bir genç kızın eski tarihlerde yaşanmış olayları rüya yolu ile görmesini konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

İlke, Fen Bilimleri dersi ödevi için yüksek teknolojiye sahip bir iş yerini gezmeye gider. Bu işyeri İlke'nin Sinan dayısının çalıştığı Nükleer Araştırmalar Merkezi'dir. İlke, dayısıyla Nükleer Araştırmalar Merkezi'ni gezip bilgi alır. Dayısının acil bir işi çıkması üzerine Nükleer Araştırmalar Merkezi'nde İlke tek başına kalır. Bir süre dayısının dönmesini bekleyen İlke daha fazla dayanamayarak merkezi kendi başına gezmeye başlar. İlke yanlışlıkla tehlikeli bir odaya girer ve ışınlara maruz kalır.

İlke, Nükleer Araştırmalar Merkezi'nde ışınlara maruz kaldıktan sonra garip rüyalar görmeye başlar. İlkw bu durumu dayısına söyler. Dayısı ve çalışma arkadaşları İlke'ye testler yapmalarına karşın nedenini bulamazlar. 

Bir genetik mühendisinin teklifi üzerine İlke'ye başka testler yapılır. İlke'nin ışınlar nedeniyle genetik açılım yaşadığı öğrenilir. Bu yüzden İlke atalarının geçmişte yaşadığı pek çok şeyi rüya olarak görmeye başlamıştır.

İlke, bir gece rüyasında kendisini eski çağlarda yaşayan İluyanna adında bir kız olarak görür. İnsanlar bu çağda balık tutarak ve hayvanları avlayarak beslenmektedir. İlke rüyasında tehlike ve heyecan dolu büyük bir ava İluyanna'nın gözünden şahit olur. 

İlke başka bir rüyada kış mevsiminde göç eden küçük bir klanın parçası olur. Böylece Nili adında bir genç kız olarak anne babaları göç yolunda ölen 4 çocukla zorlu bir göç macerasına şahit olur. Yolculuk sırasında avlanarak beslenirler. Soğuktan korunmak için yaptıkları bir barınakta kalırlar. Yolculuk sırasında çeşitli tehlikeler atlatırlar ama birlik olup sabırla ilerlerler. Sonunda İlke'nin Karadeniz kıyıları olduğunu tahmin ettiği güzel bir yere ulaşırlar. İlke bu hikayeyi birkaç günde rüya olarak parça parça görür.

İlke birbirinden farklı pek çok rüya daha görür. Atlantis'in hikâyesine şahit olur. Bir deniz macerası yaşar. Bir savaşa şahit olur. Kapadokya halkının çapulcularla nasıl mücadele ettiğini Nadya'nın gözünden görür. Akdeniz kıyılarında esir olan Afrahim'in kaçıp kurtulmasını ve köyündeki insanların desteğiyle diğer esirleri kurtarmasını görür.

Uzaylılar Geliyor (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



Kitabın Adı: Uzaylılar Geliyor

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

"Selam Dünyalı! Biz dostuz."

Evren tarihindeki gezegenler arası ilk işbirliğine tanık olmaya var mısınız? Barışçı ve eşitlikçi bir uygarlık olan Şin-a gezegeni, nükleer sızıntılardan açığa çıkan radyasyon tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Tek umutları ise Dünya'dan sağlanabilecek askeri yardımdır. Peki, uzaylılar ile dünyalılar arasındaki
iletişim nasıl kurulacaktır? Merak etmeyin; Bilgin Amcanız ve küçük dostlarınız Doğay ile Akita size yol gösterecek. Haydi gecikmeyin; evrenin kapılarının dünyaya nasıl açıldığını birlikte öğrenelim.

Kitabın Konusu:

Kitap, meydana gelen bir sorundan dolayı iki farklı gezegenin yardımlaşmasını konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

Uzaydan dünyaya doğru bir cisim yaklaşmaktadır. Televizyon haberlerinde bu olayda bahsedince herkes tedirgin olur. Uzaydan dünyaya gelmekte olan uzaylılardır.

Birleşmiş Milletler Topluluğu tüm ülke liderlerini acil toplantıya çağırır. Toplantıda bazı ülke liderleri gelmekte olan cisimlerin düşmanımız olduğunu söyleyerek yok edilmesini ister. Bazı ülke liderleri ise uzaydan gelenlerin dost mu yoksa düşman olduğunu bilmediklerini söyler.

Birleşmiş Milletlerdeki Türkiye Temsilcisi Bilgin amcadır. Bilgin amcanın önerisi ile uzaylılarla evrensel bir dille iletişime geçmek için çaba gösterilir. Uzaylılarla bir şekilde iletişim kurulur. İki tane zeki uzaylı oldukları öğrenilir. Ancak bunun dışında bir bilgi yoktur. Birleşmiş Milletler daha etkili bir iletişim kurmak için toplanırlar.

Bütün bunlar olurken 6. sınıf öğrencisi olan Doğay adında bir kız çocuğu internet üzerinden uzaylılarla iletişim sağlar. Görüştüğü uzaylı kendi gibi bir kız çocuğu olan Akita'dır. Sonuda anlaşılırki uzaylılar yardım istemeye gelmiştir. Uzaylıların gezegeni Şin-a'da nükleer atıklardan dolayı zararsız hayvanlar canavarlaşarak tehlikeli olmaya başlamıştır.

Uzaylıların gezegeni Şin-a’ya yardım için Birleşmiş Milletlerde dünya ülkeleri karar alır. Şin-a gezegenine Doğay, Berk yüzbaşı pilotluğunda ve askerler giderler. 

Şin-a gezegeni dünyada olduğu gibi içinde hayat olan güzel bir gezegendir. Berk yüzbaşı ve Şin-a’nın komutanı birlikte canavarları etkisiz hale getirmeye çalışırlar. Dünyadan gelen desteklerle canavarları helikopterlerle etkisiz hale getirmeye çalışırlar. Canavarlar çok güçlü olduğu ve kendilerini yenileyebildiği için başarısız olurlar. 

Akita ve Doğay canavarları yenmenin yolunu bulurlar. Bu duruma çok üzülseler de canavarları yok etmek için ne gerektiğini Yüzbaşı Berk’e söylerler. Çözüm önerisi Yüzbaşı Berk’in aklına yatar ve uygulamaya geçerler. 

Sonunda canavarları yok olur Şin-a gezegeni canavarlardan temizlenir. Dünyaya dönüş başlar. Artık iki gezegen arasında çok güzel bir dostluk vardır.

21 Ekim 2023 Cumartesi

Ayvayı Yedik Müzesi (Mert Arık) Kitabının Özeti, Konusu ve Tahlili



Kitabın Adı: Ayvayı Yedik Müzesi

Kitabın Yazarı: Mert Arık

Kitabın Konusu:

Kitap, Rüya adında küçük bir kızın babaannesinin maceraperest, hayalci, yerinde duramaz farklı karakteri üzerinden çocuklara hayal kurma ve farklı düşünme becerisi edinmeyi konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

Rüya'nın babaannesi bir gün salçalı makarna yerken trenle dünya turuna çıkmaya karar verir. Rüya'nın annesi dünya turuna çıkamayacağını düşünürken, babası annesinin dünya turuna çıkacağından emindir. 

Rüya ve babası tren istasyonuna babaanesini yolcu etmek için gelmişlerdir. Trene binmeden önce babaannesi Rüya'ya bir ayva hediye eder. Rüya, ayva ile ne yapacağını sorsa da bir cevap alamaz. Babaannesi trene biner ve dünya turu yolculuğuna başlar.

Rüya'nın babaannesi çok farklı ve eğlenceli bir kişidir. Farklı bilmeceler sormayı, tekerlemeler yazmayı, bulmacalar oluşturmayı sevmektedir.

Rüya'nın babannesi bir gün örgü örme hastalığına yakalanır. Çeşit çeşit örgüler örmeye başlar. Kazaklar, çoraplar, atkılar... Hatta Rüya'nın kardeşine ördüğü ejderha şeklindeki kazak ile ödül bile kazanır.

Rüya'nın babaannesi çeşitli şeyleri koleksiyon yapmayı da çok sevmektedir. Kaşık koleksiyonu yapmaya başlar. Hatta kaşık tarihi ile ilgili bir kitap yazarak basılması için çeşitli yayın evlerine gönderir. Aynı zamanda televizyon kumandası biriktirerek koleksiyon yapar. Evin içi televizyon kumandaları ile doludur.

Rüya'nın babaannesinin değişik fikirleri vardır. Oğlunu yani Rüya'nın babasını küçükken liselere giriş sınavı için yanlışları bulması için eğitir. Rüya'nın babası yanlış yapmak için o kadar çok çalışırki sınava girdiğinde bütün soruları doğru cevaplayarak çok iyi bir okula gider.

Rüya'nın babaannesi başka bir gün sakız üretmeye karar verir. Soğanlı, sarımsaklı, enginarlı, patlıcanlı çeşit çeşit sakızlar üretir. Hatta kasabada bir sakız dükkanı açarlar. Çakkıdı Çakkıdı Sakız markası ile ünlü olur. Çok satış yaparak çok para kazanır. Rüya'nın babaannesi herkes tarafından tanınan biri olur. Sonra bir gün birden ben artık sakız işinden sıkıldım diyerek sakız dükkanlarını kapatmaya karar verir ve bir işadamına satar.

Rüya babaannesinin gitmeden önce verdiği ayvayı ne yapacağına karar veremez ve sonra ayvayı yer. Ayva çekirdeklerini atmaz ve çekirdeklerinden kendisine bir kolye yapar. Sonra bu ayva çekirdekleri için kasabada bir müze oluşturur. Sosyal medyada herkesten ayva ile ne yapılabileceği ve ayva çekirdekleri için yardım ister. Ayvayı Yedik Müzesi ziyaretçilerle dolup taşar. 

Aradan geçen iki yıldan sonra bir gün Ayvayı Yedik Müzesinden içeri biri girer. Gelen kişi Rüya'nın babaannesidir. Bir çok ülke gezmiştir ve son gezdiği ülkede maymunlar saldırınca geri dönme zamanı geldiğine karar vermiştir. Herkes Rüya'nın babaannesi geri döndüğü için çok mutludur.

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...