20 Mayıs 2017 Cumartesi

Elektrikli Deniz Aracı Quadrofoil Q2S


Elektrik motorları geleneksel motorların yerini almaya devam ediyor. Her geçen gün menzili daha da artan elektrikli otomobiller ve enerji verimliliği yüksek, çevre dostu elektrikli uçak tasarımlarından sonra elektrikli araç teknolojilerindeki en dikkat çekici gelişmelerden biri elektrikli deniz araçları.

18 Mayıs 2017 Perşembe

Üretilen Elektrik Enerjisinin İletimi ve Dağıtımı Nasıl Yapılmaktadır?



Genellikle elektrik üretim santrallarıyla tüketim merkezleri birbirine uzaktır.

Aralarındaki bağlantı, iletim şebekesi ve enterkonekte sistemlerle sağlanır.

Elektrik (alternatif akım) depolanamadığından, üretildiğinde hemen kullanıcıya ulaştırılması gerekir.

Bu da üretim ve tüketimin her an dengede tutulması demektir. Öte yandan tüketim miktarı bölgelere, mevsimlere ve hatta günün saatlerine göre büyük değişiklikler gösterebilir. 

Enterkonekte sistemler, üretimi tüketim düzeyindeki değişimlere uyarlamayı sağlar.

Elektriğin iletimiyse, gerilimin değerine bağlı olarak değişen elektrik hatları aracılığıyla gerçekleştirilir. 

Gerilim arttığında iletim işleminde ciddi tasarruflar sağlanır: enerji kaybı gerilim düzeyiyle ters orantılı olduğu için enerjiden, hat miktarı azaldığı için yerden, şebekedeki bakım masrafları azaldığı için de harcamalardan tasarruf edilir. Mesela, 1.000 MW’lık bir nükleer santralin ürettiği elektriği boşaltmak için, 380 000 V’luk bir hat kullanılır; oysa aynı işi görmek için 154 000 V’luk altı hat veya 66 000 V’luk 30 hat gerekir. 

Hat geriliminin yüksek olması hattan geçen akım miktarının düşmesine neden olur. Böylece elektrik enerjisi iletimi ve dağıtımı daha masrafsız olur. Ayrıca hattaki gerilim düşümü de daha az olmuş olur.

Enterkonekte sistemler çok dağınık bölgelerin üretim imkanlarını birleştirerek, aynı malzeme güvenliği bakımından gerekli olan güç miktarınının azalmasını sağlar.

Arızalar meydana geldiğinde, yerinde değiştirilmesi gereken parçalar o an içinde elde bulunmayabilir. Bu durumda enterkonekte sistem yardıma koşar; elektrik enerjisi iletimi istasyonlarında gerilimin akış yönü ayarlanarak anında ve en az harcamayla üretim ile tüketim arasındaki denge sağlanır. 

Şebekenin yönetimi için gerekli emirler ve bilgiler özel iletişim hatları, özel telsizler kullanılarak sağlanır.

Uzaktan ölçüm, düzenleme, sinyalizasyon ve alarm donanımları gibi çeşitli otomatik sistemler de giderek yaygınlaşmaktadır. Bu aygıtlar şebekeyi sürekli denetleyen yönetim görevlilerine ve bilgisayarlara anında sorunlara müdahale etme imkanı verir.

Elektrik Enerjisi İletimi

Türkiye’de elektrik enerjisi iletimi genellikle Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) sorumludur; bazı bölgelerde bu işi özel şirketler üstlenmiştir. 

Dağıtım kuruluşu tüketim ihtiyacına göre şebekler kurmak, bunları yönetmek ve yenilemek, tüketicileri şebekeye bağlayan bağlantıları yapmak, dağıtılan elektriğin sürekliliğini sağlamak ve miktarını sabit kılmakla yükümlüdür.

İletim sistemi aracılığıyla yüksek gerilimde taşınan elektrik, alçak gerilime düşürülerek bir dağıtım merkezine, yani transformatör istasyonuna ulaştırılır. 

Kırsal bölgelerde bu şebekeler açıktadır; yerleşim bölgelerindeyse çoğunlukla yeraltına döşenmiştir. 

Orta gerilim/alçak gerilim merkezlerinin bağlayıcı elemanı , farklı gerilimdeki iki şebekeyi birbirine bağlayan ve kısaca trafo denen transformatördür. 

Alçak gerilimli dağıtım sistemi tüketicilere üç fazlı ve bir topraklı (nötr) elektrik sağlar; elektrik iki gerilim düzeyinden oluşur. Bunlardan giderek yaygınlaşanı fazlar arası 380V ve faz-toprak arası 220V gerilimidir. 

Fazlar arası 220 V ve faz-nötr arası 127 V olanı giderek azalmaktadır. 

En çok kullanılan sistemler üç fazlı 380 V ve tek fazlı 220 V’ tur. Bu seçeneğe göre, bir alet 4 tele veya 2 tele bağlanır. 

Elektrik akımının frekansı bütün Avrupa’da ve Türkiye’de 50 Hz, Amerika kıtasındaysa 60 Hz’dir. 

Bir motor veya bir bilgisayar, aygıtın içinde kullanılan frekansa eşit frekanslı bir şebekeye bağlanmadıkça düzgün çalışamaz.

Adıyaman'lı Amca Benzine Para Bulamayınca Motorsikletini Güneş Enerjisi İle Çalıştırdı


Adıyaman'da bir vatandaş yaşadığı maddi sıkıntı nedeniyle benzinli motosikletini güneş enerjisiyle çalışır hale getirdi.

Bir şirkette taşeron işçi olarak çalışırken işten çıkarılan ilkokul mezunu Ömer Demir (55), yaşadığı maddi sıkıntı nedeniyle benzinli motosikletini kullanamaz hale geldi. Gezmeyi çok seven Demir, bunun üzerine güneş enerjisiyle çalışan motor yaptı.

Temin ettiği 4 güneş enerjisi paneliyle motosikletini çalıştırmayı başaran Demir, gazetecilere yaptığı açıklamada, geliştirdiği sistem sayesinde 1 lira bile ödemeden doyasıya gezdiğini belirtti. Motosikletinin kendisini kesinlikle yolda bırakmadığını ifade eden Demir, şunları kaydetti: "Benzin fiyatları oldukça yüksek, maddi durumum da iyi değil. Bir anda motosikletime güneş paneli takıp maliyeti sıfırlama fikri aklıma geldi. Yaptığım çalışmalar sonucu, motosikletime güneş enerjisi panelleri taktırarak çalıştırmayı başardım. Güneşin olmadığı zamanlarda bile aküde depolanan enerjiyle 60 kilometre yol gidebilirim. Hedefim motosikletim ile önce Ankara, daha sonra da Türkiye turu atmak. Şu an çok mutluyum."

CNNTÜRK

14 Mayıs 2017 Pazar

Çöp Kamyonu Teorisi Nedir?

Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu. Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı. Sordum: “Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.”
Taksi şoförü bana, şimdi “Çöp Kamyonu Kanunu” dediğim şeyi öğretti. Şoför pek çok insanin çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın. İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler.
Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla ‘size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.’ Hayatta başınıza gelenlerin yüzde 10’u dış etkenlerden, yüzde 90’ı ise nasıl tepki vererek karşıladığınızdır. Yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez.

11 Mayıs 2017 Perşembe

Elektronik Sigaranın Çalışma Prensibi, Fayda veya Zararları Nelerdir?


Elektronik Sigara Nelerden Oluşur?

Piyasada birçok çeşitli elektronik sigara mevcuttur. Genel olarak yapısı bir Atomizer yani likiti yakan kısım birde pil kısmı yani iki bölümden oluşmaktadır. Atomizer kısmı asıl elektronik olan kısım olup likit içerisindeki sıvıyı alarak buhar haline getirmektedir. Pil kısmı ise atomizerin çalışması için gerekli enerjiyi veren bölümdür. Kalitesiz ürünlerde pil (batarya) kısmından dolayı patlamalar ve buna bağlı yaralanmalar olmaktadır.
Likit Kısmın İçinde Neler Bulunur?

Bu ürünlerin içerdiği maddeler; nikotin, propilen glikol, tütün esansı, gliserin, organik asit, sitrik asit, alkol, su, diğer katkı maddeleri şeklinde. İçeriğinde nane, çikolata gibi aromalara da yer verilmektedir. Ürünün içerdiği nikotin miktarı her nefes için 0,1-30 μg arasında değişebilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde, çocukların ve gençlerin ilgisini azaltmak için e-sigaraya mentol dışında aroma konması yasaklanmıştır.

Her ne kadar insan sağlığını korumak, sigarayı bıraktırmaya yardımcı olmak amacıyla piyasaya çıksa da işin aslının bu olmadığı; yapılan bilimsel çalışmalar sonucu ortaya konmuştur.

E-sigara satışı yapan web siteyi ve satış yapan yerleri ALO 171 üzerinden şikayet edebiliyorsunuz.


İçerdiği zararlı maddelere ayrıntılı bakmak gerekirse; çalışmalar göstermiştir ki, e-sigara toksik ve kanserojen birçok madde içerir. Goniewicz ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada; sigarada bulunan toksik maddelerin, e-sigaradan çekilen buharda da bulunduğu görülüyor. 

Elektronik sigaranın kanıtlanmış bu toksik ve kanserojen içeriği, reklamlarında söylenen “zararsızdır” savı ile çelişmektedir.


Elektronik Sigaranın Sağlığa Zararları Nelerdir?

E-sigaranın sitotoksisite olarak bilinen hücre ölümü üzerine etkisi araştırılıyor. Hücreye büyük bir zarar verdiği görülüyor. Özellikle insan embriyo kök hücreleri, fare nöral kök hücreleri ve pulmoner fibroblastlar üzerine sitotoksik etki gösterdiği; Bahl ve arkadaşlarının yaptıkları çalışma ile ortaya konulmuştur.

Elektronik sigara buharındaki ince partiküllerin insan vücudundaki dağılımını inceleyen Zhang ve arkadaşlarının çalışması bu konuda yapılmış önemli çalışmalardandır. Bu çalışmada, e-sigara buharındaki partiküllerin yaklaşık %20-27’sinin dolaşım sistemi dahil diğer tüm organlarda biriktiği, bunun normal sigaradaki %25-35 değerleri ile karşılaştırılabilir düzeyde olduğu gösterilmiştir.


Elektronik sigarada kullanılan propilen glikol; göz ve diğer mukozalarda irritasyon yapabilen, tekrarlayan maruziyetlerde tüm sistemler üzerine toksik etki gösterebilen bir maddedir. Mevcut etkileri nedeniyle birçok alanda kullanımı yasaklanmıştır. Propilen glikol, ısıtma ve buharlaştırma işlemleri sonrası glikojenoksite dönüşür, bu madde Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi tarafından Grup 2B kanserojen grubunda sınıflanmaktadır.

Elektronik sigara kullanımına bağlı en sık yan etkiler; ağız ve boğaz mukozasının irritasyonu, öksürük, bulantı ve kusma olup pnömoni, kalp yetmezliği, hipotansiyon gibi hayatı tehdit edici etkiler de raporlanmıştır.

6 Mayıs 2017 Cumartesi

Çin Dünyanın İlk Foton Kuantum Bilgisayarını Üretti


Çinli bilim insanları, saniyede septilyon bilgiyi hesaplayan dünyanın ilk foton kuantum bilgisayarını üretti.

"China Daily" gazetesinin haberine göre, Çin Bilim Akademisi tarafından geliştirilen bilgisiyar, hava tahminleri, tıp ve ticaret gibi verilerin yoğun şekilde işlendiği alanlarda kullanılacak.
Klasik bilgisayarlar verileri 1 veya 0 değerindeki bitlerden oluşan hafıza yapısıyla işlerken kuantum bilgisayarlar her iki değeri birden kullanabiliyor.
Çin Bilim Akademisi Uzmanlarından Pan Cienvey, septilyon veriyi saniyeler içinde işleyen söz konusu bilgisayarın halihazırdaki süper bilgisayarlardan çok daha hızlı olduğunu ve 2020’ye kadar bu ünvanını koruyacağını söyledi.
Uzmanlara göre, kuantum bilgisayarlar süper bilgisayarları bazı yönleriyle gölgede bırakıyor. Süper bilgisayarlar bir kütüphane dolusu kitabı tek tek okurken foton kuantum bilgisayar tüm kitapları aynı anda okuyabiliyor.
Anadolu Ajansı

Elektriği İleten Fakat Isıyı İletmeyen Madde Metalmetalik Vanadyum Dioksit (VO2)



İletkenliğin en temel kanunlarına meydan okuyan bir metal bulundu.


Science dergisinde yayınlanan araştırmaya göre; elektriği ileten, fakat ısıyı iletmeyen bir metal tanımlandı. Bu bilgi; iletkenlerin nasıl çalıştığına dair olan bilgilerimizi altüst eden fakat bir o kadar da kullanışlı bir buluş olacak gibi görünüyor.

Görünen o ki, bu metal, Wiedemann-Franz yasası ile çelişiyor. Wiedemann-Franz yasasına göre, elektriği iyi ileten metaller, doğru orantılı olarak ısıyı da iyi iletir. Fakat bu durum, metalik vanadyum dioksit (VO2) için geçerli değil. Vanadyum dioksit, 67 °C’de transparan bir yalıtkandan, iletken bir metale dönüşüyor.
Berkeley Laboratuvarı Malzeme Bilimi alanında çalışan araştırmacılardan Junqiao Wu, bu bulgunun tamamen beklenmeyen bir olay olduğunu belirtiyor. Bu buluş, iletkenler ile ilgili bildiklerimizi değiştirmekle kalmıyor, oldukça geniş bir alanda kullanılabilecek bir malzemeyi de gözler önüne seriyor. Örneğin; bu malzeme, motorlardaki atık ısının dönüştürülmesinde ya da binaların kaplanması için üretilen, çok daha nitelikli kaplamaların yapımında kullanılabilir.
Elektriği ısıdan daha iyi ileten diğer malzemelerin varlığı, aslında daha önceleri araştırmacılar tarafından bulunmuştu. Fakat bulunan malzemeler, bu özelliği sıfırın altında birkaç yüz derecede göstermekteydi. Bu sıcaklıklar, gerçek dünya için pratik olmayan uygulamalardır. Fakat vanadyum dioksit, oda sıcaklığına yakın sıcaklıklarda bu özelliği gösterebildiği için, pratikte de oldukça kullanışlı olacağa benziyor.
Bu sıra dışı özellik, vanadyum dioksitin kristal örgüsündeki hareket eden elektronların ve bu elektronların ne kadar ısı ürettiklerinin incelenmesi ile ortaya çıkmıştır. İnceleme sonucunda, vanadyum dioksitteki elektronların ısıl iletkenliğe olan katkısının, Wiedemann-Franz Yasası ile tahmin edilenden 10 kat daha küçük olduğu ortaya çıkmıştır.
Araştırmacılardan Wu’nun açıklamasına göre; bu şaşırtıcı sonuç, elektronların malzeme boyunca yaptıkları senkronize hareketlerden dolayı meydana gelmektedir. Elektronlar, diğer malzemelerde, rastgele ve bireysel olarak hareket ederken bu malzemede, birbirleriyle uyumlu bir biçimde bir akışkan gibi hareket ediyorlar. Rastgele hareketlerde, ısı iletiminin etkili bir biçimde gerçekleşmesinin nedeni çok sayıda mikroskobik şeklin oluşarak bu iletimi kolaylaştırmasıdır. Elektronlar arasında oluşan senkronize hareketler ise, elektronların birbirleri ile daha az etkileşime girmesine neden oluyor ve ısı iletimi çok daha az oluyor.
Ayrıca; vanadyum dioksit ile diğer metaller, örneğin tungsten ile karıştırıldığında, malzemenin hem elektrik hem de ısı iletme özellikleri ayarlanabiliyor. Bu sonuçlar göz önüne alındığında; malzemenin olası uygulamalarının çok kullanışlı olacağı düşünülüyor.
Fizikist

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...