28 Şubat 2024 Çarşamba

Gelecek Ekspresi Çöp Dünya (Özgür Balpınar) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


Kitabın Adı: Gelecek Ekspresi Çöp Dünya

Kitabın Yazarı: Özgür Balpınar

Gelecek Ekspresi Çöp Dünya Kitap Sınavı Soruları

1- Umut Öğretmen çocuklara ne soruyor?

a) Hayat nedir? 
b) Umut nedir? 
c) Ekspres nedir? 
d) İki kere iki kaç eder?

2- Nil’in odasının tavanında ne vardı? Bu, ona kimin hediyesiydi?

a) örümcek/dayısının 
b) rengarenk ışıklar/abisinin 
c) gökyüzü/babasının 
d) lamba/annesinin

3- Nil, yıl sonu gösterisinde ne giyiyor? Bu kostümü kim tasarlamıştır?

a) Kağıtlardan plastiklerden oluşan bir kıyafet/terzi olan aile dostları - Gülten Hanım
b) Pamuk Prenses kostümü/üst komşuları - Aslı Hanım
c) Süper kahraman kostümü - öğretmeni
d) Maskeli balo kostümü - terzi Ahmet Efendi

4- Nil’in gösterisine seyirciler nasıl tepki veriyorlar?

a) Alkış tufanı kopuyor. 
b) Yuhalıyorlar. 
c) Birkaç cılız alkış sesi duyuluyor. 
d) Ayakta alkışlıyorlar.

5- Nil, gösteriden sonra nereye gidiyor?

a) İstasyondaki eski bir trenin içindeki kompartımana 
b) Kuliste üstünü değiştirmeye
c) Oyun parkındaki plastik eve 
d) Terk edilmiş bir harabeye

6- Nil’in en yakın arkadaşları kimlerdir?

a) Ayşe, Elif, Duru 
b) Aslı, Mert, Cem 
c) Ömer, Selin, Defne 
d) Narin, Can, Yiğit

7- Nil’in yanına giden arkadaşları ona ne diyorlar?

a) Haydi, hep beraber sıcak çikolata içmeye gidelim! 
b) Sen, bu sevgi işini biraz fazla abarttın.
c) Neden buraya geleceğini bize söylemedin? 
d) Gösterin muhteşemdi, çok beğendik.

8- Nil, arkadaşlarının kendisini anlaması için ne olmasını istiyor?

a) Aynı gösteriyi onların yapmasını 
b) Trenin onları geleceğe götürmesini
c) Empati kurmalarını 
d) Hayal güçlerini geliştirmelerini

9- Çocukların avuçlarının içinde ne yazıyor?

a) Bir, iki, üç, dört 
b) Bir, iki, dört, sıfır 
c) Kopya 
d) İsimleri

10- Trende yanlarına kim geliyor?

a) General 
b) Biletçi 
c) Öğretmenleri 
d) Anneleri

11- Çocuklar bilet yerine ne veriyorlar?

a) Bozuk para 
b) Ceplerindeki yaprakları 
c) Defter sayfası 
d) Kredi kartı

12- General, çocukları hangi konuda uyarıyor?

a) Kemerlerini sımsıkı bağlamaları 
b) Gittikleri yerde yaramazlık yapmamaları
c) Yetişkinlik halleriyle iletişime geçmemeleri 
d) Tanımadıkları kişilerle konuşmamaları

13- Bu uyarıyı dikkate almazlarsa ne olacağını söylüyor?

a) Bir sarsıntı anında düşeceklerini 
b) Tutuklanacaklarını
c) Gelecekte yaşamaya hapsolacaklarını 
d) Kandırılıp kaçırılacaklarını

14- Trenden indiklerinde ilk hissettikleri ne oluyor?

a) Kavurucu sıcaklık 
b) Korku ve telaş 
c) Havanın çok soğuk olduğu 
d) Heyecan ve sevinç

15- Çocukları asıl şaşırtan durum nedir?

a) Kocaman gökdelenler 
b) Her tarafın buzlarla kaplanmış olması
c) Hava kirliliği ve pis bir koku 
d) Uçan arabalar

16- İstasyonda dolaşan insanların yüzlerinde ne vardır?

a) Kar maskesi 
b) Tıbbi maske 
c) Mutluluk ifadesi 
d) Aşırı makyaj

17- Geldikleri yerde neye rastlıyorlar?

a) Gölge’ye 
b) Boncuk’a 
c) Dinozora 
d) Robotlara

18- Orada yaşayan insanlar nasıl görünüyordu?

a) Gururlu 
b) Mutsuz, umutsuz 
c) Çok gülünç 
d) Çok mutlu

19- Çocuklar büfeden ne alıyorlar?

a) Bilim ve Teknik adlı dergi 
b) Cips ve gazlı içecek 
c) Kağıt mendil 
d) Doğa Raporu adlı dergi

20- Yiğit’in yemeyi çok sevdiği şey (taktıkları lakap) nedir?

a) Salatalık 
b) Muşmula 
c) Ananas 
d) Kapuska

21- Çocukların peşine düşen iki adam onlardan ne istiyor?

a) İçtikleri suları 
b) Dönüş biletlerini 
c) Çakmak 
d) Para

22- Kedi, çocukları koruyabilmek için neye dönüşüyor?

a) Kaplana 
b) Pantere 
c) Aslana 
d) Jaguara

23- General’ in çocuklara söylediği son söz nedir?

a) Hepimiz doğayı korumalıyız. 
b) Dünya’ mızın bu hale gelmesi sizin suçunuz.
c) Gelecek, avuçlarınızın içindedir. Onu sımsıkı tutun, hiç bırakmayın. 
d) Asla geri dönemeyeceksiniz.

24- Derginin basıldığı yere niçin gidiyorlar?

a) Öğretmenleriyle röportaj yapmak için 
b) Dergi sahipleriyle tanışmak için
c) Mühürletip kapatmak için 
d) Tüm sayılarını almak için

25- Çocuklar geri dönmeden önce nasıl bir mucizeye tanık oluyorlar?

a) Besleyip suladıkları hayvan ve bitkilerin canlandığına 
b) Işınlanan insanlara
c) Dinozorların neslinin devam etmesine 
d) Bardaktan boşalırcasına yağmur yağmasına

26- İnsanlar panik halde neyden kaçıyorlar?

a) Uçan ejderhalardan 
b) Beyaz kaplandan 
c) Depremden 
d) Düşen yıldırımlardan

27- General, trene geri dönen çocuklara neyi getiriyor?

a) Gölge’yi 
b) Boncuk’u 
c) Robotu 
d) Simit ve çayı

29- Nil, eve döndüğünde annesinden neyi öğreniyor?

a) Umut Öğretmen’ in gösterisini çok beğendiğini ve kültür merkezinde tekrarlanacağını
b) Onlar burada yokken deprem olduğunu ama ucuz atlatıldığını
c) Babasının karakola gidip kendisini aradığını
d) Gelecekte kendilerini çok güzel günlerin beklediğini

30- Nil’ in kültür merkezindeki gösterisi nasıl sonuçlanıyor?

a) Nil, sahneden düşüyor. 
b) Ödül alıyor. 
c) Sahnede ağlıyor. 
d) Yoğun alkış alıyor.

Cevap Anahtarı:

1-b         2-c       3-a       4-a       5-c
6-a         7-d       8-b       9-b     10-b
11-a     12-b     13-c     14-c     15-a
16-c     17-b     18-a     19-b     20-d
21-a     22-a     23-d     24-c     25-a
26-a     27-b     28-a     29-a     30-d

Zerdali - Dedemle Bir Yıl (Yaşar Bayraktar) Kitabının Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



Kitabın Adı: Zerdali - Dedemle Bir Yıl

Kitabın Yazarı: Yaşar Bayraktar

Zerdali - Dedemle Bir Yıl Kitap Sınavı Soruları

1-) Yazarın dedesinin yazara taktığı lakap nedir? 

A) Yaramaz Çocuk 
B) Afacan 
C) Suskun Oğlan 
D) Delikanlı 

2-) Yazarın dedesinin mesleği nedir? 

A) Avukat 
B) Hakim 
C) Savcı 
D) Mimar 

3-) Yazarın dedesinin lakabı nedir? 

A) Yaşlı Amca 
B) Huysuz İhtiyar 
C) Tonton Amca 
D) Said Bey 

4-) Yazar büyüyünce hangi mesleği olmak istiyor? 

A) Yazar 
B) Avukat 
C) Öğretmen 
D) Mühendis 

5-) Yazarın dedesi, yazara hafta sonu tatilinden dönüşünde hangi hediyeleri almıştır? 

A) Avukat isimliği ve kitap 
B) Masa ve kalem 
C) Tablet ve telefon 
D) Kestane ve çilek 

6-) Yazarın dedesi evindeki eşyaların az olmasını nasıl açıklamıştır? 

A) Maddi durumum iyi değil. 
B) Az çoktan fazladır. 
C) Babaannen böyle istiyordu. 
D) Sadeliği seviyorum. 

7-) Yazarın dedesi yazarı karne günü nereye götürmüştür? 

A) Hamburgerciye 
B) Mezarlığa 
C) Alışveriş merkezine 
D) Doğduğu yere

Cevap Anahtarı

1C     2B     3B     4B

5A     6B     7D

20 Şubat 2024 Salı

Beyaz ve Mavi Yakadan Sonra Çalışma Hayatında Yeşil Yaka Dönemi


Çalışma hayatında beyaz yaka ve mavi yaka kavramları herkes tarafından bilinmektedir. Beyaz yaka; yönetici ve büro çalışanları olurken, mavi yaka; üretim için makina başında çalışanları ifade etmektedir. Şimdi bir de yeşil yaka kavramı ortaya çıktı.

Çalışanlar beyaz yaka ve mavi yaka olarak iki farklı çalışan sınıfının arasında olmaya çalışırken piyasada yeşil yakalı eleman arayışı başladı. Çevreyle ilgili sektörlerde çalışan eğitimli, tecrübeli personel için yeşil yakalı deniliyor.  Sektör aradığı yeşil yaka personeli bulamıyor. İklim değişikliğiyle mücadele nedeniyle firmalar yeşil ve çevreci teknolojilere yatırım yapıyorlar. Türkiye’nin elektik üretiminde yenilenebilir yeşil enerjinin payı geçen yıl %50’yi aştı. 

HANGİ MESLEKLER YEŞİL YAKA? 

Yeşil yakalılar; atık yönetimi ve geri dönüşüm alanında çalışanlar, yeşil bina mimarları, güneş ve rüzgâr enerjisi mühendisleri, organik çiftçiler, yenilenebilir enerji danışmanlığı, yenilenebilir enerji mühendisliği, rüzgar enerjisi uzmanlığı, rüzgar enerjisi teknikerliği, yeşil pazarlama danışmanlığı, karbon satış uzmanlığı, yeşil insan kaynakları yöneticiliği, çevre ve enerji hukuku uzmanlığı ekoloji eğitmenleri ve sürdürülebilirlik danışmanları gibi meslek sahipleri.

YEŞİL YAKA PERONEL YETİŞTİRMEDE NELER YAPILMALI?

Sanayi, yeşil yaka konusunda nitelikli eleman bulmakta zorlanıyor. Yenilenebilir enerji teknolojileri üniversite lisans müfredatına dahil edilmeli. Meslek liselerinde bölümler açılmalı.

13 Şubat 2024 Salı

Elektrikli Arabaları Güneş Enerjisi Paneli Takılarak Şarj Etmek Ne Kadar Mümkün?



Elektrikli Arabaları Güneş Enerjisi Paneli Takılarak Şarj Etmek Ne Kadar Mümkün?

Güneş enerjisi panelleri; üzerlerinden bulunan fotovoltaik hücreler sayesinde güneş enerjisinden elektrik enerjisi üreten cihazlardır. Bu durumda elektrikli araba sahibi veya almayı düşünen sürücüler, elektrikli araba şarj sorununu çözmek veya daha fazla menzil kazanmak için elektrikli arabaları için güneş enerjisi ile şarj durumunu merak etmektedir.

Bir güneş panelinin üretebileceği elektrik enerjisi miktarı; güneş enerjisi panelinin kalitesine, havanın bulutlu veya güneşli olmasına, panele gelen güneş ışınlarının açısına, panel üzerinde toz-kir gibi etkenlere göre değişiklik gösterebilir. Piyasada satılan 150cmx70cm ölçülerinde bir güneş enerjisi paneli normal şartlarda bir saatte 205watt elektrik enerjisi üretmektedir.

150cmx70cm ölçülerinde iki adet güneş enerjisi panelini elektrikli arabmızın üzerine monte ettğimizi düşünürsek bir saatte 2×205=410 watt elektrik enerjisi üretiriz.

Kısa menzil TOGG T10X yerli elektrikli arabamızın bataryası 52,4 kwatt kapasiteye sahiptir. Birim olarak k=kilo verilen değerin 1000 katını ifade eder. Bu durumda 52,4 kwatt=52.400 watt yapar.

Elektrikli arabamıza takılı 2 adet güneş enerjisi panelinin 410 watt elektrik enerjisi üretimi 52.400 watt batarya kapasitesine sahip bir elektrikli araba için oldukça az bir şarj imkanı sunmaktadır.

5 saatlik güneş paneli ile elde edilecek enerji miktarı 5×410=2050watt yapar. Yani 5 saat boyunca 2 adet güneş enerjisi paneli elektrikli arabamızın bataryasının ancak %5 gibi bir miktarını ancak şarj etmiş olur.

Mevcut durumda elektrikli arabanın üzerine güneş enerjisi paneli monte edip şarj etmeye çalışmak çok da mantıklı gözükmemektedir.

7 Şubat 2024 Çarşamba

Demir Misketler (Handan Derya) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı:
 Demir Misketler

Kitabın Yazarı: Handan Derya

Kitap Hakkında Bilgi:

Tuğrul, şimdiye kadar annesinin ve babasının memleketi olan Çanakkale'yi tanıma fırsatı bulamamıştı. Hep doğup büyüdüğü Brüksel'de geçiriyordu yaz tatillerini. Doğrusu bundan da hiç şikayetçi değildi. Kamp başkanı olmak, çok sevdiği Rose Marie ile her gün birlikte olmak onun için vazgeçilmezdi. Ancak bu kez her şey farklı olacaktı. Memleket duygusunun ve tarih bilincinin ne olduğunu o güne kadar bilmeyen Tuğrul, o yaz yeni arkadaşlar edinerek ve yeni heyecanlar tadarak unutamayacağı bir tatil geçirecekti.

Kitabın Konusu:

Kitap ailesi ile yurtdışında yaşayan Tuğrul’un, yaz tatilinde memleketine gelmesi ve yaşadığı macera dolu olayları konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

Tuğrul, anne ve babasıyla birlikte Belçika’da yaşamaktadır. Belçika’ya taşındıktan yaklaşık altı yıl sonra karayoluyla memleketleri Çanakkale’ye giderler. Tuğrul ilk başlarda köyde çok sıkılır. 

Tuğrul köyde tarlaya gittiği günlerden birinde toprakta demirden yuvarlak bir cisim bulur. Komşunun küçük kızı Neslihan, Tuğrul’a o demir misketlerden tarlalarında çok fazla olduğunu söyler. 

Tuğrul’un dedesi bu misketlerin aslında bir mermi olduğunu söyler. Çanakkale Savaşı sırasında bu topraklara çok fazla sayıda mermi düştüğünü söyler. Hala bu mermilerin toprakta bulunduğunu anlatır. Tuğrul'un dedesi gömleğinin cebindeki kutudan iki demir misket mermisi daha çıkarır ve torununa verir. Onları iyi saklamasını, onlara baktıkça savaşı değil, barışı hatırlamasını söyler. 

Tuğrul ailesiyle beraber Troya tarihi alanını gezerken, Zafer adlı bir çocukla tanışırak arkadaş olur. Zafer, Tuğrul’u kazı alanına gitmeyi teklif eder. Kazı alana gizlice girerler ve şans eseri yarım bir tas içinde tarihi eser niteliğinde eski paralar bulurlar. 

Neslihan’ın abisi Serdar, bir şekilde Tuğrul ve Zafer'den şüphelenip onları takip eder. Çocukların sakladıkları yerden tarihi paraları ve tası alıp kaçar. Serdar tarihi eser kaçakçısı olan Rüstem ile görüşür. 

Tuğrul ve Zafer sakladıkları yerde paraları bulamayınca Serdar’dan şüphelenirler. Gizlice Serdar'ı takip ederler. Köyden ilçeye giden Serdar, bir evde Rüstem’le görüşürken Rüstem Tuğrul ve Zafer'i fark eder. Serdar’ı atlatıp çocukları kaçırır. 

Tuğrul ve Zafer'i bulamayan aileleri onları merak eder. Neslihan’dan ilçeye giden bir araca bindiklerini öğrenirler. Bu sırada Serdar da çocuklar için endişe eder ve jandarmaya haber verir. Jandarma uzun bir kovalama sonunda Rüstem’i yakalar. Tuğrul ve Zafer durumu komutana anlatırlar. Komutan paraları çocuklara verir ve onları müzeye gönderir. Çocuklar buldukları tarihi eserleri müzeye teslim ederler ve bunun karşılığında para ödülü kazanırlar. Para ödülü ile Zafer’e bilgisayar alırlar. 

Tuğrul’un ailesi tatilin kalan kısmını Belçika’da geçirmeye karar verirler. Böylece Tuğrul’u başka bir maceradan korumak istemektedirler. Ertesi gün yola çıkarlar. Başlarda Türkiye’ye gelmek istemeyen Tuğrul, artık farklı duygu ve düşünceler içindedir. Vatan sevgisinin tadına varmış ve tarih bilinci edinmiştir. Cebindeki demir misketleri çıkarıp dedesinin “vatanın kalbini dinliyorum” sözünü hatırlar. Artık Tuğrul da vatanın kalbinin sesini duymaktadır. 

30 Ocak 2024 Salı

Kuyudaki Sır (Zeliha Akçagüner) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi



Kitabın Adı: Kuyudaki Sır

Kitabın Yazarı: Zeliha Akçagüner

Kitap Hakkında Bilgi:

....O gece gençlerin çoğu kabartmayla ilgili rüyalar gördü. Efecan, kuyu taşının altında kuyuya fısıldanan gizlerin kayıtlı olduğu bir dolu disket buluyordu. Alp'in rüyasında ise kabartamadaki yaşlı adam eliyle kuyunun içini gösteriyor, ona ulaşılacak yolun kuyunun taşlarında yazılı olduğunu söylüyordu. Aslı, daha ileri gitmiş, yazıyı çözmüştü: Beni tanmak için, Kaçkar Kaçkını Dağları'nı aşmanız gerek. (Tanıtım Bülteninden)
Kitap 2007 yılında TUDEM yayınlarında çıkmıştır.

Kitabın Konusu:

Kitap, gençlerin yaz tatilleri, arkadaşlıkları ve ebeveynleriyle aralarındki ilişkilerini anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Ceren, her yaz olduğu gibi annesi ve kardeşiyle beraber Dostluk Sitesi’ndeki yazlıklarına gider. Ceren, on dört yaşında babasını trafik kazasında kaybetmiştir. Ceren, neşeli ve güzel bir genç kızdır. Ceren’in annesi Sevinç Hanım çocuklarına abartılı bir şekilde düşkündür. Sevinç Hanım'ın çocukları üzerinde aşırı baskı kurması çoğu zaman Ceren’in kırılmasına sebep olur.

Dostluk Sitesi’ndeki gençler her akşam sahil kenarında oturup eğlenirken Sevinç Hanım, Ceren'e izin vermez. Ceren ancak dedesi geldiği zaman bir parça rahat etmektedir. Dedesi geldiğinde bile herkesten önce eve gitmek zorundadır. 

Dostluk Sitesi’ne arkadaşı Yalçın’ın kuzeni Onur gelir. Onur ve Ceren arasında arkadaşlığın ötesinde bir yakınlaşma olur. İki genç birbirlerine karşı samimi ve güzel duygular beslemektedir. Arkadaşları Yaprak bu yakınlaşmayı fark edip onlara yardımcı olur. 

Sitedeki bütün gençler, kendilerinden birkaç yaş büyük olan Efecan’ın planladığı piknik için Kaçkar Kaçkını Dağlar’a çıkarlar. Köylülerle konuşurlar ve Yazgülü aracılığı ile efsanesi anlatılan bir kuyuyu görmeye giderler. Kuyunun dibindeki bir insan kabartması ve farklı dildeki yazılar gençlerin dikkatini çeker. Yazıyı kopyalayıp Onur’un ağabeyine yazıyı gösterirler. Yazı eksik kopyalandığı için ertesi gün iki yetişkinle birlikte tekrar kuyuya giderler. 

Yazıdaki eksiği tamamlarlar ve toprağın altında bir kroki bulurlar. Krokiyi Yazgülü ve kuzeni Kardelen'le beraber takip eder ve bir mezar bulurlar. Bu mezarda yatan kişi kendi hayat hikayesini mermere yazmış ve insanlara doğanın zenginliğini anlatmıştır. 

Onur bir süre yaşadığı şehre gidip tekrar Dostluk Sitesi’ne geri döner. Bu süre zarfında Ceren ile annesinin arası düzelmiş ve Ceren biraz daha olgunlaşmıştır. Annesi ve kardeşi, hastalanan dedesini ziyarete gidince Ceren ve Onur da bu fırsatta bir tepeye gezmeye giderler. Ani bastıran yağmurdan kaçıp çevredeki bir inşaata saklanırlar. Yağmur durmadığı için geceyi orada geçirirler. 

Sabah siteye döndüklerinde Sevinç Hanım, Ceren’e ve Onur’a çok kızar. Islandığı için hastalanan Ceren, annesi kendisine küsünce telefonla dedesini çağırır. Dedesi hastaneye yatmadan önce siteye gelir. Dedesi Ceren’in masum olduğunu anlar fakat bunu anlatamadan fenalaşır. Ceren o sırada kendisini ziyarete gelen Onur ve annesinin yardımıyla dedesini hastaneye götürür. 

Onur, Ceren’i teselli etmeye çalışır. Sevinç Hanım, Onur’a ve Ceren’e güvenmediği için kendisini suçlar. O günden sonra kızına karşı daha anlayışlı olur. Onur’u da ikinci oğlu olarak görür. 

23 Ocak 2024 Salı

Kömür Karası Gözler / Çağdaş Gençlik Dizisi (Mustafa Işık) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Kömür Karası Gözler / Çağdaş Gençlik Dizisi

Kitabın Yazarı: Mustafa Işık

Kitap Hakkında Bilgi:

Mustafa Işık “gözü kaldı” sözünden yola çıkarak fantastik öğeleri gerçekle o kadar bütünleştirmiş ki, yazdığı romanın satır aralarında olağanüstü olayları dramatize etmiş, yaşamı, zorlukları, emeği ve gözyaşını iki ayrı dünyada yaşayan ailelere paylaştırmıştır. Yazarımız bu romanında bir şeyi daha başarıyor. Okur romanı takip ederken, ilerleyen sayfalarda kendini bir anda kitabın baş kahramanı olarak buluveriyor. Romanın birbiri ile bağlantılı hikayeleri içerisinde gezinirken her satırı adeta yaşarmışcasına bir hisse kapılıyor. Yarın, yolunuz kiminle, kimlerle kesişecek bilebilir misiniz? Emekli öğretmen Hasan Bey genç yazar Murat’ın yaşamına gireceğini hiçbir zaman düşünmemişti. Ta ki o olağanüstü güne değin…

Kitabın Konusu:

Kitap, gözü kalmak deyiminden bahisle iki sosyal yaşam arasındaki farklılıkları ve köyden kente göçü, ekonomik problemleri, kız çocuklarının okutulmaması sorununu, şehir yaşamı ile kültürel farklılığı anlatır.

Kitabın Özeti:

Hasan Bey emekli bir öğretmendir ve bir kırtasiye dükkanı çalıştırmaktadır. Bir sabah kırtasiye dükkanının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabanın üzerinde bulunan bir çift siyah göz dikkatini çeker. Önce yanlış gördüğünü düşünür ve diğer arabalarla karşılaştırır. Fakat diğer oyuncak arabalar kırmızı araba gibi değildir. Kırtasiyeye gelen herkes arabadaki gözleri görüp ilgi gösterir. 

Akşam olunca evine giden Hasan Bey, kırmızı arabayı eşi Oya Hanım’a da anlatır. Oya Hanım kendisine inandıramayınca sabah dükkana birlikte giderler. Hasan Bey kırmızı arabayı içine koyduğu kutuyu getirip açar. Gözlerin uyur şekilde olduğunu gören Oya Hanım çok şaşırır ve çığlık atar. Bu çığlık üzerine arabadaki gözler uyanır.

Hasan Bey zaman geçtikçe bir çocukla konuşuyor gibi gözlerle konuşup dertleşmeye başlar. Anılarını ve düşüncelerini anlatır ve arabanın gözleriyle sohbet eder. Hasan Bey bir taraftan da bu gözlerin nereden gelmiş olabileceğini düşünmektedir. Hasan Bey, kırmızı arabayı çok isteyen fakat alamayan bir çocuğa ait olabileceği ihtimali düşünür. Hasan Bey, dükkana gelen çocuklara dikkatle bakmaya ve onları daha iyi tanımaya çalışır. 

Murat, annesi, babası ve ablası Zeynep’le köyde yaşayan altı yaşında bir çocuktur. Köydeki pek çok kişi gibi şehre göç etmek durumunda kalırlar. Babası Kamber hayvanlarını ve tarlalarını satar ve İstanbul’a yerleşirler.  İstanbul, Murat ve ablası için köylerine göre çok farklı bir yerdir. Evlerin üst üste, binaların yan yana uzayıp gittiği, her yer beton olduğu, yeşilliğin görülmediği, kalabalık ve gürültülü bir yerdir İstanbul. Bir apartmanın bodrumundaki daireye yerleşirler. Baba Kamber inşaatlarda işçi olarak çalışmaya başlar. Okula yazdırılan Murat kısa sürede öğretmeninin dikkatini çeken başarılı bir öğrenci olur. Okuldan eve gelince okulda ne işlemişlerse ablasına da anlatır. Zeynep, on iki yaşındadır ve okula gitmek istese de gelinlik yaşa geldiği gerekçesiyle okula gönderilmemiştir. 

Aradan geçen üç yıl sonra Kamber inşaatlarda amelelik yaparken bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Elif, iki çocuğu ile ortada kalır. Çevredekilerin önerisi ile Murat’ı bir berberin yanına çırak olarak verir. Zeynep ise bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışmaya başlar. Artık evin geçimini iki çocuk sağlamaktadır. 

Murat bir gün berbere giderken Hasan Bey’in kırtasiye dükkanının önünden geçer ve vitrinde oyuncak kırmızı bir araba görür. Oyuncak tutkusu ve isteği olmayan Murat bu arabayı çok sever. Murat  her gün kırtasiyenin önünden geçerek arabaya bakar ve izler. Berberde çalışırken bir gün ustası Hasan Bey’in kırtasiye dükkanına gitmesini ister. Murat cesaret edip arabayı sorunca, Hasan Bey arabadaki gözlerin Murat’a ait olduğunu anlar. Hasan Bey hemen arabayı getirip Murat’a hediye eder. O günden sonra Hasan Bey, Murat ve Zeynep’e yardımcı olur. Yıllar sonra okuma isteği bitmeyen Zeynep ünlü bir tasarımcı, Murat ise bir yazar olur. 

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...