25 Nisan 2017 Salı

İnsan Vücudunda Biriken Statik Elektriğin Zararları ve Kurtulma Yöntemleri Nelerdir?


Vücudumuzun hücreleri etrafında belirli bir miktar elektrik oluşmaktadır. Fakat biz bunu hissetmeyiz. Ancak, gerek yakın kullandığımız elektrik elektronik cihazlar (cep telefonu, bilgisayar, televizyon, saç kurutma makinesi vb.), gerek üzerimizdeki elbiseler sürtünme ile, vücudun yüzeyinde statik elektrik oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum dıştan içe bizi etkilemektedir. Bilhassa sinir sistemi üstünde önemli rahatsızlıklar oluşmaktadır.

Bazen tokalaşma esnasında veya metal bir yüzeye dokunduğumuzda, parklarda plastikten yapılmış kaykaylardan kayan çocuklara dokunduğumuzda statik elektriğin şiddetini hissederiz. Kışın giydiğimiz kazakları gece üzerimizden çıkarırken çıtır çıtır çıkardığı sesi ve kıvılcımlarını görebiliriz.

Statik elektrik deri altındaki çok fazla miktarda küçük adaleleri yorar ve onların vaktinden önce esnekliklerinin kaybolmasına yol açar. Bu yüzde kırışmaların baş nedenidir. Beden kırışma ve sarkmaları da bu statik elektrikle yakından alakalıdır. Vücudun statik elektriğinin aşırısını dışarı atmanın genel olarak 2 yolu vardır. Ya çıplak el ve ayakla toprağa temas etmek veya su ile yıkanmak.

Cep telefonları en başta olmak üzere elektronik cihazlardan dağılan dalgalardan kaynaklanan elektromanyetik kirlilik bedende psikolojik baskı, sinir, stres ve yorgunluğa neden olan elektrostatik yük birikimine sebep olmaktadır.

Aşağıda sıralanan maddeler bizi statik elektriğin etkilerinden kurtaracakır.

1- Elektrik ve elektronik cihazlardan mümkün olduğunca uzak durmak.

2- Elektrik elektronik cihazları az kullanmak.

3- Sık sık ellerimizi, ayaklarımızı ve yüzümüzü yıkamak.

4- Sık sık duş almak.

5- Fırsat buldukça çıplak ayakla doğada toprakta yürümek.

6- Deniz kenarında çıplak ayakla yürüyüş yapmak.

7- Evimizin yakınlarında trafo ve yüksek gerilim hattı olmaması.

8- Evimizin yakınlarında baz istasyonu olmaması.

9- Saçlarımızı saç kurutma makinası ile değil doğal olarak kendi halinde kurutmak.

10- Tasarruflu ampüllerin yakın mesafelerinde olmamak veya hiç kullanmamak.

11- Balastlı fluoresant lamba ve spot lambalardan uzak durmak veya hiç kullanmamak.

24 Nisan 2017 Pazartesi

İnsan Vücudunda Nasıl ve Nekadar Elektrik Üretiliyor?


Bu sorunun cevabı aslında muazzam bir dengenin ürünüdür ve oldukça şaşırtıcıdır. Vücut, elektrik üretimini kendisi gerçekleştirir. Bu görevi vücudumuzdaki trilyonlarca hücre hep birlikte yerine getirirler. Küçük birer pile benzetebileceğimiz hücrelerin dış çevresi potasyum, iç kısmı ise sodyum sıvısı ile doludur.

Tüm hücrelerde, hücre zarları boyunca bir voltaj (elektriksel gerilim farkı) vardır. Hücre zarındaki voltaj farkı “elektrik potansiyeli” olarak ifade edilen bir elektrik akımının oluşmasını sağlar. Hücre zarının içerisindeki bu elektrik potansiyeline “dinlenme potansiyeli” de denir ve bu potansiyelin miktarı yaklaşık 50 milivolttur. Bütün hücreler bu potansiyel enerjilerini hücre içindeki faaliyetlerini yürütmek için kullanırlar. Ancak sinir ve kas hücreleri diğer hücrelerden farklı olarak bu enerjiyi fizyolojik görevler için de kullanırlar. Kas hücrelerinde bu akım sayesinde kasılma gerçekleşirken, sinir hücrelerinde bu akım uyarı iletimini sağlar.

Hücre zarı üzerinde sadece belirli iyonların geçişine izin veren kanallar mevcuttur. Bu kanallar aracılığıyla iyonlar hücre içine veya dışına hareket edebilir. Artı ve eksi yüklü parçacıkların hareketiyle hücre içi ve dışı arasında elektriksel bir dengesizlik meydana gelir. Hücre içi ve hücre dışı sıvılarındaki bu fark, denge oluşana kadar bir geçiş eğilimi oluşturur. İçerisini dışarıdan ayıran hücre zarı bazı iyonların geçmesine izin verirken diğerlerinin geçişini engelleyen yarı-geçirgen özelliktedir. Bu yüzden hücre, elektriğe ihtiyaç duyduğunda tüm yapması gereken, elektrik devresini tamamlamak için bu kanalların birini açmaktır.

İnsan vücudu yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için elektrokimyasal bir enerji sistemi kullanır. Vücudumuzun elektrikle işleyen bölümünü sinir sistemi oluşturur. Bir kaza veya sakatlık durumu olduğunda bile vücudumuz elektrik üretimini gerçekleştirir, ürettiği elektrik enerjisiyle yaşamsal faaliyetlerini sürdürür. Canlılardaki bu elektriksel sistem, metallerdeki elektrik sistemlerinden çok daha fazla avantaja sahiptir. Bu avantajların başında biyolojik sistemlerin kendi kendini tamir edebilmesi gelir. Örneğin parmağınızda bir kesik oluştuğunda kısa zamanda bu yara iyileşir. Bunu sağlayan sistemlerin ardında yine elektriksel bir düzen vardır. Bu hiçbir insan yapımı makinede mevcut olmayan taklit edilemez bir özelliktir.

Nefes almak, yürüyüp koşmak, yemek yemek, konuşmak, hareket etmek, kısacası yaşamımıza dair ne varsa bu enerjiye ihtiyaç duyarız ve bu enerji olmadan vücudun yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi söz konusu bile olamaz. İnsanın yaşamı boyunca vücudunda gerçekleşen sayısız hücre faaliyetinin temelinde hep elektrik vardır. Başka bir deyişle, vücuttaki tüm kimyasal işlemler elektrikle olup biter.

İnsan Vücudu'nda Üretilen Elektriğin Miktarı Ne Kadardır?


Bir hücrenin dışındaki yük ile içerisindeki yük arasındaki fark yaklaşık 50 milivolttur. Washington Eyalet Üniversitesi’nden farmakolog Prof. Steven M. Simasko’nun hesaplarına göre vücuttaki trilyonlarca hücrenin ürettiği elektrik toplanırsa elde edeceğimiz enerji, 40 watt’lık bir elektrik ampulünün aydınlatmasına denk bir enerjidir. Bazı hücreler diğerlerinden daha fazla elektrik üretir. Bunun miktarı hücrelerin yaptıkları işe ve elektriği neden kullandıklarına göre değişir. Örneğin sinir hücreleri ve kalp hücreleri çok fazla elektrik üretirler, çünkü sinir hücrelerinin, mesajlarını uzak mesafelere iletmeleri gerekir bu yüzden hem kendileri için hem de bu mesajları iletmek için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyarlar.

En büyük elektrik mekanizmalarından biridir insan vücudu biz farkında olmasak da. İçimizdeki muazzam elektrik sistemi nefes aldığımız sürece bizi yaşatmaya devam ettirecektir.


19 Nisan 2017 Çarşamba

TÜBİTAK'ın Ürettiği Yerli Elektromanyetik Fırlatma Sistemli Silah SAPAN



TÜBİTAK tarafından geliştirilen ilk milli elektromanyetik silah Sapan, sadece enerji kullanarak barutsuz mermi atabiliyor. Elektromanyetik enerji sayesinde mermiler, sesin 8-10 katı hızda hedefe ulaşabiliyor. Hızı 2000-2500 metre/saniye ve menzili 300 km olabilmektedir. Sapan’ın testleri 2014 yılında yapılırken ilk prototip üretimi de tamamlandı. 





Sapan silahında itici kuvvet olarak manyetik enerji kullanılmaktadır. Manyetik prensiple çalışan sistemde iletken iki ray arasına yerleştirilen mermi, Lorentz Kuvveti olarak tabir edilen etkiyle ses hızının 7-8 katı hızlarda çok uzaktaki hedeflere gönderilebiliyor. Yüksek isabet yeteneğine sahip elektromanyetik silah, barutlu sistemlere göre çok daha yüksek bir ateşleme gücü sunuyor ve silahla atılan merminin patlayıcılarla donatılmış olması gerekmiyor. Yanma eylemi olmadığı için su temasından etkilenmeyen silah her türlü doğa koşulunda (donma) hariç atış yapabiliyor. Merminin sahip olduğu hız ve beraberinde getirdiği kinetik enerji hedefi imha etmek için yeterli oluyor. Diğer ülkelerde üretilen emsalleriyle aynı atış kabiliyetine sahip olan SAPAN adlı elektromanyetik silahın geliştirme çalışmaları devam ediyor.

Dünyada elektromanyetik top teknolojisini ABD’li General Atomics ve İngiliz BAE Systems firmaları üretiyor. Türkiye ürettiği Sapan sayesinde dünyada bu teknolojiye sahip sayılı ülkelerden biri oldu.

17 Nisan 2017 Pazartesi

Bir İnsanın Zeki Olarak Tanımlanabilmesi İçin Gerekli 5 Özellik


İnsan vardır; 4 haneli rakamları birbirleriyle kafadan çarpabilir. Ne kağıt ne kalem. İnsan vardır; bir kat aşağıdaki bekleyen arkadaşının üstüne evin camından tutsun diye buzdolabını atabilir. Hangisinin daha zeki olduğu eylemlerinin sonuçlarıyla bağlantılıdır. 4 yaşındayken akıllı telefonu açıp annanesini arayabildiği için delicesine takdir gören çocuğumuzun hayattaki tek kişisel başarısının bu olmasını istemiyorsak, bu kadar erken davranmayalım. Zeki olmak bir süreçtir. Bu sürecin bazı adımlarına göz atalım.

1- ÇABUK UYUM GÖSTEREBİLME

İnsanlığın en büyük başarısı, durmadan değişen hayat şartlarına karşı çözümler üretebilmesi ve yaşamını devam ettirebilmesidir. Bütün bu uyum yeteneğinin yanında asıl zeka parıltısı nerede duracağını bilmesidir. En azından bilenlere ‘zeki insan’ demek daha doğru olacaktır.

2- FARKLILIKLARI ALGILAMA

Aynı anda birçok uyaran ile karşı karşıya kalsa bile insan beyni bütün bu karmaşayı ayıklar ve renk, ses, doku, tat ve koku olarak sınıflandırabilir. Bütün bu işlem için milyonlarca yıl öncesinden gelen zeka mirasını kullanır. Bazılarımız ise bu süreci herkesten çabuk tamamlayabilir.

3- GÜÇLÜ HAFIZA

İnsan gördüğü ya da duyduğu hiçbir şeyi unutmaz ama hepsini de hatırlayamaz. Mesele hafızamızın hangi olayları hatırlamak isteyeceği, hangilerini arka planda saklayacağıdır. Zeki insanlar, bilgiye değer verir, hafızalarını bu konuda eğitirler ve ileride ihtiyacı olabilecek bilgileri daha derli toplu saklamak konusunda uzmanlaşmışlardır.

4- İLETİŞİM BECERİSİ

Konuştuğu zaman diğer herkesin susup dinlediği insan, zeki insandır. Kelimeleri özenle seçer. Cümleleri birbiri ardına çok sağlam bir şekilde düğümler. Böylelikle aradan biri çekip alınamaz. Konu ile ilgili çok farklı detayları söyler ki merak uyandırsın. Hatasız bir gramer kullanmaya dikkat eder. Karşısındakinin sürekli bir hata arayacağını bilir.

5- ANLAMA YETENEĞİ


Olaylar arasında neden-sonuç ilişkisini iyi okuyabilmek gereklidir. Zeki insanlar için hayat bu ilişkinin sarmalları olarak ilerler. Adım atarken bir sonrakini nereye atacaklarını çok iyi bilirler. Net bir tabirle, yaş tahtaya basmazlar. O yüzden buzdolabını camdan aşağı bırakmazlar. Daha da doğrusu, buzdolabını aşağıda asla beklemezler.

14 Nisan 2017 Cuma

Nikola Tesla Hakkında Bilgi Sahibi Olabileceğimiz 21 Madde



Nikola Tesla Sırp asıllı Amerikalı mucit, fizikçi ve elektrofizik uzmanıdır. 1856'da Hırvatistan'daki Smijlan'da doğar.

Kendi deyimiyle zihninde çakan şimşekler çoğu zaman rehberi olmuştur. Bunlardan ışık patlamaları olarak bahseder;

...Bu ışık patlamalarını hâlâ zaman zaman yaşıyorum. Yeni bir fikrin zihnimde parıldayı vermesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Ama artık eskisi kadar heyecan verici değil bu, eskiye nazaran daha etkisiz. Gözlerimi kapattığımda, ilk önce mutlaka çok koyu ve tek tonlu bir mavi fon görüyorum. Tıpkı açık ama yıldızsız bir gecede olduğu gibi. Birkaç saniye içinde bu alan parıltılar saçan ve bana doğru ilerleyen yeşil ışıltılarla doluyor. Neden sonra sağ tarafımda birbirine paralel ve yakın ışınların oluşturduğu iki ayrı sistem görüyorum. bu iki sistem birbirleri ile dik açı oluşturacak şekilde duruyorlar; sarı, yeşil ve altın renklerinin hakim olmasına karşın, her türlü rengi içeriyorlar. Sonra bu çizgiler daha da parlaklaşmaya başlıyor ve her yere parıltılar saçan belirgin noktalar serpiliyor. Bu resim yavaş yavaş görüntü alanımdan çıkıyor ve sola doğru kayarak yok olup gidiyor, yerini pek de hoş olmayan ölü bir griliğe bırakıyor. burayı çabucak kabaran ve kendilerine canlı formlar vermeye çalışıyormuş gibi duran bulutlar doldurmaya başlıyor. İşin ilginç yanı şu ki, ikinci aşamaya geçilinceye değin bu griliği belirgin bir şekle benzetemiyorum. Her seferinde, uyuyakalmadan az önce, gözlerimde kimi şeylerin ya da insanların görüntüleri canlanıyor. Onları gördüğüm anda anlıyorum ki bilincimi yitirmek üzereyim. Eğer ortaya çıkmıyorlarsa ya da bunu reddediyorlarsa biliyorum ki bu uykusuz bir gece geçireceğim anlamına geliyor.

1. Dünyadaki bilim ve teknoloji yapısını tam anlamıyla kökünden değiştirebilecek birçok kullanılan ve kullanılmayan deneye/buluşa imza atmasına rağmen ders kitaplarında adı nadiren geçer.

Özellikle elektriğin kablosuz taşınabilmesi gibi bir buluşu ve bunu kanıtlaması Onun ne kadar benzersiz bir mucit olduğunu açıklar.

2. Radyoyu Marconi icat etti sanılır, X ışınlarını Röntgen'in keşfettiği, vakum tüp amplifikatörünü de Forest'in. Ayrıca Floresan lambayı, neon ışıklarını, hızölçeri, otomobillerdeki ateşleme sistemini, radarın temellerini, elektron mikroskobunu ve mikrodalga fırını da Nikola Tesla'nın icat ettiğini bilen sayısı sınırlıdır.

AC Akım Jenaratörleri ve Motorları, MRI , lazer teknolojisi, robot teknolojisi, depremmakinesi de Nikola Tesla'nın teorileri kaynaklık edinilerek yaratılmış projelerdir.

3. Tesla, 1884'te Birleşik devletlere ilk defa geldiğinde, Thomas Edison için çalışır. Edison henüz ampulün patentini almıştır ve elektriğin dağıtımı için bir sisteme ihtiyaç duymaktadır.

Edison akkor telli ampulü yeni icat etmişti ve elektriğin aktarılması konusunda bir sistem geliştirmeye çalışıyordu ve Tesla'dan bu konuda yardım istemiş, eğer sistemdeki sorunu çözebilirse büyük miktarda para vereceğini söylemiştir. Tesla sistemdeki sorunları çözerek Edison'u belki de milyon dolarlık bir masraftan kurtarmış ancak vaat edilen parayı hiçbir zaman alamamıştır.

4. Edison ölüm döşeğindeyken Tesla'yı af dilemek için yanına çağırtmış fakat Tesla vaktimi boş laflar dinleyerek geçireceğime, insanlık adına gerekli icatları bularak geçiririm diyerek Edison'un son arzusunu yerine getirmemiş ve yanına gitmemiştir.

5. Nikola Tesla, ilk defa elektriğin bir kaynaktan çevreye yayılarak kablosuz ve çok yüksek miktarlarda iletilebileceğini söylemiştir. Daha sonra yaptığı deneylerle de bunu göstermiştir.



6. Tesla'nın rüyası, dünyaya bedava enerji sağlamak idi. 1900 yılında, yatırımcı J.P. Morgan'ın sağladığı 150 bin dolarla Tesla Telsiz Yayın Sistemi/Wardenclyffe adındaki kulenin yapımına Long Island, New York'ta başladı.

Bu yayın kulesi, dünyanın telefon ve telgraf servislerini bağlayacaktı. Aynı zamanda resimleri, borsa verilerini, ve hava durumu bilgisini dünya çapında aktaracaktı. Maalesef, Morgan bunun dünyaya bedava enerji anlamına geldiğini farkettiğinde bu işe para yatırmayı kesti.

Dünya, henüz duyulmamış olan sesin ve resmin iletiminden sonra onun bir kaçık olduğunu düşündü.

Eğer destek o gün kesilmeseydi, günümüzde insanlar elektriği ücretsiz bir şekilde kablosuz olarak kullanabilecekti.




7. Tesla'nın en önemli projesi Kablosuz Enerji İletimi idi. 20 adet ampulü kablo olmadan 25 mil uzaktan yakabildiği kayıtlara geçmiştir.

8. Tesla alternatif akım ile ilgili olarak şu sözleri söylemiştir: "Kendi alternatif akım ve yüksek frekans ile ilgili frekans yüksek olduğu müddetçe yüksek voltajlardaki alternatif akımlar derinin yüzeyinde, herhangi bir yaralanmaya neden olmadan salınırlar. Ama bu amatörlerin becerebileceği bir şey değildir. Sinir dokularına nüfuz edebilecek miliamperler öldürücü bir etki yaratabilir ama derinin üzerindeki amperler kısa süreler için zarar vermez. Derinin altına sızabilecek düşük akımlarsa, ister alternatif ister doğru akım olsunlar, ölüme yol açabilir."




9. Endüstrinin floresan lambayı "icat etmesi"nden 40 yıl kadar önce kendi laboratuvarında floresan lamba kullanıyordu.

Fuarlarda ve sergilerde cam tüplere ünlü bilim adamlarının isimlerinin şeklini veriyordu; bugün her yerde gördüğümüz neon ışıkların ilk örnekleri.




10. Ford ilk motorlu aracı ile gösteriş yaparken yanına giden Tesla bu kadar büyük bir motora gerek olmadığını anlatmış fakat Ford kendini fazla üstün gördüğü için Tesla'yı dinlememiş; bunun üzerine Tesla, ateşleme sistemini icat etmiş ve Ford'a bunu göstermek zorunda kalmıştır.

Fakat her zaman olduğu gibi şanssızlığı burada da kendini göstermiş ve Ford, ateşleme sistemini kullanmak için patentini kendine almıştır.

11. 1898'de, Madison Square Garden'da dünyaya ilk uzaktan kumandalı model botunu gösterir. Yani Tesla'ya uzaktan kumandalı uçaklar, arabalar ve botlar (ve hatta televizyonlar) için de teşekkür edebiliriz.

Geleneksel Elektrik Fuarının geliştiği yer ve genellikle Barnum-Bailey sirkinin çalıştığı büyük alanın ortasına büyük bir tank koydu ve suyla doldurdu. Bu küçük gölün üzerine, yüzmesi için, 1 metre uzunluğunda anten direği olan bir tekne koydu. Teknenin içinde bir radyo alıcısı vardı. Nikola Tesla, seyircilerin isteği doğrultusunda ileri gitme, sağa veya sola dönme, durma, geri gitme, ışıkları yakıp söndürme gibi çeşitli şeyleri uzaktan radyo kontrol sayesinde yaptı. Unutulmaz gösteri tüm seyircileri hayran bıraktığı gibi günlük gazetelerin ön sayfalarında yer aldı.

Nikola Tesla'yı izleyen herkes Nikola Tesla'nın bunu beyin gücüyle yaptığına inanmıştı.

Nikola Tesla'nın uzaktan kumandası temel alınarak günümüzde uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen uzay mekikleri, uydular, cihazlar geliştirilmiştir.

12. Amerikalılar savaş zamanında Alman denizaltılarını bulabilmek için Edison'dan yardım istemiş ve Tesla'nın önerisi olan "enerji dalgalarını kullanalım" fikrine Edison'un şiddetle karşı çıkması sebebiyle bugün "radar" dediğimiz aygıt 25 yıl geç keşfedilmiştir.




13. Nikola Tesla uzaydaki hayatın varlığı ile de yakından ilgilenmiş. Dünya'da ilk defa 1899 yılının Mart ayında kendi laboratuvarından uzaya ses dalgaları göndermiştir.

Uzaydan kozmik ses dalgalarının kaydını yapmıştır. Bunun duyurusunu yaptığında bilim çevresinden ilgi ve destek görememesinin sebebi o yıllarda kozmik radyo dalgalarının bilim camiasında yeri olmamasıdır.

Tesla, Mars'tan ve Venüs'ten radyo sinyalleri aldığını belirtmişti. Bugün onun aslında sinyalleri uzaklardaki yıldızlardan aldığını biliyoruz, fakat o zamanlar evren hakkında çok az şey biliniyordu. Basın ise onun "rezil" iddialarıyla eğlendi.

14. Tesla, Marconi'nin kabul edilen radyonun icadından 10 yıl önce radyo ilkelerini zaten göstermişti.

Aslında (Tesla'nın öldüğü yıl olan) 1943'te yüksek mahkeme Tesla'nın daha önceki açıklamalarından dolayı Marconi'nin patentlerinin geçersiz olduğuna hükmetmişti.Hala pek çok referans kaynak radyonun icadıyla ilgili olarak Tesla'nın ismini zikretmiyor. (Ayrıca Marconi'nin radyosu sesi iletmiyordu, sadece sinyal iletiyordu, halbuki Tesla yıllar öncesinde ses iletimini göstermişti.)

15. Tesla'nın tabiatın işleyişini bizim göremediğimiz bir yetenekle görebildiği ortadaydı. Kilometrelerce öteden elektrik ampullerini yakabilmesi, depremler, şimşekler gibi doğayı kökten yok edebilecek güçleri kontrol edebilmesi bunu açıkça gösteriyor.

Tesla'nın bulduğu şeyleri silaha dönüştürecek olan bir ülkenin diğer ülkelere üstün olacağı bariz ortadadır. Bu gün ABD, Tesla'nın fikirleriyle deprem jeneratörü yapmıştır. HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program/Yüksek Frekenslı Aktif Auroral Araştırma Programı) olarak nitelendirilen projenin kapsamında yapılan denemelerin, 17 Ağustos depremi gibi dünya üzerindeki yıkıcı depremlerin tetiklenmesine sebep olduğu dedikoduları ortalarda dolaşmıştı. Depreme şahit olanların ışık kümeleri-parlamaları görmeleri de ilginç gelmişti.

16. Tesla, dünyanın ilk hidroelektrik santralini Niagara şelalerinde gerçekleştirmiştir.

17. Tesla'nın başarıları karşısında elde ettiği ödül neydi dersiniz? Edison Madalyası!.. Edison tarafından sürekli eleştirilen birine bundan daha kötü bir ödül olamazdı.



18. Elektrik üzerine yaptığı sayısız deneyler ve buluşlar vardır. 7 Ocak 1943 yılında kendisine ait patent aldığı 700 buluşla en çok patent sahibi kişi olarak dünya tarihine geçmiştir.



19. Modern dünyayı icat eden insan, milyarder olabilecekken neredeyse meteliksiz bir şekilde 86 yaşında 7 Ocak 1943'te New Yorker otelinde ölü bulundu.

Tesla'nın bütün dokümanlarına ABD hükumeti tarafından el konuldu. Tesla'dan geride kalanlar üzerinde çalışmalara devam edildiği ve geliştirilen teknolojiler olduğu söylentileri bulunmaktadır.

20. Bilim adamları bugün onun notlarını satır satır taramaya devam ediyor. Uçuk teorilerinin çoğu bugünün ünlü bilim adamları tarafından ispatlanıyor.

Örneğin, Tesla pervanesiz disk türbin motoru, bugünün modern malzemeleriyle birleştirildiğinde, tasarlanmış en verimli motorlardan biri oluyor. 1901'de patentini aldığı kriyojenik (mutlak sıfıra yakın sıcaklıklarda) sıvılarla ve elektrikle olan deneyleri süper iletkenlerin kaynağını sağlıyor.

21. Elektron altı yükleri olan parçacıkların varlığını ortaya koyan deneylerden bahsetmişti, 1977'de bilim adamları nihayet keşfetti: Kuarklar.

Belki de tarih bir gün gerçek bir dahiyi gördüğü an tanıyabilecektir.

Ayrıca Nobel ödülünü reddetmiş tek bilim (fizik) adamıdır.

Teşekkürler Tesla...

Kaynak
Erkan Ceylan / Onedio

13 Nisan 2017 Perşembe

Cep Telefonu, Tablet, Dizüstü Bilgisayarlar Ne Zaman Şarj Edilmelidir?


Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) Neslihan Bahar, cep telefonu, tablet ve taşınabilir bilgisayarların günlük hayatta sık kullanıldığına işaret ederek, bu elektronik cihazların enerji tüketimiyle ilgili ciddi sorunlar yaşandığına değindi.
Akıllı telefonların kullanımına göre enerji sarfiyatının arttığına dikkati çeken Bahar, şunları kaydetti:
"Akıllı cep telefonlarında kullandığımız pil, şarjı çok seven lityum iyon (li-ion) tipi pildir. Bu pilleri çok sık şarj etmek gerekiyor. Şarj seviyesi yüzde 50'ye geldiği zaman tekrar şarj edilmeli.
Şarjın iyice bitmesini beklemek doğru bilinen yanlış uygulamalardan biridir. Bundan bir önceki cep telefonlarında kullanılan sistem, yani 10 yıl öncesinde nikel-kadmiyum pildi. O kadar çok şarjı sevmezdi ve mutlaka bittikten sonra şarj edilmesi gerekirdi. Tüketicideki algı, bittikten sonra şarj etmeye yöneliktir.
Pilin ömrünü daha uzun kullanmak istiyorsanız bataryadaki enerji yarıya düştüğünde şarj etmeniz daha faydalıdır. Pilinizin ömrü bin arama kapasitesine sahipse, bu yöntemle gücü 2-3 bine kadar çıkabilir."

Sigara Parasını Biriktiren Bir Kişi Ne Kadar Para Biriktirebilir?


Sigara kullanmaya 12 yaşında başlayan Mehmet Tok, 8 yıl önce kalp rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gitti. Doktorlar, anjiyo olan Tok'a sigarayı bırakmasını tavsiye etti. Günde 2 paket sigara içen Tok, uyarı üzerine o gün sigarayı bırakırken klima klima gazları için kullandığı boş tüpten, açılması çok zor bir kumbara tasarladı. Mehmet Tok, her gün daha önce sigara satın almak için harcadığı parayı içine buraya koymaya başladı. Her yıl kumbarayı açan Tok, 8 yılda yaklaşık
70 bin lira para biriktirdi. Tok, geçen süre içerisinde 2 hafif ticari araç ve 1 de motosiklet sahibi oldu. Tok, geçen yıl biriktirdiği parayı, ağustos ayında açarak videoya kaydedip, örnek olması için sosyal medyada da paylaştı. Sigarayı bıraktıktan sonra maddi ve sağlık açısından kayıplarını görmek için kumbarada para biriktirmeye karar verdiğini anlatan Tok, şöyle dedi:

"8 yıl önce göğüs ağrısı, kolumun uyuşması gibi sebeplerden hastaneye gittim. Anjiyo oldum. Günlük iki paketten fazla sigara içiyordum. Doktor bırakmamı tavsiye etti. O gün bıraktım. Bıraktıktan sonra ne kadar kaybımın olduğunu merak ettim. Maddi ve sağlık açısından zararımı test etmek istedim. Bunun için kumbara yaptım. Günlük iki paket sigara parasını her akşam eve gittiğimde kumbarama atıyorum. Şehir dışına çıktığım zamanlarda, eve döndüğümde şehir dışında kaldığım süre boyunca atmadığım parayı toplu olarak kumbaraya atıyorum. Kumbaramı bir yıl boyunca açmıyorum."
"KUMBARAYI İLK AÇTIĞIMDA AĞLADIM"
İlk para biriktirmeye karar vermesinin üzerinden bir yıl geçmesinin ardından kumbarasını açtığını ve ağladığını belirten Mehmet Tok, "Kumbaramı ilk açtığımda içerisinden çıkan paraları görünce ağladım. Ömrümden, sağlığımda giden ve cebimden kaybolup giden para için sinirimden ağladım. 8 yıldır bu şekilde para biriktirmeye devam ediyorum. Düzenli olarak her yıl açıyorum. Geçen yıl kumbaramdan 16 bin lira para çıktı. Biriktirmiş olduğum paraları değerlendirdim. İki hafif ticari araç ve bir motosiklet aldım" diye konuştu.
"8 YIL İÇERİSİNDE 70 BİN LİRA PARA BİRİKTİRDİM"
Geçmişte sigaraya harcadığı paradan dolayı pişmanlık duyduğunu ifade eden Mehmet Tok, şunları ekledi:
"8 yıl içerisinde yaklaşık 70 bin lira para biriktirdim. Sigara içsem bu para benim zararıma olacaktı. Ben bu parayı biriktirerek değerlendirdiğim. Sigara içenlerin de bırakmasını istiyorum. Sigarayı bıraktım deyip bana gelen arkadaşlara, aynı kumbaradan hediye ediyorum. İstediği renge boyuyorum. Kumbaranın en önemli özelliği dayanıklı olması ve kolaylıkla açılamaması. Bugüne kadar 500 kumbara hediye etmişimdir. Kumbarayı açmak istediklerinde levyeyle açmalarına yardım ediyorum. Yeter ki sigarayı bıraksınlar."

Sigaraya günde 10 lira harcayan birisi; 1 yılda 3.650 lira, 5 yılda 18.250 lira, 10 yılda 36.500 lira, 20 yılda 73.000 lira, 30 yılda 109.500 lira harcamış olur.

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...