Kayıp Çocuk (Hasan Yiğit) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: Kayıp Çocuk

Kitabın Yazarı: Hasan Yiğit

Kayıp Çocuk Kitabı Sınav Soruları

1) ’’Kayıp Çocuk’’ kitabının yazarı kimdir?

A) Hasan Yiğit
B) Gülseren Budayıcıoğlu
C) Mert Arık
D) Bilgin Adalı

2) Aşağıdakilerden hangisi kitabın kahramanlarından biri değildir?

A) Necdet Bey
B) Selim
C) Eda Öğretmen
D) Murat Öğretmen

3) Kitapta çocukların kiralandıkları haberini yaptırmak için mektup yazan kimdir?

A) Muhtar
B) Murat Öğretmen
C) Komiser
D) Komutan

4) Kitapta geçen, "Yapmak istediğimi sakalımın bir teli bile bilse,sakalımın o telini hemen kopartır yakarım." sözünü hangi padişah söylemiştir?

A) İkinci Bayezit
B) Dördüncü Murat
C) Yavuz Sultan Selim
D) Fatih Sultan Mehmet

5) Murat Öğretmen, Selim ve arkadaşlarının kiralık verileceğini öğrendiğinde konuyu konuşmak için ilk kime gitmiştir?

A) Komsere
B) Muhtara
C) Okul Müdürüne
D) Komutana

6) Murat Öğretmenin çalıştığı köy okulu hangi ilimizin sınırları içindedir?

A) Ordu
B) Çankırı
C) Sinop
D) Tokat

7) Gazete Müdürü Necdet Bey’in memur kebabı dediği yiyecek aşağıdakilerden hangisidir?

A) Simit
B) Katmer
C) Gözleme
D) Pide

8) Samsun’un hangi ilçesinde kiralık çocuk pazarı kurulmaktadır?

A) Havza
B) Ayvacık
C) Vezirköprü
D) Bafra

9) Aşağıdakilerden hangisi gazetecilerin "Kiralık Çocuk" haberi ile ilgili bilgi toplamak için  kullanacağı yöntemlerden biri değildir?

A) Kiralık çocuklarla röportaj yapmak
B) Kiralık çocukların fotografını çekmek.
C) Kiralık çocuklarla beraber yaşamak
D) Kiralık çocuk pazarında ses kaydı almak

10) Selim ve Mahir’in kiralık çocuk pazarına gitmek için bindikleri otobüse yolda ne olmuştur?

A) Eşkiya saldırmıştır.
B) Yakıtı bitmiştir.
C) Yolu kaybetmştir.
D) Tekeri patlamıştır.

11) Jandarma ve polis ekipleri otobüsü durdurunca otobüsün içindekiler jandarmaya nereye gideceklerini söylediler?

A) Pikniğe gittiklerini
B) Akraba ziyaretine
C) Köylerine gittiklerini
D) Çalışmaya gittiklerini

12) Murat Öğretmen, öğrencilerini kurtarmak için yazdığı mektubu kime gönderiyor?

A) Emniyete
B) Salih Bey’e
C) Necdet Bey’e
D) Jandarmaya

13) Pirinç pazarında bir binanın ikinci katındaki kıraathanede kiralık çocukları izleyenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Emiyet Müdürü
B) Sivil ekip
C) Necdet Bey
D) Muhtar

14) Aşağıdakilerden hangisi, gazetecilerin kiralık çocuk pazarında olduğu ortaya çıkınca, çocuklarını kiralamaya gelen babaların söylediği bahanelerden biri değildir?

A) Bu pazar eskiden de vardı.
B) Sadece bu çocuklar çalışmıyor.
C) Çocuklar kendileri gelmek istediler.
D) Burada eleman sıkıntısı, geldiğimiz yerde iş sıkıntısı var.

15) Çocuk pazarında yakalanan çocuklar ve babaları nereye götürüldü?

A) Karakola
B) Sağlık Ocağına
C) Köye
D) Kahveye

16) Murat Öğretmen, Aile ve Çocuk konusunu hangi etkinlikle işlemiştir?

A) Öğrencilerini sinemaya götürmüştür.
B) Öğrencilerine tiyatro oynatmıştır.
C) Sınıfa anne baba bir çift çağımıştır.
D) Aile ve çocuk ile ilgili pano hazırlamıştır.

17) Öğrencilere dağıtılan kolinin içinde neler vardı?

A) Oyuncak araba ve bebekler
B) Şeker ve çikolata
C) Top ve forma
D) Gömlek, elbise, ayakkabı, okul araç ve gereçleri

18) Murat Öğretmen sınıfta oynanan tiyatroda Selim’in hangi sözüne üzülmüştür?

A) Televizyonlarının olmamasına
B) İşte çalışmasına
C) Ayakkabısı olmamasına
D) Hasta olmasına

19) Öğretmenin köyden gitmeden önce Selim’in kulağına fısıldadığı sır nedir?

A) Gittiğin köyde çok çalış.
B) Gittiğin köydeki okulda öğretmeni bul ve derdini anlat o sana yardımcı olur. 
C) Gittiğin köyde muhtardan yardım iste.
D) Gittiğin köyde tarla işlerini öğren.

20) Kendisine zarar gelmesin diye başkalarının zarar görmesine göz yuman insanlar için aşağıdakilerden hangisi kullanılır?

A) Üç maymunu oynamak.
B) Sakla samanı gelir zamanı.
C) Ak akçe kara gün içindir.
D) Gönül ferman dinlemez.

Cevap Anahtarı:

1-A        2-C        3-B        4-D        5-B

6-C        7-A        8-D        9-C        10-D

11-A      12-B      13-D      14-C      15-A

16-B      17-D      18-C      19-B      20-A

Türkiye'de Kurulu Elektrik Enerjisi Miktarının Yıllara Göre Değişimi

 

Türkiye'de kurulu elektrik enerjisi miktarının 1980 yılından 2023 şubat ayına kadar yıllara göre değişimi aşağıdaki gibidir;

Yıllar                            Kurulu Güç                Bir Öncekine Göre Değişim

1- 1980 Yılı                      5.119MW                                

2- 1985 Yılı                      9.122MW                                    %78,20

3- 1990 Yılı                    16.318MW                                    %78,89

4- 1995 Yılı                    20.954MW                                    %28,41

5- 2000 Yılı                    27.264MW                                    %30,11

6- 2005 Yılı                    38.844MW                                    %42,47

7- 2010 Yılı                    49.524MW                                    %27,49

8- 2015 Yılı                    73.147MW                                    %47,70

9- 2020 Yılı                     95.891MW                                    %31,09

10-2021 Yılı                    99.820MW                                    %4,10

11- 2022 Yılı                  103.809MW                                   %4,00

12- 2023 Yılı Şubat        104.134MW                                   %0,31

Türkiye'de Elektrik Enerjisi Üretimi Kurulu Gücünün Üretim Kaynaklarına Göre Dağılım Oranları 2023 Yılı

 

2023 Yılı şubat ayı verilerine göre Türkiye'de elektrik enerjisi üretimi kurulu gücünün üretim kaynaklarına göre dağılım oranları aşağıdaki gibidir;

1- Doğalgaz ve LNG                        25.358,7MW        %24,35

2- Barajlı HES                                  23.275,2MW        %22,35

3- Taş Kömürü, Linyit ve Asfaltit    11.437,3MW        %10,98

4- Rüzgar Enerjisi                            11.405,0MW        %10,95

5- İthal Kömür                                 10.373,8MW        %9,96

6- Güneş Enerjisi                                9.690,8MW        %9,31

7- Akarsu HES                                    8.296,3MW        %7,97

8- Biyokütle ve Atıksu                        2.347,5MW        %2,55

9- Jeotermal Enerji                             1.691,3MW        %1,63

10- Fuel-oil, Motorin, Nafta                  257,7MW        %0,25

Toplam Kurulu Güç                      104.113,6MW        %100

Buz Çetesi 1 / Tehlikeye Dur De! (Yücel Öztürk) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: Buz Çetesi 1 / Tehlikeye Dur De!

Kitabın Yazarı: Yücel Öztürk

Buz Çetesi 1 / Tehlikeye Dur De! Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı

1- Aşağıdakilerden hangisi aynı sokakta oturan İstanbul'un denize yakın bir mahallesindeki dört arkadaştan biri değildir?

A- Ahmet
B- Arda
C- Behiç
D- Başak

2- Aşağıdakilerden hangisi mahallenin yerinde duramayan köpeğinin adıdır?

A- Çilli
B- Kahraman
C- Yaramaz
D- Kömür

3- Aşağıdakilerden hangisi evinin balkonundan sürekli mandal düşüren teyzenin adıdır?

A- Feride
B- Nazmiye
C- Nesibe
D- Şerife

4- Ahmet ailesi ile beraber tatile nereye gitmiştir?

A- Babaannesinin köyüne
B- Deniz kenarında bir tatil köyüne
C- Mısırda piramitlere
D- Çin seddine

5- Ahmet'in bir kabile tarafından ormanda kaçırıldığını sandığı çocuğun adı nedir?

A- Kerim
B- Selim
C- Kamil
D- Ferit

6- Aşağıdakilerden hangisi Ahmet'in babasıdır?

A- Hayri
B- Murat
C- Talat
D- Kadir

7- Aşağıdakilerden hangisi Ahmet'in babaannesidir?

A- Nigar
B- Neriman
C- Nazan
D- Nalan

8- Aşağıdakilerden hangisi Ahmet'in babaannesidir?

A- Hülya
B- Leman
C- Leyla
D- Esma

9- Ahmet'in babannesinin köyündeki en neşeli ve en hareketli kızın adı nedir?

A- Ayşe
B- Neşe
C- Esin
D- Mine

10- Ahmet'in babannesinin anlattığı masala göre farelerin çoğalmasına sebep olan şey nedir?

A- Gelinciklerin azalması
B- Horozların azalması
C- Koyunların azalması
D- Sincapların azalması

11- Ahmet doğanın yok olmamasını sağlamak için köylüleri nasıl uyarmıştır?

A- Köy kahvesinde konuşma yapmıştır.
B- Duvarlara yazılar yazmıştır.
C- Ağaçlara afiş asmıştır.
D- Evlerin önüne zarfın içinde yazı bırakmıştır.

12- Kitaptaki çocuklar yaz tatili bitince kaçıncı sınıfa başlayacaklar?

A- Üçüncü
B- Dördüncü
C- Beşinci
D- Altıncı

Cevap Anahtarı:

1-B      2-D      3-C      4-A      5-B

6-D      7-A      8-C      9-D      10-A

11-D     12-C

Tanios Kayası (Amin Maalouf) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili

Kitabın Adı: Tanios Kayası

Kitabın Yazarı: Amin Maalouf

Kitap Hakkında Bilgi:

Kitap 19. yüzyılda yaşanmış bir olaydan esinlenilerek yazılmıştır. Tanios Kayası, son zamanlarını yaşayan Osmanlı İmparatorluğu'nun Ortadoğu siyasetini oryantalist bir bakış açısıyla yorumlamaktadır. Kitap bu konuları Mısır’da kimlik sorunları yaşayan bir çocuğun başından geçen olaylar üzerinden anlatır.

Kitabın Konusu:

19. yüzyılda Mısır’da şeyhler ve emirler arasında yaşanan mücadeleleri, Fransız İhtilali’nin bu bölgede etkilerini ve bu ülkeyi nasıl etkilediğini anlatmaktadır. >Kitabın Özeti:

Kitabın anlatıcısı Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan Lübnan’ın bir köyünde çocukluğunu geçirmiştir. Çocukluğunda sürekli Tanios Kayası’ndan uzak durması söylenmiştir. Nedenini merak etmesine rağmen bir türlü kimse söylememiştir. Hikayenin ayrıntılarını dedesinin kuzeni 96 yaşındaki Cebrail’den dinlediklerinden, Keşiş İlyas’ın Cebel Tarihi’nden ve Katırcı Nail’in defterinden okuduklarından birleştirerek iki asır önce bu köyde yaşayan güzeller güzeli Lamia’nın ve oğlu Tanios’un hikayesindeki gizemli ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkarır.

Katolik bir Hristiyan olan köyün derebeyi Şeyh Francis'in halifelerin soyundan geldiği söylenmektedir. Şeyh Francis kadınlara olan düşkünlüğü ile bilinmektedir. Şeyh Francis'in bitip tükenmez çapkınlığı sebebiyle patirk cemaatten sık sık şikayet almaktadır. Patrik çareyi Şeyh Francis'i kendisinden çok daha güçlü bir derebeyi olan Büyük Curd’un kızıyla evlendirmekte bulur. 

Evliliklerinin ilk yılında Şeyh Francis'in Raad adında bir oğlu olur. Lakin Şeyh Francis eski alışkanlığından vazgeçmez. Kendisine sadık biri olan kahyası Gerious’un güzelliği dillerde olan eşi Lamia’yı gözüne kestirmiştir. Bir akşam kahyası Gerious’u iki saat uzaklıktaki bir yere göndererek Lamia ile birlikte olur.

1821 yılının yaz ayının sonlarına doğru Lamia’nın Tanios adında bir oğlu olur. Tanios 13 yaşına geldiğinde olanları köyün delisinden öğrenir. Gerçekleri öğrenmesiyle ailesinden uzaklaşır. 

Başından farklı farklı olaylar geçen Tanios bir süre sonra annesini kaybeder. Tanios’un sevdiği kız bir başkasıyla evlendirilecektir. Tanios’un babası kahya Gerious, kızı isteyen patriği bir av tüfeği ile vurur.

Tanios ve  kahya Gerious bu olaydan sonra Kıbrıs’a kaçar. Tanios burada Tamar adında bir kadınla aşk yaşamaya başlar. Tanios Kıbrıs'da Fehim isimli bir adamla arkadaş olur. Fehim bir ajandır. Kıbrıs'a gelmelerinden bir süre sonra Fehim onu kandırmaya çalışır. 

Tanios babasının idam edildiğini öğrenince intikam peşinde koşmaya başlar. Yaptığı planlar başarılı olur ve intikamını alır. 

Tanios köyüne geri döndüğünde tahta oturtulur. Tahttan indirilen kişi bir zamanlar sevdiği kızın babasıdır. Köylüler Tanios’tan bu adam hakkında zalimce bir karar vermesini isterler. Tanios ise sadece mallarına el konulup sürgün edilmesini ister. 

Tanios, bir gün anlatıcının söz ettiği kayanın üzerinde otururken aniden gözden kaybolur. 

Bir daha Tanios'u kimse görmez.

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş (Jose Saramago) Kitabının Özeti, Konusu ve Tahlili

 

Kitabın Adı: Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş

Kitabın Yazarı: Jose Saramago

Kitap Hakkında Bilgi:

Adı bilinmeyen bir ülkede, dünya kuruldu kurulalı görülmemiş bir olay gerçekleşir: Ölüm, o güne kadar yerine getirdiği görevinden vazgeçer ve hiç kimse ölmez. Bir anda ülkeye dalga dalga yayılan sevinç çok geçmeden yerini hayalkırıklığı ve kaosa bırakır.

İnsanların ölmemesi zamanın durduğu anlamına gelmemektedir, ezeli bir yaşlılıktır artık onları bekleyen. Hükümetten kiliseye, sağlık kurumlarından ailelere, şirketlerden mafyaya kadar herkes ölümün ortadan kalkmasının getirdiği sonuçlarla mücadele etmek zorundadır. Ancak ölüm, beklenmedik bir kimlikle ve umulmadık duygularla insanların arasına geri döner.

Ölüm ve ölümsüzlük karşısında insanın şaşkınlığını, çelişkili tepkilerini ve ahlaki çöküşünü, edebi, toplumsal ve felsefi anlamda derinlikli bir biçimde işleyen José Saramago, geçici olanla ebedi olanı birbirinden ayıran kısa mesafenin meseli sayılacak Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’u, başladığı gibi bitiriyor: “Ertesi gün hiç kimse ölmedi.”

(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitap sağlık kurumlarından ailelere, hükümetten kiliseye, şirketlerden mafyaya kadar herkesin ölümün ortadan kalkmasıyla yüzleşmek zorunda kaldığı olayları anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Ülkede bir gün hiç kimse ölmez. İntihar edenler ölmez. Hasta yatağında ölümü bekleyenler ölmez. Trafik kazası geçirenler de dahil artık insanlar ölmemektedir. Herkes bu duruma çok şaşırmıştır. İnsanlar hükümetten bir açıklama yapmasını isterler. Hükümet tanrının bu ülkeye ölümsüzlük verdiğini ve bu durumun herhangi bir olumsuzluk oluşturmasına izin vermeyeceklerini söyler. 

Ölümsüz olma durumu sadece bu ülkede geçerlidir. Ülkede yaşayan biri ülke dışına çıktığı anda ölüm bir şekilde gelip onu bulmaktadır. 

Halk bu yeni durumda ikiye ayrılmıştır. Bazıları bu durumun bir felaket olduğunu düşünürken bazıları da ölümsüzlüğün tanrının bir hediyesi olduğunu düşünmektedir.

İnsanlar ölmediği için hastaneler ve sağlık sektörü çökme seviyesine gelir. Hastaneler hasta, yaralı insnlarla dolup taşmaktadır. Hükümet bu duruma hastaların evde kalmasını söyleyerek bir çözüm bulur. Bir süre sonra da hastaneler, cenaze evleri, huzurevleri ve sigorta şirketleri tamamen kapanırlar.

Bir gün genel müdürün masasına eflatun renkli bir zarf bırakılır. Bu zarf işi bırakan ölümden gelmektedir. Ölüm, yazdığı mektupta işe bir süreliğine ara verdiğini ancak gece yarısından sonra tekrar işe döneceğini yazmaktadır. Önceden ölmül olması gereken herkes gece yarısından sonra öleceklerdir. Mektupta ayrıca ölümün insanları bir hafta önceden öleceklerine dair uyaracağı ve insanların buna göre yaşamlarına devam etmesi gerektiği yazmaktadır. 

Ölümün döndüğünü öğrenen cenaze çalışanları artık üç kat maaş talep etmeye başlar. Ölümün ortalıkta dolanmadığı geçen yedi ayda ölmesi gereken herkes birden toplu bir şekilde ölür. İnsanlar bu ölümlerle dehşete düşmüşlerdir. 

Ölüm şişman ve siyah giyinmiş bir kadın şeklinde insanların arasında dolaşır ve bir adama aşık olur. Aşka yenik düşer ve öldürme işinden tamamen vazgeçer. Kendisi de ölümlü olmayı seçer. Adı bilinmeyen bu ülkede artık kimse ölmez.

Çantamdan Fil Çıktı (Mert Arık) Kitabının Özeti, Konusu ve Tahlili

 

Kitabın Adı : Çantamdan Fil Çıktı

Kitabın Yazarı : Mert Arık

Kitap Hakkında Bilgi :

Öğretmen, bu sefer sınıfa oyun dolu bir çantayla geldi. Heyecan verici bir sorusu vardı. Bu çantanın içinden oyun oynamak için neler çıkabilir? Bir kitap mı, bir elma mı yoksa bir basketbol topu mu?

Çocukların yıl sonu ödevi, hayal gücüyle muhteşem bir oyun tasarlamaktı. Yine bir ekip çalışması yapacaklardı. Moni ve arkadaşları harika bir oyun bulmak için kolları sıvadı. Bu ödevde hayal gücünün sınırları yoktu. Çantanın içinden her şey çıkabilirdi!

Çantamdan Fil Çıktı, oyun oynamak ve hayal gücüyle kendini keşfetmek isteyen herkesi büyüleyici dünyasına davet ediyor.
Peki, oyun oynamak için senin çantandan ne çıktı?
Hadi! Hayal Olimpiyatları’na katılmaya hazır mısın?

Kitabın Konusu :

Çocuklar hayal dünyasını kullanarak oyunlar oynayabilir ve eğlenebilir.

Kitabın Özeti :

Öğretmen o gün sınıfa mavi bir çantayla girdi ve öğrencilerine günaydın diyerek derse başladı. Öğretmen öğrencilerine bugün sizlerle çok güzel bir oyun oynayacağız diyerek devam etti. Öğretmen elindeki çantayı göstererek bu benim oyun çantam dedi. Bunun içinden çıktığını düşündüğüm şeylerle saatlerce oynardım dedi. Öğrenciler iyice meraklanarak mavi çantayı incelemeye başladı, aslında normal bir çantaya benziyordu. Öğretmen sizce bu çantadan oynamak için neler çıkabilir diye sordu. İşte oyun başlamıştı. 

Öğrencilerden İnci çantadan bir kalem çıkabilir dedi. Taci ise bir kitap çıkabilir dedi. Öğretmen işte sizin ödeviniz hayal kurun bakalım sizlerin çatalarınızdan oyun oynamak için neler çıkacak dedi. Bazıları cetvel, kalemtıraş, pergel, suluk gibi şeyler söylemeye devam etti. Öğretmen başını sallayarak onaylıyordu ama beklediği başka cevaplardı. Moni ise sadece düşünüyordu. Öğretmen söylenenleri tahtaya yazdı ve bunlar pek bizle oyun oynayacak gibi durmuyor dedi. Sıradışı bir cevap arıyorlardı. Bu arayış başka günlerde de devam etti.

Başka bir gün öğretmen öğrencilerine araba, bilgisayar, uçak bunlar hep bir hayal ile başladı dedi. Her oyun da bir hayelle başlar. Hayal kurduğumuzda oyun oynamaya başlarız dedi.

Moni çantadan bir elma çıktı öğretmenim dedi. Öğretmen peki bir elma olsaydınız en çok ne olmak istediniz dedi. Öğrenciler elmalı kuabiye, elma suyu, elma reçeli gibi cevaplar verdiler.

Öğretmen size yıl sonu için bir ödev veriyorum bir oyun tasarlayacaksınız. Hayal kuracaksınız ve çantanızdan pek çok oyun çıkaracaksınız dedi.

Moni okul bahçesinde düşünürken buldum çantamdan fil çıktı dedi. Bu çok güzel bir fikirdi.

Moni çantasından fil çıktığını hayal etmeye başladı. Çocuklarda etrafta bir fil gibi dolaşmaya ve bir fil gibi davranmaya başladılar. Çocuklar nehirden hortumlarıyla su içer gibi yaptılar. Fil olmak çok eğlenceliydi. 

İnci çantasından İncinaz çiçeği çıktığını hayal etti. Nehir kenarında yaşarım, suyu çok severim, çok güzel kokarım ve her yaprağım ayrı bir renk diyerek hayalini tarif etti. 

Mete sen İncinaz çiçeği isen ben de Metecan adında kocaman bir balığım dedi. Rengim kırmızı ve bir boynuzum var, canım nasıl isterse dünyayı o renk görürüm dedi.

Oyun aslında çok basitti. Bütün öğrenciler bu oyunda çantadan kendi hayalindeki kahramanı çıkartıyordu. O gün tüm öğrenciler kendilerini çeşitli bitki ve hayvanlara benzeterek hayallerini anlattılar.

Taci'nin hayali ise bir fotokopi makinesiydi. Adı Tacikopi. Sınıfımızda ütü, süpürge, tost makinesi benim en iyi arkadaşlarım. Kahvenaz en iyi arkadaşım diyerek hayalini tarif etti.

Bütün öğrenciler şunu çok iyi öğrenmişti, hayal ettiğimiz her kahramanla oynayabilirdik. Çocuklar haftalar ve aylarca bu oyunu oynayarak ustalaştılar.

Moni'nin aklına yıl sonu için tasarlanacak oyun için çok iyi bir fikir geldi. Hayal Olimpiyatları. Tüm dünya çocuklarının oynayabileceği bir organizasyon hayal etti. Çocuklar bu fikri çok sevdi hemen Hayal Olimpiyatları için bir davetiye hazırladılar.