2 Kasım 2023 Perşembe

Çetin Ceviz - Sıra Dışı Bir Ödev Hikayesi (Sinan Yaşar) Kitabının Özeti, Konusu ve Tahlili


Kitabın Adı: Çetin Ceviz

Kitabın Yazarı: Sinan Yaşar

Kitap Hakkında Bilgi:


“Merhaba. Ben Çetin Ceviz. En sevdiğim oyuncaklarım tornavidalarım, kablolarım, pillerim, lambalarım olmuştu. Ufak tefek icatlarım da vardı tabii ama bu icatlar Fen ve Teknoloji dersinin ödevi için yeterli değildi. Çok daha büyük bir şey yapmalıydım. Tüm kasabada ses getirmeliydi. Herkes onu konuşmalıydı. Sıra dışı olmalıydı...

Sonra bir fotoğrafa rastladım evde. Dedem ve ben… Babama ve bana çok benzeyen bu adam, beni kucağına almış, gülümsüyordu… Birdenbire harika bir fikirle kendime geldim. Bana icat yapmamda yardım edecek kişi karşımda gülümsüyordu. Uçmayı öğrenen bir devekuşu kadar mutluydum. Hayalimde, saatte doksan kilometre hızla dedeme doğru koştum…”

Sinan Yaşar’ın ilk kitabı olan Çetin Ceviz – Sıra Dışı Bir Ödev Hikâyesi’nde gelişen aile bağlarını, akla hayale gelmeyen icatları ve birçok hayvanın bilinmeyen özelliklerini okuyacaksınız.

Tanıtım Bülteninden

Kitabın Konusu:

Daha önce dedesi ile hiç karşılaşmamış olan ve bilime meraklı bir çocuğun dedesi ile karşılaşıp beraberce yaptıkları çalışmalar anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:


Çetin dedesi ile aynı şehirde yaşamaktadır. Ancak dedesi ile hiç tanışmamıştır. Çetin dedesi ile tesadüfen karşılaşır. Dedesi Çetin’in babasıyla küs olduğu için yıllardır görüşememektedirler. Çetin dedesi ile karşılaşınca dedesinin tıpkı kendisi gibi bilime meraklı olduğunu öğrenir. Dedesinin evini öğrenen Çetin, anne ve babasından gizli bir şekilde bisikletiyle dedesinin evine gider. Amacı fen ve teknoloji dersi için dedesinden yardım almaktır.

Dedesinin evine giden Çetin dedesinin köpeği Hergünaç’ın zehirli bir bakteri yüzünden hastalandığını öğrenir. Dedesi köpeğini kurtarmak için icat ettiği bir cihazla köpeğin beynine girip hastalığa sebep olan bakterileri yok etmeya çalışmaktadır. Çetin dedesine de güvenerek Hergünaç’ın beynine bir yolculuk yapar. Heyecan dolu bir macera yaşayan Çetin, Hergünaç’ı hastalıktan kurtarır böylece onun yeni sahibi olur. Çetin Hergünaç’ı kurtarmakla uğraşırken eve geç kalır. Çetin, dedesinin yardımıyla içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtulur. 

Ertesi gün tekrar dedesinin evine gider. Hergünaç’ı kurtarmaları gerektiği için Çetin’in ödevi hakkında hiç konuşamamışlardır. Dedesi, Çetin'in ödevi için herkes uyumaya ihtiyaç duyar ama çoğu kişi kolayca uyuyamaz der. Bu yüzden de uyumayı kolaylaştıracak bir icat yapmayı önerir. Uyku getiren özel bir malzemeyle uyku gözlüğü yapabileceklerini söyler.

Çetin ve dedesi uyku gözlüğü yaparken kullanacakları uyku tozunu elde etmek için Horultoryum Dağı’na yolculuk yaparlar. Çetin’in dedesinin isimlendirdiği bu dağın içine Dünya’nın merkezine doğru inerler. Yolculuk tehlikeli olsa da rengarenk uyku kayaçlarından ihtiyaç duydukları kadar uyku tozu almayı başarırlar. Çetin’in dedesi yıllar önce Dünya’ya çarpıp fosilleşmiş bir uzay canlısının yumurtasını da yanlarına alır. Çetin ve dedesi uyku tozları ve yumurta fosiliyle eve dönerler. Beraberce uyku gözlüğünü hazırlarlar. Gözlüğü ilk olarak Çetin’in dedesi dener.

Çetin, uyku gözlüğünü okula getirip öğretmenine ve sınıf arkadaşlarına sunar. Öğretmeni gözlüğün işe yarayıp yaramadığını merak eder. Çetin’in öğretmeni, uyku gözlüğünü deneyip uyumaya başlar. Daha sonra sonra okuldaki diğer öğretmenler de uyku gözlüğünü denemeye başlar. 

Uyku gözlüğü tüm kasabanın dikkatini çeker. Anne ve babası Çetin’in başarısıyla gurur duyar ve bu icadı nasıl yaptığını öğrenmeye çalışırlar. Çetin'in dedesinden yardım aldığını öğrenirler. Çetin’in babası ve dedesi bu vesileyle barışırlar.Dedesi Horultoryum’da bulduğu fosilin içindeki canlının çıkması için evinin ısısını -100 dereceye ayarlar. Dışarıya çadır kurmaya çalışan dedesini evlerine davet ederler.

Çetinler’in evinde otururken Çetin’in dedesinin evinin bulunduğu taraftan bir patlama sesi gelir. Herkes patlamanın olduğu yere doğru gider. Çetin’in itfaiyeci olan babası ve arkadaşları patlama sonucunda çıkan yangını söndürürler. Bütün aile üzüntüyle hep birlikte Çetin'in ailesinin evine dönerler. Yanlarında patlamaya sebep olan ve yangından kurtulan yavru uzay canlısı Ateş de vardır.

31 Ekim 2023 Salı

Jeneratör Kullanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?



Jeneratör Kullanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Jeneratörler, dizel, benzin gibi bir yakıt kullanarak bir alternatörün dönmesini sağlayarak elektrik enerjisi üreten cihazlardır. Evlerde ve işyerlerinde yaygın olarak kullanılırlar. Bir fazlı veya üç fazlı olabilirler. Bazıları taşınabilir ve küçük boyutlarda iken bazıları büyük ve sabittir. 

Jeneratörler elektrik kesintisi olduğunda elektrik enerjisi devamlılığını sağlayan cihazlardır. Elektrik kesintisini ortadan kaldırarak hastanelerde cihazların kesintisiz çalışmasını sağlayan, iş yerlerinde üretim sürecinin devamını sağlayan, evimizde konforumuzu artıran jeneratörlerin kullanımında aşağıdaki bilgileri göz önünde bulundurmalıyız.

1- Jeneratörde kullanılan yakıt miktarını kontrol etmelidir.

2- Jeneratörün yakıt deposunun temizliği kontrol edilip yaptırılmalıdır.

3- Jeneratör soğumadan ya da çalışır durumdayken yakıt eklemesi yapılmamalıdır. Aksi halde yangın çıkmasına neden olabilir.

4- Jeneratörün yağ seviyesi kontrol edilmelidir.

5- Jeneratörün gücüne uygun yükte cihazlar bağlamalıdır. Jeneratörün gücünde fazla yükleme durumunda sigorta atabilir, jeneratör ve cihazınız zarar görebilir.

6- Jeneratöre çalışacak cihazlar direk bağlanmamalıdır. Bir pano veya ara kablo kullanılması gerekir.

7- Jeneratörü kullandığımız zeminin ıslak olmamasına dikkat edilmelidir.

8- Jeneratörü kullanırken fırın, ocak, sigara gibi yanıcı maddelerden uzak tutmalıdır.

9- Jeneratör elektrik kesintileri olmasa da ayda bir kısa süreli de olsa çalıştırmalıdır.

10- Jeneratörün kablolarının sağlam olup olmadığı aralıklarla kontrol edilmelidir. Yıpranan, eskiyen kabloları değiştirmelidir.

11- Jeneratör hava soğutmalı bir model ise etrafında bir metre boş alan bırakılmalıdır.

25 Ekim 2023 Çarşamba

İlk Elektrikli Araba Ne Zaman İcat Edilmiştir?



İlk Elektrikli Araba Ne Zaman İcat Edilmiştir?

Elektrikli araçlar üzerine yapılan çalışmalar 1830’lara uzanmaktadır. En kullanılabilir elekrikli arabalar 1900’lü yıllar civarında yapılmaya başladı. New York’ta elektrikli ticari taksiler bile kullanılmaya başladı. Bir dönem ABD’de üretilen 4.000’den fazla aracın yüzde 28’i elektrikle çalışıyordu. New York, Boston ve Chicago gibi büyük şehirlerdeki arabaların üçte ikisi elektrikli arabalardan oluşmaktaydı. 

İlk elektrikli araba 1835 yılında yapıldı. Thomas Davenport tarafından Amerika’da yapılan araba, iki elektromıknatıs, bir pivot ve bir pil kullanılarak yapılmış küçük bir lokomotiftir. İskoçya’da da Robert Anderson elektrikli araba üretmeyi başardı. İskoçyalı Anderson’ın arabansının şarj etme işlevi olmadığı için başarısız oldu.

1894 yılında Salom ve Morris ilk elektrikli araçlarının prototipini yapmayı başardı. 31 Ağustos 1894 tarihinde yaptıkları elektrikli arabanın patentini aldılar. Ürettikleri bu ilk elektrikli otomobil, 725 kilogram ağırlığında kurşun asitli bir bataryaya sahipti. Arabada ağırlığından dolayı çelik lastikler kullandılar. İlk denemede problem yaşanmaması için güvenlik önlemleri alındı. Electrobat arabalarına verdikleri isimdi.

1895 yılında Morris and Salom Electric Wagon and Carriage Company adında ilk elektrikli otomobil üretim firmasını kurdular. Böylece Electrobat’ın seri üretimine başlanmış oldu.

Seri üretimde Electrobat havalı lastikler ile üretildi. Tam dolu batarya ile saatte 32 km/h hıza ve 40 km mezile sahipti. Electrobat'da 1,5 beygir gücünde çift motor bulunmaktaydı. Electrobat; Philadelphia, Boston ve New York’ta ticari taksi olarak da kullanıldı. Zamanına göre iyi bir teknoloji sunmaktaydı. Petrol yakıtlı araçların ucuz maliyetli ve daha hızlı üretilmeye başlaması ile elektrikli araç üretimleri zamanla azaldı ve yerlerini petrol yakıtlı araçlara bıraktı.

24 Ekim 2023 Salı

Apartman ve Site Ortak Alanlarına Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurmak



Apartman ve Site Ortak Alanlarına Elektrikli Araba Şarj İstasyonu Kurmak

Ülkemizde elektrikli araç sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye'de elektrikli araç kullanımı son iki yılda ciddi şekilde yaygınlaşmıştır. Normal bir arabaya bütçesi yetmeyen pek çok kişi düşük fiyatlı küçük elektrikli araçlar da satın almaktadır. Artan araç sayısıyla beraber araçların şarj sorunu ortaya çıkmaktadır. Elektrikli araç sahiplerinin ilk aklına seçeneklerin başında oturdukları apartmanın girişine veya sitenin otoparkına kendilerine ait bir şarj ünitesi kurmak gelmektedir.

Pek çok apartman ve sitede araçlarını kendi imkanları ile şarj etmek isteyen araç sahipleri apartman sakinleri ve site yönetimleri ile karşı karşıya gelmektedir. 

Apartman ve sitelerin ortak kullanım alanlarına şarj istasyonu kurulumu elektrikli araç kullanıcılarına daha fazla şarj hizmeti sunmak için büyük önem arz etmektedir.

Araç sahiplerinin kendilerine ait şarj ünitesi montajını onay almadan yaptıramamaları gerekmektdir. Ayrıca kontrolsüzce yapılan şarj ünitelerinden dolayı elektrik güvenliği riskleri de ortaya çıkmaktadır. 

Elektrikli araç şarj ihtiyacının izinsiz şekilde, bireysel kullanılan ünitelerle sağlamak, apartman ve sitelerin elektrik altyapılarına çok fazla yük getirmekte ve çok ciddi güvenlik riskleri meydana getirmektedir. 

Bireysel şarj istasyonu kurmak yerine, EPDK'nin Şarj Hizmet Yönetmeliği uyarınca şarj istasyonlarının, apartman ve sitelerin ortak alanlarında şarj ağı işletmecilerince ödenebilir şekilde kurulumlarının sağlanması gerekmektedir. Ortak alanlara yapılacak kurulumlar, mutlaka Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği'ne uygun bir mühendislik çalışmasıyla kurulmalıdır. 

Bireysel şarj istasyonu kurmak isteyen kişiler apartman ve sitelerin ortak kullanım alanlarına kat maliklerinden izin almadan şarj istasyonu kurduklarında komşuları tarafından şikayet edilme durumlarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Hiçbir kat maliki, kendi aracını şarj edebilmek için şarj ünitesi montajı yaptıramaz. Kat Mülkiyeti Kanunu göre kendi otopark alanına elektrikli araç şarj istasyonu kurmak isteyen kişiler kat maliklerinin 5'te 4'ünün yazılı iznini alması gerekmektedir. Bu izinlerin alınması sonucunda kendi otopark alanınıza bir elektrikli araç şarj istasyonu kurulabilir. Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre izinsiz şarj istasyonu kurulduğunda, kat maliklerinden biri tarafından dava edilerek hakim müdahalesi sonunda şarj istasyonunu sökmek durumuyla karşılaşılır.

Sitelerde herkesin kullanımına açık bir şarj istasyonu kurulacaksa, Kat Mülkiyeti Kanunu göre kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğunun aranması gerekmektedir. Elektrik araç şarj istasyonu kurulumu için site yönetim planında karar varsa, genel kurul yapılması gerekmeden gerekli kurulum işlemleri yapılabilir. Yoksa genel kuruldan yetki alınması gerekmektedir. Kiracıların kanundan doğan hakkı bulunmamaktadır. Sadece kat malikleri elektrikli şarj istasyonu kurma konusunda karar alabilmektedir.

Kanun gereği, yapılacak yenilik ve ilave, tüm malikleri ilgilendiriyor ve onların tümünün yararına ise yapım ve giderine herkes katılır. Herkesi ilgilendirmiyorsa, mesela 4 bloklu bir sitede 2 blokun yararlanacağı bir yenilik ve ilave yapılırsa bundan faydalanan o 2 bloktaki malikler ödeme yapar. 

Kanuna göre, yapılacak yenilik çok masraflı veya lüks nitelik taşıyorsa veya tüm kat maliklerini ilgilendirmiyorsa, bunlardan faydalanmak istemeyen malikler giderlere katılmak zorunda değillerdir. 

Bir sitede 250 araç varsa ve sadece yüzde 10'u elektrikli ise sadece 25 araç sahibinin yaralanacağı şarj istasyonunun kurulum giderini de bu 25 aracın sahibinin karşılaşması gerekir. Sadece bir kişinin elektrikli aracı varsa o bir kişi bu maliyetin tümünü kendisi üstlenmek zorundadır.

Pek çok elektrikli araç sahibi, kendi saatinden elektrik çekerek, izinsiz şekilde aracını şarj etmektedir. Bu durum binanın elektrik gücünün yetmediği durumda yangına sebebiyet verebiliyor. Böyle örnekler yaşandı. Elektrikli araçlar için izinsiz şeklide şarj ünitesi kurulamaz. Böyle bir durumda diğer kat malikleri, şarj mekanizmasının sökülmesi için dava açma hakkına sahiptir. Binanın kurulu elektrik gücüne göre hareket edilmelidir. Ortak alan elektriğinin izinsiz kullanılması halinde ise komşular ve yönetim birlikte görsellerin de yer aldığı tutanak tutarak, savcılığa suç duyurusunda bulunma hakkına sahiptir.

23 Ekim 2023 Pazartesi

Barış Çocuk - Atatürk'le Kurtuluş Savaşı'nda (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili

Kitabın Adı: Barış Çocuk - Atatürk'le Kurtuluş Savaşı'nda

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

Kurtuluş Savaşı'nı bir de Bilgin Amca'dan dinle!

Çocukların Bilgin Amca'sından hem eğlenceli hem öğretici bir tarih anlatısı: Hazırlayacağı ödev için internette Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafları arayan Barış, birdenbire karşısına çıkan bir fotoğrafın içinde bulur kendini: Tarih 16 Mayıs 1919'dur; Barış, Mustafa Kemal'le birlikte Samsun'a doğru yola çıkar. 10 Eylül 1922 günü İzmir'de son bulan bu yolculuk boyunca, Kurtuluş Savaşı'nı adım adım izler, başından geçenleri de Paşa'nın armağanı olan kırmızı deftere yazar.
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitap, Kurtuluş Savaşı'nı çocuklara anlatacak ve sevdirecek bir dille anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Barış, öğretmeninin verdiği ödevi yapmak için bilgisayarın başına oturur. 19 Mayıs tarihine birkaç gün vardır. Barış, Atatürk hakkında fotoğraflar bulmaya çalışır. Bilgisayarda internette araştırırken Atatürk'ü Yaşamak adlı bir internet sitesine girer. Sitedeki fotoğrafları incelerken Atatürk'le yaşamaya davet eden ışıklı bir yazıya tıklar. Barış'ın yazıya tıklamasıyla bilgisayar ekranında farklı şeyler olmaya başar. Barış bu durum karşısında endişeye kapılır. Bilgisayarı kapatmaya çalışırken ekranda Mustafa Kemal Paşa'nın görüntüsü, Barış'ı Bandırma Vapuru'yla Samsun'a yolculuğa çağırır. Barış bir anda kendisini Mustafa Kemal Paşa'nın yanında bulur.

Barış, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarıyla Bandırma Vapuru'na binip yola çıkmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Barış'a çocukluğunu anlatır. Yurdumuzun güzelliklerinden ve birlik olan Türk halkı karşısında hiçbir düşmanın başarılı olamayacağından bahseder. 

Mustafa Kemal Paşa gemi kaptanı İsmail Hakkı Bey'den bir kalemle defter isteyerek Barış'a verir. Barış'tan yolculuk boyunca günlük tutmasını ister. Barış hemen ilk izlenimlerini yazmaya başlar.

Bandırma Vapuru ilk olarak Sinop'ta kısa bir mola verir. Mustafa Kemal Paşa kıyıya gelen halkı selamlar.  Sinop'taki yetkililerle toplantı yapılır. Bandırma Vapuru yeniden yola koyulup Samsun'a varır.

Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da çeşitli görüşmeler yapar. Bu sırada Barış, Yusuf adında bir arkadaş edinir ve Samsun'u gezmer. 

Yolculuk Samsun'dan Havza'ya, Havza'dan da Amasya'ya uzanır. Barış, Amasya vardıklarında Kerim adında bir arkadaş edinir. Kerim'in mahallesindeki çocuklarla çetecilik oyunu oynarlar. Barış, günlüğüne oyun sırasında kimsenin düşman askeri olmak istemediğini yazar. Rauf Orbay Bey ile Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın Amasya'ya geleceklerini de günlüğüne yazar.

Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler önce Sivas'a gider. Sivas'taki çalışmaları tamamladıktan sonra zor ve uzun bir yolculuk yaparak Erzurum'a varılır. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'dayken Dokuzuncu Kolordu Müfettişliği görevinden alınır. Mustafa Kemal Paşa, askerlik görevinden istifa eder. Barış gelişmeleri günlüğüne yazmaya devam eder ve Erzurum'u gezip şehrin güzelliklerini keşfeder. Erzurum Kongresi 23 Temmuz'da başlar ve 7 Ağustos'ta sona erer. Barış, bu kongrede alınan kararları günlüğüne yazar. 

Yeni bir kongre için Sivas'a geçilir. Sivas Kongresi 4 Eylül'de başlar ve 11 Eylül'de sona erer. Barış, Sivas'ta Cemil adında bir arkadaş edinir.  Cemi'le birlikte Sivas'ı gezerler. 

Sivas'taki çalışmalar bitince Ankara'ya yolculuk başlar. Ankara'ya 27 Aralık'ta tarihinde varılır. Ankara merkez olarak belirlenir ve Millet Meclisi burada kurulur. Meclisin kurulmasının ardından İnönü Meydan Savaşları ve Sakarya Savaşı gibi önemli olay gerçekleşir.

Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler 10 Eylül'de İzmir'e giderler. Barış, İzmir'de Mustafa Kemal Paşa ile konuşurken annesinin sesini duymaya başlar. Bbilgisayar ekranı kararmaya başlar. Barış bir rüya gördüğünü sanmaktadır. Kendi yazdığı anılarla dolu olan kırmızı kaplı defteri masasında görünce fikri değişir. Yaşadıklarını anlatmak üzere heyecanla annesinin yanına koşar. Barış kırmızı kaplı defteri annesinin aldığını öğrenir.

Atlantis'in Çocukları 1 (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



Kitabın Adı: Atlantis'in Çocukları 1

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

Denizin dibindeki benzersiz dünya

Yaşadığı yere fabrika kurulunca çevre kirliliği ile tanışan Tekin, fabrikanın atıksularına kapılınca kendini Atlantis'te bulur. Tekin, Atlantis'tekilerin teknik donanımı ve arkadaşlarının yardımıyla doğaya zehir saçanlara karşı bir savaş açar.
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:


Kitap, macera dolu fantastik bir hikaye ile özellikle deniz temizliği ve çevre konusunda çocukları bilgilendirmektedir.

Kitabın Özeti:

Tekin, Nergislidere'nin yakınlarında yaşamaktadır. Fabrikanın boşalttığı atık sular okuldan dönerken Tekin'in dereye düşmesine neden olur. Tekin düştüğü dereden kendi çabalarıyla kurtulmayı başaramaz. Kendini bir anda şeffaf bir balonun içinde bulur. Tekin şeffaf balonla Karadeniz'e uçar ve denizin derinlerindeki Atlantis'e iner. 

Tekin bu yolculuk sırasında bayılır. Kendine geldiğinde Atlantis'te Enki, Sunku ve Atamya adlı bilge Atlantislilerle tanışır. Atlantisliler çevre kirliliği ve küresel ısınma sorunlarıyla mücadele etmektedir. Bunun için Tekin'den yardım isterler. Tekin bunun zor bir görev olduğunu düşünür. Atlantisliler yardımcı olursa Tekin'i üstün teknolojileriyle donatacaklarını ve eğiteceklerini söylerler. Tekin yardımcı olmayı kabul eder.

Tekin'in ilk görevi, dereye düşmesine neden olan atık suların akıtan fabrikanın borusunu kapatmak olur. Nergislidere'yi kirleten fabrika, atık sular nedeniyle çalışmaz hale gelir ve kapatılır. Atlantislilerin teknolojisi sayesinde bu görev kolayca gerçekleştirilir.  

Tekin, Atamya'nın yönlendirmesiyle güvendiği arkadaşlarından oluşan bir ekip kurar. Tekin'in ekibi yakın arkadaşları olan Barış, Emre, Elif ve Aslıhandan oluşmaktadır. Beş arkadaş dünyayı kurtarmak için birlikte mücadele etmeye başlar. Ekibin adı Çevre Kardeşliği Takımı'dır. Ekip, Karadeniz'den Boğaz'a doğru yol alan çok eski olduğu için tehlike arz eden bir petrol tankerinin durumunu yetkililere bildirip büyük bir felaketin engellenmesini sağlar. 

Beş arkadaş daha sonra  Güllük'teki yüzeyde biriken ölü balıkları ve denizin dibinde oluşan balçık tabakasını temizleyip Sibirya'daki ölü bölgeye taşırlar. 

Daha sonra Tuna Nehrinden Karadenize doğru giden ve zehirli madde taşıyan bir gemiyi durdururlar. Bu görev çok zor bir şekilde tamamlanır. Çevre Kardeşliği Takımı artık Sahil Güvenlik yetkilileri tarafından tanınmaya başlar. 

Dördüncü görev, Yortanlı Barajı yüzünden sular altında kalacak olan Allianoi Antik Kenti'ni kurtarmak olur. 

Beşinci görev, fabrika atıkları yüzünden eski güzelliğini kaybeden Nergislidere'yi yeniden güzelleştirmektir. Atlantislilerin yanı sıra Sahil Güvenlik'in ve Deniz Temiz Derneğinin de yardımıyla Nergislidere eski güzel günlerine kavuşur. 

Altıncı görev, Karadenizdeki bulanık akıntıların kaynağını bulup buna son vermektir. Dayanışma içinde hareket eden beş arkadaş denizden kum çıkaran Cornelis Zanen adlı geminin sebep problemi Sahil Güvenlik, Deniz Temiz Derneği ve Balıkçılar Kooperatifi sayesinde giderir.

Son görev, Trabzon ile Japonya tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bir projeyi desteklemek olur. Proje Karadeniz'deki kalkan balığı stokunu yeniden arttırmayı amaçlamaktadır. Atlantis'ten gönderilen özel yemler ve kalkan balığı yavrularıyla proje desteklenir. 

Son görevlerinin ardından yaz tatilinin de başlamasıyla beş arkadaş ödül olarak Atlantis'e giderler. Beş arkadaş hem Atlantis'i gezerler hem de kendi yaşıtları olan Atlantislilerle tanışma fırsatı bularak güzel bir tatil geçirirler.

22 Ekim 2023 Pazar

Genlerin Şifresi (Bilgin Adalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Genlerin Şifresi

Kitabın Yazarı: Bilgin Adalı

Kitap Hakkında Bilgi:

İlke, kendi halinde bir kızdır. Bir gün,bir rastlantı sonucu geçmişin kilidiniaçar ve tarihin en eski çağlarından bu yana,atalarının yaşamış olduğu şeyleri,rüyaları yoluyla anımsamaya başlar...Okurlarını her kitabında başka bir serüvene sürükleyen Bilgin Adalı, Genlerin Şifresi'nde de, yepyeni ve gizemli bir dünyanın penceresini aralıyor. Heyecanla okuyacaksınız...

Kitabın Konusu:

Kitap, ışınlara maruz kalan bir genç kızın eski tarihlerde yaşanmış olayları rüya yolu ile görmesini konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

İlke, Fen Bilimleri dersi ödevi için yüksek teknolojiye sahip bir iş yerini gezmeye gider. Bu işyeri İlke'nin Sinan dayısının çalıştığı Nükleer Araştırmalar Merkezi'dir. İlke, dayısıyla Nükleer Araştırmalar Merkezi'ni gezip bilgi alır. Dayısının acil bir işi çıkması üzerine Nükleer Araştırmalar Merkezi'nde İlke tek başına kalır. Bir süre dayısının dönmesini bekleyen İlke daha fazla dayanamayarak merkezi kendi başına gezmeye başlar. İlke yanlışlıkla tehlikeli bir odaya girer ve ışınlara maruz kalır.

İlke, Nükleer Araştırmalar Merkezi'nde ışınlara maruz kaldıktan sonra garip rüyalar görmeye başlar. İlkw bu durumu dayısına söyler. Dayısı ve çalışma arkadaşları İlke'ye testler yapmalarına karşın nedenini bulamazlar. 

Bir genetik mühendisinin teklifi üzerine İlke'ye başka testler yapılır. İlke'nin ışınlar nedeniyle genetik açılım yaşadığı öğrenilir. Bu yüzden İlke atalarının geçmişte yaşadığı pek çok şeyi rüya olarak görmeye başlamıştır.

İlke, bir gece rüyasında kendisini eski çağlarda yaşayan İluyanna adında bir kız olarak görür. İnsanlar bu çağda balık tutarak ve hayvanları avlayarak beslenmektedir. İlke rüyasında tehlike ve heyecan dolu büyük bir ava İluyanna'nın gözünden şahit olur. 

İlke başka bir rüyada kış mevsiminde göç eden küçük bir klanın parçası olur. Böylece Nili adında bir genç kız olarak anne babaları göç yolunda ölen 4 çocukla zorlu bir göç macerasına şahit olur. Yolculuk sırasında avlanarak beslenirler. Soğuktan korunmak için yaptıkları bir barınakta kalırlar. Yolculuk sırasında çeşitli tehlikeler atlatırlar ama birlik olup sabırla ilerlerler. Sonunda İlke'nin Karadeniz kıyıları olduğunu tahmin ettiği güzel bir yere ulaşırlar. İlke bu hikayeyi birkaç günde rüya olarak parça parça görür.

İlke birbirinden farklı pek çok rüya daha görür. Atlantis'in hikâyesine şahit olur. Bir deniz macerası yaşar. Bir savaşa şahit olur. Kapadokya halkının çapulcularla nasıl mücadele ettiğini Nadya'nın gözünden görür. Akdeniz kıyılarında esir olan Afrahim'in kaçıp kurtulmasını ve köyündeki insanların desteğiyle diğer esirleri kurtarmasını görür.

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...