24 Temmuz 2021 Cumartesi

İnsanlarda Çip Kullanımı - İsveç'de Vücuduna Çip Takan İnsanlar - 3 bin İsveçli Neden Çip Takıyor?


3 bin İsveçli neden çip takıyor?

Dünya genelinde, vücuduna çip enjekte edilmiş “cyborg” sayısının 10 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Çok fazla mikroçip şirketinin bulunduğu İsveç, 3 bin kişi ile "çiplenmiş" en fazla insana sahip ülke konumunda.

Geçtiğimiz sene İsveç merkezli Epicenter isimli bir şirket, çalışanlarının derisinin altına çip yerleştirme uygulamasını başlattı.

El derisinin altına şırınga aracılığıyla yerleştirilen pirinç tanesi büyüklüğündeki mikroçipler sayesinde, çalışanlar şirket içindeki tüm cihazları kullanmaya, kimlik kartı olmadan şirkete girmeye başladılar.

Deri altına yerleştirilen çipe “RFID” adı veriliyor. Bir antene sahip olan çip, pile ihtiyaç duymuyor. Şırınga yardımıyla derinin altına yerleştirildikten sonra, bir RFID kodu yolluyor. Bu kod etrafta bulunan teknolojilerle iletişime geçebilmeyi sağlıyor.

Şirketin CEO’su Patrick Mesterton’a göre, çalışanlar bu uygulamadan son derece memnun. Uzmanlar ise deri altına yerleştirilen çiplerle kişilik haklarının kolayca ihlal edilebileceğini ve sağlık gibi çok sayıda gizli bilgiye kolayca ulaşılabileceğini belirtiyor.

Kurumsal dünyada uygulamanın etik tarafı tartışılırken, çip uygulaması kamusal alanda da hayata geçmiş durumda.

İsveç’te bazı trenlerde yolcular e-biletlerini derilerinin atında taşımaya başladılar. Ülke genelinde şu anda tam 3 bin kişi, eline çip enjekte ettirmiş durumda.

Fiyatı 150 dolar

Deri altına yerleştirilen çipin fiyatı 150 dolar. Bu çip, kişisel verileri, kredi kartı numaralarını ve tıbbi bilgileri depoluyor; radyo frekanslarını kullanarak cihazlar ile iletişime geçiyor.

Bugün dünya genelinde, vücudunda çip enjekte edilmiş “cyborg” yani uzaktan kumanda ile hareket eden yapay "canlı" sayısının 10 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Çok fazla mikroçip şirketinin bulunduğu İsveç, en büyük paya sahip ülke konumunda. Hatta insanlar, kendi kendilerine enjekte edebilecekleri çip siparişi bile vermeye başlamış durumdalar. “Çiplendim!” t-shirtlerini giyip gezenler de işin cabası!

İsveçli BioHax firmasının kurucusu Jowan Österlund, The Economist dergisine yaptığı açıklamada, insan vücuduna entegre edilen çiplerin mobil telefonlardan daha güvenli olduğunu, çiplerin “hack”lenmesinin çok daha zor olduğunu söylüyor. Tabi ki, bunun tersini düşünenler de var. RDIF çiplerin GPS’i yok, ama otomatik kapı, printer gibi cihazlarla iletişime geçtiğinde, iz bırakıyor.

Örneğin Meksika’da kaçırılma olaylarına karşı önlem olmak için deri altına çip yerleştirmek moda olmuş durumda.

Deri altına enjekte edilen çipin fiyatı 150 dolar

Peki insanlar bu riski neden alıyor? Bunun başlıca nedeni rahatlık. Temassız işlem, ödeme teknolojisinin olduğu her yer, mikroçip kullanımı için gerekli olan altyapıyı sağlıyor.

Dolayısıyla Kanada’nın ardından dünyanın en az nakit para kullanılan ikinci ülkesi olan İsveç, çip kullanımı açısından son derece elverişli bir ortam sunuyor. Çip kullanımının artmasında ise en büyük rol şirketlere düşüyor. Çin implantlarını algılayan mağazaların sayısı henüz çok sınırlı. Algılayanlar ise hala ciddi sorunlarla karşılaşabiliyorlar. Örneğin İsveç demiryolları yetkilileri yolcuların çiplerini okuduklarında, e-bilet yerine LinkedIn verilerine ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla çipler, henüz sadece dijital iş kartları veya anahtar yerine geçen kartlarda kullanılıyor.

İnsanlarda Çip Kullanımı - Rus Bilim Adamı Vücuduna Taktığı Çiplerle Kapıları Açıyor ve Bankamatik Kullanıyor

 

Mikro çipler, insan hayatını çok kolay hale getirebiliyor. Peki o çipleri vücudumuzda kullanabilir miyiz? Rusya'da bir doktor ellerine yerleştirdiği çiplerle kapıları açıp, bankamatikten işlem yapabiliyor. İşte bilim kurgu filmlerini hatırlatan o görüntüler...

Filmlerde, fantastik romanlarda sıklıkla karşılaştığımız çipler gerçek oldu. Rusya'da bir doktor, kendine yerleştirdiği çiplerle kapıları açabiliyor.

Birçok bilim kurgu filminde kullanılan ve geleceğin teknolojisi olarak adlandırılan çipler bu kez gerçek oldu. Rusya’nın Novosibirsk kentinde doktor olan Aleksandr Volçek, vücuduna yerleştirdiği beş adet çip yardımıyla sadece bir el hareketiyle günlük bazı işlerini halledebiliyor. Bu çipler sayesinde tek bir el hareketiyle kapı açabiliyor, bankamatik kullanabiliyor. Kadın doğum uzmanı olarak çalışan Volçek, sol eline üç, sağ eline iki çip yerleştirdi. Çiplerin boyutları ise iki milimetre ila on üç milimetre arasında değişiyor.

Rus hekim birinci çipini 2014 yılında yerleştirmiş ve altı çipten birini eskidiği için çıkarmak zorunda kalmış. Fakat çipler yeniden programlanabildiği için eskimesi sorun teşkil etmiyor. Çipler derinin altına bir enjektör yardımıyla enjekte ediliyor. Eğer istenirse kalın iğneli bir şırıngayla bile deri altından çıkarılabiliyor.

4 Haziran 2021 Cuma

Gölgesinde Felsefe Kitabı Okuyan Adama Ağacın Verdiği Dersler



Gölgesinde Felsefe Kitabı Okuyan Adama Ağacın Verdiği 10 Ders

Ağacın gölgesinde oturan bir adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı.

Başını kaldırıp ağaca baktı, düşündü ve...

—Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım, dedi.

Ağaç birden dile geldi:

—Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.

Adam heyecanla:

—Seni dinlemek isterim, dedi.

Ağaç konuşmaya başladı:

—At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle sana on tane hayat dersi vereceğim, dedi.

Adam heyecanlanarak:

—Tamam dedi.

Ağaç:

—Dinle o zaman, dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı:

1- Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. 

Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki "yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez" ve "yaşlı kurda yol öğretilmez".

2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. 

Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gereklidir. Güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar.

3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. 

Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran, pirince en çok benzeyen beyaz taştır.

4- Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.

İnsanı geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Engelleri fırsat bilmelisiniz.

5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. 

Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç gücünü gövdesinden değil kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?

6- Ağaç yapraklarıyla gürler. 

Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur, onlarla tamamlanır. İnsan beraber olduğu ailesiyle varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.

7- Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. 

Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.

8- Meyveli ağacı taşlarlar. 

Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.

9- Her ağaç kendi toprağında büyür. 

Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.

10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. 

Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Ağacı ve ormanları koruyun, çevrenizi yeşillendirin. 

—Sözü şöyle bitireyim, insanların kulağına küpe olsun. Her şey bir ağacı sevmekle başlar. Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.

23 Mayıs 2021 Pazar

Bu Dünya Hangimizin - Değmez Bu Dünya - Abdurrahim Karakoç



Bu Dünya Hangimizin

Bırak deli Haydar-bırak be gardaş
Kafayı bozmaya değmez bu dünya
İsterse hızlı dönsün isterse yavaş
Sen seni üzmeye değmez bu dünya

Fani diyen varsın desin sana ne
Gönül veren gitsin versin sana ne
Haydut vursun hırsız yesin sana ne
Gücenip kızmaya değmez bu dünya

Nerde kan akıtıp kavga verenler
Nerde şimdi sefasını sürenler
Ne götürdü kucağına girenler
Bir yırtık çizmeye değmez bu dünya

Kulpu yok ki neresinden tutasın
Sana göre lokma değil yutasın
İçine gireni Allah kurtarsın
Üstünde gezmeye değmez bu dünya.

Gel gitme kal desem kalamazsın ki
Ortadan böl desem bölemezsin ki
Git tekrar gel desem gelemezsin ki
Aldanıp azmaya değmez bu dünya

Almak-satmak, tapu-senef nafile
Toplayıp yığdığın servet nafile
Sıla nafiledir, gurbet nafile
Yağmaya tozmaya değmez bu dünya

Sınırlar çizilmiş konulmuş yasak
Beş para etmezdi bizler olmasak
Kısmen göz yaşı kan-kısmen kir pasak
Yıkayıp süzmeye değmez bu dünya

Senin benim ne ki? Küçük mü dar mı?
Hani kimin dostu, kimseye yar mı?
İnsan öldürmenin manası var mı?
Karınca ezmeye değmez bu dünya

Misafirsin, misafirlik suç değil,
Bakacaksan uzaktan bak, güç değil
Eti yenmez, koyun değil koç değil
Derisini yüzmeye değmez bu dünya

Kabuktur, manayı unutturmasın
Babayı, anayı unutturmasın
Boş hayal mevlayı unutturmasın
Tırnakla kazmaya değmez bu dünya

Arkası karanlık önü karanlık
Yarını karanlık, dünü karanlık
Kendine çağırır seni karanlık
Bir küçük hüzmeye değmez bu dünya

Cazibesi özelliği yok demem
Nakış nakış güzelliği yok demem
İki günde kaçar gider çok demem
Anlayıp sezmeye değmez bu dünya

Unutma ki yolcu yolunda gerek
Yolcunun azığı belinde gerek
İnsanlar insanlık halinde gerek
Mestolup sızmaya değmez bu dünya

Bilesin ha canım Haydar bilesin
Seni bekler soğuk mezar bilesin
Ebediyet ötede var bilesin
Tek satır yazmaya değmez bu dünya

Şair: Abdurrahim Karakoç

22 Mayıs 2021 Cumartesi

72 Koğuş (Orhan Kemal) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



KİTABIN ADI: 72. KOĞUŞ

KİTABIN YAZARI: ORHAN KEMAL

KİTABIN KONUSU: 72. Koğuş’ta yaşanan hazin olaylar ve Ahmet Kaptan’ın sonu ölümle noktalanan cezaevi yaşamı anlatılmaktadır.

KİTAP HAKKINDA BİLGİ :

Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olan Orhan Kemal’in başyapıtlarından biri olan 72. Koğuş, insan haysiyetinin düşebileceği en dipsiz kuyunun hikâyesidir Tüm yapıtlarında her şeye rağmen insana olan inancını ve sevgisini korumuş olan Orhan Kemal, bu derin çukura yuvarlanmış olan insanların, en yakınını bile üç kuruşa vurabilecek kadar alçalmış olanların dünyasını bir koğuşun karanlığında anlatırken bile direnişin sesini duyuruyor okurlarına. Alçalışın bile yok edemeyeceği insanlık onurunu dile getiriyor.

Orhan Kemal'in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Orhan Kemal'in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir.

(Tanıtım Bülteninden)

KİTABIN ÖZETİ: 

72. Koğuş, Adembabalar olarak da anılmaktadır. Adam öldürmek ve hırsızlık yapmaktan sabıkalı olan fakir ve kimsesiz kişiler bu koğuşta kalmaktadır. Ahmet Kaptan cinayetten tutukludur ve yıllar sonra annesi 150 lira para göndermiştir. Bu para beton üstünde yatan, izmaritine zar atan fakir insanların bulunduğu koğuşta büyük mutluluk uyandırır. Ahmet Kaptan bu parayla fasulye pişirtir, sigara aldırır, çay yaptırır. Koğuşta her akşam tencere kaynamaya başlar. Koğuştakiler serseri değildir artık ve gardiyanlara bile kafa tutmaya başlarlar.

Ahmet Kaptan’ın has adamı olmaya çalışanların arasında da bir rekabet başlar. Etrafındakiler paradan nemalanmaya çalışırlar. Çevresindekiler Ahmet Kaptan’ı parayı çoğaltması için kumar oynaması gerektiğine ikna ederler. Ahmet Kaptan parayı arttırma düşüncesinden dolayı Sölezli’nin koğuşunda kumar oynar. Kumarda da kazanan Ahmet Kaptan’ın Adembabalar Koğuşu iyice zenginlemeye başlar. Bobi adlı bir hükümlü ise para söğüşlemek için kadınlar koğuşundaki Fatma ile Ahmet Kaptan arasında bir ilişki ortaya çıkarır.

Ahmet Kaptan’a Fatma’nın sürekli kendisinden bahsettiğini söyler ve onun ağzından mektuplar yazar. Ahmet Kaptan âşıktır artık. Ancak Fatma’nın tahliye olması ile Ahmet Kaptan hep onun yolunu gözler. Artık zar atmayan Ahmet Kaptan gittikçe de fakirleşmeye başlar. 72. Koğuş’takiler de bundan etkilenir. Her şeyleri satılır, yatakları bile. Ahmet Kaptan ise ceketini bile Fatma üşümesin diye kendisini kandıranlara verir ve bir sabah kış mevsiminde cezaevi demirlerine yapışmış halde ölü olarak bulunur.

KİTABIN KARAKTERLERİ-KİŞİLERİ:

Ahmet Kaptan: Adam öldürmekten sabıkalı bir şahıs ve romanın başkahramanıdır. Annesinin gönderdiği para ile 72. Koğuş’u ihya eden Ahmet Kaptan, kendisinden para koparmaya çalışan Bobi adında bir kişinin başlattığı Fatma’yla aşk oyunu neticesinde sonu yoksulluk ve ölüm olan bir yola girer.

Bobi: Ahmet Kaptan’dan para almak için Fatma aşkını ortaya çıkartan adamdır. Kadınlar koğuşuna çamaşır götüren çamaşırcıdır. Koğuşun yeniden fakirleşmesine ve Ahmet Kaptan’ın donarak ölmesine neden olmuştur.

Fatma: Ahmet Kaptan’ın aşık olduğu kadındır. Bobi’nin ortaya attığı sahte mektuplaşmalar ile aşkı büyümüştür. Cezaevinin parmaklıklarında onu beklerken donmuştur.

15 Mayıs 2021 Cumartesi

Kaliteli İçerikler Çıkarabilmek İçin Yapılması Gerekenler Nedir?

 


İçerik üretmek hakkında bilgi sahibi olmadan önce kaliteli içerik nedir bunu öğrenmeliyiz. Kaliteli içerik okuyucunun beklentisini karşılayacak seviyede bilgi içeren, açık ve anlaşılır bir üslupla yazılmış olan yazılara denebilir. Paragraflar birbiriyle anlam bakımından paralel ilerlemeli ve gerek noktalama ve imla, gerekse kip ve çekim bütünlüğü açısından doğru bir kullanıma sahip olmalıdır. Okuyucuya verdiği bilgiler ölçüsünde onda bir fikir uyandırmalı ve ona fayda sağlamalıdır. Tekrara düşmeden yalın yazılmalı ancak bu yalınlık basit cümlelerin doğurduğu bir yalınlık olmamalıdır. Kelimelerle onları yormadan ve anlamları dışına çıkmadan oynayabilen ve kelime dağarcığı da bu ölçüde geniş olan insanlar kaliteli içerik üretebilir. Ayrıca bir içeriğin kaliteli olarak nitelendirilmesi için sahip olması gereken diğer özelliği de özgünlüktür. Yeterince özgün olmayan yazıların tutunma şansı yoktur.

Kaliteli içerik için püf noktalar:

Hedef ve strateji belirleme, bir içerik üretmek için planlama aşamasında yazılı bir stretejisi olan üreticilerin diğerlerine nazaran daha başarılı olduğu görülmüştür. Hatta sadece sosyal medyada içerik üretenler için yıllık içerik fikirleri üretmek bile başlı başına bir sektör haline gelmiş durumdadır.

Hedef kitlesini iyi tanıma,
İçeriği oluşturma aşamalarına geçmeden önce pazar analizi yapmakta oldukça önemlidir. İçeriğin sunulacağı ve okuyucu olarak adlandıracağımız kitlenin beklentileri ve özellikleri araştırılmalıdır. Hangi yaş grubunda, hangi meslekte ne gibi uğraşları olan insanlara seslendiğimizi bilmeli ve bu insanların bizden ne istediğini iyice kavramalıyız.

Konu ve içerik hakkında ön araştırma yapma, Yazma aşamasına gelecek olursak bu süreçte öncelikle konu hakkında araştırma yapılmalıdır. Gerekli kaynaklardan veya kişilerden bilgiler toplanmalı, görsel veya işitsel kaynaklardan faydalanılmalıdır. Bu şekilde yazıda alıntı yapmak veya bilgiyi öğrenerek fikirsel olarak ortaya sunmak için bu araştırma sonuçları kullanılabilir.

Anahtar kelimeleri belirleme, Daha sonra yazının akışını belirleyecek ilk akla gelen kelimelerden oluşan bir anahtar kelime listesi oluşturulmalıdır. Bu yöntem sayesinde henüz daha yazıyı oluşturmadan bile yazının nerelere değineceğini, hangi konulara uzanabileceğini kestirebiliriz. Ve ilk başta akla gelen konuların yazının ilerleyen aşamalarında unutulmamasını da sağlar.

Daha sonra uygun bir şekilde yazı yazılmaya başlanır ve biraz doğaçlama biraz araştırma sonuçlarımız ışığında anahtar kelimelerimizden de destek alarak yazı şekil almaya başlar. Ve son kontrollerin ardından yazı yayına hazır olur.

Özgün olma,
içeriği oluştururken kendinize has bir tarz belirlemeli ve o çizgide işler ortaya çıkarmalısınız. Kendinize ait fikirleriniz olmalı ve bu fikirleri kendi cümlelerinizle aktarabilme yeteneğine sahip olmalısınız.Doğal ve samimi olmak her zaman size fayda sağlayacaktır.

Uygun görsellerle içeriği destekleme, içeriği öne çıkaracak, konuyla uyumlu, okuyucunun dikkatini çekecek görsellerle içerik zenginleştirilmelidir. Bu sayede yazının okunurluğu artırılabilir.

Okuyucuya fayda sağlama, yazdığınız içerikler insanlara bir şeyler katabilmeli, onları düşündürmeli veya eğlendirmelidir. Bu sebeple yazacağınız konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmalısınız.

Tüm bu kriterler doğrultusunda çıkardığınız işlerin daha kaliteli olduğunu sizlerde fark edecek ve çevrenizden aldığınız olumlu geri dönüşlere sevineceksiniz. Unutulmamalı ki herkes bir şeyler yazabilir ancak bir okur kitlesi oluşturacak kadar iyi olmak büyük bir deneyim ve bilgi birikimi ister. Bu yüzden aslında bu işin en önemli püf noktası yazmayı bırakmamak ve sürekli çabalamaktır.

Hangi Besinler İnsana Mutluluk Verir?



İçinde bulunduğumuz hayatın yoğun karmaşası çoğu zaman kendimizi mutsuz hissetmek için yeterli bir sebep olabiliyor. Ruh halimizi düzenlemek ve kendimizi daha iyi hissetmek için tüketeceğimiz besinlere dikkat etmek de oldukça önemli bir yere sahip. Mutluluk veren besinler elbette stresi azaltıyor ancak sağlıklı beslenmek ve kilo almamak için tükettiğimiz miktarlara dikkat etmeliyiz. Özellikle stresli zamanlarımızda çiğneme refleksimizin artmasında dolayı çabuk sakinleşmek adına daha sert ve tatlı yiyecekler tercih edilmektedir. Bunun yanında ayak üstü yenen fast food türü yiyecekler de kolay yoldan doygunluk sağladığı için kişiye geçici mutluluk vermesinin yanında kalorileri oldukça yüksek besinlerdir. Geçici mutluluğun insan sağlığını bozacak düzeyde kalıcı kilolara dönüşmemesi adına bu tarz gıdalar sınırlı düzeyde tüketilmelidir.

Mutluluk sağlayan hormonlar nelerdir?


Endorfin

Bu hormon sinirleri uyuşturarak ağrıların ve acının şiddetini azaltmada morfinden yaklaşık 30 kat daha etkili olan doğal bir ağrı kesicidir. Endorfin ismi vücudun içinden gelen anlamındaki endojen ve ağrı kesici anlamındaki morfin kelimelerinin birleşiminden oluşur.

Serotonin

Serotonin hormonu ruh hali için doğal bir dengeleyici olarak kabul edilir. Normal bir seviyede üretildiğinde daha sakin, mutlu, zinde ve canlı hissetmemize yardımcı olur. Düşük seviyede üretildiğinde ise anksiyete ve depresyonu artırabilir, kaygi ve uyku bozukluklarına sebep olabilir. Açlık, yorgunluk, stres, ışık ve tüketilen besinler vücuttaki serotonin düzeyini önemli ölçüde etkilemektedir.

Dopamin

Dopamin, hazzın kaynağı olarak bilinir. Zevk ve ödül ile ilişkilendirilmiş kimyasal bir habercidir. Yemek veya alışveriş yapmak gibi zevk alınan bir aktivite için beklentiye girildiğinde bile vücuttaki dopamin oranı artış gösterebilir. İyi hissettirme işlevinin yanı sıra nörolojik, psikolojik ve fizyolojik işleyişte de önemli rol oynar. Motor kontrolü, sindirim, hafıza ve odak, ruh hali, kan akışı, uyku gibi durumlar üzerinde etkilidir.

Melatonin

Başlıca görevi vücudun biyolojik saatini, yani uyku uyanıklık dengesini düzenlemektir. Bunun yanı sıra kan basıncını, vücut ısısını ve vücutta bulunan yağ hücrelerini düzenleyerek dengede tutar. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve göz sağlığı için de oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalarda melatonin hormonunun birçok tümör çeşidinde büyümeyi sınırlandırdığı hatta belli dozlarda verildiğinde yok edici etkiye sahip olduğu görülmüştür.

Oksitosin

Oksitosin hormonu, üreme sisteminde önemli bir yere sahiptir. Kadınlarda rahim kaslarının kasılmasını sağlayarak doğumu başlatır, doğum sonrasında ise anne sütünü kadın memesine taşır. Anne ve bebek arasındaki bağın oluşmasını destekleyen oksitosin aynı zamanda tanıma ve güven gibi duyguların oluşmasında dolayısıyla sosyal ilişkilerde etkilidir.

Hangi Besinler Mutluluk Verir?

Muz: A,C, B6 vitaminleri ve potasyum açısından zengin olan muz, vücuttaki serotonin değerini yükselterek kişinin kendini daha iyi ve mutlu hissetmesine yardımcı olur.

Çikolata: Çikolatanın duygu durumunu dengelemede önemli bir rolü vardır. Bu rol genellikle kakaonun seratonin ve triptofan gibi önemli bileşikleri içermesiyle ilişkilidir.

Çilek: İçerdiği hormonlarla bağışıklık sistemini güşlendirirken aynı zamanda serotonin hormonunun artmasına yardımcı olur.

Kinoa: Vitamin, magnezyum, aminoasit ve kalsiyum bakımından zengin olan kinoanın kuvvetli bir antidepresan etkisi yarattığını kanıtlayan çalışmalar bulunmaktadır.

Üzüm: Bol miktarda antioksidan içeren üzüm uzmanlar arasında doğal bir hediye olarak nitelendirilir. Antioksidanların depresyon anksiyete ve fiziksel sağlık sorunlarına iyi geldiği bilinen gerçekler arasındadır.

Somon: Somon ruh halimizi düzenlemeye yardımcı olan Omega3 asitlerini bol miktarda içerir. Somonun cilde ve saça iyi geldiğine hatta mutluluk görüntüsü yarattığına dair çalışmalar bile vardır.

Kuru İncir:
Serotonin içeren kuru meyvelerin başında gelir. Ara öğün olarak tercih edilen kuru incir kan şekerini düzenler ve kaygı seviyenizi azaltır.

Tahıl Salataları:
Nohut, buğday, fasulye gibi tahıl içeren salataların tüketilmesi stresle baş etmede yardımcı olur.

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...