11 Ekim 2025 Cumartesi

Satranç Kulübü (Sezer Ün) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Satranç Kulübü

Kitabın Yazarı: Sezer Ün

Kitap Hakkında Bilgi:

Kursa gitmesine ve özel ders almasına rağmen Bora, Satranç Kulübü'ndeki ilk derste yaptıkları karşılaşmada neredeyse Efe'ye yeniliyordu. Bu yüzden ona düşmanca davranmaya başladı.
Satranç turnuvasına birkaç gün kalmışken oyuncuların çekişmesi, takımın başarısını olumsuz etkiliyordu. Rakipleri çok güçlüydü, endişe ve heyecan doruktaydı.
Peki, aralarındaki tartışmalara son verip bir takım olmayı başarabilecekler mi?
Ya şampiyon olmayı?
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Bir okulda bireysel olarak hareket eden, kendini yeterli gören satranç kulübü öğrencilerinin takım ruhuna sahip olarak satranç turnuvası sürecinde yaşadıkları anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:

Efe, okuldaki kulüp etkinliklerine katılmak istemeyen, sosyal ve sanatsal faaliyetlere ilgisiz bir öğrencidir. Geçen senelerde katıldığı kulüp faaliyetlerini sevmemiş ve her sene farklı bir kulübe katılmak zorunda kalmıştır.

Efe, bu yıl okulundaki Satranç Kulübü'ne katılır. İlk gün satranç kulübü odasında Bora adındaki bir öğrenci ile satranç maçı yapar ve berabere kalırlar. Bora satranç kursuna giden ve okulda bugüne kadar herkesi yenmiş egosu yüksek bir öğrencidir. Bora, Efe'yi yenemediği için çok bozulur ve Efe'den bunun intikamını almaya çalışır. Hatta bbir gün basket maçı yaptıkları sorada Efe'ye omuz atar.

Efe, dedesi ile yaptığı satranç maçları sayesinde farkında olmasa da iyi bir oyuncu olmuştur. Bora'nın Efe'yi yenememesine herkes çok şaşırmıştır.

Satranç kulübü öğretmeni Özge hanım satranç kulübü öğrencilerinin takım ruhu ile hareket etmeleri için çabalamaktadır. Okulları daha önce satranç turnuvalarında bir başarı gösterememiştir. Özge öğretmen bu sene kuracağı satranç takımının katılacakları turnuvada derece alması için eğitimlere devam etmektedir.

Satranç kulübünde yapılan çalışmalar devam ederken Bora ve Efe arasındaki rekabet de kızışmaktadır. Özge öğretmen satranç turnuvasına katılmak üzere Bora, Efe, Çağla, Arda'yı asil oyuncu olarak, Güney'i ise yedek olarak seçmiştir. Bora takım kaptanı olmuştur.

Turnuvada rakip okullardan birinde Bora'nın eski rakiplerinden Mert de bulunmaktadır. Mert katıldıkları turnuvalarda genelde Bora'yı yenmekte ve onu kızdırmaktadır. Budurum Bora'nın canını sıkmaktadır.

Turnuva boyunca yapılan karşılaşmalarda yenildikleri maçlarda olsa Özge öğretmenin öğrencileri turları atlayarak finale kadar yükselirler. Turnuva sırasında takım üyelerinin birbirlerine bağları artar ve takım ruhu ile hareket etmeye başlarlar. Bu durum Özge öğretmeni çok mutlu eder.

Turnuva finalinde Mert'in okulu ile karşılaşırlar. Bora yine Mert'e yenilir fakat diğer takım arkadaşları maçlarını kazanırlar ve turnuva birincisi olurlar. Mert bu duruma çok bozulur. Bora, Efe, Çağla, Arda, Güney ve Özge öğretmen bir birlerini kutlarlar ve birinci olmanın sevincini yaşarlar.

Turnuva birincisi olan öğrenciler için okullarında bir tören yapılır. Satranç takımındaki öğrencilerin isimleri yazılan pastalar kesilir ve bütün okul birlikte birincilik kutlaması yaparlar.

7 Ekim 2025 Salı

Türk Dünyası Ortak Türk Alfabesi

Türk Dünyası Ortak Türk Alfabesi



Türk Dünyası Ortak Türk Alfabesi, 99 yıl önce 26 Şubat – 6 Mart 1926 tarihleri arasında yapılan I. Bakü Türkoloji Kurultayı ile başlayan bir süreçtir. Türkçenin sorunları tartışmaları bugüne kadar konuşularak süregelmiştir.

Günümüzde ise Türkçenin alfabesi meselesinde tarihî bir adım atıldı ve 11 Eylül 2024 tarihinde Türk Dil Kurumu yayınladığı bildiriyle Ortak Türk Alfabesi'ne geçildiği ilan etti.

Azerbaycan’ın Bakü şehrinde 9-11 Eylül 2024 tarihleri arasında Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu toplandı. Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından düzenlenen toplantılarda Türk Dünyasının kullanımına sunulan Latin tabanlı ortak bir Türk alfabesi oluşturuldu. 

2022 yılında Türk Devletleri Teşkilatına bağlı Türkiye Cumhuriyeti, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan ve gözlemci olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcileri tarafından alfabe komisyonu oluşturuldu. Komisyonun iki yıllık çalışmalarının sonucu ortaya çıkan alfabe Türkçenin ses bilgisini (fonetik) göstermede kullandığımız alfabeye göre daha işlevsel bir özellik taşıyor.

Türkler çağlar boyunca Köktürk, Uygur, Soğd, İbrani, Grek, Kiril, Arap ve benzeri alfabeler kullanıldı. Ancak bu alfabelerin birçoğu Türkçenin sesbirimini (fonem) tamamen karşılamakta yetersiz kalmıştır. Bugüne kadar kullandığımız Latin alfabesi Türkçedeki fonemlerin kullanımı için en elverişli olan alfabe olmasına rağmen bazı eksiklikleri vardı. 

Bu eksiklikler standart dil ile ağızlar arasında sesbirimsel farklılıkları göstermede ortaya çıkmaktadır. Bugün Anadolu’da kullanılan ve deniz, gönül, en, ön ve benzeri kelimelerde duyduğumuz geniz n’si (nazal n), yine erte, beş, etmek gibi kelimelerinde duyulabilen Türkçenin tartışmalı kapalı e sesi ve belli, elli, eylemek vb. için olan açık e’nin aynı harfle yazımı, kalmak’taki art damaksıl ve kâğıt’taki ön damaksıl k’nin harf ayrımının olmaması akla gelen ilk eksikliklerdir.

Ortak alfabedeki yeni harflerin fonetik karşılıkları nedir?

Türk Dil Kurumunun bildirisinde ortak alfabe için düzenlenen harfler şunlardır: Aa, Bb, Cc, Çç, Dd, Ee, Əǝ, Ff, Gg, Ğğ, Hh, Xx, Iı, İi, Jj, Kk, Qq, Ll, Mm, Nn, Ññ, Oo, Öö, Pp, Rr, Ss, Şş, Tt, Uu, Ūū, Üü, Vv, Yy, Zz. Burada, kullandığımız harflere ek olarak Əǝ, Xx, Qq, Ññ, Ūū’yu görüyoruz. 

Görüldüğü üzere yeni kabul edilen ortak Türk alfabesi, Türkiye Türkçesinin ağızlarında olan ancak harf olarak yazılmayan sesleri göstermek üzere tasarlanmıştır. 

Ortak alfabenin önemini ortaya koyan bir diğer hususu Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert şöyle açıklıyor: “Burada bizim yaptığımız 34 harf üzerinde uzlaşmak değil. Her lehçenin ihtiyacı olan harfleri belirlemek, her lehçe için en uygun alfabeyi oluşturmak. Yani şu an Azerbaycan ve Türkiye dışında Özbekistan’ın, Kazakistan’ın ve Kırgızistan’ın alfabeleri belirlenmiş oldu.” 

22 Mayıs 2025 Perşembe

Üniversitede Matematik Dersinde Uyuyan Öğrenci ve İmkansızı Başarmak



Columbia Üniversitesi’nde bir öğrenci, matematik dersinde uyuyakalır. Öğrenci uyandığında, diğer öğrencilerin sınıftan çıkmakta olduğunu görür. Tahtada yazılı iki problem bulunmaktadır. Öğrenci bunların ödev olduğunu düşünerek defterine not alır ve eve gidince çözmeye karar verir.

Öğrenci evine vardığında, bu problemlerin son derece zor olduğunu fark eder. Ancak yılmadan durmaksızın çalışır, araştırmalar yapar ve kütüphanede kitaplar inceler. Öğrenci sonunda, dört sayfalık uzun hesaplamalarla bu problemlerden birini çözmeyi başarır.

Bir sonraki derste, profesörün bu sözde ödevden hiç söz etmediğini görünce şaşırır. Elini kaldırarak profesöre sorar:

— Hocam, geçen derste verdiğiniz ödev hakkında neden hiç konuşmadınız?

Profesör şaşkınlıkla cevap verir:

— Ödev mi? Onlar ödev değildi… Şimdiye kadar kimsenin çözmeyi başaramadığı matematik problemlerinden örneklerdi sadece!

Öğrenci afallamış halde yanıtlar:
— Ama… ben ikisinden birini çözdüm!

Çözümü incelendiğinde doğruluğu onaylanır ve Columbia Üniversitesi kayıtlarına, artık onun adıyla birlikte geçer.

Bu hikâye hâlâ üniversite koridorlarında anlatılır.

Peki öğrencinin imkansızı başarmasını sağlayan neydi?
* Profesörün bu problemlerin “imkânsız” olduğunu söylediğini duymamıştı.
* Sadece, çözülmeleri gereken problemler olduğunu düşünmüştü.
* Zorluğa boyun eğmedi. Azim, kararlılık ve cesaretle hareket etti.

Bu hikayeden çıkarılacak ders:
* Sana “yapamazsın” diyenleri dinleme.
* Bu mesaj sınıfta uyumayı teşvik etmiyor; ne olursa olsun kendi potansiyeline inanmanı söylüyor.
* Fiziksel olarak bir yerde bulunmak yetmez.
* Farkı yaratan senin kararlılığın olacak.

Başarı hepimizle olsun...

9 Mayıs 2025 Cuma

Japonların Hayatı Daha Verimli Yaşamak ve Başarılı Olmak İçin 6 Kuralı


Japonların hayatı daha verimli ve disiplinli yaşamak için geliştirdiği 6 teknik bulunmaktadır. Eğer sürekli yapacaklarını ve işlerini erteleyen ayrıca bir işe başlamakta zorlanan ya da motivasyonu çabuk düşen biriysen, bu yöntemler sana faydalı olabilir.

1- İkigai – Hayat Amacını Bul

Sabah yataktan sürünerek kalkıyorsan, günlerin anlamsız geliyorsa ikigai’ni keşfetmemişsindir. Japonlar uzun ve mutlu yaşamlarının sırrını “ikigai” olarak görüyor.

İkigai, seni sabah yataktan kaldıran sebep.

Peki ikigai’ni nasıl bulacaksın?

Basit: 4 temel soruya cevap ver.

* Neyi seviyorsun? (Tutkun)
* Nede iyisin? (Yeteneklerin)
* Dünyanın neye ihtiyacı var? (Katkın)
* Para kazanabileceğin şey ne? (Mesleğin

2- Kaizen – %1 Kuralı ile Sürekli Gelişim

“Büyük değişimler göz korkutur.” Kaizen’in özü şu: Her gün %1 daha iyi ol. Japon şirketleri bu felsefeyle dünya devi oldu.

Büyük adımlara değil, küçük ama istikrarlı ilerlemeye odaklan.

* Bir anda mükemmel olmaya çalışmak yerine, her gün 5 dk fazladan çalış.
* Küçük ilerlemelerle istikrarlı ol, alışkanlık yarat.
* Önemli olan devam etmek, büyük sıçramalar değil.
Bugün %1 geliş, yıl sonunda 37 kat daha iyi olursun.

3- Pomodoro Tekniği – Odaklanmanın Gücü

Tembelliğin en büyük sebebi zaman yönetememek.

Beynimiz uzun süre odaklanamıyor. Ama kısa süreli yoğun çalışmayla verim fırlıyor.
İşte Pomodoro:

* 25 dakika odaklan – 5 dakika mola
* 4 tur sonrası 15-30 dk ara

Pomodoro neden işe yarıyor?

* Beyin 25 dakika çalışmaya kolay alışıyor.
* “Bitiremeyeceğim” kaygısı azalıyor.
* Erteleme alışkanlığı kırılıyor.

Günde 4-5 Pomodoro bile verimi 2 kat artırabilir.

4- Hara Hachi Bu – %80 Doyma Kuralı

Bu teknik sadece yemekle ilgili değil, hayat disipliniyle de ilgilidir. Japonlar asla tam olarak doymaz. %80 doyduklarında yemeyi bırakırlar.

Bunu sadece yemek değil, iş ve hayat için de uygula.

* Tembellik, aşırılıktan gelir.
Çok yemek → halsizlik.
Çok iş → tükenmişlik.

* Beynini ve bedenini %100 doldurma. Hep bir adım geride bırak ki istikrarın sürsün.
Az ama öz yaşamak, her zaman kazanır!

5- Shoshin – Yeni Başlayan Zihni

Japon dövüş sanatlarında bir kural vardır: “Bilenin zihni doludur, öğrenemez.”

Yani ne kadar bilgili olsan da kendini öğrenci gibi görmelisin. Çünkü kibir, öğrenmeyi öldürür.

Shoshin’i nasıl uygularsın?

* “Ben zaten biliyorum” deme, yeniden öğrenmeye açık ol.
* Çocuk gibi meraklı ol, soru sor.
* Küçük ayrıntılara dikkat et, kendini geliştirmeye devam et.

Bilgi sonsuzdur, hep taze kal.

6- Wabi-Sabi – Kusurların İçindeki Güzellik

Mükemmel olmaya çalışmak, insanı en çok yoran şeylerden biri. Japon felsefesi Wabi-Sabi, kusurları kabul etmeyi öğretiyor.

Her şey zamanla eskir, kırılır, değişir… ve bu güzel bir şeydir.

Wabi-Sabi’yi hayatına nasıl katarsın?

* Kusurlarınla barış, mükemmel olmaya çalışma.
* Sürekli değiştirmek yerine, sade ve doğal ol.
* Hayatın akışına güven, bırak bazı şeyler olduğu gibi kalsın.

Tembelliğin temel sebebi aşırı stres ve korkular.
Bunları bıraktığında verimli olmak çok daha kolaydır.

Liderler İçin Ölü At Teorisinin Verdiği Dersler


Ölü At Teorisi: Liderler İçin Basit Bir Ders

Eski bir söz şöyle der: "Eğer bindiğin atın öldüğünü fark ettiysen, yapılacak en iyi şey inmektir." Ancak birçok kişi, kurum veya kuruluş attan inmek yerine ölü atı sürmeye devam ederler. İşte bu durum, liderler için önemli bir ders içeriyor.

Ölü Atı Sürmeye Çalışan Kurumların Yaptığı Hatalar

Daha sert kırbaç kullanmak: Atı hareket ettirmek için daha fazla baskı uygulamak.
Komite kurmak: Atı incelemek için uzun toplantılar ve analizler yapmak.
Eğitim vermek: Çalışanlara "ölü atları nasıl sürecekleri" konusunda eğitimler düzenlemek.
İsim değiştirmek: Atın adını "enerjisi kısıtlı at" gibi daha havalı bir isimle değiştirmek.
Terfi ettirmek: Atı üst pozisyona getirip "ilham versin" diye beklemek.

Ölü atı sürmeye devam etmek, ekibi yorar, kaynakları tüketir ve yenilikleri engeller.
Liderler, işe yaramayan stratejileri, projeleri veya sistemleri zamanında bırakabilmeli.

Peki, Liderler Nasıl Hareket Etmeli?

Dürüst Bir Değerlendirme Yapın:
Hangi projeler "ölü at", hangileri "yaşıyor"?
Verilere ve gerçekçi geri bildirimlere kulak verin.
Hızlı Karar Alın:
İşe yaramadığı netse, "batık maliyet" tuzağına düşmeden o attan inin.
Yeniliğe Alan Açın:
Çalışanların yeni fikirleri denemekten korkmadığı bir kültür oluşturun.
Hataları "öğrenme fırsatı" olarak görün.
Ekip Motivasyonunu Gözetin:
Ölü atı sürmeye zorlanan ekipler, zamanla inisiyatif kaybeder.
Onlara "anlamlı" işler sunun.

Unutmayın: Başarı, Neyi Bırakacağını Bilerek Gelir

Zamanı, enerjiyi ve yeteneği, geleceği inşa edecek alanlara kanalize edin.
Türk atasözü der ki: "Zorla güzellik olmaz." İş dünyasında da ısrarcı olmak her zaman erdem değildir.

Ölü At Teorisini Uygulamanın Adımları

Farkına Var: Projenin veya stratejinin artık işe yaramadığını kabul et.
Değerlendir: Veriler ve geri bildirimlerle durumu objektif olarak analiz et.
Karar Ver: Hızlıca harekete geç ve ölü atı terk et.
Yenilik Yap: Yeni fikirler ve stratejiler için alan aç.
Motivasyonu Koru: Ekibin moralini yüksek tut ve anlamlı hedefler sun.

Ölü At Teorisi, liderlere esneklik, hızlı karar alma ve yenilikçilik konularında önemli bir ders veriyor.

Başarı, bazen "daha çok çabalamak" değil, "neyi bırakacağını bilmekle" gelir.

28 Şubat 2025 Cuma

Dicle Elektrik 6 İlde Elektrik Borcunu Ödemeyen Abonelerin Hatlarını Sökecek


Dicle Elektrik 6 İlde Elektrik Borcunu Ödemeyen Abonelerin Hatlarını Sökecek

Dicle Elektrik, ödenmeyen elektrik faturası alacakları nedeniyle diğer abonelerin kesintisiz enerji alma hakkını koruyabilmek için borçlu abonelere uyarı yapıyor. Dicle Elektrik, büyük kısmı tarımsal sulamaya ait olan milyarlarca liralık alacağı olduğunu, Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği borcunu ödememekte ısrarcı olan abonelere karşı hat sökme dahil gerekli tüm tedbirleri alarak enerji verilmeyeceğini açıkladı.

Açıklamada, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 49’uncu maddesine eklenen yeni madde, dağıtım şirketlerine borcunu ödemeyen ve kayıt dışı tüketime devam eden abonelerin hatlarını toplamasına imkan tanındığı hatırlatıldı.

Güneydoğu’da 6 ile elektrik dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik, 2.2 milyon abonesinin kesintisiz ve kaliteli enerji hakkını koruyabilmek adına borcunu ödemeyerek sistemi zora sokan abonelerini bir kez daha uyardı. Şirketten yapılan açıklamada, milyarlarca liraya ulaşan elektrik borcunu ödemeyen ve ödememekte ısrarcı davranan abonelerin elektriğinin kesileceği ifade edildi. Ayrıca yönetmeliğe uygun şekilde borcunu ödemeyip kaçak elektrik kullananların ise hatlarının sökülebileceği duyuruldu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun regülasyonlarına uygun şekilde çalışmalarını sürdüren Dicle Elektrik, ciddi rakamlara ulaşan alacağını tahsil etmek amacıyla web sayfasından bir duyuru yayınladı. ‘Abonelerimize Duyurulur’ başlığı ile yayınlanan duyuruda "Dicle Elektrik olarak borcunu zamanında ödeyen abonelerimizin haklarını korumakla mükellefiz. Bu doğrultuda, borcunu ödememeyi alışkanlık haline getirmiş tarımsal sulama abonelerimize elektrik veremeyeceğimizi kamuoyunun bilgisine arz ederiz" denildi.

Açıklamada; bölgede 22 milyar kWh’yi bulan yıllık elektrik tüketiminin önemli kısmının tarımsal sulamada kullanıldığı, bu abone grubuna ait borç yükünün sürdürülemez boyutlara ulaştığı belirtildi. Sağlanan ödeme kolaylıklarına rağmen bazı abonelerin borcunu ödememekte ısrarcı davranarak yüksek elektrik tüketimine devam ettiği ifade edildi. Bu durumun, faturasını düzenli ödeyen aboneleri mağdur ettiğine de yer verilen duyurunun devamında ise şu ifadeler yer aldı:

"Bu kapsamda, elektrik faturasını ödememeyi bir alışkanlık haline getiren ve kaçak kullananların enerji bağlantıları elektrik verilemeyecek şekilde demonte edilecektir. Diğer taraftan zamanında ödeme yapan abonelerimizin mağduriyet yaşamamaları için jeneratör başta olmak üzere elimizden gelen tüm imkanlar sağlanacaktır. Bununla birlikte kontrolsüz ve aşırı tarımsal sulama, yeraltı su kaynaklarının tükenmesine, toprağın çoraklaşmasına ve ekosistemin bozulmasına yol açmaktadır. Doğal dengeyi tehdit eden bu tür bilinçsiz tarım uygulamaları, yalnızca bugünü değil, geleceğimizi de riske atmaktadır. Dicle Elektrik olarak kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli bir enerji dağıtım hizmeti sağlamak için çalışmalarımıza özveri ile devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine sunarız.

10 Şubat 2025 Pazartesi

Disiplinli Çalışma Eksikliği Çekenler İçin İpuçları



Disiplinli Çalışma Eksikliği Çekenler İçin İpuçları

1. Kendinize net bir hedef tanımlayın;

Net bir hedef olmadan tam olarak ne istediğinizi tanımlamanız zordur. Gerçekten ne istediğinizi görselleştirmeye başlayın. Hedefinizi yazmak, onu gerçeğe dönüştürmenize yardımcı olacaktır. Hedefinizi mutlaka bir yere not ediniz ve zaman zaman görebileceğiniz bir yere bırakın.

2. Kendinize net bir plan oluşturun;

Ne istediğinizi biliyor olabilirsiniz fakat bunu nasıl başaracağınızı bilmiyorsanız büyük ihtimalle başarısız olacaksınız. Hedefinize ulaşmak için ihtiyaç duyacağınız her bir adımı parçalara bölün. Net bir planın ana hatlarını çizin. Küçük adımlarla planınıza uygun olarak hedefinize ulaşmaya çalışın. Küçük adımların büyük değişimlere yol açtığını göreceksiniz.

3. Öz güveninizi güçlendirin;

Toplumda başarılı olanların hepsinin ortak noktası özgüvenli olmalarıdır. Başladığınız şeyi başarmak için yeterince iyi olduğunuz zihniyetini geliştirmeniz gerekiyor. Bunu yapmalısınız.

4. Alışkanlıklar oluşturun;

10 kat etkili. Ne yaptığınız hakkında ne kadar çok düşünmek zorunda kalırsanız, zihninizin merak etmeye başlama ihtimali o kadar artar. Sistemler ve alışkanlıklar, tahminleri ortadan kaldırır ve size adım adım izlemeniz gereken net bir süreç sunar.

5. Zamanınızı değerlendirin;

İnsanların işe gittikleri için “vaktim yok” dediklerini sık sık duyarsınız ve sonra gecenin geri kalanını boş boş dolaşarak geçirdiklerini görürsünüz. Gününüzü planlayın, önemli görevleri yerine getirirken eğlenmek için yeterli zamanınız olduğunu göreceksiniz.

6. Küçük görevlerle başlayın;

Genellikle disiplinden yoksun olduğunuzda, her şeyi aynı anda yapmanız gerektiğini düşünürsünüz. Görevleri yönetilebilir parçalara ayırmayı öğrenin. Daha fazlasını yaptığınızı göreceksiniz. Ne kadar keyifli ve kolay olduğuna hoş bir şekilde şaşıracaksınız.

7. Kendinize iyi bakın;

Güçlü zihinsel ve fiziksel sağlık, öz disiplin eksikliğini yok etme savaşınızda size yardımcı olacaktır. İyi yemek yeyin ve düzenli olarak egzersiz yapın, olumlu bir kendi kendine konuşma süreci geliştirin. Hareket, zihninizi temizlemeye yardımcı olacaktır.

8. Kendinizi sorumlu tutun;

Her zaman arkadaşlarınızdan veya ailenizden sizi sorumlu tutmalarını isteyebilirsiniz ama onlar orada olmadığında ne olur? Öz sorumluluk geliştirmek, kontrolü size verir. Tetikleyicilerinizi tanımlayabilir ve bunlara göre davranabilirsiniz.

9. Tutarlılık anahtardır;

Bakın, planlandığı gibi çalışmayan günler olacak ama bunun genel planınızı mahvetmesine izin vermeyin. Oyuna geri dönün ve zaferi eve getirin.

Kınalı Serçe (Şermin Yaşar - İlber Ortaylı) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Kınalı Serçe Kitabın Yazarı: Şermin Yaşar - İlber Ortaylı Kitap Hakkında Bilgi: Diyarın birinde göğsü kınalı bir serçe varmış...