16 Nisan 2018 Pazartesi

Sol Kolu Olmayan Tek Kollu Judocu Çocuk, Eksikliklerimize Rağmen Başarılı Olmak



İnsanların eksiklikleri bazen, aynı zamanda en güçlü tarafları olabilir. Yeter ki bu eksiklik kafalarında, düşüncelerinde, cesaretlerinde ve aldıkları kararlarda olmasın.

Japonya’da bir çocuk 10 yaşındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş.

Oysa çocuğuk büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş.

Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya’nın ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş.

Judo hocası getir çocuğu da bir bakalım, demiş.

Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına. Hoca çocuğu süzmüş ve ”Tamam. Yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz.” demiş.

Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve ” bu hareketi çalış ” demiş.

Çocuk bir hafta aynı hareketi çalışmış. Sonra hocasının yanına gidip ”Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz?” demiş.

Hocanın cevabı: Çalışmaya devam et, olmuş.

Aradan 2 ay, 3 ay, 6 ay derken çocuk judo okulundaki bir yılını doldurmuş. Çocuk bir yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış çalışmış.

Hocanın yanına tekrar gitmiş ”Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum bana başka hareket göstermeyecek misiniz? ”

Hoca: Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz.

Aradan 2 yıl ,3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10. yılını doldurmuş.

Bir gün hocası yanına gelip “Hazır ol. Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın.”

Delikanlı şok olmuş. Hem sol kolu yok hem de judo da bildiği tek hareket var.

Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş ama hocasına saygısından ses çıkarmamış.

Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış.

Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. Derken ikinci ,üçüncü maç… çeyrek final, yari final ve final…

Finalde delikanlının karşısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış.

Tam bir üstat, delikanlı dayanamayıp hocasının yanına koşmuş.

─ Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakın hele. Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var. Bu kadar bana yeter. Bari çıkıp ta rezil olmayayım izin verin turnuvadan çekileyim.

─ Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de namusunla yenil.

Çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve rakibini yenmiş. Judo şampiyonu olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş:

─ Hocam nasıl oldu bu iş ? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım ?

─ Bak oğlum, 10 yıldır aynı hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde bu zor judo hareketini senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu birincisi...

İkincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir.!

Eksikliklerini tanı,

Güçlü yönlerini keşfet,

Bir konuda çok çalış,

En iyi olmayı hedefle,

Zorlu rakiplerden korkma...

11 Nisan 2018 Çarşamba

Elektrik Akımı Ölçümü, Ampermetre Yapısı, Bağlantısı, Pensampermetre Nedir?

Elektrik Akımı ve Tanımı

Birim zamanda, bir yönde meydana gelen elektron hareketine elektrik akımı denir.

Elektrik akımı, iletkenlere uygulanan potansiyel farkın iletken atomunun son yörüngesindeki elektronları kendi yörüngesinden koparıp bir yönde ötelemesi ile meydana gelir. 

Elektrik akımı “I” harfi ile gösterilir.  Birimi amper dir.

Akım şiddeti ampermetre ile ölçülür.

Ampermetre Yapısı ve Çeşitleri 

Elektrik akım şiddetini ölçmede kullanılan ölçü aletlerine ampermetre denir. 

Ampermetrelerin elektrik devrelerindeki sembolü, daire içinde “A” ile ifade edilir. 

Ampermetreler devreye seri bağlanır, çünkü alıcı veya alıcılardan geçecek akımın ölçülebilmesi için akımın tamamının ampermetreden geçmesi gerekmektedir. 

Ampermetreler devreye seri bağlandıklarından, ölçüm yaptıkları devrelerde bir yük gibi akımı sınırlandırıcı etki yapmamaları gerekmektedir. Bu yüzden ampermetrelerin iç dirençleri çok küçüktür (0-1 Ω) ve yanlışlıkla paralel bağlanmaları durumunda üzerinden çok büyük akım geçeceğinden kısa sürede kullanılmaz hale gelebilirler.

Akım şiddetini ölçen bu aletler dijital, analog ve pens ampermetreler olarak çeşitlere sahiptir. 

Ampermetreler ölçülecek değere göre mA seviyesinden kA seviyesine kadar ölçme alanına sahip olarak imal edilmektedirler. 

Ölçülecek akımın DC veya AC olmasına göre, DC ampermetresi veya AC ampermetresi kullanılmalıdır.

Ampermetreyi Devreye Bağlama ve Akım Ölçme 


Akım ölçme işlemi yapılmadan önceki en önemli nokta ölçüm yapılacak akıma uygun ampermetre seçmektir. Ampermetre seçimi yapılırken aşağıda belirtilen hususlara kesinlikle dikkat edilmelidir: 

Ampermetreler devreye seri bağlanır. 

Akım çeşidine uygun (AC-DC) ampermetre seçilmelidir. 

Ampermetrenin ölçme sınırı, ölçülecek akım değerinden mutlaka büyük olmalıdır. 


Alternatif akım ölçmelerinde ampermetreye bağlanan giriş ve çıkış uçları farklılık göstermezken doğru akımda “+” ve “–“ uçlar doğru bağlanmalıdır. Aksi takdirde analog ölçü aletlerinde ibre ters sapar dijital ölçü aletlerinde değer önünde negatif ifadesi görünür. 

Ölçülecek akım değerine uygun hassasiyete sahip ampermetre seçilmelidir. μA seviyesindeki akım, amper seviyesinde ölçüm yapan bir ampermetre ile ölçülemez. 

Enerji altında hiçbir şekilde ampermetre bağlantısı yapılmamalı ve mevcut bağlantıya müdahale edilmemelidir.

Akım Transformatörleri 


Büyük değerli akımların ölçülmesinde akım transformatörleri kullanılır. 

Akım transformatörlerinin primer sargısından ölçülecek akım sekonder sargısından ise ölçü aleti akımı geçer. Örneğin, 100/5 dönüştürme oranına sahip bir transformatörün primer sargısından 100 A akım geçerken sekonder sargısından ve sekonder sargısına bağlı ölçü aletinden 5 A akım geçer. 

Burada akım transformatörünün görevi büyük değerli akımı ölçü aletini tehlikeye sokmayacak değere düşürerek güvenli ölçme sağlamaktır. 

Akım transformatörlerinin primer uçları K-L, sekonder uçları k-l olarak gösterilir. 

Akım transformatörleri, hassasiyet sınıfı ve dönüştürme oranlarına göre seçilerek kullanılır. 

Akım transformatörlerinde sekonder sargı uçları açık bırakılmamalıdır. Bu durum akım trafosunun yanarak kullanılmaz hale gelmesine neden olabilir. 

1000 A kadar akım transformatörleri aşağıda verilmiştir: 10-15-20-30-50-75-100-150-200-300-400-600-800-1000 / 5 şeklindedir.

Akım transformatörünün primeri, akım değeri ölçülecek enerji hattına; sekonder uçları da ölçü aleti uçlarına bağlanmalıdır.

Ayrıca sekonder sargı uçlarından birinin mutlaka topraklaması gerekir.

Pens Ampermetreler 


Pens ampermetreler dijital ve analog olmak üzere çeşitli tipte, değişik özelliklere sahip olacak şekilde üretilmektedir. 

Pens ampermetreler, akım ölçme işlemini daha pratik hale getirmek için ampermetre ve akım trafosu aynı gövde içerisinde birleştirilerek oluşturulmuş ölçü aletleridir. 

Aletin gövdesinden dışarı doğru açılan demir nüvesi, pens gibi açılıp kapanacak şekilde yapılmıştır. Böylece akımı ölçülecek iletken kesilmeden pens içerisine alınır. 

Pens içerisindeki iletken tek sipirlik primer sargı görevi görerek etrafında oluşan manyetik alan pens şeklindeki nüveden geçerek alet içerisindeki sekonder sargıda bir gerilim meydana getirir ve akım değeri bu şekilde tespit edilir. 

Pens ampermetrelerde pens içerisine yalnız akımı ölçülecek iletken alınmalıdır. 

Pens içerisinde birden fazla iletken alınırsa ölçülen akım değeri şu şekilde yorumlanmalıdır. İletkenlerden aynı yönde akım geçiyor ise ölçülen değer bu akımların toplamına, zıt yönlü akım geçiyor ise farkına eşittir.

Çeşitli Birimlerin Onluk Sistemdeki Ast ve Üst Katları İsimleri, Büyüklükleri ve Birbirine Dönüşümleri Nasıl Olmaktadır?

Çeşitli birimlerin ondalık sisteminde alt ve üst katları aşağıda verilmiştir.


Alt kattan üst kata dönüşüm yapılırken sıfır silinir.

Örnek: 10.000 amper = 10 kiloamper


Üst kattan alt kata dönüşüm yapılırken sıfır eklenir.

Örnek : 5 kilovolt = 5.000 volt

Çarpı Katsayısı
SI Öneki
Bilimsel Gösterim
1 000 000 000 000 000 000 000 000
yotta (Y)
1024
1 000 000 000 000 000 000 000
zetta (Z)
1021
1 000 000 000 000 000 000
exa (E)
1018
1 000 000 000 000 000
peta (P)
1015
1 000 000 000 000
tera (T)
1012
1 000 000 000
giga (G)
109
1 000 000
mega (M)
106
1 000
kilo (k)
103
0,001
milli (m)
10-3
0,000 001
micro (µ)
10-6
0,000 000 001
nano (n)
10-9
0,000 000 000 001
pico (p)
10-12
0,000 000 000 000 001
femto (f)
10-15
0,000 000 000 000 000 001
atto (a)
10-18
0,000 000 000 000 000 000 001
zepto (z)
10-21
0,000 000 000 000 000 000 000 001
yocto (y)
10-24

Sesin Tanımı, Özellikleri, Ses Şiddeti Ölçümü, Gürültü, Desibelmetre Nedir?


Sesin Tanımı :

Maddesel bir ortamda (katı, sıvı veya gaz) meydana gelen titreşimler ses olarak isimlendirilir.

Işıkta olduğu gibi ses de oluşan bu titreşimlerin frekansına göre değişir. Bu değişik frekanstaki sesler müzikte farklı notalar olarak isimlendirilir.

İnsan kulağı, kulak zarı vasıtasıyla bu ses titreşimlerini hisseder ve beyinde duyma olayı gerçekleşir.

Işıkta belirli frekans aralığındaki renkleri görebildiğimiz gibi ses dalgalarını da belirli bir frekansa kadar duyabiliriz. 

Ses veren herşey titreşir. Bu titreşimler belli frekanslarda olmaktadır. İnsan kulağı 20Hz ile 20.000 Hz frekansı arasındaki sesleri duyabilir. Bazı canlılar bizim duyamadığımız yüksek frekanslı sesleri duyabilirler. Köpekler 50.000 Hz, kedi 65.000 Hz, yarasalar 120.000 Hz ve yunus balığı 150.000 Hz frekansına kadar olan sesleri duyabilirler.


Ses, yayılmak için mutlaka maddesel bir ortama ihtiyaç duyar. Yani boşlukta ses yayılmaz. Örneğin, ay yüzeyinde atmosfer olmadığından atom bombası patlaması bile olsa hiçbir ses duyulmaz. Ses, içinde bulunduğu ortamın yoğunluğuna göre değişik hızlarda yayılır.

Sesin hızı, ışık hızına göre çok azdır. Ses saniyede 340 m yol almaktadır. Sesin yayılma hızı ortamın sıcaklığına bağlıdır. Sıcaklık arttıkça yayılma hızı artar. Sesin yayılma hızı ortamına da bağlıdır. Ses en hızlı katı maddelerde yayılır.

Bir ses kaynağından çevreye yayılan ses dalgaları, sert bir yüzeye çarptıklarında doğrultularını değiştirerek yansımaya uğrar. Çevremizdeki seslerin bir kısmını yansıma sonucunda duyabilmekteyiz.

Ses Seviye Birimi, Desibel (db) 

Ses, atmosferde yayılırken yayılma doğrultusunda basınç farklılıkları oluşturur. Ses şiddeti bu basınç farkının büyüklüğüdür. Ses şiddeti birimi bel olarak ifade edilir. Bu büyük bir birim olduğu için 10 kat düşük olan desibel (db) kullanılır.

İnsan kulağı için ;

0 – 30 db arası kısık sesler, 

30 – 60 db arası gürültülü sesler, 

85 db den fazlası ise kulakta fiziksel hasarlar bırakabilecek ses şiddetidir. 

Örneğin, normal konuşma şiddeti 40 - 50 db civarıdır. Demir testeresi, küçük makineler 60 - 80 db civarında ses çıkarır. Asfaltları delen havalı kompresörler ise 90 db değerindedir. Bu şiddette sese uzun süre korumasız maruz kalmak kalıcı fiziksel hasarlara neden olabilir.

Ses Seviyesi Ölçü Aletleri, Desibelmetre


Ses seviyesini ölçen aletlere desibelmetre denir. Desibelmetre, ses şiddetini algılamak için bir mikrofon ve bu mikrofondan gelen sinyalleri değerlendirecek gövde kısmından oluşur. Mikrofondan gelen ses şiddetiyle orantılı elektrik sinyalini desibel cinsine dönüştürerek ekranına verir.

10 Nisan 2018 Salı

Işığın Tanımı, Işık Birimleri, Lumen, Candela, Lux, Işık Şiddeti Ölçümü, Luxmetre


Işığın Tanımı

Işık, doğrusal dalgalar hâlinde yayılan elektromanyetik dalgalara verilen addır.

Işığın ve tüm diğer elektromanyetik dalgaların temel olarak üç özelliği vardır:

Frekans: Dalga boyu ile ters orantılıdır, insan gözü bu özelliği renk olarak algılar.

Şiddet: Genlik olarak da geçer, insan gözü tarafından parlaklık olarak algılanır.

Polarite: Titreşim açısıdır, normal şartlarda insan gözü tarafından algılanmaz.

Işık, bir dalga formunda olduğundan belli bir frekans değerine sahiptir. Sahip olduğu frekansa göre ışığın rengi değişir. İnsan gözü kırmızı ve mor arasında renkleri görebilecek yetenektedir. Eğer ışığın frekansı daha da artarsa görme sınırımızın dışına çıkar ve morötesi ışık adını alır. Tam tersine frekans azalarak kırmızıdan daha düşük frekansa inerse kızılötesi ışık adını alır.

Örneğin, televizyon kumandası çalışırken kızılötesi ışık yayar. Bunu çıplak gözle göremeyiz ancak bir cep telefonu kamerası ile bakacak olursak gözün göremediği frekanstaki ışığı görebiliriz.

Işık, bir ışımanın ışık kaynağından çıktıktan sonra nesnelere çarparak veya direkt olarak yansıması sonucu canlıların görmesini sağlayan olgudur. 

Kendiliğinden ışık yayarak görülebilen cisimlere ise ışık kaynağı adı verilir.

Görünür ışığın dalga boyu 380 nm ile 760 nm arasındadır. Elektromanyetik tayfta bu alan kızılötesi ile morötesi arasında yer almaktadır.


Örneğin, 470 nm‘lik bir dalga boyundaki ışık mavi, 540 nm‘lik bir dalga boyundaki ışık yeşil ve 650 nm‘lik dalga boylu ışık kırmızıdır.


Işık Seviye Birimi

Işık Ģiddeti ve aydınlanma ile ilgili bilinmesi gereken 3 tane büyüklük vardır. Bunlar sırasıyla aşağıda verilmiştir.

1. Lümen

Işık yayan bir kaynağın birim zamanda yaydığı ışık miktarı birimine lümen (lm) adı verilir. Işık akışı şiddetidir.

2. Candela

Belli bir lümen değerine sahip ışık yayan bir kaynağın ışığı değişik doğrultulara yayılır. Örneğin; bir mumdan çıkan ışık, odanın her yanına 360 o dağılır. Veya bir el fenerinden çıkan ışık belli bir açı genişliğinde önünü aydınlatır. Bu yayılan ışığın belirli bir yöne doğru olan ışıma şiddetinin birimine candela (cd) adı verilir. Işık şiddetidir.

3. Lux


Belirli bir yüzey üzerine düşen toplam ışık miktarıdır. Yani bir yüzeyin ne kadar aydınlık olduğunun ölçüsüdür. Kaynağın gücü lümen, aydınlanacak yüzey alanı metrekare olduğuna göre birimi lümen / metrekaredir. Bu birim kısaca lux olarak da isimlendirilir.

Işık Seviye Ölçü Aletleri, Luxmetre


Bir ortamda sağlıklı bir aydınlatma olup olmadığının tespiti gibi alanlarda ortamın ışık seviyesinin ölçülmesi gerekir. Işık seviyesini ölçen bu tür aletlere luxmetre denir.

Luxmetre, bir adet ışık detektörü ve bu detektörden ışık şiddetine bağlı olarak gelen sinyali değerlendirip gösteren gövde kısmından oluşur. Bu detektör, genel olarak bir güneş pilidir. Üzerine düşen ışık şiddetiyle orantılı olarak gerilim üreten bu elemanın ucundaki gerilim değeri bize ışık şiddetini verir. Bir ortamın ışık şiddeti ölçüleceği zaman ortamda ışığın eşit olarak dağılmış olmasına dikkat edilir, luxmetrenin detektörü ışığa dik olacak şekilde tutularak ölçüm yapılır. Oda çok geniş veya ışık eşit dağılmamışsa değişik noktalardan ölçülerek değerlendirme yapılmalıdır.

9 Nisan 2018 Pazartesi

Devir Sayısı Ölçme, Takometre Çeşitleri ve Stroboskop

Devir Sayısı Ölçme ve Takometre Çeşitleri

Döner makinelerin devir sayısını ölçmede kullanılan aygıtlara takometre (turmetre) denir.

Sanıldığının aksine hızı ölçmez, dakikadaki devir (tur) sayısını ölçer.

Devir, dönen bir cismin birim zamanda yaptığı tam dönüş (tur) sayısıdır. Devrinin ölçülmesi istenilen cisim de elektrik-elektronik teknolojisinde genellikle bir motor mili veya bir aracın tekerleğidir. Burada yine birim zaman söz konusu olduğu için;
Devir = Tur / Zaman şeklinde formüle edilebilir.

Bir elektrik motorunun devri için birim zaman dakikadır. Bir motorun devir sayısını açıklamak için birim devir/dakika olur. Örneğin, bir dakikada 800 dönüş yapan bir motor mili için 800 devir/dakika ifadesi kullanılabilir.

Bazı ölçü aletlerinde veya motor etiketlerinde dakikadaki dönüş sayısı RPM harfleriyle de ifade edilmektedir. Bu da İngilizce dakikadaki dönüş sayısı ifadesinin baş harfleridir.

Makine miline değerek devir sayısı ölçen turmetreler yaygın olarak kullanılan devir ölçme aygıtıdır. Genel olarak takometreler analog ve dijital olarak ikiye ayrılır.

1. Analog Takometreler :

Aletin uç kısmında bulunan parça plastikten yapılmış olup devir sayısı ölçülecek makinenin miline değdirilir. Bu tip takometrelerin el tipi olduğu gibi, devri ölçülecek makinenin miline montajı yapılanlar da vardır. Analog takometrelere, arabalardaki devir ölçerler ile bisikletlerde kullanılan hız göstergelerini örnek olarak gösterebiliriz. 

2. Dijital Takometreler :

Elektro-optik takometrelerdir. Elektro optik bir algılayıcıdan bir ışık huzmesi gönderilir. Dönen cismin üzerindeki bir noktadan periyodik olarak geri dönen ışık toplanır. Bu yansıma elektronik devre tarafından algılanır. Bu ışığın periyodu dönen cismin periyodu ile aynıdır. Frekansı gerilime çeviren devre sayesinde devir sayısı ölçülmüş olur. 

Stroboskop 

Hızla dönen bir tekerleğe baktığımızda bazen tekerin duruyor veya geriye doğru dönüyor gibi göründüğünü hissederiz. Bu bir göz yanılgısıdır. Buna stroboskopik etki denir. 

Bu etki kullanılarak dönen cisimlerin devir sayıları ölçülebilir. Stroboskop, ayarlanabilir frekansta yanıp sönen bir lambadan oluşan devir ölçü aletidir. Yanıp sönen ışığı devir sayısı ölçülecek motorun miline tutularak frekansı mil duruyor gözükene kadar ayarlanır. Frekans ayarlandıkça ışığın yanıp sönme hızı değişecek ve bir noktada motor mili sanki dönmüyormuş gibi görünecektir. İşte bu anda stroboskopin frekansı motor devrine eşitlenmiş demektir. Stroboskop üzerindeki frekans göstergesinden o anki değer okunarak motor devir sayısı ölçülmüş olur. 

Stroboskobun bize sağladığı yarar, takometrede olduğu gibi motor miline fiziksel bir temas olmasına ihtiyaç duymamasıdır. 

Bazı yerlerde devri ölçülecek sisteme dokunamayabiliriz. Veya takometreyle dokunduğumuzda dönüş hızını etkilemiş oluruz ve ölçümümüz yanlış çıkar. Stroboskop kullanımıyla bu tür sakıncalar giderilmiş olur.

8 Nisan 2018 Pazar

Hayat Kavanozu, Önce Büyük Taşlar, Önce Değer Verdiklerimiz


Bir profesör öğrencilerine hayat üzerine ders vermek için sınıfa girer.

Hiçbir şey söylemeden, kürsünün üstüne büyükçe bir kavanoz koyar.

Ardından kavanoza tenis toplarını koyar.

Öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Öğrenciler, hep bir ağızdan kavanozun dolduğunu söylerler.

Profesör bu sefer içi çakıl taşı dolu olan bir torba çıkarır ve torbanın içindeki tüm çakıl taşlarını kavanoza döker.

Sonra kavanozu çalkalayarak taşların tenis toplarının arasındaki boşluklara yerleşmesini ve dolmasını sağlar.

Öğrencilerine tekrar sorar;

– “Kavanoz doldu mu çocuklar?”

Öğrenciler yine “evet doldu” diye cevap verirler.

Profesör bu defa içi kum dolu bir torba çıkarır.

Torbanın içindeki tüm kumu kavanozun içine döker.

Kavanozu çalkalar ve kumların, içi tenis topu ve çakıl taşı dolu olan kavanoza yerleşmesini sağlar.

Bir defa daha sorar öğrencilerine sorar;

– “Kavanoz doldu mu çocuklar?”

Öğrenciler bir kez daha cevap verir,

– “Evet, kavanoz doldu”

Bu sefer profesör bir öğrencisini kantine gönderip iki fincan kahve almasını rica eder.

Gönüllü bir öğrenci koşarak sınıftan çıkar ve kısa bir süre sonra iki fincan kahve ile geri döner.

Öğrencisinin elinden kahveleri alan profesör bu defa bu kahveleri kavanozun içine döker ve çalkalar.

Sınıfa dönüp son kez sorar;

“Kavanoz doldu mu arkadaşlar?”

Öğrenciler biraz şaşkın dördüncü defa “evet doldu” diye cevap vermek zorunda kalırlar.

Bunun üzerine profesör içi tenis topu, çakıl taşı, kum ve kahve dolu kavanozu iki eli ile kaldırarak sınıfa gösterir ve şöyle der; ´

– Bu kavanoz sizin hayatınızı simgeler.

Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir.

Aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan değer verdiğiniz şeyler.

Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur.

Çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeyleri temsil eder.

İşiniz, eviniz, arabanız vs…

Kum ise geriye kalan ufak şeylerdir…

Şayet kavanoza önce kum doldurursanız çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz.

Aynı şey hayatımız için de geçerlidir.

Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır.

Dikkatinizi mutluluğunuz için değer taşıyan önceliklerinize çevirin.

Çocuklarınızla oynayın.

Sağlığınıza dikkat edin.

Eşinizle yemeğe çıkın.

Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın.

Yani öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin.

Önceliklerinizi, sıraya dizmeyi iyi bilin.

Gerisi hep kumdur.

Tam bu esnada bir öğrenci sorar; ´

– “Peki, o iki fincan kahve neydi hocam?” 

Profesör gülerek yanıtlar: ´

– “Bu soruyu bekliyordum. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle birer fincan kahve içecek kadar yeriniz vardır.

O iki fincan dostlarınızla keyifle içeceğiniz kahvedir!..”

Alıntı: Anonim…

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...