30 Kasım 2017 Perşembe

Lojik VeyaDeğil Kapısı (Nor Gate) Sembolü, Elektriksel Karşılığı, Entegre Yapısı ve Doğruluk Tablosu


VEYA DEĞİL kapısı aslında bir VEYA kapısı ile bir DEĞİL kapısının birleşmiş hâlidir. 

Sembolde görüldüğü gibi VEYA kapısının çıkışına bir adet küçük daire eklenmiştir. 

Elektriksel eşdeğer devrede lambayı kısa devre eden biribirine paralel bağlı A ve B anahtarları bulunmaktadır. 

A ve B anahtarları açık iken lamba yanar. Anahtarlardan biri kapatıldığında lamba kısa devre olur ve söner.

7402 vedeğil kapısı entegresinde 4 adet 2 girişli veyadeğil kapısı bulunmaktadır.

Lojik VeDeğil Kapısı (Nand Gate) Sembolü, Elektriksel Karşılığı, Entegre Yapısı ve Doğruluk Tablosu


VE DEĞİL kapısı aslında bir VE kapısı ile bir DEĞİL kapısının birleşmiş hâlidir. 

Sembolde görüldüğü gibi VE kapısının çıkışına bir adet küçük daire eklenmiştir. 

Elektriksel devrede lambayı kısa devre eden birbirine seri bağlı A ve B anahtarları bulunmaktadır.

A ve B anahtarlarının ikisi de kapandığında lamba kısa devre olur ve söner.

Anahtarlardan biri bile açıksa lamba yanmaya devam eder.


7400 vedeğil kapısı entegresinde 4 adet 2 girişli vedeğil kapısı bulunmaktadır.

Lojik Veya Kapısı (Or Gate) Sembolü, Elektriksel Karşılığı, Entegre Yapısı ve Doğruluk Tablosu


Elektriksel devrede A ve B anahtarları paralel bağlanmıştır. 

A ve B anahtarlarının bir tanesi veya ikisi de kapatıldığında lamba yanar. 

Anahtarlardan ikisi de açık olursa lamba yanmaz.

İki girişli ve kapısı dijital devrelerde toplama kapısı olarak adlandırılır.

A=0 ve B=0 ise   Çıkış  C=A+B=0+0 =0 
A=0 ve B=1 ise   Çıkış  C=A+B=0+1 =1 
A=1 ve B=0 ise   Çıkış  C=A+B=1+0 =1 
A=1 ve B=1 ise   Çıkış  C=A+B=1+1 =1 

Veya kapısının girişlerinden biri bile 1 olursa çıkış 1 olur. 

Girişlerin hepsi 0 olursa çıkış 0 olur.


7432 veya kapısı entegresinde 4 adet 2 girişli veya kapısı bulunmaktadır.

Lojik Ve Kapısı (And Gate) Sembolü, Elektriksel Karşılığı, Entegre Yapısı ve Doğruluk Tablosu

Elektriksel devrede A ve B anahtarları seri bağlanmıştır. 

A ve B anahtarlarının ikisi de kapatıldığında lamba yanar. 

Anahtarlardan biri veya ikisi de açık olursa lamba yanmaz.

İki girişli ve kapısı dijital devrelerde çarpma kapısı olarak adlandırılır. 

A=0 ve B=0 ise   Çıkış  C= A.B= 0.0 = 0 

A=0 ve B=1 ise   Çıkış  C= A.B= 0.1 = 0 

A=1 ve B=0 ise   Çıkış  C= A.B= 1.0 = 0 

A=1 ve B=1 ise   Çıkış  C= A.B= 1.1 = 1 

Ve kapısının girişlerinden biri bile 0 olursa çıkış 0 olur. 

Girişlerin hepsi 1 olursa çıkış 1 olur.

7408 ve kapısı entegresinde 4 adet 2 girişli ve kapısı bulunmaktadır.

Lojik Değil (Not) Kapısı Sembolü, Elektriksel Karşılığı, Entegre Yapısı ve Doğruluk Tablosu


Değil kapısı (not gate, ınverter): 

DEĞİL kapısının bir girişi ve bir çıkışı vardır. 

Değil (NOT) kapısı girişine uygulanan lojik bilgiyi çıkışına tersini alarak aktaran kapıdır. Bir başka ifade ile girişine lojik 1 uygulanırsa çıkışta lojik 0, girişte lojik 0 uygulanırsa çıkışta lojik 1 veren kapıdır. 

Bu özelliğinden dolayı evirici, tersleyici de denilmektedir.


7404 entegresi içinde altı adet DEĞİL (NOT) kapısı bulundurur. 

Bu entegre kullanılırken altı taneden herhangi biri veya birden fazla Değil kapısı birlikte kullanılabilir. 

Lojik Tampon Kapısı Sembolü, Elektriksel Karşılığı, Entegre Yapısı ve Doğruluk Tablosu


Tampon kapısı ( buffer gate) :

Tampon kapısının bir girişi ve bir çıkışı bulunmaktadır.

Esasında tampon bir kapı grubuna girmemektedir.

Bu devre elektronik katlar veya kullanılan diğer kapılar arasında empedans uygunluğu sağlar.

Kullanılan devrelerde bir katın çıkış empedansı diğer katın giriş empedansına eşit olmaz ise katlar arasında bulunan bu uyumsuzluk enerji kayıplarına neden olmaktadır.

Tampon katı ile empedans uygunsuzluğundan oluşan kayıplar önlenmiş olur.


74125 entegresinin de iç yapısında dört adet tampon kapısı bulunmaktadır.

Burada 1,4,10 ve 13 nolu ayaklar yetki (enable) girişleridir.

Yetki ucu entegrenin çıkışına girişten verilen bilginin iletilip iletilmeyeceğine karar veren uçtur.

Yetki ucuna lojik 0 verilirse çıkış aktif çıkış olur.

28 Kasım 2017 Salı

3 Fazlı Asenkron Motorun Yıldız Üçgen Çalışması Kumanda ve Güç Devresi, Devrenin Çalışması


Devrenin Çalışması:

Asenkron motorlar ilk çalışma anında 4-7 kat daha fazla akım çekerler. Büyük güçlü motorlarda bu nedenle ilk çalışma anında çekilen fazla akımı sınırlandıracak bir yol verme yöntemi uygulanmalıdır.

Bunun en pratik ve ucuz yöntemi yıldız üçgen yol vermedir. Motor yıldız çalışmada üçgen bağlantıya göre 3 kat daha az akım çeker. Bu nedenle motor önce yıldız bağlantı çalıştırılır, motor devrini alınca üçgen bağlantılı olarak çalışmaya devam eder.

Kumanda devresinde start butonuna basıldığında M kontaktörü, yıldız kontaktörü ve zaman rölesi çalışmaya başlar. 

M kontaktörünün açık kontağı kapanarak start butonunun mühürlemesini yapar. 

Güç devresindeki açık M kontakları ve yıldız kontakları kapanır. 

Motor yıldız bağlantı olarak çalışmaya başlar. 

Zaman rölesi ayarlanan süre sonunda açık kontaklarını kapatır, kapalı kontaklarını açar. 

Kumanda devresindeki yıldız kontaktörünün enerjisi kesilir, üçgen kontaktörü enerjilenir. 

Güç devresindeki yıldız kontakları açılır, üçgen kontakları kapanır ve motor üçgen bağlantı olarak çalışmaya başlar. 

Kumanda devresindeki üçgen bağlantının kapalı kontağı açılarak zaman rölesi ve yıldız kontaktörünün enerjisini keser. 

Zaman rölesinin enerjisi kesildiğinde üçgen kontaktörünün enerjisi kesilmesin diye zaman rölesinin açık kontağına paralel üçgen kontaktörünün açık kontağı bağlanmıştır. 

Motorun durdurulması için stop butonuna basılır.

27 Kasım 2017 Pazartesi

Ölçü Aleti (Avometre) İle Transistörün Uçlarının Bulunması


Ölçü aleti diyot ölçme kademesine alınır bu kademe yok ise ohm ölçme kademesine alınabilir. 

Transistörün emiter, beyz ve kollektör uçlarında ölçümler yapılır. 

Toplam 6 adet ölçüm sonucunda transistörün beyz-emiter ve beyz-kollektör uçları arasında ölçü aletinin doğru polarma bağlandığı ölçümlerde değer okunur. 

Ölçü aletinin değer gösterdiği iki ölçümde ortak olan uç beyz ucudur. 

Ölçülen değer diğerinden biraz daha büyük olan ölçümdeki diğer uç emiter olur. 

Geriye kalan ve ölçüm değeri daha düşük olan olan diğer uç kollektör ucu olur.

Ölçü Aleti (Avometre) İle Transistörün Sağlamlık Kontrolü Nasıl Yapılır?


Tranasistörün sağlamlık kontrolü yapılırken içinde şekilde görüldüğü gibi birbirine ters bağlı iki diyot varmış gibi düşünülebilir. 

Ölçü aleti diyot ölçme kademesine alınır bu kademe yok ise ohm ölçme kademesine alınabilir. 

Transistörün emiter, beyz ve kollektör uçlarında ölçümler yapılır. 

Toplam 6 adet ölçüm sonucunda transistörün beyz-emiter ve beyz-kollektör uçları arasında ölçü aletinin doğru polarma bağlandığı ölçümlerde değer okunur. 

Diğer dört ölçümde değer okunmaz. 

Bu durumda transistör sağlamdır. 

Aksi ölçüm sonuçlarında transistör bozuktur.

Tristörün Doğru Akımda (DC) Tetiklenme Devresi ve Çalışması


Devrenin Çalışması:

Tristör bir yönde akım geçiren diğer yönde akım geçirmeyen kontrollü bir elektronik devre elemanıdır. Anot ve katot uçları doğru polarma olduğunda gate ucuna küçük bir akım uygulanırsa anot ve katot uçları arasından akım geçişi olur.

Devredeki S anahtarı kapatılarak enerji verilir.

Tristörün gate ucuna akım uygulanmadığı için anot ve katot uçlarından akım geçemez ve lamba yanmaz.

B1 butonuna basıldığında tristörün gate ucuna akım uygulanır, tristör tetiklenir sarı lamba ve yeşil lamba yanar.

Elimizi B1 butonundan çektiğimizde gate ucuna gelen akım kesilir ve sarı lamba söner.

Doğru akımda tristörün sürekli iletimde kalması için gate ucununa bir anlık akım uygulamak yeterlidir.

Bu nedenle tristör iletimde kalır ve yeşil lamba yanmaya devam eder. B2 butonuna bastığımızda tristörün anot ve katot uçları kısa devre olur, tristörün çalışması durur, yeşil lamba söner.

Tekrar tristörü tetiklemek için B1 butonuna basarak tristörün gate ucuna akım uygulamak gerekir.

S anahtarını açtığımızda da devrenin enerjisi kesilir ve tristörün çalışması durur.

Tristörün Alternatif Akımda (AC) Tetiklenme Devresi ve Çalışması



Devrenin Çalışması:

Tristör bir yönde akım geçiren diğer yönde akım geçirmeyen kontrollü bir elektronik devre elemanıdır. Anot ve katot uçları doğru polarma olduğunda gate ucuna küçük bir akım uygulanırsa anot ve katot uçları arasından akım geçişi olur.

Devredeki S anahtarı kapatılarak enerji verilir. 

Tristörün gate ucuna akım uygulanmadığı için anot ve katot uçlarından akım geçemez ve lamba yanmaz. 

Butona basıldığında tristörün gate ucuna akım uygulanır, tristör tetiklenir ve lamba yanar. 

Alternatif akımda tristörün iletimde kalabilmesi için gate ucunun sürekli tetiklenmesi gerekir. 

Buton basılı olduğu sürece tristör tetiklenir ve lamba yanar, elimizi butondan çektiğimizde lamba söner.

26 Kasım 2017 Pazar

Akdeniz Üniversitesi'nde Ufoloji ve Exopolitika Resmi Ders Oldu


Türk üniversitesinde dikkat çeken ders! '10-15 yıl içerisinde...'

Akdeniz Üniversitesi’nde (AÜ), Ufoloji ve Exopolitika resmi ders olarak işlenmeye başladı. Ders hocası Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Erhan Kolbaşı, insanlığın çok yakın zamanda, belki de 10-15 yıl gibi bir sürede dünya dışı varlıklarla resmi temas kurabileceğini öne sürdü.

AÜ’nün Tazelenme Üniversitesi bünyesinde, dünya dışı varlıklar ve UFO’larla ilgili ’Ufoloji ve Exopolitika’ eğitim programı, resmi ders olarak işlenmeye başladı. Üniversitenin 60 yaş üstü öğrencilerinin yanı sıra, Ufoloji ve Exopolitika derslerine üniversite öğrencileri de büyük ilgi gösteriyor. Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan ve Başkan Yardımcısı Erhan Kolbaşı tarafından verilen Ufoloji dersinde, UFO fenomeni ve bilim, kadim tarihte dünya dışı izler, modern çağda UFO gözlemleri, resmi tanıklar ve belgeler, yakın karşılaşma ve alıkonma vakaları anlatılıyor. Exopolitika dersinde ise bilgi kaynakları ve metodoloji, örtbas tarihi, açık temasa hazırlık, galaktik diplomasi temel ilkeleri konuları işleniyor.

AKADEMİK ÇATI ALTINDA RESMİ DERS

Erhan Kolbaşı, bu konularda sayısız belge ve kanıta, konu üzerinde çalışan pek çok bilim insanının varlığına karşın, günümüze kadar ana-akım bilimin, ilgi ve araştırma sınırlarının dışında bırakıldığını söyledi. Kolbaşı, bu çok önemli konunun ilk defa akademik çatı altında ve resmi müfredat dahilinde öğrencilere sunulmasının hem Türkiye hem de dünya için tarihi bir dönüm noktası olduğunu kaydetti.

DÜNYANIN HER DÖNEMİNDE UFOLAR VAR

Dünya dışı uygarlıklarla kurulacak resmi ilişkilerin, insanlığa çevresel, bilimsel, ekonomik, bilinçsel, sosyo-kültürel ve entelektüel anlamda büyük pozitif değişim ve dönüşüm potansiyeli sunduğunu belirten Kolbaşı, gerçekte UFO’ların var olduğunu iddia etti. Dünya tarihinin her döneminde var olan UFO’ların binlerce yıldır da ziyaret ettiklerini kaydeden Kolbaşı, "Ama dünya gündemine gelmesi, medyada yer almaya başlaması 1940’ların sonundan itibaren başladı. ABD’de Roswell olayı, benzeri birtakım UFO kazaları yaşandı" dedi.

BUGÜNKÜ TEKNOLOJİLERİN KAYNAĞI UFO ENKAZLARI

UFO enkazları ele geçirildikten sonra teknolojilerinin deşifre edilmesiyle özellikle ABD’nin muazzam teknolojiler elde ettiğini öne süren Kolbaşı, Bunu ulusal güvenlik amacıyla sakladılar. Belli bir zaman ve çerçeve içerisinde özel sektöre aktararak ürettikleri bilimsel verilerle ABD özel sektöründe de patlama yaşatmayı amaçladılar. Yani düşen araçların incelenmesiyle bir sürü buluş yapıldı. Fiber optik kablolar, mikro çipler, gece görüş teknolojileri, hatta kurşun geçirmez yeleklerin teknolojisi dahi bu düşen UFO’ların analizinden elde edilen bilgilere dayanıyor" dedi.

70 YILDIR BASKILAR SÜRÜYOR

Bütün bunların dünyadan saklandığı ve bir örtbas mekanizması kurulduğunu aktaran Kolbaşı, bunu idare etmek için ’MJ12’ adı verilenbir grup oluşturulduğunu ve her şekilde bu gözlemleri baskıladıklarını anlatırken şöyle dedi:

"Gözlemleri medyadan, kamuoyundan uzak tuttular, ulusal çıkar sağladılar. 70 yıldır süren bu baskılar hala devam ediyor. Ama zaman içerisinde bir sürü resmi tanık çıktı. Kanada eski Savunma Bakanı’na kadar çok önemli tanıklar çıktı ve örtbası delerek açıklamalar yaptılar. Gizlenen resmi yazışmalar ortaya çıktı. Emekli olan askeri, sivil görevliler, pilotlar, uçuş kontrolörleri, radar operatörleri ve artık hepsi konuşuyor. Bunların içinde NASA’da görevli çok önemli astronotlar da var. Dünyamızın çok uzun yıllardır dünya dışı varlıklar tarafından ziyaret edildiğini, UFO gözlemlerinin örtbas edildiğini açıkladılar."

"ÇOK YAKINDA UZAYLILARLA RESMİ TEMAS OLABİLİR"

Gelinen sürecin bir şeylerin yaklaştığını gösterdiğini belirten Erhan Kolbaşı, insanlığın çok yakın zamanda, belki de 10-15 yıl gibi bir sürede dünya dışı varlıklarla resmi temas kurabileceğini iddia etti. Kolbaşı, iddialarını şöyle sürdürdü:

"Biz çok uzun olmayan bir gelecekte dünya ile dünya dışı uygarlık temsilcilerinin resmi temas kuracağını düşünüyoruz. Artık açık ve kitlesel temas kuracaklarını düşünüyoruz. Şu an kapalı ve sınırlı bir temas sürüyor. Ve bu anlamda herkesin hem zihinsel hem psikolojik olarak bilgi anlamında bu realiteye hazır olması gerekiyor. Çünkü çok büyük değişim geliyor. Bilimsel, teknolojik, felsefi, siyasal, sosyal, her anlamda dünya büyük bir Rönesans yaşayacak. Eğer açık ve kitlesel temas gerçekleşirse bütün bilimler değişecek, hayata, evrene bakışımız her şey değişecek. Dünya tarihinin gördüğü en büyük değişim yaklaşıyor. Biz bu amaçla bu derslere başladık" diye konuştu.

Mynet

24 Kasım 2017 Cuma

Deprem Yönetmeliğine Göre Zorunlu, Elektrik Kesildiğinde 6 saat Işık Veren LED Lamba


Depremin yıkıcı etkilerini azaltma hedefiyle hazırlanan yeni yönetmelik, inşaat maliyetlerini artırırken Türk mucitlerin yeni buluşlarına da ilham kaynağı oldu. Elektrikler kesilmesine rağmen 6 saate kadar aydınlatma sağlayan LED ampullerin 2018 deprem yönetmeliğine girerek yeni yapılarda zorunlu olması bekleniyor.

Eylül ayında hazırlanan yönetmelik inşaat ve yapı sektörüne birtakım sorumluluklar yükledi. Getirilen bu yeni deprem standardı ile asansörlerin hareketli parçaları, alınacak önlemler ile olası deprem anında yolcu ve binalara zarar vermeyecek şekilde üretilecek. Yine planlı alanlar imar yönetmeliği kapsamında yapılacak olan değişiklik ile her daireye bir otopark yapılması da zorunlu hale gelecek.

Merdiven ve acil çıkışlarda bulunan klasik ampullerin yerine, elektrik kesintisine rağmen aydınlatma sağlayan LED ampullerin kullanılması sağlanarak, kriz anında elektrik kesintisinden en az seviyede etkilenmesi sağlanacak.

6 SAAT AYDINLATMA

Yüksek teknolojinin son ürünü olarak sektöre sunulan ampuller, elektrik kesilmesi durumunda 6 saat boyunca aydınlatma sağlayabiliyor. Elektrik kesintisi ya da olası bir depremde, bataryasındaki enerjiyi aydınlatmaya dönüştürüyor. Yeni yapılarda zorunlu olması beklenen bu ürünler, eski yapılarda da kullanılabilmektedir.

‘İHTİYACA CEVAP VEREN BİR ÜRÜN’

Konu ile ilgili açıklama yapan Fons Enerji Yetkilisi Baki Güngör ‘‘ Bizler bu ürünü tasarlarken depremde ve deprem sonrasında yaşanabilecek sorunları azaltmayı amaçladık. Ancak ürün piyasaya sunulunca çok farklı tepkiler aldık. Yeni yapılarda kullanılmasını öngördüğümüz ürünümüz, özellikle perakende sektöründe beklediğimizden daha çok talep gördü’’ dedi.

Yeni nesil ampullerin şebekede enerji varken diğer ampullerden enerji tasarrufu dışında bir farkı olmadığının altını çizen Güngör, ‘‘Ürünün farkı, elektrikler kesilince orta çıkıyor. Anahtara bastığınızda eğer şebekede elektrik yoksa, Ürünün içindeki sensörler durumu analiz ederek, ampule bataryadan enerji aktarmaya başlıyor ve uzun süre aydınlatma sağlıyor. Sistem için ekstra bir kablolama yada kontrol kutusuna ihtiyaç yok’’ şeklinde konuştu. Hürriyet

21 Kasım 2017 Salı

Çocuklara, Öğrencilere Davranış Kazandırırken, Nasihat Verirken Nasıl Davranılmalıdır?


Sanıyorum 30 yıl oldu.

Bir Ramazan bayramında, memlekette bayramın birinci gününde rahmetli babam, kardeşlerim, enişteler, yeğenler hep birlikte sohbet ediyorduk.

Kapının zili çaldı.

Kapıyı açtığımızda üst kattaki komşumuz eşi ve çocuklarıyla bayramlaşmaya gelmişti. Komşumuz ayakkabılarını çıkarırken, rahmetli babam, komşumuza şöyle seslendi:

– Sen benim evime giremezsin. Lütfen dışarı çık.

Komşumuz, peki deyip gitti. Yüzümüz kızarmış, biraz da şaşırmıştık. Salona geçip, babamıza neden böyle yaptığını sorduk.

Babam: Bu adam, alt kattaki komşumuzu, bankadan aldığı krediye kefil yapmış, borcunu ödememiş. Kendi mallarını da başkasının üzerine geçirmiş. Komşumuzun evine icra geldi. Nesi var nesi yok alıp götürdüler. Kaç gündür açlık sınırında yaşıyorlar, dedi.

Ben de babama: İyi de bu konu bizimle ilgili değil. Biz niye müdahil oluyoruz? Diye sordum.

Babam: Konu bizimle ilgili olmayabilir. Bu ahlâki değerleri düşük insanı evime kabul edersem, mağdur ve namuslu komşumu rencide etmiş olurum. Bu kişi adam değil, demişti.

O günden sonra konu bizimle ilgili olsun olmasın, ahlâksız her türlü eylemde, kaybedeceğim şey ne olursa olsun, dürüst ve namuslunun yanında olmaya karar verdim.

Güçlünün değil, haklının yanında olmanın erdem olduğunu, insanın bir duruşu olması gerektiğini öğrenmiştim. Daha sonraki dönemlerde rahmetli babam, değerlerin anlatılarak değil, yaşanarak öğrenilebileceğini, gayri ahlâki tutum ve davranışlarda bulunan kişilere yönelik toplumsal yaptırımın etkili olacağını, olumsuz davranışların onaylanması halinde bireylerin dürüst ve namuslu olmanın hiçbir anlamının kalmayacağını belirtmişti.

Çocuklara değer kazandırmak istiyorsanız, değerlere uygun yaşamanız gerekir.

Çocuğunuza söz veriyorsanız, sözünüzü tutmanız, dedikodu yapma diyorsanız, başkaları hakkında konuşmamanız gerekir.

Öğretmen olarak öğrencilere ders anlatırken değerleri anlatıyor fakat derse 10 dakika geç giriyorsanız, derste ders dışı faaliyetler yapıp, dersi kaynatıyor ve dersten erken çıkıyorsanız, öğrencilere değer kazandıramıyorsunuz anlamına gelir.

Çünkü öğrenciler sizin tutarlı olup olmadığınıza bakar ve ona göre eylemde bulunurlar. Derste öğrencinin öğrenme hakkından çalarsanız, öğrenci müteahhit olduğunda demirden, çimentodan, işadamı olduğunda vergiden, esnaf olduğunda teraziden, çalışan olduğunda raftan çalmaya başlar. Bu süreç bir domino etkisi yaratır. Hırsızlık, ahlâksızlık yayılır ve üst değer olur.

Amerika’da Stanford Üniversitesi’nde sınavlarda gözetmen bulunmaz.

Öğrencilerden birisi gelir, öğretim üyesinden kâğıtları ve soruları alır, arkadaşlarına dağıtır ve hep birlikte sınav olurlar. En son kalan öğrencileri kâğıtları toplar ve öğretim üyesinin odasına gidip kâğıtları ve diğer sınav dokümanlarını teslim eder.

Bu öğrenciler mezun olduktan sonra yüksek ücretle ve saygın şirketlerde iş bulabilirler. Bu öğrenciler içerisinde kopya çeken olmaz mı? Zaman zaman kopya çekmeye teşebbüs eden öğrenciler olur.

Diğer öğrenciler ona şöyle söyler: Hey sen… Kopya çekerek Stanford Üniversitesinin diplomasını almak için çaba sarf eden arkadaş. Bu dünyada seninle aynı diploma ile yaşamak istemiyorum. Sonuç, kopya çeken öğrenci üniversiteden atılır. Bizde bu işler nasıl mı olur? 40 öğrencinin başında 2 gözetmen bekler.

Gözetmenler kopya çektirmemeye özen gösterirler. Bazen öğrenciler topluca kopya çeker ve öğretmen, mühendis, hemşire olurlar. Sonra ne mi olur? Kopya çekerek öğretmen olana kendi çocuğunu verip, onu eğitmesini, kopya çekerek mühendis olanın yaptığı binanın depremde yıkılmamasını bekler…

Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU/Gazi Üniversitesi

2016 YGS Sonuçlarına Göre Türkiye’nin En Başarılı Liselerinin Listesi


Türkiye’nin YGS’de en başarılı liselerinin listesi... Gazete Habertürk yazarı Pervin Kaplan, Türkiye’nin YGS’de en başarılı liselerinin listesini hazırladı. Kabataş Erkek Lisesi ilk sırada. İlk 100’de İstanbul’dan 37 okul var.


Geçtiğimiz 19 Eylül’de sonuçları liselere geçişte kullanılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nin (TEOG) kaldırılmasıyla 8’inci sınıfta okuyan 1.2 milyon öğrenci ve ailesi için de yerine gelecek sistemle ilgili endişeli bekleyiş başladı. TEOG’un kaldırılmasından 17 gün sonra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz liseye geçişte yeni sistemi açıkladı. Buna göre öğrencilerin yüzde 90’dan fazlası adreslerine göre yerleşecek, yüzde 8’i de sınavla öğrenci alan okullara girecekti. Yılmaz yaklaşık 600 “nitelikli lise” için yapılacak sınava tüm öğrencilerin girebileceğini duyurdu. Sınavla öğrenci alacak okulların nitelikli olarak tanımlanması hem siyasetçiler hem de kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Okulların MEB eliyle “nitelikli” diye ayrılması eleştirilirken, Bakan Yılmaz daha sonra bu sözlerini “sınavla öğrenci alan okullar” olarak değiştirdi. Ancak geçtiğimiz 5 Kasım’da liseye geçiş sisteminin ana hatları açıklanmış olsa da henüz ne sınav ne de sınavsız öğrenci alan okullara nasıl bir yerleştirme yapılacağı, eğitim bölgelerinin nasıl oluşacağı kesinleşmiş değil. Önce açık uçlu sorulardan oluşacağı söyleyenen sınavın çoktan seçmeli olduğu ortaya çıktı. Sözel ve sayısal iki bölümden oluşacak bu sınavda öğrencilere 60 soru yöneltileceği belirtildi ama daha sonra 80 olabileceği ifade edildi. Sınavla öğrenci alacak okullar 600 olarak açıklandı ama 800’e çıkabileceği dile getiriliyor. En çok tepki çeken ise TEOG sınavlarının aksine bu sınavda yanlış cevapların doğruları etkilemesi oldu. Son açıklamaya göre 3 yanlış bir doğruyu götürecek. Ancak bununla ilgili de değişiklik olup olmayacağı henüz bilinmiyor. 

Bu listeler İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Ar-Ge bölümünde ölçme ve değerlendirme uzmanı olarak çalışmış Mükerrem Çetin’in çalışmalarından alındı. HABERTURK

20 Kasım 2017 Pazartesi

Zeki öğrenciler neden başarısız olur?


Veliler ve öğretmenler genelde soruyor:

‘Oğlum çok zeki ama çalışmıyor.’

‘Sınıfımda çok zeki bir öğrenci var, ama bir türlü motive edemiyorum.’

Onları motive etmek için ilk olarak ‘zeki ama başarısız’ olan öğrencilerin genel özelliklerini bilmek gerekiyor.

ÖZELLİKLERİ

* Bu tür öğrenciler, kendilerinin zeki olarak göründüğünü bilir.

* İşlerini genelde son dakikada yapar.

* Zeki olarak kabul gördükleri için çalışmadan yaparım, imajı verir.

* Çalışmalarını sık sık erteler ve çok endişe duymaz.

* Anne/baba endişelenir ama onlar rahattır.

* ‘Ya işte sorunsuz dersleri geçiyorum ya yeter!’ der.

* Kendisinin başarılı olduğunu ifade eder. ‘Durumum bence gayet iyi’ der.

* Başarılarından birkaç örnek verir.

* Bahaneleri çoktur. Ödül ya da ceza onlara işlemez.

* Bazen heyecanla ödev yaparlar, ama heyecanları çabuk kaybolur.

* Anne-baba bazen çalışması için ikna eder. Söz verir ama sözünü çabuk unutur.

* Okul ve ders ile ilgili sorulara da üstü kapalı yanıt verir.

NEDEN BÖYLE?

Bu çocukların aileleri genelde eğitimli (ya da eğitim bilinci olan), mutlu, düzgün ve ilgilidir. Ama farkında olmadan bazı yanlışlar yapmaktadırlar.

Bana göre en büyük yanlış şudur:

Çocuklarının zekasını ön plana çıkartır ve onları zeki olarak etiketler. Çocuklar da zeka görünümlerini kaybetmemek için çalışıp başarısız olmaktansa hiç çalışmamayı tercih eder.

ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Bu aileler genelde orta sınıf ve üstüdür. Yani o konumlarına çalışarak gelmişlerdir. Bu bağlamda da çocuklarından aynısını beklerler.

Bu durumda çocukla ilişkileri genelde koşulludur. Koşullu ilişkinin olduğu yerde çocuklar olumsuzluk yaratarak, ailelerini test edebilir.

GELECEĞİ ERTELEMEK

Ailesinin okulla ilgili kendisinden beklentisi yüksek olduğu için daha fazla başarı, daha fazla beklenti ve koşul getirecektir. Çocuk bu sorumluluktan kaçar. Aslında geleceği ertelemektedirler.

DEMOKRATİK İLİŞKİLER

Yine bu aileler genelde eğitimli olduğu için çocukları ile demokratik ilişkiler kurar.
Çocuklar ile tartışsalar da yüzleşmezler. Katı kurallar koymazlar. Denetleme mekanizması kurmazlar. Bu da başarıyı engeller.

BAŞARININ TANIMI

Ender de olsa bu tür aileler çocuklarının toplum tarafından kabul gören alanlarda başarılı olmasını ister. Bu durumda da sevdiği alanda motivasyonu çok yüksek olan bu çocukların görüşlerini reddetmiş olur.

Aslında daha da tehlikeli olan bunu manipülasyon ile yapmalarıdır.
Bu da koşuldur ve çocukta tepki yaratır.

SORUMLULUK VERME

Bu tür aileler çocuklarının başarılı olmasını istediği için çocukları ile ilgilenir ve farkında olmadan çocuklarının sorunlarını sahiplenir.

Aslında sorun çocuğundur. Aile bunu göze almaz. Bu durumda da çocuk kendi sorunundan sorumlu hissetmez. Eyleme geçmez.

NE YAPILMALI?

Genelde aileler ‘Tamam güzel de ne yapacağız?’ diye soruyor.

En çok buna yanıt vermekte zorlanıyorum. Çünkü sorunu tespit etmek kolay ama çözüm zor.

Doktor kalp rahatsızlığını 1 saatte bulur ama sizin sorunu çözmeniz için yaşam tarzınızı değiştirmeniz, spor yapmanız ve beslenme alışkanlığınızı değiştirmeniz gerekir.

Bunun da çözümü böyle.

Birazcık ailenin kültürel yapısını ve çocuğunuzla ilişkinizi değiştirmeniz gerekiyor. Bu zor bir süreç ama mümkün.

İlk olarak unutmayın çocuğunuzun motivasyonu çok yüksek ama okulla ilgili olmayabilir. Ona koşul koymadan, sevdiği alana yönlendirin.

Bununla başlayın yeter.

Özgür BOLAT

18 Kasım 2017 Cumartesi

Elon Musk'ın Tanıttığı Elektrikle Çalışan Tır Tesla Semi Truck'ın Özellikleri


Tesla'nın Üst Yöneticisi Elon Musk, California eyaletinde Hawthorne'daki merkezinde tanıtılan tırın, şarj edildikten sonra 804 kilometre yol kat etme özelliğine sahip olduğunu açıkladı.

Musk, üretimine 2019 yılında başlanacak tırın, yakıt tasarrufu sağlayan dizel emsallerinden daha az masraflı olacağını söyledi.

Roadster'ın yeni versiyonu da tanıtıldı

Tesla ayrıca ilk spor aracı Roadster'ın yeni versiyonunun tanıtımını yaptı.

Roadster'ın şarj edildikten sonra yaklaşık bin kilometre yol kat edebileceği, saatte maksimum 402 kilometre sürat yapabileceği ve 4,2 saniyede 160 kilometre hıza çıkabileceği belirtildi.

2020'de üretimine başlanacak yeni Roadster'ın taban fiyatının 200 bin dolar olacağı kaydedildi.


Tesla'nın elektrikli kamyonu 'Semi Truck', ABD'nin Kaliforniya eyaletinde düzenlenen etkinlikle görüntülendi. Tesla CEO'su Elon Musk, Tesla'nın yeni model arabası Tesla Roadster ve dünyanın dört gözle beklediği elektrikli kamyonu ilk kez tanıtarak görücüye çıkardı. Tesla CEO'su Elon Musk, gecede sahne alarak yeni otomobili Tesla Roadster'in tanıtımına "Çok çabuk hızlanan, İnanılmaz bir araç yapmak istedik" sözleriyle başladı. Tesla, yeni elektrikli kamyonu Semi Truck'ı Twitter hesabından tanıtırken 'Bugatti Chiron'dan daha aerodinamik olduğunu açıkladı. Elon Musk, Tesla Semi’nin aerodinamik olarak 2 milyon dolarlık Bugatti Chiron’dan bile daha iyi tasarıma sahip olduğunu ifade etti. Musk, Tesla Semi’yi ‘mermi’ olarak tanımladı.

Tesla Motors, ürettiği araçların bataryasını aracın tabanına yayıyor. Böylece ağırlık merkezi aracın altında oluyor ve devrilme riski minimuma iniyor. Model X’in çarpışma testinde bunun faydasını açık bir şekilde görmüştük. Tesla Semi’de de bataryalar TIR'ın altında konumlandığı için araç devrilmeye karşı korumalı olarak geliyor.

Ayrıca Tesla Semi’de kör nokta uyarı sistemi ve filo yönetim ağı gibi teknolojiler de bulunuyor.

Tesla Semi Truck, yüklü değilken 0-100 kilometre hızlanmayı 5 saniye gibi kısa bir sürede gerçekleştirebiliyor.

Aracın yüklüyken bu hıza 20 saniyede ulaşabileceği belirtiliyor.

Tesla Semi, %5 eğimli yolda saatte 105 km/s hızla yol alabiliyor. Ortalama bir dizel TIR'ın aynı eğimli yolda çıkabileceği maksimum hız ise 70 km/s.

Tesla, tam dolum ile 800 kilometre menzile sahip olan aracın aktarım parçaları için 1 milyon kilometre garantisi veriyor (Dünya çevresinde 40 turdan fazla)

Musk ayrıca aracın 40 dakikalık bir şarj ile 640 kilometre gidebileceğini de söyledi.

Tesla, yeni elektrikli kamyonu Semi Truck'ı Twitter hesabından tanıtırken 'Bugatti Chiron'dan daha aerodinamik olduğunu açıkladı.

'AutoPilot' özelliğiyle gelecek olan Semi Truck, bu sayede şeridini koruyacak ve sürücüye fren yardımı yapacak.

Musk, Tesla Semi’nin aerodinamik olarak 2 milyon dolarlık Bugatti Chiron’dan bile daha iyi tasarıma sahip olduğunu ifade etti. Musk, Tesla Semi’yi ‘mermi’ olarak tanımladı ve sürtünme oranının 0.36 olduğunu açıkladı. Bugatti Chiron’da bu oran 0.38, diğer dizel TIR'larda ise 0.65 ila 0.70 aralığında.

Tesla Semi hem sürücü, hem trafik hem de yaya güvenliğini destekleyen bir TIR. Araçlarda standart olarak otomatik pilot bulunuyor. Yani sürücü uyuyakalmış olsa veya sağlık problemi yaşasa dahi araç şerit takibi yapıyor ve trafiği tehlikeye atmıyor. Ayrıca araçta otomatik acil fren desteği de yer alıyor ki bu da şehir içinde yayalar için ekstra önem taşıyor. Tesla Semi, sürücüsüne tehlikeli durumlarda kaza tehlikesi olduğunu da bildiriyor.

Tesla Semi’nin kokpiti tek kişi olarak tasarlanmış ve sürücü aracın ortasında konumlanıyor ve tüm yola hakim oluyor. Böylece olası kaza anında sıkışma riski de azaltılıyor.

2019 yılında piyasaya sürülecek elektrikli kamyonu almak isteyenlerin 5 bin dolar rezervasyon bedeli ödemesi isteniyor. Fiyatı henüz açıklanmayan Tesla Semi’nin üretimine 2019’da başlanacak.

aa, haber7

16 Kasım 2017 Perşembe

Sağ Sol Rölesi (İnversör) ile Asenkron Motorun Çalıştırılması Devresi

Devrenin Çalışması:

İnversör röle (sağ-sol rölesi) otomatik sistemlerde otomatik konum (yön) değiştirici olarak kullanılan ve bu işlemi üzerinde yer alan zaman ayarı ile belirlenen aralıklarla tekrarlayan endüstriyel bir üründür.

Devrede kullanılan motor bir tane olursa motor sağa sola döner. Ancak iki ayrı motor olursa motorun birincisi sağa dönerken ikincisi sola döner.

Endüstriyel uygulamalarda sağ-sol rölesi; sanayi tipi çamaşır makineleri, boyahane sanayisinde kullanılan kısaca motorların belirli aralıklarda dönüş yönünün ters çevirmek amacıyla kullanılır.

Motorun sağa veya sola dönme işlemi cihaz içinde yer alan sağ ve sol röle diye adlandırdığımız 2 adet röle ile sağlanmaktadır.

Sağ ve sol rölelerin çekili kalma süreleri (t1) birbirine eşittir. Tek ayar düğmesi ile ayarlanır.

Rölelerin bırakık konumda olduğu durma süreleri (t0) fabrikasyon olarak ayarlanır.

Bağlantı Şekli: 

Devrede görüldüğü gibi a2 numaralı uca faz girişi yapılır, a1 numaralı uç nötre bağlanır. 2 ve 5 numaraları uçlara fazdan bağlantı yapılır. 3 numaralı uç C1 kontaktör bobinine, kontaktör bobin çıkışı, C2 kontaktörü kapalı kontağına, C2 kapalı kontağı çıkışı nötre bağlanır, 6 numaralı ucu C2 kontaktör bobinine, C2 kontaktör bobini çıkışı C1 kontaktörü kapalı kontağına, C1 kontaktörü kapalı kontak çıkışı nötre bağlanarak bağlantı tamamlanır.

Sıvı Seviye Rölesi Bağlanarak Bir Asenkron Motorun Çalıştırılması Devresi

Devrenin Çalışması:

Sıvı seviye röleleri endüstriyel tesislerde ve yerel kullanımda yer alan depolarda iletken sıvıların seviyelerini kontrol etmede ve sıvıların boşaltılmasında kullanılır.

Devrede çıkış rölesi, iletken sıvı üst seviye elektroduna (U) ulaştığında çeker ve alt seviye elektrodunun (L) sıvı ile teması kesildiğinde pompa motorunun boş sıvı tankı ile çalışmasını önlemek için bırakır.

B terminali, taban seviyesini hassasiyetle belirlemek için tankın gövdesine bağlanmalıdır. Eğer tank iletken olmayan bir malzeme ile yapılmışsa B terminaline bir elektrot bağlanmalıdır. R (kΩ) (elektrotlar arası empedans) değişik sıvılar için ön paneldeki bir düğme yardımıyla ayarlanabilir. Röle çekili iken ön paneldeki kırmızı LED yanar.

Bağlantı Şekli: Devrede rölenin 4 numaralı ucu aşırı akım rölesi kapalı kontağına, aşırı akım rölesi kapalı kontak çıkışı kontaktör bobinine, kontaktör bobin çıkışı nötre bağlanır. U, L, B uçları röle üzerine bağlanır. A ucuna faz girişi yapılır. B ucu nötre bağlanır. Fazdan 1 numaralı uca giriş yapılarak bağlantı tamamlanır.


15 Kasım 2017 Çarşamba

Aşırı Gerilim Rölesi Bağlanarak Bir Asenkron Motorun Çalıştırılması Devresi

Devrenin Çalışması:

Üç fazlı ani açmalı bir aşırı gerilim kontrol rölesidir.

Üç fazlı kumanda sistemlerinde kompanzasyon panolarında aşırı gerilimden etkilenen kondansatör, elektronik kumanda ve kontrol sistemleri, motor gibi ekipmanların korunmasında kullanılır.

Doğrudan şebekeye bağlanarak cihaz üzerinde yer alan ayar düğmesinden gerilimin üst sınırı ayarlanır.

Şebeke gerilimi ayarlanan değeri aştığında röle ani olarak çeker ve çıkış kontağını kapatır.

Gerilim normale döndüğünde röle kendini resetler ve tekrar çekili konuma döner.

Aşırı gerilim koruması olan cihazlarda gerilim değeri normal değerini % 50 aştığı zaman cihaz ani açma yaparak çıkış rölesini gecikmesiz olarak açar.

Bağlantı Şekli:

Devrede 2 numaralı uca L1 (faz) bağlanır. 1 numaralı ucu kontaktör bobinine, kontaktör bobin çıkışı nötre bağlanır. L1, L2, L3 uçları röle üzerinde gösterilen sırayla bağlanır. Nötr ucu N ile gösterilen uca bağlanarak bağlantı tamamlanır.

Düşük Gerilim Rölesi Bağlanarak Bir Asenkron Motorun Çalıştırılması Devresi

Devrenin Çalışması:

Üç fazlı ani açmalı bir düşük gerilim kontrol rölesidir. Üç fazlı sistemlerde düşük gerilimden zarar gören elektronik kumanda ve kontrol sistemleri, motor gibi ekipmanların korunmasında kullanılır.

Doğrudan şebekeye bağlanarak cihaz üzerinde yer alan ayar düğmesinden gerilimin alt sınırı ayarlanır.

Şebeke gerilimi ayarlanan değerin altına düştüğünde normalde çekili olan röle ani olarak bırakır ve çıkış kontağı konum değiştirir.

Gerilim normale döndüğünde röle kendini resetler ve tekrar çekili konuma döner.

Düşük gerilim koruması olan cihazlarda gerilim değeri, normal değerin % 50 altına düştüğü zaman cihaz ani açma yaparak çıkış rölesini gecikmesiz olarak açar.

Bağlantı Şekli:

Devrede 2 numaralı uca L1 (faz) bağlanır. 3 numaralı ucu kontaktör bobinine, kontaktör bobin çıkışı nötre bağlanır. L1, L2, L3 uçları röle üzerinde gösterilen sırayla bağlanır. Nötr ucu N ile gösterilen uca bağlanarak bağlantı tamamlanır.

Faz Sırası Rölesi Bağlanarak Bir Asenkron Motorun Sabit Yön Şartlı Çalıştırılması Devresi

Devrenin Çalışması:

Üç fazlı asenkron motorlarda devir yönü; fazlardan biri sabit ikisi yer değiştirdiğinde değişmektedir.

Faz sırası rölesi faz sırasının yani devir yönü değişimi istenmeyen motorların taşıdığı üç fazlı sistemlerin korunmasında kullanılır.

Röle girişine şebeke fazları L1, L2, L3 fazları doğru sırada bağlandığında röle üzerindeki ışık yanar. Çıkış rölesi (C1) çalışmaz, kontakları kapalı konumdadır.

Eğer fazların yeri değişirse röle üzerindeki ışık söner ve çıkış rölesi enerjilenerek kontaklarını açarak motor enerjisini keser.

Bu durumda iki fazın yeri değiştirilerek sistem tekrar eski hâline getirilir ve normal çalışma sağlanır. 

Bağlantı Şekli: 

Devrede 2 numaralı ucu L1 (faz) bağlanır. 1 numaralı ucu kontaktör bobibine, kontaktör bobin çıkışı nötre bağlanır. N ucu nötre bağlanır. L1, L2, L3 uçları röle üzerinde gösterilen sırayla bağlanarak bağlantı tamamlanır.

PTC Bağlantılı Faz Koruma Rölesi Bağlanarak Bir Asenkron Motorun Çalıştırılması Devresi ve Çalışması

Devrenin Çalışması:

Motor korumasında vazgeçilmez bir eleman olan termik manyetik röle (aşırı akım rölesi) akım ayarlarının yüksek tutulması nedeniyle koruma işleminde yetersiz kalmaktadır.

Boşta çalışan ve küçük güçlü motorların kısa süreli iki faza kalması sargılarda aşırı ısınmaya neden olmaz. Bu şekilde uzun süreli çalışması hâlinde ise sargılar ısınacağından diğer koruma röleleri veya sigortalar devreyi açacağından sorun çözülür.

Fakat büyük güçlü motorlarda iki faza kalma veya bir faz geriliminin artması (veya azalması) sonucunda sargılar kısa sürede ısınır.

Bu durumda devrenin enerjisinin çok kısa sürede kesilmesi gerekir.

İşte bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için PTC bağlantılı motor koruma rölesi kullanılır.

1-Motorun herhangi bir nedenle iki faza kalması,

2-Her üç faz mevcut olduğu hâlde, fazlardan birisinin geriliminin nominal gerilimin %20’nin altına düşmesi veya yükselmesi,

3-Motor sargı ısısının aşırı artması,

durumlarında çok kısa sürede (0,2 sn.) motor kontaktörünü açarak motoru devre dışı bırakır.

PTC: Pozitif ısı katsayılıdır. Isıyla değeri yükselen bir değişken dirençtir.

Devrede 2 numaralı ucu aşırı akım rölesi kapalı kontağına, aşırı akım rölesi kapalı (T1) kontağı çıkışı stop butonuna, stop butonu çıkışı start butonuna, start butonu çıkışı L1 fazına bağlanır. Start butonu uçlarında kontaktör açık kontağı bağlanarak mühürleme yapılır. 3 numaralı ucu kontaktör bobinine, kontaktör bobini çıkışı nötre bağlanır. PTC uçları devrede gösterilen ptc uçlarına bağlanır. N ucu da nötre bağlanarak bağlantı tamamlanır.

Bir Fazlı Yardımcı Sargılı Asenkron Motorun Devir Yönünün Değiştirilmesi Devresi ve Çalışması

Devrenin Çalışması:

Yardımcı sargılı asenkron motorun devir yönünü değiştirmek için  ya ana sargı uçları sabit tutulup yardımcı sargı uçları yer değiştirilir ya da yardımcı sargı uçları sabit tutulup ana sargı uçları yer değiştirilir.

Bu devrede ana sargı uçları sabit tutulup yardımcı sargı uçları yer değiştirilmektedir. Devrenin kumanda kısmı elektriksel kilitlemeli devir yönü değiştirme devresidir.

İleri yön start butonuna basıldığında I kontaktörü enerjilenir. I kontaktörünün açık kontakları kapanır, kapalı kontakları açılır. Önündeki açık I kontağı kapandığı için A.S. (ana sargı) enerjilenir. Yardımcı sargı; I kontağı, S.A. (santrifüj anahtar) ve kondansatör üzerinden enerjilenerek I kontağı üzerinden devresini tamamlar. Motor ileri yönde dönmeye başlar, motor devrini alınca S.A. açılarak yardımcı sargı ve kondansatörü devreden çıkarır. Motor sadece ana sargı ile ileri yönde dönmeye devam eder. Stop butonuna basıldığında motor durur. S.A. eski konumuna geri gelir.

Geri yön start butonuna basıldığında G kontaktörü enerjilenir. G kontaktörünün açık kontakları kapanır, kapalı kontakları açılır. Önündeki açık G kontağı kapandığı için A.S. (ana sargı) enerjilenir. Yardımcı sargı; G kontağı, yardımcı sargı, kondansatör, S.A. (santrifüj anahtar) ve G kontağı üzerinden enerjilenerek devresini tamamlar. İleri yöne göre geri yönde yardımcı sargı uçlarından ters yönde akım geçişi olmaktadır. Motor geri yönde dönmeye başlar, motor devrini alınca S.A. açılarak yardımcı sargı ve kondansatörü devreden çıkarır. Motor sadece ana sargı ile geri yönde dönmeye devam eder. Stop butonuna basıldığında motor durur. S.A. eski konumuna geri gelir.


Bir Fazlı Yardımcı Sargılı Asenkron Motoru Kontaktör Yardımı İle Bir Yönde Sürekli Çalıştırma Kumanda ve Güç Devresi

Devrenin Çalışması:

Bu devrede kumanda ve güç devresi ayrı değil beraberdir.

Start butonuna basıldığında M kontaktörü enerjilenir ve kontakları konum değiştirir.

M kontaktörünün devredeki üç adet açık kontağı kapanarak mühürlemeyi gerçekleştirir ve bir fazlı motorun A.S. (ana sargının) ile Y.S. (yardımcı sargının) enerjilenerek çalışmasını sağlar.

Bir fazlı motor hem ana sargı hem de yardımcı sargı ile dönmeye başlar.

Motor devrini aldıktan sonra S.A (santrifüj anahtar) açılarak yardımcı sargı ve kondansatörü devreden çıkarır.

Motor sadece ana sargı ile çalışmaya devam eder.

Stop butonuna basıldığında motor durur.

S.A. (santrifüj anahtar) eski konumuna geri gelir ve bir sonraki çalışmaya hazır olur.

Devrede ana sargı ile yardımcı sargı arasında faz farkı meydana getirmek için yardımcı sargıya seri bir kondansatör bağlanmıştır.



3 Fazlı Asenkron Motorun Sınır Anahtarı İle Çalıştırılması Güç ve Kumanda Devresi, Devrenin Çalışması

Devrenin Çalışması:

Hareketli sistemlerde bir hareketin durdurulduğu başka bir hareketin başlamasına yarayan devre elemanına sınır anahtarı denir.

Sınır anahtarının iç yapısı çift yollu butonların iç yapısıyla aynıdır.

Sınır anahtarlarında amaç insan eliyle değil bir makina parçasının, kapının, vagonun, kabinin temasıyla çalışmanın veya durdurmanın sağlanmasıdır.

Normalde kapalı bir üst kontak ve normalde açık bir alt kontağı vardır.

Sınır anahtarlı devrede elektriksel kilitlemeli devir yönünü değiştirme devresine iki adet sınır anahtarı ilave edilmiştir.

İleri start butonuna basıldığında I kontaktörü enerjilenmektedir.

Yük vagonu ileri yönde hareket etmekte ve S.A.1 sınır anahtarına kadar gelmektedir.

S.A.1 sınır anahtarına temas ettiğinde sınır anahtarı kumanda devresindeki kapalı kontağını açarak I kontaktörünün enerjisini keser ve yük vagonu durur. 

Geri start butonuna basıldığında G kontaktörü enerjilenmektedir.

Yük vagonu geri yönde hareket etmekte ve S.A.2 sınır anahtarına kadar gelmektedir.

S.A.2 sınır anahtarına temas ettiğinde sınır anahtarı kumanda devresindeki kapalı kontağını açarak G kontaktörünün enerjisini keser ve yük vagonu durur.

İleri start butonunun önünde geri kontaktörünün kapalı kontağı, geri start butonunun önünde ileri kontaktörünün kapalı kontağı bulunur. Buna elektriksel kilitleme denir.

Böylece motor ileri yönde dönerken geri start butonuna basıldığında önündeki ileri kapalı kontağı açılmış olacağı için olası bir kısa devre önlenmiş olur. Aynı durum motor geri yönde dönerken ileri start butonuna basıldığında önündeki geri kapalı kontağı açılmış olacağı için olası bir kısa devre önlenmiş olur.

Güç devresinde devir yönü değişikliği için ileri yön kontaktörüne fazlar bağlandıktan sonra geri yön kontaktörüne bağlanırken fazlardan biri sabit tutulup diğer ikisi yer değiştirilir.



Fisker’in Elektrikli Arabalarda 1 Dakika Şarj İle 800 Kilometre Mesafe Yol Alabilen Batarya Teknolojisi


Fisker’in buluşu otomobil dünyasını sarsabilir

Dünya Tesla’ya odaklanmışken elektrikli teknolojisiyle bilinen Fisker, 1 dakika şarjla 800 kilometre sürüş sağlayan yeni bir batarya teknolojisi için patent başvurusunda bulundu

Otomobil dünyasında elektrikli arabalar popülerliğini arttırırken, piyasanın gelişmesindeki en büyük engellerden biri olarak gösterilen şarj süresi ve sürüş menziliyle ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Fisker ismindeki görece küçük sayılabilecek bir üretici, katı hal lityum iyon bataryalar için patent başvurusunda bulundu ve 2023 içinde üretime geçilmesi planlanıyor.

Emotion elektrikli sedan modeli için ön sipariş toplayan üretici, 2.5 kat daha fazla yoğunluğa sahip yeni katı hal batarya teknolojisi sayesinde 1 dakika şarj ile 800 kilometre sürüş sağlayacağını iddia ediyor.

Fisker’in batarya geliştirme departmanı ekibinin çoğunluğu Sakti3 şirketinin ar-ge ekibinden oluşuyor. Söz konusu şirket, 2020 yılında elektrikli araba pazarına girmek isteyen Britanyalı elektrikli ev gereçleri devi Dyson tarafından satın alınmıştı. Japon Toyota’nın da benzer bir teknoloji üzerinde çalıştığı ve 2022 yılında piyasada olması bekleniyor.

Toshiba’nın ekim ayı başında 6 dakika ultra hızlı şarj ile 320 km sürüş mesafesi sağlayan yeni teknolojisinin ardından Fisker’in 1 dakikada 500 mil yani 800 kilometre vaadi otomobil dünyasını temelinden sarsabilir. Yeni teknoloji ocak ayında Las Vegas’ta yapılacak Tüketici Elektroniği Fuarı’nda tanıtılacak.

Fisker’in ön sipariş toplayan ve 2019 yılında üretimde olması beklenen Emotion modeli ise hâlihazırda 9 dakika şarj ile 200 kilometre sürüş vadediyordu.

LG Chem pile sahip olan ve tam şarjla 650 kilometre gidebilen 130 bin dolarlık araç için istekte bulunanlar 2 bin dolar kapora vermek zorunda fakat yeni teknoloji için Fisker’in nasıl bir araç planlaması yapacağı bilinmiyor.

Tesla ile teknoloji ve tasarım patentleri konusunda 2008 yılında davalık olan Fisker kazanan taraf olmuştu.

14 Kasım 2017 Salı

17 Yıl Akıl Hastası Olarak Kaldığı Hastaneye Yönetici Olan Marie Rose Balter'in Hayat Hikayesi


Marie Rose Balter'in yaşadığı onca acıdan, eziyetten sonra umutsuzluk ve öfkeye kapılmayan, affetmeyi öğrenip kendisini bile şaşırtmayı başaran, hayat hikayesi film olan güçlü bir kadının sıra dışı hikayesi.

Marie, 1930 yılında alkolik bir annenin evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelir. Annesi ona bakamadığı için 5 yaşındayken yurda verir.

Kısa bir süre sonra bir çift Marie'yi evlatlık edinir. Evlatlık edinen çift sadist çıkar. İtalyan asıllı bu çift küçük kızı evin mahzenine kapatır ve sistematik biçimde işkence ederler. Dışarıdan bakıldığında oldukça normal görünen bu çiftin etrafında da saygınlıkları vardır. Böylece bu durumu rahatlıkla gizlerler. Marie'nin hayatı tam bir cehennem olmuştur.

Marie Rose 17 yaşında depresyon sebebiyle felç geçirir. Fazlaca halüsinasyon görmektedir. Bu yüzden doktorlar şizofreni teşhisi koyar. Böylece Marie'nin 17 yıllık akıl hastanesi dönemi başlar. Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvrandığı zor yıllardır. Yemez, içmez, hareket etmez. Aklından geçirebildiği tek şey intihar etmektir.

17 yıllık hastane sürecini takip eden doktorlar Marie'nin durumunu yeniden değerlendirir. Sonunda onun şizofren olmadığına, yaşadıkları yüzünden ağır bir depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verirler. Hastanede edindiği arkadaşları ve onu seven birkaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaneden çıkar. Marie'yi yeni ve sıfırdan başlayacak bir hayat beklemektedir.

Artık özgürdür. Yaşamını nasıl sürdüreceğine 34 yıl sonra ilk kez kendisi karar verecektir. Terk edilmiş, işkence ve tacize uğramış, yılları heba edilmiş bir kişi için hiç de kolay olmayan bir karar verir ve yaşamayı seçer. Umutsuzluğa düşmek, hala nefes alıyorken kendisine verilen bu şanstan vazgeçmek onun için bir seçenek bile olmamıştır. Önünde yaşayacağı yılları düşünmüş, geçmişindeki kahrolduğu yıllara öfke duymaktan vazgeçip umutla yeni yoluna başlamıştır.

Uzmanlar "Aklı dengesi yerinde değil, okuması imkansız" deseler de Marie, Salem State Üniversitesi Psikiyatri bölümünü kazanır. 

Bu ara kanserle mücadele eder ve kazanır. 

Yolu bir gün kendisi gibi akıl hastanesinden çıkmış ve iyileşmiş olan Joe ile kesişir. Joe ve Marie evlenir. Ancak evliliği maalesef Joe'nin ölümü sebebiyle sadece 6 sene sürer. 

Ardından Marie kendini işine adar. Uzun yıllar doktor olarak çalışır. Daha sonra Harvard Üniversitesi'nde mastır yapar. Psikiyatrik hastalar ilgi alanı olmuştur. Verdiği konferanslar çok ilgi görür. 

Biyografisi yazılır ve hayat hikayesi film (Nobody's Child) olur. Hayatını acıklı bir şekilde anlatan bu film birçok ödüle layık görülür.

Elli sekiz yaşına geldiğinde okuyunca tüylerinizi ürpertecek, kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir şey yapar. On yedi yılını geçirdiği Masachusetts Danver Devlet Hastanesi'ne yönetici olarak atanmıştır. İşte bu belki de yaşadıklarımız karşısında gösterdiğimiz duruştan sonra hayatın bize ödül verme şeklidir.

Marie bir basın toplantısında şunları söyler: "Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir damla bile gelişemezdim. Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu. Ve bugün bu hastaneye yönetici olarak dönemezdim."

Marie'nin zafer açıklaması da şöyledir: "En uzun yolculuk, beynimizden yüreğimize yaptığımız yolculuk. Affetmek bu yolculuğun en kestirme yolu. Affetmeyi gerektiren her yara, içinde önemli bir dersi barındırır. Dersi görebilmek için yarayı yeniden deşerek yüzleşmek zorunda kalsak bile..."

Marie bu hayatta hiçbir şeyin imkansız olmadığını, yaşanılan her zorluk karşısında öfke duymak yerine affetmek gerektiğini gösteren en güzel örneklerden sadece bir tanesi. Ama kabul edelim ki çarpıcı bir örnek.

Hayat belki her zaman mükemmel sunumlarda bulunmuyor ama gerçekten affetmeyi öğrenmek gerek belki de.

Bu yazıyı sonlandırdığınızda kendinize bir iyilik yapın ve bu sayfayı kapatmadan içinizde öfke duyduğunuz en az bir kişiyi affedin ve bugün hayatınız için güzel bir başlangıç olsun.

9 Kasım 2017 Perşembe

Çoklu Zeka Kuramı Nedir? Zeka Çeşitlerine Göre Öğrencilerin Özellikleri Nelerdir?


Zekâ:

Öğrenme, öğrenileni kullanma ve öğrenilenlerden yeni çözüm yolları üretebilme kapasitemizdir. Düşünüp akıl yürütebilme; sorgulayıp sonuç çıkarabilme becerisi de diyebiliriz.

Öğrenme dediğimizde, zekânın öğrenme becerisiyle de ilgili olduğunu söylemiş oluyoruz. Öyleyse, müzik konusunda çok iyi bir kulağa sahip ve hızlı öğrenme becerisi olan birinin matematik işlemlerini öğrenmekte zorluk çekmesini nasıl ifade edebiliriz? Bu durumda, örneği verilen kişi için “zeki” veya “zeki değil” diyebilir miyiz?

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI NEDİR?

Çoklu zekâ kuramı: Harvard üniversitesi’nde bilimsel çalışmalar yapan Amerikan psikolog Howard Gardner tarafından öne sürülen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre insan zekâsı 8 alt kategoriye ayrılmış ve 9. alt kategori üzerine de araştırmalar başlamıştır. Mevcut 8 alt kategori, insanın sahip olduğu zekâsını hangi alanlarda daha etkin kullanabildiğini gösteren –veya sınıflandıran- zekâ türlerinden oluşmaktadır. Gardner çoklu zekâ kuramına göre her insanın özel yetenek alanları ve zekâsını kendine özgü kullanma biçimi vardır.

Çoklu zekâ kuramı, zekânın tek olduğunu ama kendi içinde sınıflara ayrıldığını ifade eder. Bununla birlikte her zekâ çeşidinin dinamik olup geliştirilebilir olduğunu belirtir.

İnsan zekâsını 8 farklı boyutta inceleyerek 8 farklı sınıfa ayıran Howard GARDNER, bu boyutları aşağıdaki şekilde sınıflandırmıştır.

Çoklu Zekâ Türleri

1- Görsel - Uzamsal Zekâ
2- Bedebsel - Kinestetik Zekâ
3- Müziksel - Ritmik Zekâ
4- Sözel Zekâ
5- Kişisel - İçsel Zekâ
6- Sosyal Zekâ
7- Mantıksal - Matematiksel Zekâ
8- Doğasal Zekâ
9- Varoluşsal Zekâ (9.su olabileceğine inanılan zekâ türü)

Çoklu Zekada İlkeler

Öncelikle çoklu zekanın ilkelerini bilmekte fayda var:

- İnsanlardaki zekalar tanımlanabilir, geliştirilebilir, ölçülebilir.

- İnsan gelişimiyle ilgili bütün kuramlar ve bilimsel çalışmalar, çoklu zeka teorisini desteklemekte ve kabul etmektedirler.

- Bir zeka alanını ilgilendiren çalışmalarda diğer zeka alanlarından da faydalanılabilir.

- Şu anda bilinen ve tanımlaması yapılan zeka türlerinden farklı zekaların da olması mümkündür.

- Kişisel özellikler, çevre, inançlar ve yargılar, kültür gibi etkenler zekanın gelişimi üzerinde etkilidir.

- Zeka denilen durum her insanda farklı süreçlerde oluşur ve her zeka türü dinamiktir.

- Her birey kendine özgü özelliklere sahiptir ve zeka da kişiye özgü bir durumdur.

- Her insanda farklı türde zeka gelişimi vardır.

- Her zeka türü kendine özgü olarak değerlendirilmelidir. 

- Zekanın yapısı, dikkat, algı, hafıza, problem çözümü gibi birçok etken ışığında farklı süreçlerden meydana gelir.

1- GÖRSEL - UZAMSAL ZEKÂ NEDİR?

Uzamsal zekâ, görsellikle ilgili olan ve aslında görsel-uzamsal olarak adlandırılan bir zekâ türüdür. Buradaki görsellik, hem görmeyle, hem de zihin gözü denilen zihinde canlandırmayla ilgilidir. Zihinsel anlamda ilk gelişim alanlarından biridir çünkü insan doğduğu andan itibaren görmektedir.

Görülenleri hafızaya alma, anlatılanları ise zihinde canlandırma, boyutlandırma ve görsel tasarımlar kurgulama uzamsal-görsel zekâ becerileridir. Bazı insanlarda temel düzeyde olan görsel zekâ, sanatsal alanlarda kendini kanıtlamış kişilerde daha belirgin gözlemlenebilmektedir. Bu zeka türüne sahip kişiler ressam, fotoğrafçı, mühendis, mimar, tasarımcı, görsel sanatçı, rehber olabilir.

Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci;

1- Haritaları, çizelgeleri ve diyagramları yazılı materyallerden daha kolay okur.

2- Sanat içerikli etkinlikleri sever.

3- Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar.

4- Yaşına göre yüksek düzeyde beceri gerektiren figürleri ve resimler çizer.

5- Filmleri, slaytları ve diğer görsel sunuları izlemeyi tercih eder.

6- Bulmaca çözmekten hoşlanır.

7- Renklere karşı çok duyarlıdır.

8- Resimli yayınlardan daha çok hoşlanır.

9- Elinde bulunan materyallere bir şeyler çizer.

10- Daha önce gittiği yerleri kolay hatırlar.

11- Yaşına göre ilginç üç boyutlu yapılar veya modeller oluşturur.

12-Okurken kelimelere oranla resimlerden daha çok öğrenir.

13-Varlıkların görsel imgelerini çok iyi çizer.


2- BEDENSEL - KİNESTETİK ZEKÂ NEDİR?

Kinestetik zekâ, beyin-beden koordinasyonuyla ilgili ve aslında bedensel-kinestetik olarak adlandırılan bir zekâ türüdür.

Kinestetik zekâsı gelişmiş olan kişiler jest ve mimiklerini adeta ustalıkla kullanırlar. Bu sayede, duygu ve düşüncelerini anlatma konusunda başarılıdırlar. Sadece günlük konuşma değil; sanatsal kompozisyonlar konusunda da iyidirler. Örnek: Kusursuz aktardığı koreografiyle mesaj veren bir dansçı.

Kinestetik-bedensel zekâsı ön planda olan kişilerin zihinsel ve bedensel uyumu hemen fark edilir. Düşündüklerini, harekete dökme konusunda iyi oldukları için bedenlerini oldukça sanatsal kullanırlar. Başarılı sporcularda bu örneği görebilmekteyiz.

Bedensel – kinestetik zekası kuvvetli olan bir öğrenci ;

1- Duygularını belirgin olarak vücut diliyle ifade eder.

2- El becerileri iyidir.

3- İnsanlara, canlı ve cansız varlıklara dokunmaktan hoşlanır.

4- Bir veya birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdır.

5- Bir yerde uzun süre kaldığında hareket etmeye, kımıldamaya ihtiyaç duyar.


3- MÜZİKSEL - RİTMİK ZEKÂ NEDİR?

Müziksel zekâ doğadaki seslere ve müziğe karşı duyarlılığın yüksek olmasıyla ilgili bir zekâ türüdür.

Müziksel zekâsı ön planda olan kişiler bazen hiç eğitim almadan bir enstrümanı çalabilir; notalarını bilmediği müzikleri sadece dinleme yoluyla öğrenip çalabilirler.

Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci ;

1- Şarkıların melodilerini çok iyi hatırlar.

2- Güzel şarkı söyleyebilme sesine ve yeteneğine sahiptir.

3- Bir şarkının makamını, notalarını, eslerini ayırdedebilir.

4- Öğrendiği şarkıları paylaşmak ister.

5- Herhangi bir müzik aletini çok iyi çalar ya da bunun eğitimini almak ister.

6- Konuşurken veya hareket ederken elleri ve ayakları ile ritim tutar.

7- Farkına varmadan kendi kendine mırıldanır.

8- Ders çalışırken farkında olmadan masaya vurarak ritim tutar.

9- Çevresindeki seslere duyarlıdır.

10-Bir şarkı duyduğunda farkında olmadan ona eşlik eder.

11- Müzik çalan bir ortamda daha verimli çalışır.


4- SÖZEL ZEKÂ NEDİR?

Sözel zekâ, dil becerileriyle ilgili olan ve aslında sözel-dilsel olarak adlandırılan bir zekâ türüdür. İnsanın, zihnindeki düşünceleri sözcüklerle ifade edebilme; sözcüklerle anlatılanları da zihninde anlamlandırabilme becerileriyle ilgilidir.

Sözel zekâsı iyi olan kişilerin olayları kompoze etme, hitap ve sözlü-yazılı sunum konusundaki yetenekleri belirgindir. Okullarda sözel zekâya hitap eden ve sözel zekâyı geliştirme etkisi olan derslere oldukça fazla odaklanılmıştır.

Yazarlar, hatipler, şairler, siyasetçiler, dil bilimciler ve benzer mesleklerde başarılı olmuş kişilerin sözel zekâsı ön plandadır.

Bu zekası kuvvetli olan bir öğrenci;

1- Diğer öğrencilerden daha iyi yazar.

2- Uzun hikayeler ve fıkralar anlatır.

3- İsimler, yerler ve tarihler ile ilgili iyi bir hafızaya sahiptir.

4- Sözcükleri anlamlarına uygun bir biçimde kullanır.

5- Yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahiptir.

6- Başkalarıyla yüksek düzeyde sözel iletişime girer.

7- Tekerlemeleri, anlamsız ritimleri ve sözcük oyunlarını sever.

8- Okumayı sever.

9- Dinleme becerisi yüksektir; dinleyerek daha iyi öğrenir.

10- İyi bir hafızası vardır.


5- KİŞİSEL - İÇSEL ZEKÂ NEDİR?

İçsel zekâ, kişinin kendini iyi tanıma ve bunu faydaya dönüştürme becerisiyle ilgilidir. Bu zekâ türünü önemli kılan, beceri-hedef uyumudur. Yani, içsel zekâsı gelişmiş kişiler, neler yapabilecekleri konusunda neredeyse kusursuz bir öngörüye sahiptirler. Dolayısıyla, başladıkları işte başarılı sonuçlar elde etme olasılıkları yüksektir.

Kendi davranışlarını, sosyal etkileyiciler ile birleştirip yorumlama konusunda yetenekli kişiler içsel zekâsı gelişmiş kişilerdir. Daha çok yazar, sosyal hizmet uzmanı, iş adamı, ressam, sanatçı, heykeltıraş olabilirler.

İçsel zekaya sahip öğrencilerin bazı özellikleri şunlardır;

1. Bağımsızlık duygusu gelişmiştir.

2. Güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadır.

3. Bireysel çalışırken daha başarılıdır.

4. Amaç ve hedeflerine ilişkin iyi bir anlayışa sahiptir.

5. Düşünce ve davranışları arasında tutarlılık vardır.

6. Kendisine her zaman güvenir.

7. Yaşadıklarında her zaman ders alır.


6- SOSYAL ZEKÂ NEDİR?

Sosyal zekâ, bireysel veya toplumsal davranışları iyi analiz etme, iyi iletişim kurma becerileriyle ilgilidir. Sosyal zekâsı gelişmiş olan kişiler, karşısındaki insanın duygularını anlama ve hatta yönetme konusunda başarılıdırlar.

Topluluklara hitap eden siyasetçi, eğitmen ve benzeri meslek gruplarında başarılı olan kişiler sosyal zekâsıyla ön plana çıkmaktadır.

Sosyal zekânın gelişmiş olması kişiye geniş bir çevre, sevilen kişi olma, kabul edilme gibi avantajlar sağlar.  Öğretmenlik, rehberlik, politika, danışmanlık, psikologluk, yönetim ve organizasyon uzmanlığı bu zeka türüne sahip bireylerin yapabileceği mesleklerdendir.

Sosyal zekası güçlü olan bir öğrencinin bazı özellikleri şunlardır.

1. Arkadaşlarıyla ya da akranlarıyla sosyalleşmeyi çok sever.

2. Grup içerisinde doğal bir lider görünümündedir.

3. Problemi olan arkadaşlarına her zaman yardım eder.

4. Dışarıda iken kendi başının çaresine bakabilir.

5. Başkaları ile birlikte ders çalışmayı veya oyun oynamayı çok sever.

6. En az iki veya üç yakın arkadaşı vardır ve onları sık sık arar.

7. Başkaları daima onunla birlikte olmak ister.

8. Başkalarına selam verir, onların hatırlarını sorar ve onları önemser.

9. Empati yeteneği çok iyi gelişmiştir.

10. Bir şeyi başkalarıyla işbirliği yaparak, onlarla paylaşarak ve öğreterek öğrenmeyi sever.


7- MANTIKSAL - MATEMATİKSEL ZEKÂ NEDİR?

Matematiksel zekâ, sayı ve sembolleri etkin kullanma, soyut kavramlar türetme ve mantık yürütebilme becerileriyle ilgilidir. Mantıksal-Matematiksel zekâ olarak da adlandırılır.

Matematiksel zekâsı ön planda olan kişiler analitik düşünebilme konusunda iyidirler. Parçaları bir araya getirip sonuç çıkarma, tümden gelim veya tüme varım konusunda başarılıdırlar.

Muhakeme yeteneği, matematiksel zekânın bir parçasıdır. Matematiksel zekâ kişinin neden-sonuç ilişkisi kurabilmesini ve sağlam sorgularla, sağlıklı sonuçlar elde etmesini sağlar. Okullarda matematiksel zekâya hitap eden dersler, tıpkı sözel zekâ dersleri gibi ağırlıklıdır.

Bu zeka türüne sahip insanlar matematikçi, mühendis, mimar, istatistikçi, ekonomist, bilim adamı, bilgisayar uzmanı gibi meslekler seçebilirler.

Mantıksal –matematiksel zekası kuvvetli bir öğrenci ;

1- Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında çok soru sorar.

2- Soyut ve kavramsal düşünebilir.

3- Bilgiler arasında bağlantılar kurar.

4- Güçlü bir muhakemesi vardır.

5- Satranç oyunları oynamaktan zevk alır.

6- Matematiksel problemleri kafasında kolayca ve çabucak çözer.

7- Matematik dersini sever.

8- Matematiksel hesaplama oyunlarını ilginç bulur.

9- Mantıksal bulmacaları çözmeyi ve satranç veya dama gibi stratejikoyunları oynamayı sever.

10-Olayları ve nesneleri kategorilere ayırmayı veya onları hiyerarşik olarak düzenlemeyi sever.

11- Yüksek düzeyde bilişsel düşünme becerisi içeren deneylere katılmayı sever.

12-Yaşıtlarına kıyasla soyut düşünebilme ve sebep-sonuç ilişkisi kurabilme kabiliyetleri çok iyi gelişmiştir.


8- DOĞASAL ZEKÂ NEDİR?

Doğasal zekâ, doğayı büsbütün yorumlama becerisiyle ilgilidir. Doğa zekâsı olarak da isimlendirilir.

Doğasal zekâsı yüksek kişiler, doğayı ve doğadaki canlıları inceleyip çıkarımlar elde etme konusunda başarılıdırlar.

Hayvan ve doğa belgesi izleme konusunda istekli kişilerin doğasal zekâsının diğer insanlardan daha belirgin olması tesadüf değildir. Arkeoloji, dağcılık, izcilik, belgesel çekimi, botanik, jeoloji alanlarında aktiftirler. Bu zeka türüne sahip bireyler doğayla ilgili tüm meslekleri seçebilirler: Botanik, Dağcılık, Kimya, Biyoloji, Zooloji, Meteoroloji, Jeoloji, Arkeoloji, Tıp, Fotoğrafçılık, İzcilik gibi çok geniş bir alandaki mesleklerin tümü bu zeka türüne sahip kişilerin severek yapacakları işlerdir.

Doğasal zekaya sahip öğrencilerin bazı özellikleri şunlardır;

1. Doğa olaylarına çok meraklıdır.

2. Bitki yetiştirmeyi çok sever. Sınıftaki çiçeklerin bakımını üstlenir.

3. Doğa ve hayvanlarla ilgili konuları iliyle takip eder.

4. Mevsimleri ve iklim olaylarını yakından takip eder.

5. Doğa ve hayvanlar ilgili belgeselleri izler.

6. Çevreye karşı duyarlıdır.

7. Toprakla oynamayı sever.

Üzerinde çalışılan ve çoklu zekâ kuramına sonradan eklenen diğer zekâ türü; varoluşsal zekâ hakkında:


9- VAROLUŞSAL ZEKÂ NEDİR?

Varoluşsal zekâ, birçok kez mantık yürütmenin zor olduğu ve duyulup hissedilemeyen konularda etkin yorum yapabilme becerisiyle ilgilidir.

Varoluşsal zekâsını iyi kullanan kişiler, inanması güç olup öte yandan ihtiyaç derecesinde olan kavramların anlamlandırılması ve insan zekâsına uygun bir şekilde sunulması konusunda yeteneklidirler.

Din adamları, fizikçiler, kuantumcular, matematikçiler ve benzeri gibi en uç noktaları irdeleyen kişilerin varoluşsal zekâsı ön plandadır.

SONUÇ OLARAK:

Zekâ üzerinde yapılan araştırmaların daima ortak noktayı işaret etmesi tesadüf olamaz. İnsan beyni ve zekâ üzerine yapılan tüm bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, zekâ geliştirilebilir bir potansiyeldir. Yine yapılan araştırmalar, zekâ gelişiminin büyük oranda çocuk yaşta gerçekleştiğini ifade ediyor.

Gardner’ın zekâ türlerini kategorize etmesi, tüm dünya genelinde okulların müfredatına adeta ışık tutuyor. Eğitmenler, çocukları zihinsel becerilerine göre gruplandırıp onlar için en uygun yönlendirmeleri yapmaya çalışıyorlar.

Sözel zekâsını daha etkin kullanan öğrencilerin sözel bölüm-mesleklere yönlendirilmesi; matematiksel zekâsını etkin kullanan öğrencilerin sayısal bölüm-mesleklere yönlendirilmesi elbette önemlidir. Bununla birlikte, diğer zekâ çeşitlerini de değerlendirip eğitim alanlarının genişletilmesi çok önemlidir.

Veba Geceleri (Orhan Pamuk) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Veba Geceleri Kitabın Yazarı: Orhan Pamuk Kitap Hakkında Bilgi: Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı Veba Geceleri, 190...