25 Temmuz 2017 Salı

İTÜ Rektörüne Göre Dijital Dönüşümle Beraber En Çok Kazandıracak Geleceğin Meslekleri


İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, geleceğin mesleklerinin toplumsal dönüşümü gerçekleştireceğini belirterek, "Dijital dönüşümle birlikte günümüzde bildiğimiz birçok meslek miadını dolduracak. Onların yerine, Robot Mühendisliği, 3D Yazıcı Mühendisliği, Giyilebilir Teknoloji Tasarımcılığı gibi meslekler hayatımıza yön verecek." dedi.

İTÜ Rektörü Karaca, gazetelerin eğitim muhabirleri ile yaptığı sohbet toplantısında gelişen teknolojiyle birlikte günümüz mesleklerinin dönüşüm geçireceğini anlattı.

Gençlerin gelecekte bu alanlara yönelmesinin ülke kalkınmasına katkı sağlayacağının belirten Karaca, söz konusu mesleklerin maddi getirisinin de iyi olacağına dikkati çekti.

İŞTE GELECEĞİN MESLEKLERİ

Üniversite sınavları sonrasında meslek seçiminde bulunacak gençlere tavsiyelerde bulunan Karaca, geleceğin mesleklerini şöyle sıraladı:

"Dijital dönüşümle birlikte günümüzde bildiğimiz birçok meslek miadını dolduracak. Onların yerine Endüstriyel Veri Bilimciliği, Robot Koordinatörlüğü, IT/ IoT Çözüm Mimarlığı, Endüstriyel Bilgisayar Mühendisliği, Bulut Hesaplama Uzmanlığı, Veri Güvenliği Uzmanlığı, Şebeke Geliştirme Mühendisi, 3D Yazıcı Mühendisliği, Endüstriyel Kullanıcı Arayüzü Tasarımcılığı, Giyilebilir Teknoloji Tasarımcılığı meslekleri öne çıkarak hayatımıza yön verecek. Bu meslekler arasında özellikle veri ve veri işlemenin geleceğin meslekleri arasında öne çıktığını söyleyebilirim. Veri bilimcilerin görevi veriyi çıkarıp hazırlamak, gelişmiş analizler yürütmek ve elde edilen sonuçları ürün ve üretim sürecini geliştirmek için kullanmaktır. Veri güvenliği uzmanlarının temel göreviyse bozukluk veya kötü niyetli saldırıların neden olabileceği kayıpları önlemektir. Özellikle her verinin işleneceği gelecekte veri uzmanlarına ve veri bilimcilere büyük işler düşecek. Bu sektörler iyi bir de kazanç kapısı olacak."

İTÜ olarak lisans, lisansüstü ve doktora olmak üzere birçok programı geleceğin mesleklerine göre şekillendirdiklerine dikkat çeken Karaca, Siber Fiziksel Güvenlik ve Kriptografik Mühendislik, Bilgi Güvenliği Mühendisliği ve Kriptografi Bulut Bilişim ve Mimari Tasarımda Bilişim gibi programların bunların başında geldiğini vurguladı.

Karaca, "Dijital Dönüşüm"e geçilmesiyle birlikte hızlı bir toplumsal dönüşüm yaşanacağını, bu değişimin yalnızca mesleki alanlarda sınırlı kalmayacağını ifade etti.

9 teknolojik ilerlemenin geleceğin sanayi üretimini şekillendireceğini belirten Karaca, “Akıllı robotlar, siber güvenlik, nesnelerin interneti, bulut çözümleri gibi alanlardaki ilerlemeler önemli. Üretimden Ar-Ge’ye bu gelişmeleri takip eden ülkelerin kalkınacaktır." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE GELECEKTE TEKNOLOJİYE YÖN VEREN ÜLKELER ARASINDA OLABİLİR"

Türkiye’nin jeopolitik konumunun lojistik avantajını ortaya çıkardığını ifade eden Karaca, şunları kaydetti:

"Türkiye, üretim birim maliyetlerinin düşük olması nedeniyle de küresel pazarda tercih edilen bir ülke konumunda bulunuyor. Türkiye’nin mevcut şartlarını koruması ve geliştirmesi kaydıyla, gelecekte teknolojiye yön veren ülkeler arasında olabilir. Bahsettiğim 'Dijital Dönüşüm'ün avantajları arasında, yüksek verimliliğin sağlanması, sistemlerin izlenerek hataların önceden tespit edilmesi, üretimdeki esnekliğin artırılarak maliyetlerin düşürülmesi bulunuyor. Eğer Türkiye var olan konumunu iyi değerlendirip uygun rekabet ortamı sağlayabilirse geleceğin önemli ülkeleri arasında yerini alabilir. Bunun için de farkındalık eğitimlerinin artırılması ve doğru yönlendirmenin yapılması çok önemli."

İTÜ ULUSLARARASI SIRALAMALARDA İLK 100'DE

İTÜ'nün 26 bölümünün ilgili akreditasyon kurumları olan ABET, NAAB, IFLA ve IMO tarafından uluslararası tam tanınırlık/akreditasyon aldığını ifade eden Karaca, "İTÜ bu özelliğiyle dünyada ilk sıralarda yer alıyor. QS World Ranking by Subject, Times Higher Education (THE) ve ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesindeki University Ranking By Academic Performance (URAP) gibi ulusal ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarının yaptığı sıralamalarda bölümler bazında ilk 100’de yer alıyoruz." diye konuştu.

İTÜ Girişimcilik Ekosistemini lisans öğrencileri ile tanıştıran ilk üniversite olduğunu bildiren Rektör Karaca, İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi ve İTÜ GİNOVA Merkezindeki uygulamalar ile öğrencilerine fikirden şirketleşmeye giden süreçte her türlü desteği sunduklarını kaydetti.

İTÜ Arı Teknokent'te düzenlenen toplantıya rektörü yardımcıları Prof. Dr. Tayfun Kındap, Prof. Dr. Telem Gök Sadıkoğlu, Prof. Dr. Ali Fuat Aydın ve Arı Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan katıldı.  (23 Temmuz 2017)

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Köy Ağasının 19 Atı 3 Oğlu Arasında Nasıl Paylaşılır?


Zengin bir köy ağası vefat eder. Köy ağasının vasiyeti açılır.

Ağa büyük oğluna mallarının yarısını (1/2) , ortanca oğluna dörtte birini (1/4)  ve küçük oğluna beşte birini (1/5)  bırakmıştır.

Ağanın bütün malları paylaşılır. Ancak ortada paylaşılmamış 19 tane de “at” vardır. 

19’u ne ikiye, ne üçe, ne dörde, ne de beşe bölmek mümkün değildir. 

Aralarında anlaşmazlık çıkar. Bir türlü atları paylaşamazlar.

Köyün en akıllı adamına gidip akıl danışırlar. 

Adam da onlara yardımcı olabileceğini söyler. 

Der ki:

-“Benim de bir atım var. Alın bunu size veriyorum. Oldu mu size 20 at?

Büyük çocuğa yarısını veririr. 

- "Al bakalım sana 10 tane at." der.

Ortanca çocuğa dörtte birini verir.

-"Al bakalım sana 5 tane at." der.

Küçük çocuğa dörtte birini verir.

-"Al bakalım sana 4 tane at." der.

Dağıtılan atlardan sonra bir tane at artar. On, beş daha onbeş. Dört daha ondokuz.

-"Verin bakalım şu bizim geriye kalan atı." der.

Anlaşmazlık çözülmüş olur.

Anneanne ve Babaanneden Emeğin Önemini Anlatan Güzel Bir Ders - Bisiklet


Bisiklet


Ben ilk girişimcilik dersimi anneanne-babaanne ikilisinden aldım.

Hikayeye bakın şimdi, süper.

Yaz tatili, 6-7 yaşlarındayım. 1972 diyelim, o zamanlar Türkiye müthiş gelişmiş.

Nereden biliyorum? Tatil köyü diye bir şey yok, ama tatil kasabası var: Demirci.

Benim hem anne, hem baba tarafım Demircili. Yaz tatillerinde bizi Demirci’ye götürüyorlar; açık büfe, her türlü içecek dahil, “all inclusive”!

Akrabalarda her türlü animasyon gani, süper güler yüz, 0-80 yaş çocuk ücretsiz. Ne ararsan var.

Bir iki hafta geçti, anneannem:

“Şerif, hayatta en çok ne istiyorsun?”

“Bisiklet” dedim. Belki alır diye de içimden geçirdim.

“Kolay o.”

“Nasıl anneanne?”

“Ben sana bir dua öğreteceğim, Fatiha.”

“?”

“Onu oku, Allah’a ne istiyorsan söyle, senin iş olur.”

Ben sadece yutkunabildim. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Düşünsenize şişedeki cini ümüğünden ele geçirmişsiniz, sadece bisiklet değil ne istersen verir artık.

Salona girdim. … Anneannem söyledi, ben konsantre meyve suyu gibi dikkatle tekrarladım. Öğrendim.

“Oku bakalım, iste isteyeceğini.”

“Arada duvar olmasın anneanne.” deyip fırladım odadan.

Hemen solumdaki mutfakta bulunan tel dolaptaki vişne reçelinin önünde mola bile vermeden geçtim, zorlanarak açtım balkonu, demir parmaklıklara dayandım, koruklara sarkmadan kaldırdım küçük yumuk ellerimi yukarı, diktim gözlerimi gökyüzüne:

“Allah’ım, bu vitesli Belde Pololar var ya, onlardan lazım bir tane, bal rengi.” dedim ve çaktım Fatiha’yı. Akşam babamı bekliyorum, geldi.

“Baba bana bir şey aldın mı?”

“Yoo…”

“Hiç mi bir şey almadın?”

“Yoo…”

“Allah Allah!”

Hızla mutfağa bir koşu.

“Anneanne bisiklet falan yok.”

“Kaç Fatiha okudun sen?”

“Bir.”

“Bir taneyle olur mu hiç? Yatarken yedi tane oku!”

Bu sefer daha gergin bir diyalog oldu:

“Allah’ım o bisiklet işi vardı ya, hani göndermedin altı Fatiha için. Belde Polo olacak, vitesli, bal rengi…”

Ben yatarken yedi+bir okudum risk falan olmasın diye, yine bisiklet yok. Ben anneannemin gazıyla yine okuyorum, birkaç gün sonra babaannem gördü bahçede:

“Ne yapıyorsun havuzun başında?

“Dua ediyorum babaanne.”

“Ne duası?”

“Fatiha okuyorum, Allah bisiklet verecek de…”

“Kim öğretti sana bunu?”

“Anneannem.”

Babaannem merdivenden alt bahçeye doğru yürürken:

“Tövbe tövbe ‘el ham’ okumaya Allah bisiklet mi verirmiş? Batıl inanca bak.” dedi.

“Babaanne vermez mi?”

“Oğlum inandın mı anneannene! Fatiha okumayla Allah bisiklet mi verir hiç?”

“Nasıl verir babaanne?”

“Üç Guluvallahi, bir Elham!”

“Babaanne bu Guluvallahi dediğin ne?”

“Kolay o, ben sana öğretirim.”

Oturduk hinnap ağacının dibine. … Ben duayı hemen öğrendim. Fakat sonuç değişmedi. Oku, oku bisiklet yok.

Birkaç gün sonra anneannem saçımı sıvazladı, yüzünde koca bir gülümseme.

“Vermiyor değil mi?”

“Vermiyor anneanne.”

“Şükret Allah’a vermiyor, bir verse ne yapardın.”

“Niye anneanne?”

Çünkü o dönem benim gözümde Allah, Zorro gibi. En umulmadık anda çıkar, fakir fukaraya yardımcı olur, garibanın elinden tutar. Zagor da öyle ama onun yüzü belli. Zorro’da maske var. Kim olduğu da net değil. Benim tadım biraz kaçtı.

Anneannem dizine oturttu beni, uzun uzun anlattı, emekten, çabalamadan bahsetti. Ben aklımda bisiklet olduğu için pek bir şey anlamadım.

Yıllar yılları kovaladı, bana çaktırmadan işbirliği yapıp duaları öğreten anneanne ve babaanneyi kaybettik.

Ben büyüdüm, bir gün kitapta Henry Ford’un oğlunun bıraktığı intihar mektubunu gördüm:

“Baba hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum…”

Gözümden şıpır şıpır yaşlar geldi. Anneanneyi o gün anladım. Sonra adım adım farkettim ki Zorro da neymiş, asıl kahramanlar anneanne ve babaanneymiş. Allah söylemek istediklerini bu tontonlar aracılığıyla söylemiş bana.

İyi ki hayal ettiklerinize bedavadan ulaşmıyorsunuz.

Ahmet Şerif İzgören

Anneanne ve Babaanneden Emeğin Önemini Anlatan Güzel Bir Ders - Pirinç Tanesi

Pirinç Tanesi

Ben beş yaşında idim. Babaannem rahmetli pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi aramaya başladı. Sağa bakıyor sola bakıyor bulmaya çalışıyor…. Çocukluk işte ‘aman babaanne’ dedim. ‘Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya yorulmaya değer mi?’

Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı öfkeyle doğruldu…

‘Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun ‘ dedi. ‘Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru alın teri emeği çilesi var biliyor musun?’

Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.

Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.

Alain’in proposlarini okuyorum. Birden irkildim.

Babaannemi hatırladım. Alain bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu.

İlave ediyordu. Bir iğnenin üretiminde binlerce insanın alın teri göz nuru el emeği vardır diyordu.

On dokuz yıl evveldi. Stockholm’e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi. Sabahleyin traş olmak için lavaboya gittiğimde aynanın yanında ilginç bir not gördüm.

Lütfen diyordu traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın. Yanda bir kutu varoraya bırakın.Bir tek jiletle dahi olsa İsveç çelik sanayisine yardımcı olun.

Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde ‘İsveç çeliğinden yapılmıştır’ diye yazardı.
İşte o ülke kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor ona sahip çıkıyorgelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.

İsviçre’de zaman zaman belli periyotlarda radyolar televizyonlar bir haberi duyurur.

Şu tarihte su saatte adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız ilgilenmediğiniz kullanmadığınız ne kadar kitapdergi gazete varsa kâğıtambalajkutu varsa velev kibir ilaç prospektüsü dahi olsa kapının önüne koyun. İsviçre’nin kalkınmasına yardımcı olun.

Fazla ağaç ziyanına engel olun.

Japonlar son derece sade basit yalın mütevazı yaşayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş hayatın manasını anlayamamış zavallı kimselerdir. Böyleleri ile zavallı evini mezat salonuna çevirmiş diye eğlenirler. Bir insanın gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.

Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor. İç borçlar dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi toplar.

Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve şu andan itibaren der Tanrı şahidim olsun ki Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden pirinçten başka bir şey yemeyeceğim. Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.

Dediklerini yapar en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün kesimlerini tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.

Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm. Yarabbim ne kadar sade ne kadar mütevazı ne kadar gösterişten uzak.

Gerekmediği halde elektriği yakmakla Suyu kapamadan boş yere akıtmakta Gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla Yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?

Hayat çok ince akıl almaz incelikte ipliklerle örülmüştür.

Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.

Bir mıh bir nalı kurtarır.
Bir nal bir atı,bir at bir komutanı,
bir komutan bir orduyu,
bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu . . .

Maddi durumumuz ne olursa olsun ister zengin olalım ister fakir hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.

Bunda parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır…

Gönül Sohbetleri Cilt V ”Çocuk ve Eğitim”. Adlı kitabından alıntıdır.

HAARP Nasıl Bir Silah Projesidir? HAARP İle Neler Yapılabilir? Deprem Yapılır Mı?


H.A.A.R.P projesi nedir, depreme neden olup iklimleri değiştirebiliyor mu? Nikola Tesla’nın kıyamet silahı gerçek mi oluyor? HAARP projesi yani orjinal adı ile High Frequency Active Auroral Research gizemlerle dolu bir proje. Kıyamet komplo teorilerinin baş sırasına yerleşen H.A.A.R.P bir deprem silahı olarak niteleniyor. İklimleri değiştirebilen H.A.A.R.P projesi ünlü bilim adamı Nicola Tesla’nın FBI tarafından el konulan çalışmalarından yola çıkılarak yapıldı. Türkçe manası Yüksek Frekans Aktif Auroral Araştırma Programı olan H.A.A.R.P adından da anlaşılacağı gibi yüksek frekansla ilgili bir program. Bu proje uzun yıllardan beri, Alaska’da Gakona askeri üssü yakınlarında, ABD Hava ve Deniz Kuvvetlerince gerçekleştiriliyor.

Peki H.A.A.RP depreme neden olur mu? HAARP’ın ELF dalga frekansları iyonosfere gönderildiğinde dalgalar dünyaya doğru yansıtılarak toprağın ve okyanusun içinden geçiyor. Bilim adamları, ELF dalgaları kasıtlı ya da kazara bir fay hattına yönlendirilirse korkunç korkunç depremler meydana gelebileceğini söylüyor.

H.A.A.R.P nedir? : HAARP, yüksek frekansta yüksek enerji çıkışları ile iyonosferin ısıtılması ve burada bir takım değişimler yapılarak etkilerinin incelenmesi için başlatılmış bir projedir. Kullanılan frekans aralığı 2.8-10 MHz arasıdır. Çıkış gücü ise resmi kaynaklarda 3.6 Gigawatt olarak belirtilmesine karşılık 10 Gigawatt’a çıkarılabileceği açıklanmaktadır. Bu enerji dünyadaki en büyük radyo vericisi ünvanını kazandırmaktadır. Merkezin 1 saat boyunca çalıştırılması durumunda Hiroşima’ya atılan atom bombası kadar enerji ortaya çıkaracağı hesaplanmıştır. Bu da enerjinin aslında ne kadar tehlikeli olduğunun bir göstergesidir.

HAARP, çok ilginç bir yerde konuşlanmıştır: Alaska-Gakona. Gakona’da askeri üssün yakınlarında ve kimsenin girmediği özel bir alanda tesis kurulmuştur. Peki neden burası seçilmiştir? Bunun iki temel amacı vardır.

Birincisi Alaska dünyadaki elektromanyetik kuşakların özel bir kesişim bölgesinde bulunmaktadır. Dünyanın elektromanyetik alanlarına müdahale edebilmek için en iyi yerdir. İkincisi ise insanlardan uzak, korunması kolay ve gözlerden mümkün olduğunca uzak bir yer olmasıdır. Gakona daki bu merkezde 21 metre yüksekliğinde 180 adet kule üzerinde cross dipol anten inşa edilmiştir.

HAARP sisteminin bulunduğu bölge uçuşa yasak alan ilan edilmiş ve tüm sivil uçuşlara kapatılmış. Askeri tesis statüsü bulunan yerde 180 tane dev radyo sinyali yapabilen kuleler yer alıyor.

HAARP deprem meydana getirebiliyor mu? : Bilim adamları H.A.A.R.P projesinin deprem oluşturmak gibi korkunç bir işleve sahip olduğunu bildiriyorlar. HAARP’ın LEF dalga frekansları iyonosfere gönderildiğinde dalgalar dünyaya doğru yansıtılarak toprağın ve okyanusun içinden geçiyor. İşte o ELF dalgaları fay hattına yönlendirildiğinde korkunç depremler ortaya çıkabiliyor.

H.A.A.R.P iklimleri değiştirebiliyor mu? : H.A.A.R.P iklimlerde değişiklik yaptığı gibi ana karaları parçalayıp yeniden şekil verme, hatta dalgaları kontrol etme imkanı bile sunuyor. Dahası H.A.A.R.P enerji kaynakları ile oynama ve insan beynine hasarlar verme gibi insanlık geleceğini tehlikeye sokan bir çok güce sahip bir silah.

1- Radar sistemlerini geliştirmek.

2- Çok geniş bir alanda ABD ordusunun haberleşmesini sağlamak.

3- Cray ve EMass süperbilgisayarlarının yardımı ile yer altının tomografik haritasını çıkarabilmek.

4- Petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek.

5- Cruise füzesine benzer alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını havada imha etmek.

6- Okyanusun derin yerlerindeki nükleer denizaltılar ile haberleşmek.



Bağımsız bilim kaynakları ise ABD’nin kıyamet cihazının yıkıcı etkileri olduğunu bildiriyorlar. HAARP’ın bu etkileri de şöyle sıralanıyor;

1- İklimleri değiştirebilir.

2- Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.

3- Ozon tabakası ile oynayabilir.

4- Deprem oluşturabilir.

5- Okyanus dalgalarını kontrol edebilir.

6- Dünyanın enerji kuşakları ile oynayarak insan biyolojisini ve beynini etkileyebilir.

7- Radyasyon yaymadan termonükleer patlama oluşturabilir

HAARP projesinin 1994 yılında başladığını ve 2007 yılında tamamlandığını düşünürsek yukarıdaki olayların da son 10 yılda gerçekleşmiş olması ve ABD hükümetinin bu karşıt görüşlüleri tam anlamıyla yalanlayacak bir bilgiyi yayınlamamış olması karşıt görüşlülerin şüphelerinde haklı olduğunu gösteriyor. İyonosfere yolladıkları dalgalar, kutup ışımalarına benzer bir ışıma meydana getiriyor. Bu dalgaları yönlendirdikleri yerde, yukarıda belirtilen maddelerden herhangi birini gerçekleştirebiliyorlar.

H.A.A.R.P silahı ünlü bilim adamı Nicola Tesla’nın FBI tarafından el konulan çalışmalarından yola çıkılarak yapıldı. Peki kıyamet silahının mucidi Nikola Tesla kimdir? 10 Temmuz 1856 da bugünkü Sırbistan’ın Similjan kasabasında doğdu. Bilim dünyasının en önemli Fizikçisi olarak kabul edilen Nikola Tesla, elektriğin kablosuz taşınabilmesinin mucididir. 1943 yılında ABD’de ölen Nikola Tesla, ABD vatandaşı olmuştur.

dunyavegercekler.com

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Elektrik Çarpmalarında İlk Yardım Nasıl Yapılır?


Elektrik çarpmasının nedenleri nelerdir?

1- Yüksek gerilimli elektrik çarpmaları : 

İş kazaları sonucu meydana gelen yüksek gerilimli elektrik çarpmaları genellikle tedbirsizlikten kaynaklanmaktadır. Yüksek gerilim elektrik çarpılmaları ölümcül olabilir veya ciddi yaralanmalara ve yanıklara neden olabilir.

2- Düşük gerilimli elektrik çarpmaları: 

Küçük çocukların kabloları ısırması, prizlere metal cisimler sokması, elektrikli cihazların uygunsuz yerlerde kullanımı, ıslak ellerle elektrikli cihazlara dokunulması, bilgi sahibi olunmadan tamir işlerine girişilmesi bu duruma örnektir.



Elektrik çarpmaları sonucu meydana gelen sorunlar nelerdir?

1- Baş-boyun yaralanmaları: 

Elektrik çarpması sonucu düşme, baş-boyun kırıklarına yol açabilir.

2- Kalp-dolaşım sistemi sorunları: 

Bazı durumlarda elektrik çarpmaları kalbin durmasına yol açabilir. Bunun yanında sinir sistemlerinde geçici veya kalıcı hasarlaroluşabilir.

3- Cilt: 

Elektrik çarpmaları sonucu ciltte yaralanmalar ve yanıklar oluşabilir.

4- Görme hasarı: 

Bazı durumlarda elektirik çarpmaları körlüğe neden olabilir.

5- Solunum yetmezliği: 

Elektrik çarpmaları sonucunda solunum yetmezliği görülebilir.

Elektrik çarpması sonrasında neler yapılmalı?

- Elektriği kesmek için sigortaları kapatın

- Yalıtkan bir cisim ile (Tahta, sopa, deri eldiven gibi) kazazedenin elektrik teli ile olan bağlantısını kesin

- Hastayı giysilerinden çekerek bölgeden uzaklaştırın

- Lastik tabanlı ayakkabı giyin ve kuru bir lastik eldiven takın

- Çocukları olay yerinden uzak tutun

- Kazazede soluk almıyorsa ağızdan ağıza solunum yapın

- Kazazede'nin ayaklarını yukarı kaldırın

- Gerekli olduğu takdirde kazazedeye kapalı kalp kompresyonu yapın

- Varsa yanık tedavisi uygulayın

- Kazazede'nin sakin kalmasını sağlayın

- Bir çay kaşığı yemek sodası ve bir çay kaşığı tuzu 1/3 litre suda eritip, ilk yarım saat içerisinde kazazedeye içirin

- 112 acil servisini arayın

Elektrik çarpmalarında yapılmaması gerekenler nelerdir?


- Sigortaları kapatmadan çıplak elle kazazedeyle kesinlikle dokunulmamalıdır.

- Yanık yerine yoğurt, salça, diş macunu gibi maddeler sürülmemelidir

- Yanık bölgesinde bilezik, künye, yüzük varsa kesinlikle çıkarılmamalıdır

Elektrik çarpmalarında ilk yardım nasıl yapılır?


- Kazazede'nin üzerinde yanan giysi, ayakkabı veya kemer gibi bir eşya varsa çıkartılmalıdır

- Hasta mümkün olduğu kadar az hareket ettirilmelidir

- Temiz bir sargı beziyle yanık yerinin üstü kapatılmalıdır

- Kazazede acilen hastaneye götürülmelidir.

- Dilin boğaza kaçmaması için kazazede yan yatırılmalıdır

Elektrik Çarpmalarından Korunmak İçin Alınacak Önlemler Nelerdir?


Elektrik Çarpmalarından Korunmak İçin Alınacak Önlemler Şunlardır;
 
1- Koruyucu Yalıtma,
2- Üzerinde Durulan Yerin Yalıtılması,
3- Küçük Gerilim Kullanılması

4- Sıfırlama,
5- Topraklama,
6- Bu önlemlere ek olarak, elektrik iç tesisat yönetmeliğinin 25.10.1996 tarih 22798 sayılı son değişikliği ile KAÇAK AKIM RÖLESİ (Hayat Koruma) kullanılması zorunludur.

25 Yıllık Elektrik Ustasının Panoya Enerji Kesmeden Müdahelesi Sonucu Çarpılması Videosu

1- Koruyucu Yalıtma
 
Normalde gerilim altında olmayan ancak yalıtım hatası sonucu elektriklenebilen parçaların izoleli yapılmasıdır. Elektrik işlerinde kullanılan penseler, karga burunlar, tornavidalar ve benzer el aletleri, uygun şekilde yalıtılmış ve yağdanlıkların, süpürgelerin, fırçaların ve diğer temizlik araçlarının sapları, akım geçirmeyen malzemeden yapılmış olmalıdır.
 
2- Üzerinde Durulan Yerin Yalıtılması

Yerleri değişmeyen sabit elektrikli makina ve araçlarla, elektrik panolarının taban alanına tahta ızgara, lastik paspas vb. konulmak suretiyle yapılan bir korunma önlemidir. Bu korunma önlemi, herhangi bir elektrik kaçağında insanı toprağa karsı yalıttığı için elektik çarpılması gerçekleşmez.
 
3- Küçük Gerilim Kullanma

Bir yalıtım hatasında elektrik çarpmasının etkili olmaması için, elektrikli araçların 42 voltluk gerilimle çalıştırılmasıdır. Bu korunma önlemi yapılan elektrikli araçları ayrıca topraklamaya gerek yoktur. Kazan içinde veya buna benzer dar ve iletken kısımları bulunan yerlerle ıslak yerlerde, alternatif akım ile çalışan lambalar kullanıldığı takdirde küçük gerilim kullanılmalıdır. Bu devredeki fişler aynı yerde bulunabilecek daha yüksek gerilimli prizlere uymayacak türden seçilmelidir.
 
4- Sıfırlama

Elektrikli makina ve araçların gövde kısımlarının (yani şaselerinin) nötr iletkenine bağlanmasıdır. Ancak nötr hattına doğrudan doğruya bağlamak için en az 10 mm². kesitinde bakır iletken kullanılması zorunludur.
 
5- Topraklama

Elektrik enerjisinin kullanıldığı yerlerde, üzerinde akım taşıyabilecek madeni kısımların toprak ile yapılan elektriksel bağlantı düzenine topraklama denir. (diğer anlatımla makina şasesi ile yeryüzündeki toprağın birbirleri ile bağlanmasıdır.)

Elektrikle çalışan tüm makina ve tezgahlar, tornalar, frezeler, planyalar, vargeller, hızarlar, matkaplar, kompresörler vb. nin şaselerine gözle muayene edilebilen topraklama hatları çekilmelidir. Ayrıca çelik konstrüksiyonlu metal çatılar da yıldırıma karsı etkili bir şekilde topraklanmalıdır.

Topraklama devresi, düşük dirençli iletkenden (bakır veya alüminyumdan) yapılmış olmalı, bağlandığı cihazın devresinde meydana gelecek en büyük kaçak akımı iletecek kapasitede olmalı, mekanik ve kimyasal etkilerden korunmuş olarak çekilmelidir.

Elektrik tesisatının yıllık periyodik kontrol belgesinde, topraklama levhalarının ölçülen direnç değerleri ohm cinsinden yazılmalı, direnci 10 ohm’dan büyük levhalara ek topraklama levhası eklenmelidir. (Radyoaktif paratonerlerin topraklama direnci 5 ohm’dan küçük olmalıdır.)
 
6- Kaçak Akım Rölesi

Tüketici devrede, gelen ve giden akımların birbirlerine eşit olmadığı durumlarda, devreyi otomatik olarak kesen bir koruma cihazıdır. Yani insan vücudundan bir akım geçmesi halinde dönen akım, gelen akıma eşit olmayacak ve elektrik devresi kesilecektir. Hayat Koruma denen Kaçak akım rölesinde toprak hattına da gerek yoktur. Bu nedenle yerleri sürekli değişen elektrikli aletlerin kullanılmasında çok güvenlidir.

18 Temmuz 2017 Salı

Paratoner Tesisatı Nedir? Paratoner Tesisatı Nerelerde Yapılır?


Gökyüzünde yılda 3 milyar şimşek veya yıldırım oluşmaktadır. Bir diğer deyişle yılın herhangi bir zamanında dünyanın üstünde 2000 yıldırım bulutu vardır ve dünyamıza her saniyede 100 yıldırım düşmektedir.

Yıldırım düşmesi insanlar için tehlikeli olmasına rağmen insan yaşamına faydası da vardır. Yıldırımlar yeryüzündeki bitkiler için faydalı maddeler olan azot, nitratlar ve oksijenin de yeryüzüne inmesine neden olurlar.

Bulutların bu yükselişleri sırasında içlerinde oluşan buz kristallerinin birbirlerine sürtünerek bir statik elektrik enerjisi açığa çıkardıkları öne sürülmektedir. Bu elektrik enerjisi bulutların üst katmanlarında pozitif (+), alt katmanlarında ise negatif (-) yüklü olarak birikir.

Bulutun içindeki yük havayı iyonize edecek güce ulaştığında şimek oluşur.

Yağmur bulutlarının alt yüzeylerindeki büyük negatif yük içindeki elektronları iterek orayı da pozitif yüklü hale getirir ve bu yük saniyede 1000 kilometre hızla toprağa iner, buna yıldırım denir. Yıldırımın bu andaki ısısı 30.000 derece olup güneşin yüzeyindeki ısının 5 katı kadardır.

Tanımı

Yıldırımın zararsız olarak toprağa iletilmesini sağlayan tesisatlara  paratoner tesisatı denir. Yıldırımın en az dirençli yoldan çevresine zarar vermeden toprağa iletilmesi bu tesislerin yapım amacıdır.

Yapıldığı Yerler

Yıldırımın düşme ihtimali yüksek olan; sivri uçlar, bayrak direkleri, kuleler, yüksek binalar, (TV, Telsiz, GSM, Radyo vericileri) anten direkleri, trafo tesisleri vs. sayılabilir. Bunlara ilave olarak askerî tesisler, cami ve minareler, okullar, hapishaneler, hastaneler, stadyumlar, gaz dolum tesisleri, petrol ofisleri, rafineriler, havaalanları, köprüler, fabrikalar, depolar ve tüm binalarda paratoner ve topraklama tesisleri yapılması mecburidir.

Sıfırlama Nedir? Sıfırlamanın Zararları Nelerdir?


İnsanları tehlikeli temas gerilimlerine karşı korumak için tüketicilerin işletme akım devresine ait olmayan ve fakat bir izolasyon hatası sonucunda gerilim altında kalabilen iletken kısımların, örneğin madenî muhafazaların nötr hattı ile iletken olarak bağlanmasına sıfırlama denir.

Sıfırlama yapılmış tesislerde, koruma topraklamasında olduğu gibi, işletme araçlarında izolasyon hatası nedeniyle meydana gelen yüksek temas gerilimlerinin sürekli olarak kalması önlenir.

Bu sistemde, korunacak işletme aracının gövdesi nötr ile bağlanır.

Sıfırlama sisteminde akımın dönüş yolu koruma iletkeni ve nötr hattı üzerinden olduğundan bunun toplam direnci daha küçük olur. Nötr hattı daha kolay kontrol edilebildiğinden daha güvenilir bir akım devresi oluşturulmuş olur.

Sıfırlamada cihazın metal olan gövdesine bir elektrik kaçağı olduğunda gövde nötr hattına bağlı olduğu için sigorta atar. Böylece cihazı kullanan kişi çarpılmaktan kurtulmuş olur.

Bazı durumlarda sıfırlama zararlı olabilir.

Bir elektrik arızası olduğunda arızayı gideren kişi yanlışlıkla faz ile nötr hattının yerlerini değiştirirse sıfırlama yapılan cihazların gövdelerine faz gider ve dokunan kişiler çarpılır. Ayrıca nötr hattı koparsa cihazdan dolaşan faz cihazın gövdesinde kalır ve cihazı kullanan kişilerin çarpılmasına neden olur.

Topraklama Nedir? Çeşitleri Nelerdir?


Enerji üretim, iletim ve dağıtım şebekelerinde insan hayatı ve bazı aygıtların korunması bakımından yapılan en etkili önlemlerden biri de topraklamadır. Gerilim altında olmayan bütün tesisat kısımlarının, uygun iletkenlerle toprak kitlesi içerisine yerleştirilmiş bir iletken cisme (elektrot) bağlanmasıdır.

Topraklamanın amacı, elektrikli alıcıları kullananların can güvenliğini sağlamak ve cihazların zarar görmesini önlemektir. Bütün elektrik makinelerinin gövdeleri, boruların madeni kısımları, kurşunlu kabloların kurşun kılıfları, tablo ve benzerlerinin metal kısımları topraklanmalıdır.

Topraklama işletme akım devresinin bir noktasının veya bir tesisisin akım taşımayan iletken kısımları ile toprak arasında iletken bir bağlantı kurmak olarak ta tanımlanabilir. Topraklama tesisi can ve mal güvenliğini sağlayarak daha güvenli ve sağlıklı bir yaşam koşulu sağlar.
Topraklama sistemi çeşitleri 

1- Koruma Topraklaması

Bir yalıtım hatasında elektrik devresinin aşırı akım koruma aygıtları ile açılmasını sağlamak için gerilim altında olmayan iletken tesis bölümlerinin topraklayıcılara ya da topraklanmış bölümlere doğrudan doğruya bağlanmasıdır.

Evlerde ve işyerlerinde kullandığımız pek çok elektrikli cihazın gövdesi metaldir. Çamaşır makinesi, buzdolabı veya başka cihazlar topraklanmadığında bir elektrik kaçağı olur. Bu cihazların gövdesine dokunan kişiler elektrik çarpmasına maruz kalır. Topraklama cihazın gövdesine bağlandığı için kaçak elektriği toprağa iletir ve dokunan kişinin çarpılmasını engeller.

2- İşletme Topraklaması

Aktif bölümlerin ve sıfır iletkeninin topraklanmasına işletme topraklaması denir. İşletme topraklaması iki şekilde yapılır. Bunlar:

a- Dirençsiz işletme topraklaması: topraklama devresine direnç koymadan, doğrudan doğruya yapılan topraklamadır.

b- Dirençli işletme topraklaması: Omik, endüktif ya da kapasitif bir direnç üzerinden yapılan topraklama olup genellikle OG sistemlerinde uygulanır.

Mahalle aralarında bulunan trafoların sekonder sargılarının yıldız noktasına işletme topraklaması yapılmaktadır. Bu topraklanan yıldız noktası aynı zamanda kullandığımız nötr hattını oluşturmaktadır.

3- Yıldırıma Karşı Yapılan Topraklama

Yıldırım düşmesi durumunda, işletme gereği gerilim altında bulunan iletkenlere atlamaları geniş ölçüde önlemek ve yıldırım akımını toprağa iletmek için işletme akım devresine ilişkin olmayan iletken bölümlerin topraklanmasıdır. Yıldırımın zararlı etkilerinden korunmak için binalara yapılan topraklamaya paratoner tesisatı denir.

4- Fonksiyon Topraklaması

Bir iletişim tesisinin veya bir işletme elemanının istenen fonksiyonu yerine getirmesi amacıyla yapılan topraklamadır. Fonksiyon topraklaması, toprağı dönüş iletkeni olarak kullanan iletişim cihazlarının işletme akımlarını da taşır.

Bir tesisin veya bir işletme elemanının istenen fonksiyonu yerine getirebilmesi amacıyla yapılan topraklamadır.

Yıldırım etkilerine karşı koruma, raylı sistem topraklaması, zayıf akım cihazlarının topraklaması, telsiz haberleşme sistemleri bu tip topraklamaya en iyi örneklerdir.

5- Statik Elektriğe Karşı Topraklama

Statik Elektrik; elektronların atomlar arasında hareket etmesiyle ortaya çıkan enerji olarak düşünülebilir. Statik elektriğe en büyük örnek olarak yıldırım verilebilir. Kısacası statik elektrik; katının katıya, sıvının katıya veya iki sıvının birbirine sürtünmesi sonucu oluşan, genel olarak bir işe yaramayan ve zaman zaman arklar şeklinde boşalan elektrik enerjisidir. Bu boşalma genel olarak kontrol altına alınamaz ve statik elektrikten faydalanılamaz. Ancak; Bu kontrolsüz güç çok önemli bir yangın çıkış sebebidir. Endüstriyel ve ticari işlemlerde, yangın riskinden dolayı statik elektriğin büyük bir önemi vardır. Endüstriyel ve ticari işlemlerde statik elektrik; transport işlerinde, konveyör bantlarında, kaplama işlemlerinde, örtme ve doldurma işlemlerinde, basım ve matbaa işlemlerinde, karıştırma işlemlerinde ve sprey uygulamaları gibi birçok yerde görülmektedir.

Örnek olarak : Statik elektrik binalardaki haberleşme, güç hatları ve elektrik sistemlerine büyük ölçüde zarar verir. Makinelerde bulunan sensörler, ölçme kafaları, yazıcı kafaları gibi elektronik malzemeler elektrostatik yüklenmeden etkilenebilir. Ameliyathanede kullanılan bir çok uçucu gaz karışımı, patlayıcı olduğundan burada yapılan hareketler statik elektriğin birikmesine ve sonunda ani elektrik boşalmalarına sebep olmamalıdır.

15 Temmuz 2017 Cumartesi

Elektrik Çarpmalarında Etki Eden Faktörler Nelerdir?


1- Elektrik akımının cinsi (doğru akım veya alternatif akım) 

Doğru akımda pil ve akülerin gerilimleri düşük değerde olduğu için çarpma riski yoktur. Ancak doğru akımda 30 volt üstü yüksek gerilimler çarpılma riski meydana getirmeye başlar. Alternatif akımda evlerde kullandığımız gerilim 220 volt olduğu için çarpılmalarda risk daha fazladır.

25 Yıllık Elektrik Ustasının Panoya Enerji Kesmeden Müdahelesi Sonucu Çarpılması Videosu

2- Etkileyen gerilimin büyüklüğü

Normal şartlarda kişiden kişiye değişmekle birlikte 15- 30 volt arasında çarpılma hissi oluşur. 30 volttan sonra gerilim tehlikeli olabilir. Çarpılma gerilim değerinden çok akım değerine bağlıdır. Aynı gerilime maruz kalmış insanlardan başka faktörlerden dolayı aynı akım geçmez. Çarpılma etkileri farklı olur.


3- Etkileyen akımın büyüklüğü ve şiddeti 

Çarpılmalarda etki eden faktörlerin en başında elektrik akımın değeri gelir.
4- Akım alternatif ise frekansı

En tehlikeli olan 20 - 100 Hertz arasındaki frekanstır. 7000 Hertzden sonra akımın öldürme riski azalır. 50.000 Hertzden sonra akımın sadece ısıtıcı etkisi ortaya çıkar ve bu yükseklikteki frekans insanlar için tehlikesizdir.

5- Akımın etki yaptığı süre, çarpılma süresi

Elektrik akımının etki ettiği süre ne kadar fazla olursa çarpma etkisi de o kadar fazla olur. Çok kısa süreli çarpılmalarda yüksek gerilim ve akıma rağmen çarpılma etkisi az olabilir. Ancak düşük gerilim olsa bile uzun süreli çarpılmalar tehlikeli olabilir.

6- Devre topraktan tamamlanmış ise; toprağın kuru ve ıslak durumu 

Toprağın, zeminin ıslak olması çarpılmalarda daha etkili olur.

7- Elektrik devresinde izole edilmemiş noktaların bulunması

Elektrik bağlantılarında, kablolarda izolasyon hatası nedeniyle iletken telin ortaya çıkması çarpılmalara neden olur.

8- Akım kaynağı ile kazalı arasında akımı engelleyici maddelerin bulunması

Kişinin elinde eldiven olması, ayağında yalıtkan ayakkabı, çizme olması, zeminin yalıtkan olması gibi durumlarda çarpılma olmaz veya etkisi az olur.

9- Akım şiddetinin yönü ve izlediği yol

Elektrik akımının özellikle kalp üzerinden geçecek bir yol izlemesi çok tehlikeli olur. Sol koldan çarpılmak sağ koldan çarpılmaya göre daha tehlikelidir.

10- Kaza sırasında vücudun gösterdiği direnç 

İnsan vücudundan geçen akım, maruz kalınan gerilimin insan vücudunun direnç değerine bölünmesiyle bulunur. Buna göre kişinin direnci ne kadar fazla ise çarpılma o kadar az olur. Vücut direnci kişiden kişiye değişmekle beraber 2000 ohm civarıdır. Ancak insan vücudunun iç direnci çok daha düşüktür. Düşük gerilimlerde olsa bile ağız, dil bölgesinden veya kablonun batması neticesi vücut içinden çarpılmak tehlikeli olabilir.

11- Ellerin kuru, ıslak, terli veya nasırlı olması

Ellerin ıslak ve terli olması çarpılma etkisini artırırken, kuru ve nasırlı olması çarpılma etkisini azaltır.

12- Kişinin çarpılan yerinde yara olması

Çarpılan kişinin elindeki yaradan çarpılması çarpılma etkisini çok artırır. Mesela elektrik çarpılmasında iletken tel aynı zamanda elinize batarsa çarpılma çok daha şiddetli olur. İnsanın vücudunun içi derisine göre daha az dirence sahiptir. Bu da daha az gerilimde bile daha fazla elektrik akımına maruz kalmaya neden olur. 9 voltluk bir pil insanı çarpmaz ama dilinize değdirirseniz çarpılırsınız.

13 Temmuz 2017 Perşembe

Murphy Kanunları Yasaları - Yanlış Gitme Olasılığı Bulunan Bir Şey Yanlış Gider

Edward A. Murphy Jr. 1917 doğumludur. ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da roketler üzerine deney yapan mühendislerdendir. İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu. Deneylerden birinde  pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu. Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi. Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı. Bir kaç ay içinde "Murphy'nin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı.

Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nichols'un yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir. Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.

MURPHY KANUNLARI

1- Tabiat ana daima hatanın yanındadır.
2- Çözülen her problem yeni problemler yaratır.
3- Aptalların dahi yapamayacağı şey yoktur, çünkü onlar da kendi çapında birer dahidir.
4- Smith-Wesson kare as'tan daima iyidir.
5- Tek boynuzlu gergedanla birde bir oynanmaz.
6- Düşürdüğün ekmeğin yağlı yüzünün halıya gelme olasılığı, halının yeniliğiyle doğru orantılıdır.
7- Asla Mrs. Murphy ile ilişki kurma.
8- Tünelin ucunda görülen ışık üzerinize gelen trenin farı olabilir.
9- Otomobil tamir ederken düşürdüğünüz alet, daima aracın en ulaşılmaz yerine kaçar.
10- Bozuk bir alet tamire geldiğinde çalışır.
11- Kendinden daha çılgın biri ile asla yatma.
12- Emin değilsen mırıldan, başın dertte ise birine yık.
13- Kendinden emin olmadığın zaman ikna edici konuş.
14- Endişelenme, kısırlık kalıtımsal değildir, çocuğuna geçmez.
15- Bir şeyin yanlış gitme olasılığı varsa, yanlış gider.
16- 1500 liralık ampul daha önce patlayarak 10 liralık sigortayı kurtarır.
17- Kestirme, iki nokta arasındaki en uzun yoldur.
18- Her şey yolunda gidiyor gibi görünüyorsa, senin dünyadan haberin yok.
19- Dostlar gelip gider, düşmanlar birikir.
20- Murphy'nin altın kaidesi : Altını olan kuralı belirler.
21- Hayattaki en güzel şeyler : Ya kanun dışı, ya ahlak dışı ya da şişmanlatıcıdır.
22- Kaz ise kazıkla.
23- Enayilerin parasını yanına bırakmak ahlaka aykırıdır.
24- Elindeki kuşa, başının üzerindekinden daha çok güven.
25- Güzellik derinin altına kadar işler, çirkinlik ise kemiğe dayanır.
26- Hiyerarşide kişiler yeteneksizlikleri ölçüsünde yükselir ve orada kalırlar.
27- Daima yarışta hızlı ve savaşta kuvvetli olan kazanmaz, ama sen yine onların tarafını tut.
28- Bir işi tam yapmak için vakit bulunmaz, ama düzeltmek için daima zaman bırakırlar.
29- Çok üstüne düşme, bozarsın.
30- Pipo akıllıya düşünme şansı verir, aptala eğlencelik olur.
31- Öyle bir sistem getir ki, bir budala bile kullansın. O zaman da onu sadece bir budala kullanır.
32- Herkesin zengin olmak için yürümeyen bir planı vardır.
33- Hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
34- Borç alabilmek için önce ona ihtiyacının olmadığını kanıtlaman gerekir.
35- Tamire kalktın mı bil ki, daha çok zaman ve daha pahalıya çıkar.
36- Her şeyin %90'ı posadır.
37- Üniversite hocaları başkalarının sorunlarına en liberal, üniversitenin sorunlarına ise en muhazafakar çözümleri getiren kişilerdir.
38- Yasama organı çalışma halindeyken, insanların hayatı gibi, mülkiyet hakkı ve özgürlükler de tehlike altındadır.
39- İnsanlar gerçekleri arar, fakat hep kendi görüşleri doğrultusunda ilerler.
40- Atı suya götürmek iş değildir. Marifet atı suda sırtüstü yüzmeye razı etmektir.
41- Aynı taksiyi birden fazla gazete muhabiri paylaştığı zaman, taksi ücretini önde oturan öder.
42- Aynı taksiyi kaç muhabir paylaşırsa paylaşsın ve taksi ücretini kim öderse ödesin, bütün muhabirler taksi ücretini masraf listelerine yazarlar.
43- Bir siyasi partinin kuruluşu, bir siyasi hareketin sona ermesi demektir.
44- Yeni kanunlar, yeni kanun boşlukları doğurur.
45- İnsanlar diledikleri gibi davranabilecekleri özgür bir ortama kavuşunca, birbirlerini taklit ederler.
46- Popüler olan kişi, sevilmemeye mahkumdur.
47- Çok denenmiş yollar, hiçbir yere çıkmaz.
48- Direnen, yücelir.
49- Aşırılar buluşur.
50- Yeni kravat, çorba çeker.
51- Dükkanda ayağa uyan ayakkabı, en çirkin olan ayakkabıdır.
52- Vitrinde gördüğün hiçbir mal, sizin alabileceğiniz kadar ucuz değildir.
53- Seyahate çıkarken, ihtiyacınız olan elbiselerin yarısını ve ihtiyacınız olan paranın iki mislini yanınıza alınız.
54- Radyoyu ne zaman açarsanız açın, en sevdiğiniz şarkının son melodilerini duyarsınız.
55- Tereyağının sertliği ile üzerine sürülecek ekmeğin yumuşaklığı doğru orantılıdır.
56- Vücut banyoya girmeden, telefon çalmaz.
57- Yanlış numara hiç meşgul çalmaz.
58- Yeni alet almadan, kaybettiğiniz eski aleti bulmanız mümkün değildir.
59- Dakikanın uzunluğu, umumi hela kapısının hangi tarafında olduğunuza bağlıdır.
60- Eğer bilgisayarınızda bitirilmesi ölüm kalım meselesi olan bir iş varsa yemeğe çıkmanın tam vaktidir, çünkü elektrik kesilecektir.
61- İşler yolunda gitmediği zaman gülümseyen bir kullanıcı, üzerine suç atacağı bir programcı olduğunu biliyordur.
62- Kendinizi iyi hissediyorsanız kaygılanmayın, geçer.
63- Birine bir iyilik yaparsanız, o iyilik göreviniz haline gelir.
64- Konuşmanızda bir yanlış yapana kadar kimse dinlemiyordur.
65- Birine bir makinenin çalışmadığını kanıtlamaya kalkarsanız, makine çalışır.
66- İki monolog bir diyalog oluşturmaz.
67- Başarı daima yalnızken, başarısızlık ise herkesin içinde vuku bulur.
68- Ne hakkında konuştuğunuzu bilmiyorsanız, her şey mümkündür.
69- Olumsuz beklentiler olumsuz sonuçlara götürür. Olumlu beklentiler de olumsuz sonuçlara götürür.
70- Uzman, bulunduğunuz yere dışarıdan gelen herhangi bir kişidir.
71- Gizli evraklar fotokopi makinasında unutulur.
72- Bir berbere asla saç kesimine ihtiyacınız olup olmadığını, bir satıcıya fiyatlarının iyi olup olmadığını sormayın.
73- Başa çıkamayacağınız bir hata durumunu asla test etmeyin. Düzeltemeyeceğiniz yanlışı aramayın.
74- Bir deney sonuç veriyorsa bir yanlışlık olmuştur.
75- Bir proje üzerinde çalışırken işi bittiğine inandığınız bir aleti yerine kaldırırsanız ona derhal ihtiyacınız olacaktır.
76- Her yol başarısızlıkla sonuçlandığında talimatları okuyun.
77- Araba kullanmayı öğrenene kadar gerçekten küfretmeyi öğrenemezsiniz.
78- Beklenmedik bir anda ele geçen boş vakit, mutlaka boşa harcanır.

MURPHY'NİN İŞ KANUNLARI

79- Ne anlama geldiği belli olmayan her şeyi 'miscellaneous' klasörü altında toplayın.
80- Bir toplantının bitiş saatini ve bir kokteylin başlama saatini ASLA GEÇİKTİRMEYİN.
81- Hata yapmak kula mahsustur, bağışlamak Allah'a mahsustur yönetim kuruluna değil.
82- Bir şeyi ilk seferde doğru yapmaya asla zaman yetmez. Ama baştan yapmak için hep yeterince zaman vardır.
83- İşinizde iyiyseniz bütün işler başınıza kalır. İşinizde çok iyiyseniz nasılsa altından kalkarsınız.
84- İşyerinde bir insanın otoritesi, gömlek cebinde taşıdığı kalem sayısıyla ters orantılıdır.
85- İşi nasıl halledeceğinizi bilemiyorsanız, hızlı hızlı yürüyün ve endişeli görünün.
86- Cuma günleri bir şirkette hasta adam bulamazsınız.
87- Şirkette birinin ünvanı ne kadar uzunsa yaptığı iş o kadar önemsizdir.
88- Şirkette bozulan bir makine, tamirci kapıdan içeri girdiği sırada aniden çalışıverir.
89- İş bir kere çorba olmuşsa, düzeltmek için yapacağınız her şey durumu daha da berbat eder.
90- Başarı sadece şans meselesidir. İnanmazsanız çuvallamış birilerine sorun.

MURPHY'NİN SAVAŞ YASALARI

"Ters gidebilecek bir şey mutlaka ters gidecektir. Hatta bu tersliğin en az mümkün göründüğü anda bile". Mühendisler bu sözü çok severler ve Murphy yasası olarak isimlendirirler. Oysa askerlerin "Murphy bir iyimserdir" diyen O'neil yasasını benimsemek için geçerli sebepleri vardır. Savaşma, doğası gereği karmaşık ve sonu belirsiz bir görevdir. Savaş ve bitip tükenmeyen savaş öncesi hazırlıklar önceden kestirilemeyen bir çok sorunla doludur. Bu sorunlar, mücadelenin başlangıç safhasında, yani kullanılan silahlar, taktikler, doktrinler ve orduların kalitesi arasındaki farklar ortaya çıktığında daha belirgin hale gelirler. Savaş her iki taraftan da insan öğütmeye başlayınca herşey daha iyi anlaşılır. Artık daha hassas planlar yapılabilir. Bütün bunlar olup bitmeden önce, önemli faktörler bir türlü doğru olarak tespit edilemez.
Murphy yasasının en çok kurbanı olan piyadeler, ortak gözlemlerini "Murphy savaş yasaları" olarak bir liste haline getirmişlerdir. Farklı piyade birliklerinde, ayrıca yabancı birkaç orduda da bu listeyi değişik şekillerde gördüm. Kötü haber tez ulaşırmış. Aşağıdaki liste bunların bir derlemesidir. Listedekiler, kara muharebesinin ilginç taraflarını sergilemektedir.
91- Siz süpermen değilsiniz.
92- Geritepmesiz tüfekler geri teperler.
93- Baskı ateşi baskı altına almaz.
94- Aptalca görünen bir şey işe yarıyorsa o şey aptalca değildir
95- Göze çarpan (belirgin) bir görünümde olma, hasmının ateşine maruz kalırsın.
96- Gereksiz yere silahını çekip ateş etme, çevrendekileri sinirlendirirsin.
97- Şayet emin değilsen silahını dolu kabul et, muhtemel her hedefi ateş altına al.
98- Avcı boy çukurunu asla senden daha cesur biri ile paylaşma
99- Asla unutma ki silahın en düşük fiyat veren firma tarafından yapılmıştır.
100-Eğer hücumun iyi gidiyorsa, pusuya düşmüşsündür.
101-Nereye döşediğini hatırlamıyorsan, mayının seni hedef alıyor demektir.
102-Bütün beş saniyelik el bombası fünyeleri üç saniyeliktir.
103-Önemsiz görünmeye çalış. Düşmanın cephanesi azalmış olabilir. (hedef olarak seni seçmesin)
104-Mevziden daha ileride isen, dost topçunun daha yakına ateş edeceğini unutma.
105-Önemsemediğin düşman şaşırtma harekatı esas taarruzdur.
106-Kolay yol her zaman mayınlanmıştır.
107-Önemli olan şeyler daima basittir.
108-Basit olan şeyler her zaman zordur.
109-Bir bölgeyi güvenlik altına aldıysan, bunu düşmana söylemeyi unutma.
110-Üstüne gelen ateşin geçiş önceliği vardır.
111-Muharebeye hazır hiçbir birliğin denetlemeden geçtiği görülmemiştir.
112-Denetlemeye hazır hiçbir birliğin muharebeden başarı ile çıktığı görülmemiştir.
113-Takım çalışması esastır. Bu, düşmanın üzerine ateş edeceği diğer kimselerin (hedeflerin) varlığını sağlar.
114-Eğer düşman menzil içinde ise sende öylesindir.
115-Dost ateşi, dostun ateşi değildir. (seni de vurabilir)
116-Yapabildiğin her şey vurulmana yol açabilir. Hiçbir şey yapmaman dahil.
117-Düşmanın içeriye giremeyeceği kadar mevziini mukavim (güçlü) yaparsan, sende içinden çıkamayabilirsin.
118-İzli mermilerin izi iki yönlüdür, senin de yerini belli ederler.
119-Üstüne gelen düşman ateşinden daha isabetli olan tek şey, üstüne doğru gelen dost ateşidir.
120-Bir şeye aşırı ve çaresiz bir şekilde ihtiyacın olduğu anda, telsizler çalışmayacaktır.
121-İki taraf da kaybetmeye başladığına inandığı anda, ikisi de haklıdır.
122-Profesyonellerin ne yapacağını kestirebilirsiniz, ama dünya amatörlerle doludur.
123-Her hava koşulunun yakın desteği kötü havada işlemez.
124-Bir elbombasının tesirli yarıçapı, her zaman senin sıçrayabileceğin mesafeden bir ayak boyu daha fazladır.
125-Gerçekten kontrol altında tutulan tek arazi, üzerinde ayakta durduğun toprak parçasıdır.
126-Süngü kanunu der ki, mermisi olan kazanır.
127-Arka kademedekiler yani muharip olmayan birlikler her yerdedirler.
128-En yeni tank tahrip silahı bir diğer tanktır. Bu nedenle tanklar hep birbirleri ile savaşır ve piyadeye yardım edecek vakit bulamazlar. Asıl amaçları bu olduğu halde.
129-Hassas bombardıman normalde artı/eksi bir mil içinde isabetli olur.
130-B52 ve C130 uçakları ile yapılan misket bombardımanı çok isabetlidir. Bombalar her zaman yeri bulur.
131-Murphy bir 11b idi. (11b Amerikan Kara Kuvvetleri'nde piyade avcı eri için kullanılan kod no'sudur.)
132-Kusursuz planlar kusursuz değildir.
133-Kolay yol genellikle ölümünüze yol açar.
134-Üniforması daha gösterişli olan taraf kaybeder.
135-Zırhlı araçlar mermileri üzerine toplayan mıknatıslar ve dikkat çeken hareket halindeki avcı boy çukurlarıdır.
136-Eğer düşman dışında her şey azalıyorsa, savaştasınız demektir.
137-Muharebenin ilk bir kaç saniyesi içinde hiç bir planın geçerliliği kalmaz.
138-Cephane pahalı, hayatınsa ucuzdur.
139-Muharebede malzeme harcamak mezar kayıt formu doldurmaktan daha kolaydır.
140-Eğer düşmanı göremiyorsan, o seni hala görüyor olabilir.
141-Son koruma ateşi, koruma sağlamaz.
142-Savaşmadan kazanabilirsin, fakat bu çok daha zor olur. Üstelik düşman işbirliği yapmayabilir.

MURPHY' NİN EVLİLİK YASALARI

143-Evliliğe başlamak, bitirmekten daha kolaydır. Ve suçlu daima eşinizdir.
144-Eğer size evlilikten söz eden yalnızca anne ve babanızsa durum sizin için son derece mutsuzdur.
145-Sakın para için evlenmeyin. Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz.
146-Eğer evlilik eğlenceli bir şey olsaydı, nikahı belediye memuru kıymazdı.
147-Evli bir çiftin aynı konuda "evet" dediği son yer nikah masasıdır.
148-Evlilik güzel bir ilişkiyi bitirmenin en kısa yoludur.
149-"Aşk ve Evlilik, tıpkı at ve araba gibi birlikte yürür." En son ne zaman at arabası gördünüz?
150-Aşkın gözü kör olabilir ama evlilik insanın gözünü açıverir.
151-Eşlerden ilk uyuyan her zaman en yüksek sesle horlayandır. Suçlu her zaman eşinizdir.
152-Eğer erkekler kur yaptıkları dönemdeki davranışlarını evlilikte de sürdürürlerse boşanmalar azalır, iflaslar artar.
153-Ne zaman ve nerede evlendiğinizi anımsarsınız ama niçin evlendiğinizi anımsayamazsınız.
154-Erkek, eğer karısında artık bir hata bulmuyorsa, boşanmış demektir.
155-Her başarılı erkeğin arkasında edepsiz bir kaynana vardır. Her başarılı kadının arkasında aşağılık kompleksiyle kıvranan bir erkek vardır.
156-Televizyonda 27863 bölümlük Brezilya dizilerini izledikçe "evliliğinizin iyi gittiği" inancınız artar.
157-İyi bir kavga en başarılı doğum kontrol yöntemidir. Anlık barışlarda bunun tersi olur.
158-Eğer birisi eşinizi elinizden alırsa, ona yapacağınız en büyük kötülük, birlikte yaşamalarına izin vermenizdir.
159-Masallarda çiftler aşık olurlar, evlenirler ve yaşamlarının sonuna kadar mutlu yaşarlar. Bunlara masal denmesinin nedeni de budur zaten...

Kırık Cam Teorisi - İlk Yapılan Yanlışı Düzeltmek


Kırık Cam Teorisi ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969'da yaptığı bir çalışmadan yola çıkılarak geliştirilmiştir. 


Zimbardo suç ve suç eğilimleri üzerine çalışan Stanford´lu bir psikolog. Sıradan insanların bazı çevre koşulların değişmesiyle nasıl canavara dönüşebildiklerini araştıran ve bu durumu araştırmalarıyla ispatlamış biri. 

Çalışmalarında, özellikle çevre - suç ilişkisini araştırıyor. İçinde bulunulan ortamın, insanları nasıl suça teşvik edebileceğini herkesin anlayabileceği şekilde gözler önüne seriyor.

Birçok önemli araştırması var. Kanımca en ünlülerinden biri, 1969´da yaptığı ve kırık cam teorisini ispatlayan araştırması... 


Daha sonraları New York´un efsanevi Belediye Başkanı Rudolph Giulia´nin, şehrin yaşam kalitesini arttırmak ve suçlulardan temizlemek için ilham aldığı çalışma bu. Bu araştırmanın da kullanılmasıyla New York, daha güvenli bir şehir haline gelmiş, adeta suçtan arınıp büyük bir değişim yaşamıştı.

Yıllar sonra Giuliani´ye bunu nasıl başardığını sorduklarında ise şöyle diyordu: "Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından sadece biri kırık olsa bile, o camı hemen tamir ettirmezseniz, yoldan geçen herkes bir taş atıp binanın tüm camlarını kırmaya başlar. Ben, ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da binanın önüne biri, çöp bıraksın mesela. O çöpü hemen kaldırmazsanız herkes çöpünü oraya bırakır ve kıza zamanda çöplük haline dönüşür bu bölge. İlk çöp torbasını hemen kaldırttım..."

Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci de, önce ´tek´ bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırmaya başlıyor. Ardından daha büyük suçlar geliyor. Bir süre sonra o sokak, polisin bile giremediği bir mahalleye dönüşüyor.

Bunu anlayan New York polisi önce küçük suçların peşine düşmüş. Toplu taşama araçlarına bilet almadan kaçak binenlerin, apartman girişlerini veya metroları tuvalet olarak kullananların, kamu malına zarar verenlerin, içki şişelerini yola atanların peşine düşüp yakalamış ve cezalandırmış. Polis bu kararlılığıyla "küçük büyük fark etmez, bir sokağın, bir istasyonunun veya mahallenin suç üreten yere dönüşmesine izin vermeyeceğiz" dediğini göstermiş. Sonunda da şehri suçtan arındırmayı başarmışlar.

Kırık Cam Teorisi ABD´li suç psikologu Philip Zimbardo´nun 1969´da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirilmişti.

Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi.

Bronx´taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı.

Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi ´sağ kalan´ otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti.

"Demek ki" diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz."


Bir elektrik direğinin dibine veya bir duvar dibine biri, bir torba çöp bıraksın. o çöpü hemen orada kaldırmazsanız, her geçen çöpünü oraya bırakmaya başlar ve çok geçmeden çöpler dağ gibi birikir.

Kıssadan hisse...

Her şey o ilk masum(!) yanlışla başlıyor. Buna tedbir alınmadığı, kayıtsız kalındığında ise ´büyük suç´a davetiye çıkmış oluyor. İlk söylenen yalan, ilk atılan tokat, ilk aldatma, ilk hırsızlık... Her şey böyle başlıyor.

Gerek şehir yaşamımızda gerek sosyal ve özel hayatımızda Zimbardo´nun ´Kırık Cam Teorisi´nden öğreneceğimiz çok şey yok mu sizce? 


Üstelik New York gibi bir şehir, bizim için denemesini yapıp başarmışken...

Veba Geceleri (Orhan Pamuk) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Veba Geceleri Kitabın Yazarı: Orhan Pamuk Kitap Hakkında Bilgi: Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı Veba Geceleri, 190...