Kitabın Yazarı: Şermin Yaşar - İlber Ortaylı
Kitap Hakkında Bilgi:
Diyarın birinde göğsü kınalı bir serçe varmış. Ne zaman gök gürlese yere yatar ve ayaklarını gökyüzüne doğru kaldırırmış. Bir değil, iki değil, üç değil… Bir gün göğsü kınalı serçeye sormuşlar, “Neden böyle yaparsın?” diye;
1840’lı yılların Topkapı Sarayı’nda on yaşından gün almış, dokuzunda bir şamaroğlanı vardı. Lala, şehzade yerine ona kızardı, şehzade yerine onu uyarırdı, hata yaptığında şehzade yerine onu azarlardı. Herkes bir kınalı serçeden bahsederdi ona… Saraydakiler arasında gizli bir dil, sadece bilenlerin bildiği bir şifre gibiydi “Kınalı Serçe.” Kimdi, neredeydi, nereye uçar, nereye konar, nerede yaşardı? Tam yüz beş yaşına kadar onun hikâyesini aradı bizim şamaroğlanı sarayda… Eh hadi iyi haber verelim, buldu sonunda.
Çocuk edebiyatımızın üretken ve sevilen yazarlarından Şermin Yaşar, bu kez bizi Topkapı Sarayı’nda bir gezintiye çıkarıyor. Saray adetlerini, işgal yıllarını, değişen toplumu ve yeniden yeşeren ümidi bu kez bir şamaroğlanının gözünden anlatıyor. Kahkaha ve hüznü bir araya getiren bu tarihi yolculuk, Türk tarihçiliğinin büyük ismi İlber Ortaylı’nın verdiği bilgilerle zenginleşiyor. (Tanıtım Bülteninden)
Kitabın Konusu:
Kitap, Osmanlı'nın son zamanlarından cumhuriyete geçiş dönemine kadar olan süreyi çocuklarda tarih bilinci oluşturarak anlatmaktdır.
Kitabın Özeti:
Kitap, sarayda yaşayan bir şamaroğlanının ağzından 1840'lı yıllardan başlayıp 1935 yılına kadar saray ve ülke hayatını anlatıyor.Kitabın Özeti:
Şehzadenin lalasının evlatlığı dokuz yaşlarında bir şamaroğlanıdır. Lala eğitim verdiği şehzadeye kızması gerektiğinde şamaroğlanına kızmaktadır. Zaten bu nedenle kendisine şamaroğlanı denilmektedir.
Şamaroğlanı doğduğundan beri sarayda yaşamaktadır. Bu nedenle sarayda çalışan herkesi tanımaktadır. Ayrıca herkes tarafından da sevilmektedir. Şamaroğlanı sarayın neredeyse her yerine girip herkesle konuşabilmektedir.
Şamaroğlanı yıllar içinde büyürken sarayla ilgili birçok şey öğrenir. 1840'lı yıllardan 1935 yılına kadar olan dönemde Osmanlı'dan cumhuriyete geçiş dönemi şamaroğlanın hayat hikayesini oluşturur.
Şamaroğlanı yıllar içinde büyürken sarayla ilgili birçok şey öğrenir. 1840'lı yıllardan 1935 yılına kadar olan dönemde Osmanlı'dan cumhuriyete geçiş dönemi şamaroğlanın hayat hikayesini oluşturur.
Şamaroğlanı saf bir çocuktur. Sarayın kuralları ona bir oyun gibi görünür. Zamanla bu kuralların hayatın ta kendisi olduğunu anlar. Bir gün, gök gürlediğinde yere yatıp ayaklarını havaya kaldıran bir serçeden bahsedilir. Kınalı Serçe...
Şamaroğlanı yıllar geçtikçe, sarayın içindeki hiyerarşiyi, gizli konuşmaları ve derin sessizlikleri çözmeye başlar. Kınalı Serçe'nin bir kuş değil, bir insan, bir anı, belki de bir milletin ruhu olduğunu sezmeye başlar.
İşgal yıllarında sarayın yalnızlığına tanık olur, değişen dünyayı anlamlandırmaya çalışır ve tüm bu karmaşanın içinde kendi kimliğini arar.
Sarayda herkesin bir yeri vardır. Lala emreder, sehzade hükmeder, hizmetkârlar koşturur. Şamaroğlanı ise kimsenin fark etmediği, ama her şeyi gören bir gölge gibidir. Bu görünmezlik, ona hem yük hem de özgürlük verir. 105 yaşına geldiğinde yalnızca sarayın değil, bir ulusun öyküsünü kendinde görür. İşgalin acısı, özgürlüğün sevinci, eski ile yeninin çarpışması.
Sarayda herkesin bir yeri vardır. Lala emreder, sehzade hükmeder, hizmetkârlar koşturur. Şamaroğlanı ise kimsenin fark etmediği, ama her şeyi gören bir gölge gibidir. Bu görünmezlik, ona hem yük hem de özgürlük verir. 105 yaşına geldiğinde yalnızca sarayın değil, bir ulusun öyküsünü kendinde görür. İşgalin acısı, özgürlüğün sevinci, eski ile yeninin çarpışması.
Kitaptan Alıntı:
"Evin babası padişah gibiydi, evin annesi valide sultandı adeta... Ben bir tek biz sarayda yaşıyoruz sanıyordum, meğer herkesin evi kendine saraymış."

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder