Hepimiz bie tüketim toplumu içinde yaşadığımızın farkındayız. Kullandığımız bir çok ürünün aslında daha kaliteli, dayanıklı ve fonksiyonel olabileceğinin farkındayız. Ama malesef pek çok ürün belli bir sürenin sonunda bozulmakta veya işlevini yitirmekte.
Kaçmayan çorap, bozulmayan elektronik alet, ömür boyu dayanan ampul var mı? Elbette olabilir ama üretilmiyor daha doğrusu üretilmeleri istenmiyor. Neden derseniz bu bir plan, üstelik yeni değil, 1920’ler den beri hayatımızda.
Planın adı İngilizce’de “Planned Obsolescence” yani Türkçe karşılığı ile Planlı Eskitme: Tüketiciyi biraz daha yeniyi, gerekenden biraz daha önce almak üzere şekillendirme.
Bazı ürünlerin öyküsü kasıtlı ve planlı eskitme teorisinin ne denli acımasız uygulandığını çok iyi gösteriyor. Californiya Livermore İtfaiyesi’ ndeki bu ampul 1895 yılından beri sürekli yanmakta. Yani tam 120 yıldır.
Ampulün hayatına başladığı yer; Shelby adındaki Ohio kasabası. Filaman (ampulün içinde yer alan ve ışık veren iletken tel), Adolphe Chaillet tarafından icat edilmiş ve uzun süre dayanacak biçimde tasarlanmış ancak nasıl bu kadar uzun dayanabildiğinin sırrı onunla beraber yok olmuş. Ampulün ışığı parlaklığını yitirse de sönmeyen 60 watt’lık bu ampul, ürünlerin ömrünü kasıtlı olarak kısa tutma politikasının ilk kurbanı.
Dünyanın en önemli buluşlarından biri olan ampul, 1879 yılında Amerikalı Thomas Edison tarafından icat edildi. Ampul, ilk kez 1881’de piyasaya sürüldü. Satışa çıktığında 2500 saatlik bir ömrü olduğu belirtilen ampulün ömrünü uzatmak ve sağlamlaştırmak için mühendisler yoğun bir çalışma başlattılar.
Uzun ömürlü ampullerin ekonomik büyümeye olumsuz etkisini fark eden üreticiler, 1924 yılında Cenova’da toplanarak dünyanın ilk küresel kartelini oluşturdular. Phoebus adlı kartelin amacı, ABD, Avrupa, Asya ve Afrika’daki üretim, pazarlama ve tüketimi denetim altına alarak ampullerin ömrünü sınırlamaktı. Phoebus işe koyulduğunda ampullerin ortalama ömrü 2500 saatti ve bu çok fazlaydı. Pheobus, kurallarını detaylı bir bürokrasi üzerinden dayatıyordu. Üyeler, aylık tüketim raporu hedeflerini gerçekleştiremediklerinde ağır şekilde cezalandırılıyordu. Kartelin baskısı altındaki üye şirketler 1.000 saat kuralını karşılayacak daha çürük ampuller yaratmak için deneyler yapmaya başladılar ve 2 yıl içinde kullanım ömrü 2.500 saatten 1.500 saatin altına kadar düştü. 1940’larda kartel amacına ulaştı: 1.000 saat ampuller için standart kullanım ömrü haline geldi.
Bunu izleyen yıllar boyunca mucitler yeni ampuller için düzinelerce patent doldurdular; 100.000 saat dayanacak bir tanesi de bunlara dahildi. Hiçbiri genel pazara ulaşamadı. Resmi olarak Phoebus asla var olmadı, ancak izleri her zaman oradaydı. Stratejileri düzenli olarak isim değiştirmek oldu. “Uluslararası Enerji Karteli” ismini ve başka bazı isimleri kullandılar. Esas nokta şu ki; fikir hala hayatta kalmaya devam ediyor.
Planın adı İngilizce’de “Planned Obsolescence” yani Türkçe karşılığı ile Planlı Eskitme: Tüketiciyi biraz daha yeniyi, gerekenden biraz daha önce almak üzere şekillendirme.
Bazı ürünlerin öyküsü kasıtlı ve planlı eskitme teorisinin ne denli acımasız uygulandığını çok iyi gösteriyor. Californiya Livermore İtfaiyesi’ ndeki bu ampul 1895 yılından beri sürekli yanmakta. Yani tam 120 yıldır.
Ampulün hayatına başladığı yer; Shelby adındaki Ohio kasabası. Filaman (ampulün içinde yer alan ve ışık veren iletken tel), Adolphe Chaillet tarafından icat edilmiş ve uzun süre dayanacak biçimde tasarlanmış ancak nasıl bu kadar uzun dayanabildiğinin sırrı onunla beraber yok olmuş. Ampulün ışığı parlaklığını yitirse de sönmeyen 60 watt’lık bu ampul, ürünlerin ömrünü kasıtlı olarak kısa tutma politikasının ilk kurbanı.
Dünyanın en önemli buluşlarından biri olan ampul, 1879 yılında Amerikalı Thomas Edison tarafından icat edildi. Ampul, ilk kez 1881’de piyasaya sürüldü. Satışa çıktığında 2500 saatlik bir ömrü olduğu belirtilen ampulün ömrünü uzatmak ve sağlamlaştırmak için mühendisler yoğun bir çalışma başlattılar.
Uzun ömürlü ampullerin ekonomik büyümeye olumsuz etkisini fark eden üreticiler, 1924 yılında Cenova’da toplanarak dünyanın ilk küresel kartelini oluşturdular. Phoebus adlı kartelin amacı, ABD, Avrupa, Asya ve Afrika’daki üretim, pazarlama ve tüketimi denetim altına alarak ampullerin ömrünü sınırlamaktı. Phoebus işe koyulduğunda ampullerin ortalama ömrü 2500 saatti ve bu çok fazlaydı. Pheobus, kurallarını detaylı bir bürokrasi üzerinden dayatıyordu. Üyeler, aylık tüketim raporu hedeflerini gerçekleştiremediklerinde ağır şekilde cezalandırılıyordu. Kartelin baskısı altındaki üye şirketler 1.000 saat kuralını karşılayacak daha çürük ampuller yaratmak için deneyler yapmaya başladılar ve 2 yıl içinde kullanım ömrü 2.500 saatten 1.500 saatin altına kadar düştü. 1940’larda kartel amacına ulaştı: 1.000 saat ampuller için standart kullanım ömrü haline geldi.
Bunu izleyen yıllar boyunca mucitler yeni ampuller için düzinelerce patent doldurdular; 100.000 saat dayanacak bir tanesi de bunlara dahildi. Hiçbiri genel pazara ulaşamadı. Resmi olarak Phoebus asla var olmadı, ancak izleri her zaman oradaydı. Stratejileri düzenli olarak isim değiştirmek oldu. “Uluslararası Enerji Karteli” ismini ve başka bazı isimleri kullandılar. Esas nokta şu ki; fikir hala hayatta kalmaya devam ediyor.
Konuyla ilgili belgeseli aşağıda izleyebilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder