Kitabın Yazarı: Şermin Yaşar
Kitap Hakkında Bilgi:
“Yalansızız artık. Hâlâ birkaç sırrımız var. Ama yalansızız.”
Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar?
Aynı ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar?
Yıllar kalbini dağlasa da içlerindeki o kor söner mi âşıkların?
Her şeyi aşikâr olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur?
Şermin Yaşar, Söyleme Bilmesinler’de, kalabalık bir ailenin ilk bakışta sıkı örülmüş gibi görünen nakışlarını ilmek ilmek çözüyor. Hem de roman kahramanlarına ayrı ayrı söz hakkı vererek yapıyor bunu. “Herkesin hikâyesini dinledin. Haydi, şimdi sen anlat: Aslında ne oldu, nasıl oldu?” diyor adeta. Karakterleri konuştukça çözülen bir sırlar yumağı, Söyleme Bilmesinler. Yumak çözüldükçe iplerin uçları nerelerden çıkmıyor ki…
Aile bağları nasıl düğümler atar insanların yazgısına? Anne babaların, çocukların omuzlarına yükledikleri onlara neler yapar? Hayatlarımıza vicdan azabı gibi oturanlar bir gün yerinden kalkar mı? Yanı başınızdaki o sıradan evlerde aslında neler yaşanır? Romanda bunların cevaplarını okurken acı bir gülümseme, hatta katran karası bir gülümseme belirecek yüzünüzde. Yazar, avuç içlerinden yazgılarını okumuyor insanlarının; kalplerinin kıvrımlarındaki sırları cesaretle döküyor kâğıda. Gülümsemenin acı yanını bilenler, göründüğü gibi olmayanla ve bir şeyin iç yüzüyle hesaplaşmaya cesareti olanlar için...
Prof. Dr. Mustafa Kurt
(Tanıtım Bülteninden)
Kitabın Konusu:
Kitap, kalabalık bie ailede yaşananları ailede yaşayan her ferde teker teker anlatırarak aile içi yaşananları ve sırları anlatmaktadır.
Kitabın Özeti:
Kazım Bey, Mürüvvet Hanım ailemizin anne ve babasıdır. Diğer kahramanlarımız ise evin çocukları Emin, Ethem ve Ekrem ile ailenin gelinleri Hülya, Nurten ve Sevgi'dir. Çocuklar hayatlarının anne babalarının gölgeleriyle şekillendiğine ve anne babalarından dolayı hayatlarının karardığına inmaktadırlar.
Kitabın Özeti:
Kazım Bey, Mürüvvet Hanım ailemizin anne ve babasıdır. Diğer kahramanlarımız ise evin çocukları Emin, Ethem ve Ekrem ile ailenin gelinleri Hülya, Nurten ve Sevgi'dir. Çocuklar hayatlarının anne babalarının gölgeleriyle şekillendiğine ve anne babalarından dolayı hayatlarının karardığına inmaktadırlar.
Emin ailenin tek okumuş ve öğretmen olan ferdidir ve annesinin göz bebeği olarak büyür. Üniversiteden tanıdığı Çiğdem adında bir sevdiği vardır. Evlilik çağı geldiğinde Çiğdem yerine annesinin köyden bulduğu Hülya ile evlenmek zorunda kalır. Emin öğretmenlikten emekliye ayrılınca kendine bir emlakçı dükkanı açar. Annesinin vefatından sonra yalnız kalan babasına bakmaya başlar.
Emi diğer kardeşlerinin bencil olduğunu, babasına sadece onun baktığını düşünmektedir. Kardeşlerinin çektiği zorlukları bilmediklerini düşünür. Emin'in karısı Hülya aksi bir kadındır. Hülya sigara da içiyordur. Emin karısı Hülya'yı sevmese de ondan boşanmaz. Hülya babasıyla ilgilendiğinden boşanırsa babasına tek başına bakamayacağını düşünmektedir.
Bir gün Çiğdem’den Emin'e bir mektup gelir. Emin yıllarca Çiğdem’le mektuplaşır. Hastalanıp ölüm korkusu içine düşünce mektupların başkasının eline geçmesinden korkup kardeşi Ethem’i çağırır. Ethem’e mektuplardan bahseder ve ‘Ben öldüğümde ister yak ister sakla ancak sakın okuma’ der.
Ethem evin pek de sevilmeyen ortanca çocuğudur. Ethem, annesinin sevmediği babasının da sevmekten korktuğu çocuktur. Ethem askere gitmeden önce annesi onu da gittiği hocanın kardeşinin kızı Nurten’le evlendirir. Nurten'in bir ayağı aksaktır. Hayatını dinine ve imanına adamış bir kadındır. Ethem karısının dindarlığı karşısında öyle sıkılıp bunalır ki ne karısını kadın gibi görür ne de evini ev gibi hisseder.
Küçük kardeş Ekrem de Ethem kadar olmasa da sevilmeyen bir çocuktur. Abileri gibi annesi tarafından istemediği biri ile aniden evlendirilmemek için yeni tanıştığı Sevgi’yi kaçmaya ikna eder. Aileler razı geldiğinde evlenirler ancak bir türlü birlikte olamazlar. Sevgi birlikte olmaktan korkar haliyle çocukları da olamaz ancak onlar çocuklarının olmadığını söyleyerek yalan söylerler. Ekrem bu durumdan sıkılıp boşanmak istediğinde Sevgi bunu kabul etmeyerek başka kadınlarla görüşmesine müsaade eder.
Ekrem içgüveysi olduğu evliliğinde defalarca başka kadınlarla beraber olur. Ekrem bir keresinde yengesi Hülya’ya yakalanır. Hülya durumu abileri Ethem ile Emin’in konuştuğu günde gidip onlara anlatır. Ethem her iki kardeşinin de karılarını aldattığını ve sıkıntılarına çözüm olarak başka yollar bulduklarını fark eder.
Kardeşler her hafta bir ailede geleneksel olarak yemek yemektedirler. Geleneksel yemek verme sırası Ethem’dedir. Akşam yemek vakti geldiğinde babaları Kazım Bey eşliğinde yemeklerini yerler. Muhafazakar ve dini bütün olan Nurten eltisi Sevgi’ye çocuğu olsun diye götürdüğü türbenin faydasını gören kadınların hikayelerini anlatmaya başlar. O esnada anlattığı hikaye uyuklayan Kazım Bey’in kulağına gelir. Olayı yanlış anlayan Kazım bey yıllardır sakladığı sırrı ifşa etmek durumunda kalır. Bu sır üç kardeşe de Nurten’e de büyük bir şok etkisi yaratır.
Kardeşler oradan ayrılıp evlerine dönerler. O gece herkes eve döndüğünde Ethem ve Nurten birbirlerinin yaralarını ilk defa karı koca gibi beraber sarar. Sabah olduğunda Kazım Bey’in öldüğü haberi gelir.