24 Ekim 2018 Çarşamba

Yıldırım Nedir, Nasıl Oluşur? Yıldırımdan Korunmanın Yolları Nedir? Yıldırım Çarpması Durumunda Yapılacaklar


Yıldırım Nedir? 

Yıldırım atmosferde meydana gelen, canlılar ve yapılar için tehlikeli durumlara neden olan doğadaki en güçlü elektriksel boşalma olayıdır. 

Yıldırım Nasıl Oluşur?

Yıldırım oluşumu bulutun elektriksel yüklenmesi, boşalma süreci ve ana boşalma aşamalarından oluşur. Yıldırım, sağanak yağış ve gök gürültüsünün bir arada yaşandığı oraj olaylarında oluşur. 

Yıldırımdan Korunmanın Yolları 

İnsan hayatını ve yeryüzündeki bütün yapıları yıldırımın zararlı etkilerine karşı korumak amacıyla yıldırımdan korunma sistemleri kullanılır. 

Yıldırım, bugün bile hala doğanın en heyecan verici ve en şaşırtıcı olaylarından birisidir. Bu olay, insanlık tarihinin ve mitolojinin önemli bir parçası olmuştur. Dünyaya dakikada yaklaşık 1800 civarında yıldırım düşmektedir. Dünyanın değişik bölgelerine düşen yıldırım sayısı birbirinden farklıdır. Genel olarak, Kuzey ve Güney Kutuplarına hiç yıldırım düşmezken, Ekvator bölgesi yıldırım sayısı bakımından çok zengindir.(örneğin; Uganda, Kampala'da bir yıldaki yıldırımlı gün Sayısı 242 dir). 

Yıldırımdan Korunma Yöntemleri 

Gök gürlediği zaman, kapalı bir yere sığının. 

Gök gürültülü hava olayları başladığında, emniyetli bir yere gidilerek yıldırımdan korunmak mümkündür. 

Yapılan çalışmalarda, çok sayıda yıldırım mağduru, fırtınaya dışarıda iken yakalandıklarını ve emniyetli biryere sığınamadıklarını söylemektedir. Bazı mağdurlar ise; emniyetli bir yere 5- 10 dakika daha erken gidebilselerdi, yıldırım çarpmasından korunmuş olacaklardı. 

Bazı insanların çarpılmaları dışarıya çok erken çıkmaları yüzünden olmuştur. Son gök gürleme sesini işittikten sonra en az 30 dakika emniyetli bir bina ya da araç içinde kalınmalıdır. 

Bazı mağdurlar evlerinde ya da bina içindeyken herhangi bir elektrikli alet ya da kablolu telefon kullanırken yıldırıma çarpılmışlardır. 

Diğerleri su borusu sistemi, bir metal kapı ya da pencere çerçevesine temas etmişlerdir. Yakınınızda bir gök gürültülü fırtına olduğunda elektrik iletici yüzeylerle temastan kaçınılmalıdır. 

Yıldırım Hakkında Bilemediklerimiz 

-Tüm orajlar yıldırım üretir ve tehlikelidir. 

-Yıldırım sıklıkla şiddetli yağış alanının dışında çarpar, herhangi bir yağıştan 20 km kadar uzakta da çarpabilir. Çoğu yıldırım ölümleri fırtınaların önünde ya da geçtiği sanılan fırtınalardan sonra oluşur. 

-Eğer gök gürlemesini duyuyorsanız tehlikedesinizdir. Gök gürlemesini işitirseniz yıldırım tehlikesi bulunmaktadır. 

-Yıldırım çok sayıdaki mağdurda kalıcı bozukluklar bırakır. Bunların küçük bir yüzdesi ölürken, hayatta kalanların çoğu hayat boyu çok ciddi acılar ve sinirsel bozukluklar içerisinde yaşamaya mahkum olurlar.

Yıldırım Korkusunu Yenin 

-Bir yıldırım emniyet planına sahip olun. Emniyet için nereye gideceğinizi ve oraya gitmenizin ne kadar süreceğini bilin. 

-Faaliyetlerinizi erteleyin. Dışarıya çıkmadan önce oraj tahminlerini kontrol edin. Tehlikeli bir durumdan kaçınmak için faaliyetlerinizi ertelemeyi düşünün. 

-Hava durumunu takip edin. Gök yüzünün kararması, şimşek çakması ya da rüzgarların şiddetlenmesi gibi, gelişmekte olan bir fırtınanın işaretlerini arayın. 

-Emin bir yere sığının. Uzak bir mesafeden bile olsa gök gürlemesi işitirseniz derhal emniyetli bir yere girin. Tamame kapalı binalar, en iyi korumayı sağlar. Engeller, piknik gölgeleyicileri, çadırlar ve kapalı girişler sizi yıldırımdan korumaz. Eğer sağlam bir binadan uzaktaysanız bir araç içine girip tüm camlarını kapatın. Son gök gürlemesinden sonra 30 dakika kadar araç içinde kalın. 

-Gök gürlemesini işitirseniz acil bir durum dışında kablolu telefon kullanmayın.

-Kablosuz telefonları ya da cep telefonlarını kullanmak emniyetlidir. 

-Elektrikli aletler ve tellerden uzak durun. 

-Su boruları elektriği iletir. Banyo ya da duş almayın; ya da bir fırtına boyunca diğer su dağıtım sistemini kullanmayın. 

Bir Oraja Dışarıda Yakalandığınızda Neleri Bilmelisiniz 

Oraj anında dışarıda emniyetli yer yoktur. Dışarıda iseniz ve gök gürültüsünü işitirseniz, yıldırım riskini azaltmak için tek yol, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde, sağlam bir binanın ya da sağlam bir arabanın içine girmektir. Ayrıca yıldırım riskini artırabilecek aşağıdaki durumlardan kaçınmalısınız. Emniyetli bir yere ulaşmanın yerine geçecek başka bir yol olmadığı unutulmamalıdır. 

-Açık alanlardan kaçının. Bir alandaki en yüksek şey siz olmayın. 

-Tek başına yüksek ağaçlar, kuleler ya da elektrik direklerinden uzak durun. Yıldırım, alanda bulunan en yüksek nesnelere düşmeye meyillidir. 

- Metal iletkenlerden (elektrik hatları ya da metal çitler gibi) uzak durun. Metal yıldırımı çekmez, fakat yıldırım onun içinden uzun mesafeler kat edebilir. 

-Eğer bir grup insanla birlikteyseniz, ayrılın. Bu gerçekte bir kişinin çarpılma ihtimaline karşılık, çok sayıda insanın çarpılmasını önler ve eğer bir kişi çarpılırsa diğerlerinin yardım etme şansını artırır. 

Yıldırım Çarpması Durumunda Yapılacaklar 

-Yıldırım mağdurları elektrik yükü taşımazlar, dokunmak emniyetlidir ve acilen tıbbi müdahaleye ihtiyaç vardır. Bu şekildeki ani ölümlerin sebebi kalp krizidir. Eğer mağdur uygun ilk yardımı derhal alırsa bazı ölümler önlenebilir. 

-Yardım isteyin. 112'yi ya da özel ambulans servisinizi arayın. 

-İlk yardım hizmeti verin. 

-Mümkünse mağduru daha emniyetli bir yere taşıyın. Yıldırım ikinci kere çarpabilir. Siz de mağdur olmayın.

Kaynaklar ve İlgili Adresler 
https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/brosurler/yildirim.pdf
http://www.lightningsafety.noaa.gov 
http://www.weather.gov/nwr 
http://www.fema.gov 
http://www.redcross.org

22 Ekim 2018 Pazartesi

Balıkesir'de Lise Öğrencisi Hamam Böceği ve Bordan Radyasyon Zırhı Yaptı


Balıkesir Fen Lisesi 4'üncü sınıf öğrencisi olan ve üstün zekalı öğrencilerin eğitim gördüğü Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi'nde laboratuvar çalışmaları yürüten Alperen Berberoğlu, radyasyondan etkilenmeyen hamam böceklerinden esinlenerek radyasyon zırhlı yelek üretti. Bilim merkezinde görevli kimya öğretmeni Pınar Sabaz'ın da yardımıyla 2 yıldır sürdürdüğü çalışmalar sonrası yaptığı radyasyon yeleği ile TÜBİTAK projelerinde bölge birinciliği alan Berberoğlu, şimdi yeleği ürettiği maddenin patentini almak için çalışmalara başladı. Kurşundan üretilerek yapılan ve insan vücuduna zararı olduğu tespit edilen radyasyon yeleklerinin piyasada ortalama 600 liraya mal olduğunu ifade eden Berberoğlu, ürettiği yeleği ise 20 liraya mal ettiğini belirtti.

HAMAM BÖCEKLERİNDEN ESİNLENDİ: 

Rusya'nın Çernobil şehrinde yaşanan ve dünyanın en büyük radyoaktif felaketi olarak görülen Çernobil faciası sonrası yaşamayı sürdüren hamam böceklerinden esinlenerek böyle bir çalışmaya başladığını söyleyen Berberoğlu, iki yıldır bu proje üzerinde çalıştığını belirtti. Hamam böceklerini incelediğinde kabuklarında kitosan adlı bir madde olduğunu ve bu maddenin radyasyondan etkilenmediğini belirlediğini ifade eden Berberoğlu, şunları söyledi:

"Bundan yola çıkarak içinde kitosan ve ayrıca milli değerimiz olan bor bulunan bir polimer üretmek istedim. Ardından polimerle ne yapabileceğimizi düşündüm ve bununla hastanelerde röntgen cihazlarını kullanan radyoloji teknikerlerinin gördüğü zararı minimuma indirmek amacıyla üç farklı bor bileşiğini bulunduran yelek dolgusu tasarladık. Yaptığımız yeleğin içerisinde yapmış olduğumuz dolgu var. Ayrıca polimerleştirici malzeme olarak kitosan bulunuyor. Bu da asetik asitte çözünmüş biçimde. Bunun yanında bir de sıvı ürettik. Bunları da hastanelerde şu anda duvarlarda kurşun bloklar kullanılıyor. Onların yerine kullanmak amacıyla ve maliyeti minimum amacıyla bu sıvıları ürettik. Ayrıca kurşun yeleklerin maliyetine göre çok daha ucuz ve kurşun yeleklerin ağırlığına göre çok daha hafif bir materyal ürettik. Kurşun yeleklerin maliyeti yaklaşık 600 TL civarında. Ancak biz bu yeleği 20 TL'ye mal edebiliyoruz. Ayrıca kurşuna göre çok daha hafif olma avantajı var. Bu proje geliştirilerek ileride savunma sanayiinde ve sağlık sektöründe kullanılabilir."

YÜZDE 98,25 ORANINDA RADYASYONDAN KORUNMA SAĞLIYOR: 

Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi'nde kimya öğretmeni olarak görev yapan ve Alperen Berberoğlu'na projesinde danışmanlık yapan Pınar Sabaz da bor bileşikleri ve kitosan adı verilen malzemeyle birlikte radyasyondan koruyan kumaş dolgu malzemesi ve sıvı ürettiklerini söyledi. Yaptıkları test sonuçlarında üretilen maddenin radyasyona karşı yüzde 98.25 oranında koruma sağladığını tespit ettiklerini belirten Sabaz, "Dolayısıyla da bu çalışmayı geliştirerek patent noktasına getirdik ve patent başvurusunu gerçekleştirdik. Çalışmanın ilk aşamasında öğrencim hamam böceklerinin radyasyonun zararlı etkilerinden hiçbir şekilde olumsuz etkilenmediğini fark etmiş ve bununla ilgili ‘bunun nedeni ne olabilir’ diye araştırırken hamam böceğinin kabuğunda bulunan kitosan maddesinden kaynaklandığını keşfettik. Bu kitosanın içerisine de milli değerimiz olan, dünya rezervlerinin yüzde 72’sinin ülkemizde bulunduğu bor bileşiğini ekleyerek radyasyon zırhı üretmeyi başardık. Bu malzeme yüzde 98,25 oranında radyasyona karşı koruma sağlıyor" dedi.

Mobil Cihazların Şarj Edilmesi İçin İnsan Üzerine Giyilebilir ve Yıkanabilir Nanojeneratör Üretildi


Enerji Üretiminde Çığır Açacak Buluş

Çinli bilim insanları, mobil cihazlar için giyilebilir ve yıkanabilir nanojeneratör üretti.

Şinhua ajansının haberine göre, Çin'in Hınan eyaletindeki Cıngcou kentinde bulunan Cıngcou Üniversitesinden bilim insanları, mobil elektronik aletlere güç sağlamak için insan hareketlerinden enerji üretebilen nanojeneratör geliştirdi.

Sık sık bataryaları biten ve şarj edilmesi gereken mobil cihazlar için enerji sorununun çözüldüğü belirtilen haberde, su geçirmez nanoliflerden üretilen mini jeneratörlerin esnek, rahat, giyilebilir ve yıkanabilir özellikte olduğu kaydedildi.

Pamuksu bir yapıya sahip olduğu belirtilen ve elbiseye yapıştırılabilen nanojeneratörlerin, insanların hareketlerinden ortaya çıkan mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirdiği vurgulanan haberde, bu buluşun, kendi kendine şarj edilebilen elektronik cihazların geliştirilmesi için yeni fırsatlar sunduğuna dikkat çekildi.

Çalışma, Materials Chemistry A dergisinde yayınladı.

Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi Listesinde Tek Türk Bilim İnsanı, Dr. Pembe Oltulu


Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Pembe Oltulu, The Pathologist dergisinin yayınladığı "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" arasında, tek Türk bilim insanı oldu.

ABD'nin, patoloji bilimini ele alan, alanında prestijli dergilerinden The Pathologist, bu sene de "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" (The Pathologist's Power List 2018) listesini yayınladı.

NEÜ Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Pembe Oltulu, listede tek Türk bilim insanı olarak yer aldı.

Pembe Oltulu, The Pathologist dergisinden kendisine atılan maille bu haberi aldığını belirtti.

Maili okuduğunda çok şaşırdığını ve mutlu olduğunu ifade eden Oltulu, şunları kaydetti:

"Bu önemli dergide yer almam şöyle oldu; ulusal, uluslararası bazı meslektaşlarımızla 5 yıldır twitter, facebook gibi sosyal medya araçları üzerinden patoloji eğitimine katkı yapmaya çalışıyoruz. Alanında etkin hocalarımızdan birebir eğitim almak istersek bulundukları yerlere gitmemiz gerekiyor. Özellikle yurt dışı deneyimler için ciddi bir maddi külfet var, dil problemi var. Çoğu kişi bu hocalarımızın yanına gidemiyor. Bu alanında etkin isimlerin sosyal medya üzerinden önemli bilgileri ve tecrübelerini paylaştıklarını fark ettim. Hemen katıldım ve birçok patoloğun bu alanda olduğunu gördüm. Öğrendiğim herşeyi dünya genelindeki diğer meslektaşlarımla paylaşmaya başladım. 5 yıldır bu alanda aktif olarak yer alıyorum. Ülkemizden de pek çok bilim insanı bu çalışmaları takip ediyor. Bu sayede dünyaca etkin hocaların paylaştıkları önemli ipuçlarını hem öğreniyoruz, öğrendiğimiz noktaları da dünyanın her yerinden meslektaşlarımızla paylaşıyoruz."

Dünyanın her yerinden meslektaşlarında kendilerine ve paylaşımlarına bir güven oluştuğunu da dile getiren Oltulu, önemli kongrelerden önemli ipuçlarını yine diğer patologlarla birlikte sosyal medya üzerinden paylaştıklarını bildirdi.

Oltulu, The Pathologist'in "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" listesini hazırlayan ABD'li meslektaşının, sosyal medyadaki bu eğitim faaliyetlerinin farkettiğini vurgulayarak, "Patolojiye uluslararası planda eğitim alanında yaptığımız katkılar doğrultusunda bizi de bu listeye dahil etmişler. Türkiye'den böyle bir listenin içinde yer almak benim için çok gurur verici. Tarif edilemez bir his." ifadelerini kullandı.

Pembe Oltulu, dünyanın her yerinden ve Türkiye'den önemli bilim insanlarının kendisini tebrik ettiğini ve bu başarıyla gurur duyduğunu aktardı.

21 Ekim 2018 Pazar

Yerli Üretim Robot At ARAT'ın Özellikleri - Konya AkınRobotics


Konya'da, "AkınRobotics" fabrikasında prototipi tamamlanan "AkınRobotics At" (ARAT), yük taşıma, arazide arama kurtarma çalışmaları ve ulaşım gibi amaçlarla kullanılabilecek.

İnsansı robotların dezavantajları düşünülerek arazi şartlarına uygun ve dört ayaklı tasarlanan "ARAT"ın 12 eklem noktası bulunuyor.

Robot At ARAT'ın videosu

Tamamen yerli yazılımlarla çalışan robot, yapay zeka ve görüntü işleme yazılımına sahip. Ayrıca ARAT, derin öğrenme sistemi sayesinde insanları tanıyor, öğrendiği bilgileri yorumluyor, yaş ve cinsiyet analizi yapabiliyor.

Akınsoft Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Akın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ARAT'ın tamamen yerli malzeme ve yazılımla geliştirildiğini söyledi.

Üzerinde bulunan kontrol yazılımları sayesinde ARAT'ın birçok zorlu görevi yerine getirebileceğini vurgulayan Akın, şöyle devam etti:

"Yeri geldiği zaman ivme ve hız kontrolü yapabilmek için kontrol yazılımları geliştiriyoruz. Kontrol yazılımları, sistemin senkronize şekilde çalışmasını sağlıyor, aynı zamanda sensörlerden aldığı bilgileri yorumlayabiliyor. Buna, atanacak göreve göre kullanılan bir tür yapay zeka diyebiliriz ayrıca ARAT'ın yazılımı tamamen kendi ekibimiz tarafından geliştirildi."

- "Her türlü arazi koşuluna uyumlu"

Akın, ARAT'ı tasarlarken tamamen araziye uyumlu olmasını, dengeyi çok rahat sağlayabilmesi, koşabilmesi ve aynı zamanda yük taşıyabilmesini sağlamaya çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"ARAT, 4 ayağı ile arazi robotu olarak geliştirildi ve her türlü arazi koşuluna uyumlu olacak şekilde tasarlandı. Yük taşıma özelliğine de sahip olan ARAT, arama-kurtarma faaliyetlerinde kullanılabilecek. Üzerindeki yapay zeka sistemi sayesinde, gittiği yerin konumunu bilme, bu konumdan çeşitli bilgileri merkeze iletme gibi farklı görevlerde kullanılabilir. Üzerine koyacağımız çeşitli donanımlarla, sensörlerle farklı görevler de alabilir. Bir arazinin haritasını çıkarmak, arazide kaybolan bir şeyi bulmak, metal tarama görevleri yapabilir. Lityum iyon pil teknolojisi sayesinde çok gelişmiş pil ömrüne sahip. Araziye uyumu arttırmak için üzerine güneş panelleri de koymayı düşünüyoruz. Güneş panellerini gerekli olduğu zamanlarda kullanarak uzun süre arazide çalışabilecek."

- Gelişmiş gözlem yeteneğine sahip

ARAT'ın motordan oluşan boyun yapısı sayesinde gelişmiş bir gözlem yeteneğine sahip olduğunu anlatan Akın, "Stereo vision kamera vasıtasıyla derinlik algılayabilme özelliğine sahip. Çevresinden gelen sesin yönünü tayin ederek, o yöne doğru yönelebilme, önüne çıkabilecek engellerden uzaklaşma ya da engelleri aşabilmek için strateji geliştirme özelliği mevcut. Algılama sistemi ile sesli komutları algılayabiliyor, komutlara karşılık vererek iletişim kurabiliyor." diye konuştu.

Robot atın yerli imkanlarla tasarlandığına dikkati çeken Akın, "Çok kısa bir süre sonra ARAT, gelişimi tamamlanarak insanlığın hizmetine sunulmuş olacak. Bu ve diğer robotlarımızı daha da geliştirebilmek adına çalışmalarımız hızla devam ediyor." ifadelerini kullandı.

(AA)

18 Ekim 2018 Perşembe

Yerli Üretim Elektrikli Otomobil GEN TM-480 ve GEN TM-265 Teknik Özellikleri, Fiyatı Açıklandı


Yerli üretim elektrikli otomobil ilk defa İstanbul’da bir fuarda sergileniyor. Yerli otomobil GEN TM-480, hızlı şarj istasyonu ile 1 saatte şarj oluyor ve 100 kilometrede 10 liralık elektrik harcıyor. 400 km menzile sahip olan GEN TM-480'in fiyatı 200 bin TL olarak açıklandı.

İlk defa bir fuarda görücüye çıkan tasarımı, motoru, iç dizaynı tamamen yerli olan elektrikli otomobil kısa bir süre içerisinde satışa sunulacak. Yerli otomobil TM-480’in üreticisi Gürsel Güzel, aracı ilk defa görücüye çıkardıklarını açıkladı.

Tamamen yerli olarak üretilen GEN TM-480’in her şeyi yerli üretim. Üretici Gürsel Güzel, “iç tasarım, dış tasarım, mekanik tasarım bütün şasisi kaportası ve motoru yerli. Motor sürücü, elektronik donanımlar bütün kontrol üniteleri ve yazılımlar bize ait” dedi.
6.5 milyon dolara mal oldu


Motor gücü 150 kw, beygir gücü karşılığı 203 beygir. 5 yıl içinde 6.5 milyon dolar AR-GE harcaması yapıldı. 6 ay sonra bile seri üretime başlanabilir. Sertifikasyon ve prosedür işlemleri nedeniyle 2-3 yılı bulabileceği belirtiliyor.

Fiyatı belli oldu


Elektrikli yerli otomobil GEN TM 480'in menzilinin 400 kilometre olduğu belirtildi. TM 480i, 100 kilometrede 10 liralık elektrik harcıyor. Fiyatı ise 200 bin lira olarak açıklandı.

GEN TM-480 Özellikleri:

Motor gücü:
80 kW

Son hız: 160 km/saat

Aktarım: Tek oranlı redüktör ile 1 ileri ve 1 geri vites

Menzil: 400 km

Şarj süresi: Şehir şebekesi ile 8 saat, hızlı şarj ile 1 saat



GEN ailesinin en küçük üyesi olan TM-265, B segmenti Hatchback model araçtır. 

Prototip üretimi gerçekleştirilen TM-265'in test sürüşleri başarıyla tamamlanmıştır.

GEN TM-265 Özellikleri:

Motor gücü: 65 kW

Son hız: 140 km/saat

Aktarım: Tek oranlı redüktör ile 1 ileri ve 1 geri vites

Menzil: 350 km

Şarj süresi: Şehir şebekesi ile 8 saat, hızlı şarj ile 1 saat

GEN Otomobil'in yerli elektrikli binek otomobil ailesine ait hatchback modeli GEN TM-265 prototipinin test sürüşü videosu:


Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropologun Köy Evindeki Sobayı Değerlendirmesi


Bir gün ormanda araştırma yapan Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropolog yağmura yakalanmışlar.

Hemen yakınlarındaki bir orman evine giderek yardım istemişler. 

Ev sahibi misafirlerini güzel karşılayarak ikram hazırlamak için mutfağa geçmiş. 

Bu sırada ekiptekilerin gözüne evdeki soba borusu takılmış. 

Soba yerden bir metre kadar yukarı konularak, altına taşlarla destek yapılmış. 

Bunu gören ekiptekiler bu konuda kafa yormaya ve yorumlamaya başlamışlar.

Kimyacı, ”Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış” der.

Fizikçi, “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş” diye yorumlar.

Jeolog, “Tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış.” der.

Matematikçi, “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.” derken; 

Antropolog, “Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha soyut biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş” diye değerlendirir.

Bizimkiler aralarında böyle konuşurken orman köylüsü içeri girer. 

Hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar. 

Adamdan çok manidar bir cevap gelir :

– Boru yetmedi.

Herkesin ne yapmaya çalıştığına kafa yormayın, bazen gerçekten sadece boru yetmez.

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...