Geçmişten Gelen Konuklar - Zaman Bisikleti 2 (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Geçmişten Gelen Konuklar

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

Bu dizinin ilk kitabı olan Zaman Bisikleti'nde, Yağmur ile Damla, babalarıyla birlikte günümüzden tam yüz bin yıl öncesine gidiyorlar, Karain Mağarası'ndaki bir kabilenin yaşadıklarına, Çuka ile Anin'in ilginç buluşlar yapmalarına tanık oluyorlardı. Geçmişten Gelen Konuklar'da iki kardeşle babalarının bu heyecan verici yolculukları sürüyor. Ama bu kez, zaman yolculuğuna çıkan Çuka ile Anin de katılıp günümüze geliyorlar. Sonrası mı? Kimi zaman gülünç, kimi zaman çok şaşırtıcı bir dizi yaşantı... Geçmişten Gelen Konuklar'da Yağmur ile Damla'nın serüvenlerini ilgiyle okuyacak, zaman içinde dolaşırken yaşadıklarını heyecanla paylaşacaksınız. Bilgin Adalı'nın yine bu dizide yayınlanan Zaman Bisikleti ve Dünyamızın İlk Şafağı kitaplarını okuyup sevdiyseniz, Geçmişten Gelen Konuklar'ı da severek okuyacaksınız. Bu kitapta da heyecan ve zaman içinde gizemli bir yolculuk sizi bekliyor.

Kitabın Konusu:

Kitap, zamanda yolculuk yapan bir bisiklet yardımıyla, yüzyıllar öncesinde yaşayan iki kardeşin günümüze getirilip konuk edilmesinin anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:

Yağmur ve Damla babalarıyla birlikte daha önce zamanda yolculuk yapmışlardır. Tekrar zaman bisikletini kullanarak zamanda yolculuk yapmak isterler. Günümüzden yüz bin yıl öncesine giderler. Karain Mağarası’nda ilk çağlarda yaşayan bir kabileyle karşılaşırlar. Ateşi henüz yeni keşfetmiş olan kabileden iki genç Çuka ve Anin adındaki kardeşleri günümüze getirirler. 

Yağmur ve Damla'nın amacı çağlar öncesinden gelen kardeşlerin, günümüz dünyasıyla karşılaştıklarında nasıl etkileneceklerini görmektir. Yağmur, Damla ve ailesi Anin ile Çuka’yı evlerinde on gün misafir ederler. 

Çok eski bir çağdan gelen bu konuklar günümüz dünyasında gördükleri ve şaşırdıkları her şeyi büyü zannederler. Ateş büyüsü, su büyüsü, ışık büyüsü gibi adlar verirler. Önceleri aynada kendilerini gördüklerinde, televizyon seyrettiklerinde, yolda arabalarla karşılaştıklarında korkar ve dehşete düşerler. 

Anin ile Çuka zaman içinde yavaş yavaş alışmaya başlarlar. Misafirlik sona erer ve gitme vakti gelir. Çuka, bu çağda gördüğü bazı şeyleri kabilesine faydası olabileceğini düşünerek yanında kendi çağına götürmek ister. Ancak baba günümüz dünyasında insanlara faydası olan bu gelişmelerin Çuka’nın halkı için zararlı olabileceğini açıklar. 

Yağmur, Damla ve ailesi, Anin ve Çuka ile zaman bisikletine binerek tekrar Karain Mağarası’na giderler. Orada vedalaşıp ayrılırlar. Ancak dönüş yolunda bazı sıkıntılar yaşayarak bir türlü günümüze dönemezler. 

Geri dönememelerinin nedeni Çuka’nın dönerken yanına gizlice aldığı bir el aynasıdır. El aynası zamanın akışını bozmuştur. Ayna sayesinde birbirleriyle haberleşmeye başlayan ilk çağ insanları zamanla bunu diğer kabileleri ele geçirmek amacıyla kullanmaya başlarlar. Binlerce yıl sonra başlaması gereken savaşlar erkenden başlamış olur. 

İnsanlar gelişmeler yerine savaşa hazırlanmaya ve savaştan korunmaya çalışır. Böylece tarihin akışı değişir. Baba tarihin akışının değiştiğini fark ederek zaman bisikleti ile tekrar geçmişe giderek Çuka’dan aynayı alır. 

Kendi zamanlarına dönerken zaman bisikletinin güç kaynağını tükenir. Pedal çevirerek zaman yolculuğunu tamamlamaya çalışırlar. Dönüş yolunda Hititler, Selçuklular ve Osmanlılar'ı görerek tarih bilgisi sahibi olurlar. 

Sonunda evlerine dönen Yağmur, Damla ve ailesi meraklarının nelere sebep olduğunu anlarlar. Artık zaman bisikletini bir süre görmek dahi istemezler.

Barış Odaları-Küçük Cadı Şeroks 3 (Aslı Der) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Barış Odaları-Küçük Cadı Şeroks 3

Kitabın Yazarı: Aslı Der

Kitap Hakkında Bilgi:

Felsefenin derinliğini fantastik çocuk romanlarına taşıyan ödüllü yazar Aslı Der, Küçük Cadı Şeroks’un üçüncü macerasıyla okurla buluşuyor. Dizinin ikinci kitabı Büyük Tuzak’la Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2007 Yılı En İyi Çocuk Romanı ödülüne değer görülen ve 2010 yılında Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu (IBBY) Onur Listesi’ne giren yazar, dizinin bu üçüncü kitabında barış ve uzlaşma üzerine düşündürüyor. Sorunlara konuşarak ve tartışarak çözüm aramanın, barışı birlikte kurmanın önemine değinen roman, fantastik unsurlarla iç içe felsefi metni, tempolu kurgusu ve siyah-beyaz desenleriyle keyifli bir okuma vaat ediyor. Birlikte yaşamanın evrensel sorunlarını ve deneyimlerini hassasiyetle öyküleştirirken, çocuklara, eğitimcilere ve ailelere keyifli bir okuma ve tartışma olanağı sunuyor.

Prens Hortim’in aniden ortadan kaybolduğu Masallar Ülkesi’nde uğursuz bir sis hızla yayılmaktadır. Halkın sorunlarını, anlaşmazlıkları tartışıp konuşarak çözümlemek için kurulan Barış Odaları’nın yerini uzun süredir prens almıştır. Halk her derdini ona anlatmaya, çözümü de doğrudan ondan öğrenmeye alıştığından, prens ortada olmayınca huzursuzluk tırmanır. Sarayda işleri ele alan Prenses Foreri’nin prensi bulmakla görevlendirdiği Küçük Cadı Şeroks, hain bir oyunu bozabilecek midir?..
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitapta, insanlar arasında uzlaşı ve barışın sağlanmasında karşılıklı anlayış ve özeleştirinin gerekliliği, hayali Masal Ülkesi'nde arkadaşlık, güven, barış, sevgi temaları üzerinden anlatılmıştır.

Kitabın Özeti:

Prens Hortim, Masal Ülkesi’ni ele geçirmek isteyen düşmanı Poturas tarafından kaçırılır ve bir yer altı mağarasına hapsedilir. Poturas, Masal Ülkesi'ni ele geçirmek için Prens Hortim’i halkın gözünden düşürmek istemektedir. Poturas, yıllar önce Prens Hortim tarafından lanetli olduğuna inanılıp kapatılan kuyuyu açar ve yaptığı bir büyü ile kuyudan çıkan bir sisin Masal Ülkesi'ni sarmasını sağlar. 

Masal Ülkesi'nde sis yayıldıkça ve nedeni anlaşılamadıkça ülkede yaşayanlar gerilir. Zor durumda olduklarında  Prens Hortim ile görüşmeye alışan onun kayıp olduğunu bilmemektedir. Prens Hortim’in eşi Prenses Foreri bu süre içerisinde bir yandan ülkeyi yönetmeye çalışırken bir yandan da eşini bulunmaya çalışır. 

Prenses Foreri küçük cadı Şeroks’tan yardım ister. Prenses Foreri, Masal Ülkesi'ndekilere söz geçirebilmek için kraliçe olduğunu ilan eder. Şeroks, saray büyücüsü tarafından verilen büyü ile Prens Hortim’i kurtarır. 

Poturas bir fırsatını bulup saraya gitmiş ve krallığını ilan etmek için hazırlıklara başlamıştır. Prens Hortim, mağaradan kurtulsa da halkının karşısına çıkmak istememektedir. Çünkü Poturas onu kaçırdığında vicdanı ile yüzleşmesini sağlamıştır. Prens Hortim yıllar önce insanların aralarındaki problemlerini çözmeleri için Barış Odaları’nı kurmuştur. 

Barış Odaları'nda, herhangi bir sebeple araları bozulan insanlar birbirlerini anlamaya çalışarak uzlaşırlar. Ancak Prens Hortim’in Barış Odaları’nı kullanan insanlara arabuluculuk yapması, Barış Odaları’nın işlevsiz kalıp kapanmasına sebep olur. Halk artık sorgulamadan Prens Hortim’in kararlarına göre yaşamaya başlar ve sorgulama özelliklerini kaybeder. 

Prens Hortim, Barış Odaları’nın kapanmasına sebep olarak halkına bilmeden kötülük yapmıştır. Poturas, her şeye Prens Hortim’in sebep olduğunu söyleyerek halkı kandırır ve krallığını ilan eder. Poturas, ülkeyi yönetmeye başlamadan önce halka konuşma yapmak ve gücünü göstermek ister.

Poturas'ın konuşma yapacağı sabah Şeroks’un planıyla her tarafı sis kaplar. Bunun üzerine, halk yeni kral hakkında şüpheye düşer. Halkın sorularından kurtulamayan Poturas saraya kaçar. 

Prens Hortim bütün içtenliği ve ile halkının karşısına çıkar ve her şeyi anlatır. Barış Odaları’nın tekrar açılacağını söyler. Halkı arkasına alan Prens Hortim tekrar kral olur. Masal Ülkesi eski huzurlu hayatına geri döner.

Sınıftaki Gizemli Saat - Faruk (Caner Sarıoğlu) Kitabının Konusu, Özeti ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Sınıftaki Gizemli Saat - Faruk

Kitabın Yazarı: Caner Sarıoğlu

Kitap Hakkında Bilgi:

Faruk - Şehirdeki Gizemli Sinyal kitabıyla on binlerce okura ulaşan Yeni Nesil Öğretmen Caner
Sarıoğlu’ndan yepyeni bir macera!
Bir şaka sizi nereye götürebilir?
Faruk ve arkadaşları için okulda sıradan bir gündü. Onlara sürekli şakalar yapan öğretmenlerine şaka yapma sırası kendilerindeydi. Amaçları saati geri alıp öğretmenlerini erken geldiğine inandırmakken bir anda işler karıştı ve kendilerini zaman yolculuğu yaparken buldular.
Faruk, saatin gizemini çözüp süper kahraman olmaya devam edebilecek mi?
Ödüllü öğretmen Caner Sarıoğlu’ndan zamanın önemine dair soluk kesen bir hikâye!

Tanıtım Bülteninden

Kitabın Konusu:

Kitapta şakacı öğretmenlerine sınıftaki saati geri alarak şaka yapan Faruk ve arkadaşlarının zamanda yolculuk yaparak zamnın önemini anlamaları anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:

Annesi Faruk'u okula gitmesi için uyandırır. Tatilden sonra okulun ilk günüdür. Faruk sınıfa girince cam kenarında kümelenen arkadaşlarının yanına gider. Herkes birbirine tatil anılarını anlatmaktadır. Köylerine gidenler yaşadıkları yer Sevgi Şehrinde kalanlar tatilini anlatmaktadır. 

Öğretmenleri sınıfın kapısından içeri girer. Her zamanki gibi şık, enerjik ve şakacı bir hali vardır. Gözünde güneş gözlükleri vardır. Çocuklar neden güneş gözlüğü taktığını sorduğunda öğretmenleri henüz tatil havasında çıkamadığı için güneş gözlüğü taktığını söyler. Öğretmenin sormasıyla herkes tatilini anlatmaya başlar.

Okulun açılmasından bir hafta geçmiştir. Faruk ve arkadaşları öğretmenin şakalarına karşılık vermek için bir araya gelirler. Aralarında konuştuktan sonra sınıftaki saati geri almaya karar verirler. Bu sırada öğrenciler sıraların altına saklanacaktır. Öğretmen de sınıfta kimseyi göremeyince saate baktığında erken geldiğini zannedip sınıftan çıkacaktır. 

Faruk ve arkadaşları planladıkları gibi saati geri alırlar ve saklanırlar. Ancak olaylar bekledikleri gibi gelişmez ve kendilerini bir zaman yolculuğunun içinde bulurlar.

Kıl Niyazi (Hatice Kübra Tongar) Kitabın Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Kıl Niyazi

Kitabın Yazarı: Hatice Kübra Tongar

Kitabın Konusu:

Kitap manga okumayı seven çocuklar için milli ve manevi değerlere uygun içeriği ile namaz konusunu ele almaktadır.

Kitap Hakkında Bilgi:

Namaz kılmanın önemini eğlenceli bir şekilde keşfetmek ister misiniz?
O zaman “Kıl Niyazi” tam da aradığınız çizgi roman!
Bu eşsiz eser, herkesin içinde devam eden nefs ve vicdan savaşını eğlenceli bir dille okuruna sunuyor. Kahramanımız Niyazi, kendisine sürekli “Namaz kıl” diyen herkese kıl olduğu bir çocukluktan sağlam bir “kul” olduğu gençliğe yürürken yanından ayrılmayan iki kişi var: Nefsi ve Vicdanı! Bakalım Niyazi kimin sözünü dinleyecek ve kıyamete kadar devam edecek bu savaşın galibi kim olacak?

Tanıtım Bülteninden

Namazın bize kazandırdıkları

Elinde bembeyaz bir kağıt olsa... Ve sen üzerine bir şeyler yazsan... her hata yaptığın yeri karalasan ... Sonunda böyle bir kağıt olur! Kalbimizde beyaz bir sayfa gibidir. Onu hatalarımız kirletir. Kopya çektiğinde... Yalan söylediğinde... İstemeden yaptığın her yanlış davranışta... Kalbin biraz daha kirlenir! Sayfanı temizlemek için... Silgi gerekir! Kalbin silgisi de... Namazdır!

Çocukların severek okuyacağı, gündemdeki gündelik savaş ve mücadelelerden sıyrılıp nefis mücadelesine odaklanacağı bir eser.

Şehirdeki Gizemli Sinyal - Faruk (Caner Sarıoğlu) Kitabının Özeti, Konusu ve Tahlili

Kitabın Adı: Şehirdeki Gizemli Sinyal - Faruk

Kitabın Yazarı: Caner Sarıoğlu

Kitap Hakkında Bilgi:

O sabah hiçbir şey normalde olduğu gibi değildi. Faruk annesini televizyon karşısında, babasını da telefon başında buldu. Kimse kahvaltıyı hazırlamamıştı. Aynı tuhaflıklar dışarıda da devam ediyordu. Faruk’un hiçbir arkadaşı onunla bahçede oynamak istemiyordu. Anne babalar, çocuklar, gençler, yaşlılar ve hatta kedi köpekler… Şehirdeki herkes kendini teknolojik aletlere kaptırmıştı. Hepsi teknoloji bağımlısı olmuşken Faruk neden olmamıştı? Peki, bu sorunu tek başına nasıl çözecekti?
İşte Faruk’un süper kahraman olma hikâyesi böyle başlıyordu… (Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitap, günümüzde gençlerin ve çoğu yetişkinin yakalandığı teknoloji bağımlılığına çocuk gözünden bakarak anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Faruk, ailesi ve çok sevdiği arkadaşlarıyla birlikte Sevgi Şehri’nde yaşamaktadır. Faruk'un mahaleli ile arası çok iyiydir. Faruk komşularına, esnafa hatta mahallenin kedisine, köpeğine selam vermeden geçmeyen bir çocuktur. Mahalleli de Faruk'u çok sevmektedir. 

Bu bir “yaşam biçimi” Faruk için. Aynı zamanda o bir süper kahraman. Henüz adı duyulmamış olabilir ama yakında icraatlarıyla herkes ondan söz edecek. Havalı bir kostümü, duvarların arkasını gören gözleri, uçağı serçe parmağıyla çekecek “süper” güçleri yok belki ama çok keskin bir zekâsı var. Bu da onun süper gücü. Ve Faruk bir süper kahraman olduğunu vahim bir olayla keşfediyor.

Faruk bir sabah uyandığında bir tuhaflık sezer. Annesi okula gitmesi için kendisini uyandırmamıştır. Kahvaltı hazır değildir. Babası da ortalıkta gözükmemektedir. Annesinin kahvaltı hazırlamaması ve babasının kahvaltı yapmadan çıkması mümkün değildir.

Faruk evde anne ve babasını ararken annesini televizyon karşısında, babasını ise telefonun başında oyun oynarken bulur. Olur şey değildir. Genellikle evde kahvaltı sofrasına hep beraber oturulur. 

Anne ve babası Faruk’a sanki hiç yokmuş gibi davranmaktadır. Faruk durumdan şüphelenmiştir. Okula gitmek için dışarı çıktığında herkesi telefonunda bir şeyler yapıyor görür. Herkes kendi halindedir. 

Faruk okula varır. Okuldaki durumda evdeki ve dışarıdakilerden farklı değildir. 

Faruk birşeyler yapması gerektiğine karar verir. İnsanlara ulaşmak için herkese bir e-posta gönderir. Kimse e-postaya geri dönüş yapmaz. Faruk ailesiyle birlikte kullandıkları sosyal medya hesabından bir paylaşım yapar. Buna karşılık olarak dalga geçen mesajlar alır. Faruk bir video çekip paylaşmak ister ancak kamera sorun çıkarır. 

Bütün şehrin teknoloji bağımlısı olduğunu öğrenen haber kanalları şehre gelir. Bu haberler sayesinde sorunu çözmek için yeni süper kahramanlar gelir. Aslında süper kahramanlar gibi doğaüstü güçleri yoktur. Kahramanlardan biri tıp öğrencisi, diğeri astrofizikçi, öbürü sibernetikçi. Güçlerini birleştirip soruna çözüm ararlar. Şehrin sakinlerini teknoloji hastalığından kurtulur ve eski, güzel günlerine geri döner.

Sille - Bilumum Canavarlara Osmanlı Tokadı (Hüma Çalışkan) Kitabının Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Sille - Bilumum Canavarlara Osmanlı Tokadı

Kitabın Yazarı: Hüma Çalışkan

Kitabın Konusu: 

Milli ve manevi değerlerimize uygun kahramanımız Cemil Sille'nin kötülerle macerası bol resimli bir manga olarak anlatılmaktadır.

Kitap Hakkında Bilgi: 

Efsaneleri ve aksiyon dolu maceraları sevenler!
İşte size muhteşem bir manga!
Bilumum Canavarlara Osmanlı Tokadı atan Cemil Sille geliyor!
Bu eser, dedesi yeniçeri Tokatçı Paşa’nın dillere destan sillesini miras alan torun Cemil Sille’nin epik hikayesini anlatıyor. Heyecan dolu manga dizisi hepimizi, kendini istemeden masalsı bir macerada bu- lan Cemil Sille’nin mizahi öyküsüne davet ediyor. Ayasofya Camii’ni yeniden kilise yapma aşkıyla yanan Papaz Martin, büyülü bir kitap buluyor ve bu kitabın içinden çıkan destansı canavarları İstanbul sokak- larına salıyor. Bu tuhaf canavarlarla savaşmak ise Cemil’in dede yadigârı sillesine kalıyor! Eğer epik, aksi- yonu yüksek ve eğlenceli maceraları seviyorsanız, “Sille” tam size göre! Papaz Martin’e karşı mücadele eden Cemil Sille’nin kahramanlık dolu serüvenine katılın, Ayasofya’yı koruma mücadelesine sizler de tanıklık edin!

İçinde tesettürlü bir savaşçı kadın kahramanında bulunduğu kitap, çocuklarımızı eğlendirirken şuur kazandıracak bir eser.

Aile yayınlarından çıkan kitabın merakla bekleyenler için kitabın ikincisinin de okurlarıyla buluşması planlanıyor.

Avrupanın En Büyük Kömürle Çalışan Elektrik Santrali Polonya Belchatow Termik Santrali

Avrupanın En Büyük Kömürle Çalışan Elektrik Santrali Polonya Belchatow Termik Santrali

Polonya'da elektrik enerjisi üretiminin %80'i kömürden sağlanmaktadır. 

Avruapa!nın en büyük kömür santrali olan Belchatow'un yakınında bir kömür madeni bulunmaktadır.

Çevreyi kirleten santralin önümüzdeki yıllarda temiz enerjiye geçmesi beklenmektedir.

Belchatow kömür satralinin kurulu gücü 5.298 MW'dır.

Belchatow kömür satrali tek başına Polonya'nın elektrik enerjisi ihtiyacının %20'sini karşılamaktadır.