16 Kasım 2019 Cumartesi

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Çevreye Verdiği Faydalar, Zararlar Avantaj ve Dezavantajları Nelerdir?


Güneş Enerji Sistemlerinin Çevreye Zararları

Nukleer santraller , doğalgaz tesisleri , termik santraller ve barajların enerji üretiminin yanı sıra çevreye verdiği zararlar yıllardır araştırıldı. Bir çok bölgede bu etkileri en aza indirmek için gerekli tedbirler alındı fakat en az zararlı olarak tanıtılan yenilenebilir enerji üretim tesislerinin çevreye olan zararı henüz kapsamlı bir şekilde araştırışmamıştır.

Almanya, ABD ve İngiltere üniversitelerinde yapılan bilimsel araştırmalar güneş enerji sistemlerinin en zararsız enerji üretim sistemleri olsa bile çevreye ciddi zararlar verebildiğini kanıtladı. Birden fazla güneş paneli üreticisinin ürettiği panelleri laboratuvar ortamında inceleyen bilim insanları bazı güneş panellerinde kansere yol açan maddelerin kontrolsüz bir şekilde havaya yayıldığını belirledi.

Yarı iletken silikon tetra klorürün insan sağlığına zararlarını belirten bilim insanları böbrek ve kemiklerde hasar verebildiğini hatta kanser oluşumunu hızlandırdığını belirledi. Çin’de büyük üretim tesislerinde de araştırmalar yapan bilim insanları panelleri üretildiği tesislerin etrafında bitkilerin bile etkilendiğini belirtti.

Yapılan bu araştırmadan sonra özellikle montaj sırasında panellere direk temastan kaçınılması gerektiği, büyük güneş paneli santrallerinde uzun süre kalınmaması gerektiği bildirildi.

Rüzgar Türbinleri Doğaya Nasıl Zarar Verir ?

Zararsız Enerji Kaynağı Yok Gibi

En zararsız enerji kaynaklarından biri olan rüzgar enerji sistemlerini inceleyen araştırmacılar pervanelerin yırtıcı kuşları öldürdüğünü belirledi. 50 ile 100 metre arasında değişen kanat boyları ile dakikada ortalama 15 tur atan kanatlar yırtıcı kuşlara çarparak ölmelerine sebep oluyor. Genellikle kartal ve şahin gibi rüzgardan faydalanarak çok yükseklere çıkan kuşların ölümüne sebep olan güneş enerji sistemleri için yeni teknolojiler geliştirilerek havan ölümlerine çare aranıyor. Akla gelen ilk sistem radyo frekansları veya özellikle kartal ve şahin gibi hayvanları ürkütecek ses sinyalleri göndermek, böylece kuş kendini tehlikede hissettiği o alandan uzaklaşacak ve pervaneye çarpmaktan kurtulacak.

Diğer metot ise pervane şekillerini değiştirmek, pervane tasarımlarını değiştirerek hayvanların çarpma esnasında ölümünü engellemek maliyetli bir iş olduğu için gerçekleştirilebileceği pek umulmuyor fakat yeni yapılacak sistemlerde ölümleri azaltacak tasarımların kullanılması söz konusu. Öte yandan pervane renklerini mor yaparak hayvanların pervanlerden kaçması şuan denenen tekniklerden biri.

Hayvan ölümlerini önlemek için diğer metot ise geleneksel ağ çekme metodu, rüzgar panellerinin ön kısmına çekilecek bir file sayesinde hayvanların kanatlara çarpması engellenebilir, bu sistem rüzgara göre yön değiştiren enerji tesislerinde işe yaramasa da sabit sistemlerde hayvan ölümlerini azaltabilir.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Avantajları :


Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının olumlu yönleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1– Temiz olmaları
2– Hava kirliliğini azaltmaları
3– Su kirliliğini azaltmaları
4– Sera etkisini azaltmaları
5– Nükleer kirliliği azaltmaları
6– Toprak erozyonunun azalması ve flora ve faunanın korunması
7– Yenilenebilir ve tükenmez olmaları
8– Yerli olmaları
9– Ekonomik olmaları
10– Toplumsal maliyetlerinin az olması
11– Yakıt maliyetlerinin az olması
12– Güvenlik maliyetlerinin az olması
13– İşletme maliyetlerinin az olması
14– Atıklarının yok edilme maliyetlerinin az olması
15– Ekonomik ömür sonu sökülme maliyetlerinin az olması
16– İş alanları (istihdam olanakları) sağması
17– Enerji sektöründe ülkenin bağımsız olmasını sağlamaları
18– İç ve dış barışı destekleyici olmaları
19– Çağdaş olmaları, yeni teknoloji olmaları
20– Bugünkü ve gelecek kuşakların haklarına saygılı olmaları
21– Ekolojik olmaları
22– Toplumsal ve ekonomik gelişmeyi desteklemeleri
23– Yakıt tekellerinin kırılmasını sağlamaları
24– Nükleer silahların çoğalma riskini azaltmaları

Akünün Sağlam Olup Olmadığı Nasıl Test Edilir? Akü Bakımı Nasıl Yapılır?


Akünün Bittiği Nasıl Anlaşılır? 

Aracınız zor marş alıyor veya hiç marş almıyorsa, ışıklarınız çok zayıf hatta neredeyse hiç yanmıyorsa akünüz birmiş olabilir. Akünüzü bu durumda takviye ile geçici olarak şarj ederek aracınızı çalıştırabilir ve en yakın servise gidebilirsiniz.

Akü Ömrü Ne Kadardır?

Binek araçlarda 4 yıla kadar akü ömrü olabilir. Ticari araçlarda ise bu ömür 2 yıla kadar da düşebilir. Aslında akünüzün ömrü de aracınızın kullanımına ve akünüze gösterdiğinizi özene bağlıdır. Bakımları doğru ve zamanında yapılan akülerin de ömrü uzun olur.

Hangi Araca Hangi Akü Kullanılır?

Aracın orijinalinde kullanılan akü aracınız için en doğru aküdür. Yeni akü alırken eski akünüzü mutlaka dikkate alın.

Hususi kullanılan araçlar için 12 V 60 Ah starter adı verilen aküler önerilir.
Sık kullanılan ticari araçlarda 12 V 60 Ah ağır hizmet aküleri takılır.
Ağır araçlar ve otobüsler için ise 225 Ah’e kadar aküler kullanılabilmektedir.
Start-stop özelliğine sahip araçlar için daha verimli olan start-stop aküler de bulunmaktadır.

AKÜ ALMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKEN TESTLER

Aracınız bazen marş basmadığı çalışmıyor ve yeni bir akü almayı düşünüyorsanız yeni akü almadan önce mevcut akünüzün gerçekten bozulup bozulmadığını aşağıdaki aşamaları takip ederek kontrol edebilirsiniz.

1- Aracınızda kaçak var mı kontrol edin

Aracınızda elektrik kaçağı varsa bu sizi yanıltabilir. Kaçak olup olmadığını kendiniz de öğrenebileceğiniz gibi bir elektrikçiden destek alabilirsiniz. Bu kontrolü kendiniz yapmak isterseniz herhangi bir nalburdan elektrik devresi kontrol aparatı almanız yeterli olacaktır. Bu aparat bir ucu kıskaç diğer ucu iğne arasında bir elektrik lambası olan standart bir elektrik devresinden ibarettir. Kıskacı aracın + kablosuna iğneyi de akünün + sına değdirdiğinizde lamba yanıyorsa aracınızda kaçak var demektir. Aynı testi bir ampermetre yada ucuz bir avometreyi amper konumuna alıp akü ile araç arasına seri bağlayarakta deneyebilirsiniz. Ampermetre veya avometre 0,8 mili ampere yakın veya üstünde bir değer gösterirse kaçak var demektir. 0,3 miliamperlik değerler araç beyni , alarm sistemi ve kapı otomatiği gibi sistemler tarafından elektrik çekildiği için kabul edilebilir değerlerdir. Bu testleri yaparken aracınızı park etmiş ve kapılarını kilitlemiş olmanız gerekmektedir. Aracın kapılarını kilitlemeden yaptığınız testte test lambası yanıp araçta kaçak varmış gibi sizi yanıltabilir. Aracınızda test lambası yandıysa bir elektrikçiden aracın elektrik tesisatının kontrol edilmesi için destek almanız gerekir. Lamba yanmadıysa sorun yok demektir. Bu kontrol adımını da yaptığınız halde akünüz keyifsiz basıyor yada aracı çalıştıramıyorsa ikinci kontrol adımına geçebilirsiniz.

2- Akünüz Şarj Olmuyor Olabilir

Aracınız hareket halindeyken bir kayış vasıtasıyla motorun dönme hareketi şarj dinamosuna aktarılır . Aracınızın şarj dinamosuna uzun süre bakım yaptırmadıysanız şarj dinamosu akünüzü yeterli düzeyde şarj etmiyor olabilir. Aracınızın doğru şarj ettiğini anlamak için araç çalışırken bir avometre veya voltmetre yi akü kutup başlarına + ve – olarak paralel bağlamalısınız. Aracınız rolanti de çalışırken voltmetre 14,4 – 13,2 arasında bir değer göstermelidir. Araca gaz verseniz dahi değerin 14,4 dan yukarı çıkmaması gerekir, rolantide çalışan aracınızın değerinin 13,2 den aşağı inmemesi gerekir. Eğer fazla veya az geliyorsa akü şarjınız sağlıklı olmaz. Fazla gelen şarj akü panellerini tahriş ederek asit oranında değişikliğe sebep olur ve elektron akışını etkiler, bu da akünüzün gerekli amper gücünü kaynağa aktaramaması anlamına gelir. Ölçümlerde boş aküde 12 volt görürsünüz , akü lambanız yeşil yanar ama aracınızı çalıştırmaya yetmez. Akü şarj voltajı 13,2 nin altındaysa aracınızın aküsü şarj olmayacaktır bu durumda ölçümlerde yine 12 volt belki görünebilir ama akü lambası siyah yanar. Aracınız hareket halindeyken buji ateşlemesi ve diğer araç donanımları için elektrik harcadığından , doğru şarj almamış aküler hareket halinde bile biter. Eğer bu kontrollerde de değerler normalse ve akü hala keyifsiz basıyor veya aracınızı çalıştırmıyorsa bir sonraki kontrol adımına geçebilirsiniz.

3- Akü Sularında Eksilme Var mı?

Eğer jel akü kullanmıyorsanız akü su ve asit dengesinin tam olduğundan emin olmalısınız. Bunu test ettirmek için bir elektikçiye gidip değerlere baktırmanız yeterlidir . Değerler normalin altındaysa su ve asit tamamlama yapılarak akünüz bir süre daha kullanılabilir hale gelebilir. Akünüzde panel arızası varsa su ve asit tamamlama yapılsa bile sorun devam edecektir. Eğer jel akü kullanıyorsanız akünüzün fiziki durumunu ve üst kapak aralarını dikkatlice inceleyin , kapak aralarında jöle kıvamında jel veya aküde fiziksel bozulma varsa akünüz kullanım ömrünü tamamlamıştır. Sıvı akülerde yukarıdaki testleri yaptığınız halde sorun devam ediyorsa aşağıdaki son adıma da dikkat etmeniz gerekir .

4- Araç Enerji Kullanım Alışkanlığınız

Aracınızda park halinde müzik dinleme , aracı uzun süre (3 hafta ve üstü) çalıştırmama , park halinde park lambaları açık bırakma , araç içi tv ve diğer donanumları faal vaziyette bırakma gibi alışkanlıklarınız varsa akü almadan bu alışkanlıklarınıza bir süre ara vermeyi deneyin . Araç donanımlarınızın ne kadar elektrik çektiği sizleri yanıltabilir . Evet belki parkları yanık aracın ne kadar zamanda akü bitireceğini geçmiş deneyimlerden biliyorsunuzdur fakat araç içi donanımların kendilerine ait arızalarının normalden fazla elektrik çekme ihtimalleri sizi akü almaktan kurtarabilir.

5– Kutup Başlarının Oksitlenme Olasılığı

Akünüzün kutup başları zamanla oksitlenebilir. Bu nedenle sık sık kutup başlarını kontrol edin ve eğer oksitlenmişse sıcak su kullanarak temizleyin. Kutup başları oksitlenir ve temizlenmezse enerji iletiminde sorun yaşanabileceği gibi kutup başları da zamanla eriyebilir. Bu haller içinde aracınızın arızalanması da mümkündür. Kutup başlarını korumak için gres veya vazelin ile kaplayabilirsiniz.

6– Akü Sabitleme Aparatının Kontrolü

Akünüz bir aparat, tabla, cıvata veya kemer yardımı ile motor bölümünde sabitlenmiştir. Sökülüp takılabilen parçalardan oluşan bu kısmın kontrollerinin yapılması, gevşeme, yerinden çıkma gibi durumların oluşmasının engellenmesi için önemlidir.

7– Metal Temasından Kaçınma

Akünüz metal ile temas ettiğinde şase yapabilir ve aracınızda arızalara sebep olabilir. Metallerle akünüze temas etmekten kaçının.

8– Ani Sıcak-Soğuk ve Ateşten Koruma

Akünüz ani sıcaklarda ya da ateş temasında patlayabilir, ani soğuklar da akünüzde donma ve çatlamalara sebep olabilir.

9– Açık Akülerde Bakım

Açık siteme akülerde dikkat edilmesi gerekenlerin başında hücrelerdeki elektrot seviyesinin kontrolü gelmektedir. Sıvının seviyesi kadar yoğunluk değeri de önemlidir. Bu nedenle elektrolit seviyesini kontrol edin veya ettirin.

Elektrot seviyesi, akü içerisindeki plakaların bir parmak kadar üzerinde olmalıdır. Eğer eksilme söz konusu ise sadece saf su ile tamamlama yapın. Taşma ve akmaları ve taşma ve akmalardan meydana gelebilecek zararları engellemek için gereğinden fazla doldurmaktan kaçının.

10– Kapalı Akülerde Bakım

Kapalı sistem akülerin en büyük avantajı su eklemek ya da sürekli bakım yapmak zorunda olmayışınızdır. Kapalı sistem akülerde voltaj değerlerini kontrol etmeniz gerekir. Akünüzün voltaj değeri 12.4 ‘ün altına inmiş ise aküye mutlaka redresör şarjı yapılmalıdır. Akünüzün ölçümünü bir uzmana yaptırmanız daha faydalı olacaktır. Voltaj değeri ölçülen aküler oto elektrik servislerinde şarj edilebilir.

Akü Hakkında Bilinmesi Gereken Bilgiler


Akü neden hızlı boşalır?

Araç aküleri kimyasal bileşiklerden oluşmaktadır. Aküler elektrik kaçakları durumunda veya sıcaklık değişimlerinde boşalır. Bir akü aynı mevsimsel sıcaklıkta park halinde 1 gecede boşalıyorsa akü ömrü dolmuştur veya elektrik kaçağı oluşmuştur. Elektrikçi tarafından elektrik kaçağı aranmalı akü sıvıları kontrol edilmelidir.

Akü aracımı etkin kullandığım halde neden bitiyor?

Aracınızı her gün düzenli olarak kullandığınız halde akünüz bitiyorsa 3 durum söz konusudur;
1- Alternatör aküyü tam veya hiç şarj etmiyordur.
2- Aracınıza ekstra taktığınız elektrik harcayan donanımlar aküyü şarj edecek alternatörün şarj değerinden yüksektir.
3- Aracınızda elektrik kaçağı vardır.

Aracıma taktığım ses sistemi akü ömrünü etkiler mi?

Evet, araçlara sonradan eklenen ses sistemi vb. aksesuarlar akü ömrünü olumsuz etkiler, standartta 3 saatte tam şarj bulan akünüz günlük kullanımda ses sistemini beslemek için şarj harcayacağı için sürekli bir şarj- deşarj döngüsüne girer, bu durum akü ömrünü olumsuz etkiler.

Akü soğukta boşalır mı?

Araç aküleri kimyasal sıvılardan üretildiği için soğuk havalarda güç kaybı yaşarlar.

Akü kaç derecede donar?

Araç akülerinin donma dereceleri akü şarj durumuna göre değişiklik göstermektedir. Aküler tam şarj durumunda daha geç donarlar.

Akü donduğunda ne yapılmalıdır?

Araç küsü içinde kimyasal sıvı olduğu için çok soğuk yerlerde akü donmaları yaşanabilir. Düşük şarjdaki aküler daha hızlı donar. Çok soğuk havalarda akünüz basmıyorsa akü kapaklarından birini açarak sıvının donup donmadığını kontrol etmeniz gerekmektedir. Eğer buzlanma görüyorsanız akü kapaklarının tamamını açıp oda sıcaklığında kendiliğinden eriyene ve normale gelene kadar bırakmalısınız. Daha sonra şarj ölçümü yapılarak kullanıma devam edilebilir. Akü içerisinde fiziksel hasar meydana gelmediyse akü eskisi gibi çalışacaktır.
Donmuş akü asla ısıtılmamalıdır.

Akü bittiğinde aracımı nasıl çalıştırmalıyım?

Aracınızın aküsü bittiğinde aracı çalıştırmak için farklı bir araçtan takviye alabilirsiniz. Araç takviyesinde A aracının aküsündeki kırmızı (+) B aracındaki akünün kırmızısına (+) siyah (-) ta siyahına(-) takılmalı ve takviye için getirilen araba stop vaziyette olmalıdır. Aracınız ileri seviye elektronik bir araç ise takviye dahi önerilmemektedir. Otomatik vites dahil hiç bir araba için vurdurarak çalıştırma önerilmemektedir. Takviye ile çalıştırılan araçların aküsü hiç bir zaman tam şarj görmez, takviye için gelen aracın da aküsü azalır. Takviye yapan aracın en az 10 km yol yapması gerekir ki tam şarj vaziyetine gelebilsin. Takviye gören aracın aküsünün de redresöre bağlanması gerekmektedir.

Park halinde araç aküden ne kadar elektrik çeker?
Eski nesil araçlarda (manuel kilit ve karbüratörlü araçlar) araç beyni ve kilit sistemi gibi aksesuarlar bulunmadığı için araç stop halinde elektrik harcamayacaktır. Yeni nesil araçlar güvenlik sebebiyle elektrik harcamaya devam eder. Harcama ortalamaları aşağıda verilmiştir. Bazı araçlarda sabit tüketim değeri 100, 150 mA’e çıkabilmektedir.

Park Halindeki Aracın Aküsü Biter mi?

Biter, aracınızın tüm iç donanımlarını kapalı vaziyette park etmiş olsanız bile araçların sabit elektrik tüketim yapmaları sebebiyle belirli bir zaman sonra akü biter. Bu durum klasik araçlarda yaşanmaz. Aracınıza ait park süresi sabit elektrik tüketim oranına göre değişmektedir.

Akü lambası neden yanar?

Araç göstergelerinde bulunan akü işareti yandığında aracınız aküyü şarj etmiyor demektir. Bu lambanın araç çalışmaya başladıktan maksimum 3 saniye sonra sönmesi gerekmektedir. Sönmüyorsa alternatörün kontrolü için elektrikçiye danışmanız gerekmektedir.

Isaac Asimov'un Üç Robot Yasası Nedir?


Isaac Asimov, siyah kemik gözlüğü, kovboy kravatı ve yanaklarına kadar inen faulleriyle aklımıza kazınan bu görüntüsü onun ne kadar sıra dışı bir insan olduğunun en büyük kanıtıdır. Gelin biraz daha yakın tanıyalım Isaac’ı. Isaac Asimov, 2 Ocak 1920 de Rusya’da Anna Rachel Berman Asimov ve Judah Asimov’un ilk çocukları olarak dünyaya gelmiştir. Asimov 1939 da Columbia üniversitesi kimya bölümünden mezun olmuş ve yine bu alandaki doktorasını tekrar Columbia üniversitesinde yapmıştır. 1979 yılında ise Boston üniversitesinde profesör olmuştur.

1942’de Gertrude Blugerman ile 1973’te Janet Jeppson ile evlenmiştir. Isaac 2 çocuk babasıdır. Bilim kurgu dalında yazdığı öykülerle yazarlık kariyerine adım atan Isaac, çeşitli bilim kitapları ve şiir kitapları da yazmıştır. 1983’te bypass olmuş ve ameliyat sırasında kendisine verilen hastalıklı kandan dolayı AIDS’e yakalanmıştır. 6 Nisan 1992 de vefat etmiştir. Nightfall isimli bilim kurgu öyküsü en bilinen öyküler arasında yerini almış ve dalında yazılmış en iyi bilim kurgu öyküsü seçilmiştir.

1942 de yayımlanan Ben Robot isimli kitap, içinde barındırdığı Durağan Döngü isimli kısa öyküsünde “Robotbilimin üç yasası”nı ortaya koymuştur.

1. A robot must not injure a human being, or through inaction allow a human being to come to harm .
2. A robot must obey the orders given by human beings unless they conflict with the first law .
3. A robot must protect itself as long as such protection does not conflict with the first or second law .

Yasa 1- Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz.
Yasa 2- Robotlar, Birinci Kanun’la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.
Yasa 3- Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun’la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.

Asimov bu yalın yasalar sayesinde robotların bir insana zarar vermesini ya da bir insanın buyruğuna karşı çıkmasını olanaksız hale getiriyor ve onları mekanik araçlara indirgiyordu. Açtığı bu çığırın etkisi kısa sürede dalga dalga yayılarak bilimkurgudaki “katil robot” klişesini bozguna uğratmaya yetti. Dahası bu fikri mülkünü tüm bilimkurgu yazarlarının ortak kullanımına sunarak bir ilke de imza attı.

Isaac Asimov’un Ben Robot kitabını yazdığı sıralarda henüz transistörler icat edilmemiş, 30 tonluk ilk bilgisayar dan söz edilmemiş ve yapay zeka henüz ortaya atılmamış bir konuydu. Bu da ısaac’ın ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve kendince bulduğu yasaların temellerinin ne kadar sağlam olduğunu gösterir mi? Bence gösterir.

Isaac Asimov bu yasalar sayesinde robotların insanlara zarar veren makineler olduğunu değil aksine sadece birer makine olduklarının altını çiziyor. Klişe insan robot çatışmasını en aza indirgemiş bilim kurgu alanında yeni boyuta geçmiş ve diğer yazarlarda ilk başta kabul etmeseler de Asimov tarzında yazı yazmaya başlamışlardır. Artık robotlar insanlar için bir tehlike oluşturmayan basit yapılardı. Asimov böyle uygun görmüştü. Fakat daha sonra bu Asimov için yeterli olmamış ve olaya yeni bir soluk kazandırmak istemiş ve yeni bir yasa daha olmalı demiş kendince.

Sıfırıncı Yasa: Bir robot insanlığa zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.

Bu yasayı belirlemesiyle birinci yasa şu şekilde bir değişime uğramıştır;

Birinci Yasa: Bir robot, sıfırıncı yasayla çelişmediği sürece bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.

Bu yasaların son hallerini almasıyla beraber Asimov robotlara yeni bir özellik kazandırmış ve artık robotlar, insanlığı tehlikeye düşürecek ya da insanlık için kötü planları olan oluşumlar olduğu zaman onlara karşı geleceklerdi. Artık robotlar, tüm insan türünü yok etmek gibi çılgınca fikirleri olan birini öldürebilecekti. Ancak Asimov’un bu yeni hamlesi bazı tartışmaların fitilini ateşlemekte gecikmedi. Asimov’un son hamlesiyle beraber bilim kurgu alanındaki yazıların bilimsel tabanı güçlenmiş, robotlara ve robot teknolojisine olan bakış açısı değişmiş ve yapay zeka alanında yeni fikirler oluşmaya başlamıştır.

“Düşüncem iki yönlü: İlk olarak robotları kendi yaratıcılarını yok edecek canavarlar olarak görmüyorum. Çünkü robotları yapan insanların, kendi güvenliklerini sağlayacak vasıtaları da yine robotların içine koyabilecek kadar bilgi ve yetenek sahibi olacaklarını düşünüyorum. İkinci olarak robotların ya da genel anlamda makinelerin, bizlerin yerine geçebilecek kadar zekâya sahip oldukları anda bunu yapmaları gerektiği fikrindeyim.” -Isaac Asimov

Dokunmatik Ekran Nedir? Çalışma Prensibi ve Çeşitleri Nelerdir?


Dokunmatik Ekran Nedir?

Dokunmatik ekranları akıllı telefonlarla hayatımıza girdikten sonra günümüzde pek çok alanda kullanıldığını görmekteyiz.

Dokunmatik ekran; herhangi bir LCD veya CRT ekran üzerine yerleştirilmiş doğrudan ekran üzerinden giriş alabilen bir teknolojidir. Bu teknoloji dokunmatik ekran kalemi veya ekran yüzeyine dokunmayla kullanılabilir.

İngilizce ifadesi ise Touch Screen’dir.

Dokunmatik ekranlar basınca duyarlıdır. Kullanıcı ekrandaki kelimelere ve yazılara dokunarak bilgisayarla etkileşim sağlar. İnsanların daha kolay şekilde işlemler yapmasına olanak sağlar.

Dokunmatik ekranlar telefon ekranlarında, tabletlerde, arabalarda, klimalarda, ATM bankamatiklerde, sıra bekleme numaratörlerinde ve hatta buzdolaplarında sıkça karşımıza çıkabiliyor.

Kendileri için üretilmekte olan özel kalemler ve insan tenine uygun olan modellere göre geri bildirimler yansıtmaktadırlar. Bütün ekranların kendilerine özgü şekilde çalışma mantıkları yer almaktadır.

Dokunmatik Ekran Nasıl Çalışır?


Dokunmatik Ekran, birbirleriyle iletişim halinde bulunan üç sistemden meydana gelmektedir.

Bunlardan birincisi tanesi dokunmatik ekran paneli, ikincisi dokunmatik ekran panelinden gelen sinyalleri anlamlandırarak yorumlayan kontrol sistemi ve üçüncü olarak kullanıcıyı yönlendirmede ve kullanıcıya bilgi aktarmada kullanılan Grafik LCD (GLCD) lerdir. Bütün dokunmatik ekranların kendilerine özgü biçimde çalışma mantıkları bulunmaktadır.

Sistem verileri üzerine entegre edilmekte olan elektronik kartlar sayesinde kartın ve ekranın birbirleriyle birlikte bağdaş kurdukları durumda verilen yanıtın geri bildirim olarak tekrardan ekranda gösterilmesine olanak sağlamaktadır.

Eskilerde tuşlu telefonlarda mesajlar yazmak veya bir durumu aratmak istediğimiz zamanda bizlere büyük sıkıntılar ortaya çıkarabiliyor, hatta zamanla yıpranan tuşlar nedeniyle kullanılmama durumuna gelebiliyordu işte bu yüzden dokunmatik ekranlar gelişen telefon teknolojisinde kendini ön plana almayı başarabilmiştir.

Dokunmatik Ekran Çeşitleri Nelerdir?

Dokunmatik ekranlar kendi aralarında birden fazla kategoriye ayrılmaktadırlar. Bunlar Rezistif dokunmatik ekranlar, Kızılötesi dokunmatik ekran, Kapasitif dokunmatik ekran olarak bilinmektedirler.

1- Rezistif Dokunmatik Ekran :





Yarı iletken ve yalıtkan destek tabakalarından meydana gelmiş rezistif dokunmatik paneller, temel direnç prensiplerinden “bir iletkenin direnci boyuyla doğru orantılı olarak artar” prensibini temel alarak geliştirilmiş bir teknolojidir. Pil derecesini yüksek tutmak için ilk olarak belirlediğimiz rezistif ekranlar kullanılmaktadır. Ortası boşluk, iki ana katman ile çalışırlar. Bu katmanların içinde de başka katmanlar vardır. İki ana katman birbirine dönüktür. Bu şekilde dış ana katmana uygulanan bir kuvvet ile ortadaki boşluk kapanır ve elektriksel iletkenlik sağlanmış olur. Nereye dokunulduğu da bu şekilde algılanıp sinyale dönüştürülür. Az yapılan kuvvet aradaki boşluğu kapatmaz, çok yapılan ise hassasiyete zarar verir. Bu tür dokunmatik paneller kalemler ile de çalışabilir. Tepki süresi daha düşüktür ve çoklu dokunmayı desteklemezler. Elektriksel akım sadece belli bir yerden geçmelidir ki nereye dokunduğumuzu anlayabilmeli.

2- Kızılötesi Dokunmatik Ekran :



Kızıl ötesi olarak bilinen ekranlar en basit şekilde işlemler gören ve ücret konusunda uygunluklar yaratan cihazlarda kullanılmaktadır. Kızılötesi ışık demetleri ekranın bir tarafından diğer tarafına gönderilir, diğer taraftaki duyargalar ışığın gelip gelmediğini sürekli kontrol ederler.

Işık geliyorsa kontrol sistemine 1, gelmiyorlarsa 0 verisini gönderirler. Dokunuşla ışığın diğer tarafa geçişi engellenir, böylece duyarga kontrol sistemine 0 komutu gönderir. Kontrol sistemi komutun geldiği duyargaya göre dokunuşun o eksendeki yerini belirler. Diğer eksende de aynı işlemler tekrarlanır, böylece iki eksende koordinatlar belirlenmiş olur. Isıya duyarlı türü de mevcuttur. Dokunulan yerde cismin ışını kesmesi sonucu koordinatlar hesaplanır ve veri gönderimi olur. Bu kızılötesi ışınların mesafe sorunu olmadığı için plazma ekranlarda daha çok tercih edilir.

3- Kapasitif Dokunmatik Ekran :




Kapasitif etki, ekranın dört köşesinden uygulanan gerilimle ekran yüzeyinde elektrostatik alan oluşturulur. Yüzeyin herhangi bir yerine yük depolayabilen bir iletken temas ettirildiğinde bu elektrostatik alanda oluşan değişim köşelere yerleştirilmiş osilatörler tarafından gözlenebilir hale gelir.

Osilatörlerden toplanan veriler işlem birimine gönderilerek koordinat verisi haline çevrilir ve sisteme aktarılır. Kapasitif dokunmatik ekranlar, Rezistif ekranlarına göre göstermiş oldukları özellikler sayesinde daha fazla ücrete tabii olabilmektedir. Genellikle pos makinesi cihazlarında veya LCD ekranların kullanılmasında tercih edilmektedirler. Daha hassas ekranlara sahip oldukları için kullanmış oldukları enerji kayıpları da fazla olmaktadır.

Kapasitif Dokunmatik Panel genelde cam içinde saydam iletken bir madde ile, ekrana gerilim uygulanıp ekran üzerinde elektrostatik alan oluşması ile çalışır. Ekrana yük depolayabilen bir cisim yerleştirildiğinde (örneğin parmağımız) elektrostatik alanda bir değişim meydana gelir. Bu değişimi osilatör, uygun bir sinyale dönüştürür ve işlem biriminde uygun koordinat verisi haline getirilir ve sisteme aktarılır. Koordinat verisi sayesinde nereye dokunulduğu belirlenir. Bu teknoloji hassas çalıştığından dolayı daha fazla enerji harcar fakat çoklu ekran dokunmasına olanak verir. Bu teknolojinin en belirgin kullanıldığı yer cep telefonlarıdır. Zamanla cam katmanın incelmesiyle daha kaliteli görüntülere sahip olunuyor, fakat bu da kırılganlığı artırıyor.

Dokunmatik Ekranın Tarihi

Dokunmatik ekran ilk olarak 1965 yılında, konumu Malvern’de bulunan Kraliyet Radar Kuruluşu ve orada çalışan Eric A. Johnson tarafından yazılan kısa makaleler ile duyuldu. Daha sonra 1968 yılında, bu teknolojinin hava trafiği kontrol sisteminde nasıl kullanıldığına dair daha detaylı bir makale ile sunuldu. Daha sonra 1970 yılında CERN’de mühendis olarak çalışan Frank Beck ve Bent Stumpe, şeffaf bir dokunmatik ekran geliştirdiler. CERN tarafından üretime konulmuş bu ekran, 1973 yılında kullanılmaya başlanıldı.

Ardından George Samuel Hurst 1975 yılında patentini aldığı Rezistif Dokunmatik Paneli geliştirdi ve üretimi 1982 yılında gerçekleştirildi. İlk çoklu dokunmatik giriş paneli ise 1985 yılında Toronto Üniversitesi’nde bulunan Veri Araştırma Grubu tarafından geliştirildi, ki geliştirilen bu teknoloji artık optik algılama sistemi yerine kapasitans ile çalışıyordu. 1990 başlarında kullanıma hazır hale gelmeye başlamış olan bu teknoloji, üretim maliyetinin çok olmasından dolayı gerçekleşmemiş, fakat Mayıs 2007’de ilk kapasitif dokunmatik ekranı olan LG Prada ortaya çıkmıştır.

Cep Telefonu, Bilgisayar ve Televizyonlarda Kullanılan Kaç Çeşit Ekran Vardır? Çeşitleri, Avantaj ve Farkları Nelerdir?


1- CRT EKRAN :

CRT monitör, ismini televizyonların da en hayati parçası olan ve Türkçe’de “tüp” olarak nitelendirilen parçadan alır. Bu parçanın İngilizce adı “cathode ray tube” (katot ışını tübü) şeklindedir, CRT de bu kelimelerin baş harflerinden gelir. Temel olarak, elektronların tüp boyunca yüksek hızda fırlatılmaları ve bunun sonucunda ışık oluşması ilkesiyle çalışırlar.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Yenileme hızları diğer tüm ekranlara göre yüksektir
En gerçekçi akıcılığa sahip görüntüler elde edilir
İzleme ciazlarında zaman kaybı olmadığı için tercih edilir
Ölü pixel olmaz
Yıllarca arızalanmadan çalışabilirler

2- IPS EKRAN NEDİR ?

In-Plane Switching kelimelerinin kısaltılmasından adını alan IPS ekran bir panel teknolojisidir.1996 yılında geliştirilen IPS in en büyük avantajı görüntünün her açıdan renk ve ton bozulması olmadan görülebilmesidir.TN panellerdeki düşük görüş açısı ve kalitesiz renk eksiklerini gidermek için geliştirilmiştir.Lcd’lere göre çok fazla kristal ve elektrota sahiptir. Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Renk kaybı yaşanmaz
Baktığınız açıya göre renk canlılığında farklılık olsa da görüntü bozulmaz
8 Bit derinliğe sahiptir.
Gübeş ışığından çok etkilenmez
Diğer ekranlara göre enerji tasarrufu daha fazladır
Görüntüleme açısı 180 dereceye kadar çıkar
Basınç esnasında ekranda dalgalanma olmaz

3- TFT EKRAN NEDİR ?

TFT-LCD olarak adlandırılan ve – bugünkü bakış açısıyla – en işlevsel görünen düz panel ekranlar. Bu cihazlar arkadan aydınlatmalı ekranlar sınıfındadır. STN ve DSTN (pasif matris LCD) teknolojileri de kullanılır.TFT LCD iki cam tabaka arasında likit kristal ile doldurulmuş sandviç benzeri bir yapıya sahiptir.
Bir tarafta rengi oluşturan renk filtreleme camı, diğer tarafta ise TFT camı mevcuttur. Renk filtreleme camı arasındaki voltaj farkına göre likit kristaller hareket ederler. Bu hareket şekline göre arkadan verilen ışığın şiddeti ve kutuplaşma yönü değişir. Bunun sonucunda farklı oranda ve parlaklıkta renkler gözümüze ulaşır.

4- LCD EKRAN NEDİR ?

Liquid Crystal Display kelimelerinin kısaltmasından adını alan LCD ekran bir panel teknoloisidir.Çalışması Sıvı Kristal Ekran elektrikle kutuplanan sıvının ışığı tek Fazlı geçirmesi ve önüne eklenen bir kutuplanma filtresi ile gözle görülebilmesi ilkesine dayanır.LCD lerin Yapılmasını mümkün kılan sıvı kristal fazıdır. LCD lerin Yapılabilmesi için ışık polarize edilebilmeli, sıvı kristaller polarize edilmiş ışığı geçirebilmeli, sıvı Kristallerin molekül dizilimi elektrik akımı ile Değiştirilebilmeli ve elektriği ileten bir yapıya sahip olunmalıdır.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi Sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Nokta aralıklarını göremezsiniz
Uzaktan olduğu kadar yakından da görüntüler aynı şekilde mükemmeldir
Göz yormazlar
Daha keskin ve net görüntü sunarlar
Tüketimleri azdır
Dijital bağlantı yapmayı sağlayan DVI çıkışını desteklerler

5- PLAZMA EKRAN NEDİR ?

Plazma ekran bir görüntüleme paneli türüdür. 30 inç (76 cm) ve daha yukarı boyuttaki ekranlar için tercih edilir. Genel yapılarını içlerinde sıkıştırılmış iyonize gaz Bulunan elektrik yüklü görüntü hücreler oluşturur.Plazma ekranlar görüntüyü doğrudan ekran Hücrelerinden yayarlar.Plazma ekranlar yaklaşık olarak 60.000 saatlik bir Ömre sahiptirler.Günde dört saat çalışan bir plazma ekran ortalama 18-20 yıl sonra yarı ömrünü Tamamlamış olacaktır.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Bir pikselin aydınlanması için tek bir plazma hücresinin aydınlanması yeter
Siyah görüntü hücrenin sönmesi ile sağlandığı için siyah renkler gerçeğe çok yakındır
Siyah için sönük kalan hücre enerji tasarrufu sağlar
Resim kalitesi çok iyidir.
Hareketli görüntüler akıcıdır çerçeve kaybı yoktur.
İzleme açısı 175 dereceye kadar ulaşır.
Görüntü üzerinde bulanıklar ya da pikseller üzerinde yansıma kayıpları meydana gelmez.
Sınırsız izleme açısı vardır. Yan açılardan dahi mükemmel netlikte izleme imkanı sunar.
LCD ve LED ekranlarda olmayan, gerçek kontrast oranına sahiptir.

6- LED EKRAN NEDİR ?

Led ekran, led panel üretimi için özel olarak üretilen çok kaliteli ledlerin bir araya gelmesi ile oluşturulur.Elektronik çipler tarafından kontrol edilen ledler görüntüyü oluşturur.Önceleri üç ledin bir araya gelmesi bir pixeli oluştururken yeni nesil ledler sayesinde her led bir pixel olmuştur.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Gün ışığında verimli çalışmaları
Dış hava koşullarına dayanıklı üretilebilmeleri
Modüler yapıları ile istenilen boyut ve çözünürlükte tercih edilebilmeleri
Renk dolgunlukları çok iyidir
Enerji tasarrufu sağlarlar
LCD ve FLAT a göre daha dayanıklı ve uzun ömürlüdürler.

7- OLED EKRAN NEDİR ?


Oled çok sayıda organik ince film tabakası ve 2 yarı iletkenin bir araya getirilmesi ile oluşturulan yapıya verilen addır. Yapıya elektrik verildiğinde ışıma meydana gelir.Elektrik şiddetine göre renk değişir.LCD gibi çalışırlar ama LCD de görüntü için beyaz arka fona ihtiyaç varken Oled sıfırdan ışık üretir.Çalışma prensibi kısmen Led ekrana yakındır.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları : 

Çok ince ve kaliteli görüntü elde edilir
Transparan ekran üretilebilir
Yarı iletken ile çalıştığı için düşük güç tüketimi sağlar
Daha yüksek parlaklık ve her açıdan mükemmel görüntü verirler
Çok ince yapıda olduğundan her türlü esnek yapıda kullanılabilir.

8- AMOLED EKRAN NEDİR ?

Matrix Organic Light-Emitting Diode kelimelerinin kısaltmasından adını alan AMOLED ekran bir panel teknoloisidir.Aktif Matrisli Organik LED anlamına gelen AMOLED ekranlarda, her bir piksel ayrı ayrı aydınlatılarak görüntü oluşturulur.LCD de olduğu gibi arka aydınlatmaya gerek duymaz.AMOLED ekranlar, zamanla parlaklıklarını kaybettikleri için diğerine göre kısa ömürlüdürler.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Arka aydınlatmaya gerek duymazlar
Enerji tasarrufu sağlarlar
Esnek yapılarda kullanılabilirler
Çok ince oldukları için yer kaplamazlar
Renkler dolgun ve nettir.

9- SÜPER AMOLED EKRAN NEDİR ?

Super amoled samsung’un kullandığı bir amoled terimidir. SAMOLED olarak ta kullanılır.Amoledden farkı üzerinde harici bir dokunmatik katman olmadığı için incedir.Ekran üzerine kaplanan filtre sayesinde güneş ışığından etkilenmez.Özel malzemelerden üretildiği için samsung süper amoled olarak adlandırmıştır.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Harici dokunmatik barındırmadığı için incedir.
Amolede göre renkler daha keskin ve canlıdır
Siyahlar daha siyah konstrat yüksektir
Beyaz arka fona ihtiyaç yoktur
Enerji tasarrufu sağlarlar

10- SÜPER AMOLED ADVANCED ERAN NEDİR ?

Super AMOLED Advanced motorolla tarafından geliştirilmiş bir amoled ekrandır.Varolan pixellerin yanısıra her pixel için 2 alt pixel oluşturularak QHD veya 960 × 540 veya 800 × çözünürlüğe ulaşılır.Sıradan amoledlere göre %25 elektrik tasarrufu sağlayan Super AMOLED Advanced ekranda düşük çözünürlükteki resimler daha da bulanık görünür.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları : 

%25 Elektrik tasarrufu sağlar
QHD çözünürlüğe ulaşılır
Yüksek çözünürlüklü ve karmaşık resimler daha net görünür
Renkler keskin ve dolgun hatlar kusursuzdur

11- SÜPER AMOLED PLUS NEDİR ?

Süper amoled plus samsung tarafından geliştirilen bir süper amoled ekrandır.Super amoledde kullanılan 2 alt pixel geleneksel RGB de olduğu gibi 3 altpixel olarak geliştirilmiştir.Elde edilen pixel oranı daha az grenli ve daha keskin bir görüntü oluşturur.Yaklaşık aynı çözünürlüklere erişebilen süper amoled plus görüntü kalitesi ile bir adım öndedir.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları : 

3 alt pixel kullanılır
Daha keskin ve net görüntü sağlanır
Süper amolede göre enerji tasarrufu daha yüksektir.

12- HD SÜPER AMOLED EKRAN NEDİR ?

Samsung tarafından geliştirilen ve 1280 × 720 çözünürlüğe ulaşmış süper amoled ekrandır.Cihaza ve maliyete göre 2 dotpixel veya 3 dotpixel kullanılır.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

1280 × 720 çözünürlüğü destekler
Büyük ekranlar için idealdir
2 ve 3 dotpixel desteği vardır

13- FULL HD SÜPER AMOLED EKRAN NEDİR ?

Samsung tarafından geliştirilen bir süper amoled ekrandır.1920×1080 çözünürlüğe sahiptir 1080p görüntüyü destekler Adobe RGB renk alanı desteği sayesinde canlı keskin rekler ve karanlık siyahlara sahiptir diğer ekranlara göre %97 daha fazla renk gamına sahiptir.Geniş ekranlarda kullanılabilir.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

1920×1080 çözünürlüğe sahiptir
1080p görüntüyü destekler
Adobe RGB renk alanı desteği vardır
Canlı keskin rekler
Saha karanlık siyahlara ahiptir
Diğer ekranlara göre %97 daha fazla renk gamına sahiptir

14- QUAD HD SÜPER AMOLED EKRAN NEDİR ?


AU Optronics tarafından geliştirilen bir süper amoled ekrandır.Standartlaşmış özellikleri yoktur.Ölçü ve normlarla diğerlerinden ayrılır.

15- RETİNA EKRAN :


Retina ekran bir panel türü değildir.Panel hangi tür olursa olsun (TFT,plazma,LCD vs.) 2048*1536 piksel ve 326 ppi değerleri desteklerse retina ekran olur.Retina ekranda inç başına düşen pixel sayısı arttıkça daha kaliteli bir hal alır.Genel olarak avantajlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

Avantajları :

Çok daha net ve canlı renkler
Yüksek çözünürlükteki resimlere daha rahat dijital zoom imkanı
Fotoğraf çekimlerinde detaylara inebilme
Video oynatmada atlama olmadan daha gerçekçi görüntü

Polis, Ambulans veya İtfaiye Sesi Veren UM3561 Melodi Entegreli Elektronik Devre Şeması

Devrenin Çalışması :

Yukarıdaki elektronik devrede S1, S2 ve S3 basıldığı butona göre Polis, Ambulans veya İtfaiye Sesi vermektedir.


Kullanılan Devre Elemanları :

1 adet UM3561 melodi entegresi
1 adet 100 Kohm potansiyometre
1 adet 150 Kohm direnç
1 adet 10 Kohm direnç
1 adet 2N3904 transistör
1 adet 2N2222 transistör
1 adet 8 ohm hoparlör
3 adet buton

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...