Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nden yapılan açıklamada rüzgar enerjisi sektörünün otomotiv, beyaz eşya, tekstil gibi 20 milyar dolar üstü üretim ve ihracatı olan lokomotif sektörlerden biri olma yoluna girdiğini belirtildi. Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna şavaşının yarattığı risklerin Türkiye’yi Avrupa’nın rüzgar tedarik zinciri açısından önemli alternatiflerinden biri konumuna getirdiğini söylendi.
2024 yılının ilk yarısında Türkiye’de toplam elektrik üretiminin %28’i Hidro Elektrik Santraller HES’lerden sağlandı. Bu oran, diğer tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının toplamının katkısından fazla. Bu santraller, enerji üretiminde karbon ayak izinin sıfıra yakın olması, su depolama imkanları ile istikrarlı bir kaynak olarak ve dakikalar içinde yük alabilme ve devreye girebilme yetenekleri ve sulama, taşkın kontrolü ve rekreasyon gibi yan faydalar sağlamaları gibi birçok avantaja sahiptir. HES’lerin güneş enerjisi santralleriyle (GES) hibrit şekilde üretim kabiliyetlerini geliştirebileceği açıklandı. Halihazırda HES ve barajlara, kurulu güçlerinin %15’i ile sınırlı kalacak şekilde hibrit GES kurulmasına izin verilmektedir. Bu sınırın kaldırılmasıyla HES ve barajların kurulu güçleri kadar sahalarına hibrit GES santrali kurmaları mümkün olabilecektir.
Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarının büyük ölçüde güneş enerjisi odaklı ilerliyor ve %8’lik güneş enerjisinin payının 2 yılda %13.5’e çıktı.