20 Haziran 2019 Perşembe

Melekler ve Şeytanlar (Dan Brown) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Melekler ve Şeytanlar

Kitabın Yazarı : Dan Brown

Kitabın Özeti :

Harward Üniversitesi'nde çalışan simge bilim profesörü Robert Langdon, merkezi İsviçre’de bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)’nden bir çağrı alır. Merkezde çalışan ünlü fizikçi Leonardo Vetra öldürülmüştür ve göğsüne anlaşılmaz bir yazı dağlanmıştır. CERN Direktörü Maximilian Kohler, olayı çözmek için Langdon’dan yardım ister.

Ünlü fizikçi Vetra’nın göğsündeki yazı, çok eski zamanlarda kurulmuş ama artık faaliyette olmayan gizli bir kardeşlik tarikatına “İlluminati”ye ait bir semboldür. İlluminati genellikle bilim adamlarından oluşan ve kiliseye karşı savaş açmış bir cemiyettir. Üyelerinin bir çoğu da kilise tarafından öldürülmüştür. Bu durum Langdon’un kafasını karıştırmaktadır. Çünkü İlluminati yüzyıllar önce yok olmuştur. Bir bilim adamını öldürmesi hiç de mantıklı değildir.

Babasının öldürüldüğünü haber alan bilim adamının kızı Victoria Vetra da derhal merkeze gelir. Ortada bilim adamının öldürülmesinden daha korkunç bir durum vardır. Öldürülen fizikçi Leonardo Vetra tarafından bulunan ilk anti madde zerrecikleri çalınmıştır. Anti madde son derece kararsız, havayla bile temas ettiğinde patlayabilecek bir yapıdadır. Bir gramlık miktarının patlamasında bile Hiroşima’ya atılan atom bombasına eşdeğer 20 kiloton büyüklüğünde yıkıntıya yol açabilecek enerji içermektedir.

Victoria, karşı madde çalışmalarını babası ile birlikte yürüttüklerini ve başka hiç kimsenin bu maddeden haberdar olmadığını söylemektedir. Fakat karşı madde, varlığından haberdar birileri tarafından çalınmıştı. Üstelik karşı maddeyi bir kutu içerisinde askıda tutan ve herhangi bir şeyle temas etmesini engelleyen manyetik alanın bataryasının 24 saatlik ömrü vardı. Bu süre sonunda karşı madde tekrar şarja konulamazsa kutuya düşecek ve patlayacaktır.

Bu sırada Vatikan’da, güvenlik kameraları çok ilginç bir görüntü tespit etmiştir. Kamerada nerede olduğu belli olmayan bir yerde, bir kutu içerisinde ve havada asılı duran su damlacığı görünmektedir. Karşı maddenin Vatikan’da olduğu anlaşılmıştır. CERN direktörü Kohler Vatikan’a çağrılır. Kohler rahatsız olduğundan Langdon ve Victoria Vatikan’a giderler.

Bu sırada Vatikan’da, 15 gün önce ölen papanın yerine yeni papa seçimi yapılacaktır. Dünyanın bir çok yerinden gelen çok sayıda kardinal, papa seçimi için yapılacak toplantılara katılacaklardır. Yani kilisenin tüm önemli isimleri bir bomba tehlikesinin içindedirler. Papanın ölümünden sonra geçici olarak Camerlengo papalığa vekâlet etmektedir. Camerlengo, ölen papanın yanında ve himayesinde yetişmiştir ve oğlu gibidir. Kardinaller toplantısına çok kısa bir zaman kalmıştı, fakat papa seçilmesi muhtemel dört aday da ortada yoktu. Bu sırada televizyonlarda geçen bir haber herkesi dehşete düşürür. İlluminati üyesi olduğunu söyleyen Haşhaşin adındaki bir katil, dört kardinali kaçırdığını ve hepsini birer saat arayla öldüreceğini duyurmuştur.

Langdon ve Victoria, İlluminati’nin kullandığı sembolleri kullanarak kardinalleri bulmaya çalışırlar. Kardinallerin öldürüldükleri yerleri tahmin edebilirler ama sürekli katilin bir adım gerisinde kalmaktadırlar. Katil öldürdüğü kardinallerin göğsünü, İlluminati’nin dört temel simgesi olan toprak, su, ateş ve hava sembolleri ile dağlamıştır. Langdon ve Victoria, son kardinalin öldürüldüğü yerde katil ile karşı karşıya gelirler. Katil, Langdon’u öldü zannederek, yanına Victoria’yı da alır ve kaçar. Langdon, İlluminati’nin sembollerini kullanarak, katil Haşhaşin’in saklandığı yeri bulur ve onu öldürür.

Bu sırada, öldürülen fizikçinin günlüklerini inceleyen CERN Direktörü Kohler, karşı maddeden haberdar olan üçüncü kişiyi tespit etmiş ve Vatikan’a gelmiştir. Kohler Vatikan’da Camerlengo ile görüşür. Görüşme sırasında içeriden Camelengo’nun çığlıkları duyulur. Vatikan’ın gönüllü koruyucuları olan İsviçre Muhafızları ve Robert Langdon odaya girerler ve Camerlengo’nun göğsünde “melekler ve şeytanlar” yazısının dağlanmış olduğunu görürler. Kohler’in elinde ise bir silah vardır. İsviçre Muhafızları direktörü öldürürler. Direktör ölmeden önce Langdon’a küçük bir video kaseti verir. İlluminati’nin liderinin CERN direktörü Kohler olduğu düşünülmektedir.

Camerlengo durumu kardinallere açıklar ve Vatikan şehrinin boşaltılmasını ister. Kardinaller St.Pietro meydanında toplanırlar. Papalık seçiminin sonucunu bekleyen kalabalık halk topluluğu da St.Pietro Meydanını doldurmuştur. Bu sırada karşı maddeyi alan Camerlengo Vatikan’a ait bir helikoptere biner. Ona engel olmaya çalışan Langdon da helikoptere binmiştir. 24 saatlik sürenin dolmasına çok az zaman kalmıştır. Camerlengo helikopteri St.Pietro meydanının üstünde mümkün olduğu kadar yükseğe çıkarır ve helikopterde bulunan tek paraşütü alarak atlar. Langdon helikopterde kalmıştır. Helikopterin içinde bir branda bulur ve paraşüt gibi kullanarak o da atlar. Bu sırada gökyüzünde bir patlama meydana gelir. Birkaç dakika sonra Camerlengo, katedralin tepesinde, ellerini gökyüzüne açmış dua etmektedir. St.Pietro meydanındaki herkes ilahi bir güce tanıklık ettiklerini düşünmektedirler.

Robert Langdon ise küçük bir adanın yakınına denize düşmüştür. Adadaki hastane çalışanları Langdon’u bulurlar ve ilk müdahaleyi yaparlar. Langdon, Kohler tarafından kendisine verilen video kasetini izler. Hastanenin helikopteri ile derhal Vatikan’a hareket eder. Vatikan’da ise Camerlengo’nun papa olması yönünde kardinaller görüş birliğine varmışlardır. Langdon kardinallerin bulunduğu salona girer. Odada bulunan videoya kaseti koyar ve kardinallere izlettirir. Kasetteki görüntülerde, Camerlengo ile Kohler arasında geçen görüşme vardır. Görüşmede Camerlengo, her şeyi kendisinin planladığını itiraf etmektedir. Kohler, Camerlengo’yu konuşturmak için silah kullanmıştır. Camerlengo, Kohler’in kendisine saldırdığını göstermek için kendi kendini dağlamıştır, papayı aşırı dozda ilaç vererek öldürdüğünü de itiraf etmiştir. Papa ölmeden önce Camerlengo’ya bir oğlu olduğunu söylemiştir. Ayrıca papa bilime çok destek vermiş, CERN’deki araştırmaları desteklemiştir. Bilimin tanrıya karşı gelmek olduğunu düşünen Camerlengo, papanın böyle bir günah işlemesini kabul edememiş ve papayı öldürmüştür.

Camerlengo kardinallerin bulunduğu salona girdiğinde Langdon’u ve televizyondaki görüntüleri görür. Amacının, son yıllarda yozlaşan kilisenin itibarını kurtarmak, Vatikan’ın ve insanların inançlarını güçlendirmek olduğunu söyler. Öldürülen papanın yardımcılarından olan kardinal Mortati, papanın gençliğinde bir rahibe ile aşk yaşadığını ve bir çocuk sahibi olmak istediğini, ancak inançları buna izin vermediği için bilimin sayesinde herhangi bir ilişkiye girmeden çocuk sahibi olduğunu söyler. İşte o çocuk Camerlengo’dur. Duydukları karşısında yıkılan Camerlengo, katedralin tepesine çıkar ve kendini ateşe verir. 

17 Haziran 2019 Pazartesi

Ağaç Keserken Çok Çalışan ve Az Çalışan Ormancılardan Hangisi Daha Fazla Ağaç Kesmiş?


Bir ormanda iki ormancı ağaç kesiyormuş.

Birinci ormancı sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.

İkinci ormancı ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş.

Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.

Sonuç: İkinci ormancının çok daha fazla ağaç kestiğini görmüşler.

Birinci ormancı bu duruma çok öfkelenmiş:

“Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı nedir?”

İkinci ormancı yüzünde tebessümle yanıt vermiş:

“Ortada bir sır yok.. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.” demiş.

Baltamızı bilemek kendimizi geliştirmektir. Yani körelen yönlerimizi zamanında tespit edip eksikliğimizi gidermektir.

Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir.

Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir.

Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.

Delhi’deki ünlü tapınakta Sokrat’ın şu sözü yer alır:

“İnsan Kendini Tanı.”

Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla, olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur.

Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir.

Sosyal ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.

Mihmandar (İskender Pala) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Mihmandar

Kitabın Yazarı : İskender Pala

Kitabın Arka Kapak Bilgisi :


Peygamberin mihmandârı! Bir arzun varsa yapayım. Bir vasiyetin varsa yerine getireyim!"

"Ey Emîr! Sakın Allahın dinini bozma, müminler arasına fitne girmesine müsaade etme. Askere adalet ile muamele eyle ve düşman karşısında can kaygusu çekme. Bana gelince, senden ve senin ait olduğun şu dünyadan hiçbir şey istemediğimi bil ve herkese böylece ilan et. Şurada can oynatan cengâverlerden son arzum odur ki Azrail (a.s) bize uğradıktan sonra naşımı Konstantiniyye surlarına yakın götürsünler. O gün savaş hattı nerede oluşursa, bedenimi o noktaya kadar taşısınlar ve orada, savaşan mücahitlerin arasında beni defneylesinler. Ta ki atlarımızın ayakları bedenimi çiğnemiş olsun, Bizans dokunamasın. Ayrıca, eğer yapabiliyorlarsa, cenazemi kendi atımın arkasında bir sedyeye bağlayıp taşısınlar. Tıpkı Kutlu Nebiyi getiren Kusvânın Medinede bizim hanemizi bulduğu gibi o da benim için nereye gideceğini ve nerede duracağını bulacaktır."  
Kitabın Özeti :

BİR EYUP SULTAN ROMANI...

Hazreti Muhammed (SAV) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:

“Konstantinniyye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir; onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”

İslam aşkıyla, gönüllere düşen cihad ateşiyle yananlar, fethedemesek de yolunda ölürüz diye, çöl sıcaklarına, buzul soğuklarına aldırmaksızın; kimi zaman tuzaklarda şehit vererek, kimi zaman amansız hastalıklarla boğuşarak İstanbul'un fetih müjdesini nesillerin ve zamanın ruhuna işlediler.

Bir tanesi vardı ki, o cihad ateşinin hem mihmandarı hem de kahramanıydı.. O Eyüp Sultan'dı... O kahraman, 80 yaşına ve hastalığına aldırmaksızın Mekke, Medine ve Şam'dan geçti ve İstanbul önlerinde durdu. Fetih başaralımasa da Kutlu Nebi'nin hadisi ışığında İstanbul'un fethiyle İslam'ın sancağı olacağına inanan Peygamber'in mihmandarı kendi isteğiyle surların dibine gömülmek istedi... Bakalım sonra ne oldu:

"Sultan Mehmed bu civarda sık sık ok talimleri yaparmış. Sultan o gün göğe 4 ok atmış. Dördü de attığı istikametten farklı yere düşmüş. Morali bozulmuş. Zaten o günlerde Konstantiniyye kuşatması da uzamış. Askerde bıkkınlık görülüyormuş. O yüzden hocası Akşemseddin'den türbenin yerini sorar gibi ağzını aramış. Eğer Ebu Eyyub'un kabri bulunursa, bunun askere çok iyi moral olacağını ve fethe giden kapıları açacağını düşünmüş. Hocasından o gün rüyaya yatmasını istemiş. Ertesi gün beraberce çıkmışlar.

Akşemseddin pek heyecanlıymış. Yolda bir çobana rastlamışlar. Çoban, mübarek bir mezar aradıklarını duyunca bir çınar ağacının gölgesini işaret etmiş: " Olsa olsa şurada olur. Şu çınar ağacının gölgesinde. Koyunlarım hiç orada otlamaz ve buraya ayak basmazlar. Hep çevresinde dolanırlar." demiş. Akşemseddin çobanın dediği yeri gösterince rüyasındaki aynı yer olduğunu farketmiş. Çimenlere seccadesini serip namaz kılıp uzun süre iç dünyasına dalmış. Neden sonra Eyüp Sultan'ın ruhu ile konuşmasın mı: "Beni küfürden kurtarmaya geldiniz,fethiniz mübarek olsun." demiş. Padişah bu müjdeli haberi ikindi vakti askerlerle paylaşmış. Askerler coşmuşlar.

Gece askerler fetih rüyaları görerek uyurken Fatih uyuyamamış. Gece yerini belirlemek için sokuşturdukları çubukları çıkarıp yerine yüzüğünü gömmüş. Ertesi sabah Akşemseddin çubuğun yerinin değiştiğini görünce önce şaşırmış, ama sonra eski yerine gidip toprağı eşelemiş. Sultanın yüzüğü çıkınca "Burayı kazın!" demiş. İki arşın derinlikte bir taş bulmuşlar. Üzerinde: "Hz. Peygamber'in mihmandarı Halid bin Zeyd Ebü Eyyub el-Ensari burada gömülüdür." yazılıymış. Kabrin üzerindeki taşı kaldırdıklarında Eyüp Sultan hazretleri tatlı bir tebessümle vücudu hiç bozulmadan orada öylece yatıyormuş.

Ertesi gün askerler öyle bir çoşmuş ki bir iki gün içinde Konstantiniyye'yi fethetmişlerdir.

Fetihten sonra Fatih, türbeyi ziyaret ettiğinde toprağa eşit aralıklarla saplanmış kendi oklarını bulmuş. Oklarını çıkardığı dört yere Eyüp Sultan Camii'nin dört köşesindeki temelleri kazdırmış. Bir yıl içinde caminin kubbesini geçirtip altı yıl sonra da etrafına imaret, medrese odaları, hamam, evler, dukkanlar inşa ettirmiştir.

Mülk Suresi'ni okuyarak caminin açılışını binlerce 'amin'lerle yapmışlar. İstanbullular, çocukları okula başlayacağı vakit yahut sünnet olacağı zaman buraya getirirler. Daha sonraki hayatlarını o duanın bereketiyle yaşamak, o devlet gibi güçlü kuvvetli olmak isterler."

Hicretle başlayan bu şiir tadında kitap, iki cihan güneşi Peygamberimiz'in Medine'de Eyup Sultan'ın büyük dedesi Semul'den kalma evinde konaklayıp, nuruyla orayı şereflendirmesiyle devam ediyor. Bu bölümde bir mektup hadisesi var ki okuyanların gönlünü dağlayıp gözyaşına boğuyor. Yıllar sonra Eyüp Sultan ile o nur İstanbul'a gelir. Mezarında yüzyıllardır parlayan nur, Fatih Sultan Mehmet'in Konstantiniyye'yi almasıyla İstanbul'a yerleşmiş, böylece ta Yemen Maliki Tubba'nın kalbinde yanan iman ateşi, İstanbul'da parlamaya başlamıştır. İşte bu kitap, bu nurun serüvenini anlatır. Karakterlerinin ağzından o nurla çoşar yeri gelir gözyaşına boğulur, yeri gelir sinirlenirsiniz.

(Hazreti Muhammed (SAV): " Allah'ım! Sabahlara kadar uykusuz kalıp nöbet bekleyerek beni korumaya çalışan Ebü Eyyub'u sen de dünya ve ahirette koru.") Amin...

Mihmandar (İskender Pala) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

Momo (Michael Ende) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Momo’nun en iyi yaptığı iş nedir?


a) Oyun bulmak
b) Dinlemek
c) Konuşmak
d) Saklanmak

2. Momo nerede yaşamaktadır?


a) Villada
b) Eski tiyatroda
c) Barakada
d) Tek katlı bir evde

3. Hangisi duman adamlarda bulunanlardan değildir ?

a) Melon şapka
b) Sigara
c) Evrak çantası
d) Şemsiye

4. Horo Ustanın kaplumbasının adı nedir?

a) Tekir
b) Minnoş
c) Sarman
d) Icassiopeia

5. Beppo ne iş yapmaktadır?

a) Çöpçü
b) Doktor
c) Öğretmen
d) Mühendis

6. Gigi’nin tam adı nedir?

a) Gustavo
b) Germinal
c) Girolama
d) Gaefield

7. Kaplumbağa Momo’yu nereye götürüyor?

a) Horo ustaya
b) Duman adamlara
c) Giginin yanına
d) Beppo'nun evine

8. Horo usta ne yaparsa zaman durur?


a) Yemek yerse
b) Evden çıkarsa
c) Uyursa
d) Ağlarsa

9. Duman adamlar ne zaman yok olurlar ?

a) Kavgada yenildiklerinde
b) Uyurlarsa
c) Sigaraları bitince
d) Uçmazlarsa

10. Kaplumbağalar nasıl iletişim kurar ?

a) Konuşarak
b) Sırtında beliren yazılarla
c) Yazı yazarak
d) Hareketlerle

Cevap Anahtarı :

1-b      2-b     3-d     4-d      5-a
6-c      7-a     8-c     9-c      10-b

16 Haziran 2019 Pazar

Yada'nın Gizil Gücü (Gülten Dayıoğlu) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Yada, kâhya'ya sürekli babasının nerede olduğunu sorardı. "En çok da onunla nasıl haberleştiğinizi merak ediyorum. Bir gün döneceğine böylesine inandığınıza göre onunla bir biçimde haberleşiyor olmalısınız..." demişti.Bunun üzerine kâhya'nın cevabı ne oldu?


A) Eğer baban sen on sekiz yaşına girdiğinde hâlâ buralara gelmemişse kâhya sana bütün sırları açıklayacak.
B) Sen şimdi bunları düşünme, git işine bak. Baban tam iki yıl sonra gelecek.
C) Baban artık buralara gelemez. Onun yapması gereken çok önemli işler var, onları yapınca gelir.
D) Baban tam olarak sen yirmi yaşına geldiğinde buralara gelecek ve seni de alıp daha güzel yerlere götürecek.

2. Yada, okullar kapandıktan sonra internette geziniyordu. Birden karşısına, yarasına tuz basacak nitelikte, ilginç bir duyuru çıktı. Ekranda ne yazıyordu ve yazan cümlede hangi anlam ilişkisi vardır?

A) "Babası ölen ve annesiyle tek başına kalan kız çocuklarına acıyorsanız, lütfen KIZ ÇOCUKLARINA YARDIM SİTESİNİ TIKLAYIN." (Amaç-sonuç ilişkisi)
B) "İnsanların sorunlarına duyarlı, dertlerini paylaşmaktan hoşlanan, iyi yürekli bir insansanız, lütfen BABAMI ARIYORUM SİTESİNİ TIKLAYIN." (Şart-sonuç ilişkisi)
C) "Kaybolan çocukların bir an evvel anne ve babalarına kavuşmasını istiyorsanız hemen, KAYIP ÇOCUKLAR SİTESİNE TIKLAYIN." (Şart-sonuç ilişkisi)
D) Maddi durumu zayıf olan ailelere yardıma ben de varım, bu yüzden FAKİR AİLELERE YARDIM KAMPANYASINI DESTEKLİYORUM." (Sebep-sonuç ilişkisi)

3. Yada'nın annesinin ismi ve mesleği nedir?

A) Sultan Hanım. Mesleği, öğretmenlik.
B) Merve Hanım. Mesleği, avukatlık.
C) Ayşe Hanım. Mesleği, çocuk doktoru.
D) Fatma Hanım. Mesleği, polis.

4. Yada, ayak parmaklarının altı tane olduğunun bilincine ne zaman varmıştı?

A) Dört yaşında
B) İlkokul birinci sınıfta
C) İlkokul ikinci sınıfta
D) Anaokulunda

5. Yada'nın dedesi Mehmet Bey'in Ege'de Babadağı'ndaki yaylaların birinde çok büyük bir ... vardı.
Cümlesinde üç noktalı yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?


A) At çiftliği
B) Tekstil fabrikası
C) Yazlık evi
D) Zeytinyağı fabrikası

6. Yada'nın ailesindeki kâhyanın adı nedir?

A) Timur
B) Temir
C) Tekin
D) Tarık

7. Yada'nın dedesi Mehmet Bey ile babaannesinin en yakın dostu, sırdaşı ve yaşamlarındaki en önemli olayın tek tanığı kimdi?

A) Apam
B) Yabgu
C) Kâhya
D) Doris

8. Yada'nın internette sürekli takip ettiği, aramalar yaptığı ve yorumlar yazdığı siteyi hangi genç kurmuştu?

A) Çinli Yong
B) Japonyalı Kioto
C) Amerikalı Martın
D) Arjantinli Huanito

9. Apam'ın laboratuvarda oluşturduğu yapay manyetik kılıfın ana maddesi neydi?

A) APM Bileşimi
B) PNM Bileşimi
C) PMN Bileşimi
D) KTN Bileşimi

10. Kâhya'nın Yada'ya söylediği babasıyla ilgili sözleri, beynine saplanmış kızgın çivilere dönüştü. Bu sözler iki yıl sonra bile yeniden hafızasında canlandı. Bu sözler nedir?

A) Babanı unut, onun gelmesi artık imkânsızdır.
B) Babanı sessizce, umutla ve özlemle bekle.
C) Baban gelecek ama senin yapman gerekenler var.
D) Baban gelmeyecek zamanı gelince sen gideceksin.

11. Yada'nın kedisinin adı nedir?

A) Pamuk
B) Tekir
C) Duman
D) Bulut

12. Yada'nın atının adı nedir?

A) Yabgu
B) Fırtına
C) Küheylan
D) Altay

13. Dünya çapında bir yarışma düzenlenmişti. Bu yarışma Apam kaçıncı sınıfa geçince düzenlendi?

A) Lise üçe
B) Lise ikiye
C) Lise bire
D) Lise dörde

14. Dünya çapında düzenlenen bu yarışmadaki soru, tüm dünya insanlarına yöneltilmişti. Bu soru hangi ülkede bir robota hazırlatılmıştı?

A) Çin
B) Japonya
C) ABD
D) İngiltere

15. Çin devleti düşmanlarını güle eğlene tabandan çökertecekti. Bunun için öncelikle hangi örgütü kurdular?

A) Beyin Göçü Örgütü
B) İnsan Çökertme Örgütü
C) Beyin Avı Örgütü
D) Bilim Avı Örgütü

16. Apam, liseyi bitirir bitirmez hangi ülkeye gitti?

A) Japonya
B) Çin
C) Kore
D) Amerika

17. Gök Bilimleri Araştırma Kurumu başkanının adı nedir?

A) Prof. Robinson
B) Prof. Henry
C) Prof. Steven
D) Prof. Luckett

18. Apam'ı seven ve onunla evlenen Çinli kızın adı nedir?

A) Juan
B) Ying
C) Miao
D) Shan

19. Çinlilerin kurmuş oldukları örgütün yönetim merkezi hangi şehirdeydi?

A) Pekin
B) Hong Kong
C) Şanghay
D) Wuhan

20. Yada'nın dedesi Mehmet Bey hangi liseden mezun olmuştur?


A) Amerikan Robert Lisesi
B) Saint Joseph Fransız Lisesi
C) Üsküdar Amerikan Lisesi
D) Galatasaray Lisesi

Cevap Anahtarı :

1-A     2-B     3-C      4-D     5-A
6-A     7-C     8-D      9-A    10-B
11-C  12-D   13-A    14-B   15-C
16-D  17-A   18-B    19-C   20-D

Sözün Doğrusu (Yavuz Bülent Bakiler) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. “Çaya Çorbaya Yoğun” makalesine göre aşağıdaki cümlelerden hangisi dil ve anlatım açısından doğrudur?

A) TBMM, yoğun bir gündemle açılacak.
B) Başbakan, konuşmasını yoğun alkışlarla sürdürdü.
C) Sinema sanatçıları, bu olayı yoğun duygularla ifade etti.
D) Civa, yoğunluğu yüksek bir madendir.
E) Yoğun bir maç seyrettik.

2. Aşağıdakilerden hangisi dil anlatım açısından doğrudur?

A) O kanun tasarısını geri iade edeceğiz.
B) Milli Eğitim Müdürü, bakana rica etti.
C) Bazı insanlar, şartsız ve koşulsuz kendi fikirlerinin benimsenmesini istiyor.
D) Geçtiğimiz ay, benim için yoğundu.
E) Geçen hafta, okulumuza tiyatro ekibi gelmişti.

3. “Türkçe ağzımızda ana sütü gibi güzel olmalı.” sözü aşağıdaki şairlerden hangisine aittir?

A) Necip fazıl
B) Yahya Kemal
C) Mehmet Akif
D) Yunus Emre
E) Mevlana

4. “Sözün Doğrusu” isimli eserde “Divan (Klasik) edebiyatı” hakkındaki fikir aşağıdakilerden hangisidir?

A) Geçmiş kültürümüzü barındıran milli bir edebiyattır, öğrenmemiz ve anlamamız gerekir.
B) Eski bir edebiyat olduğu için anlamaya ve öğrenmeye gerek yoktur.
C) Milli bir edebiyat değildir, öğrenmeye gerek yoktur.
D) Divan edebiyatı, başka kültürlerin etkisinde kalmıştır öğrenmeye gerek yoktur.
E) Divan edebiyatı, yüksek zümre için yazılmıştır; dolayısıyla akademisyenler anlasa yeterlidir.

5. “Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır.” ifadesi aşağıdaki düşünürlerimizden hangisine aittir?

A) Nurettin Topçu
B) Necip Fazıl
C) Cemil Meriç
D) Mevlânâ
E) Fuat Köprülü

6. Aşağıdakilerden hangisi tamamıyla Türkçe kelimelerden oluşmuştur?

A) Lütfen, hoşça kal, af edersiz, pardon.
B) Günaydın, bay bay, af edersin, bağışlayın
C) Hayırlı günler, lütfen, pardon, merhaba
D) Lütfen, merhaba, sağ ol, af edersin,
E ) Lütfen, af edersiniz, bay bay, pardon

7. Aşağıdaki kelimelerin hangisi yazım yönüyle yanlıştır?

A) Liyakat
B) İnkilap
C) Muvafık
D) Laik
E) Münasip

8. Aşağıdakilerden hangisi “Sözün Doğrusu” isimli eserin genel fikirleriyle uyuşmaz?

A) Dilimize girmiş ve Türkçeleşmiş kelimeler artık bizimdir. Bunları atmaya gerek yoktur.
B) Dilimizde girmiş ve Türkçeleşmiş kelimelerin yerine uyduruk kelimeler kullanmaya gerek yoktur.
C) Günlük hayatta konuşurken yabancı kelime kullanmamaya dikkat etmeliyiz.
D) Gül kelimesi, Farsça bir kelime olduğundan bu kelimeyi kullanmamalıyız.
E) Dile hassasiyet göstermek milli bir hizmettir.

9. “-sal, -sel” ekleriyle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Kamusal, siyasal, evrensel gibi kelimeler Türkçe söyleyişine uymamaktadırlar.
B) –sal, -sel ekleri Fransızca gramerine aittir.
C) Evsel atık, kentsel dönüşüm gibi sıfat oluşturan –sel, -sal eklerinin kullanımı doğrudur.
D) Tarihsel kelimesi yerine tarihi demek daha doğrudur.
E) –sal, -sel ekleri batı dillerine olan özentiden dolayı dilimize girmiştir.

10. “Sözün Doğrusu” isimli eserde, “cevap” kelimesi yerine “yanıt” kelimesinin kullanımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi savunulmuştur?

A) Yanıt kelimesi, Türkçe olduğunda cevap kelimesinin yerine tercih edilmelidir.
B) Hem cevap hem de yanıt kelimesi kullanılabilir.
C) Yanıt kelimesi, cevap kelimesi yerine Türk dünyasında yaygınlaşmalı.
D) Yanıt kelimesi de cevap kelimesi de kullanılmamalıdır; çünkü her iki kelime de Türkçe değildir.
E) Yanıt kelimesi, cevap kelimesi yerini kullanılmamalıdır; çünkü Türk dünyasının genelinde cevap kelimesi kullanılmaktadır.

Cevap Anahtarı :

1.D      2.E     3.B     4.A     5.C
6.D      7.B     8.D     9.C    10.E

Tanrı Misafiri (Reşat Nuri Güntekin) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı

1. Hacı Ali Efendi Hafız İlyas’ı gönderirken onu nereye kadar götürdü?

a. Demirtaş İstasyonuna kadar
b. İstanbul’a kadar
c. Evine kadar
d. Kapıya kadar

2. Hacı Ali Efendi İlyas’ı neden yanında götürdü?


a. Onu sevdiği için
b. Gitmesine üzüldüğü için
c. İlyas Efendi kendisine gelmediği için
d. Saadetini görmek için

3. Müeyyet huyunu değiştirdiği zaman Pakize’yi gezmeye çıkarmıştır. Onu son olarak nereye kadar götürmüştür?


a. Madam Kalyopiye
b. Evine
c. İnayet Seza’nın evine
d. Yürüyüşe

4. İbrahim Beyin evine gelen kişi kimdir?

a. Ev sahibi
b. Doktor
c. Dilenci
d. Tanımadığı biri

5. Münzevinin Esrarı metninde Şeyh Nihani genç kıza adın ne diye sorduğunda kız ne demiştir?


a. Kudsiye
b. Müeyyet
c. Afet
d. Pakize

6. Afet, Şeyh Nihani’nin evine niçin gelmiştir?

a. Onu görmek için
b. Diğer kadınlar gibi zengin olmak için
c. Kaybolduğu için
d. Dolaşmak için

7. Afet kaç yaşındadır?

a. 18’e yeni girmiştir?
b. 21’inden gün alıyordur?
c. 16 yaşındadır
d. 20’yi bitiriyordur.

8. Şapka Duası metninde Nihat nasıl biridir?


a. Yaşlı ve kötü biridir.
b. Yaramaz bir çocuktur
c. 15 yaşında bir delikanlı
d. 7 yaşında bir afacan

9. Bir İstifa metninde öğretmen istifadan sonra hangi mesleğe gidecektir?


a. Polisliğe
b. Doktorluğa
c. Fırıncılığa
d. jandarmaya

10. Rakım Efendi kimdir?


a. 60 yaşlarında birisi
b. Genç bir delikanlı
c. Çok yaşlı bir adam
d. Mahalledeki bakkalın sahibi

Cevap Anahtarı :

1.A      2.D      3.A      4.B      5.C
6.B      7.A      8.D      9.D     10.A

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...