29 Eylül 2019 Pazar

Eğitim mi Önemli Cibilliyet mi?


Padişah vezire sormuş:

Vezir! demiş. Cibilliyet mi önemli eğitim mi?

- Eğitim mi önemli cibilliyet (huy, yaratılış, soy-sop, nesep) mi?

Vezir düşünmeden cevap vermiş:

- Cibilliyet padişahım.

Padişah memleketin her yerine tellallar çağırtmış.

- Duyduk duymadık demeyin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın...

En iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkarılmış. Padişah hayvan eğiticisine sormuş:

- Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?

- Altı ayda öğretirim padişahım.

Altı ay dolmuş, hayvan eğiticisi huzura alınmış. Padişah:

- Öğrettin mi?

- Öğrettim padişahım.

Saray erkanı toplanmış, kedi elinde tepsi servis yapmaya başlamış, tam vezirin önüne gelmiş; padişah yine vezire sormuş:

Vezir! demiş; Eğitim mi önemlidir Cibilliyet mi?

Vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış. Kedi tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış. Tabi altı aylık eğitimde boşa gitmiş.

Vezir cevap vermiş.

- Cibilliyet padişahım. Önüne bir fare düştüğünde, eline bir fırsat geçtiğinde, çıkarı için vatanını satmaktan, halkını harcamaktan tereddüt etmeyecek yüksek eğitimli kedilerden, Rabbimiz bu memleketi, bu milleti muhafaza kılsın.

27 Eylül 2019 Cuma

Doğumdan Sonra Hayat Var mı? Hikaye


Doğumdan sonra hayat var mı?

Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri herşeyden habersizdir. Haftalar birbirini izledikçe onlar da büyüyüp geliştiler. Elleri, ayakları, iç organları oluşmaya başladı. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başladılar.

Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları arttı. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlardı:

“Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!”

Büyüdükçe, içinde yaşadıkları anne karnından oluşan dünyayı keşfe koyuldular. Öyle ya, hayatın kaynağı neydi? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıktı. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tespit ettiler.

“Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor.” dediler.

Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir deyişle yolun sonuna yaklaşıyorlardı. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başladılar.

Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başladılar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sordu:

“Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?

Öteki daha sakin ve aklı başındaydı. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir âlemi arzuluyordu. O cevap verdi:

“Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor.”

Ve ekledi: “Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz.”

“Ama ben gitmek istemiyorum” diye haykırdı kardeşi.

“Hep burada kalmak istiyorum.”

“Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır.”

“Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?” diye cevapladı öteki.

“Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya geldi ve sonra da gittiler. Hiçbirisi geri gelmedi ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak.” Bütün bunları söyledikten sonra ekledi:

“Hem, belki de anne diye bir şey de yok!” dedi.

“Olmak zorunda” diye itiraz etti kardeşi.

“Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?”

“Sen hiç anneni gördün mü?” diye üsteledi öteki.

“O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk.”

Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçti.

Sonunda doğum anı geldi çattı. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açtılar ve sevinçten ağlamaya başladılar.

Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeydi.

Patron Aslan ve İşçi Karıca İle Yönetim Hikayesi


Küçük Karınca her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı. Çok çalışır, çok üretir ve bunları keyif içinde yapardı.Patronu Aslan, Karınca’nın başında yöneticisi olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı. Bir gün kar ve verimliliği arttırmak için aklına parlak bir fikir geldi. Eğer Karınca, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa neler yapardı.

Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü Hamamböceği’ni işe aldı. Hamamböceği işe öncelikle bir saat alarak işe başladı. Böylece Karınca’nın çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti. İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti. Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı. Bu nedenle hem telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için Örümcek’i işe aldı.

Patron Aslan, gelişmelerden çok memnundu. Hamamböceği’nin hazırladığı raporlar gerçekten harikaydı. Hatta ondan üretim hızını ölçen ve karlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi. Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti.

Hamamböceği, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu. Artık artan ekipmanlar için de artık bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti. Bu işleri idare etmek için Sinek’i işe aldı.

Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan Karınca bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı. Zamanın büyük bir kısmını sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiyordu.

Aslan, Karınca’nın bölümünün giderek büyümesinden memnundu. Bölümü daha da büyütmek üzere bir üstyöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü. Ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü Ağustosböceği’ni işe aldı.

Kendi rahatına ve keyfine düşkün Ağustosböceği’nin ilk icraatı ofisi rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu. Tabi ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısını işe aldı.

Karınca’nın çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekana dönüşmüştü. Ağustosböceği, patronu Aslan’ı ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti. Bunu üzerine, Karınca’nın bölümünde olup bitenleri gözden geçiren Aslan, üretimin ve karlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü farketti. Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir danışman olan Baykuş’u sorunu çözmesi için işe aldı.
Baykuş, Karınca’nın departmanında 3 ay geçirdi. Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı. Raporun sonucu şuydu: “Departmanda aşırı istihdam vardı”.

Patron Aslan, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi. Elbette, ilk olarak negatif tavırlarıyla dikkat çeken, mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş olan Karınca’yı işten çıkardı.

Hamal, Yük ve Yol Hikayesi - Kafanın içinde sakın yük taşıma


Hamalsan iki şey önemlidir senin için :

Yük ve Yol..

Ancak sırtına aldığın yükle bu mesafeyi aşabilirsen, ücret mevzu bahis oluyor. Aksi olursa, cereme çekiyorsun!

Bunu düşünüyordum. Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise bir kaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği…

Diyordum ki içimden “Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..”

Nitekim, çok geçmeden dedi ki;

“Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!..”

“Ne molası”, dedim ona hayretle. “Ben daha terlemedim!..” Sözüme aldırmadı.

Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini, “Sen de dinlen hadi” dedi.

Benim canım sıkılmıştı bu işe.

Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum.

O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.

Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, sonra uzanarak dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında..

“Yükünü indirip sen de dinlen” demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım..

Sonra yine durdu. Bana da dinlenmemi söyledi yine ama onu dinlemedim, dinlenmedim.

Yarım sat sonra “dinlenelim mi?” diye sordu, aksi aksi başımı salladım..

Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü. Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı. Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim.

Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım. Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek; “Haydi kalk”, dedi “Bana yaslan. Ağır ağır gider ve bir süre sonra yine dinleniriz.” Dediğini yaptım.

Omuzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana.

“Ben yılların hamalıyım”, dedi. “Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda. Halbuki bir yükü taşımak bizim işimiz, altında ezilmek değil!.

Unutma ki yük taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun!

Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem. Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma !..

Akşamları bırak ve hafifle. Sabah dinlenmiş olarak yeniden taşırsın yükünü.

Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil!

Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler var..

Her derdi içinize atarsanız kalkamazsınız...

25 Eylül 2019 Çarşamba

Pedagojik Formasyon Hangi Bölüm Mezunlarına Verilir?


Bu çizelge MEB TTKB’nin 20 Şubat 2014 tarih ve 9 sayılı kararı ekinde yer alan Çizelge’ye göre hazırlanmıştır.

Adalet

1. Hukuk Fakültesi
2. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
3. Kamu Yönetimi

Aile ve Tüketici Hizmetleri

1. Ev Ekonomisi Bölümü
2. Ev Ekonomisi Yüksek Okulu
3. Aile ve Tüketici Bilimleri

Almanca

1. Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü
2. Mütercim – Tercümanlık Bölümü (Almanca)

Arapça

1. Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü

Bahçecilik

1. Bitkisel Üretim
2. Bahçe Bitkileri
3. Bitki Koruma
4. Peyzaj
5. Peyzaj Mimarlığı
6. Biyoloji (Botanik)
7. Süs Bitkileri

Bilişim Teknolojileri


1. Bilgisayar Mühendisliği
2. Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği
3. Kontrol ve Bilgisayar Mühendisliği
4. Matematik-Bilgisayar Bölümü
5. İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri
6. Bilgisayar Teknolojisi Bölümü/Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümü
7. Bilgi Teknolojileri
8. Yazılım Mühendisliği
9. Bilişim Sistemleri Mühendisliği
10. Elektronik ve Bilgisayar Bölümü
11. Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümü
12. Bilişim Sistemleri ve Teknolojisi
13. Bilgisayar Bilimleri

Biyoloji

1. Biyoloji Bölümü

Biyomedikal Cihaz Teknolojileri

1. Biyomedikal Mühendisliği

Coğrafya

1. Coğrafya Bölümü

Çince

1. Çin Dili ve Edebiyatı (Sinoloji)
2. Çince Mütercim lercümanlık Bölümü

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi

1. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü
2. Çocuk Gelişimi Bölümü

Denizcilik

1. Güverte Bölümü
2. Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği
3. Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği
4. Su Ürünleri Bölümü / Mühendisliği
5. Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği
6. Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Mühendisliği
7. Otomotiv Mühendisliği
8. Elektrik- Elektronik Mühendisliği
9. Elektrik ve Elektronik Mühendisliği
10. Elektronik Mühendisliği
11. Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
12. Su Ürünleri Bölümü/Mühendisliği
13. Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği
14. Su Ürünleri Fakültesi;
15. Su Ürünleri Temel Bilimleri/Temel Bilimler
16. Avlama ve İşleme Teknolojisi
17. Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi
18. Avlama ve İşleme
19. Yetiştiricilik
20. Su Ürünleri Yetiştiriciliği
21. Balıkçılık Teknolojisi

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

1. İlâhiyat Fakültesi
2. İlahiyat Bilimleri Fakültesi
3. Uluslar arası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi
4. Dini İlimler Fakültesi
5. İslami İlimler Fakültesi

Eğlence Hizmetleri

1. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü
2. Drama
3. Turizm Animasyonu
4. Oyunculuk
5. Rekreasyon/ Rekreasyon Yönetimi
6. Drama ve Oyunculuk
7. Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği

El Sanatları Teknolojisi

1. El Sanatları Tasarımı ve Üretimi

Elektrik-Elektronik Teknolojisi

1. Elektrik Mühendisliği
2. Elektrik-Elektronik Mühendisliği
3. Elektrik ve Elektronik Mühendisliği
4. Elektronik Mühendisliği
5. Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
6. Telekominikasyon Mühendisliği

Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri

1. Mekatronik Mühendisliği
2. Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği
3. Kontrol Mühendisliği
4. Kontrol ve Bilgisayar Mühendisliği

Felsefe

1. Felsefe Bölümü (En az 16 kredi Sosyoloji, 16 kredi Psikoloji aldığını belgelendirenler)

2. Sosyoloji Bölümü (En az 16 kredi Felsefe, 16 kredi Psikoloji, 8 kredi Mantık aldığını belgelendirenler)

Fizik

1. Fizik Bölümü
2. Fizik Mühendisliği

Fransızca

1. Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü
2. Mütercim – Tercümanlık Bölümü (Fransızca)

Gazetecilik

1. Gazetecilik
2. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler
3. Televizyon Gazeteciliği
4. Medya İletişim Sistemleri
5. Medya ve İletişim Sistemleri
6. Basım ve Yayımcılık
7. Basın ve Yayın
8. İletişim
9. İletişim Sanatları

Gemi Yapımı

1. Gemi İnşa Mühendisliği
2. Gemi İnşaatı Mühendisliği
3. Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği
4. Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği
5. Malzeme Bilimi Mühendisliği
6. Malzeme Bilimi ve Mühendisliği
7. Metalürji ve Malzeme Mühendisliği
8. Enerji Sistemleri Mühendisliği
9. Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği

Gıda Teknolojileri

1. Gıda Mühendisliği
2. Gıda Teknolojisi (Lisans)
3. Gıda Bilimi ve Teknolojisi

Giyim Üretim Teknolojisi

1. Moda Tasarımı

Görsel Sanatlar

1. Resim
2. Geleneksel Türk Sanatları

Grafik ve Fotoğraf

1. Grafik Bölümü/ Ana Sanat Dalı
2. Fotoğraf ve Grafik Sanatları
3. Grafik Tasarımı
4. Grafik Tasarımı/Bölümü
5. Görsel İletişim Tasarımı
6. Fotoğraf
7. Fotoğraf ve Grafik Sanatları
8. Fotoğraf ve Video

Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri

1. Saç ve Güzellik Uygulamaları Bölümü

Halkla İlişkiler ve Organizasyon Hizmetleri

1. Halkla İlişkiler
2. Halkla İlişkiler ve Tanıtım
3. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler
4. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık
5. Reklamcılık ve Halkla İlişkiler

Harita-Tapu-Kadastro

1. Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği
2. Harita Mühendisliği
3. Şehir ve Bölge Planlama
4. Geomatik Mühendisliği
5. Hukuk Fakültesi

Hasta ve Yaşlı Hizmetleri


1. Fizik Tedavi ve Rehabilatasyon
2. Fizyoterapi ve Rehabilatasyon Bölümü
3. Ergoterapi Bölümü
4. Hemşirelik Yüksekokulu
5. Sağlık Memurluğu/Bölümü
6. Hemşirelik/Bölümü
7. Ebelik/Bölümü
8. Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri

Hayvan Sağlığı

1. Veteriner Fakültesi

Hayvan Yetiştiriciliği

1. Zooteknik

İmam- Hatip Lisesi Meslek Dersleri

1. İlâhiyat Fakültesi
2. İlahiyat Bilimleri Fakültesi
3. Uluslar arası İslam ve Din Bilimleri Fakültesi
4. Dini Bilimler Fakültesi
5. İslami İlimler Fakültesi

İngilizce

1. İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü
2. Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü
3. Mütercim-Tercümanlık Bölümü (İngilizce)
4. İngiliz Dil Bilimi Bölümü
5. Çeviri Bilim Bölümü (İngilizce)
6. İngiliz Dili ve Kültürü Bölümü

İnşaat Teknolojisi

1.İnşaat Mühendisliği
2. İç Mimarlık
3. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü

İspanyolca

1. İspanyol Dili ve Edebiyatı Bölümü

İtalyanca

1. İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümü

Japonca

1. Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü

Kimya/Kimya Teknolojisi

1. Kimya Bölümü
2. Kimya Mühendisliği

Konaklama ve Seyahat Hizmetleri

1. Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği
2. Turizm İşletmeciliği

Kuyumculuk Teknolojisi

1. Takı Teknolojisi ve Tasarımı Yüksekokulu (Lisans)
2. Kuyumculuk ve Mücevher Tasarımı

Laboratuvar Hizmetleri

1. Gıda Mühendisliği
2. Ziraat Fakülteleri
Bahçe Bitkileri
Tarla Bitkileri
Toprak
Bitki Koruma Gıda Teknolojisi Süt Teknolojisi Hayvansal Üretim Zootekni
Toprak Bilimi ve Bitki Besleme 3. Veteriner Fakültesi

Makine Teknolojisi

1. İmalat Mühendisliği
2. Makine Mühendisliği
3. Endüstriyel Tasarım Mühendisliği

Matematik

1. Matematik Bölümü
2. Matematik-Bilgisayar Bölümü

Metal Teknolojisi

1. Malzeme Bilimi ve Mühendisliği
2. Malzeme Bilimi Mühendisliği
3. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği

Metalürji Teknolojisi

1. Metalürji Mühendisliği
2. Metalürji ve Malzeme Mühendisliği
3. Malzeme Bilimi Mühendisliği
4. Malzeme Bilimi ve Mühendisliği

Meteroloji

1. Meteroloji Mühendisliği

Mobilya ve İç Mekan Tasarımı


1. Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği

Motorlu Araçlar ve Teknolojisi

1. Otomotiv Mühendisliği

Muhasebe ve Finansman

1. İktisat
2. İşletme

Müzik

Müzik bölümü/Ana Bilim Dalları

Müzik ve Sahne Sanatları Bölümünün; -Müzik Toplulukları Anasanat Dalı- Duysal (Ses) Sanatları Tasarımı AnabilimDalı 3. Güzel Sanatlar Fakültesi ve Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ile Devlet Konservaturının; – Temel Bilimler Bölümü- Kompozisyon Bölümü-Ses Eğitimi Bölümü-Müzik Bilimleri Bölümü-Çalgı Bölümleri (Nefesli Çalgılar, Yaylı Çalgılar, Vurmalı Çalgılar, Piyona ve Harp, Piyano, Mızraplı Çalgılar) – Bando Şefliği-Folklor ve Etnomüzikoloji-Müzikoloji–Opera-Şan ve Opera-Opera ve Konser Şarkıcılığı- Türk Sanat Müziği- Şan- Türk Halk Oyunları-Türk Müziği- Türk Musikisi- Koro-Müzik Teknolojisi-Müzik Teorisi-Türk Halk Müziği-Türk Halk Müziği ( Ses Eğitimi Ana Sanat Dalı/ Çalgı Eğitimi Ana Sanat Dalı)

Müzik Aletleri Yapımı

1. Enstrüman Yapımı Bölümü
2. Çalgı Yapımı

Okul Öncesi

1. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü
2. Çocuk Gelişimi Bölümü

Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri

1. Psikoloji Bölümü
2. Felsefe Bölümü (En az 16 kredi Sosyoloji – En az 16 kredi Psikoloji kredisi aldığını belgeleyenler)
3. Sosyoloji (En az 16 kredi Felsefe – en az 16 kredi Psikoloji – en az 8 kredi Mantık aldığını belgeleyenler)

Pazarlama ve Perakende

1. İktisat
2. İşletme

Plastik Teknolojisi

1. İmalat Mühendisliği
2. Endüstriyel Tasarım Mühendisliği

Psikoloji

1. Psikoloji Bölümü

Radyo-Televizyon

1. Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü
2. Radyo,TV ve Sinema
3. Radyo, Televizyon ve Sinema
4. Radyo ve Televizyon Bölümü
5. Radyo-TV-Sinema
6. Radyo-TV-Sinema ve Görsel Sanatlar
7. Sinema ve Televizyon Bölümü
8. Medya İletişim Sistemleri
9. Medya ve İletişim Sistemleri
10. İletişim
11. İletişim Sanatları
12. Televizyon Haberciliği ve Programcılığı

Raylı Sistemler Teknolojisi 

1. Elektrik Mühendisliği
2. Elektronik Mühendisliği
3. Elektrik-Elektronik Mühendisliği
4. Elektrik ve Elektronik Mühendisliği
5. Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
6. Mekatronik Mühendisliği
7. Raylı Sistemler Mühendisliği

Rehberlik

1. Psikoloji Bölümü

Rusça

1. Rus Dili ve Edebiyatı
2. Rusça Mütercim Tercümanlık Bölümü

Sağlık

1. Tıp Fakültesi
2. Hemşirelik Yüksekokulu
3. Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü
4. Hemşirelik/ Bölümü
5. Ebelik/ Bölümü
6. Sağlık Memurluğu/Bölümü
7. Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri
8. Çevre Mühendisliği
9. Çevre Bilimleri ve Yönetimi
10. Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü
11. Fen Fakültesi/Fen-Edebiyat Fakültesi

Biyoloji Biyokimya

4. Moleküler Biyoloji ve Genetik
5. Sağlık İdaresi Yüksekokulu
7. Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri
8. Sağlık Kurumları Yöneticiliği/İşletmeciliği
12. Moleküler Biyoloji ve Genetik
13. Sağlık Yönetimi Bölümü 
14. Sağlık İdaresi Yüksekokulu
15. Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri
16. Sağlık Kurumları Yöneticiliği/İşletmeciliği
17. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu
18. Diş Hekimliği Fakültesi
19. Sağlık Eğitimi Bölümü

Sağlık Bilgisi

1. Sağlık Eğitimi Bölümü

Sanat Tarihi

1. Sanat Tarihi Bölümü
2. Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Sanat Tarihi Anabilim Dalı

Sanat ve Tasarım

1. İç Mimarlık
2. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü
3. Heykel
4. Plastik Sanatlar
5. Geleneksel Türk El Sanatları
6. Geleneksel Türk Sanatları

Seramik ve Cam Teknolojisi

1. Seramik
2. Seramik ve Cam
3. Seramik ve Cam Tasarımı
4. Seramik Tasarımı

Tarım Teknolojileri

1. Bitkisel Üretim
2. Bahçe Bitkileri
3. Tarla Bitkileri
4. Tarımsal Yapılar ve Sulama
5. Bitki Koruma
6. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme
7. Tarım Ekonomisi
8. Tarımsal Biyoteknoloji
9. Peyzaj
10. Peyzaj Mimarlığı
11. Tarım Makineleri
12. Tarımsal Mekanizasyon
13. Kültür Teknik-Makine

Tarih

1. Tarih Bölümü

Tasarım Teknolojileri

1. Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü
2. Endüstriyel Tasarım Bölümü
3. İmalat Mühendisliği
4. Endüstriyel Tasarım Mühendisliği

Teknoloji ve Tasarım

1. Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü
2. Endüstriyel Tasırım Bölümü

Tekstil Teknolojisi

1. Tekstil Mühendisliği

Tesisat Teknolojisi ve iklimlendirme

1. Enerji Teknolojisi
2. Enerji Mühendisliği
3. Enerji Sistemleri Mühendisliği

Türk Dili ve Edebiyatı

1. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
2. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
3. Türk Halkbilimi Bölümü

Uçak Bakım

1. Havacılık Elektrik ve Elektroniği
2. Uçak Elektrik-Elektronik
3. Uçak Mühendisliği
4. Elektronik Mühendisliği
5. Elektrik-Elektronik Mühendisliği
6. Elektrik ve Elektronik Mühendisliği
7. Uçak Gövde Bakımı
8. Uçak Motor Bakımı
9. Uçak Gövde-Motor
10. Otomotiv Mühendisliği
11. Makine Mühendisliği
12. Uçak Gövde Motor Bakım

Ulaştırma Hizmetleri

1. Uluslararası Lojistik
2. Uluslar arası Lojistik ve Taşımacılık
3. Ulaştırma ve Lojistik
4. Lojistik Yönetimi
5. Uluslararası Ticaret ve Lojistik
6. Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi

Yenilenebilir Enerji Teknolojileri

1. Enerji Mühendisliği
2. Enerji Sistemleri Mühendisliği
3. Enerji Teknolojisi

Yiyecek ve İçecek Hizmetleri

1. Gastronomi ve Mutfak Sanatları
2. Beslenme ve Diyetetik
3. Yiyecek İçecek İşletmeciliği Bölümü

Step Motorun Çeşitleri Nelerdir?

Step Motorun Çeşitleri :

1- Değişken relüktanslı step motorlar (VR-DR)

a- Tek parçalı,
b- Çok parçalı

2- Sabit mıknatıslı step motorlar (PM)

3- Hybrid step motorlar

Not: Uygulamada en çok değişken relüktanslı ve sabit mıknatıslıstep motorlar kullanılmaktadır.

1- Değişken Relüktanslı (Dr) Adım Motoru : 

Değişken relüktanslı adım motoru, en temel adım motoru tipidir. Bu üç fazlı motorun 6 adet stator kutbu vardır. Birbirine 180° açılı olan herhangi iki stator kutbu aynı faz altındadır. Bunun anlamı, karşılıklı kutupların üzerindeki sargıların seri veya paralel olması demektir. Rotor, 4 adet kutba sahiptir. Stator ve rotor nüveleri, genellikle ince tabakalı silisli çelikten yapılır. Düşük manyeto motor kuvveti uygulansa bile stator ve rotor malzemeleri yüksek geçirgenlikli ve içlerinden yüksek mağnetik akı geçecek kapasitede olmalıdır.

2- Sabit Mıknatıslı (Sm) Adım Motorları :

Rotorunda sabit mıknatıs kullanılan adım motoruna sürekli mıknatıslı adım motoru adı verilir.

Silindirik sabit mıknatıs rotor gibi çalışır, etrafında ise her biri üzerine sargılar sarılı olan 4 adet kutbun bulunduğu stator vardır. Burada C ile adlandırılan terminal, her bir fazın birer uçlarının birleştirilerek güç kaynağının pozitif ucuna bağlandığı ortak uçtur. Eğer fazlar faz1, faz2, faz3, faz4 sırasıyla uyartılırsa rotor, saat ibresi yönünde (CW) hareket edecektir. Bu motorda adım açısının 90° olduğu açıkça görülmektedir.

SM adım motorunda adım açısını azaltmak için, manyetik kutup sayısı ile birlikte stator kutup sayısı artırılmalıdır. Fakat her ikisinin de bir sınırı vardır. Buna alternatif olarak küçük adım açılarına sahip karışık yapıdaki SM adım motorları kullanılmaktadır. Motorda sargılar birbirinden bağımsızdır. Kare dalga biçimindeki sinyaller hangi bobine yada bobinlere uygulanırsa rotor sargısının yanına doğru çekilir.

Disk biçiminde doğal mıknatıs rotorlu hafif tip (PM) adım motorlar, adım açısını küçültmek, ağırlığı azaltmak için geliştirilmiştir. Bu motorlarda disk manyetik olmayan bir maddeden yapılmıştır. Doğal mıknatıslar ise bu disk üzerine bir N kutbu ve bir S kutbu oluşturacak biçimde sıralanmıştır.

3- Karışık Yapılı (Hybrid) Adım Motoru :


Rotorunda sabit mıknatıs bulunan bir diğer adım motoru da karışık yapılı adım motorudur. Hybrid kelimesi, motorun sabit mıknatıslı ve değişken relüktanslı motorların prensiplerinin birleş mesinden dolayı verilmiştir. Günümüzde çok geniş bir kullanım alanına sahip olan hybrid adım motorunun yapısı, şekilde verilmiştir. Statorun nüve yapısı değişken relüktanslı adım motorunun aynısı veya çok benzeridir. Fakat sargıların bağlantısı, değişken relüktanslı motorunkinden farklıdır. Değişken relüktanslı adım motorunda bir kutupta bir fazın iki sargısından sadece bir tanesi sarılmış iken, 4 fazlı karışık yapılı adım motorunda iki farklı fazın sargıları aynı kutupta sarılmıştır. Bundan dolayı bir kutup sadece bir fazın altında değildir. Karışık yapılıadım motorlarında moment, diş yapılarındaki hava aralıklarının manyetik alanlarının etkileşimi ile oluşturulur. Bu tip motorlarda sürekli mıknatıs, sürücü kuvveti oluşturmak için önemli rol oynamaktadır. Fakat karışık yapılıadım motorundaki rotor ve stator dişlerinin küçük adım açıları elde etmek için dizayn edildiği bilinmelidir.

Bu motorun hem rotoru hem statoru çıkıntı şeklindeki dişlere sahiptir. Rotor, yumuşak demirden yapılmıştır. Bu sayede statordaki sargılarda oluşan manyetik alan, kendisine en yakın rotor dişlilerini çekerek dönüşü sağlamaktadır. Hiybrid tipi adım motorların dönüş derecesi 1,8° gibi çok küçük değerlere indirilebilmektedir.

Step Motorlarda Karşılaşılan Terimler Nelerdir?

Step Motorlarda Karşılaşılan Terimler

Step Açısı (SA) : Bu, derece cinsinden açısal bir dönme olup, sargı polaritesinin her bir değişiminde mil döner. Bu, tek bir giriş darbesi ile sağlanır. Derece / step veya sadece derece olarak ifade edilir.

Dönme Başına Step (SPR) : Bu 360°’lik bir tam dönme için gerekli olan toplam step sayısını gösterir.
SPR= 360°/SA

Saniye Başına Step (SPS) : Motorun gittiği 1 saniyedeki açısal step sayısı, A.C. ve D.C. motorların dakika başına dönme hızı ile karşılaştırılabilir.

Step Doğruluğu : Bu, pozisyon doğruluğu hassasiyeti olup genellikle tek step açısının yüzdesi olarak ifade edilir.

Artık Tork (Moment) : Bu tork, güç uygulanmazken durma durumunda vardır. Sadece sürekli mıknatıslı (permanet-magnet) rotor türündeki motorlarda görülür.

Step Cevabı : Bu tek bir step yardımıyla motor hareket ettirmek için geçen zamanda, motor torkunun atalete oranının ve sürücü devre karakteristiğinin bir fonksiyonudur.

Tork (Moment) - Atalet Oranı (TIR) : Bir step motor için yararlılığın tanımıdır. Yüksek TIR, daha iyi step. Cevabı şöyle olmalıdır:

TIR = Tutma Torku / Rotor Ataleti (1/sn.)

Tutma Torku (momenti) : Oransal güç uygulandığında ve sıfır hızda (durma durumu) motor mili, tutma torku etkisindedir. Motor mili, elle döndürülmeye çalışılırsa manyetik alan dönmeye karşı koyacaktır. Ancak mile dışarıdan çok küçük bir tork uygulandığında tutma pozisyonu terk edilecektir.

Dinamik Tork (Moment) : Düşük hızda çalıştırılsa bile bir step motorun geliştirebileceği dinamik tork, her zaman için tutma torkundan daha düşüktür.
Örneğin 50 step/sn. hızda sürtünme kuvvetini ve toplam yük ataletini kıracak dinamik tork, yaklaşık olarak tutma torkunun %80’i kadardır. Hız arttıkça tork azalır.

Bu azalmanın sebebi, stator sargılarının endüktif olmasıdır. Bu sargılara uygun D.C. kaynağı bağlandığı zaman akım, nominal değerine doğru geçici olarak artar. Sargılar çok hızlı olarak açılıp kapatılırsa nominal akıma hiçbir zaman ulaşılamaz ve bu sebeple motor, düşük hız torkundan daha düşük tork geliştirir. Anahtarlama hızının artırılması, ortalama akımıve torku daha da azaltacaktır.

Sürücü Devresi : Bu ifade elektronikte motor kontrolü için tanımlanmış genel bir terimdir. Genellikle bir güç kaynağı, ardışık lojik ve güç anahtarlama gibi bölümlerden meydana gelir.

Üç Fazlı Üç Asenkron Motor Zaman Röleli Kumanda Problemi Devre Şeması

Problem :

Üç fazlı iki motor, aşağıda belitilen şekilde çalışacaktır. Buna uygun devrenin kumanda  şemasını Amerikan normu ile çiziniz.

1- Starta basılığında birinci motor çalışacaktır.

2- Stopa basıldığında ise birinci motor duracak ikinci motor çalışmaya başlayacaktır.

3- İkinci motor üç dakika çalışıp kendiliğinden duracaktır.


Üç Fazlı İki Asenkron Motor Zaman Röleli Kumanda Problemi Devre Şeması

Problem :

Üç fazlı iki motor, aşağıda belitilen şekilde çalışacaktır. Buna uygun devrenin kumanda şemasını Amerikan normu ile çiziniz.

1- Starta basılınca her iki motorda çalışacaktır.

2- 1. motor sadece starta basılı olduğu sürece çalışacak.

3- Starttan elimizi çektiğimizde 1. motor hemen duracak, 2. motor ise 30 saniye daha çalışacak ve duracaktır.

4- Stop butonuna basıldığında ise bütün sistem duracaktır.

Üç Fazlı İki Asenkron Motor Kumanda Problemi Devre Şeması


Problem :

Üç fazlı iki motor, aşağıda belirtilen şekilde çalışacaktır. Buna uygun devrenin kumanda şemasını Amerikan normu ile çiziniz.

1- Birinci motor start butonuna basıldığı sürece çalışacaktır.

2- İkinci motor ise start butonuna basıldıktan sonra sürekli olarak çalışacaktır.

3- Stop butonuna basılınca sistemin enerjisi kesilecektir.

Devrenin Çalışması :

Devrede start butonuna basıldığında M1 kontaktörü ve M2 kontaktörü çalışır. Elimizi start butonundan çektiğimizde start butonuna mühürleme yapılmadığı için M1 kontaktörünün çalışması durur. M2 kontaktörü açık kontağı ile mühürleme yapıldığı için stop butonuna basılına kadar çalışmaya devam eder.

Tsunami Felekatinden Sonra Japon'ların Öğrettiği 10 Temel İlke


JAPONLAR

 Demek ki eğitimli insan olmak, başka birşey.

1 . AĞIRBAŞLILIK

Hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ızdırap ifade etme görüntüsü yok. Üzüntünün kendisi yüceltildi...

2 . ONUR

Su ve yiyecek kuyruklarındaki disiplin. Hiçbir kaba söz ya da sert el kol hareketi yok. Sakinlikleri övgüye değer...

3 . YETENEK

Örneğin, inanılmaz mimarileri. Binalar sallandı ama yıkılmadı...

4 . ERDEM

İnsanlar sadece o anda gereksinimleri olanları aldılar. Herkes bir şeyler alabilsin diye.

5 . DÜZEN

Hiçbir dükkanda yağmalama yok. Yollarda korna çalmak, sollamak yok. Sadece anlayışlı tavırları var...

6 . ÖZVERİ

Elli çalışan, deniz suyu pompalamak için nükleer reaktörlerin içinde kaldı. Bunların yaptıklarının karşılığı nasıl ödenebilir?

7 . DUYARLILIK

Lokantalar fiyatlarında indirim yaptı. Korunmayan bir bankamatiğe hiç kimse saldırmadı. Zenginler fakirlere, güçlüler zayıflara baktı.

8 . EĞİTİM

Yaşlılar ve çocuklar dahil herkes ne yapacağını tam olarak biliyordu. Aynen de uygulayarak yaptılar...

9 . MEDYA

Bültenlerde kendilerini mükemmel bir şekilde dizginlediler. Olumsuz ve abartılı halkı etkileyecek haberler yapmadılar.

10 . VİCDAN

Bir mağazada elektrikler kesildiğinde, insanlar aldıkları şeyleri tekrar raflarına koydular ve sessiz bir şekilde çıktılar.

Ülkeleri dev bir afete uğramış durumdaki Japon vatandaşlarından, dünyanın alacağı çok ders var.

24 Eylül 2019 Salı

Step Motorlar (Adım Motorları) Nedir? Yapısı, Çalışma Prensibi, Avantaj ve Dezavantajları Nelerdir?

Step Motorlar (Adım Motorları) :

Step motor, elektrik enerjisini dönme hareketine çeviren elektromekanik bir cihazdır. Elektrik enerjisi alındığında rotor ve buna bağlı şaft, sabit açısal birimlerde (step-adım) dönmeye başlar. Step motorlar, çok yüksek hızlı anahtarlama özelliğine sahip bir sürücüye bağlıdırlar (step motor sürücüsü). Bu sürücü, bir encoder veya PLC'den giriş palsları alır. Alınan her giriş palsında, motor bir adım ilerler. Step motorları, bir motor turundaki adım sayısı ile anılır. Örnek olarak 400 adımlık bir step motor, bir tam dönüşünde (tur) 400 adım yapar. Bu durumda bir adımın açısı 360/400 = 0.9 derecedir. Bu değer, step motorun hassasiyetinin bir göstergesidir. Bir devirdeki adım sayısı yükseldikçe step motor hassasiyeti ve dolayısı ile maliyeti artar.
Step motorlar, yarım adım modunda çalıştıklarında hassasiyetleri daha da artar. Örnek olarak 400 adım/tur değerindeki bir step motor, yarım adım modunda tur başına 800 adım yapar. Bu da 0.9 dereceye oranla daha hassas olan 0.045 derecelik bir adım açısı anlamına gelir. Bazı step motorlarda mikro step tekniği ile adım açılarının daha da azaltılması söz konusudur. Ancak tork kayıpları nedeni ile bu kullanım şekli etiketleme makineleri için pek uygun değildir. Step motorun adım açısı ile birlikte step motordan tahrik alan çekme silindirinin çapı, etiketleme hassasiyetini belirler. Yüksek hızlarda hassas bir etiketleme yapabilmek için bu değerlerin en uygun kombinasyonu gerekmektedir.

Adım motorlarının bu kadar çok kullanılma alanı bulmasının nedeni, bu motorlarınbazı avantajlara sahip olmasıdır. Bu avantajlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

* Geri beslemeye ihtiyaç göstermezler. Açık döngülü olarak kontrol edilebilirler.

* Motorun hareketlerinde konum hatası yoktur.

* Sayısal olarak kontrol edilebildiklerinden bilgisayar veya mikroişlemci gibi elemanlarla kontrol edilebilirler.

* Mekanik yapısı basit olduğundan bakım gerektirmezler.

* Herhangi bir hasara yol açmadan defalarca çalıştırılabilirler.
Adım motorlarının bu avantajları yanında bazı dezavantajları da aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

* Adım açıları sabit olduğundan hareketleri sürekli değil darbelidir.
* Sürtünme kaynaklı yükler, açık döngülü kontrolde konum hatası meydana getirirler.

* Elde edilebilecek güç ve moment sınırlıdır.


Yapısı :

Step motor statorunun birçok kutbu (genellikle sekiz) vardır. Bunların polaritesi elektronik anahtarlar yardımıyla değiştirilir. Anahtarlama sonucunda statorun ortalama güney ve kuzey kutupları döndürülmektedir. Rotorun güney kutbu, statorun kuzey kutbu sıralıdır. Rotorun mıknatıslığı, bir sürekli mıknatıs veya dış uyarım metotlarıyla oluşturulabilir. Bu arada sürekli mıknatıs oluşacaktır. Adımları (stepler) vasıtasıyla ortalama stator alanı döner ve rotorda bunu benzer (adımlar) stepler arasında takip eder. Daha iyi bir seçicilik elde etmek için rotor ve stator üzerine küçük dişler yapılmaktadır. Bu dişler bir birleriyle temas etmemelidir.

Çalışma Prensibi :

Step motora giriş pals uygulandığı zaman, belli bir miktar döner ve durur. Bu dönme miktarı, motorun yapısına göre belli bir açı ile sınırlandırılmıştır. Step motorda rotorun dönmesi, girişe uygulanan pals adedine bağlı olarak değişir. Girişe tek bir pals verildiğinde rotor, tek bir adım hareket eder ve durur. Daha fazla pals uygulanınca pals adedi kadar adım hareket eder.

Step motor, bir daire içinde elektromanyetik alanların dönüşü ile ifade edilebilir. Şekildeki 1 nolu anahtar kapandığı zaman sabit mıknatıs kendiliğinden 1. elektromanyetik alan ile aynı hizaya gelecektir. Bundan sonra 1 nolu anahtar açılıp, 2 nolu anahtar kapatılırsa sabit mıknatıs 2. elektromanyetik alanın karşısına gelecektir. Bu olaylar sırasıyla tekrarlanırsa daimi (sabit) mıknatıs, yani rotor bir daire içinde düzgün şekilde döner.

Üç Fazlı Dört Asenkron Motor Kumanda Problemi Devre Şeması


Problem :

Üç fazlı dört motor, aşağıda belitilen şekilde çalışacaktır. Buna uygun devrenin kumanda şemasını Amerikan normu ile çiziniz.

1- Sistemde dört motor vardır. Her motorun aşırı akım rölesi kontağı kendi kontaktör devresinde olacaktır.

2- Starta basıldığında bütün motorlar çalışacaktır.

3- Stopa basıldığında veya herhangi bir motorun aşırı akım rölesi attığında tüm sistem duracaktır.

4- Sistemde bir tek stop ve start butonu kullanılacaktır.

Devrenin Çalışması :

Devrede kontaktörlerin kendi aralarında seri bağlı olan açık kontakları start butonuna paralel bağlı olarak mühürleme yapılmıştır. Start butonuna basıldığında bütün kontaktörler ve bunlara bağlı motorlar çalışır. Eğer motorlardan birinin aşırıakım rölesi atar ve kontaktörün enerjisi kesilirse mühürleme bozulur ve bütün motorların çalışması durur.

Alternatör Nedir? Yapısı ve Çalışma Prensibi Nasıldır? Nerelerde Kullanılır?


Alternatör : 

Mekanik enerjiyi, hareket enerjisini alternatif akım elektrik enerjisine çeviren makinalara alternatör denir.

Alternatörler alternatif akım üretmek için kullanılırlar.

Jeneratörlerde, dönme hareketini sağlayan benzinli veya dizel bir motora bağlı olarak alternatif akım elektrik enerjisi üretimi yaparlar. Böylece elektrikler kesildiğinde veya elektrik olmayan bir yerde elektrik enerjisi üretip kullanmaya yararlar.

Alternatörün yapısında şunlar bulunur;

Gövde, çelikten kaynak ile dayanıklı yapıda yapılmıştır. Stator sac paketi yüksek kalitede silisli çelik sacdan yapılmıştır. Çıkık kutuplu rotor %150 aşırı hıza dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Soğutma fanı dökme alüminyumdur. Yatak muhafazası dökme demirdir, ön ve arka taıyıcılar demir plakalardan kaynakla yapılmıştır.

Stator (Endüvi) :


Alternatörlerin statoruna endüvi denir. Gerilimin meydana geldiği kısımdır. Endüvi silisli sac paketlerinden yapılmış olup iç kısımlarına sargıların yerleştirilmesi için oluklar yerletirilmiştir. Alternatörlerde endüvi duran kısımda yapılmıştır. Çünkü endüvide oluşan büyük akım ve gerilimlerin fırça ve bilezikler yardımıyla dış devreye alınmaları zor ve pahalı olur. Ayrıca alternatörün verimini çok düşürür.

Endüvinin duran kısımda yapılmasının faydaları:

* Endüvi sargılarında endüklenen gerilim dış devreye fırça ve bilezikler
olmaksızın alınabilir.
* Duran kısımdaki sargıların sarılması ve izolesi daha kolay yapılır.
* Duran kısımda sargıların merkezkaç kuvvet etkisi ile yerlerinden fırlamaları söz konusu olmaz.
* Sargıların soğutulması daha kolay yapılabilir.

Endüktör (Kutuplar) :

Alternatörlerin endüktör (kutup) sargılarından doğru akım dolaşır. Bu sargılara fırça ve bilezikler yardımı ile dışarıdan doğru gerilim uygulanır. Kutupların çıkıntılı veya düz (silindirik) olmasına göre buralara sarılan sargılar değişik biçim alır. Çıkıntılı kutuplu bir alternatörün kutbu iki ucu dışarı çıkartılmış bir makara sargısına benzemektedir. Sargılar manyetik nüveden yalıtılmış durumdadır. Bu şekilde sarımı yapılan kutuplar, yan yana N-S-N-S oluşturacak şekilde bağlanırlar. Büyük güçlü alternatörlerde bu sargılar kalın lamalardan yapılır. Bu nedenle yalıtkanın iyi bir yalıtkanlık görevi yanında ısıya dayanıklılığı da düşünülmelidir.

Düz kutuplu alternatörlerde rotor sargıları için çoğu zaman el sargısı uygulanır ve iki kutuplu olarak sarılırlar. Rotorun yüzeyine açılmış bulunan oluklara el sargısı tipinde sargılar yerleştirilir. Yüksek devirli olan bu çeşit rotorlarda, sargıların merkezkaç kuvvet ve akımın dinamik etkilerinden dolayı oluktan fırlamamaları için sıkıca bağlanmaları gerekir. Rüzgâr kayıplarını azaltmak ve sargıların oluklardan dışarı fırlamalarını önlemek için olukların ağızlarına manyetik olmayan kamalar yerleştirilir. Böylece rotor yüzeyi silme bir şekildehazırlanır.

Rotor sargıları dikdörtgen kesitli emaye veya çift tabaka Fiberglas ile izole edilmiş bakır lamalardanyapılabilir. Rotorun tamamına vakum ve basınç altında erimeye polyesterreçine ile emdirme işlemi yapılır.

Alternatörün Çalışma Prensibi :

Bir manyetik alan içinde hareket eden iletken tellerin uçlarında elektrik akımı oluşur. Bu prensipten faydalınılarak alternatörler üretilmiştir. Rotor ile beraber oluşan manyetik alan döner. Elektrik üretilen iletken bobin teller statorda sabit durur. Hareketli manyetik alan içindeki bobin tellerin ucunda elektrik akımı oluşmuş olur.

Alternatörün Kullanım Yerleri : 

Arabalarda aküyü doldurmak için şarj dinamosu olarak,
Çeşitli jeneratörlerde istenildiğinde elektrik enerjisi üretmek için,
Rüzgar türbininde elektrik enerjisi üretmek için kullanılırlar.

23 Eylül 2019 Pazartesi

Kumanda Devrelerinde Pako (Paket) Şalterler Nedir? Çeşitleri, Sakıncaları Nelerdir?


Pako (Paket) Şalterler :

Birbirinin aynı olan birden fazla kontak yuvalarının bir mil üzerinde arka arkaya sıralanmasından meydana gelen ve bir eksen etrafında dönebilen, motor bağlantı işlemlerinde, ölçü aletleri komitatörlerinde, kontrol ve dağıtım tablolarında kullanılan elle kumandalı şalterlere paket (pako) şalter denir.

Orta ve büyük güçlü motorlar kontaktör ve rölelerle kumanda edilmektedir. Ancak küçük güçlü motorların kumandası daha ekonomik ve basit olması sebebi ile paket şalterlerle yapılır.

Her dilimde iki, üç veya dört gümüş alaşımlı kontağı bulunan paket şalterlerin, dilim sayısı arttırılarak değişik kumanda işlemlerinde kullanılırlar. Hareketli kontak bombeli, sabit kontak ise düz bir yüzeye sahiptir. Böylece tam temas en düşük geçiş direnci sağlanır.

Paket şalterin kullanılmasının bazı sakıncaları vardır.

Paket şalter bulunan devrede enerji kesildiğinde, devre kapalı kalacağından enerji tekrar geldiğinde alıcılar kontrolsüz çalışır.

Paket şalter ile birden fazla yerden kumanda yapılamaz.

Paket şalter devrelerine motor koruma röleleri bağlanamaz.

Paket Şalter Çeşitleri :
0-1 Paket Şalter : Asenkron motoru çalıştırıp durdurmak için kullanılır. 3 tane kontağı vardır.

1-0-2 Enversör Paket Şalter : Asenkron motoru devir yönünü değiştirmek için kullanılır. Paket şalterin 1 konumunda motor ileri yönde dönerken, 2 konumunda motor geri yönde dönmeye başlar.
Yıldız - Üçgen Paket Şalter : Üç fazlı asenkron motora yıldız üçgen yol vermek için kullanılır. Motor paket şalter ile önce yıldız konumda çalıştırılır. Motorun yol verme akımı düşünce 3-5 saniye sonra üçgen konumuna alınır.

0-1-Start Paket Şalter : Bir fazlı asenkron motorların çalıştırılmasında kullanılır. Paket şalter önce start konumuna alınır bir fazlı motorun ana sargısı ve yardımcı sargısı beraber devrededir. Motor devrini aldıktan sonra elimizi paket şalterden çektiğimizde start konumundan 1 konumuna yay ile geri gelir ve motor sadece ana sargı üzerinden çalışmaya devam eder.

0-1-2 Dahlender Paket Şalter : Dahlender bağlantılı asenkron motorları düşük devirli ve yüksek devirli çalıştırmak için kullanılır.

Değişik çalışma şekilleri için çeşitli tiplerde farklı paket şalterler üretilebilir.

Enversör (1-0-2) Paket Şalter ile Üç Fazlı Asenkron Motor Devir Yönü Değiştirme (İleri-Geri) Yol Verme Bağlantı Şeması

Yukarıdaki şemada sol tarafta enversör paket şalterin konumlarına göre (I-0-II) kontaklarının açık kapalı durumları görülmektedir. Şekilde çarpı işareti olan konumda üzerinde numaraları yazan kontağın kapalı konumda, çarpı işareti yoksa açık konumda olduğu anlaşılır. 1-2 numaralı kontak hem I, hemde II konumunda kapalıdır. Çünkü üç fazlı asenkron motor devir yönü değiştirilirken fazlardan biri sabit tutulur, diğer iki faz yer değiştirir.


Devrenin Çalışması :

Yukarıdaki şemada sağ tarafta verilen devrede enversör paket şalter 0 konumunda iken asenkron motor çalışmaz. Bu konumda iken enversör paket şalterin kontakları açık konumdadır.

Enversör paket şalter I konumuna alındığında 1-2, 3-4 ve 5-6 numaralı kontaklar kapanır ve asenkron motor ileri yönde dönmeye başlar.

Enversör paket şalter II konumuna alındığında 1-2, 7-8 ve 9-10 numaralı kontaklar kapanır ve asenkron motor geri yönde dönmeye başlar.

Elektrik Tesisatlarında Kullanılan Busbar Nedir? Avantajları, Kullanım Yerleri Nelerdir?


Busbar; elektrik enerjisinin dağıtım ve taşınması için tasarlanmış prefabrik ve modüler bir sistemdir.

Genel yapısı; metal bir gövde içerisinde, standartlara uygun olarak, alüminyum yada bakır iletkenlerin izolasyon malzemeleri ve ortamları ile birleşmesinden oluşur.

Busbar Sistemlerinin Bazı Avantajları :

* Yüksek mekanik ve elektriksel dayanımıvardır.
* Makine yerinin yaklaşık belirlenmesi ile projelendirme yapılabilir.
* Makinelere enerji iletimini anında sağlamak mümkündür.
* İşletmede her türlü değişiklik ve ekin hızla yapılabilme olanağı vardır.
* İşyerlerini düzensiz ve dağınık kablo karışıklığından kurtarır.
* Sistemde hareketli kablo bulunmadığından kabloya bağlı arıza ve kaza ihtimallerini ortadan kaldırır.
* Özel bakım gerektirmez, modüller kolayca sökülüp takılabilir, gerektiğinde bütünüyle taşınabilir.
* Montajı çok basittir. Kablolu sisteme göre montajda % 60 tasarruf sağlar.
* Sistemde enerji varken kutu takılıdeğilse akım alma deliklerinde elektrik yoktur.
* Akım alma kutusunun kapağı emniyet kolu sayesinde üzerinde enerji varken açılmaz.
* Galvanizli sac, gövde topraklama hattı görevi yapar.
* Ek noktalarından veya çıkış prizlerinden akım alma imkânı verir.
* Busbar sistemi dışarıdan bir yangına maruz kaldığında sistem yanmaz ve alevi yürütmez.
* Sistem halojen freedir. Zehirli gaz çıkarmaz.
* İsteğe bağlı olarak IP 54 koruma sınıfına sahiptir.

Kullanım Yerleri :

Büyük sanayi tesisleri, gökdelenler, tekstil ve konfeksiyon sektörü, otomotiv sektörü, tersaneler, oteller, alışveriş merkezleri, atölyeler, laboratuvarlar, asma tavanlar, yükseltilmiş döşemeler, depolar, garajlar, hipermarketler, iş merkezleri, vinç ve kreynlerde kullanılanaydınlatma ve kuvvet tesisatları ile benzeri iş yerleri ve alanlarda busbar kanal sistemleri ile kuvvet tesisatları döşenebilmektedir.

Kuvvet Tesisatı Nedir? Kuvvet Tesisatları Nelerdir? Nerelerde Kullanılır?


Kuvvet Tesisatları :

Elektrikli kuvvetli akım tesisleri; insanlar, diğer canlılar ve eşyalar için yaklaşma ve dokunma gibi durumlarda tehlikeli olabilecek ve elektrik enerjisinin üretilmesini, özelliğinin değiştirilmesini, biriktirilmesini, iletilmesini, dağıtılmasını, mekanik enerjiye, ışığa, kimyasal enerjiye vb. enerjilere dönüş türerek kullanılmasını sağlayan tesislerdir.

Kuvvet tesisatlarında kullanılan kablolar; bakır kablolar için en az 2,5 mm2, alüminyum kablolar için 4 mm2 kesitinde olmalıdır.


Tanımı :

Gücü 3 kW’ı geçen bir fazlı motorlar ve üç fazlı makinelerin tümünü kapsayan tesisatlara kuvvet tesisatları denilmektedir.

Bir başka ifade ile büyük güçlü makine, tezgâh, havalandırma vb. sistemlerin kurulması için yapılan tesisatlara kuvvet tesisatı denir. Kuvvet tesisatları için çizilen projelere de kuvvet tesisatı projeleri denir.
Yapım Yerleri : 

Elektrik enerjisi kullanılarak üretim yapılan fabrikalar ve atölyeler kuvvet tesisatlarında kullanılır

Bu tesisatlar;

* Büyük sanayi tesislerinde,
* Tekstil ve konfeksiyon sektöründe,
* Otomotiv sektöründe,
* Alışverişmerkezlerinde,
* Enerji iletim ve dağıtım tesislerinde,
* Trafo-ana pano ve panolar arası bağlantılarda,
* Tersanelerde,
* Gökdelenlerde,
* Otellerde kullanılır.

Meger, Megaohmmetre, Yalıtkanlık ve Toprak Direnci Ölçmede Neden Avometre, Ohmmetre Kullanılmaz?


Büyük yalıtkanlık dirençlerinin ölçülmesinde, pilli ohmmetreler ve avometreler kullanışlı değildir. Çünkü avometre içindeki pilin gerilimi (emk) çok küçük, yalıtkan ve toprak dirençlerinin değeri ise çok büyük olduğundan ölçü aletinden yeterli miktarda akım geçmez ve ölçüm gerçekleştirilemez.

Bunun için yalıtkanlık dirençlerinin ölçülmesinde üreteç olarak el manyetosu kullanılır. Günümüzde bu tip megerler yerine manyetosuz dijital megerler de kullanılmaktadır. Bunlar genel olarak 100, 250, 500, 625, 1000, 1250, 2500 ve 5000 volt üreten doğru akım üreteçleridir.

Yalıtkanlık deneyi, ne kadar yüksek gerilimle yapılırsa, alınacak güvenlik tertibatları da o kadar iyi olmalıdır.

Yalıtkanlık direncini doğrudan doğruya ölçen ölçü aletlerine MEGER denir. Bunlar esas itibariyle özel tipte imal edilmiş portatif ohmmetrelerdir.

Meger ölçüm cihazı ile topraklama direnci ölçüm şeması aşağıda görülmektedir.


Meger ölçüm cihazı ile yalıtkanlık direnci ölçüm şeması aşağıda görülmektedir.


19 Eylül 2019 Perşembe

Cemşab ve Şahmeran Efsanesi, Lokman Hekim, Medusa



Şahmeran Efsanesi :

Şahmeran İran ve Pers mitolojisinde görülen akılcı ve iyi olarak tanımlanan bellerinden aşağı yılan, üstü ise insan olan hiç yaşlanmayan yaratıktır. Şahmeran Farsçada yılanların şahı demek olan ''şah-ı meran'' dan gelir. Şahmeranın çeşitli efsaneleri bulunsa da Şahmeran hepsinde dişidir. Şahmeran'ın Akdeniz bölgesinin Tarsus ilçesinde yaşadığına inanılır. Kimi efsanelerde Yılan Kale'de yaşadığı söylense de kimisinde de yeraltında yılanlarla birlikte yaşadığı söylenmektedir. Şahmeran adlı efsane Mardin yöresinde de geçmektedir. Bu yörede Şahmeran bir resimle betimlenir. Şahmeran ustalarınca yapılan eserler duvarları süslemektedir.

Şahmeran'la tanışan ilk insanın adı bazı kaynaklarda Belkıya olarak geçmekteyken, bazı kaynaklarda ise bu isim Cemşab olarak söylenir. Çok yaygın olmasa da bazı kaynaklarda ise Şahmeran ile tanışan ilk insanın Lokman olduğu söylenmektedir. Hangi kaynağa bakılırsa bakılsın efsanenin sonunda Şahmeran ölür. Öldürülüş amacı ise hiç yaşlanmayan bu canlının yapısından insanlara şifa getirmektir. Hatta bazı kaynaklarda insanlar Şahmeran'a şifalı otları sorar ve öğrenir.

Daha Eski Zamanlarda Şahmeran Efsanesi'ne Benzeyen Efsaneler


Hititler zamanında anlatılmakta olan İlluyanka Efsanesi de yılana benzeyen bir yaratık içerir. Bu yılana benzeyen yaratığın adı İlluyanka'dır. İlluyanka, Fırtına Tanrısı ile savaşmaktadır. Bu destan bunu anlatır. Şahmeran Efsanesi'ne benzeyen başka bir mitolojik hikaye de Medusa'dır. Medusa'nın saçları yılanlardan oluşmaktadır ve göz göze geldiği kişiyi taşa dönüştürür. Yunun mitolojisinde Perseus tarafından tarafından kafası kesilen Medusa fiziksel özellikleriyle de yılanların kraliçesi olan Şahmeran'a benzemektedir. Hem Şahmeran'ın hem de Medusa'nın sonu ölümdür.

Cemşab ve Şahmeran

Binlerce yıl önce yedi katı olan yer altında Tasus'ta yaşayan yılanlar vardı. Bu yılanlara Meran adı verilmektedir. Meran adlı bu yılanlar gerçekten son derece akıllı ve şefkatli idi. Birbiriyle barış içinde yaşayan Meran yılanlarının kraliçesine Şahmeran denirdi. Şahmeran genç, alımlı ve güzel bir kadındı. Şahmeran ve birlikte yaşadığı Meran adı verilen yılanlar yer altı ülkesinde yaşayan iyi ve merhametli canlılar olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Efsaneye göre genç ve güzel bir kadın olan Şahmeran’ı hiçbir insan canlı olarak görmemiştir. Efsaneye göre, Meran yılanlarının kraliçesi olan Şahmeran'ı gören ilk insan Cemşab olmuştur.

Cemşab, hayatını devam ettirmek için odun satan fakir bir ailenin oğlu idi. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara bulurlar. Balı çıkarmak için arkadaşları, Cemşab'ı aşağı indirir. Balı yukarıya çektikten sonra arkadaşları kendilerine daha çok bal düşsün diye Cemşab'ı aşağıda bırakıp kaçmışlardır. Bunun üzerine Cemşab mağarada tek başına kalır. Cemşab mağarada bir delik görür ve bu delikten ışık geldiğini fark eder. Cebindeki bıçak ile deliği büyüttüğünde ömründe görmediği kadar güzel bir bahçe görür. Bu bahçede daha önce görmediği çiçekler ve bir havuz görür. Bunların yanında onlarca yılan görür.

Cemşab'ın gördüğü havuzun başında bir taht bulunmaktadır ve bu tahtta süt beyaz renkte bir yılan oturmaktadır. Cemşab, Şahmeran'ın güvenini kazanarak yıllar boyu o bahçede hayatını sürmüştür. Şahmeran, Cemşab'a tıp bilimindeki bilmediklerini açıklar. Havuzun başında beyaz vücutlu bir yılan oturmakta bu yılan da yılanların şahı Şahmeran’dır.

Cemşab, Şahmeran ile tanışıp onun güvenini kazanmıştır. Uzun yıllar Şahmeran’dan tıp ile ilgili pek çok bilgi edinmiştir. Şahmeran’ın Cemşab’a verdiği bilgiler insanların henüz bilmediği ilimlerdir. Cemşab’a Lokman Hekim de denilmektedir.

Cemşab yıllar boyunca Şahmeran'ın yanında kalınca ailesini özlemiştir ve Şahmeran'a yalvarır ailesinin yanına dönmek için. Şahmeran bu öneriyi bir şartla kabul eder. Bu şart Cemşab'ın kendisinin yerini kimseye söylememesidir. Cemşab yer yüzüne çıktıktan yıllar sonra bile kimseye Şahmeran'ı anlatmamıştır. Cemşab sözünü tutmuş ve evine döndükten sonra kimseye olanlardan bahsetmemiştir. Döndükten sonra herkes onu öldü bildiği için nerede olduğunu yakın çevresi ısrarla sormuş fakat o bir cevap vermemiştir.

Döner dönmez ilk işi annesinden kendisini kuyuya atan arkadaşlarının akıbetini sormak olmuştur. Annesi ise onların çok zengin olduklarını ve ticaretle uğraştıklarını anlatmıştır. Hatta zaman zaman kendisine maddi olarak yardımda bulunduklarını da söylemiştir. Fakat Cemşab ısrarla onlarla görüşmek istemiştir. Görüştüğünde onların vicdan azabı çektiklerini görmesi ve özür adına servetlerinin yarısını Cemşab’a getirmeleri üzerine, Cemşab onları affetmiş ve tekrar dost olmuştur. Bir gün ülkesinin padişahının hasta olduğunu söyleyen vezir, tedavisinin şahmeranın etini yemek olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine bütün ülkedeki herkesin vücuduna bakan vezir Cemşab'ı ifşa eder ve yerini söylemeye zorlar. Bunun üzerine Cemşab Şahmeran'ın yerini söyler. Şahmeran Cemşab'a kendisini kaynatmasını, kafasını padişaha, gövdesini vezire, kuyruğunu da kendisine yedirmesini söyler. Böylece padişah iyileşir, vezir ölür, Cemşab ise Şahmeran'ın kuyruğunu yemesiyle Lokman Hekim olur. Şifalı otların neler olduğunu Lokman Hekim’in Şahmeran’dan öğrendiği iddia edilmektedir.

Şahmeran Efsanesi’ne göre Şahmeran’ın yılanları olan Meranlar onun öldüğünü asla bilmemektedir. Hatta yılanlar şahlarının öldüklerini öğrendikleri takdirde, Tarsus'u yağmalayıp Şahmeran’ın intikamını almaya çalışacaklardır.

Bazı rivayetlere göre Şahmeran’ın ölümünün asıl amacı insanların sağlığına kavuşması ve şifa bulması olarak yorumlanmış ve Lokman Hekim’in Şahmeran’dan pek çok tıbbi ilmi öğrendiği anlatıla gelmiş şehir efsaneleridir. 

Mersin'in Tarsus ilçesindebulunan hamam Efsanevi Şahmeran’ın burada kesildiğine inanıldığından “Şahmeran Hamamı” adı taşımaktadır. Hamamın özelliğini ve Şahmeran'la ilgili efsanesi yörede ünlüdür. Kentin en işlek caddelerinden biri olan Adana Caddesi’nde, üst tarafı insan alt tarafı yılan biçiminde ve gövdesini birçok küçük yılan saran Şahmeran anıtı dikilmiştir.

18 Eylül 2019 Çarşamba

Deney Genie - Dil Öğrenmede Kritik Periyot / Kritik Dönem Hipotezi


DENEY... Yer Los Angeles…

Genie, 1970 yılında bir evin bodrumunda, lazımlıklı sandalyeye bağlı olarak bulunduğunda 13 yaşındaydı. Katarakt dolayısıyla görüşünü yitirmiş annesi kocasına karşı çıkmaya korkmuş, susmayı tercih etmişti.

Akıl hastası babası yüzünden ömrünü hayattan tamamen tecrit edilmiş bir halde geçiren kızın bildiği kelime sayısı 20 civarındaydı. 13 yıl boyunca sadece “Kes şunu” veya “Yeter artık” gibi birkaç cümle haricinde hiç ses duymamıştı. Çünkü akıl hastası baba, annesinin ve büyük kardeşinin Genie ile görüşmelerini yasaklamıştı.

Bazı geceler ağladığında babası bodruma iniyor ve havlamaya benzer korkunç sesler çıkararak kızı susturuyordu. Kız, kimi günler bağlı olduğu sandalyeyle birlikte yere düşüyor ve saatlerce düştüğü yerde kalıyordu. Babası arada bir insafa gelip kızı sandalyeden çözüyor, bir uyku tulumuna sarıp üstünde metal kapak bulunan bir beşiğin içine koyup kapağı kapatıyordu.

Annesinin, kendisine verilen bir dakikalık süre içinde yalnızca kızını beslemeye izni vardı. Beslenme esnasında da konuşması yasaktı.

Babası küçük kızı 13 yıl boyunca az ışık alan bir odada sandalyeye bağlı oturmak zorunda bıraktı. Genie bu süre boyunca dile neredeyse hiç maruz kalmadı. Bulunduğunda 6 yaşındaki bir çocuk gibiydi. Suçlu babası mahkemeye çıkarılmadan önce intihar etti.

Radyosu, televizyonu olmayan bu çocuk, duygusal ve sosyal mahrumlukla büyüdü. Şans eseri kurtarılıp hastaneye getirildiğinde ayakta duramıyor, insani özellikler sergileyemiyordu.

Dahası dil bilmediği için iletişim kuramıyordu.

Olayı duyan psikolog, psikiyatr, engelli eğitmeni gibi bilim adamları hemen hastaneye akın ettiler. Bu grubun arasında en iştahlı gözükenleri dil bilimcilerdi. Ana dilin ancak çocukluk döneminde öğrenilebileceğini savunan Kritik Periyot / Kritik Dönem hipotezi için sonunda tabii bir denek bulmuşlardı.

Hastane, bilimsel araştırmaların üssü haline geldi. Genie’yle gönüllü olarak ilgilenmek isteyenler sıraya girdi, evlatlık almak için türlü numaralar çekildi.
Yıllar süren uğraşlar neticesinde Genie, yaş olarak geç kalması sebebiyle 100 kelimeden fazlasını öğrenemedi ve annesi tarafından kimsesizler evine gönderildi.

Dil ediniminde kritik dönem varsayımı belli bir yaşa kadar dile hiç maruz kalmayan çocukların hayatlarının geri kalanında hiçbir zaman dil öğrenemeyeceğini ortaya koyar. İlk dilini bu dönem geçtikten sonra öğrenen çocukların dil bilgisi ile alakalı sorunlar yaşadıkları sonradan görülecektir. Genie vakası o kadar önemli bulunmuş olacak ki, hükümet bu konuyu araştırmaları için bilim adamlarından oluşan bir ekip kurmuştu.

Genie çok meraklıydı, onun için yeni olan her nesnenin adını soruyor ve öğreniyordu. Dil becerilerinden sorumlu sistemlerin bulunduğu beynin arka kısmı Genie hiç dile maruz kalmadığı için uyarılmamıştı ve gitgide küçülmüştü. Özetle Genie’nin beyni dil için gerekli kapasiteye ulaşacak kadar gelişmemişti. Varsayıma göre Genie artık dili tam anlamıyla hiç öğrenemeyecekti.

14 yaşına geldiğinde annesi Genie’yi alarak eski evlerine döndü ancak Genie ile ilgilenmekte yetersiz kaldığından o birkaç hafta sonra bakımevine yollandı. Bakımevinde ona yeterli psikolojik destek verilmedi ardından Genie sürekli bir yerden diğerine taşındı. En sonunda Genie, insanca yaşaması için koşullar sağlanmadığından ve deney faresi gibi davranıldığı gerekçesiyle bilim adamlarıyla görüşmesi yasaklanarak Los Angeles yakınlarında bir yetişkin bakım evine bırakıldı. Genie burada işaret dilini öğrendi ve işaret diliyle iletişim kurmaktadır.

Tez doğrulandı.

Yukarıdaki metne göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

a) Bazı şeyleri öğretmek ancak belli bir yaşa kadar mümkündür

b) Bir çocuk 13 yaşından sonra dilini öğrenemiyorsa, dinini ve kültürünü de zor öğrenir.

c) Kritik periyotta aile tarafından verilmesi gereken eğitim ihmal edilirse telafisi zor olur.

d) Toplumda uyumsuzluk gösteren kişilerin birçoğuna çocukken doğru eğitim verilmemiştir.

d) Hepsi

Tombul Yürek (Susanna Tamaro) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili

Kitabın Adı : Tombul Yürek

Kitabın Yazarı : Susanna Tamaro

Kitap Hakkında Bilgi :

Michele şişman bir çocuktur, ya da en azından onu ne olursa olsun zayıflatmaya karar vermiş olan annesi böyle düşünmektedir. Zavallı Michele’nin yaşamı bitip tükenmek bilmeyen cezalar ve diyetlerle geçmektedir. Onun en yakın arkadaşı olan evin buzdolabı Buzz, Michele’ye şövalyelik unvanı verir ve onu Şövalye Tombul Yürek, Muhallebi ve Simit Markisi olarak adlandırır. Annesinin zoruyla Sıska Hamsiler Kliniği’nde kalmak zorunda olan ve buranın şişman çocuklar için bir hapishane olduğunu anlayan Michele, bu şövalyelik unvanını kullanarak klinikten kaçar. Anneannesinin evine giden yolu ararken ormanda yolunu yitiren tombul çocuk, konuşan bir Sansarcık ve sahibi Bay Kakkolen ile karşılaşır. Başarısız bir mucit olan Bay Kakkolen Michele’nin bir kahramanı olmasını ve şövalyelik unvanını gerçekten hak etmesini sağlar.

Tombul Yürek kitabı Susanna Tamarro’nun çocuklar için yazdığı aslında ailenin her ferdine ilginç mesajlar veren hoş bir kitap. Kitabın ilk bölümleri monoton olsa da günlük yaşantımızda her zaman karşımıza çıkan olayları anlatmaktadır. Kitap ilerleyen bölümlerde macera dolu ve süprizlerle dolu devam etmektedir.

Kitabın Özeti :

Küçük Michele annesi ile yaşayan, şişmanlığından pek yakınmayan küçük bir çocuktur. Kendi fiziğine ve kilosuna dikkat eden annesi, Michele’in bu şişman halinden hiç memnun değildir. Michele zaman zaman gece acıkmakta ve buzdolabından küçük şeyler yiyerek annesinden habersiz kaçamaklar  yapmaktadır. Bir gün Buzdolabı BUZZ kendisi ile konuşur. Ona istediği yemekleri vermeye başlar. Bu arda Michele ile konuşan BUZZ, onu şövalye ilan eder. Michele ile buzdolabı arasında bir ilişki doğar. Ancak Michele bunu pek irdelemez. Artan kilosu annesi ile babasının bir önlem almasını sağlar ve onu zayıflayacağı bir Çocuk Kliniğine gönderirler.
Michele için klinikte acı dolu günler vardır. Kliniğin baş doktoru İskeletsel Hoşhanım, Michele in hoşlanmayacağı önlemlere, katı kurallara boğar. Michele çareyi klinikten kaçmakta bulur ve ormanda kaybolur. Ormanda kendisi ile konuşan bir sansarla tanışır ve arkadaş olur. Sansar onu Bay Kakkolen ile tanıştırır. Bay Kakkolen aslında bir bilim adamıdır ve dünyada konuşan bütün buzdolapları onun eseridir. BUZZ da dahil tabi. Kakkolen küçük şövalyeyi önce bir yarasaya dönüştürür. Küçük tombul yarasa Michele ilk iş evine uçar ve uzun süredir görmediği annesini görür.

Annesini  kendisinin kaybolmasından sonra yataklara düşmüş halde ve evdeki bütün abur cuburları yemiş halde bulur. Küçük yarasa annesine doğru sarılmak ister ancak annesi onu tanımaz ve Michele'i kovalar. Zavallı Michele üzgün bir şekilde Bay Kakkolen’in yanına gider. Çok ağlar ama Bay Kakkolen kendisinin bir şövalye olduğunu hatırlatır ve önemli bir görevi olduğunu söyler. Bay Kakkolen, kimsenin bulamadığı ve herkesin bilmediği bir canavarı yenmesi görevini Michele verir. Bu canavar küçük çocukları yiyen korkunç bir canavardır.

Michele bütün nasihatler ve Bay Kakkolen’in kendisine verdiği öğütlerle bu korkunç canavarı yener. Muzaffer olarak Bay Kakkolen’in yanına gelir ve birden bire yarasadan küçük ince bir çocuğa dönüşür. Artık Cesur Yürek Michele evine annesinin yanına dönebilecektir. Annesi onu mutlulukla karşılar. Artık Michele normal kiloda bir çocuktur, ancak bir sorun vardır. Kendi fiziğine dikkat eden annesi üzüntüden kilo almıştır.

Veba Geceleri (Orhan Pamuk) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Veba Geceleri Kitabın Yazarı: Orhan Pamuk Kitap Hakkında Bilgi: Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı Veba Geceleri, 190...