23 Haziran 2019 Pazar

Gençlerle Başbaşa (Ali Fuat Başgil) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1- Yazarın ilk resmi görevi nedir?


A) MEB Yüksek Öğretim Genel Müdür Yardımcılığı
B) Öğretmenlik
C) Sekreterlik
D) Muhasebecilik

2- “Zerdüz palan vursan da eşek, yine eşektir.” İfadesi karakter ile ilgili hangi görüşün ürünüdür?

A) Zor işlerle ilgilenmek dayanıklılık ister
B) Yapılan iş mükemmel olmalıdır
C) Huy değişebilir
D) Ne kadar cilalasan da huy değişmez

3- Aşağıdakilerden hangisi tembelliğin söylediklerinden değildir?

A) Adam sende… Çalışanlar ne olmuş sanki?
B) Üzme kendini şu ölümlü dünyada, çalışmak yıpranmaktır
C) Ne gerek var çalışanın da çalışmayanın da gideceği yer mezarlık değil mi?
D) Zaten suyu getiren de testiyi kıran da bir değildir.

4- Tembellik hangi kılığa giremez?

A) Yorgunluk bahanesi
B) iş yapar görünüp, yapmama
C) Yaptığı işin üzerine yoğunlaşma
D) Yalnızca tatlı dille gönül çelme

5- Gençlerimizin bir çoğununun usanıp bezmesinin, cesaretinin kırılıp ruhi perişanlığa düşmesinin ana sebebi yazara göre nedir?

A) Çalışıp öğrenmenin yolunu ve usulünü bilmemek ve manevi destekten mahrum olmak
B) Amaçlarının hemen gerçekleşmelerini istemek
C) Gayretli olmaları
D) Amaçlarını gerçekleştirecekleri vakti bulamamaları

6- Yazara göre düşmanlara karşı koymak için iki kuvvetli silah aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) İradeli olmak ve çalışmak
B) Gayretli ve dürüst olmak
C) Tembellikten uzak durmak, dürüst olmak
D) Birlik beraberliğin ve kardeşlik duygularının artırılması

7- Dünyayı oluşturan dört unsur aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Su, ateş, tahta, hava
B) Su, ateş, hava, toprak
C) Su, insan, bitki, toprak
D) Hayvanlar, insanlar, hava, su

8) Yazara göre insan mutluluğu nerede aramalıdır?

A) Her yerde
B) Kendi içinde
C) Mutsuzluğun bittiği yerde
D) Umutsuzluğun olmadığı yerlerde

9) Kitapta anlatılan irade terbiyesinin en iyi şekilde sonuç verebilmesi için ne yapmak gerekir?

A) Bu terbiyeye erken yaşlarda başlamak gerekir.
B) Ailenin irade terbiyesini vermesi gerekir.
C) İrade terbiyesi genetik bir özelliktir. Bu nedenle sonradan kazanılmaz.
D) İrade terbiyesinin okulda verilmesi gerekir.

10) Yazarın öğrenciliğinde karşılaştığı papaz asıl düşmanının kim olduğunu söylemiştir?

A) Cahiller
B) İrade terbiyesini kazanamamış olanlar.
C) Tembeller
D) Dinsizler

11) Ali Fuat BAŞGİL Samsun’un hangi ilçesindendir?

A) Bafra
B) Çarşamba
C) Havza
D) Vezirköprü

12) Mösyö Girard’ın, Ali Fuat BAŞGİL’e okuması için tavsiye ettiği kitabın adı nedir?

A) İrade Kahramanları
B) Başarının Yolları
C) İrade Terbiyesi
D) Karakter Eğitimi

13) Mösyö Girard’ın tavsiye ettiği kitapta aşağıdaki bölümlerden hangisi yoktur?

A) Fikri Çalışma ve İrade
B) Öğrenme Sanatı
C) Fikri çalışma
D) Fikri Çalışmanın Sırrı

14) Ali Fuat BAŞGİL, Mösyö Girard’ın tavsiye ettiği kitaba aşağıdaki bölümlerden hangisini ilave etmemiştir?


A) Saadet Arama
B) Saadet Felsefesi
C) Saadet İlmi
D) Saadeti Elde Etme

15) Ali Fuat BAŞGİL’e göre gençlerin bir çoğunun usanıp ,cesaretinin kırılması,Perişanlığa düşmesinin(başarısızlığının) temel sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A)Çalışmanın sıkıcı kabul edilmesi
B)Çalışacak yeterli kaynağın bulunmaması
C)Çalışmaya teşvik edici arkadaşların olmaması
D)Çalışmanın yolunu bilmemesi ve manevi destekten mahrum olması

Cevaplar Anahtarı :

1-A      2-D     3-D     4-C      5-A
6-A      7-B     8-B     9-A      10-D
11-B   12-C   13-D   14-A     15-D

Bataklığın Kıyısındaki Ev (Yeşim Saygın Armutak) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Peren'in kedisinin adı nedir?

A) Mandrake
B) Minnoş
C) Meraklı
D) Tekir

2. Peren bataklığın kıyısındaki eve geldiğinde kaç yaşındaydı?


A) 13
B) 14
C) 15
D) 16

3. Kuzey, yarasaya hangi ismi vermişti?

A) Makara
B) Merdane
C) Morg
D) Meşale

4. Küçük marketin sahibi kadının lakabı nedir?

A) Çılgın Bayan
B) Tombul Market
C) Minik Fare
D) Bayan Vampir

5. Kuzey'in küçük kardeşi, markette çalışan kızın lakabı nedir?

A) Küçük Vahşi
B) Minik Kuş
C) Atom Karınca
D) Uçan Kız

6. Peren'in büyükhalasının evinde tavan arasındaki küçük odada en çok dikkatini çeken nedir?

A) Tozlanmış, unutulmuş artık bakılmayan eski mektuplar, sehpalar ve kareli erkek paltosu
B) Duvarları kaplayan irili ufaklı çerçeveler ve onların içinden hep değişik ifadeyle bakan genç adam resmi
C) Büyükhalanın annesinden hatıra kalan seccade ve duvara asılı duran gaz lambası
D) Ceviz ağacından yapılmış olan ince uzun bir baston ve eskimiş iki çift araba lastiği

7. Kuzey ile Peren nerede buluşuyorlardı?

A) Bahçedeki ıhlamur ağacının yanında
B) Marketin yanındaki pastanede
C) Havuzlu meydanda
D) Okulun bahçesinde

8. Peren sabah mutfağa girdiğinde tezgâhın üstünde daha önce hiçbir yerde görmediği tuhaf bir aletle karşılaştı. Ne işe yaradığını düşünürken Büyükhalası, bir "usturlap" dedi. Peren de o da ne? diye sorunca Büyükhalasının cevabı ne oldu?

A) Dünya'nın bir günlük dönme hızını ölçer.
B) Ay'ın hareketlerini izlemeye yarar.
C) Dünya ile Güneş arasındaki mesafeyi ölçer.
D) Yıldızların yeryüzüne uzaklığını ölçer.

9. Kuzey, kardeşi ve Peren'in gittiği sinemada filmin adı nedir?


A) Kırmızı Rüzgâr
B) Mavi Umutlar
C) Eski Dostlar
D) Sevgili Büyükhala

10. Büyükhala, eşine hangi ismi vermişti? 

A) Fırtına Adam
B) Uçan Adam
C) Yaşlı Profesör
D) Usta Börekçi

Cevap Anahtarı :

1-A     2-B     3-C     4-D     5-A
6-B     7-C     8-D     9-A    10-B

Hayvan Mezarlığı (Stephen King) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Hayvan Mezarlığı

Kitabın Yazarı : Stephen King

Kitabın Konusu :

Stephen King Hayvan Mezarlığı özeti kitabında insanların yaşanan olaylara ve kadere karşı gelmemesi gerektiğini yüksek dozda bir gerilimle anlatmaktadır.

Dr. Louis sevdiklerinden vazgeçemediği için hayvan mezarlığını kedisi ve oğlu için kullanmıştır en son da karısı için kullanacaktır. Jud bu konuda Louis’i bunu yapmaması için defalarca uyarmıştır. Kasabada daha önce oğullarını kaybeden bir aile oğullarını hayvan mezarlığına gömmüştür ve sonuç tam bir felaket olmuştur. Geri gelenler artık eskisi gibi değildir, vahşi yaratıklara dönüşmüşlerdir. Fakat Louis oğlunda bunu yaşamış olsa da karısını da hayvan mezarlığına gömmekten çekinmez. Kızıldereliler kimi zaman ölümün yaşamdan daha iyi olduğunu anladıkları için hayvan mezarlığını terk etmiştir.

Kitabın Özeti :

Huzurlu bir yaşam sürmek isteyen Dr. Louis ailesiyle birlikte küçük bir kasabaya taşınır. Küçük oğlu, kızı, eşi ve kızının çok sevdiği kedileri ile sakin bir yaşam sürecekleri inancındadır. Yerleştikleri ev çok güzeldir fakat evin karşısından bir yol geçmektedir. Yol yoğun olarak tırlar tarafından kullanılmaktadır ve çok süratli geçen tırlar tehlike yaratmaktadır. Bu yolda pek çok hayvan öldüğü için doktor ve ailesi kedilerine dikkat etmeleri konusunda karşı komşuları tarafından uyarılırlar. Karşı komşuları uzun yıllardır orada yaşayan Jud’dur.

Ailenin kızı kedisini çok sever ve bu hikaye sonrası onu kaybetmekten korkar. Bunun üzerine babası kedisine bir şey olmayacağına dair kızına söz verir.

Dr. Louis’in ailesi doktorun pek de anlaşamadığı eşinin anne ve babasını ziyarete giderler. Kızı kedisini babası Dr. Louis’e emanet eder.

Dr. Louis’in bir telefon ile hayatı değişmeye başlar. Arayan komşusu Jud’dur ve kedilerini ölü olarak bulduğunu söyler. Kediye tır çarpmış ve kedi ölmüştür. Louis söz verdiği için kızına ne diyeceğini bilemez. Üzüntüsünü gören Jud ona farklı ve tehlikeli bir öneri sunar.

Hayvan mezarlığının ilerisinde eski bir Kızılderili mezarlığı vardır. İnanışa göre oraya gömülen ölüler gece yarısı tekrar dirilir. Fakat Kızılderililer ölümün bazen yaşamdan daha iyi olduğunu bildikleri için bu mezarlığı terk etmiştirler.

Jud ve Louis kedinin ölü bedenini bu mezarlığa gömerler.

Kedi ertesi gün canlanmış olarak eve geri döner fakat artık eskisi gibi değildir. Çok kötü kokmaktadır ve çok saldırgandır. Fakat Louis kızının kedisine olan düşkünlüğünü bildiği için durumun böyle kalmasına karar verir. Ailesi döndüğünde hepsi kedideki farklılığı fark ederler fakat bir anlam veremezler.

Bir müddet sonra Dr. Louis ve ailesinin başına daha acı bir olay gelir ve küçük oğulları tır altında kalarak hayatını kaybeder. Louis ve ailesi büyük bir acının içine düşer ve cenazeden sonra yine ailelerinin yanına giderler. Louis onlarla beraber gitmez çünkü başka planları vardır. Küçük oğlunu mezardan çıkarır ve hayvan mezarlığına gömer.

Louis’in küçük kızı babasının kötü bir şey yaptığını rüyasında görür ve annesine söyler. Annesi evi arar ama Louis’e ulaşamaz. Bunun üzerine ani bir karar ile eve döner. Eve döndüğünde ölen oğlunun sesini duyar. Onu bulmak için giderken yeniden canlanan çocuk tarafından öldürülür. Tıpkı komşuları Jud gibi.

Yorgunluktan uyuya kalan Louis uyandığında odasında ayak izleri görür. Bu ölen çocuğunun ayak izleridir. Bir an için mutlu olur fakat doktor çantasındaki özel bıçağı kayıptır. Bunun üzerine telaşa kapılır. Bu sırada telefon gelir ve eşinin ailesi kızlarını sorar. Louis bunun üzerine gerçek ile yüzleşmek zorunda kalır. Oğlunu bulmaya çalışırken ilk önce Jud’un cesetini bulur. Daha sonra da karısının. Şok geçiren Louis oğlunu görünce acı gereğe dayanamaz ve çocuğunu yakarak öldürür. Yeniden dirilenleri öldürmenin tek yolu yakmaktır.

Louis yaptığı hatanın farkına varır fakat hatasını telafi etmek için yine aynı hatayı yapmaktan başka çaresi yoktur. Eşini alır ve Kızılderili mezarlığa gömer. Gece yarısı olduğunda eşi evine geri döner. Fakat artık o eski o değildir. Bazen ölüm yaşamaktan daha iyidir.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Louis Creed: Creed ailesinin babası. Ludlow kasabası yakınlarında bir üniversitede doktor olarak çalışıyor. Ailesine çok bağlı ve çabuk sinirlenen bir kişiliğe sahip.

Rachell Creed: Louis’in karısı. Çocukların eğitimi ile çok ilgilenen, aile bağları çok kuvvetli ve ayrıca çabuk sinirlenen bir kişiliğe sahip.

Eileen : Creed ailesinin tek kızı. Kedisini çok sever ve ayrı kalmaya dayanamaz.

Gage : Creed ailesinin en küçük bireyi. Konuşmayı ve yürümeyi yeni yeni öğrenmeye başlayan bir çocuk.

Jud Crandall: Kasabanın en tecrübeli ve en yaşlı kişisi. Çok soğukkanlı bir kişi. Louis’e kasabaya alışmasında ve hayvan mezarlığı ile tanışmasında yardımcı oldu.

Norma Crandall: Jud’un karısı. Romatizmalarından rahatsız ve çok yaşlı bir kişi.

Amerika'da Askeri Bir Okulda Ders Olarak Verilen Horoz ve Tilki Hikayesi


Üniversitede öğrenciler dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.

Filmin adı Küçük Tavuk. Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.

Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.

Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük oluyorlar.

Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.

Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor. Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.

Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor.

Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.

Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış.

Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek derse başlamış.

Sorular:

1- Kümes neresi?,

2- Yaşlı horozlar kimler?

3- Genç horoz kim, şu anda neler yapıyor?

4- En önemlisi tilki kim?

Buna göre içinde bulunduğumuz durumu sorgular isek binlerce yorum ortaya çıkar. Unutmayalım Ulusların dostları yok sadece çıkarları vardır…

Fare Kapanı Gelen Çiftlikte Tavuk, Koyun ve İneğin Durumu


Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açmakla meşgul olduklarını gördü.

Kendi kendine: “İçinde ne var acaba?” diye düşündü. Ama gördükleri onu dehşete düşürmüştü. Paketin içinden bir fare kapanı çıktı.

“Evde bir fare kapanı var,.. evde bir fare kapanı var !” diye bağırarak anne ve babasının yanına koştu. Minik farenin bu telaşını gören anne ve baba fare, doğruca mutfağı görebildikleri çatlağın bulunduğu yere koştular. Evet minik farenin söyledikleri doğruydu. Evin sahipleri fare kapanı kuruyorlardı.

“Bu haberi bahçedeki hayvanlara da duyurmamız lazım” dedi baba fare. “Hem belki bize yardım edebilirler ne dersiniz?”

Anne baba ve minik fare doğruca bahçeye diğer hayvanların yanına koştular. “Evde bir fare kapanı var… evde bir fare kapanı var!..”

Tavuk umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını çevirdi ve gıdakladı: “Bu sizin sorununuz benim değil. Bana bir zararı olmaz.”

Tavuktan destek alamayan fare ailesi bu sefer telaşla koyunun yanına koştular.”Evde bir fare kapanı var!” diye haykırdılar bir kez daha. Koyun anlayışla karşıladı ama, “Çok üzgünüm ama sizin için dua etmekten başka bir şey gelmez elimden” dedi.

Fare ailesi bu kez ineğin bulunduğu ahıra koştu.
“Evde bir fare kapanı var!” İnek onları önce duymazdan geldi sonra döndü ve ” Sizin için üzgünüz ama beni hiç ilgilendirmiyor” dedi.

Yardım isteyebilecekleri başka kimse kalmamıştı. Umutsuz, başları önde, eve geri döndüler. Çiftçinin kurduğu fare kapanına birgün birer birer yakalanacaklarını biliyorlardı. Umutları yoktu. Yardım edecek kimse de.

Evin içinde artık bir ölüm sessizliği vardı. Minik fare ve ailesi iki gündür açlık ve susuzluktan bitkin halde hasta düşmüşlerdi. Birden bir gürültü duydular, gecenin sessizliğinde bölen ses fare kapanından geliyordu.

Çiftçinin karısı, fare yakalandı diye düşünerek yatağından fırlamış ve mutfağa koşmuştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğundan kısıldığını fark edemedi tam ışığı yakmak üzereyken, kapana yakalanan yılan kadını ayağından ısırdı.

Çiftçi, karısını apar topar hemen doktora götürdü. Doktor, zehiri temizledi, yarayı sardı ve eve gidebileceklerini ama hastanın iyi beslenmesi ve dinlenmesi gerektiğini söyledi.

Kadıncağınız ateşi vardı ve ter içinde kıvranıp duruyordu. Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilirdi. Çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu, tavuğu kesti. Karısı tavuk suyuna çorbayı içtikten sonra biraz kendine gelir gibi oldu.

Kadının hastalığını duyan akrabaları, konu komşu ziyarete geldiler. Evde pek bir şey yoktu. Onlara ikram etmek için çiftçi bahçedeki koyununu kesti.

Kadının durumu gittikçe kötüye gidiyordu. Belli ki yılan çok zehirliydi. Birkaç gün sonra kadın öldü. Cenazeye çok insan gelmişti. Yemek yapılması gerekiyordu. Çiftçi, mezbahadan bir kasap çağırıp ineği kestirdi.


Fare ailesi ise tüm bu olan biteni duvardaki delikten üzüntü ile izlediler.

Ders çıkaracak olursak;

Birileri, sizi hiç ilgilendirmeyen bir tehlike ile karşı karşıya iseler, aynı tehlikenin birgün sizin başınıza da gelebileceğini düşünerek duyarlı davranalım.

Başkaları için yardımlaşma ve dayanışma içinde olalım.

Alternatif Akım Seri R-L (Omik Endüktif) Devresi Konu Anlatımı, Formül ve Örnek Preblem Soru Çözümü

Alternatif akım devrelerinde kolay hesaplamalar yapabilmek için devrenin vektör diyagramını çizmek gerekir.
 
Devredeki R direncinden geçen I akımıyla, bu direnç üzerinde düşen UR gerilimi aynı fazlıdır. Devredeki XL bobini üzerinde düşen UL gerilimi, içinden geçen I akımından 90 derece ileridedir.
 

Her iki elemandan geçen akım aynı olduğu için I akım vektörü referans alınıp yatay eksende çizilir. Gerilimler de akıma göre çizilerek seri bobin-direnç devresinin vektör diyagramı oluşturulur. Vektör diyagramına göre; yatayda UR
gerilimi ile dikeydeki UL geriliminin bileşkesi U devre gerilimini verir. U Devre gerilimi ile I devre akımı arasında, φ kadar bir açı vardır. Bu açının kosinüsüne devrenin güç katsayısı veya güç faktörü denir.
 
Direnç üzerinde düşen gerilim:

UR = I.R volt

Bobin üzerinde düşen gerilim:

UL = I.XL volt

Örnek :
 Yukarıda verilen devrede;
a) XL=?
b) Z=?
c) I=?
d) UR=?
e) UL=?

a) L = 10mH = 0,01H
 XL=2.π.f.L
XL=2.3,14.50.0,01
XL=3,14 ohm

d) UR=I.R = 1,69 . 5 = 8,45 volt

e) UL=I.XL = 1,69 . 3,14 = 5,30 volt

22 Haziran 2019 Cumartesi

Hamlet (William Shakespeare) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Hamlet

Kitabın Yazarı : William Shakespeare

KitapHakkında Bilgi :

William Shakespeare (1564-1616) : Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Hamlet'de aşk, akrabalık ve iktidar ilişkileri ile intikam arzusunu birbirini izleyen cinayetlerin örgüsünde ele alır.

HamletKaynağı eski kuzey masallarına kadar uzanan bu tragedya sadece Shakespeare'in değil, dünya tiyatro tarihinin de en tanınmış eserlerindendir. Üzerine binlerce kitap yazılan Hamlet, çağımızda en çok sahneye konulan oyunlardan biri olmuştur.

Kitabın Özeti :

Hamlet, sadece ailesinin değil tüm ülkenin de sevdiği yiğit, dürüst ve mert bir insandır. Aynı zamanda Danimarka kralının da oğludur.

Hamlet, babası tarafından iyi bir eğitim alabilmesi için Almanya’ya gönderilir. Hamlet Almanya’da eğitimini sürdürürken bir gün babasının ölüm haberi gelir. Hamlet bu habere çok üzülür ve ruhen yıkılır.

Haberi duyduğu gibi ülkesine döner ve amcası Claudius, çoktan babasının yerini almış ve kendini hükümdar ilan etmiştir. Hâlbuki hükümdar olmak Hamlet’in hakkıdır. Buna rağmen Hamlet bunun üzerinde durmayıp babasının ölümüyle ilgilenmeye başlar. Bir de bunlar yetmezmiş gibi zalim Claudius, annesini ikna ederek onunla evlenmiştir. Her şeyi aydınlatmak ise Hamlet’e kalmıştır.

Bir gece, iki Danimarka askeri bir tepede nöbet tutarken ölü kralın hayaletini görürler. Bu askerler Hamlet’in çok yakın arkadaşı olan Horatio ve Marcellus’dur. İlk başta şaşırıp korkan askerler daha sonra hayalet ile iletişime geçmeyi denerler fakat bir türlü başaramazlar. Horozlar ötmeye başlayınca hayalet ortadan kaybolmuştur bile. Bu durumu hemen Hamlet’e açmaları gerektiğini düşünerek soluğu Hamlet’in yanında alırlar.

Yaşananları duyan Hamlet ilk önce çok şaşırır, inanamaz ama aynı manzarayı kendi de görmek istediğinden ertesi akşam askerlerle birlikte aynı tepeye nöbete çıkar. Aradan biraz zaman geçince kralın hayaleti yine görünür. Hamlet şeytan işi olup olmadığını anlamaya çalışır. Biraz çabadan sonra iletişime geçtiğinde gerçekten babasının hayaleti olduğuna inanmaya başlar. Hayalet ona, aslında bir yılan ısırığı ile değil de amcası ve annesinin hain planlarıyla, bir gün uyurken kulağına zehir akıtılarak öldüğünü açıklar.

Hamlet, hayalete inanmak istemektedir ancak bir yanı da şeytanın işi olduğu düşüncesiyle annesiyle amcasını haksız yere suçlamak istememektedir. Genç delikanlı buna bir çare düşünmeye başlar. Belki bir şeyler öğrenebilir umuduyla bir müddet deli taklidi yapmaya kara verir. Bu delilik hali, Kral Claudius’un yardımcılarından biri olan Polonius’un kızı Ophelia’nın aşkından olduğu tahmin edilir.

O günlerde ise saraya gezici bir tiyatro gurubu gelmiştir, akşama tiyatro oynanacaktır. Hamlet, gizlice bu gurup ile konuşur ve kendi verdiği senaryoyu oynamalarını söyler. Gurup da kabul eder. Hamlet’in oynatacağı senaryo, babasının hayaletten öğrendiği ölüm sahnesidir. Amacı, kral ile kraliçenin tepkilerini görmektir. O gece herkes toplanır, tiyatro izlenmeye başlanır fakat daha bitmeden Kral Claudius tarafından durdurulur, Claudius salonu terk eder.

Kral Claudius'un bu davranışından sonra babasının katilinin gerçekten amcası olduğunu anlar. Tiyatro dağılınca da annesinin odasına gider ve onunla tüm gerçekleri konuşur. O sırada perdenin arkasından kralın yardımcılarından Polonius onları dinlemektedir. Perde biraz hareket edince Hamlet bunu fark eder ve perdenin arkasındaki kişinin Claudius olduğunu sanarak kılıcı perdeye saplar, Polonius ölür. Babasının ölümüne dayanamayan güzel Ophelia da bir nehirde boğularak ölür.

Hamlet’in her şeyi öğrendiğinin farkına varan kral, tehlikeyi sezmiş ve Hamlet’i İngiltere’ye göndermeye karar vermiştir. İngiltere kralı ile anlaşmış, amacı Hamlet’i orada öldürtmektir. Ancak Hamlet her şeyin farkındadır ve çıktığı yolculuktan Danimarka’ya geri döner.

Saraya döndüğünde Polonius’un oğlu, Ophelia’nın ağabeyi Laertes’in geldiğini görür. Hamlet gelmeden önce Kral Claudius, Laertes ile anlaşmış ve Hamlet’e düello teklif ederek onu zehirli bir kılıç ile öldürmesini istemiştir. Hamlet, Laertes’in düello teklifini kabul eder ve dövüşmeye başlarlar.

Kral ise işini garantiye almak için zehirli bir sıvı hazırlatır. Düello esnasında bu sıvıyı Hamlet’e içirecektir. Fakat bir karışıklık olur bu zehirli sıvıyı kraliçe içer ve ölür.

Laertes ise düello esnasında kılıcının zehirli ucuyla Hamlet’i yaralar. Hamlet’in ölümü kesinleşmiştir artık. Ölmeden önce bir fırsatını bularak zehirli kılıcı Laertes’in elinden alarak önce onu sonra da zalim amcası Claudius’u öldürür.

Hamlet son nefeslerini verirken orada bulunan dostu Horatio da yaşamak istemediğini söyler. Ama Hamlet, ölmek üzereyken Horatio'yu ikna eder. Gerçekleri bilen tek kişinin kendisi olduğunu, herkese doğruları anlatması gerektiğini söyler.

Hamlet Oyununun Kişileri, Kahramanları :

Claudius: Danimarka kralı, Hamlet’in amcası, Ağabeyini öldürüp karısıyla evlenmiş, hem canını, hem tacını hem de karısını almıştır. Hilekâr, ahlâksız, gözünü hırs bürümüş bir insandır. Ağabeyinin karısını kendisine âşık etmiştir.. Hamlet’i ölüm fermanıyla birlikte İngiltere’ye gönderir. Rahatını, bozabilecek her engeli yok etmek isteyen biridir. Ünlü silahşör Laertes’i kışkırtarak Hamlet’i zehirli bir kılıçla öldürmeyi planlar. Bu da olmazsa zehirli içki verecek ve onu öldürecektir

Gertrude: Hamlet’in annesidir. Eski kocasının yılan sokması sonucu öldüğünü zannetmektedir. Hâlbuki kocası Claudius tarafından kulağına zehir damlatılarak öldürülmüştür. Claudius’tan, aldığı hediyeler ve söylediği tatlı sözlere kanmış, evlenmeye ikna olmuştur. Oyunun sonunda, kocasının Hamlet için hazırlatmış olduğu zehirli içkiden içer ve ölür.

Hamlet: Öldürülen kralın oğlu, yeni kralın yeğenidir. Ophelia’ya birtakım duygular beslemiş ama gereken karşılığı verememiştir. Hamlet, gerçekleri öğrendikten sonra, sadece intikam için yaşamaktadır. Babasının katili amcası Claudius’tan ve ihanet eden annesinden nefret etmektedir. Hamlet, amcasını zehirli kılıç darbeleriyle öldürüp intikamını alır.

Horatio: Hamlet’in arkadaşıdır. Hamlet, her şeyini onunla paylaşır. Horatio hep onun yanı başında olmuştur. Oyunun sonunda, Hamlet’in ölmek üzere olduğunu görünce kendisi de yaşamak istemez. Zehirli içkinin bulunduğu kupayı eline alıp içmek ister. Fakat Hamlet buna izin vermez.

Polonius: Ophelia ve Laertes’in babasıdır. Krala sadık bir görevlidir. Kızı ile Hamlet arasında geçenleri krala anlatır. Saray içerisinde konuşulanları krala yetiştirmeyi kendisine görev sayar. Hamlet ile kraliçenin konuşmalarını dinlerken Hamlet’in kılıç darbeleriyle ölür.

Ophelia: Polonius’un kızıdır. Hamlet’in sevgilisidir. Hamlet’in yazdığı mektupları babasına gösterir. Babasının öldürülmesinden sonra aklını kaybeder ve Irmakta boğularak ölür.

Laertes: Polonius’un oğlu, Ophelia’nın ağabeyidir. Kibar, görgülü, eğitimli kılıç kullanmakta usta birisidir. Babasının öldüren Hamlet’ten intikam almak ister. Dövüşte Hamlet’le boğuşurken kendisindeki ucu zehirli kılıç Hamlet’e geçer ve ölür.

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...