22 Ekim 2018 Pazartesi

Mobil Cihazların Şarj Edilmesi İçin İnsan Üzerine Giyilebilir ve Yıkanabilir Nanojeneratör Üretildi


Enerji Üretiminde Çığır Açacak Buluş

Çinli bilim insanları, mobil cihazlar için giyilebilir ve yıkanabilir nanojeneratör üretti.

Şinhua ajansının haberine göre, Çin'in Hınan eyaletindeki Cıngcou kentinde bulunan Cıngcou Üniversitesinden bilim insanları, mobil elektronik aletlere güç sağlamak için insan hareketlerinden enerji üretebilen nanojeneratör geliştirdi.

Sık sık bataryaları biten ve şarj edilmesi gereken mobil cihazlar için enerji sorununun çözüldüğü belirtilen haberde, su geçirmez nanoliflerden üretilen mini jeneratörlerin esnek, rahat, giyilebilir ve yıkanabilir özellikte olduğu kaydedildi.

Pamuksu bir yapıya sahip olduğu belirtilen ve elbiseye yapıştırılabilen nanojeneratörlerin, insanların hareketlerinden ortaya çıkan mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirdiği vurgulanan haberde, bu buluşun, kendi kendine şarj edilebilen elektronik cihazların geliştirilmesi için yeni fırsatlar sunduğuna dikkat çekildi.

Çalışma, Materials Chemistry A dergisinde yayınladı.

Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi Listesinde Tek Türk Bilim İnsanı, Dr. Pembe Oltulu


Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Pembe Oltulu, The Pathologist dergisinin yayınladığı "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" arasında, tek Türk bilim insanı oldu.

ABD'nin, patoloji bilimini ele alan, alanında prestijli dergilerinden The Pathologist, bu sene de "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" (The Pathologist's Power List 2018) listesini yayınladı.

NEÜ Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Pembe Oltulu, listede tek Türk bilim insanı olarak yer aldı.

Pembe Oltulu, The Pathologist dergisinden kendisine atılan maille bu haberi aldığını belirtti.

Maili okuduğunda çok şaşırdığını ve mutlu olduğunu ifade eden Oltulu, şunları kaydetti:

"Bu önemli dergide yer almam şöyle oldu; ulusal, uluslararası bazı meslektaşlarımızla 5 yıldır twitter, facebook gibi sosyal medya araçları üzerinden patoloji eğitimine katkı yapmaya çalışıyoruz. Alanında etkin hocalarımızdan birebir eğitim almak istersek bulundukları yerlere gitmemiz gerekiyor. Özellikle yurt dışı deneyimler için ciddi bir maddi külfet var, dil problemi var. Çoğu kişi bu hocalarımızın yanına gidemiyor. Bu alanında etkin isimlerin sosyal medya üzerinden önemli bilgileri ve tecrübelerini paylaştıklarını fark ettim. Hemen katıldım ve birçok patoloğun bu alanda olduğunu gördüm. Öğrendiğim herşeyi dünya genelindeki diğer meslektaşlarımla paylaşmaya başladım. 5 yıldır bu alanda aktif olarak yer alıyorum. Ülkemizden de pek çok bilim insanı bu çalışmaları takip ediyor. Bu sayede dünyaca etkin hocaların paylaştıkları önemli ipuçlarını hem öğreniyoruz, öğrendiğimiz noktaları da dünyanın her yerinden meslektaşlarımızla paylaşıyoruz."

Dünyanın her yerinden meslektaşlarında kendilerine ve paylaşımlarına bir güven oluştuğunu da dile getiren Oltulu, önemli kongrelerden önemli ipuçlarını yine diğer patologlarla birlikte sosyal medya üzerinden paylaştıklarını bildirdi.

Oltulu, The Pathologist'in "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" listesini hazırlayan ABD'li meslektaşının, sosyal medyadaki bu eğitim faaliyetlerinin farkettiğini vurgulayarak, "Patolojiye uluslararası planda eğitim alanında yaptığımız katkılar doğrultusunda bizi de bu listeye dahil etmişler. Türkiye'den böyle bir listenin içinde yer almak benim için çok gurur verici. Tarif edilemez bir his." ifadelerini kullandı.

Pembe Oltulu, dünyanın her yerinden ve Türkiye'den önemli bilim insanlarının kendisini tebrik ettiğini ve bu başarıyla gurur duyduğunu aktardı.

21 Ekim 2018 Pazar

Yerli Üretim Robot At ARAT'ın Özellikleri - Konya AkınRobotics


Konya'da, "AkınRobotics" fabrikasında prototipi tamamlanan "AkınRobotics At" (ARAT), yük taşıma, arazide arama kurtarma çalışmaları ve ulaşım gibi amaçlarla kullanılabilecek.

İnsansı robotların dezavantajları düşünülerek arazi şartlarına uygun ve dört ayaklı tasarlanan "ARAT"ın 12 eklem noktası bulunuyor.

Robot At ARAT'ın videosu

Tamamen yerli yazılımlarla çalışan robot, yapay zeka ve görüntü işleme yazılımına sahip. Ayrıca ARAT, derin öğrenme sistemi sayesinde insanları tanıyor, öğrendiği bilgileri yorumluyor, yaş ve cinsiyet analizi yapabiliyor.

Akınsoft Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Akın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ARAT'ın tamamen yerli malzeme ve yazılımla geliştirildiğini söyledi.

Üzerinde bulunan kontrol yazılımları sayesinde ARAT'ın birçok zorlu görevi yerine getirebileceğini vurgulayan Akın, şöyle devam etti:

"Yeri geldiği zaman ivme ve hız kontrolü yapabilmek için kontrol yazılımları geliştiriyoruz. Kontrol yazılımları, sistemin senkronize şekilde çalışmasını sağlıyor, aynı zamanda sensörlerden aldığı bilgileri yorumlayabiliyor. Buna, atanacak göreve göre kullanılan bir tür yapay zeka diyebiliriz ayrıca ARAT'ın yazılımı tamamen kendi ekibimiz tarafından geliştirildi."

- "Her türlü arazi koşuluna uyumlu"

Akın, ARAT'ı tasarlarken tamamen araziye uyumlu olmasını, dengeyi çok rahat sağlayabilmesi, koşabilmesi ve aynı zamanda yük taşıyabilmesini sağlamaya çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"ARAT, 4 ayağı ile arazi robotu olarak geliştirildi ve her türlü arazi koşuluna uyumlu olacak şekilde tasarlandı. Yük taşıma özelliğine de sahip olan ARAT, arama-kurtarma faaliyetlerinde kullanılabilecek. Üzerindeki yapay zeka sistemi sayesinde, gittiği yerin konumunu bilme, bu konumdan çeşitli bilgileri merkeze iletme gibi farklı görevlerde kullanılabilir. Üzerine koyacağımız çeşitli donanımlarla, sensörlerle farklı görevler de alabilir. Bir arazinin haritasını çıkarmak, arazide kaybolan bir şeyi bulmak, metal tarama görevleri yapabilir. Lityum iyon pil teknolojisi sayesinde çok gelişmiş pil ömrüne sahip. Araziye uyumu arttırmak için üzerine güneş panelleri de koymayı düşünüyoruz. Güneş panellerini gerekli olduğu zamanlarda kullanarak uzun süre arazide çalışabilecek."

- Gelişmiş gözlem yeteneğine sahip

ARAT'ın motordan oluşan boyun yapısı sayesinde gelişmiş bir gözlem yeteneğine sahip olduğunu anlatan Akın, "Stereo vision kamera vasıtasıyla derinlik algılayabilme özelliğine sahip. Çevresinden gelen sesin yönünü tayin ederek, o yöne doğru yönelebilme, önüne çıkabilecek engellerden uzaklaşma ya da engelleri aşabilmek için strateji geliştirme özelliği mevcut. Algılama sistemi ile sesli komutları algılayabiliyor, komutlara karşılık vererek iletişim kurabiliyor." diye konuştu.

Robot atın yerli imkanlarla tasarlandığına dikkati çeken Akın, "Çok kısa bir süre sonra ARAT, gelişimi tamamlanarak insanlığın hizmetine sunulmuş olacak. Bu ve diğer robotlarımızı daha da geliştirebilmek adına çalışmalarımız hızla devam ediyor." ifadelerini kullandı.

(AA)

18 Ekim 2018 Perşembe

Yerli Üretim Elektrikli Otomobil GEN TM-480 ve GEN TM-265 Teknik Özellikleri, Fiyatı Açıklandı


Yerli üretim elektrikli otomobil ilk defa İstanbul’da bir fuarda sergileniyor. Yerli otomobil GEN TM-480, hızlı şarj istasyonu ile 1 saatte şarj oluyor ve 100 kilometrede 10 liralık elektrik harcıyor. 400 km menzile sahip olan GEN TM-480'in fiyatı 200 bin TL olarak açıklandı.

İlk defa bir fuarda görücüye çıkan tasarımı, motoru, iç dizaynı tamamen yerli olan elektrikli otomobil kısa bir süre içerisinde satışa sunulacak. Yerli otomobil TM-480’in üreticisi Gürsel Güzel, aracı ilk defa görücüye çıkardıklarını açıkladı.

Tamamen yerli olarak üretilen GEN TM-480’in her şeyi yerli üretim. Üretici Gürsel Güzel, “iç tasarım, dış tasarım, mekanik tasarım bütün şasisi kaportası ve motoru yerli. Motor sürücü, elektronik donanımlar bütün kontrol üniteleri ve yazılımlar bize ait” dedi.
6.5 milyon dolara mal oldu


Motor gücü 150 kw, beygir gücü karşılığı 203 beygir. 5 yıl içinde 6.5 milyon dolar AR-GE harcaması yapıldı. 6 ay sonra bile seri üretime başlanabilir. Sertifikasyon ve prosedür işlemleri nedeniyle 2-3 yılı bulabileceği belirtiliyor.

Fiyatı belli oldu


Elektrikli yerli otomobil GEN TM 480'in menzilinin 400 kilometre olduğu belirtildi. TM 480i, 100 kilometrede 10 liralık elektrik harcıyor. Fiyatı ise 200 bin lira olarak açıklandı.

GEN TM-480 Özellikleri:

Motor gücü:
80 kW

Son hız: 160 km/saat

Aktarım: Tek oranlı redüktör ile 1 ileri ve 1 geri vites

Menzil: 400 km

Şarj süresi: Şehir şebekesi ile 8 saat, hızlı şarj ile 1 saat



GEN ailesinin en küçük üyesi olan TM-265, B segmenti Hatchback model araçtır. 

Prototip üretimi gerçekleştirilen TM-265'in test sürüşleri başarıyla tamamlanmıştır.

GEN TM-265 Özellikleri:

Motor gücü: 65 kW

Son hız: 140 km/saat

Aktarım: Tek oranlı redüktör ile 1 ileri ve 1 geri vites

Menzil: 350 km

Şarj süresi: Şehir şebekesi ile 8 saat, hızlı şarj ile 1 saat

GEN Otomobil'in yerli elektrikli binek otomobil ailesine ait hatchback modeli GEN TM-265 prototipinin test sürüşü videosu:


Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropologun Köy Evindeki Sobayı Değerlendirmesi


Bir gün ormanda araştırma yapan Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropolog yağmura yakalanmışlar.

Hemen yakınlarındaki bir orman evine giderek yardım istemişler. 

Ev sahibi misafirlerini güzel karşılayarak ikram hazırlamak için mutfağa geçmiş. 

Bu sırada ekiptekilerin gözüne evdeki soba borusu takılmış. 

Soba yerden bir metre kadar yukarı konularak, altına taşlarla destek yapılmış. 

Bunu gören ekiptekiler bu konuda kafa yormaya ve yorumlamaya başlamışlar.

Kimyacı, ”Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış” der.

Fizikçi, “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş” diye yorumlar.

Jeolog, “Tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış.” der.

Matematikçi, “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.” derken; 

Antropolog, “Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha soyut biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş” diye değerlendirir.

Bizimkiler aralarında böyle konuşurken orman köylüsü içeri girer. 

Hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar. 

Adamdan çok manidar bir cevap gelir :

– Boru yetmedi.

Herkesin ne yapmaya çalıştığına kafa yormayın, bazen gerçekten sadece boru yetmez.

13 Ekim 2018 Cumartesi

Uçan Telefon, LG’nin İlk Drone Akıllı Telefonu: LG U+ DRONE PHONE


Drone’lar ile ulaşılamayan pek çok yeri; yön ve konum ayarlarıyla görmek mümkün. 

Akıllı telefonlar ise; sürekli gelişen yeni modelleriyle, insanlığın vazgeçilmez en önemli teknolojisi.

LG bu iki teknolojiyi birleştirerek; kullanıcılarının belki de ilerde vazgeçilmezi olacak, yeni bir teknolojiye imza atıyor.

Yukarıdaki videodan telefonun tanıtımını izleyebilirsiniz.

Bu yeni teknoloji ürünü; telefon, video görüşmeleri sırasında veya bir selfie çekerken havada süzülebiliyor. Kullanıcının istediği doğrultuda 360 derece dönebiliyor.

Ayrıca; tüm adrenalin düşkünü kullanıcıları için de; uçurumdan atlama, bungee jumping sırasında veya sörf’te havada onlara eşlik eden, yanlarından ayıramayacağı bir ürün.

Cihazın bir diğer özelliği ise; kendi kendine şarj edebilmesi. 5000 cc yüksek yoğunluklu fenere sahip bu ürün; 505 BY LGU + olarak isimlendirildi.

LG takipçileri, teknoloji meraklıları bu cihazı elde etmek için sabırsızlansa da; ne yazık ki, henüz LG Drone Phone piyasaya sürülmedi.

10 Ekim 2018 Çarşamba

Yapay zeka: Dost mu, Düşman mı? Faydaları ve Zararları Nelerdir? Esiri mi Olacağız, Efendisi mi?

Yapay Zekâ Çağı’na girmek üzereyiz.

Geleceğe o damga vuracak.

Bizim yerimize araştıran, düşünen, hatta karar veren robotlar yaşamımıza yön verecek.

Fena mı, ne güzel işte diyenler çok fazla!

Akıllı telefonlar sayesinde, okumayı, yazmayı, araştırmayı, konuşmayı unuttuk!

Yapay zekâ ile düşünmeyi de bırakırsak, insanoğlundan geriye ne kalacak?

Gelişen teknolojiler ve yapay zeka hakkında birbirine tezat iki görüş hakim…

Bir görüşe göre, yapay zeka insanlığı uçuracak.

Diğerine göre ise insanın sonunu getirecek.

Bu konuda son fikir beyan edenlerden biri de ABD’ye Başkan adayı olup Trump’a karşı kaybeden dışişleri eski bakanı Hillary Clinton.

“Yapay zeka bizim dostumuz değil, yaşadığımız dünyada ve yaşam biçimlerimizde dramatik ve çok hızlı değişimler yaratacak, bu da ağır sosyal travmalar yaratabilecek. Sürücüsüz araçlar dünya çapında milyonlarca insanı işsiz bırakacak. İnternet nesneleri sayesinde evimize, ofisimize, yatak odalarımıza kadar girip, konuştuğumuz, yazdığımız, yaptığımız her şeyi kaydedecek ve bu yolla çok önemli mahremiyet problemleri doğacak.”

Dijital güvenlik firması Tripwire, internette pek çok önemli web sitesinin bir tür trojana dönüştüğünü ve ziyaretçilerin bilgisayarında bastığı her tuşu kaydetmeye başladığını belirtti.

Ve bu tamamen yasa dışı yapılıyor.

Güvenlik firmasının açıklamasına göre, web sitelerine yüklenen yeni kodlar, onları birer keylogger’a (tuş kaydedici) dönüştürmüş durumda. Tripwire firması, internette bu şekilde ziyaretçilerin bastığı tuşları kaydeden 480 siteyi tespit etmiş.

Üstelik bu keylogger’lar sitelere hacker’lar tarafından değil, ziyaretçilerinin ilgi alanlarını tespit edip onlara paraya dönüşecek reklamlar gösterip daha çok para kazanmak isteyen kurumlar tarafından bilinçli olarak yerleştiriliyormuş.

Normal bir keylogger yazılımı bigisayarlardaki antivirüs yazılımına takılıp engellenebilirken, tarayıcının içine yerleştirilen keylogger’lar ise kullanıcı tarayıcının çalışmasına izin verdiği için, otomatik olarak antivirüs yazılımından geçerek çalışmaya devam edebiliyormuş.

Bu yazılımlar kullanıcıların ilgi alanlarını tespit etmek için kullanılsa da, özel hayat gizliliğini ve iletişim mahremiyetlerini ortadan kaldırdığı için yasa dışı uygulamalar.

Ve elbette ki, istenirse kötü amaçlara da hizmet edebilir.

ABD’li fütürist ve teknoloji uzmanı Ray Kurzweil, insanlığın evrim sürecinde en büyük adımı atmak üzere olduğunu iddia ediyor. Kurzweil'e göre, 2030'da insanlar hafızalarını internete yüklemeye başlayacaklar. 2045’te ise insanlar yapay zekâ ile bütünleşecek.

Ona göre, insan zekası yapay zeka temelli makinelerle birleşerek kendi sınırlarını aşacak ve bugün sorun olarak gördüğümüz tüm bedensel aksaklıklar ve hastalıklar yakın gelecekte tarihe karışacak.

Zeka seviyesi insanın üzerinde olan makinelerin tasarlanmasıyla başlayacak bu dönemde singularity (tekillik), insanlık bakımından da dönüm noktası olacak. Kurzweil, 2045 yılında insanlığın, ilk defa zekasını geride bırakarak yeni bir benlik seviyesine ulaşacağını söylüyor.

Ancak başta İngiliz fizikçi Stephen Hawking olmak üzere birçok bilim insanı tekillik düşüncesinin insanlığın sonu olacağı kanısında. Bu görüşe göre, gelişen teknolojiler sadece insanların işlerini ellerinden alıp robotlara devrederek dünya üzerinde amaçsız milyarlarca insan orduları yaratmakla kalmayacak. Aynı zamanda insanlık tarihinin en karanlık dönemini de başlatacak.

2030’dan itibaren yapay zeka temelli teknolojilerin ekonomiden güvenliğe, eğitimden eğlenceye kadar pek çok alanda kontrolü ele alması bekleniyor.

Kimi bilim adamları ise sorgusuz, tartışmasız ve kontrolsuz ilerleyişin bu şekilde devam etmesi halinde, insanlığın kısa bir süre içerisinde yapay zekanın ev hayvanları haline gelebileceğini ileri sürüyor…
İstanbul’da, dünyanın en saygın kurumlarından biri olarak bilinen, İsviçre’deki Le Rosey okullarının öncülüğünde bir yapay zekâ sempozyumu gerçekleşti ve önümüzdeki on yıl içerisinde eğitimin olmazsa olmazlarından biri haline gelecek olan robot öğretmenlerin artıları eksileri konuşuldu, tartışıldı...

Le Rosey’in patronu Phillippe Gudin.

1880’de kurulan ve yıllık öğrenim ücreti yaklaşık bir milyon lirayı bulan Le Rosey çok uzun süredir yapay zekâyla donatılmış robot öğretmenler üzerinde çalışıyorlar...

Gudin, yapay zekâdan değil, insanlardan korkulması gerektiğini özellikle vurguluyor.

Sonuçta, yapay zekânın da bir insan ürünü olduğunu ve ne yüklenirse, ne görev verilirse, onunla sınırlı kalacağını söylüyor.

Köle mi, efendi mi?

- Eğitimin öncelikli görevi, insanlık değerlerimizi ve sosyal sorumluluklarımızı öğrencilere aktarmaktır. Öğretmen robotlara da bu duyarlılık kazandırılacaktır.

- Bizde “Para, çok iyi bir köle ama çok kötü bir patron” diye bir atasözü var. Robotlar da öyle. Onları efendi yaparsanız olmaz!

- 80’li yıllarda, dünyaca ünlü ressam bir velimiz vardı, o zaman çok gençtim, elini omuzuma koyup, “Rosey’de yapacağınız en kötü şey, çocukları içki ya da uyuşturucuya alıştırmak değil, okula bilgisayarı sokup, onun esiri olmanız” dedi. Şimdi aynı uyarıyı yapay zekâ konusunda siz yapıyorsunuz!..

- Bizim öğrencilerimiz sürekli olarak sokağı, çevreyi temizliyor, sizde böyle bir alışkanlık yok. Müzelere, festivallere, maçlara gidiyor. Dersler kadar, okul dışı etkinliklere de zaman ayırıyorlar. Robot öğretmenler geldiğinde, sırtlarındaki akademik yükü azaltacağı için bu işlere ayıracak daha çok zamanları olacak.

- Robotlardan korkuyoruz da, gözünü kırpmadan katliam gerçekleştiren Amerikan askerleri onlardan daha mı az tehlikeli!

- Yapay zekâ sayesinde farklı kültürden insanlarla rahatlıkla konuşabileceksiniz, yine aynı şekilde, görmeyen ve duymayan iki insan ortak proje yürütebilecek.

- Yapmamız gereken, çocuklarımızın yaratıcı, hayal gücü yüksek, sosyal olarak insanlarla rahat iletişim kurabilmelerini sağlamak. Robot öğretmenler bunu engeller mi? Onlara böyle bir görev vermezseniz, bunu başaramazlar!

Özetin özeti: Teknolojinin esiri mi olacağız yoksa efendisi mi, sanki asıl tartışılması gereken bu!..

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...